30 Kânunusani 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA Tarihteki tahriflerin tashihi Komşumuz Sovyetlerin maarif komiserliğini iden Lunaçarski, yalnız bolşeviklik âleminde değil, bütün dünyada O münevverliğile şöhret kazanmış bir simadır. Alelhusus, sanat, bediiyat saha- sında, parmakla gösterilecek dere- cede kendini göstermiş ülema- dandır. Bu Lunaçarski, son zamanlar- da, ortaya bir fikir atmış: “Tarihin ilk vesikalar üzerinden tekrar tetkiki lâzımdır. Zira, em- perialist milletlerin âlimleri, ken- di istilâ ettikleri memleketlerin tarihini, ister istemez öyle tabrif etmişlerdir ki, istilâiya uğramış milletlerin hakiki siması tanınmaz hale gelmiştir. ,, Ne doğru! Meselâ, insan, maazallah, ırkı ahmerin tarihini Avrupa'da şim- diye kadar yapılan neşriyattan öğrenmeğe kalkışsa!... (e Kırmızı derili insanlar, azılı, katil, cani, âdeta gulyabani, yamyam... Bu fikir, sinemalarla bile, halk ara- sında tamim edilmiştir. Halbuki, doğrusunu isterseniz, Amerikanın istilâsından sonra, asıl katilliği, caniliği, gulyabaniliği ve yamyam- lığı yapan beyaz derili ırkdaşları- ınızdır: Milyonlarca kırmızı derili insanı, beyazlar, katliâmlara uğrat- ınışlardır. Bir tarladaki yabani otların kökünü kuruturcasına on- ların kökünü kurutmuşlardır. Haki- kati halde, kırmızı derililer, Asya'da bugün mevcut mil letlerin bir çoğundan medeniyetçe daha ileri gitmiştiler. Beyaz'lar, sahanin kendilerine serbes kalması için La Fontanie ( — Lâfonten) in kurtla kuzu fıkrasında olduğu gibi, pestenkerani bahanelerle ırkı ah- meri kabahatli çıkarmıştır. Hindistan tarihi de ona göredir: Sözde, Ingiliz'ler Hindistan'a gir- mişler de, -hay Allak razı olsun!- orasını mamurlaştırtmışlar. Halbu- ki, ilk vesaik üzerinden tahkikat gösteriyor ki, istilâ zamanında, Hindistan da, hemen İngiltere'nin o zamanki medeni seviyesindeymiş. Lunaçarski, Orta Asya millet- leri tarihinin de Rus oÇarlığı tarafından aynı suretlerle tabrif edildiğini söylemekte ve bu tarihin yeniden yazılmasını teklif etmek- tedirler. Filhakika, benim de dikkatimi o celbetmişti. o Çarlık tarihçileri, rus hududu dahilinde kalmış Türk'lere ( tek onları biz- lerden ayırmak için) başka isim takmışlardı, bizlere başka isim: Bize “turok,, derler; dahillerindeki Türkl'ere “Tiurk ,,. b Lunaçarski'nin irşadından evvel bu cihet oObizde de dikkati celbetmiştir. Hattâ Gazi'nin him- metile fi'liyata bile geçildi. Nete- kim, mekteplerde tarih, eskiden olduğu gibi, emperialist noktai nazarına göre tedris edilmiyor; türk noktai nazarına göre tedris ediliyor. Gerçi, bu iş, bu günden, henüz ekmel şeklini bulmamıştır. Lâkin, ilk dev adımı atılmıştır. (Vâ - Na) Şehir bütçesi Varidat azaldığı için sıkıntı çekiliyor Belediye varidatının bu sene 800 bin lira kadar noksan olaca- ğını yazmıştık. Şimdi varidattaki noksanın Odaha fazla olacağı tahmin ediliyor, Yalinız oktrova- dan geçen seneler bir buçuk mil- yon lira varidat alınmışken bu sene bu miktar 700 bin liraya dümüştür. Belediye muhtelif varidat mem- balarının sarsılmasından dolayı mali müşkilâta tesadüf etmekte- dir. Son günlerde bu yüzden tediye hususu bazen sektelere uğramıştır. Kanalizasyon şirketinin belediyeden 400 bin lira kadar birikmiş alacağı olduğu söyleniyor. Maamafih perakende tediyat eskisi gibi muntazaman yapılıyor. Bundan başka muamelesi neti- çelendiği halde tahsisatı kalmıyan istimlâk gibi işler için belediye, şehir meclisinden munzam tahsisat istiyecek ve bu gibi borçlarını ödeyecektir. Neden çekildi? Belediye sıhhiye müdürünün istifası Belediye sıhhiye müdürü doktor Neşet Osman bey sıhhi sebepler- den babisle istifa etmişti. Fakat bu istifaya bazı ibtilâfların sebep olduğu anlaşılmaktadır. e Bunun başında bu sene belediyenin sıhhiye bütçesinden sekiz bin liradan fazla tasarruf yapması gelir. Bundan başka şehir sıhhiye- sine ait olarak Neşet Osman beyle sıhhiye vekâleti arasında bazı prensip ibtilâfları çıkmıştır. Neşet Osman bey, daha az bir bütçe ile ve şehir sıhhiye işlerini takyit edecek şekilde müdürlğü yapamayacağına kani olmuş ve çekilmeği tercih etmiştir. Neşet Osman beyin yerine müdürü Sadık beyin tayin edile- ceği söylenmektedir. AKŞAM Tabi Türkiye Ecnebi 1400 kuruş 7700 kuruş 780 » 1459 40 » 150 > SENELİK GArLIR SATLIK LAYUK m5” Abone ücretleri doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. doğrudan Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Ramazan 22 — Kasım: 84 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı Me 157 75 Mv ys Va. 5,33 7,14 12,27 15,5 17,20 18,55 sıhhiye vekâleti muaveneti içtimaiye ŞEHİR HABERLERİ | Gaip memba!.. | Sokak çocukları Belediye yakında membaı Heybeliadanın su ihtiyacının mühim bir kısmı deniz lisesine yakın olan bir membadan temin edilirdi. Fakat bundan bir kaç sene evel birdenbire bir heyelân olmuş ve bu memba toprak altında kalmıştı. Heybeliadanın oOsuyu (o yazın hariçten seyrisefain vapurile bir depoya taşınan sudan, kışın da sarnıçlardan tedarik edilmekte- dir. Fakat bu, halk için külfetli olduğu gibi, ihtiyaca da kâfi değildir. Belediye, heyelân netice- sinde gaip olan memba yeniden meydana çıkartmağa karar ver- miştir. Buna ait projeler hazırlan- mıştır. Yakında inşaallak işe başlanacaktır. Hırsız kim? Zabıta parmak izlerini tetkik ediyor Evelki Oo gece o Salkımsöğütte şayanı dikkat bir hırsızlık olmuş- tur. Gece yarısından sonra bu civarda terzi Nesim eferdinin dükkânının kilidi ve kepenkleri kırılarak içeriden 700 lira kıyme- tinde kumaş ve hazır elbiseler aşırılmıştır. Nesim efendinin o dükkânının yanında daha başka dükkânlar ve üzerinde bir çok evler olduğu halde hırsızlığı kimse duymamış- tır. Hırsız gürültü çıkarmadan büyük maharetle dükkânın kilidini kırmış ve kepengi açmıştır. Şimdiye kadar yapılan tahkikata rağmen hırsızın kim olduğu he- nüz anlaşılmamıştır. Zabıta dük- kândaki parmak izlerini tesbit etmiştir. Failin pek yakında yakayı ele vermesi muhakkaktır. Sofyada bir konferans Istanbul darülfünunu müderris- lerinden Salih Murat bey Sofya darülfünununda bir konferans ver- miştir. Konferansın mevzuu ho- parlör, gramofon plâkları, diyafra- gramlar hakkında idi. Konferans İthalâta tahdit, işte; vaziyeti iktisadiye- lerini mükemmelleştirmek ve milli parar larını himaye etmek için asri devletlerin gayeleri ve düşünceleri başhca tedbirdir, Mili mahsulâtı kullanmak, yerli malları istıblâk etmek ber vatandaşın borcu olmalıdır. Türkiyemiz de sanayii milliyeyi hi- maye ve teşvik emeliyle hepimiz yerli kullanmalıyız. Bilhassa çimento (gibi matlüp evsaf ile mücehhez ve cins ve kuvvet itibarile memaliki ecnebiyeden ithal edilen emsali ile rekabet edebilecek bir mükemmeliyette bulunan mahsul tamızı tercihan ve kat'iyyen kullanmamız lâzımdır. Şehrimizde yapılan çimentolar, taşradan gelenlerden daha iyi olmasa bile ber yerli çimentoyu kullanalım. Bu suretle hem memleketimizin müvazenei ticari yesini sağlamlaştırmış, hem de menafii milliyemizi himaye etmiş oluruz. (Gönderilmiştir) —— tekrar meydana çıkartacak büyük b arşıl, tır. ithalâtı tahdit edelim halde müsavidir. İnşaatımızda münhasıran Belediye yeni yurdu yakında açacak Dilenciliği kendine meslek edi- nen ve anaları, babalari mevcut olduğu halde sefil bir halde sokaklarda bırakılan (o çocuklar için belediyenin bir yurt açacağını ve Galatada bir binanın intihap edildiğini yazmıştık. Daimi encümen, bu binaya ait tetkikatını ikmal etmiş, mazbata- sını hazırlamıştır. Binanın ne suretle mubayaası kabil olacağı anlaşılmıştır. 931 bütçesinde esa- senbu maksada sarfedilebilecek otuz bin lira kadar bir tahsisat vardır. Binanın satın alınmasi ve içindeki (o tesisat Oile açılacak imalâthaneler için bir miktar daha paraya ihtiyaç görülürse şehir meclisinden yeniden tahsisat iste- necektir. Belediye müesseseyi biriki ay içinde acmak istiyor. Bu suretle sefil kalmış ne kadar çocuk varsa toplanacak ve bu müessesede kendilerine muhtelif sanat öğre- tilecektir. Şerefiye resmi Belediye bu resim alınmadan ferağ yapılmamasını istiyor Belediye resim ve harçları kanununda şerefiyeye tâbi olan emlâkin, şerefiye resmi alınmadan satılması menedilmiştir. Halbuki tapu idaresi üç senedenberi tapu harçları kanununun bir maddesine istinat ederek bu resmi almadan ferağ muameleleri yapmaktadır. Kanunun bir maddesinde bir mülkün ferağ muamelesi yapılır- ken belediye ve saireye ait rüsu- mun mazarı dikkate alınmaması bildiriliyor. Fakat diğer bir madde- de hususi ahkâma tâbi resimlerin alınacağı tasrih ediliyor. Belediyenin noktai onazarına göre şerefiye de hususi resme dahildir. Binaenaleyh şerefiyeye tâbi emlâkten bu vergi alınmadan ferağ yapılması caiz değildir. Belediye üç senedenberi buna riayet edilmediğinden belediyenin birçok varidat kaybettiğine kani- dir. Bunun için maliye vekâletine müracaat edilmiş ve şerefiye resmi alınmaksızın ferağ yapılmaması için tapu idaresine emir verilmesi istenmiştir. Su fiatleri inecek Üsküdar-Kadıköy su şirketinin altı aylık fiat tarifesi yeniden tetkik edilecektir. Bunun için bir komisyon teşkiline dair vekâ- letten emir gelmiştir. (o Su fiatle- rinin bu sefer düşeceği tahmin ediliyor. N. 1. B, — Gayet mühim ma- kaleler yazıyorum Amca Bey... 4m. .. Güzel sanatlar âtıl diyenleri... Avıca Beye göre... akademisi | ... Akademi uyuyor diyenleri... | e ... Akademi tedrisatı netice vermi- yor diyenleri tekzip edeceğimj;iyi mi? Sahife 3 —— - Böir çarpada Tarhana çorbası kraliçesi Kadın-erkek münakaşasında bir şey nazarı dikkatimi o celbetti. Bir çokları soruyorlar: Bu “erkek- ler birliği, nasıl çalışacak?. Ne iş yapacak?.. Kadınlarla nasıl, ne suretle meşgul olacak?.. Bana kalırsa bu suale hiç de lüzum yok... Erkekler birliğinin vazifeleri çoooookl.. Maksat evde kocanın rahatını temin, kocanın cüzdanını ( israftan (o kurtarmak değil mi?. Erkekler birliği bu hususta ne işler yapamaz?. Evlenecek genç kızlar ve zev- celer arasında - İngilterede olduğu gibi - onları şaheser birer ev kadını yapacak müsabakalar tertip edilir. Meselâ çabuk bulaşık yıkama müsabakası, temiz çamaşır yıka- mak müsabakası, en güzel, eniyi erkek gömleği müsabakası, erkek elbisesi ütülemek müsabakası, en lezzetli patlıcan dolması, yahut tarhana çorbası, yabut irmik hel- vası vesaire pişirmek müsabakası, iyi ve kabarık yatak yapmak müsabakası... Daha bunlar gibi nice nice müsabakalar tertip edilir ve bil- hassa evlenecek genç kızlar ev işlerine alıştırılır. Kocanın rahatı temin edilir.. Sonra hanımların bu müsabakalara (karşı (o alâkasını uyandırmak için birer küçük he- diye verilebilir. Meselâ temiz çamaşır yıkamak müsabakasını Okazanana tokaç bir leğen, erkek elbisesi ütü- lemek rekorunu kazanana bir ütü, patlıcan dolması pişirmek rekorunu kazanana kalaylanmış bir bakır tencere, kabarık yatak yapmak rakorunu kırana yerli cinsinden bir sarı karyola. Hem bu müsabakalar kızlarımızın bir an evvel evlenmelerine de vesile olur... Meselâ “932 irmik belva pişirmek şampiyonu, filân hanımı midesine düşkün gençler payla- şamazlar. “933 kabarık yatak yapmak kraliçesil,, bir genç kız için mükemmel bir cihazdan daha cazip bir ünvandır. “933 tarhana çorbası pişirme , şampi- yonu herhalde kocasız kalmaz... Her halde bir çokları “ 933 tar- hana çorbası kraliçesi, ni 933 güzellik kraliçesine tercih ederler. Ihtiyar kadınlar ve kaynanalar arasında da “az söylemek müsa- bakası ,, yapmalı. Böyle bir rekor kırmış muhterem bir validenin kerimesini de kim almaz? Malüm ya “kenarına bak bezini al.,, meselesi. Hikmet Feridun irtihal Esbak mabeyn başkâtibi merhum Ali Cevat beyin zevcesi ve Moskova sefareti müsteşarı Mehmet Cevat beyle, Tip fa- kültesi asistanlarından Dr. Hatçe Cevat hanımın valdesi Mevhibe hanımefendinin kısa bir hastalıktan sonra vefat ettiği teessüfle haber alınmıştır. Cenezesi, ayın otuz birinci Pazar gü- nü taın on ikide Bebekte yalısından kal dınlarak Bebek camisinde namazı kılınıp Rumel:hisarı mezarlığına defnedilecektir. A.B. —Iyi amma: “Ayinesi işitir kişinin lâfa bakılmaz!,, üstadım.