a ll — Sahife 6 TIBBI MUSAHABE Vereme karşı... Vereme karşı yapılacak mü- cadelede - başlıca — es: Sirayet ve intişar nokt tutmak insanların bu kuvvetli arşı bünyelerinin mu- rtırmaktır. Veremin intişar noktalarını ku rutmak için ilk yapılacak iş mik- lâzımdır. Biz bugün fakir veremlileri İstanbulun içinde yatıracak yatak — bulamıyoruz . Hangi bir müteverrim evinden daha güzel bir yatak, bir bakım olan hastaneye gidip yatmaktan kaçar?.. Hâlâ İstanbulda hastane yapa- cak muvafık bir bina bulamadık. Devri sabık paşalarının bu kadar büyük konakları var. Bunların biri onbeş gün içinde hastanesi,ne kalbedi fıkını sonra düşünelim. Yapılacak #ey bir sanatoryom değildir. Çok yataklı bir verem hastanesi.. Verem mikrebunun menbalarını kurutmak için yapılacak şeylerden sokaklara tü- de veremlileri kürtmemektir. Şehrin yazın taş ve toprak içinde ne halde yaşadığını görüyorüz.. * Bir «şehiremini - so- kaklara tükürtmeyi menetti, ceza koydu. Sonra bu ceza ve karar yavaş yavaş kalktı. Bir aralık ta meclisi belediye sokakların sulan- madan süpürülmesini — menet Bu da peksaz yerlerde, az bir zaman tatbik edil Tebdili hava yeremlerinde müte- verrimlerin girdikleri evleri sıkı muayene ve tathire tabi tutmalı- dır. Ben bunun çok acı nümune- lerini gördüm. Bir evde ölen müteverrim., bir - hastanın ailesi çıktı, gitti, bir kaç gün sonra © eve” tötlir- edilmeden zayıf, kansız bir “kızını tebdili havaya getiren başka bir aile geldi. Ben şahsi ihbarımla onları oradan çıkardım. —Sirayet — noktasından sayfiyeler ve verem hastalığı dü- şünülecek bir şekildedir. Bir müteverrimin hastalığı ai- lesinden ve imkân nisbetinde ken- disinden saklanmamalıdır. Bir hasta hastalığını bilmelicir 've ona göre lâzımğelen tedabiri sıhhiye, başkalarına sirayet yol- ları kendisinin ve ailesinin yap- ması icabeden tahaffuz ve saire gibi bir çok sıhhi nasihatler gü- zelcer anlatılmalıdır. Veremle mücadelede hastaların yalnız dispanserlere — gelmesini beklememeli, bilükis mahalle içe- rilerine kadar girerek sefil ve fukara müteverrimlerin odalarına, kulübelerine, hastaların evlerine kadar girerek hali, hastanın oda- gını, aileyi yakından görerek buna karşı — lâzimgelen tedbirleri al- malıdır... Şehrin tathirinde düşünülecek bir nokta da ölen hastaların eş- yalarının hiç tathir edilmeden ka- pıdan geçen alıcılara satılmasıdır. Bunlar şiddetle menedilmelidir. Verem mücadelesinde pek çok düşünülecek |bir nokta da gıda meselesidir. — Gıdada — tasarrul, ilâçta tasarruf gibi kabil de dir. “Zaten bugün vere memlekette çogalmasına en yük sebep, hayatın gittikçe pa- halılaşmasıdır. Çocukların mek- teplerde neler yediklerini görüp duüyüyorüz. — Geçen gün — bir küçük yavru mektebe giderken kapının önünde düştü, sefer tası larak yere döküldü.. - İçinden imekmek, bir lokma beyaz Eski ve yeni  kaç manza V1 İş bankası Ankarada hariciye vekâleti caddesi Ankarada ramazan hayatı Bu sene Ankarada Tamazan hayatı çok faaliyetli olmuştur. Bilhassa camiler çok kalabaliktı. Yukariki resimlerden birincisi - camide 'yer kalmadığı için sokakta namaz kılanları, ortadakiler güneşe arkasını vererek kuran okuyan bir kadını ve dua veden iki kiş ile gördüm.. Veremle ciddi ve samimi surette mücadele etmek istiyorsak, vere- min — çoğalmamasının — çaresini hakıkaten arıyorsak havayici zax c Hiy adan Di rimlerin tedavisile beraber en ziyade sağlam insanların vereme | yakalanmamalarına, yeni vak'alarına meydan verilmeme - sini temin ile olur, başka çare | yoktur. Dr. Ekrem Emin verem | 2 Mort 1930 ARAD, Kellem gidiyor Galatanarayda edebiyat hoca- tam bir sene ve fransız dâbilerini lışmıştı. İçimizde anlar, —iman fakat onların aldılar ve yaziyattan birinci çıktılar. Mek- tepte Şekspir ve Şiller tercüme- smi okuyan ve zevk duyan arka- daşlarımın bir çoğu, bugün bane kalarda muhasebecilik ediyorlar. Şillere şaristan dedim. sından haksız muamele gördüğü beşeriyete kin — bağlayıp, T yakan, masum çocuklar Şişliyen, kadınlara tasallüt eden “Haydat,;un noktai nazarını kabul etmeme imkân yoktur. Babasına kızan çok çok babasından kam alır, insanları ” biçaktan ge- çirmez. Oldu / olacak gu şeksi cahil diyeyin...Elbette deri Roma kliselerinde saat çaldıran adama haydi dâhi desinler, âlim diyemezler al.. Bakın size Şekspir'in bana oye madığı bir oyunu nakledeyim. Çoğrafya dersinde kocamız M. H beyin kur lakları çınlasın - limanlardan bahs- ediyordu. Ben Şekspir'in Bohemya limanına gemi — yahaştırdığını ha- ladır 'ohemya limanlarından niye bahsetmiyorsunuz? dedim. Bohemyayı sahil zanmettiği için Şekspir dâhi olmuş, bendeniz coğrafyadan sifir aldım. * Talihl.. boynuzu gibi bir herif. Bir dir- hem tatlı için bir okka odun yutuluyor. 'nun Jülyet'e söyle- Lâf mı bu? Sonra Hamlet'teki şu nükteye bakın: boğulduğu “Zavallı hemş çok slaksın, ea me göz yaşlarımı “Nasıl? Bu söze ağlar mısınız, güler misiniz?. K Hakimiyeti Milliye - refikimizir fıkra muharriri Şiller ve Sekspir münakaşası için: “Bu iki isim dünya ekseriyetine istinat ediyor.. Bukadar uzun bir işle uğraşmaktansa dâhi diyerek sözü kısa kesmek daha diyor. Biz esasen ekseriyetten ayrılmıyoruz. Şekspir'e, / Şiller'e dâhidir diyoruz, yalmız bir sıfat fazlası Biri şarlatan, diğeri cabil dâhil.. Bunda kızacak bir şey yok, Yunus Emre'de ümmi dâhi değil miydi? Cihan — edebiyatmda / Şiller'le Şekspir'in dehasını tastik edem ik bir eksel Tabii ingilizlerle Anatol Frans'ın Tudür: Zamanının — ingilizleri — içi Şekspir'in en büyük meziyetleri, Bizim bugün en büyük kusur telâkki ettiğimiz - şeylerdir. bütün meşhur — müellifler cari Muasırlarının — hayran oldu. yler, bizim hoşumuza gitmeycuyerdir. Şillere'e dil uzattık diye tü lükten — tardedildik. Şekspir'e cahil dedim diye istermisiniz ihaneti vataniye ile itham edile-