28 Kânunuevvel 1931 5 AKŞAMDAN AKŞAMA Garip bir alafrangalık Hemen hemen bütün gazete- lerde bir kadın sütunu merakı var: “Hanım nine,,, “Hanım hala,, yok bilmem “hanım bacı, imza- ları alıtında yazılar yazılıyor; genç kadınlara akıl öğretiliyor: Koca- larına karşı ne gibi muamelede bulunacaklarmış; nasıl bir hattı hareket takip edeceklermiş. Filân Falan... Lâkin, tekmil bu akıl öğretiş- ler, o aşkualâka noktasındandır. Ben de bu gün, o “Hanım nine, ve “Hanım hala,lar gibi hanım- larımıza bir öğüt vermek niyetin- deyim; amma bambaşka bir cihetten... Mevzuubahs etmek istediğim - şey şudur: Eski nesillerin (o kadınları, — annelerimiz, büyükannelerimiz — erkeklerine hizmet etmeği boyun- larma borç, üzerlerine vazife bilirlerdi. Meselâ, kocaları eve döndü mü, kapıya koşarlar, elinden şemsiye- sini, sırtından paltosunu alırlardı. Yorgun argın olan efendisinin soyunmasına yardım ederler ve diğer ev hizmetlerini görürlerdi. Lâkin, (gene kabahati sinemalara- mı atayım, bilemiyorum!?) bizim neslin kadınları, erkeğe karşı bugibi hizmetleri yapmağı alafrangalığa muhalif buluyor. Farzediniz ki, erkek dokuz saat çalıştıktan sonra eve dönünce, kapı önünde, sine- madan avdet eden karısına rast- ladı. Miniminicik bile olsa, erkek hemen kadının elindeki pakete yapışıyor. Kadırım” şosonlarını çı- kararak, mantosunu alıp dolaba koymak gene erkeğin vazaifi me- yanına giriyor. Hattâ, sofrada ekmeği kesmek ve yemeği dağıt- mak bile... Bunun böyle olması, - gariptir! - olafrangalık addolu- nuyor. Pek ters ve pek kuyruğundan anlaşılmış bir alafrangalık doğrusu! Garp'ta bu derece nazeninliği aile kadınları değil, artist ve poule de luxe'ler (o kendilerine yakıştı- rıyorlar. Onlar da anha minha “ev kadını , değildir. Bir alman bir ingiliz, bir fransız ilb, aile kadını, tıpkı bizim eski alaturka hanımlar gibi, ( anaları- mız, büyük oanalarımız gibi ) kocalarının paltolarını okapıdan alırlar; onları soyarlar, yorgun- Juklarını gidertecek diger hizmet- lerine bakarlar: sofrada bizzat kendileri yemek almazdan evel, kocalarının tabağına yemek ko- yarlar; “onların bardaklarına su doldurullar. Ve saire, ve saire... Yani garplı kadın, şayet fabri- kada, müessesede, stadioda ça- lışmıyorsa behemhal evde çalışır. Alaturkalık gibi, alafrangalıkta bunu istilzam eder: Ailenin taksimi âmaline iştirak!! Bizim ekseri hanımların garip vaziyeti ancak devekuşlarında görülür: — Yük kaldır: — Kaldıramam; ben kuşum. — Uç. — Uçamam; ben deveyim. Nevinden; — Evde çalış. — Yağma yok! Eski devri geçti. — Sokakta çalış. — Ne bu? Ben kadınım. Er- kek işlerine gelemem. Yooo, hemşireler! Böyle olmaz! Ya içerde iş, ya dışarda iş.. Alaturka da olsanız, alafranga da gene bundan kurtulamazsınız.. (Hatice Süreyya) esaret Mütefekkirler için Darülâcezede bir koğuş açılacak Son senelerde muharrir ve diğer birçok mütefekkir şahsiyetlerin son günlerini mahrumiyetler içinde geçirerek hayata veda ettiklerini nazarı dikkate alan şehir meclisi daimi encümen azasından Avni bey, memleketimizin irfan, fikir ve “ mütefekkirler koğuşu , teşkilini Şehir omeclisinin şubat içtima devresinde teklif edecektir. Avni beyin fikrine göre kimsesiz olan mütefekkirlerin şayet tekaüt maaşları varsa tekaüt tahsisatını darülâcezeye terkedecekler, böyle bir tahsisata malik olmayanlar için de belediye bütçesine bir miktar tahsisat konacaktır. Avni bey, bu fikrini kabul ettirmek için mecliste sonuna kadar israr edecektir. sanat sahasında uzun seneler çalı- şanların âhır ömürlerini asüde ve nisbeten iyi bir şekilde geçire- bilmeleri için darülâcezede de bir Ankara tütün kongresi Ankarada şubatta tütün kon- gresi toplanacağı yazılmıştı. Tica- ret odası tütün kongresi münase- betile bir rapor hazırlamaktadır. Darülâceze balosu Balo gecesi bir piyango da çekilecek Darülâceze tetkik hesabatile meşgul olan encümen, darülâce- zeye yeni varidat menbaları bul- mak için bir himaye heyetinin teşkilini teklif etmiş, bu teklif Şehir meclisince kabul edilmişti. Himaye heyeti evvelki gün vali Muhiddin beyin riyasetinde içtima etmiştir. Darülâcezenin varidatı seneden seneye azalıyor, buna mukabil sefalet ve ıztırap içinde kıvra- nanlar darülâcezeye gidiyorlar. Bu ibtiyaç karşısında müessese menfaatine verilecek balonun bu sene daha büyük bir rağbet celbedecek şekilde olmasına çalı- şılmaktadır. Bu maksatla tertip edilen ba- loda bir de piyango tertip edil- miştir. Bu piyangoya konacak eşyayı toplamağa belediye reis muavinlerinden Hamit bey meş- gul olmaktadır. Hamit bey, müra- caat ettiği her mağaza ve tica- rethane de büyük bir hüsnü kabul görmektedir. Ticarethane sahipleri darülâceze gibi bir hayır müessesesi için Hamit beyin arzu ettiği eşyayı memnuniyetle vereceklerini söyle- mişlerdir. Bu itibar ile Hamit bey, çok kıymetli ve nadide eşya top- lamağa muvaffak olmuştur. Evvel- ki sene darülâceze balosundan on altı bin lira hasılat temin edil mişti. (OBu sene bu miktarın çoğalacağı tahmin ediliyor. T.C İSTANBUL BELEDİYESİ Yeri ikti San ZF Zn1/931 Akşam Gazetesi Yazı İşleri Müdiriyeti aliyesine, ŞEHİR HABERLERİ Bakım evi 7 ayda 12 bin fakir çocuğa bakıldı Geçen sene Edirnekapıda Atik Ali paşa medresesinde açılan çocuk bakım evine geçen hazirandan bugüne bugüne kadar müracaat eden hasta çocukların adedi on iki bine baliğ olmuştur. Bu çocukların çoğu, dahili diğer kısmı da göz ve kulak hastalık- larından musaptır. Bu çocukların fakir ve tedaviye muhtaç anneleri de ayrıca tedavi edilmekte ve kendilerine yiyecek, ilâç verilmektedir. Bu itibar ile bütçeye konan iki bin lira tahsisat tamamile bitmiştir. | Sene sonuna daha bir müddet zaman olduğu için diğer fasıllardan münakale suretile bu tahsisata bir miktar ilâve edilmesi daimi encümence tekarrür etmiştir. Mısırla ticaret Vekâlet ticaret odasının fikrini sordu Mısır bükümetile aramızda yeni bir ticaret muahedesi yapilacaktır. Iktisat vekâleti bu münasebetle Ticaret odasından bir rapor iste- miştir. Bu rapor tütün tacirlerinin de fikri sorula- caktır. Istanbul - Marsilya seferleri Bir Fransız vapur şirketi Istan- bul limanile Marsilya arasında seferlere başlıyacaktır. Fransız şirketi bu hususta ticaret müdü- riyetine müracaat (o etmiştir. Bu müracaat tetkik edilmektedir. Kaçakçılık davalarının tesrii emredildi Adliye vekâleti müddeiumumi- liklere gönderdiği bir tamimde ka- çakçılık davalarının gayet sür- atle neticelendirilmesi ve kaçak- çılıkla mücadele esasına azami derecede riayet olunması rilmiştir. AKŞAM hazırlanırken bildi- ABONE ücretleri © Türkiye Ecnebi Benix 1400 kuruş (| 2700 kuruş GAyLır 750 > 40 > 3AyLı 400 > 300 > 1Ayuık 150 >» 200 m” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Şaban 18 — Kasım: öl S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 12,50 2,38 7,28 9,48 12 1,39 Va. 5,37 7,25 12,15 14,35 16,47 18,25 Ticaret odası 50 nci yıldönümünü tesit ile Ticaret odasının yıldönümü 14 kânunusaniye tesadüf etmektedir. Odada o gün merasim yapıla- caktır. Merasim için şimdiden hazırlıklara başlanmıştır. Ticaret odasının ellinci yıldö-” nümü münasebetile bir kitap çıkarılacaktır. Bu kitapta ticaret odasının tarihçesi hakkında ma- lâmat vardı. Bu kitapta verilen malümata göre şehrimizde ilk ticaret odası bir ecnebi müessesesi olmuştur. Bu oda 1870 senesinde açılan Avusturya ve Macaristan ticaret odasıdır. Bundan başka ecnebilere ait tüccar cemiyetleri vardır. Bunla- rın içinde en kuvvetlisi İngiliz ticaret cemiyetiydi. Türk tacirleri de bu ecnebi cemiyetlerinden örnek alarak, bir tüccar cemiyeti teşkil etmişlerdi. Nihayet 1882 senesinda 14 kö- nunusani cumartesi günü ticaret odası teşkil (e edilmiştir. Resmi küşat esnasında ticaret ve Nafıa nazırı Raif bey bir nutuk irat etmiştir. Odanın ilk reisi de efendi olmuştur. 5 milyon lira Belediye mahkümiyet kararını temyiz etti Azaryan Yıldız gazino ve oyun salonu müsteciri M. Maryo Seranın mu- amelât ve hesabatını tetkik eden iflâs masasının belediye aleyhinde açtığı dava üzerine birinci ticaret mahkemesi belediyeyi beş milyon lira tazminat o itasına mahküm etmişti. Belediye bu davayı tem- yiz etmiş, temyiz mahkemesi de bu davanın reddine karar ver- miştir. Halk bilgisi derneğinde konser Halk bilgisi derneği cuma günü balk evinde bir konser verecektir. (Bu konserde halk şarkıları (o çalınacak, (o Anadolu oyunları oynanacaktır. Sabıkalı bir yankesici yakalandı Zabıta bir müddetten beri Hazım isminde birisini aramakta idi. Hazım öteden beri yankesi- cilik yapmaktadır. Son defa da “muhtelif yankesicilik cürmünden dolayı aranıyordu. Hazımın Bey- oğlunda bulunduğu anlaşılmış ve kendisi orada yakalanarak Bey- oğlu sulh mahkemesine teslim edilmiştir. | Mahkeme Hazım hakkında (o tevkif o müzekkeresi keserek tevkifhaneye sevketmiştir. Ayıp! Evvelki gün güzellere dair bir yazım çıktı. Bu yazıda erkek gü- zelliğinden ziyade kadın güzelli- ğinden bahsediliyordu. Bu yazı aynen şöyle başlıyordu: Nice nice güzeller görürüm... Şöyle öğünürler: — Bende hiç türk tipi yoktur değil mi?.. Geçen gün bir ingi- lizle konuşuyordum. Türk olduğu- mu söyledim hayret etti. — Aaa.. Dünyada inanmam!. dedi. Siz fransıza benzıyorsunuz. O kadar güzelsiniz ki... Siz bu yazıdan ne anlarsınız... Ingilizle (Okonuşan ve ingilizin kendisine: — Aaa.. Dünyada inanmam! Siz fransıza benziyorsunuz. O kadar güzelsiniz!. Dediği kimdir? Tabii nice nice güzeller! ,, Değil- mi?.. Alfabeyi bitirip de kraati yeni yeni sökmeğe başlıyan bir ilk mektep talebesi de bunu böyle anlar.. Meğer insan pek izansız olursa ona diyeceğim yoktur. “Milliyet,, gazetesinin geçkin yaşına rağmen aşırı şıklığile maruf muharriri Felek bu yazının üst tarafını atmış, alt tarafını da atmış.. İngilizle konuşan benmişim gibi göstererek feci bir “ koğuş nüktesi,, yapmış... Bu “koğuş nüktesi ,, ne Milliyet gibi ağır başlı bir gazeteye, nede “Felek, in zerafetine, nezahatine, çelebiliğine yakışır. Hele bu stad- yom biletlerini taklit etmekten kalp para çıkarmaktan farksız olan bu yazı tahrifini tavsif ede- cek tek bir kelime vardır: Ayıpl. Her halde çehresine ve tuale- tine pek ziyade düşkün olan Felek o satırları yazarken bir elinde de ayna vardı. Ve fıkrasını yazarken bir taraftan da çehresini seyre- diyordu. Belki tam o dakikada ince kaşlarının üstündeki fazla bir kılı manikürlü tırnaklarile çekiştirmekle meşguldü, belki de cebinde taşıdığı kremle gözlerinin kenarlarında hafif hafif belirmeğe Yahut yeni aldığı papiyon boyun bağını aynada düzeltiyordu.. ii Felek bey dostumuz her balde, tuvaletinize kurban olsanız gerek.. Yoksa sizden böyle kabalıklar ümit edilmez. N'est- ce pas mon cher?. Şim- dilik bey bey.. Hikmet Feridun ele verdi Zabıta Hidayet ve Akif isminde Mevlâna kapısı civarında bir çok hırsızlık cürümlerinden maznun- durlar. Akif ve Hidayet tahkikat evrak- larile birlikte adliyeye verilmişler, istintak dairesi tahkikata vaziyet etmiştir. başlayan kırışıkları oğaşturuyordu. açık kırmızı - Mevlâna kapısı hırsızları yakayı « Hulâsa : Tekzibi icap edon yarı OH. Gazotenizin 10/12/931 tarihli nls- hasında vellAmoalbeya. görsi.baplırı | altında Laleli ve Aksaray gemtlorine| günlerce çöp arabası Uğramadığı hak kında intişar eden resimli fıkra Amca Beye göre... üzerins mezkür semtler mahalleleri ihtiyar heyetlerinden ayrı ayrı yapılan tahkikata göre şikâyetin varit olmadığı rssmen.bildirilmiştir Binaenaleyh hakikate uyğun olmayasl msvzuubahs mündarscntın aynı sütunda! tekzip edilmesini rica va bilvesilel teyidi hürmet eylerim efendim. podiğ Vâli veB, R.N. MUAVİN iki kişiyi tevkif etmiştir. Bunlar