a emk mea ice Patates bolluğu Okkası 2 kuruşa İnhisar idaresi patatesten ispirto yapmalı Bu sene patates boldur. Ada- pazarından gelen haberlere göre toptan patatesin okkası 2 kuruşa kadar inmiştir. Ticaret odası piyasa çetvellerine göre piyasada 7 kuruşla 3 kuruş arasına kadar patates vardır. Patates ihraç edilmiyor. Gerek Adapazarında ve gerekse şehrimiz- de bol istok vardır. Burada fazla mal olduğu için Anadoludan mal sipariş edilmiyor, Patatesi kıymetlendirmek, ispirto yapmak müskirat idaresine ait bir vazifedir. Vaktile müskirat inhi- sar idaresi memleketimizin muh- telif yerlerinde ispirto fabrikaları açacaktır. Inhisar idaresi Adapazarı gibi en müsait bir yerde ispirto fab- rikası açmamıştır. Alâkadarlar inhisar idaresinin başka mıntakalarda fabrika aç- masından vazgeçmesini ileri sü- rüyorlar, Nobel sulh mükâfatını bir kadın aldı Baltimore 12 — Nobel sulh mükâfatını kazanan Mis Jane Adams'a mühim bir yapılmıştır. Dilenci çocuklar Bunları istismar eden velileri cezalandırılacak Son zamanlarda dilencilik eden- ler arasında perişan kıyafetli gençlerin çokluğu nazarı dikkati celbetmiştir. Çocukların dilenciliği meslek ittihaz etmeleri doğru görülmüyor. Bu çocukları teşvik ve bunların dilenciliğini istismar edenler var- dır. Hıfzıssıhha kanununda küçük yaşta çocukları kendi menfaatine kullananlar (o aleyhinde (şiddetli ahkâm vardır. Bu itibarla bu çocukların vaziyetleri tetkik edi- lecek,i velileri mevcut ise çocuk- larını (o dilenciliğe (o sevkettikleri için cezalandırılacaklardır. Şark vilâyetlerinde çekirge mücadelesi Aydın, Denizli, Manısa ve Izmir vilâyetleri merkez ve kazalarında mevcut bulunan çekirge, çinko levhalarını müstacelen toplattırı- larak Mersin ziraat müdiriyetine gönderilmesi iktisat vekâletinden İzmir ziraat müdüriyetine bildiril. miştir, Başmüdiriyet (toplanan topla- nacak olan bu levhaları Mersine gönderecektir. Mezkür levhalar bu sene şark vilâyetlerinde çekirge mücadele- sinde kullanılacaktır. Portakal bol Adanada 6 portakal 5 kuruşa! Adana 10 — Adanada porta- kalın bu sene bolluğu başlamıştır. Daha şimdiden Adana mahsulü portakalların o yinebilecek (kısmı beş kuruşa satılmaktadır. Mahsulün yeni idrak edildigi bir sırada buna ucuzluk denebilir. Kozan ve Dörtyol mahsulü portakal henüz gelmemiştir. Oralardan Ada- naya sevkiyat başladıktan sonra portakalın daha çok ucuzlıyacağı şüphesizdir. Mersinde Yafa cinsi portakallar piyasaya çıkmıştır. Antalyada da portakallar toplanıyor, ameliyat Abdülkadir Kemali Urfa sporcuları | Kendilerine büyük bir salon verildi Urfa ( Hususi ) — Mülga türk Ocağına ait bulunan büyük Yeni Yurt salonu sporcularımızın mü- sabakalardaki muvaffakıyetlerine mükâfat olarak Urfa idman bir- liğine verilecektir. Bu salon ve bütün Yeni Yurt tabir edilen bina esbak Urfa valisi Fuat bey tarafından tecdiden inşa edilmiş muazzam bir eseri mimaridir. Bu bina yeni yurdun büyük salon ile bitişiğindeki Şark vilâyetlerinde bir misli bulunmayan süslü ve muhteşem sinema solonundan, tayyare cemiyeti ile Urfa Elek- trik şirketinin işgal ettikleri kısım- lardan ve memurin klübü ittihaz edilen dairelerden ve küçük bir bahçeden ibarettir. Zonguldakta tasarruf haftası Zonguldak, 12 (Hususi) — Ta- sarruf haftası bugün halkın teza- hüratile başladı. Mektepliler tara- fından bir resmi geçit yapıldı. Dükkânların çamekânlarında kâ- milen yerli malı teşbir ediliyor. Bu akşam tasarruf için konfe- ranslar tertip edildi. Haftanın diğer günlerinde ayrı ayrı teza- hurat yapılacaktır. Yarın mektep- lerde müsamereler verilecektir. Suriyede intihabat Adana, 7 (Hususi muhabiri- mizden) — Antakyada çıkan “Yeni gün, gazetesinin yazdığına göre Suriye'de intihabat faaliyet- leri devam etmektedir. Büyük bir halk gurupu intibapta bilfül çalışmak için hazırlıklara başla- mıştır. Artık halk gözünü açmış ve haklarını ögrenmiştir. Fransızlar tarafından Halepten Beruta sürüldü Adana, 7 (Hususi mubabirimiz- den — Halep ve mülhakatındaki firarilerin başka taraflara sürül- melsrine başlanmıştır. Bu meyan- da Abdülkadir Kemali de Halep- ten Beruta sürülmüştür. Raşit Rıza ve arkadaşları Beyoğlunda Fransız tiyatrosunda temsillerine devam etmekte olan Raşit Rıza ve arkadaşları dün akşam Faruk Nafizin ( Canavar ) isimli manzum piyesini büyük bir muvaffakiyetle oynamışlardır. Bu piyeste obaba rolünde Ertuğrul Sadettin, Ahmet rolünde Raşit çok muvaffak olmuşlardır. Canavar bugünün piyesi olma- makla beraber halk tarafından çok alkışlanmıştır. Raşit Rıza bu defa çok kıymetli arkadaşlarla teşriki mesai etmiştir. Bu kıymetli sanatkârlara muhte- rem halkımızın daba fazla rağbet göstermelerini bekleriz. Bir haftalık ihracatımız ne kadar? Teşrinisaninin son haftasında muhtelif memleketlere 119 bin 605 liralık yumurta, 34 bin 289 liralık tütün 45 bin 810 liralık koyun, İl bin 451 liralık peynir 15 bin 440 liralık sadeyağ 55 bin 825 liralık kömür, 27 bin 486 liralık balık ihraç edilmiştir. Rus ticaret odaları Ticaret odasına gelen malümata göre. Rusyadaki şark ve garp ticaret odaları tevhit edilmiştir. İRAN NOSE Siyaset aleminde “(Tamşuvar mülâkatı| Kont Betlen - kral Karol mülâkatı Peşteden yazılıyor: Sabık Macar baş vekili olup Macar zadegânının en maruf si- ması Kont Bethlen'in Romanyanın Tamşuvar şehrine giderek istas- yonda Romanya kralı Karol ile üç saat görüşmüş olması Maca- ristan efkâri umumiyesinde fev- kalâde nazarı dikkatı celbetmiştir , Macaristanda hükümet bir kıs- mının Jideri sıfatıyle hâlâ Macar siyasiyatı üç esirinde- büyük nü- fuz sahibi Kont Bethlen'in Tam- şuvarda Romanya hükümdarı ile görüşmüş olması Peşte mahafi- linde tesadüf eseri addolunmıyor. Mumaileyhin Romanya - Maca- ristan münasebatı üzerinde tesir icra etmek maksadiyle siyasi bir vazifei mahsusa ile Tamşuvara gitmiş olduğu tahmin edilmektedir, Hakikaten son zamanlarda Peşte hükümetinin Romanya ile siyasi cihetten sıkı temasta bulun- mağa çalıştığı nakabili inkârdır. Romanya kralının dahi buna ta- raftar bulunmadığı öteden beri malümdur. Tamşuvar Omülâkatı merkezi Avrupada yeni bir siyasi vaziyet ihdası için başlamış olan mübim bir hareket ile alâkadar olduğu muhakkaktır. Italyada zelzele Apulya ayaletinde birçok hasarata sebep oldu İtalyanın OApulya eyaletinde Cerigola şehrinde dört gün sıra- siyle şiddetli ve hafif hareketi arzlar hissolunduktan sonra gayet şiddetli bir sademe olmuştur. Şehrin bir çok binaları hasara uğramıştır. Yıkılmak (tehlikesi olduğundan binaların ekserisi tah- liye olunmuştur. Ahali zelzelenin devamından ve bir felâktin vukuundan endişe eylediğinden şehri terkederek bu kış kıyamette kırlara çekilmiştir. Hükümet ahaliye çadırlar vermiş ve yiyecek dağıtmıştır, Ceripnola şebri 1930 senesi Temmuzunda şiddetli bir hareketi arza sahne olan ve bir çok insanın vefatına ve emlâkın mahvına sebep olan Cenubi Italya yaylâsının civarın- dadır. Ingiliz ticaret nezaretinin yeni bir emirnamesi Londra, 12 — Alınan malü- mata göre gayri tabii ithalât hakkındaki Okanun (O mucibince ticaret nezaretinin yeni bir emir- name , neşretmesi pek ziyade muhtemeldir. Bu emirnamenin gelecek hafta ilân edileceği zannolunmaktadır. Yeni emirnamenin demire ve çeliğe şamil olmıyacağı hemen muhakkak gibidir. Bir ayda Mersin limanının bir aylık ithalât ve ihracatı Geçen teşrinisani zarfında Mer- sinden ecnebi limanlarına 73,000 | lira kiymetinde ihracat yapılmış ve buna mukabil 14 bin liralık ithalât olmuştur. Ihracat arasında 6560 koyun 1033 keçi 6 manda 66 sığır, bir beygir, 25 tavuk ile 2000 bağırsak 5800 kilo tuzlu balık vardır. Ithalâtımız ise 2400 kilo manda darisinden ibarettir. Ihraç edilen hayvanlardan 6370 koyun Isken- driyeye 284 koyun, Hayfaya, mü- tebakisi Beruta sevkedilmiştir. AKŞAM'ın tefrikası: No 64 ——— Sahife 5 14 Kânunuevvel 1931 KIVIRCIK PAŞA Büyük Mili Roman Müellifi: Sermet Muhtar Torbasından ut çıkarılıyor, içki tepsisi de ortaya alınıyordu Çeşmicellât paşanın lafını bir defa bile ağzına almayordu. Zaten Şehride ondan hiç bahsetmiyor, evvelki gibi Mabeyinde nöbetci, falân yere davetli, falân umur ve hususla meşgul gibi mazeretlere bile lüzum görmiyordu. Hattâ lafı açılacak olsa kendisi kapata- cak, bırak şu ebleh ve ecvef mahlüku! diyecekti. Çeşmicellât, Beşiktaştaki yeni evde, yalnız Seher hanımla otu- ruyordu. Rum hizmetçi savulmuş, ona verilen para Seher hanımın aylığına ilâve edilmişti. Bu da, Seher hanımın ağzına bir parmak bal çalmak kabilinden Şehirnin plânı idi. Paşaya gitıniş; — Mazisi, evveliyatı meşkük, bu makule kesanın ev içinde bulundurulması caiz olmasa gerek Ona verilen yedi mecidiye, saliha ve abide bir hatun olan Seher hanıma inayet buyurulursa orta hizmetine bakar, hem yemeği pişirir, hemde haneye ve veli ni- mete karşı olan minnet ve sada- katı artar! Demişti. Filhakika Seher hanımın minnet ve sadakatı artmıştı; fakat paşa- ya karşı değil, Şehri efendiye karşı. Daha akşam karanlığı basma- dan Şehrinin rakı tepsisini hazır- layor, üstüne mezelerin envaıı diziyor, paşadan haber getirmek vazifesile gelen Şebri, evin kapı- sını çalar çalmaz memnuniyetle karşılanıyordu. Hatta Şehri, eve sarfedilecek, Çeşmicellâda harçlık olacak pa- rayı bile kendi kesesinden veri- yormuş gibi bir tavur takınıyor: Hakiri pek hor görme; sayei şahanede rütbei Mütemayiz paye- miz olduğu gibi alâ kaderülistitaa paramızda mevcuttur. Ayrı gayrı- mızmı var? Diyerek liraları meci- diyeleri cebinden çıkarıp masanın üstüne koyuveriyordu, On gündür evin hakiki erkeği Çeşmicellâdın asıl efendisi sanki Şehri idi. Şebri, her akşam, köşedeki koltuğa kurulunca &vvelâ bir müddet Cemalin lâf açılıyor, yeniden Adapazarına yazılacak mektuplar, alınacak sair tedbirler mevzubahs oluyordu. Şehri bu hususta hiç bir feda- kârlığı (o esirgemiyeceğini, ohattâ icap ederse makamatı âliyeye bile müracaat edeceğini, antlarla, kasemlerle vadedip Çeşmicellâdın yüreğine su serptikten sonra lambayı kaptı mı bahçe üstünde- ki odaya yürüyüveriyordu. Bu odanın önü bahçe ve ilerisi boş bir arsa idi. Kafesleri bile indirmeğe lüzum yoktu. Buraya ayak atar atmaz torba- sından ut çıkarılıyor, içki tepsisi de ortaya alınıyordu. Gelsin taksim; gelsin peşrev; gelsin gazel, şarkı! Seher hanım da haniya binler- dendi, Zevk ve tarap civcivlendiği sı- rada mutlaka bir aralık Şebrinin yanına sokulur. — Bozuk param yok; bir iki- liğiniz var mı? Köşedeki acemden bir altmışlıkla bir sigara kâğıdı alıvereyim! Diyerek çeyreği ko- parır, odadan çıkarken de: — Anahtarı alıyorum? Bir az bitişiklere de uğrayıp öyle geli- rim! Der, onları üç dört saat yalnız bırakıp komşular da çene sallardı. Paşa, Çeşmicellâd'ın yeni evinin daha kapısından ayak basmamış- tı, Beşiktaşın ne tarafında, hangi sokağında olduğunu bile bilmi- yordu. Boyuna Şehri gidip geliyor: — Zerrekadar enduhnak olma- yınız. Efendimizin meşguliyetin- den hususatı mütenevvianın kes- retinden bahs açarak mumailey- haye lâzımgelen ecvibei mukniayı veriyorum. o Mesrudatımın sıhha- tine emniyeti tamme ile velini- mete çariçeşimle muntazır bulu- nuyor! diyordu. Pek âlâ, iyi amma bu gidişin encamı ne olacaktı? Paşa bu noktayı düşündükçe işin içinden çıkamıyordu. Bu va- ziyet daha nice bir sürüklene bilirdi? Cn gün, on beş gün, bir ay.. Daha sonrası?.. (o Vaziyetin bu şekilde devamına imkân yoktu. Çeşmiceliâdın hasreti de paşayı kemirdikçe kemiriyordu. Dünyaya metelik vermeyen adamın ağzın- dan Kerem gibi ofl sayhasi eksilmiyor, of! Dedikçe of! Diye- ceği geliyor, bağrı yanıyordu. Bu defaki iftirak öbür seferki gibi de değildi. Öbür sefer, nasıl olsa işin bir idarei maslahat tarafı vardı; şimdi o da kalmamıştı. Çeşmicellâda karşı mevkii de beterin beteri idi. Hanım efendi, hâli paşanın yüzünü görmemiş, tek bir lâf et- memişti. Kanlı, bıçaklılığa devam ediyor, sofada, koridorda tesadüf eder etmez somurtarak başını öteye çeviriyor, odasına girip çat! Diye kapıyı kafasına vuru- yordu. Çilingir sofrası da pılıyı pırtıyı çekmişti. (Devam edecek ) konaktan en SY AM a a