26 Kânunusani 1932 Akşam Sahife 3 e AKŞAMDAN AKŞAMA Son neşriyattaki garabetler 1 Mevlâna'iın rübaileri Muhterem arkadaşımız Hasan Âli bey, tadire pek lâyık bir sa'y ile köşesinde, mütevaziane çalışa- rak, Hazreti Mevlâna'nın rübaile- rini türkçeye nesren tercüme etmiş. İşte bir tanesi: «Yabancı bellemeyin; ben de bu eldenim. — Sizin diyarınızda kendi ocağımi aramaktayım. — Düşman gibi görünüyorsam da düşman değilim. — Hintçe söyli- yorum, amma aslım türk'tür.» Ne selis tercüme... Kitap hep bu mükemmel ifadeyle yazılmıştır. Lâkin, cidden yarip ve manasız olan bir cihet vardır ki, o da, farisi rübailerin lâtin (harfile kitaba geçirilmesidir. Gerçi, biz, gazetelerde de, bazı farisi mısra- ları, tuhaflık olsun diye, kendi harflerimizle istinsah ediyoruz. Fakat ciddi bir kitaba, bu yakış- maz. İranlılar, Jâtin harflerini kabul etmiş değillerdir. Hem, bizim alfabemizin tasavvutu fari- siye uymiyor. Farisi rübaileri arap harflerile dizdirmek zarureti vardı. Hasan Âli bey, bu zarurete riayet etmeliydi. Aksi tarz, Karamanlı Rumların, eskiden, rum harflerile türkçe gazete çıkarmalarını ha- tırlatıyor. 2 «Kadro» mecmuası Ankara'da KADRO isimli bir mecmua çıkarılıyor. Çıkaranların hâlis ve saf bir niyet perverde ettiklerine şüphe yok : Derin bil- gilerile milleti feyziyap (o eylemek istiyorlar. Fakat, ifadeleri azıcık çapraşık! Kadro, ilk sayısının ilk yazı- sında, mesleğini ve bizzat kendi isminin manasını şöyle izah ediyor: Inkılâbın iradı ve menfaati, inkilâbı duyan ve yürüten azlık, fakat şuurlu bir avangardır, azlık fakat ileri bir KADRO'nun idare- sinde temsil olunur., Bu kadro, inkılâbın şeniyetinden çıkarılan ve onun seyrine uygun bir şekilde izah edildikçe şekilleşen ve na- zariyeleşen (o prensibleri kendine şuur edinir. Inkılâpın derinleşme- si demek, her şeyden evel, bu prensiplerin ve onların ifadesi olan inkılâp ahlâk ve disiplinin, ileri kadronun dimağında, genç neslin, şehir halkının ve köylünün dimağına inmesi ve : yerleşmesi demektir. Bir şey anlıyan varsa elini kaldırsın. 3 «Ben ve ötesi» Şair Necip Fazıl bey, «Ben ve ötesi» isminde bir şiir mecmuası neşretti. Eş mana? Tasrif şöyle değil midir: “Ben ve öten, , “Senveöten, , “ove ötesi, , “Biz ve öteniz,, “Siz ve öteniz,, “Onlar ve öte- lerim... Öyleyse, kitabın sernamesi ha- taldır. Necip Fazıl beyin eserinin adı “Ben ve ötem,, olmalıydı. Genç şairin: “Ötem,, derken neresini kastettiğini gene anlıya- madık, Elmana fi batnışşair. (Vâ - Na) Otomobiller Sarhoş şoförler arabadan inmeğe mecbur edilecek Zabıtai belediye ve seyrüsefer memurları yolda talimatnameye muhalif hareket eden bir otomo- bile tesadüf edince arabayı dur- dururlar ve “ceza almak üzere zabıt varakası tanzim ederler. Bundan sonra otomobil yoluna devam ediyor. Bazen bu tarzda durdurulan otomobilin şoförünün sarhoş ol- duğu görülüyor. Bunların yoluna devam etmesine müsaade etmek bir kaza vukuuna sebep olabile- ceğinden bu gibi şoförler veya ehliyetnamesi Oolmıyan şoförler arabadan indirilecek ve otomobili bırakmağa mecbur edilecektir. Bu husustaki karar daimi encü- mence kabul edildikten sonra tatbik olunacaktır. Bursa istasyonu ile şehir arasında otobüs işletilecek Devlet demir yollar idaresi hazirandan itibaren Bursa istas- yonu ile şehir arasında muntazam otobüs servisleri tesisini tasavvur etmektedir. Bu suretle Bursa - Mudanya demir yoluna rekabet eden otobüslerle mücadele edi- lebilecektir. Talebeye iyi su verilecek Grip salgını dolayısile bazı mekteplerde sıhbiye tarafından fenni temizlik yapılmaktadır. Bu sirada bazı mekteplerde talebe ile nin iyi su yerine adi ve karışık su ictikleri de görülmüştür. Talebe- nin sıhhatini muhafaza için her mektebe iyi su aldırılması muva- fık görülmüştür. Istanbul Radyosu Musiki neşriyatı daha mazbut bir şekle konacak Istanbul radyo şirketi heyeti umumiyesi bu hafta içinde topla- narak vaziyetini mutalaa edecektir. Şirket bu meyanda (Radyo) neşriyatı hakkında da müzakerede bulunacaktır. Radyo musiki heyeti son zamanlarda ekseriya piyasa hanendelerini abonelerine dinlet- meğe başladığı için birçok taraf- tan şikâyetlere maruz kalmıştır. Şirketin mali vaziyeti mütalâa- lar bittiği sırada radyonun musi- ki neşriyatının da daha dazbut ve memleketin yüksek zevkine uygun bir şekilde tensikini düşüneceği söyleniyor. Ümit ederiz ki Istanbul Radyosunda rahmetli Pe- ruz hanımın şivesile kantolar ve piyasa ağzile gazeller okutulma- sına bu vesile ile nihayet verilir. Zekât ve Fitrenizi Tayyare Cemiyetine N veriniz. ŞEHİR HABERLERİ Açıkgöz hırsız Çaldığı eşyayı satmak isterken yakalandı Zabıta Hamdi isminde bir hır- sızı yakalamıştır. Hamdinin yaka- lanması garip bir şekilde ol- muştur. Geçenlerde Langada Cemil bey isminde birinin evine bir gece hırsız girerek bir çok eşya çalmış ve faili bulunamamıştır. Bundan bir müddet sonra Lâ- lelide kasap Osman efendiye Hamdi isminde birisi giderek ihtiyaç içinde kaldığı için eşyasını satmak istediğini söylemiştir. Kasap Osman efendi bu ada- mın ahvalinden şüphelenmiş, fakat kendisine biç hissettirmemiştir.. Osman efendi eşyaları alacağını söylemiş, Hamdi eşyayı getirmek üzere gittiği sırada diğer taraftan Osman efendi de polise giderek hadiseyi anlatmıştır. Zabıta lâzım gelen tertibatı almış ve Hamdi satmak istediği eşyayı getirince yakalanmıştır. Yapılan tahkikatta bu eşyaların " Langada evi soyulan Cemil beye ait olduğu tespit edilmiştir. Hamdi çaldığı eşyaların bir kıs- mını da bu şekilde başkalarına satmıştır . Zabıta eşyanın satıldığı yerleri birerbirer tesbit etmiş ve hepsi istirdat olunmuştur. Hamdi tahkikat evrakile bir- likte adliyeye teslim edilmiştir. Istintak dairesi Hamdi hakkında mevkufen tahkikat icrasına karar vererek kendisini tevkifhaneye sevketmiştir. Vezni noksan pideler Bazı yerlerde Ramazan pidele- rinin noksan olarak imal edildiği görülmüş ve keyfiyet belediyeden sorulmuştur. Belediyece pidelerin behemehal narktan fazla sattırıl- mamasını ve noksan pidelerin vezni nisbetinde fiate tabi tutul- ması bildirilmiştir. Buna riayet etmeyen pidecilerden ceza alına- çak ve nark dahilinde satış yapıl- ması için icabında fırınlara birer memur konulacaktir. AKŞAM ABONE ücretleri - Türkiye Ecnebi Sezik 1400 kuruş (| 700 kuruş GArLK 769 » M9 > SArLır 400 > Mw > lAyuk 150 > öz me” Abono ücretleri odoğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Ramazan 17 — Kasım: 80 S, İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 1218 2, 79 9,44 n 1,35 Va, 5,35 7,165 12,27 15,1 1717 18,51 Yangına karşı Belediye yeni bir talimatname yaptı Vali ve belediye reisi Muhiddin bey tarafından verilen emir üze- rine belediye heyeti fenniyesi Istanbulu yangından koruınak için bir talimatname hazırlamıştır. Bu talimatoame usulen daimi encü- mende müzakere edilecektir. Fakat şimdiden bazı esaslarının tatbiki için tetkikata başlanmıştır. Bu tetkikat şu şekilde yapılmak- tadır: Heyeti fenniyeden bir zat itfaiye müdür veya gurup amirlerile beraber şehrimizdeki ev mektep ve hastahane binalarını dolaşmaktadır. Bu heyet bilhassa içinde kalaba- lık bulunan binaların çıkacak yer- lerine ehemmiyet veriyor. Hayet bu binalarda gördükleri noksanları not etmektedirler. Talimatname kabul edildikten sonra noksanların ikmali için bu müesseselere ihtarat yapılacak, kendilerine bir mühlet verilecek- tir. Bu müddet zarfında istenilen noksanların kaldırılması ve lüzum- lu görülen tedbirlerin alınması kendilerine tebliğ edilecektir. Heyet, mektep ve hastahane- lerden sonra diğer umumi mües- seseleri, ticarethaneleri ve hattâ lüzum görülürse büyük binalari birer birer tetkik edecektir. Bu Hususta tanzim edilecek ta- limatnamenin halka mali yeni bir bar olmamasına dikkat edilecektir. Bir tevkif Zabıta salname dolandı- rıcılarını takip ediyor Son günlerde bir takım salna- meler namına muhtelif dolandırı- cılıklar yapıldığı hakkında polis 2 inci şube müdiriyetine şikâyetler yapılmaktadır. Bu müracaatlar üzerine polis 2 inci şube müdiriyeti bu cürüm maznunlarından birisini yakala- mıştır. Zabıta bu adamın ilk isticvabını yapmıştır. Bu salname dolandırıcılığı etraflı bir mesele olduğu cihetle zabıta ehemmiyetle tahkikata devam etmektedir. Alâkadar daha bazı kimselerin malümatlarına müra- caata lüzüm görülmüştür. Tahki- kat ilerilemektedir. Bedava seyahat isteyenler Taşranın muhtelif (o yerlerine gitmek üzere belediyeye müracaat ederek muavenet isteyenler çoğal- mıştır. Bunlar içinde hakikaten muhtaç ve hasta olanların müra- caatları kabul edilecek, bedava seyahat etmek isteyenlerin talep- leri reddedilecektir. EDEBİYAT BAHİSLERİ Uç kitap Benerci -Ben ve ötesi- Sokakta harp var! Büyük harpler, büyük ihtilaller büyük inkılâplar, vukua geldikleri her memleketin edebiyat tarihinde bomboş sahifeler | bırakmıştır. Harp, ihtilâl, ikilâp her memleke- tin edebiyatını sarsmıştır. 1868 ibtilâlı, Alfonsistlerle Karlistlerin dahili bir harp doğurmaları, 1873 de Castelar'ın diktatör ilân edil mesi İspanyol edebiyatını çöle çevirmişti. Charles - Ouınt, ikinci Philippe, Lope'de Vega devirle- rinde yetişen kalemler efsane ol- mu, o devir muharrirlerinin yerini dolduracak tek muharrir yetiş memişti, 1870 harbi Almanyayı ayni vaziyete soktu. Tam on beş sene, 1885 e kadar, Alman edebiya- tında zikre şayan hiç bir şahsiyet yoktur . 1830 ibtilâli Fransada tekem- müle doğru giden bir edebiyatı ilk zamanlar sarstı, Büyük ibtilâ- lin devamı müddetince sanat sustu. * .. Bize gelince. 1912den beri ateşten bir çember içinde yaşa- dık. Edebiyat on sene sırtısıra rahat nefes alacak, sendelemeden yürüyecek bir zaman bulamadı. Fakat buna rağmen. tekemmüle doğru seyrini takip etti. Istibdada rağmen Mehmet Rauf, Halit Ziya, Fikret, Hüseyin Cahit'ler yetişti. Falih'i, Yakup'u, Ruşen'i, Yahya Kemal'i, Ahmet Haşim'i - diğer memleketlerin edebiyat tarih- lerine kıyasen - sanatın susması lâzım geldiği devirlerde tanıdık. Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Orban Seyfi onazma, oOAka Gündüz nesre yepyeni bir çığır açtılar. Bedbin ve çok kere de hodbin bir görüşle - Reşat Nuri, Peyami Safa, Mahmut Yesari, Bürhan Cahit'leri - inkâra (kalkarak: “Edebiyat ölüyor, diye feryat ettik. , Haksızız. * .. Zamanın tebeddülü ile ahkâm nasıl tagayyür ederse, zevkler de değişir. Kanunların değişmesini tabii görüyoruz da, sanatın de- ğişmesini (ohavsalamıza sığdıra- mıyoruz. Halbuki bizde klasik seyrini takip ederek, tekemmüle doğru zincirleme yürüyen inkılâplardan biri de edebi inkılâptır. Şinasiden beri, muntazam bir yürüyüşle ileriye gitmiş, terekki etmiş, bu günkü mütekânmil halini bulmuştur. Mütekâmil diyoruz, çünkü sanatta “tam kemal , i kabul etmiyoruz. Bugün mütekâmil olan edebiyatı- mız, yarın daha tekemmül ede- cektir. Işte Nâzım Hikmet, yarınki tekâmülün müjdecisidir. Nâzım Hikmet'i beğenmiyenler Platon gibi tekemmüle inanmıyanlar, her tekâmülün, (daha fenaya) doğru gidiş olduğuna inananlardır. On- ları an'anepereslikle tavsif edebi- liriz. Nâzım'ın son eseri “ Benerci kendini niçin öldürdü ,, tez itibarı ile Şiller'in “ Guillaume Tell ,, ine benzetilebilir. | Lisana (gelince: Bugünün pürüzsüz (o Türkçesinin nümunesi. İşte: Selâmi İZZET (Devamı onuncu sahifede) Amca Beye göre... Selim Sırrı B. Beyciğim, bak hele şu... Ah Amca | bilmiyen; asık suratlı insanlara |.. e Kanbur kumbur; yürümesini .. Bunlara sabah, akşam (Isveç | la hareketleri) yaptırıp... .. Ortaya sağlam, neşeli insan- r çıkarmalı|.. — A. B. — A iki gözüm üstadım. züğürtlüğe jimnastik neylesin ?..