17 Kânunuevvel 1931 Fıkralar —— Hediye — Baba sene başında bana ne bediye vereceksin?.. — Söylemen, eğer yaramazlık etmez, mektebine gider çalışırsan sene başında vereceğim hediyeyi görürsün. — Olmaz, ne olduğunu şimdi söyle, bakalım bu kadar şeylere ketlanmağa değecek mi ?.. Hiddet Salamon karısının odasında bir erkek buldu. Adam öyle şaşırdı ki caketini bir türlü giyemiyordu. Salamon şaşırdı: — Çabuk ol be.. Adam şaştı: — Yahu kapı dışarı edilen benim, halbuki sen kızıyorsun! Hastaneye Kocası avdan gelince karısı sordu: — Vurduklarını nereye bırak- tın? — Hastaneye! Çare Hasta — Doktor geceleri yata- | ga yattım mı, gözüme annemle babam görünüyor. Ruhları gelip bahçe duvarının üstüne oturuyor- lar. Ne yapayım? N Doktor — Şey.. Duvarın üstüne | cam kırıkları dökün! KARIMA Veni bir şey alamam, Tasarruf haftasıdır!.. Ben burada kalamam, Tasarruf haftasıdır!... İstemem cevap gene.. Çok konuştun bir sene, Biraz dikkat çenene; Tasarruf haftasıdır!... Hiç sorma, gelen kimdi Her kim olsa, benimdi.) Gözünü açma şimdi, Tasarruf haftasıdır!... Artık girmem kapana, Ettiğin yeter bana; Haydi yallah babana, Tasarruf haftasıdır!... imset Çocuklar Iki baba, üç aylık çocuklarını birbirlerine metkediyorlardı. — Seninki konuşuyor mu ?. — Henüz konuşuyor. Ya se- ninki ? — Büyük insan gibi. Seninki yürüyor mu? — Henüz yürüyor. Ya seninki? — Tavşan gibi koşuyor. Öteki biraz düşündü sonra sordu: — Jilet biçağı ile mi traş olu- yor, düz ustura ile mi? Kur Hanımefendi Selâmiye iki kızinı gösterdi: — Kızlarım güzel değil mi? — Cevap vermek müşkil hanım- efendi... Güneş varken insan yık am İN İD ÂŞIK V&- Nü birdenbire çoş- tu... Çünkü ona: — Gene mi dedik. — Evet, dedi, âşıkım... Ezeli âşıkım ben... Aşk içimdem geliyor. . Âşık olmadan yaşıyamıyorum. âşıksın ? Kendimi bildim bileli âşıkım... Hakkım yok mu? — Vâ-Nü, dedim, senin acaba kendini bildiğin gün oldu mu? Vâ-Nü boynunu büktü: — Senin de hakkın var! MUSIKİ İmtihanda bir geç kız talebeye sordular : — Musıki nedir ? Kız cevap verdi : — Musıki bir eğlence sanatidir. Buraya eğlen- meğe gelmediğimiz için başka bir mevzua geçe- lim. DOĞRU Bir Amerikalı ile İstanbulu ge- ziyorduk. Sislinin niha- yetindeki büyük binayı gösterdim: — Şapkam tam beynimin üstünde duracak.. — Şapkaya başında yer bulamıyacaksin desene... VEKİL İki dilenci birden yolu- mu çevirdiler, bir beş” kuruş çıkardım, ve sor- dum: — Siz söyleyin baka- yım bunu hanginize ve- reyim. Biri cevap verdi : — Arkadaşıma verin !.. Şaşkınlığımı görünce ilâve etti.. — Artık ben başka tarafta dileneceğim : için eski müşterilerimi arkadaşıma tanıtıyorum.. NAMZET Bir genç tiyatro müdü- rüne müracaat etti : — Be..be..be.. ben de.. de.. de. “niz “ti. 'a.. ad ak t6.. 16. tör olmak? istiyorum. Tiyatro müdürü : — İmkânı yok efendim, dedi, bizim temsillerimiz bu kadar uzun sürmez. SEBEBİ Evlilikten, karı koca hayatından bahsediliyordu. — Ben, dedi, on beş senedir evliyim. — Hanatından Nükteler Küçük Seviştiler, altı ay sonra evlen- diler. Adam akşam eve gelince altı aylık bir çucuk buldu. — Bu da ne? — Benim çocuğum. — Bundan bana miştin . — O zaman öyle küçüktü, ki bahsetmek lüzumunu hissetmedim. Fark — Dar bir kundura ile sevil meyen kadın arasında ne fark vardır? — Yoktur: Ikisi de sıkar! * bahsetme» “. — Bir heyet şinasla sinema rejisörü arasında ne fark vardır? — Hiç: İkisi de yeni yıldız ararlar! a — Bir diplomatla bir papağan arasında ne fark vardır? — Papagan ne söylediğini bil. mez, diplomat bildiğini söylemez. Niçin — Niçin otomobillerin numarası arkadadır? — Ezilen adam, kaç numaralı stomobil (o tarafından (ezildiğini anlasın diye! » “ v La — Niçin balıklar dilsizdi?r — Bizden akıllıdırla da ondan! KAPINMDA Bir satılmış köleyim, Ben sizin kapınızda. İsterseniz, öleyim Ben sizin kapınızda.. Razıyım bir yer bulsam, Dura dura yorulşam, Çiğnenen paspas olsam; Ben sizin kapınızda., Yok kimseye zararım, Bununla bahtiyarım; f Hırsız gelse havlarım, Ben sizin kapınızda.. Gözetledim gizlice; Dayanılmaz işkence, İnledim bin bir gece Ben sizin kapınızda.. imset Cl Ucuz Bir doktor yolda ahbaplarından birine rasgeldi: — Kalktın mı, dedi, ayağın geçti mi? — Geçti. — Ameliyatı kim yaptı? — Ahmet bey. — Kaça? — Iki yüz liraya, — Pahalı. Ben bu fiata ayas ğını kökünden: keserdim! Arkası — Oğlum önünde şimal, sağın- da şark, solunda garp var... Ar- kanda ne var? — Yırtık var efendim, anneme dik, muallim görür demiştim. Çiçek — Bana çiçek verdi. — Heyecan içinde Me i