21 Kânunuevvel 1931 Sahife 7. Bir eyes dalla geçildi Tayyareci Hinkler cenubi Bahrı Muhiti garpten şarka doğru katetti Hinkler tayyaresi önünde Son günler zarfında yapılan tayyare seferlerinin en mühimmi Ingiliz tayyarecisi Hinklerin Bah- rımuhiti Atlasiyi cenuptan katet- mesidir. Hinkler Brezilyadan ha- reketle garbi Afrikada karaya inmiştir. Tayyareci oradan Fas, Ispanya, Paris tarikile Londraya gelmiş ve büyük bir halk kitlesi | İ sait yolu bulmakta çok maharet | sahibidir. tarafından karşılanmıştır. Ingiliz veliahtı Hinkleri kabul ederek muvaffakıyetini tebrik et- bir konferans vermiştir. Bahrimuhiti Atlasinin şimal kıs- minı Amerikadan Avrupaya doğru katetmek nisbeten kolaydır, Av- rupadan Amerikaya gitmek daha güçtür. Cenup kısminda ise vazi- yet aksidir. Yani Afrikadan cenu- bi Amerikaya gitmek nisbeten kolaydır, e Amerikadan Afrikaya doğru uçmak güçtür. Şimdiye kadar bir çok tayyareciler Afri- kadan Amerikaya geçmeğe mu- vaffak olmuşlardı. Hattâ geçen sene İtalyan hava nazırı Jeneral (Balbo ) nun kumandası altında bir İtalyan. tayyare filosu da bu suretle Bahrı Mubiti geçmişti. Amerikalılar dünyanm en büyük kabili sevk balonunu Fakat şimdiye kadar hiç bir tayyare cenubi Amerikadan Afri- kaya doğru Barimuhiti katedeme- misli, Hinkler buna muvaffak | cimuştur. Ingiliz tayyarecisi hava cereyan- ları ve rüzgârlar arasında en mü- sait yolu bularak uçabilmiştir. Esasen Hinkler uçarken en mü- Tayyareci son seyaha- tini küçük bir spor tayyaresile miş, tayyareci bu seferi- hakkinda | yapmıştır. Hinkler ve prens de Galles Lodra, Amerikadan Avrupaya uçan tayyareci Hinklerle son za- manlarda şimal kutbu havalisinde fenni keşiflerde bulunan Watkins ve Courtarld bugün Veliaht Prens de Galles tarafından kabul edilmiş ve kendisi ile iki saat kadar gö- rüşerek seyahatleri ve bu seyahat- lerde kullandıkları nakliye vası- taları hakkında uzun tafsilât ver- mişlerdir. Veliaht Hinklerin seyahatine karşı büyük bir alâka göstermiş ve kendi tayyaresi de aynı tipte olduğu için Hinklerle fenni mü- nâkaşalara girişmiştir. inşa etmişlerdir. Bu balon Graf Zeplin'den büyüktür ve Yeni bir takım esaslara göre inşa edilmiştir. Uzunluğu 240 metro, hacmi 180 metro mikabıdır. Pervaneler kâmilen kapalı yerlerdedir. Resmimizde balon “ireğe. hağlı olarak görülüyor. ki haftada > Tayyareci olm olmak çok kolaylaştı Tayyarecilik, gün geçtikce te- vessü ediyor. Bunun bir sebebi tayyarelerin mükelleşmesidir. Fa- kat bundan mühim diğer bir sebep vardır ki o da tayyareci olmanın kolaylaşmasıdır. Bir za- manlar tayyarelerin © makineleri çok karışıktı, bir tayyareyi idare etmek güç bir işti. Bunun için tayyareci olacakların aylarca, hat- tâ senelerce çalışması lâzımdı. Halbuki şimdi tayyareci olmak otomobil şoförü olmaktan kolay- laşmıştır. e Berlinde 'Tempehafta açılan (o tayyarcilik mektebi iki hafta zarfında tayyareci yetiş- tirmektedir. Bundan başka büyük ticarethaneler (o tayyare (o şubesi açmışlardır, buradan tayyare satın alanlara hususi muallimler tara- fından bir kaç hafta içinde tay- yarecilik öğretilmektedir. Bu ko- laylıklar yüzünden Avrupada tay- yarecilerin miktarı gittikçe artıyor. ingilterede sivil tayyarecilik Londra — İngilterede sivil tay- yarecilik günden güne inkişaf etmektedir. İngilterede tayyarenin artık bisikletten farkı kalmamıştır, derebilir. Tayyare bir spor vası- tası olmuştur. İngilterede bilhassa son zaman- larda açılan klüplere her meslek- ten insanlar girmekte ve tayyare- cilik öğrenmektedir. Bu rağbet yüzünden tayyare imalâtının git- tikçe artacağına muhakkak naza- rile bakılmaktadır. Acaba?... Avrupadan Amerikaya 6 saatte gidilebilecek mi? Tayyarecilik son seneler zafın- da çok terakki etmiş, bilhassa tayyarelerin sürati pek ziyade artmıştır. Şimdi saatte vasati olarak 200 - 250 kilometro uçan tayyareler pek çoktur. Yapılan yarışlarda saatte 500 kilometro süratle uçan tayyareler de görül müştür. Fekat bu sürat kâfi gö- rülmiyor, daha çabuk uçabilmek için çalışılıyor. Tayyarelerin (o süratine mani olan mühim bir amil vardır: Ha- vanın mukavemeti... Hava taba- kası tayyarelerin süratini pek ziyade azaltıyor.. Bunun için son zamanlarda hava (tabakasının üstüne çıkarak Stratosphere deni- len boşlukta uçmak için bazı tasavvurlar vardır. Burada hava olmadığı için tayyare müthiş bir süratle uçabilecektir. Hava tabakasından yukarı çı- kabilmek için her şeyden evel tayyarelerin ( yükseliş (kuvvetini arttırmak lâzımdır. Tayyare fabrikaları bunun için çalışarak mühim neticeler elde etmişlerdir. Bilhassa (Almanlar bu işle meşgul oluyorlar. Hattâ ilkbahara kadar Stratosphere'de uçacak bir tayyare inşa edilebile- çeği söylenmektedir. Son zamanlarda * Fransızlar da bu mesele ile meşgul olmağa baş- lamışlardır. | Meşhur (tayyareci Farman büyük bir tayyare inşa ettirmeğe (başlamıştır. e Tayyare Paristen New Yorka altı saatte gidebilecekmiş.. Hava tabakasının üstünde uça- bilecek tayyarelerde yolcuların teneffüs etmeleri için hava bulu- nacak ve hariçle hiç bir temasa meydan verilmiyecektir. | tekmil Ankara ara mektupları Meşhur Eng Ankara 24 (Hu- susi ) Geçen mektubumda An- kara balından ve balcılığın geçirdiği buhrandan bahset- ; miştim. Bugün de armut ve Ankara- * nın meşhur kedi- | leri hakkında yap- tığım tahkikatı bil- direceğim. Ankaranın dört salan mahsullerinden biri de En- gürü armududur. Etlik bağları arkasında Bağlum isminde bir nahiye merkezi vardır. Bu mer- kezle tevabii en maruf armut ye- tiştiren yerlerdir. tarafa şöhret ürü armudu ve Ankaranın kedileri ! Toptan 5 kuruşa satılan armut manav-' z larda 60 kuruşa veriliyor | geçebilecek ve halkında bu güzel | | | Mahsulün toplanması zamanında | okkası perakende 8-10 toptan beş kuruşa kadar satılır. Fakat şimdi bu armut manav dükkân- larında 60 kuruştan aşağı veril- miyor. Armuttan (ohakkıyle istifade | edilemiyor. e Muhtekirler | elinde kalan armut, günden güne de pahalılaşmaktadır. Engürü ormudu durdukça ke- male gelen, şubbat ve mart ay- larında kemalinin üst perdesine çıkan bir meyvadır. Senesine kadar dayanır. Kastamonudan getirilerek bura bağlarında yetiştirilen Arduvaz | | | | | | | | armutları da nefaset cihetiyi Engürü armuduna benzemektedir Armut meselesini tetkik ederel köylünün eline daha çok para | meyvadan istifadesini temin ey- leyecek şekilde halletmek lâzımdır. * # Gözünün biri mavi, diğeri sar: olan Ankara kedileri ortadar kayboluyor. Yüz, yüz elli liraya kadar satılan bu kedilerin nesli bozulmakta, adetleri de azalmak- | tadır. Iktısat vekâleti müesseselerin- İden birinin bir aralık bunların teksir. eskabına tevessül ettiği işitilmişti. Henüz bunun eseri görülmemiştir. Geçenlerde, meçhul bir sebepten ölüveren natüralist Mazlum bey, Ankara kedilerini teksir etmekte idi. * Peri masalları gibi! Zengin ve asil bir lehli, genç bir macar köylü kızı ile evleniyor Peri padişahının (oğullarının çoban kızlarile evlendikleri devir henüz geçmemiş. Gerçe umumi harpten sonra züğürtlemiş Avru- palı asilzadelerin, zengin Ameri- kalı kızlarla evlendiklerini işidi- yorduk. Fakat hem asalet imanına malik, hem de zengin gençlerin köylü kızlarile evlenmeleri oldukça nadir bir işti. Böyle bir vaka son ' günlerde Avrupada olmuştur. En eski Leh ailelerinden, ve isimleri Lehistan tarihinde sık sık zikredilmiş olan Kont “Kros- novski,, nin genç oğlu, Mariska isminde dilber bir macar köylüsü - ği ile evlenmiştir. Bu macera o böyle başlıyor: Genç kont (OKrosnovski, her sene şatoları ve aileleri için lazım Ogelen şarapları, bir macar köylüsünden, daha doğrusu, şarap yapıcısından alırmış.. Son defa tekrar şarap almak, ve bu- nun için de nümuneleri muayene ederek seçmek için şarapçıya gittiği zaman, mal sahibi Alxan- der Leistner yokmuş. Onun üze- rine müşteriyi, 18 yaşındaki çok güzel ve dilber kızı Mariska kar- şılamıştır. Gençkız güzel olduğu kadar, serbes, akıllı ve temkinli imiş. Bu haller: kontun daha fazla hoşuna gitmiştir. Bunlardan başka Mariskanın diğer bazı meziyetleri de genç kontun nazarı dikkatını celbetmiş- tir. Filhakika bu gençkız kilerdeki şarap nevilerini, kıymet- lerini, vasıflarını tariflerini ve fi- atlerini gayet mükemmel, belki babasından daha iyi biliyormuş. Bunun üzerine genç kont Kros- novski vesileler bularak şarapçı Mariska köylü ailesi ile daha yakından temas etmiş, ve güzel Mariskayı daha iyi tanıdıkça, daha fazla âşık olmuştur. Nihayet, annesile, o babasının iznini ve muvafakatını t:min ede- rek, Allahın emri, ve peygamberin kavlile Mariskanın desti izdivacım talep etmiştir. Bittabi kızın ailesi bu işe can ve gönülden razı olmuşlardır. Lâkin garip bir cihette var Kont Krosnovski, yalnız Lehçe ve bir parça Almanca ile Rusça konuşmaktadır. Kız ise, beş on kelime Almancadan başka yalnız Macarca biliyor.. Tlâahirilömür, parmak ve el işaretleri ile konuş- mak kabil olmadığını takdir eden Mariska, şimdi gayretle Almanca ve Lehçeye: çalışıyormuş. ii