14 Kânunuevvel 1931 AKŞAMDAN AKŞAMA Sinirime en çok dokunan israflar Şu tasarruf haftasını tam, am- ma tam muvafık bir zamanda yapıyorlar, doğrusu.. Yeni seneye girerken, millete: — Tasarrufa riayet et! - fikrini telkin en muvafık zamandır. Dahası da var: “Tasarruf haf- tası, denen ve tasarruf propa- gandasına hasredilen bu hafta, Noel gibi, Yılbaşı gibi israfat gecelerine takaddüm ediyor. Ben, kendi hesabıma, maalesef, muktesit olmaktan çok uzağım. Hattâ enikonu müsrif olduğumu da mahcubane itiraf edeyim. Hu- yum kurusun! Ne yapayım, men-* sup bulunduğum içtimai sınıfın ahlâkı... Israftan bir türlü yakamı kurtaramıyorum . Lâkin, israflar içinde en sini- rime dokunan bir kâç tanesi var- dır ki, bunların başında, düğün- lerle Noel ve Yıl başı eğlence- lerinin israfları gelir. Evlenen bütün tanıdıklara dü- gün yapmamalarını tavsiye ede- rim. Zira, "görüyorum ki, faraza 200-300 lira varidatlı bir genç, evlenme merasimi için, elinde ve avucundakini sarfettikten sonra da üstelik borçlanıyor da... Ya baba evini rehine koyuyor, ya tefeciden, altından kalkılmaz bir faizle para kaldırıyor. Böylelikle, körpe ailenin iktisadi kökü, daha yer tutmadan zedelenmiş, çürü- müştür... Belini doğrultabilirsen doğrult... Bunun da sebebi, dü- gün !.. Bu kadar külfet ve feda- kârlık edildi; bari, bir tek cihetten ufak bir fayda hasıl olsa... Ne münasebet ?! Düğüne davet edi- lenler, bir dedikodudur kopar- tırlar; yok gelin şöyleymiş de, yok damat böyleymiş... Sonra, davette arzı didar etmek için , elbise yaptırdıkları ve düğüne (ekserisi lüzumsuz olan ve yeni ailenin hiçbir işine yaramıyan ) hediye getirdikleri için müşteki ve mutazarrırlar. Hülâsa, düğün adeti, kimseyi memnun etmiyen, kimsenin işine yaramıyan, sırf yorgunluğa ve zararı müstelzim bir âdettir.. Hele Anadolu'da bunun'getirdiği iktisadi zararları sayıp bitirmenin imkânı yoktur. Noel ve Yılbaşı gecesi eğlen- celerinin israf hususundaki fena- lığı da düğününkünden geri kal- maz. Noel'den nefret ederim: Bir kere, ne demeğe, müslüman aile- ler, evlerine o canım misk gibi kandil çöreğini, sokmazken, Noel ağacı masraflarına o dikiyorlar? Noel, bir hiristiyan bayramıdır ; Ve memleketin tabii zineti olan çamların en müthiş düşmanıdır. Sonra, şampanyaların aktığı o Yılbaşı gecesi !.. Bu geceyi tes'ide çıkanların ekserisi, tekmil aylık- larını harrangüna sarfediyorlar. Ve, yeni seneye düğün yapış tarzını yukarda anlattığımı felâ- ketzedelerin sarsıntısile | bastırı- ŞEHİR Fiat listeleri Yapılan tenzilât tastik ettirilmeli Fiat listelerini tastik ettiren lokantalardan bazıları fiatlerini indirdikleri halde tenzilli listele- rini henüz daha tastik ettirme- mişlerdir, Halbuki gerek fiatlerin tezyidi, gerek tenzilleri takdirinde fiat listelerinin yeniden tastikı lâzımdır. Fiatlerini değiştirmeyen mües- seseler aleyhinde belediye takibat yapacaktır. Ayakkabıcılar kooperatifi Ayakkabıcılar kooperatifi mek- teplerdeki kooperatiflerle temasa başlamıştır. Mektep kooperatifle- rinin ekserisi Ayakkabıcalar koo- peratifinden mal almağı taahhüt etmişlerdir. Ziraat odası bir türlü oda bolamıyor Ziraat odasının çalışmak için bir oda bulması da mesele olmuş- tur. Ziraat odası ticaret borsa- sında boş bir oda istemiştir. Borsa bu talebe menfi cevap vermiştir. o Şimdi ziraat odası ticaret odasından bir oda iste- mektedir. Şarapçılık konferansları Ziraat odası halka şarapçilık ve konservecilik hakkında kon- feranslar verecektir. Bu konferans- larda halkın evinde yapabileceği şeyler öğretilecektir. Karanlık sokaklar Bazı lâmbaların yerleri değiştirilecek Halktan bazıları sık sık beledi- yeye müracaat ederek sokaların karanlığından şikâyet ediyorlar. Son zamanlarda elektrik şirke- tile yapılan mukavele üzerine yeniden 500 lâmba talik edilmişti. Buna rağmen şikâyetler gene deveran etmektedir. Yapılan tahkikata göre “bu lam- balardan bir kısmının bulunduk- ları yerler iyi intihap edilmeden konuldukları anlaşılmıştır. Bunun için bu lâmbaların yerleri, müna- ip görülen yerlere konacaktır. Yılbaşı gecesi Böyle gecenin hayr umulur mu senesinden Muhterem hemşehrilerim! Bu sene, yılbaşı gecesini, hem kendi menfaatinizi, hem buhranı, hem de milli tasarruf şiarını nazarı itibara alarak, müsrifçesine tesit etmiyin. Hatta mümkünse, inadınıza, girin ve mışıl mışıl uyuyun! 1932 senesi, böylelikle daha meymenetli ola- caktır, bana inanın! (Vâ-Nü) HAB Vilâyet aleyhinde Musikişinaslar cemiyeti tarafından dava açıldı “Istanbul musikişinasları esnafı cemiyeti reisi Halit B. tarafından Istanbul vilâyeti aleyhine bir dava ikame edilmiş, 10 bin lira maddi zarar, 20 lira da manevi zarar istenmiştir.Müddei, vilâyet tarafın- dan cemiyet teşkiline müsade verildiği halde cemiyet azasının hariçte icrayi sanat etmelerine mani olunduğunu iddia ediyor. Bu davaya takaddüm eden vazi- yet vardır. Bundan bir kaç sene evvel garp musikışinasları (o esnaf o cemiyeti namile bir cemiyet teşekkül etmiş. Ve cemiyet azalarına birer hüviyet cüzdanı verilmiştir. Bu esnada vilâyet (o aleyhinde dava açan Halit efendi ve arkadaşları vilâ- yete müracaat ederek . “ Türk musiki teavün cemiyeti,, ünvanlı bir cemiyet teşkili için müsaade almışlardı. Bu cemiyet (oOmen- suplarının Oo musaddak (hüviyet varakalarını hamil olmaksızın gazino, bahçe, tiyatro gibi umumi yer- lerde saz çalmaları üzerine, bele- diye tarafından cezalandırılmış- lardı. Belediye, esnaf cemiyetleri ni- zamnamesi muçibince bir şehirde iki esnaf cemiyeti bulunamayaca- ğını ileri sürerek bunların garp musikışinasları cemiyeti azası gibi hüviyet cüzdanı almaları lâzım geldiğini kendilerine bildirmiştir. Bunun üzerine bu cemiyet men- supları dahiliye vekâletine müra- caat ederek şikâyet etmişlerdi. Vekâlet, musikişinasların, esnaf olmadığını bildirmiş, fakat iktisat vekâletinin (son işarı üzerine umumi yerlerde icrayı sanat edenlerin mutlaka esnaf hüviyet cüzdanı âlmaları lâzım gelmiş, bu işar üzerine zabıta gene bunlar- dan bu hüviyet varakasını iste- miş ve ceza almakta devam et- miştir. Açılan davanın bir husu- siyeti de musikişinasların esnaf olup olmadıklarını tayin edeceği itibarile mühimdir. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye SemeLik 1400 kuruş GAYLIK 760 > Ecnebi 2100 kuruş 450 > 800 » SAYLIK 400 » m” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. — Saban 4 — Kasım: 37 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 1249 236 727 947 2 1,39 Va, 5,30 717 128 14,29 16,41 18,20 ERLERİ Yeni bir ihtilâf Defterdarlık Bey- lerbeyi iskelesin- den vergi istiyor Defterdarlık ile belediye ara- sında yeni bir ibtilâf çıkmıştır. Defterdarlık, Beylerbeyi iskele meydanı için bir kıymet koymuş ve belediyeden vergi istemeğe karar vermiştir. Bu talebin diğer umuma mahsus meydanlara da teşmil edilmesi bekleniyor. Bu meyanda Taksim (Cumhuriyet (meydanı, Beyazıt meydanı da vardır. Def- terdarlık, bu meydanları varidat temin eden arsalardan saymak- tadır. Deftardarlıın bu talebi üzerine belediyenin noktai nazarı şudur: Bu meydanlar, umuma tahsis edilmiştir. o Bunların belediyece hiç bir suretle tasarrufu kabil değildir. Çünkü kanunu medeni bu meydanların mülkiyetini dev- lete bırakmıştır. Ancak bu meydanların idaresi, tanzim ve tanzifatı kanunen be- lediyeye aittir. Belediye ancak, bazı işgaller- den dolayı gene kanunun verdiği bir hakka istinaden bazı resimler alabilir, Binaenaleyh! mülkiyeti devlete ait bu kabil yerlerden vergi almak doğru değildir. Be- lediyenin noktai nazarı defter- darlıkça kabul edilmezse, ihtilâ- fın halli şurayı devlete intikal edecektir. Şişe fabrikası Şehrimizde bir fabrika açıl- masına teşebbüs ediliyor Yerli osermayedarlardan biri, şehrimizde bir şişe fabrikası aç- mağa karar vermiştir. Verilen malümata göre şişe fabrikasını açacak olan sermayedar, Müski- rat inhisar idaresinden de büyük yardım görecektir. Şişe fabrikası hariçten çubuk halinde cam geti- recek burada şişe haline koya- caktır. Istanbul sokaklarında Konservatuvar filim sahip- lerinden tazminat istiyecek Istanbul sokakları filmi müna- sebetile, konservatuvar (o İpekci kardeşlerden 10 bin lira tazminat istiyecektir. Bu mesele hakkında konservatuvarda salâhiyettar bir zat şu izahatı vermiştir: —“Istanbul sokakları filmindeki halk şarkılarının telif kakkı bize aittir. Filmi çevirten ipekçilerin bu şarkılar için bizden müsade alması lâzımdı. Bulutsuz memleket Bir gazetede okudum: Alman profesörlerinden biri gökteki bu- lutları toplayıp elektrik yapacak- ıtış.. Fena teşebbüs değil.. Fakat Alman aliminin keşfi tahakkuk ederse biz bu işte o kadar pek büyük kâr görmeyeceğiz. Anadolunun cenup ve orta şehirlerinde en az bulunan şey buluttur.. Bandırmadan trene bi- nüp şimala doğru uzanın. Manisayi geçtikten sonra saat- lerce gidersiniz. Başınızın üstün- deki sema mas mavidir. Bir Kümecik olsun bulut görmezsiniz... Hava iyiden iyiye soğumuştur. Kuru bir ayaz etrafı kasar kavu- rur.. Fakat güneş pırıl pırıldır. Sema mas mavidir.. Görünürde bulut değil ya duman bile yoktur.. > Kânunusaninin en soğuk günle- rinde bile sizin için semada avuç içi kadar bulut görmek kabil değildir. Bir Istanbullu bu içerlek şehir- lerde, kuytu kasabalarda en ziya- de bulutun hasretini çeker. Hattâ bazan Istanbulun kapalı, bulutlu, sıkıntılı havaları bile insanın gö-“* © zünde tüter.. Istanbulda iken be- ğenmediğiniz bulutlu havaların hasretini dağlar arkasındaki bir cenup şehrinde mavi bir semtin pırıltılı bir güneşin altına çekersi- niz.. Istanbul bulut şehridir.. Ve siz İstanbula dönerken yavaş yavaş şehrin üstüne bulutlar ko- * şuşmağa başlar.. Hanı uzun zaman dalgalarla (Oboğuşan (o gemiciler martı görünce karaya yaklaştık- larını anlarlar: — Heorrral. diye bağırırlarmış.. Martı nasıl denizde karaya yak- laşmanın alâmeti ise bulutda sizin için İstanbula yaklaşmanın alâmetidir. Havada bulut görünce “ köprü başını kız kulesini; yangın kulelerini, Süleymaniyeyi görmüş kadar olursunuz. Bulut size adeta bir aşina yüz tesirini yapar. Hikmet Feridun Halk şarkıları Konservatuvarın başka ii bir plak fabrikasile anlaştığı doğru değil Bir refikimız konservatuvarın halk şarkılarını plâklara aldırmak için başka bir fabrikayla muka- vele aktedeceği yazılmıştı. Verilen malümata göre bu haber doğru degildir. Plâklar, eskisi gibi şehrimizdeki fabrıkada yapılacaktır. Yeni halk şarkıları arasında evvelâ Anadolu havaları vardır. Konservatuvarın' topladığı balk şarkılar Viyana ve Moskovadan istenmiştir. Bulgar halk şarkıları Bulgaristan'da toplamak için bir cimiyet teşkil edilmiştir. Bu cemiyet konser- vatuvarla halk şarkıları müba- delesi yapacaktır. Bir münekkit — Bu tasarruf haftasına da ne lüzum var Amca Bey... .. Tayyareyle şehre kâğıtlar atılacakmış... Amca Beye göre... .. Yok bilmem radyoda kon- feranslar verilecekmiş de... ... Sokaklarda resmigeçitler yapılacakmışl.. Bu kadar masraf da ne olacak ?.. A. B. — Yoooooo, hazret, sen bu kafayı değiştir!... Bir sarfetme- den beş kazanılmaz!.. halk şarkıları” a ? vo i