i : b i i i ve ; | Sahife 2 - Mazhar Osman beyle bir saat.. (Baş tarafı birinci sahifede ) zeli bulurum. Hüseyin Cahidin 'ürkçesine meftunum.. Aka Gün- düzün bilhassa eski yazılarını meselâ “Selâniğin bombardımanı,, gibi yazılarını çok severim. Siz gençlerden soruyorsunuz değil mi?. Eğer boyu küçük diye onu da genç addediyorsanız Sadri Etemin hikâye leri pek hoşuma gider.. (Vâ-Nü)nun yazılarını hiç kaçırmam... — Daha.. Beyefendi.. Daha.. Meselâ Reşat Nuri bey.. — Reşat Nuri beyi de genç sayıyor musunuz ?.. Onu pek be- genirim. Patolojik tip diye tavsif edilen roman kahramanlarını bile fevkalâde beğenirim. Bütün eser- lerini oOokumuşumdur.. Esasen en ziyade beğendiğim romancı Hüseyin Rahmi ile Reşat Nuridir. — Son şairleri nasıl buluyor- sunuz! Sizin için tetkik mevzuu olan şiirlere rast gelmeyor musunuz? Gülümsedi: — Vallâhi birçok tetkik mev- zuları içinde nazarı dikkatimi celbetmeyor.. — Bazı yeni şairler de ve bazı yeni vezinsiz şiirlerde bir anor- mallik, bir gayri tabiilik görme- yormusunuz? — Dikkat edin sanatte çok sivrilen insanlar arnomaldir. Hay- retle hayatlarını takip ettiğim Mopasan'ların, Moser, Lafonten'- lerin, Oskar Vayld'lerin, Jan Jak Ruso'ların oanormaliklerini kitap- lara yaza yaza bitiremezler. Meselâ Jan Jak Ruso itirafatınde ne kadar gayri tabii bir adam olduğunu yazmıştır ve korkmaya- rak gülünç kusurlarını dökmüş, ne kadar mazohist olduğunu halka ilân etmiştir. Bir çok sanat dehaların- da bir çok gayri tabiilikler vardır. Esasen deha vücuttaki meleke- lerden birinin diğerlerinin aley- bine inkişaf etmesi demektir. Meselâ: Hayal, zekâ, görüş mele- kelerinden biri dehşetli inkişaf eder. Fakat bu inkişaf diğerlerinin aleyhine olur. İnkişaf eden meleke büyük mahsuller verir. Zayıflayan- larda enormallik tevlit eder. Benim fikrime nazaran sanata biraz anormallik karışmazsa sanat olmaz. Bunun için bir çok büyük sanatkârlarda şayanı hayret tuhaf kusurları bulunabilir. — Bütün bunlara rağmen bir daha sorayım. Yeni şiiri nasıl buluyorsunuz?. Mazhar: Osman bey hiç bir mesele hakkında fikrini saklamaz. Gazetelere verdiği beyanatta kâh darülfünuna, kâk kadınlar birliğine dair düşündüklerini açık açık söylemiş ve etrafını kızdırmaktan hiç ürkmemiştir. Fakat bu sualim üzerine gülümsedi. — Siz, şairleri bana musallat edecksiniz.. Fakat nafile muvaf- fak olamazsınız. Her yeni şey lâzımdır. Her moda güzeldir. — Peki amma beyefendi. Artık bugünde muntazam söz söylemek gayri tabii bir şey değil mirdir. Nazım yavaş yavaş ortadan kalık- mıyacak mı?. — Zannetmem... Nazım gayri tabii olabilir. Fakat demin söyle- diğim gibi gayritabülik sanatın salçasıdır. Bundan başka sanat eserinin içine tuz ve biber maka- mında da bir az zorluk ve karı- şıklık konulur. Meselâ basit musi- kinin hiç kıymeti yoktur. Fakat Bethofen'nin en güç, en karışık parçalarını pek takdir ederler. Musikiden anlamıyanlar basit mu- sikiyi severler, Bethofen'den bir şey anlamazlar. Musikişinaşlar da bilâkis Bethofene taabbüt ederler. Bu da gösteriyor ki Bethofenin güç ve karışık parçalarında derin bir sanat vardır. Anlaşılıyor ki Anor- mallik, güçlük, karışık sanat icabatındandır. Nazımda da bu üç unsur kâfi derecede vardır. Binaenaleyh (osanat (yaşadıkça Alman kabinesi Rayhştağda hararetli müzakereler Berlin 14 ( Hususi ) — Yeni kabine bugün Rayihştağ mecli- sinde programını okumuştur. M. Rrüning, hükümetin her şeyden evvel dahilde ve hariçte sulh ve sükünu temine çalışmak istediğini izah etmiştir. Program okunurken komünistler bir çok defa gürültü çıkarmışlar- dır. Milliyetperverlerin de büyük bir heyecan içinde bulundukları görülüyordu. Müzakere yarına kalmıştır. Yarın muhtelif hatipler söz söyliyeceklerdir. Hitler, iktidar makamını elde etmek istiyor Berlin, 14 (A.A. ) — Hitler, dün akşam Berlin'de toplanan müfritlerin bir içtimaımda, kendi fırkasının mes'uliyeti kabul ede- rek iktidar mevkiine geçmek arzusunda olduğunu ve Reisicum- hur Hindenburg'dan yeni hükü- metin teşkilinin Nasyonalist - Sos- yalistlere tevdiini talep eylemiş bulunduğunu mübeyyin bir beyan- nameyi okutmuştur. Şiddetli nümayişler Essen, 14 (A.A.) — Dün ak- şam nümayişçilerden mürekkep bir kafile şehrin başlıca cadde- lerindeki birçok mağazaların cam- larını kırmıştır. 79 nümayişçi tev- kif edilmiştir. yYabonyada tayfun Tokıo 14 (2..A.) — Japonya'nın şark sahilinde bir tayfun vukua gelmiştir. 200 kadar kişinin ölmüş olmasından korkduluyor. M. Litvinof Rus hariciye komiseri ayın 26 sında geliyor Rus hariciye komiseri M. Lit- vinof Teşrini evvelin 26 sında İstanbula gelerek ve buradan Ankaraya gidecektir. Rus hariciye komiseri Ankarada bir kaç gün kalacak ve dönerken İstanbul da da bir iki gün ikamet ede- cektir. M. Litvinof ile birlikte Moskova sefirimiz de gelecektir. nazım da yaşayacaktır. Fakat nesrin büyük güçlüğünü de unutmamalı. Şimdi bütün fransız edebiyatını okuyorum. İngiliz edebiyatına da bayılıyorum. o Bilhassa (OBernar Şov, Mark Tuven, Oskar Vaylde, Kipling.. hele Kipling ve Mark 'Tuven.. efendim bir eserde dışten ziyade içe bakmalı.. Sanat ese- rinde fikir olmalı. Kelime ve üslüp ne kadar basit olursa ruha ve fikre okadar kolaylıkla hitap eder.. Bunun için sanatkâr sanatını yalnız içe koymalı, ke- lime süsü yapmamalı. İşte ingiliz edebiyatında Kiplingte, Oskar Vayldde bu fazlasile mevcut.. r aralık Bahsımız değişti. Sonra muhakkak ki bir “Nazım yaşı, var. Bu yaşı geçtikten sonra sanatkârın Nazım hayatı bitmiş demektir. Malum ya Bülbül bile dört zaman öter.. Bu zaman geçti mi Bülbül sesi kısılmış Ho- roza döner.. Bunun için dikkat edin büyük şairler son zamanlarında kendilerini nesre vermişlerdir. — Eski bir bahıs amma yine tazeleyecekim.. Çünkü bu mesele hakkına en salâhiyetdar söz sahibi sizsiniz.. Abdullah Cevdet bey Ziya GökAlp merhumun deli ol- duğunu söylemişti. — Evet gazetelerde o müna- UNAL HUSUSİ TELGRAF HABERLERİ Bir mülâkat Hint müslümanları hilâfeti yeniden tesis etmek istiyorlarmış Londra, 14 (A. A.) — Deyli Telgraf gazetesinin istihbarına nazaran Türkiye sefiri, dün ha- riciye nezaretine gitmiştir. Bu ziyarete Hindistan konferan- sında Sangat Alinin, hilâfetin yeniden tesisi için Kudüste bir İslâm konferansının içtimaa daveti hakkında yaptığı teklif ile alâ- kadardır. Üzüm, incir ve afyon satışı İzmir 14 (A.A.) — Bugün 31 kuruştan 57 kuruşa kadar 1458 çuval üzüm ve 10 kuruştan 30 kuruşa kadar 2662 çuval incir ve 800 kuruştan 47 okka afyon satılmıştır. New York'ta 10 banka iflâs etti New York 14 (A.A.) — Mev- duatları yekünu 9 milyon dolara baliğ olan mahalli bankalardan 10 tanesinin gişelerini kapatmış olduğu beyan edilmektedir. Rusyada buğday mahsulü Moskova 13 (A.A.) — Kış buğ- dayı hasadı 5,400,000 ton, yaz buğdayı 5,000,000 tondur. 1930 senesinde bu miktar mütekabilen 3,390,000 ton idi. 15 eylüle kadar kış buğdayı istoku 2,700,000, yaz buğdayı istoku da 900,000 tondur. Hasat bidayetindenberi | satılmış olan buğday miktarı 900,009 ton tah- min edilmektedir. Yulaf istok- larında tenezzül kaydedilmiştir. Recep beyin konferansı C.H. Fırkası Umumi Kâtibi Recep Bey bu akşam Ankara'dan hareketle cuma günü şehrimize gelecektir. Recep B. Cuma günü öğleden sonra saat 15 te Darül- fünün konferans salonunda bir konferans verecektir. Konferansın mevzuu, Fırkası © programının Konferans umuma açıktir. İzmirdeki şüpheli şahıs İzmirde bir vapurda yakalanan Mihran ismindeki şüpheli şahıs hudut haricine çıkarılmıştır. İstanbulda tevkif edilen Agop Apikyan da bu günlerde hudut haricine çıkarılacaktır. pk izahıdır. ayar kaşaları takip ettim.. Ben Ziya beyi hastalığının son zamanlarında gördüm.Sonra bizim mektepte de okumuş.. O zaman Diyarbekirli Ziya namile maruftu. Güzel şiirler yazardı. Hayatından endişe eder- miş.. Amma benim talebeliğimden evel.. Kendi muhitinde kendisini yaratmış bir adamdı.. Eğer Avru- pada olsaydı gayet büyük bir ilim otoritesi olabilirdi. Diyarıbekirde intihara teşebbüs etmiş, kurşun başında kalmış.. Beyninin içinde senelerce ecnebi bir cisim taşımıştır. Fakat buna rağmen Ziya Gökalp katiyen bir mecnun değildi. Dahiliğe namzet bir psikopattı. İnsanın başının içindeki ecnebi cisim bazen mü- vazeneyi bozabilir. Fakat bazen de melekât üzerine çok şayanı hayret, adeta deha yapabilecek tesirler içra edebilir. Fakat Ziya beye kurşunun hiç bir tesiri olmuş değildir. Yani Ziya beyin yüksek- liği kurşundan ileri değildir. Çünkü ben onun talebeliğini de çok mükemmel biliyorum. Yani intihardan evvel de çok kuvvetli imiş.. Ben odadan çıkarken hastalar dik dik yüzüme bakıyorlardı. Aceba?. Öyleya aceba?. , Japonya - Çin Cemiyeti Akvam ihtilâfı tetkike başladı Cevevre 14 (Hususi) — Cemi- yeti Akvam meclisi bugün Çin- Japon ibtilâfını tetkik etmiştir. Meclise Fransız hariciye nazırı M. Briand riyaset ediyordu. Ingiliz ve Italyan hariciye nazır- ları da bulunuyorlardı. Içtimada iptida Çin, sonra Japon murahhasları noktai nazar- larını izah ettiler. Japon murah- hası, obükümetinin Çin arazisi üzerinde gözü olmadığını, yalnız Çinlilerin Japon tebaasına vuku bulan taarruzları hasebile ihtiyati tedbirler alındığını söylemiştir. M. Briand ilk gün alınan neti- cenin memnuniyetbahş olduğunu beyan etmiştir. Mamafih ihtilâf henüz vehametini muhafaza ediyor. Muhasamatın tatili için Japon- yanın ileri sürdüğü şartlar Tokyo, 14 (A.A.) — Mançuride muhasamatın tatili için ileri sürü- lecek şartlar hakkında hariciye nezareti ile ordu kumandanları arasında bir anlaşma hasıl olduğu söylenmektedir. Bu şartlar şun- lardır: 1 — Japonya ve Japonlar aley- hinde bilhassa mekteplerde yapıl- makta olan propagandanın heman durdurulması: 2 — Japonya'nın Mançuri'deki haklarının resmi surette tanınması; 3 — Mançuri'de, Nankin'de ve daha başka şehirlerden bazılarında bulunan omahalli o bükümetlerle doğrudan doğruya müzakereye girişilmesi. Yunan gazetecileri Yunanlı meslektaşlar bugün geliyorlar Balkan konferansı münasebetile bugün şehrimize 16 kişilik bir Yunan matbuat heyeti gelecektir. Heyeti getiren seyrisefainin Ankara vapuru Marmara açıklarında kar- şılanacaktır. Yunanlı gazeteciler İstanbul matbuat cemiyetinin mi- safiri olacaklardır. Heyete Yunan matbuat müdürü M. Diyamandopulosu temsilen mu- avini M. Moskopulos, Proia gaze- tesi başmuharriri ve Atina gaze- teciler birliği reisi M. Kantakis, Akropolis gazetesi yazı müdürü de vardır. Sandalcılar arasında 7 sandalcı eski kâhyayı yaraladı Sandalcı Ali, Osman, Cemil, Osman, Ahmet, Akif ve Ali isim- lerinde 7 kişinin kâhyalık yü- zünden eski sandalcılar kâhyası Rasim ile araları açılmış 7 arka- daş bu kızgınlıkla dün gece gene Rasimin üzerine hücum etmişlerdir. Bunlardan Osman ile Cemil ta- banca ve bıçakla Rasimi muhtelif yerlerinden yaralamışlardır. Mec- ruh Rasim baygın bir halde has- tahaneye götürülmüş, kavgacıla- rın hepsi yakalanmıştır. Bir vapur karaya oturdu On bin tonluk büyük bir İtalyan şilebi dün akşam boğazda Yeniköy önünde karaya oturmuştur. Vapu- run kurtarılması için çalışılıyor. Yunan artistleri şerefina çay Şehrimizde (o bulunan Yunan artistleri oşerefine dün akşam Fransız tiyatrosu müdiriyeti tara- fından Gardenbarda bir çay ziyafeti verilmiştir. Ziyafette Türk ve ecnebi gazeteciler, darülbedayi artistleri ve sanat âlemine men- Hikmet Feridun sup bazı zevat hazır bulunmuştur. 1 wa Çi 4 TE e EDL ey al 15 Teşrinievvel 1931 Başvekilimiz geliyor (Baş tarafı birinci sahifede) yapılan şeyler için de hükümeti- nin hiç bir mesuliyeti kabul ve tahammül etmiyeceğini (beyan eylemiş ve demiştir ki: “ — Maamafih Türkiye açıkça sulk taraftarıdır ve umumi sulbün her zaman muhafazasına çalışan en kıymetli âmillerden biridir.,, Matbuat mümessillerinin yaptığı bu ziyaretten sora Türk vekilleri, Peşte'de bulunan Türkiye tebaa- sını neztlerine kabul etmişlerdir. Ege vapurunda ziyafet Venedik, 14 (A.A.) — Seyri- sefain umumi müdürü Sadullah bey, bu gün Ege vapurunda Venedik valisi şerefine bir öğle ziyafeti vermiştir. Roma sefirimiz Suat beyle sefaret erkânı ve gazetecilerimiz, ziyafette (hazır bulunmuşlardır. Venedik 14 — Ege vapuru yarın akşam buradan bareket edecek 19 Teşrinievvel pazartesi Istanbula vasıl olacaktır. Macar Naibi hüküweti resmini hediye etti Budapeşte 14 (A.A.) — Macar Naibi hükümeti Amiral Horty çenapları, kendi elyazılarını muh- tevi ithafiyelerle müzeyyen gümüş çerçeveli birer kıt'a resimlerini Türkiye Başvekili İsmet Paşa ile hariciye vekili Tevfik Rüştü beye ihda eylemiştir. Başvekâlet müs- teşarı M. Barcz bu hediyeleri müşarünileykimaya tevdi ve tak- dime memur edilmiştir. Kasımpaşa cinayeti Kaçan Süleyman da tevkif edildi Süleymanın üzerinde kanlı bir bıçak bulundu Evvelki gece Kasımpaşada sar- hoşluk yüzünden bir cinayet olmuş, bir kişi ölmüş, diğer biri de ağır yaralanmıştı. Vaka etrafında aldığımız malü- mata nazaran sarhoşlar meyhane- nin önünde kavga ederlerken tesadüfen oradan geçmektr olan Arnavutköy polis merkezi müret- tebatından Muharrem efendi gö- rerek sarhoşları ayırmaya çalış- mıştır. Bu sırada Kavgacılardan Garip ismindeki adam vurularak yere düşmüştür Garip ölmeden evvel polise verdiği ifadede: — Beni Süleyman vurdu. De- miştir. Polis Muharrem efendi ile Kasım paşa merkezi taharri me- murlarından Servet efendi, diğer ağır yaralı olan Kâmili hastaha- neye götürmüşlerdir. Bundan sonra, kavga esnasında firar eden ve Garibi öldürmekle maznun bulunan Süleymanı ara- mağa başlamışlardır. Süleymanın saklanması muhtemel bulunan ter- sane arkası ve Piyale taraflarında araştırma yapılmışsa da buluna- mamış, nihayet tahkikat netice- sinde (Süleymanın (o Tophanede beylik fırın arkasında oturan metresinin evine kaçtığı tesbit edilmiştir. Eve gidildiği zaman kapının halkası üzerinde ve tahtada kan lekeleri ve el izleri görülmüştür. Memurlar derhal eve girerek araştırma yapmışlar ve Süleymanı metresini odasında yakalamışlardır. Süleymanın üzeri arandığı zaman cebinde kanlı bir sustalı çakı bulunmuştur. Süleyman da Kasımpaşa polis merkezine götü- rülmüştür. Müddei umumi mua- vinlerinden Kâmil bey ve zabıta tahkikata devam etmektedir. Yarın polis tahkikatı ikmal edilerek (o maznunlar evraklarile birlikte adliyeye verileceklerdir. X* Mum söndü piyesi — Müd- deiumumilik Mum söndü piyesinin müstehcen mahiyette olmadığına karar vermiştir.