Joan Kravfordun en çok güneş ve ziyadır ... sevdiği Artist Nev Yorktaki karanlık odasında hep aydınlık bir evi düşünüyordu Joan Krav'ord Hollivut 6 (Hususi) — Hollivut- taki sinema artistleri arasında en mesut ve rahat yaşayanlar Joan Kravford ile kocası genç Duglas Fairbanks tır. (o Evleneli seneler geçtiği halde bu iki artist halâ bal ayı yaşiyor gibidirler. Boş vakitlerinde biribirinden kat'iyen ayırılmazlar. En çok sevdikleri yer Evleridir. Joan Kravford birkaç evvel, henüz tanınmadan evvel New Yorkun tenba ve dar sokaklı bir mahallesinde küçük, sıkıntılı bir evin bir odasında oturuyordu. Bu oda güneş almazdı. Genç kız güneşe hasret kaldığı için haya- inden dalnai: “Ah: bir param olsada bol güneş alan aydınlık, ferah bir ev yaptırsam...,, der dururdu. Joan bu emeline vasıl olmak, yani bir ev yaptırabilmek için çok çalışmıştır. Hollivata gittik- ten sonra gece gündüz uğraşmış, nihayet kendisine bir mevki temin edebilmiştir. Genç kız sinema şirketile ilk mukaveleyi yaparak bolca para kazanmağa başladığı gün üç yere telefon etmiştir. Önce annesine büyük bir film şirketi tarafından angaje edildiğini baber verilmiştir. gene Duğlas Fairbanksa evlenmelerinin yaklaştığını bildirmiştir. sene Sonra Üçüncü olarak ta bir mimara telefon etmiş | ona da kendisine ev pılanları hazırlamasını söylemiştir. Kenç kız az zaman içinde Hollivutla denize aynı mesafede, bir tepenin üzerinde büyük bah- çeler içinde her tarafından bol ziya ve güneş giren bir ev yap- tırmıştır. Ev bitince Duglasla Joan evlenmişler ve balaylarını bu yeni binada geçirmişlerdir. Evin ber tarafı açık (renk seten, çiçekli tafta ile döşenmiştir. Joanın yatak odası mavi tafta ile döşen- miştir. Joan Cravford evi ile uğraşmayı pek sever. Her gün stüdyoya git- mezden evel evdeki vekilharç kadın ile uzun uzadıya görüşür, pişirilecek yemeği, yapılacak işleri tarif eder. Ay başlarında evin hesabatını kendisi tetkik eder, israf edilmemesine dikkat eder. Joan ile Duglas filim çevirdik- leri zaman akşamları hafif yedik- ten sonra dokuzda yatarlar. Sa- bahları erken, altıda kalkar, stüd- yoya koşarlar. Serbest oldukları zaman her taraftan güneş alan bir odada birer saat güneş ban- yosu yaparlar. Sonra tenis oynarlar, çaya mi- safir davet ederler, briç oynarlar. Bu iki genç karı koca, evlerine misafir davet etmeği çok sevdik- leri halde kendileri ziyarete git- mekten hoşlanmazlar. Bir fransız artisti Hollivuta geliyor (Gel evlenelim ) ( Fraklı adam ) (Yaşasın hakikat ) filimlerinde oyniyan Pierre Etchepare, Holli- vutta filim çevirmek üzere Para- şirketi tarafından riunt angaje edilmiştir. Hulbia çorireceği ilk rol Maurice Chevalier'nin, Jeanntte Makdonalt ile çevirdiği ((Bir saat sizinle) filiminde olacaktır. Altın arayıcılar Ufa yeni bir terbiye filmi vücuda getirdi Ufa 1930 senesinde Romanyaya bir heyet yollayarak dağlarda köyler ve şehirlerde binlerce met- relik filim aldırmıştı. Şimdi bu çekilen kısımlar, ayrı ayrı muh- telif terbiyevi filimler için esas teşkil ediyor. O meyanda son defa “Roman- yada altın arayıcıları,, isminde bir filim gösterilmeğe başlanmıştır. Mutat veçhile, ilâve edilen ve “çerçeve vakası,, denilen bir vaka gerek mukaddeme ve gerek arada icap eden izahatı vermeğe yara- yor. Filim sesli olarak alınmış, olduğu için gerek ilâve edilen bu küçük roacera, gerek mevzuu çok şayanı dikkattir. Romanyanın “ Siebenburgen ,, denilen madenleri oldukça zen- gindir. Bu meyanda altın maden- leri de vardır. Ekseriya olduğu gibi burada da altın damarları kuvars damarları arasında bulu- nuyor.Bunlara “koya altını,, denir. En meşhuru “Siebenburgen,, deki “Hunedoara,. altın madenleridir. Burada yüksek sermaye ve teknik ile | çalışılmasına mukabil bir de “köylü maden kuyuları , denilen wfak ve her birini bir köylü ailesinin işlediği basit damarlar vardır. Bunların tipik i nümunelerine “Rosia Montana, civarında tesadüf olunur. Bu zavallı insanlar uzun seneler hiçbir (o büyükçe (parça (altın bulamamışlardır . Ona rağmen “altın humması, denilen bir hırs ile bütün aile çalışmaktadır. Büyükler maden kuyusuna gi- rerek kazarlar, ve bu çıkardıkları parçaları gençler evlerine taşırlar kadın ve çocuklar da bu kaya parçalarını değirmenlere götürür- ler. Orada ezilen ve sulu bir çamur haline getirilen bu kaya tozları arasında büyük bir asa- biyetle altın kırıntıları ararlar. Bu tarzda bir tahta değnek ile aramakla tekmil altın zerreleri bulunamiyacağından bir o kısım altında kaybolup gitmektedir. Işte Ufa terbiyevi filmi “Ro- manya'da altın arayıcıları, , bize bütün bunları alâkadar edici bir şekilde göstermektedir. Tavla merakı. Hollivutta herkes tavla oynıyor Hollivutta bir iki seneden beri artistlerin en çok oynadıkları briç ile mah-jongun modası geç- mek üzeredir. Şimdi salonlarda, oynanan, ve herkesin ögrenmeğe heves ettiği şey tavladır. Tavla merakının nereden ve nasıl Hollivuta girdiği malüm değildir. Yalnız meşhur sinema artistlerinin bile saatlerce tavla oynadıkları görülmektedir. Tavla oyununa ( bak gammon ) denil mektedir. Geyiğin aşk feryadı Teşrinievel (ayında (geyikler çiftleşirler. Bu zamanda dişilerini ihtimamla muhafaza eden, veya dişi arayan geyiklerin almanyada mebzul bulunan ormanlarda garip seslerle bagırdıkları duyulur. Geçe karanlığında bu bagırışlar çok esrarlıdır, ve herkes onu dinlemek için yakın gider. Son Ufa filim gazetesinde bu sesler zaptedilmiştir. ormanlara | Ceki Kuganın halefi olacak çocuklar Almanyada çocuklar tarafından güzel bir filim çevriliyor Berlin mektupları Tnk Vefi Hırsızı yakalamıya muvaffak olan Emi! ile arkadaşlarını polis komiseri Berlir 18 ( Hususi ) — “ Ceki Kugan ,, filim çevirmez olduktan sonra, daha doğrusu çocukluk çağından çıktıktan sonra, onun yaptığı gibi güzel çocuk filimleri göremez olduk. Bu filimler hem çocuklara ( seyrettirilecek (güzel bir şey, hem de büyüklerin zevk duyacakları birer kiymetli eser- lerdi. Şimdi Ufa böyle bir filim yap- mıştır. Son günlerde tamamlanan bu filmin adı “ Emilile detekif,, olup, aynı isimdeki meşhur bir almanca romandan iktibas edil- miştir. Bu filimde bir çok genç çocuk- lar oynamakta, ve başrolları yap- makdadırlar. Bu çocuklar 4000 Berlinli mektep çocuğu birerbirer tecrübe edildikten sonra seçilmiş, ve filim mektep tatilinde çevril- miştir. Şimdi bu sanatkâr çocuk- lar mekteplerinde derslerine çalış- makla meşguldurlar. Ötedenberi sahnede oynayan | küçüklerede bu filimde rol veril- miştir. Meselâ Berlin sahnelerinin | minimini yıldızı çok şirin ve güzel “İnge Landgut, bu filimde kızlar içinde baş rolü oynamaktadır. a IE i filmi Emli ile det tebrik ediyor Emil rolünü genç “Rolf Wenk- haus oynuyor. Büyüklerden başrolü oynayanlar “Rritz Rosp, Kaethe Hoaek, Dega Eneg,, dir. Filmin musikisini “Alan Grey, bestelemiştir. Kitabını “Billy Wil- der,in yazdığı bu çocuk filmi “Günther Stopenhorst,, un idare- sinde ve “Gerhard Sampreeht,, in rejisörlüğile çevrilmiştir. Küçük daktilo Bu hafta Elhamra sinemasında Küçük daktilo filmi gösteriliyor. Bu filim evelce Melek sinemasın- I dada gösterilmiş ve çok rağbet | görmüştü. Filmin mevzüu zengin bir bangerin küçük daktilosuna âşık olmasından ve daktilonun bütün cazip tekliflere mukavemet etmesi üzerine nihayet kızla ev- lenmesinden ibarettir. Fakat ara- da pek hoş ve eğlenceli vakalar vardır. * Ufa şirketi hesahına, Vilhelm Thiele yeni bir film çevirmeğe başlamıştır. Filmin ismi (Kız ile erkek ) tir. Baş iki rolü Lilyan Harvey ile: Henri Garat oyna- maktadırlar. $ > > R r v p 5 © 5 6 < p © & 6 -