di 30 Kânunusani 1932 Kibrit fabrikası Kibrit burada yapılacak fakat.. Yalnız kavak çöpleri yerli olacak! Kibrit fabrikası bir iki ay sonra faaliyete başlıyacaktır. Fabrika bütün ibtidai maddelerini hariç- ten getirtecektir. Ve bu müna- sebetle teşviki sanayi kanunundan istifade ederek gümrük resmi vermiyecektir. Kibrit şirketi Isveçten (ogeti- receği iptidai maddeleri buradan tedarik edebilir. Netekim bu şirket başka memleketlerde açtıği fabrikalar için ibtidat maddeleri, İsveç'ten getirtmiyor. (o Halbuki bizde yalnız çöp yapmak için kavak ağacı kullanılacaktır. Bir kimyaker bu bahsi bize hatırlat- tıktan sonra şu fikri ileriye sürmektedir: — Kibrit fabrikası burada fosfor d erhal ve kolorü de potas fabrikaların da açabilir. Bilhassa fosfor fabrika- sını açmak gayet kolaydır. Mem- leketimizde bu kadar kemik sokağa atılıyor. Bu fabrika ke- mikleri toplatabilir. Bu suretle hem bir kaç kişiye iş çıkar, hem memleket bir fabrika kazanır. Aynı zamanda fosfor almak için harice para çıkmaz. Kibrit şirketi burada iptidal madde fabrikalarını da açmalıdır. Eroin ve kokain Zabıta şiddetli takibat yapıyor Son zamanlarda ötede beride gizli kokain ve eroin satanlar çogalmağa başlamıştır. £ Bunun . man'i için zabıta tedbirler almış- tır. Eroin ve esrar satan bir çok kimseler yakalanmıştır. Evvelki gün Beyoğlu polis merkezi oralarda eroin satmakta olan Isak, Parsak ve Hayık isim- lerinde (Oüç kişi yakalamıştır. Polis merkezi bunları tahkikat evraklarile birlikte Beyoğlu sulh ceza mahkemesinine teslim etmiş- tir. oOMahkeme üçü hakkında tevkif Oo müzekkeresi (kesmiştir. Maznunlar tevkifhaneye konulmuş, evrak İ inci ceza mahkemesine verilmiştir. Bilümum polis merkezleri bu şekilde eroin ve esrar satılması- nın önüne geçmek için çalışmak- ütün kongresi Her tarafta büyük hazırlik var Akhisar 29 (Hususi) — Şubatta Ankarada toplanması takarrür eden tütün kongresine burada büyük ehemmiyet verilmektedir. Akhisar murahhası olarak tütün- cüler bankası müdürü Halil Hilmi bey gösterilmiştir. Halil Hilmi beyin riyasetinde maruf tütüncüler içtima ederek kongrede görüşüle- cek tütün hakkındaki meselelere dair müzakerede bulunmuşlardır. Görüşülen başlıca mesele tütün ziraatinin tahdidi,müstahsile azami kredi temini ve satış kooperatif- leri teşkilidir. Istanbul murahhasları bugün gidiyorlar Ankara tütün kongresine işti- rak edecek olan murahhaslar perşembe günü Ticaret odasında toplanmışlardır. Ticaret odasının murahhasları, ihracat ofisi mü- dürü Cemal ve tütün rapor- törü Haluk beyler bugün Anka- raya gideceklerdir. w 30 bıçak! Tahtalar sökülünce Hapis- hanede neler bulundu? Manisa, 28 (Hususi) — Tamira- tina devam edilmekte olan umumi hapishanenin taban tahtaları sö- külünce otuzu mütecaviz bıçak meydana çıktı, Müddeiumumilik tahkikata başladı. Manisada grip Manisa, 28 (Hususi) — Mani- sada da grip salgın bir şekil almıştır. Sıhhiye müdürlüğü tedbir ittihaz ediyor. Mülhakat mektep- lerinin sıhhi vaziyetlerini teftişe giden maarif sıhhat müfettişi dok- tor Ali Muhils bey teftişini biti- rerek dönmüştür. Muhlis bey mek- teplerin vaziyetini iyi bulduğunu söylemiştir. Manisanın bir köyünde beyin humması Manisa, 27 ( Hususi) — Ahmet- lide beyin humması görülerek Iİ tedabiri sıhhiye yapıldı. Gandi'yi görmek için Hindistanda karışık vaziyet de- vam ediyor. Bu sebeple tevkif edilenler çoğalmaktadır. Her bir çok halk Gandi'nin mevkuf bulunduğu hapishanenin önünde toplanarak Hintli reisi görmek istiyor. Resmimiz bu hapishaneyi ve kapının önüde toplananlardan bir kısmını gösteriyor. Rusya - Lehistan Leh gazeteleri misakı hararetle selâmlıyor Varşova 28 (A.A.) — Gazete- ler Sovyet Rusya ile parafe adilen ademi tecavüz misakı hak- kında mütaleat neşrine devam etmektedirler. Gazete Polska, Sovyet Rusya ile Lehistan arasında aktolunan bu misakın Avrupa sulbünü tar- sin hususunda yeni ileri bir adım teşkil ettiğini yazmakta ve bu misakı daha umumi bir mahiyette olan Kelloğ misaka ile mukayese ederek şimdiki formül- lerin sarahat itibarile ona mürec- cah olduğunu kaydetmektedir. Bu gazete diyor ki: “ Tas Ajansının beyanatından anlaşılıyor ki, şarki Avrupa sul- bünü kuvvetlendirecek merhaleyi itmam hususunda bir tek müşkü- lât kalmıştır ki, bu da Romanya ile olan fikir ihtilafıdır. Ümit ede- riz ki bu ibtilâf ta izale edile- cektir. Romanyu - Rusya itilâfı umumi münasebatı normal bir hale getirmek için elzem bir mahiyettedir. Hükümete muhalf gazeteler de misaki ayni memnuniyetle selâm- lamaktadır. a 9 ZİNDAN HATIRALARI Gençliği himaye Kahveköşesi, sigara dumanı! Akhisar gençleri bundan kurtulmak istiyor Akhisar 28 (Hususi) — Burada himayeye muhtaç temiz bir genç- lik zümresi var. Gençleri himaye edecek bir teşekkül, bir mahfel olmadığı için kahve köşelerinde tavla başında iskambil masasında sabahtan akşama kadar pis sigara dumanları içinde vakit geçiriyorlar. Benizleri sarartan bu pis kahve- ler gençlerimiz için âdeta bir mikrop membaı teşkil ediyor. Onlarda bu tarzı hayattan müş- tekidirler. Fakat bunları himaye edecek bir teşekküle muhtaçtırlar. Akşamları hep bir arada toplan- malarına mahsus bir mahfel ve ciddi bir spor teşkilâtına ihtiyaç vardır. Vakıa Akhisarda ufak bir iki spor klübü varsa da bunlar ciddi bir disiplin takip edilmediğinden sönmeğe mahkümdurlar. İşittiği mize nazaran pek yakında pie kül edecek Halk evleri gençleri himayeye çalışacaktır. Akhisarda bağcılık Akhisar, 28 ( Hususi) — Bu sene Manisa ovasında bağcılığa çok ehemmiyet verilmiştir. Halk yeniden bağ dikmeğe koyulmuş- tur. Söylendiğine nazaran on bin dönüm kadar bağ dikilmiştir. Ingilter - Fransa Iki başvekil ne zaman görüşecek? Londra 28 (A.A.) — Daily Telgraf (gazetesi, (| halihazırda artık Laval - Makdonald mülâka- tanın mevzuubahs olmıyacağını, ancak, M. Makdonald'ın şubatın ikinci haftasında tahdidi teslihat konferansına giderken M. Laval ile görüşmek üzere (Paris'te tevakkuf etmesi muhtemel bulun- duğunu yazmaktadır. Şimdiki halde tamirat konfe- ransının içtimaı ibtimalleri gitgide eseliliyesabta dr? Muhtaç çocuklara yardım Manisa 27 ( Hususi ) — Kasa- bada muhtaç çocukların iaşe ve ilbası için İsmet paşa mektebi başmuallimi Taciser Rahmi hanr- mın riyaseti altında muallimler birliğidde toplanılarak ebeveyin birlikleri teşkil edilmiş ve 2000 çocuğun iaşeleri temin olunmuştur. Balık ihracatı Balıkçılar buna imkân görmüyorlar Ibracat ofisi balık ihracatının artması için balıkçıları bir içtimaa davet etmiştir. Bir balıkçı bu davet münasebetile bir muharri- rimize şu şözleri söylemiştir: — Ihracat ofisinin balık tutulup tutulmadığından (galiba — haberi yok. Ihracat yapmaktan vaz geç- tik, kendi ihtiyacımız için balık tutamıyoruz. Balık fazla olsa bile bütün memleketin istifadesi kabil değildir. Meselâ Sinopta çifti bir liraya balık satıldığı halde burada dört liraya satılır. Evvelâ buna çare bulalım. izmitte fakir çocuklara yardım Izmit, 28 (A. A.) — Himayei etfal cemiyeti İzmit şubesi, Hilâ- liahmerle müştereken 300 fakir ve yetim çocuğu bayramda giy- dirmek üzere şimdiden bhazırlık- lara başlamıştır. AKŞAM'ın tefrikası: No: 10 Sahife 5 30 Kânunusani 1932 RE A AE YİLİNDA LE Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : * İşte ellerim kelepçeli olduğu halde, beş ölüm yoldaşımdan ayrılarak Üsküdar kıyısında sa- baha karşı geri çevrilip te tekrar (cami altı) na tıkıldığım ve bir az sonra genç mülâzimin kurtula- cağımı tepşir edip gidişi ile yak nız kaldığım zaman hep bu yakın mazimi düşündüm. * Bu düşüncenin bilmem nere sinde idim ki, kapımın önünde bir hareket sezdim ve kapı açıldı. Bu sefer başka bir zabit ve iki kanun neferi göründü: — Buraya gel, dediler. Yürüdüm, Dört kişilik kafile ağır ağırilerledik, bir bahçe geç- tik, bir binaya girdik, kapının önün de yüzbaşı bana döndü ve: — Gözünü iyi aç, münasebet- sizlik edeyim deme hakkında hayırlı olmaz sonra... dedi. Fakat ne demek istiyordu, o anda bir şey anlamadım. Kaç aydır Ellerinde esir gibi dolaşırken zaten ne münasebetsizlik etmiş- tim ki, hattâ edecek halim kalk mıştı ki şimdi bu ihtara muhatap oluyordum. Fakat bunları sormak, manasız bir şeydi! Içeride yine o, dün gece sahil- deki muhafız başımız, kabasakal Mehmet paşa, etrafında da beş zabit. Alaylı oldukları yüzle- rinden pek belli olan bu zabitler kabasakalın buzurunda el pençe divan durmuşlardı. Bu heyetler huzuruna çıkmak kadar gücüme giden bir şey yoktu. İçimden: — Eyvah dedim, yine ayni işkence, yine ayni eza ve cefa, yine ayni kabir sualleri... Kabasakal Mehmet paşa, kaba sakalını sağ eli ile kaşır gibi yahut yerinde durup durmadığını anlamak ister gibi yokladı ve söze başladı, halinde bir fevkalâ- delik vardı: — Bu günden itibaren günde beş vakit değil (beş yüz vakit secdeye kapan ve Cenabıhakka hamdüsena etmek, velinimet bi- minnetimiz padışahımız efendimiz hazretlerinin ömrü afiyetlerine göz yaşları dökerek dua et. Efendimiz hazretleri bak ne kadar rahim ve şefiktirler, tebeai sadıkaları ile ne dereceye kadar münasebattar, ve meşguldürler ki gece yarısı seninle alâkadar olmuşlar ve enağır bir cezanın eşiğinde bulumurken seni af ve merhamet- lerine lâyık görmüşlerdir. Kendini yeniden dünyaya gelmiş say oğlum... Şaşkın şaşkın dinliyordum. Öte- kiler omuzları ve göğüsleri parıl parıl parliyan o beş kişi, her (velinimet...) her, (efendimiz haz- retleri...) sözünde başlarını sahte, cali bir hürmetle eğiyorlar, sonra boyunlarını büküp, gözlerini yu- marak dinliyorlar, yahut uyuklu- yorlardı... Kabasakal devam ediyordu: — Şimdi sana düşen vzife bu af ve merhamete lâyık bir bende olduğunu: ispat, hemde fiilen ispat etmektir. Binaenaleyh bade- ma harekâtın bu yolda tanzim etmelisin . Ibadet ve taat, dua ve niyaz- dan başka hiç bir şeyle meşgul olmıyacak, ne beklersen efendi- mizden bekliyeceksin. Ne derdin varsa efendimize arzedeceksin, anladın mı?,, Tereddüde mahal yoktu. Inat ve fazla kahramanlık herşeyi ber- bat edebilirdi. Cevap bekliyen bu haşin surata tükürmek iste- yen ağzım, sade bir: — Evet, diyebildim. — O halde yaklaş bakayım şöyle | Köşedeki masaya doğru yürü- dük. Masanın üzerinde yeşil atlasa sarılmış bir kur'anıkerim durw yordu. — Elini koy mushafışerife| Kodum. 7 — Benim ile beraber tekrar et bakayım. Ab yarabbi o andeki şaşkın lığım, karma karışık hislerimi asla tarif ve tasvir edemem. O, ağır ağır, yüksek sesle söylemeğe başladı : — Velinimeti biminnetimiz şev- ketmeap: efendimiz... Ben aptal aptal bakıyordum. O, aksi suratını bana dönerek bağırdı: — Haydi, sen de beraber.. Ve ötekiler, öteki beş zebellâ, başlarile, gözlerile, hal ve tavır- larile beni teşvik ediyordu. Kendi kendime, ( yarabbi, sen beni affet...) dedim, ve ben de başladım. — Velinimeti biminnetimiz şev- *İ ketsimat efendimiz hazretlerine son nefesimekadâr bir kul ve köle gibi hizmet edeceğime, badema hiç kimsenin igfalâtına, ifsadatına asla kapılmıyacağıma, beni fesada teşvik etmek istiyenleri her kim olursa olsun derhal ihbar edece- ğime, her hangi bir suretle firar ederek memaliki ecnebiyede fesat ile iştiğal edenlere kat'iyen iltihak etmiyeceğime ve daima Padişa- hımız Oefendimiz (hazretlerinin ömürü afiyetlerine dua ile ve vaktını ibadat ve taat ileimrar edeceğime vallahi, billahi, tillahil,, Yalnız dudaklarım değil, bütün vücudum. titriyordu. Asabım bü- zülmüş, nerede ise yere yıkılıp kalacaktım. Bu biter bitmez elimi kur'ndan çektim. Kabasakal: — Dur,dedi, şimdi gene hep beraber, haydi bakayım. Gene: ne olacağız diye bakıyor- dum, gözlerim onun menfur dudak- larında idi, ve çaresiz one derse tekrar edecektim. — Padişahım çok yaşal.... Bu defa öteki beş adımda iştirak etti, ve orada bir tiyatro sahnesini andırd. Üç dafa bu (yaşa)yı banğır banğır bağırdık. Artık her iş bitmiş görünüyordu. Kabasakal; (Arkası var) Lisan mütehassisı Muallim ANJEL Fransızca tedrishanesinden: Yeni kurslar açıldı. Mahtumunu- zun Fransızcası zayıf ise derhal bize gönderiniz, onu takviye etmeği deruhte ederiz. Aylığı Birinci grup 3 lira, ikinci ve üçüncü 4 liradır. Eminönün'de Karakaş Hanı OLAMAYA YA KANSIZL yegâne deva kani ihya eden En muntahip etibba tarafından tertip edilmiştir. benizsizlik icin Nörasteni, zailyet ve Chlorosa SIROP DESCHLENS, PARIS