2 Mart 1930 Sahife 3 :—;KŞAMDAN AKŞAMA Türk tiyatrosunun vaziyeti ğ'. « Uyanış » tiyatro Ahketindeni recmuasındaki — Tiyatromuzun dünkü ve bu- gönkü / vaziyeti ' nedir? - Dünkü Jarülbedayi ile bugünkü Darül- bedayi arasında ne fark vardır? Tekâmül mü, teder İ? — Dünkü vaziyeti: Çok iptidai ve basit bir şekil içinde olgundu. Bugünkü vaziyeti: Daha mütekâ- mil bir kalıba geçmeğe kalkıştı; fakat, kalıbını doldurmadı. Büyük adam elbisesi içinde bücür ve kambur bir cenin halinde kalı — Darülbedayi'in şimdil tarzı muvafık midir? Bü mücsse- sede islâhata lüzum var mıdır? Varsa ne Taşma ve mütekabil teşriki mesaiye ihtiyaç vardır. Zira, piyeslerin göze muhatap olan cihetleri (— dekor, renk, projeksion, v.s.) düzelmesine rağmen, kulağa hitap eyliyen cihetleri( - cümle, edebiyat v.s.) bozulmuştur. Halk bugün Darülbedayi'de temsil edilmekte olan piyeslerden niçin tamamile memnun kalmıyor? — Sinemaları tercih ediyor. Çünkü, sinema göz zevkini mü: kemmelen tatmin eylemekte. Ti- | yatronun sinama ile muvaffak tarzda rakadet edebilmesi kulak zevkini adamakıllı etmesi (— türkçesinin, n güzel olması) lâzımdır; ki, maal- 'esef en aksak tarafı budur. Böyle olunca halk niçin memnun kalsın? tar mısınız? Taraftarsanız bugün- kü şeraitle bunların muvaffakıyet- le temsili mümkün müdür? — Tiyatro muharrirliği, yazıcı- lığın pek yüksek bir şubesi oldu- ğu için gerek tercüme gerek adapte ve telif eserleri müteaddit dafalar tecrübe edilmiş kimselere (ve münhasıran - onlara) yazdır- malıdır. Yeni yetişmekte bulunan gençler studyolarda Spor klüple- inci timlerinde ten sonra birin sporcular gil ikinci studyolarda te. sanatkârlar ve muharrirler birinci studyoya sonradan geçmelidir.) — Darülbedayi'de reji fuzunun fazla tevessü etmesi ne netice hasıl etmiştir? inceltmiş; kulak zevkini zumura uğratmıştır.- Disip- lin temin etmiştir. — Artist kadrosu nakâfi olduğu ekseriyetle söyleniyor. Bu hususta düşünceniz? ise, ki in rağbeti temi lirse, bu mahzur. kendiliğinden kalkar. — Netice olarak, Darülbeda, in tamamile bütü etmesi neye mütevakkıftır? — Piyes yazılış ve tercüme ediliş tarzının salâhma; ve, bur için iYancılarla — Darülbedayi'in Yerli roman No: Dedim.. Herif bu pislik taraf- tarı müşteriye fena halde şaş- makla beraber dışarıya fırladı.. Biraz sonra elinde dün geceki arşaflar içeriye girdi.. Amma siz iyeceksiniz kir © — Bu> çarşafların dün geceki çarşaflar olduğunu ne biliyorsun? Hımmm.. Bilirim zahi Dün geceki çarşaflardan birinde işaret vardı.. Dudaklarımı yastıktaki kırmızı dudak boyasının üstüne koydum.. Yataktaki koku onun kokusu. Despin: dudağının hoyası Onda bir.. İstanbuldan geçen vapurlar bu nis- bete düşmüş Fenerler idaresi - vapurlardan aldığı fener resminin tezyidi için kükümete — müracaat — etmişt Fenerler idaresi işletme masraf- larının diğer senelere nisbetle arttığını ayni zamanda da fener varidatının azaldığını İktisat vekâ- letine bildirmişt Fenerler idaresinin yaptığı hesaba göre limanımıza gelen ve transit Süretile geçen - vapurların adedi gittikçe azalıyor. Bu miktar umu- mi harpten — sonra - azalmıştır . Hapten evel İlimanımızdan bir senede 13 bin vapur geçerdi. Bu miktar her sene azala azala 1200 adedine kadar inmiştir. İnce âlâ, Bey sigaraları Tütün inhisar idaresi yakında ince âlâ namile yeni sigara imal ir. Bu sigaralar 13 kuruşa satılacaktır. Bir kaç hafta sonra da piyasaya Bey sigarası namile Kuraklık ihtimali Konyada bazı köylerde suya ihtiyaç başladı Bu sene havaların ” karsız git- mesi Konya ve sair orta Anadolu vilâyetlerinde kuraklık ihtimalini ziyadeleştirmiştir. Bilhassa Konya- da karsız geçen havalar köylüyü çok düşündürmektedir. Bir kaç gün evvel Konyaya bir miktar yağmur yağmıştır. Lâkin bu ihti- yaca kâfi gelmemiştir. Konya ga- zeteleri diyorki Epiden beri güneşli giden ha- valar cumartesi günü bulutlanmış ve akşama yakın, şehrimiz ve havalisine bir santimetreden dört santimetreye — kadar — yağmur yağmıştır. E Fakat Bu yağmur ihtiyaca kâfi gelmekteni çok uzaktır. Daha diden ekinler) suya — ihtiyaç göstermektedir. Ova köylerinden bazılarının ekinleri çoktan suya muhtaç bir halde bulunmakta isede sulama idaresi Beyşehri gölünden henüz su vermeğe başlamamıştır. Gölün kapakları açık değildir. Çarşamba çayında ise hemen su yok gibi Bu sene kar yağmamasına nazaran şayet İlkbaharda matlüp veçhile yağmur da yağmazsa ku- raklıktan iztirap çekilmesi mel- yastık çarşal Garsonun — elindeki çarşaflara baktım boya durmiyor.. Garson temiz çarşafları çıkarıp yerine elindekileri yaydı — Havluyı da değiştir... akşamki havluyu getir.. O iş de olduktan sonra soyma- Dün- dım.. Otele gelmeden evel hazır | aldıgım pıjamayı giydim, dün ge- ce içinde çılgın sahneler geçen yatağa girdim.. Dün geceden zaten kâfi mık- tarda uykusuzdum.. Mamafih bu lesnada Despinanın gelmek ihtimalini V lardı | se doğru buraya alırsır | mı? Dedim. Tehdit mektubu Bir kadından mektupla para istenmiş Kamer isminde bir hanım; müd- Kamer hanımın vekili bey Ziya efendinin “Senin gibi kadınlar için her şeyi yaparım, tehdit mektubu gönderir, fakat Hüsnü yakamı da - sıyırırım !, sözlerini şahitlerlerle isbat edeceğini dirmiştir” - Yakında — muhakeme yapılacaktı Bulgar sigarası Galatada Romanya vapurundan çıkan bir tayfanın üzerinde 8 paket Bulgar sigarası bulunmuştur. Daktilograflar piyangosu Piyangomuzun gayesi hanımla- kinde inkişaflar ve işsiz daktilogr tedarikine gayret etmektir Gazetemiz — tarafından — tertip edilen — Daktilograflara — mahsus piyangomuzun kuponları ikinci hifemizde hergün neşredilmektedir. Otuz tane olacak bu kuponların 13 üncüsü bugün dercedildi. Şimdiye kadar iştirak edemiyen daktilograflar - bundan — sonr: kuponları saklayarak eksiklerini idaremizden tedarik edebilirler. Arzu edenler gazetemizde neş- redilmek üzre resimlerini de gö derebilirler. İşsiz olduklarını bil- direnlerin iş bulmalarına gayret edilecektir. Otuz. kuponu - biriktirip geti- renler piyangoya iştirak etmek üzre birer numara alacaklardır. Piyangodaki hediyelerimiz şun- Yeni bir “Remington,, yazı makinesi. ( Bu yazı makinı Galatada Sidney Novil ve şürekâ rethanesinin Tünel yanındaki Billür sokağında 13- 15 numaralı mağazasında teşhir edilmektedir) Bir tane güzel ve kıymettar kadın çantası. Bir tane mükemmel bir manikür takımı ve bunlardan başka yirmi daktilografa da muh- telif hediyeler. Resimleri ve mektupları şöyle göndermelidir: Akşam gazetesi daktilograflar piyangosu İstanbul | düşündüm, — otel — garsonunu çağırdım : — Dün akşamki madam gelir- . Anladın Garson hale aşına bir huvarda tavri ile gülümsedi... Göz kapaklarım fena halde agırlaştı. Kirpiklerimin her birinin ucunda değirmen taşı var sanki.. Yavaş yavaş kendimden geçi- yorum.. Ve bu esnada da şunu düşünüyorum: — Despina gelmeyecek galıba.. Dudaklarıma — sivri sivri bir şeyler batıyor.. Gözlerimi açtım... Despinal. Güneş adam akıllı yükselmiş.. Saat kim bilir kaç?. — Aman Kemal uykuyu ne seviyorsun! Baytarlık Son zamanlarda baytar mektebine girenler azaldı derdiği bir tamimde, son seneler zarfında baytar mektebine karşı olan rağbetsizliği şu cümlelerle Muriyetlerine orta tahsili olanların kabulü üzerine, gençler yüksek mekteplere — rağbet — etmemeğe başladı. Bunun için baytar mek- tebi âlisine rağbet son seneler zarfında azalmıştır. Onun - için liselerde baytar müdürlerinin ten- sip edeceği zevat — tarafından baytarlığın büyük — vezaifinden bahis nutuklar irat ve liselerin son sınıflarında tahsil edenlerden baytar mektebine girmek isteyen- ler varsa lisedı tahsil masrafla- tarafından tesviye edilecektir. Hatta gelecek seneden itibaren baytar olmağı taahhüt edenlerin son 3 senelik leyli meccani tahsil mesarifini - vekâlet tesviye ede- ceetir. Arpa ihracı İstihsalâtı artırmak için bir tacirin fikri İktisat vekâlet ihsalâtı ne süretle artırmalı?,, diye bazı ta- cirlerin fikrini sormuştu. Bunlar- dan bir ticaret evi arpa istih- salâtını tavsiye ediyor. Bu hususta yazılan rapor da deniliyor ki: Memleketimizin a: ihtiyacatında mühim bir mevl vardı. Umumi harpten evel Ana- doluda arpa zeriyatına pek ehem- miyet verilirdi. Türk arpaları Avrupada, bil- hassa Almanyada pek görmekter lurdurmuştur. Bugün (| gene ayni yerlere göndermek için arpa yetiştirmek kabildir. Ekmek fiatleri neden düşmiyormuş? Şehremaneti, geçen hafta da ekmek fiatlerini 14 kuruş 30 pa- rada ipka etmiştir. Bazı gazeteler, | fiatlerinde kuvvetli bir tenezzül olduğu halde ekmek fiatlerinin düşmemesini - tetkike şayan buluyorlar. Bu husus hakkında . tahkikat yaptık. Fiatlerdeki düşüş umumi buğday fiatlerine aittir. Ekmek- ler, muayyen bir nevi buğdaydan . Bu buğday fiatlerinde — Uyuya kalmışım.. Hani sen gece gelecektin yalancı? — Vallahi kurtulamadım Kemal- Seninle kardeş kardeş mı? Bu enfes suale ne cevap veri- lir.., “Körün istediği bir söz iki sine hiç bir söz, demişler.. Ben de hiç sesimi çıkarmadım.. Des- pina bir taraftan söyleyor, bir taraftan da soyunuyordu. Manto- sunu, uzun etekli güzel entarisini kenara attı, çorapları ile iskar- pinini bir köşeye fırlattı ve üs- tünde çıkaracak başka bir şey | kalmayıncaya kaldırıp kendisini yatağın içine at — Senin bizim eve girip çık- | man için bir çare buldum ama sana söylemeğe pek cesaret ede- | miyorum. | — Neden?, / - Allah taksiratımı affetsin yetiştiren, ağaç seven bir belediye yoktür, Bir iki gündür İstanbul feci ve zalimane ir ağaç kıtaline şahit oldu. Ka- Sımpaşa ile tepebaşı i eski mezarlığın selvileri kamilen baltalar altında can verdi. Ağaç medeniyetin levazımındandır. Medeni memleketlerde lüzum- suz yere bir ağaç kesmek, bir adam öldürmek kadar büyük bir cürüm teşkil eder. Bu havadisin üstünde, kı bir kaç selvi resmi.. Resmin al- tında şu cümle Bilâmerhamet katedilen servilerden bir kaçı Refikimizin yerden göğe kadar hakkı var. Bu yazıyı okudüktan sonra pencereden dişarı baktım.. Bizim evin önündeki ağaçlar da katledilmi Ağaç katliamına ait olan bu yazıdan sonra artık şehremini muavini Şerif beyi Landro, mu- avin Hamit bey Düseldorf'ta 21 kişiyi ölydüren esrarengiz cani, şehramini Muhiddin beyide insan kafalarından kule yapan Timür- lenk gibi bir cahsiyet addetmek imürlenk, bı küle yapı bey de servileri kestirip birbirl üstüne yığıyor. ve - katlettirdiği ağaçlardan dağlar yapıyor.. Küçükken bir gün kuş yuva- bizim bahçe- deki büyük dut ağacına çıkmış- Bir aralık ayağımın altındaki a kırılınca yere - yuvarlandım, kolum kırıldı.. Kolumun kırıldığına yanmam.. Kırılan bir kol olsun.. Lâkin ben ağacın bir dalını kırdığım. için earih olmuşum!.. İşte ona yanıs yorum.. Allah taksiratımı affetsin.. Küçük yaşta az daha müthiş bir cani olmama ramk kalmış!. Hikmet Feridun ZEKÂT ve FiTREYİi Tayyare Cemiyetine veriniz Ramazan: 30 Güneş — Öyle x7 ZA,36 BA,28 71927 akşam — Yatsu 34 E19 Z17,59 BŞN0 Z19,28 Bayram namazı Dakıka 09 09 İmsâk Saat Ezanı 1 Zi 7 — Ne bileyim?. Seni elimden kaçıracağım diye korkuyorum... — Yok canım... Düşündüğün eye bak... Bulduğun çareyi Söyle de bir'an evvel başlayalım.. — Sen Cavidenin akrabası değil misin? — Ne olacak? — Sorduğuma cevap ver.. — Akrabasıyım.. — Eh öyle ise.. Cavide de benim akrabam.. O halde biz seninle akraba oluyoruz.. — Öylü ğ — Şimdi sen Cavidelere gidip gelmeğe başla.. Ben seninle ora- da tanışayım.. Artık ondan sonra bizim evden dışarı çıkmazsın.. — Vallahi fena fikir değil ... Artık bugünden itibaren Muhr teçem paşazade Kemal beyfendi- iç.e avdet ediyorum... TERS (Mabadi var)