Pariste şayanı dikkat bir muhakeme Maznun: “Çok vahşiyane hareket ettim, idam cezasına liyakat kesbettim,, diyor! Akşam Maznunun annesi utanmasından aile ismini değiştirdi. ve oğlunu kurtarmak için mahkemeye gitmedi Geçen hafta Paris'te şayan dikkat bir muhakeme görülmüş, bir mücevlerciyi öldüren Georges Gauchet isminde bir genç idama mahküm olmuştur. İşin asıl şayanı dikkat tarafı ( Georges) in idam kararmdan sonra : » — Evet bu karar çok haklı.. Çok yerindedir. Çok vahşiyane hareket ettim... İdam bana lâ- yıktır... Demesidir. Bu muhakemeye ait cinayeti 'kısaca hikâye edelim: i Pariste Avenue Mozartta bir mücevherci dükkânı var. Mağaza- nın sahibi Dannenhoffer isminde bir adamdır. Geçen teşrinisanide bir akşamüstü... Saat yedi. Dükkânlar kapanmak üzere... Dannenhoffer dükkânda yalnız otururken içeriye genç bir adam girmiştir. İşte bu adam cinayeti yapan Georges Gauchet'dir. Genç adam dükkândan içeri girince: — Elmas isteyorum.. Bir de kapaklı saat lâzım, demiştir. Genç adam daha bir çok mücevherat çıkartıp uzun uzun tetkik etmiştir. Bir aralık Dan- nenhoffer bir mücevher çıkarmak için dükkânın bir köşesine git- miştir. İşte bu esnada Gerorges masanın üstünde duran bir kısım mücevherleri alıp cebine atmıştır. Dannenhoffer bunun farkına var- miş ve derhal gencin yanına yaklaşarak: — Ne yapıyorsun? diye bağır- mıştır . Boğazboğaza Bunun üzerine genç adamla, mücevherci boğazboğaza döğüş- meğe başlamışlardır. Georges bir aralık eline geçir- diği ağır bir cismi Danmenhofferin başına indirmiştir. e Mücevherci aldığı darbenin tesirile bayılmış- tır. Georges tabancasını çıkarmış ve Danenhofferin yanına yakla- şarak başına ateş etmiş, mücev- herciyi öldürmüştür. Katil bun- dan sonra mücevherleri toplıyarak alıp gitmiştir. Zabıta yaptığı tahkikat netice- sinde Georges'i yakalamış ve katil gencin muhakemesine baş- Tanılmıştır. Georges ıyi bir aileye mensup olduğu için en kibar aileler mahkemeye gelmişlerdir. Georges büyük bir soğuk kanlılıkla salondan iceri girmiş, gene gayet kuvvetli bir itidal ile kedisini müdafaa etmiştir. Katil genç mah- kemede çok iyi giyinmiş, traş olmuş ve tuvaletini ihmal etmemiş bir vaziyette hazır bulunuyordu. Sefahat ve tereddi romamı Georges'n hayatı baştan başa bir sefahat ve tereddi romanı ha- Tindedir. Bir kere bu gencin mektep hayatı çok fenadır. Georges bir çok liselere girmiş, fakat her mektepte de fena bir talebe olmuştur. Georges derslerine ça- lışmamış ve mütemadiyen sınıf dönmüştür. Ailesi çocuğun adam olmağa niyeti olmadığını görünce delikanlıyı mektepten almışlardır. * Georgesun babası büyük bir pastacı dükkânının sahibidir. Baba oğlunu müessesenin imalât kıs- mına yerleştirmiştir. Fakat Georges Simon gençi kokain ve morfine de alıştırmıştır. Bu suretle az bir zaman içinde paralar suyunu çekmiştir. Ginayet günü Cinayet günü Georgesun ce- binde 10 frank kalmıştır. Georges saat altıda metresi Simon'a: — Sen beni bir lokantada bek- le., Muhakkak gelirim... demiş ve ayrılmıştır. £ Cinayet sahnesinin tafsilâtını da yukarıda yazdık. George'nin muhakemesinin şa- $) yanı dikkat tarafı herifin soğuk- Katil Georges Gauchet Katilin dostu Limen altüst etmiştir. Babası bunun üzerin haylaz oğlunu imalât kıs- mından alip satış kısmına yerleş- tilmiştir. e Fakat bu da faide etmemiştir. Georges burada da hiç iş görmemiş, bir çok kaba- hatler yapmıştır. Bu esnada delikanlının askerliği çıkmıştır . oOGeorges askerlikte mutadı hilâfına olarak çalışmış, hatta çavuşluğa kadarda terti etmiştir. Askerden döndükten sonra babası - kendi müessese- sinin haricinde - oğluna bir çok işler bulmuşsa da Georges bir türlü haylazlıktan vaz geçmemiş- tir. Georges nihayet bir bankaya girmiş ve ayda 900 frankla çalışmağa başlamıştır. Bu esnada gencin halinde biraz salah görül- müştür. Fakat bu mesai gayet az devam etmiştir. 196 bin frank miras Nihayet 1929 senesinde Geor- gesin babası ölmüştür. Bunun üzerine haylaz genç hemen mi- rastan hissesini almak istemişti. Ailesi, Georges'a 196,000 frank olan miras hissesini vermiştir. Georges bu parayı alır almaz Montmartrda bir oda tutmuş, bir de otomomil satın almıştır. Bundan sonra Georges kadın ve aşk peşinde dolaşmağa başla- mıştır. Fakat George'a kolay elde edilen kadınlardan başka hiç kimse yüz vermemiştir. Kokain ve morfin Bu esnada George Simon is- burada da fena huylarmı göster- | minde hafifmeşrep bir kadınla miş ve müessesenin imalât kısmını düşüp (O kalkmağa başlamıstır. kanlılıkla her şeyi itiraf etmesidir. George : — Meselede kasıt yoktu.. Onu öldürmiyecektim.. Bana saldırdı, öldürmeğe mecbur oldum, diyerek kasti inkâr etmek istemiştir. Fakat cesedi muayene eden adliye dok- torları da: George cinayet esnasında pek vahşiyane bir surette hareket et- miştir, Meselede kasıt vardı. Katilin dediği doğru değildir. Bilâkis George Dannenhoffere tecavüz etmiştir. Katil eğer (istenmiş olsaydı mücevherciyi başına vurup bayılttıkktan: sonra çıkar giderdi. demiştir. o Dinlenilen (şahitlerin hemen kâffesi Georgenin aley- hine şehadet etmişlerdir. Yalnız müdafaa şahitlerinden bir garson katilin bir parça lehinde söyle- miştir. Bu lehteki şahitlik de U şundan ibarettir: — Her akşam yediği yemeğin parasım verirdi. Neme lâzım. Hiç takıntı bırakmadı. ” Annesi mahkemeye gelmiyor Katilin annesi hicabından mah- kemeye (gelmemiştir. (Halbuki; mücrimin anneleri daima jüri üzerinde hüzünlü hallerile büyük bir merhamet tesiri uyandırırlar. Georgenin annesi bu vakadan o kadar utanmıştır ki Gauxhet ismini bırakmış ve genç kızlık ismini taşımağa başlamıştır. Müddeiumuminin (o muhakeme- nin nihayetine iddiasını. serdetmiş ve: — Nihayet bende insanin, bir hayatın sönmesini istemem. Fakat maalesef maznunun idamını isti- yeceğim... demiştir. Katilin müdafaa vekili Parisin e vie “yal nlila “İN Bakacaksınız ki; (otomobilin G p ii “ | tekerlekleri (oçamurlara saplana- ğe en cak.. Arabacının atları inat ede- — Bu genç pek bedbahtır. Kendisinin idamından bir şey kazanılmaz.. 25 sene kürek verin. diye katilin kafasını kurtarmak istemiştir. Fakat juri heyeti müzakereye çekilmiş ve 5 reye karşı 7 reyle maznunun idamına karar verilmiştir. eski erkânıhar- M Kiel Siri nel biye reisi ceneral ie bik e Ludendorf, ye- kemede bulunmuş ve şayanı hay- rettir ki eski sevdiğinin yüzüne bile bakmamış, onun leyhine tek 25 Teşrinievvel 1931 Izmir mektüpları Kış demek İzmir için can sıkıntısı demektir Bir kere yağmurlar başladı mı Izmirin umumi İzmir, 20 (Hususi) — Dışarıda ince bir yağmur; yine ince, fakat keskince bir soğuk var.. mubarek kış; son bahar mevsiminin içinden soguk elini uzatarak ensemize, yüzümüze ve bilhassa burnumuza temas ediyor.. Camlara vuran yağmur darbe- lerini dinliyoruz. Bir Arkadaş; — Kış geldi, fırak açmadadır sineme yarel Diye mırıldandı.. Filhakika İz- mirin soguğı - İstanbulla kıyas edilemezsede - yağmurunun hatırı sayılır.. Bir kere başladımı, artık işiniz, gücünüz yoksa, günleri, haftaları, bazen de ayları sıra ile sayınız... Hani bir hikâye vardır: Bir kadı; vaktile bir kazaya tayin edilmiş. Fakat orada bulun- duğu müddetçe bilâ fasıla hergün yağmur yağmış. Nihayet kadı efendi başka yere kaldırılmış ve birgün; eski bulunduğu kazadan bir zate tesadüfle sormuş: —Ne var, ne yok? Sizin memle- kette hâlâ yağmur yağıyor mu?. İzmir de-aynen öyledir. Meselâ kış geldi mi; biliniz ki; yağmurlar aylarca devam edecek. Bizim ma- ruf lâğımlar gene patlıyacak.. Seller ortalığı bastıracak. İkinci kordonun bazı aksamı, Balcılar caddesi, Karşıyaka (sokakları, Göztepe yalı boyları; insaf bile etmeden, gırtlağa kadar su ile dolacak.. Ve, hamallar: — Beş kuruşa, Beş kuruşa! Diyerek bizi muvakkat ve arizi göllerin bir tarafından diğer tarafına taşıyıp duracak.. cek. Havada küfürler daire çize- cek... haftalarca devam eder bir manzarası Yağmuru, hele İzmir yağmuru mu?, Kaynağına bereket?. Şimdiden müstakbel hayatın üç aylık kış mevsiminin manza- rasını tahayyül ediyoruz. Falcılığa lüzum yok, bu hel her sene böyle tekerrür edip: duruyor.. Kimbilir; bizim kanalizasyon işleri bitmezse, mecralar tathir edilmez, derelerin taşdığı yerler ıslah olunmazsa, daha kaç sene aynı manzara devam edip gidecek.. Canınız sıkıldı da gezmek iste- diniz.. Nereye gideceksiniz, düşü- nürsünüz? Tiyatro yok, gazino yok, kışlık eğlence mahali yok... Yalınız sinema var.. Tramvay, araba, otomobil, yaya, sinema kapısından içeriye.. Tıklım tıklım.. Balık istifi vaziyetinde bir sürü seyirci.. Arada fırsatcu eller.. Hafif çimdikler, dirsek temasları, manidar bakışlar ve gülüşler. Taliiniz yoksa baston yutmuş gibi, boyunuz beş santim uzamış bir halde sinemayı seyre dalarsınız. Sağda kundaklı bir boçuğun acı acı feryadı. Solda cigaralarını tellendiren keyifli, kafa tütsülü bir gurup... İzmirin bir Çatalkayası vardır. Orası, halk için bir barometro vazifesini görür. Havai tehavvülat oradan istitlâl edilir. Busatırları yazarken bende oraya baktım ve gördümki; Çatal kayanın tepesi etrafı dumanlı, bulutlu, dolgun ve gebe... Arkadaşım mırıldanıyor: “Kış geldi fırak açmadadır sineme yare,, Bende ilâve ediyorum: Yağmur bakam neyliyecek nazlı diyare. Ludendorf Alman orduları geni ile birlikte bir kitapçı dük- kitapçı ndorfts farla yeride Merlin y a e ZE z kânı (o açmıştır. i z kelime Ky ei hakim: Gere di PM — Bu çocuk sizin içinbu cina- | dorf bu dükkânda Tİ yeti yaptı... Diye kendisine çıkışmıştır. kendi. eserlerini ve bilhassa harbe ait eserler sat- YENİ NEŞRİYAT ankle; Eli Resimli Şark erkânı harbiye 10 Numaralı Teşrinievvel nus- | reisi yakında hası üç renkli gayet güzel bir | birde (matbaa kapak içinde mütenevvi yazı ve |açmak ve tabiblik resimleri muhtevi olarak intişar | etmek niyetinde imiş. Resmimiz etmiştir. gösteriyor. Ki KR EZ LAR