| i * Gandı, bir avuç daha yiyeceksi KI Şairlerimiz ve mütefenninlerimiz Basmakalıpla orijinal, birbiri- bin aksi mefhumlardır. Dikkat ediyorum: Bizim mem- Jekette basmakalıp çalışması lâzım yat, orijinal bir. mesai iyar buyuruyor; - orijinal bir faaliyet göstermek meçbu- riyetinde bulunanlar da, (Fesup- | hanallah! Ne hikmettir, bilinmezi) | hep basmakalıp bir tarz ihtiyar etmekteler... | Meselâ. | Şairlerimiz, nasirlerimiz, res- | samlarımız, musikişinaslarımız ve | alelümum sanayüi nefise erba- bimiz, maalesef, hep basmakalıp | eserler meydana getiriyor: Ror anlar, hikâyeler, gazete tefril ları, manzumeler, yekdigerine öyle benziyor ki, aralarında ayırdolu | Bamıyor. Nizameddin Nazif, ori- jinalce bir Kara Davut — yazıyım dedi; haydi bakalım, arkasından, aynı kalıp üzerine çıkarılmış Tâyuat tefrika... -Nâzım Hikmet yeni bir tip şür buldu. Gene lıplar hazırlandı; bir serbest- mafih, evelce de — böyle Mütareke'nin —ilk — senelerinden serbestmisracılığın zuhuruna kadar| beşrolunan / manzümelerin - yüzde ellisinden fazlasının hülâsası şuydu: Sevgilim yollarda - bekledim seniş Bekledire, bektedim, gelmedin Tülâ Şiir ki, en orijinal olması lâzım çelen şeydir, — Aman yarebi u kadar basmakalıplaştırılabilir Çuirliğin ve alelümum / sanayii Şeliseam aksine. basmekabp ol ması icap eden meslekler vardır; hattâ, asrımızım - sanayindeki en büyük hususiyet de, standardisa- tion dedikleri basmakalıpçılıktır: Otomobiller olsun, diğer sanayi müstahsalâtı olsun, hep aynı mo- del üzere tıpatıp — yekdiğerine müteşabih surette meydana geti- rilir. Şehirliliğin de — esaslaşmış düsturları vardır. ! Halbuki, bizde?... İş, tamamile bunun, aksinedir miz makineleri Terinkinden azıcık farklı olmasile de iktifa etmiyor da hareketi daimeli (dinamosuz ve - turbinsiz) işlemesine hevesleniyor . | Hatır- İardadır: Con Ahmet bey, darül- fünun'da bir heyet huzurunda ciddi ciddi imtihan edilmişti . | Şimdi, bir de, başımıza köprü meselesi çıktı: Galata köprüsünü Unkapanına naklederlermiş! Sir- keci ile Karaköy arasında yolcu, otomobil nakliyatını ferry - boat denilen vapurlarla tahtı temine () alacaklarmış !... Ne — orjinal bir fikirl.. İnsan, fikrin bu derece romancı — olarak | ğ 8 3 5. 9i bulsa muhakkak Nobel mükâfa- tını kazanırl! Görülüyor - ki, bizde, büyül istidatlar var. Fakat, iş bölümü iyi yapılmamış: Şairlerimiz, bas- makalıp faaliyet gösterdikleri için fıtraten fen ve teknik işlerine; mütefenninlerimiz, teknik adam- larımız da, gene fıtraten şairliğe, sanatkârlığa müsteittirler. Ancak, mesleklerini yanlış seçmişler. He- ba oluyorlar. Pek günahi Becayiş teklif ederiz! Buz ihtiyacı Kadıköydeki fabrikanın inşa- sına başlanıyor Eyip, Rami ve civarındaki kar kuyuları - öteden beri yaz mev- siminde şehrimizin buz ihtiyacını kısmen defederdi. Buz fabrikası inşa edildikten sonra - kuyularda saklanan kar ve buzların yenecek ve içecekte kullanılmaları menedil- miştir Bu sene kar yağmadığı için kar kuyularında buz. ve kar biriktirmek imkânı hasıl olma- mıştır. Bu yüzden bu sene yazın buz ihtiyacı daha ziyade çoğala- caktır. Şehremaneti bunu nazarı dikkate almıştır. Geçen yaz buz sarfiyatı çoğalmıştı. Emanet bunun üzerine Kadıköy hali yanında bir buz ası inşasına karar vermişti. fabrikasına hesaplar Yakında inşaata başla- nacaktır. -Fabrika yaz - sıcakları bastırıncaya kadar fabrika bite- cektir. Ramazan pideleri Yumurta yerine safran sürenler Şehremaneti, ramazan başında pidelere nark koymuştur. Nark haricinde satılan pidelerin satıcı- ları cezalandırılacaktır. Ancak bazı pidecilerin yumur- falı diye — sattıkları — pidelerin üzerine yumurta yerine safran sürdükleri yapılan tetkikat neti- | cesinde — anlaşılmıştır . Yumurta yerin başka madde kullanan pide- | cilere ceza verilecek ve bu pide- lerin satışı menolunacaktır. Seyyah vapurlarında sigara satışı Tütün inhisar idaresi limanımıza gelen seyyah vapurlarında sigara satmak için sergiler tertip ede- cektir. Sergilerle İstanbul -Baş müdüriyeti meşgul olacakt gara sergisi için Baş müdüriyet emrine bir kaç motör verilecektir. Memleketimizde açılacak sergiler Beynelmilel ticaret odası İstan- bul ticaret odasına gönderdiği bir mektupta Türkiyede bu sene içinde açılacak sergiler hakkında izahat istemiştir. İstanbul resimleri musabakası Şocuklarınıza İstanbul'u tanıt- mak için tertip ettiğimiz müsabaka resimlerinin Otuzuncusu Salı günü neşredilmiş ve resimler. bitmiştir. Bu resimlerin nerelere ait olduk- ları altlarına yazılarak Otuz tanesi bir zarfın içine konacak ve üze- rine gönderenin ismi ve adresi yazılacaktır. Zarflar aşağıda yazdığımız gün- ler zarfında matbaamıza - geti rek bir numara alınacaktır. Sonra leri tasnif edeceğiz. ettiğimiz veçhile pi- yango çekerek kazananları ilân kapalılmış ve üzerlerine adresler yazılmış olduğu —halde Şubatın | yirmi ikinci Cumartesi gününden itibaren 27 Şubat Perşembe gününe kadar matbaamıza getirilecektir. —| 2 — Zarflar hergün saat ondan | on üçe kadar getirilecektir. Bu saatlerin — haricinde — müracaat edilmemesi rica olunur. 3 — Yalnız 27 Şubat Perşenbe günü saat on yediye kadar müra- caat edilebilir . 4 — Taşradan resimleri Martın — beşinci günü akşamına — kadar — matbaamıza göndermiş olmalıdırlar. 5 — Posta ile gönderenler mu- maralarını alabilmek 'için posta | pulunu birlikte yollamalıdırlar. Cuma günkü boks maçları Cuma günü akşamı Galatasaray | klübünde mühim boks müsabaka- darı yapılacaktır. Bu mühim maç- lar hakkında yarınki spor sahife- mizde malümat vereceğiz. AKŞAM Yeymi, Siyasi raretn iştirak edenler İDAREHANE — acımusluk sokağı Telgraf adeoai “Akşam, latanbul, Telefen » yazı İşleri İçlar ise 1686 Teletori 1 idare işleri ue Gönderile yanlar, mhibiea uda alilmer ABONE ÜCRETLERİ Türkiye içint Seneliği 1700, allı aylığı 908, üç aylığı $00 kunuş. Ecnebi izemleketler için * Seneliği 3000; ale Aslığı 16007 Üç aylığı 900 kuruştur. SAT TARTOEEMRLA RE A Ramazan: 21 İmsük — Güneş — Öyle Ei1,22 7640 ETİ Z0,49 H6,10 Z12,25 | hastalıklara Durgun sular Bostanlardaki su dolu çukurlar kapatılacak Şehrimizdeki sebze bahçelerin- den bir kısmında sebzelere veri lecek kâfi miktarda su bulunma- dığından, bazı bahçıvanlar, bah- gelerinde açtıkları çukur ve hen- deklerde yağmur suları biriktire- rek bahçeyi sulamaktadırlar. Halbuki bu durgun su kuyuları haşerata ve bin türlü mikroplara yuva olduktan başka sıtma gibi da sebep oluyor. Sıtma mücadele Heyeti, şehrimizin mühtelif semtlerindeki çukurlara ham petrol ve saire dökerek sivri sinek sürfelerini öldürmekle meş- gül olürken yeniden çukur açıl- ması doğru- görülmemişt Şehremaneti, sebze ve meyve bahçelerinde durgun su bulunan çukurların — kapalılmasını / emret- iştir. Sebze ve meyveler ancak akar sularla sulanacaklardır. 10 bin lira ceza Bir kunduracı dükkânında| bulunan sıgara kâğıtları Beyoğlunda bir kunduracının mağazasında 5 bin 160 defter sığara kâğıdı bulunmuştur. Mağa- za sahibi bu paketin müşteriler- den birine ait olduğunu iddia etmektedir. Bu hususta tahkikata devam ediliyor. Tütün idaresi kaçak sigara kâ- gatları için 10 bin liradan fazla ceza alacaktır. Terkos musluklarında tetkikat Nufia vekâleti imtiyazlı şirket- ler müdür vekili Etem beyin imzasile bir tezkere aldık. Bu tezkerede kendisi Terkos işlerini tetkik için İstanbula gelince evelâ | terkos şirketile temas ettiği hak- kmda şehremaneti heyeti fenniye müdürü Ziya beyin beyanatı tas- hih edilmektedir. (Va - Nü) Yerli roman No: 72 kocayemişini fazla yemek, oyun d.siplinlerince bir nevi ceza.. Kız Mahmut evvelâ kendisi hakkında - verilen ettir — Yooo sayılmaz.. Ben Gülizarın yüzüne bakıyor- 'dum .. Ona deminki sahne- tatlı gelmiş olacak ki: — Mizikçilik etme.. Diye mıril- karara - itiraz Dedi, © damla Mahmut cevap verdi — Madem sen istiyorsun.. Beş hltı avuç daha yiyeyim... Ve ondan sonra üç kere daha avuç yalama sahnesi ayni ihtiras ve aynı süzgün gözlerle devam etti. Gece Gülizarla çadırda yatıyo- ruz.. Vakit epice geç... Bir aralık dişarda evvelâ ha hışırtı. oldu, bir ayak sesi... Başımı kah dırdım... Şöyle yanıma baktım.. Gülizar gözleri açık.. aklıma müthiş bir ihtimal geldi: Gülizar uyumamış, dışarda da ayak sesleri var.. Haaaaal,, Demek ki. Gülizara sordum: lenbire | — Daha uyumadın mı sen?.. itereddi cevap vere — Uyuyordum — amı uyandım.. — Dışarıda bir ayak sesi var.. Rüya gördün galiba.. Lâkin bu esnada tam bizim çadırın önünde bir taş devrildi. Bir gürültü.. Dışarıya seslendim: Kim 07.. Hiç ses seda çıkmayınca bir daha tekrarladım: — Kim o be .. Kız Mahmudun sesi cevap verdi: — Yabancı değil yabancı değil, Kızmalı mi, işi alaya mı vur- malı bir türlü vaziyeti kestirer yordum.. Onun için gelişi güzel bir şey söyledim: — Ulan daha yatmadın mı sen? — Yatmadım kemal ağabey... Haydi bir az ona takılayım dedim: Halbaki Ziya 'Bek/'bü Yokla beyanatta bulunmuştr. Gazetede havadis — kabilinden — bu - yolda bir fıkra intişar etmiştir. Etem bey kendisinin iptida Terkos şirketini değil, Ziya beyi ziyaret ettiğini ve birlikte tetki- kat yaptıklarını bildiriyor. — Aya karşı gece yarısından sonra piyasa — yapıyorsun... Sev- daya mı tutuldun ne - haltettin bilmem ki. Dışarıdan evvelâ çıngıraklı bir. | kahkaha koptu... Fakat sonra bu kahkaha fıraklı bir aha tebeddül ettir — Ah ah Kemal ağabey sorma. Derdimi / bildin. dermanının da bul Yan gözle Gülizara baktım... inde durmayor.. Mahmut ben ” seni derdine nasıl derman olabilirim ki — Sen derman olursun ağa- cıgım... Olursun . — Haydi yat ulan insanı belâya | sokma gece yarısı.. Ayak sesleri çadırın etrafından uzaklaşınca okkalı bir küfür bas- | . Gülizarı dürteledi — Yarın hemen gideceğiz.. Dedikodu: Ramazan dedikodusu Daima bana dedikodu mevzuu veren bir arkadaşım anlattı: Her zaman başkasının dediko- dusunu yapmaktan bıktim. Bir az da size kendi dedikodumdan, im evin dedikodusundan bah- sedeceğim... Bizim ev, eski tertip bir evdir. Hepimiz davuvlla beraber sahura kalkar, iftar vakti bir sofra etra- fında toplanır topun patlamasını bekleriz.. Yani sizin anlayacağınız. hepimiz oruçluyuz.. Dün evde oturuyordum. Lâf aramızde ama benim açlığa hiç tahammülüm yoktur... Dişarıda — bulunduğum — zaman bir lokantaya girip karnımı doyure mak kabil.. Lâkin evde yemek yemek bir mesele.. Allah verme- sin dadım küplere biner.. Onun gizli gizli mutvağa inip ka- çamak bir kaç lokma atıştırmak- tan başka çare yoktu. Netekim ben de öyle yaptıı Zahiren ben de dahil olduğum halde bütün ev halkı oruçluyız... Bir aralık bize Kadri bey isminde bir misafir geldi.. Kad- riyi tanırsın.. Eski aile dostudur. Oturur oturmaz tabakasını çıkar- dı bir sıgara yaktı.. Bizim bayran hayran bakıştığı- mizi. görünce — Vallahi kusura bakmayın.. Hastayım.. — Oruç — tutamıyorum.. dedi. ” e Ki Fırsat bu fırsattı. Ben der — Vallahi benim de — başım çatlayor.. Diye bir sigara yaktım. Beni görünce — Aman ben sancıdan ölüyo- daldım: | rum. Kız. Hatçe bir bardak su versene., Dedi. Ve evlatlığın getirdiği suyu — bir “yudumda devirdi. Bir aralık bir de baktım.. Hiz- metçi ağzında bir şeyler geveli- yor.. — Kız ne yiyorsun?. Arsiz arsız siritte — Hiş.. Midem ağrıyor.. Dedi. Yani senin anlayacağın - biz - hepimiz — oruçsuzmuşuz da - bir | birimizden çekinerek gizli gizli yemek yiyormuşuz. Kadri bey bizi kurtardı. bu azaptan (Dedikoducu) Mektep kitapları Maarif vekâleti, bu sene orta mekteplerle liselerin kitap ihtiyar cını çabuk temin için lâzım gelen kitapları kısa olarak bastırılmıştı. Bu kitaplar müfredat proğramına muvafık olmakla beraber talebenin derslerden tamamile istifade et- meleri için muallimleri — ayrıca talebeye not vermektedirler. Ta- lebeye imtihanda yalnız kitapla- rından değil bu notlardan da sual sorulacaktır. Dudağını büktü: — Şuradan şuraya bir adım bile atmam.. Ölür müsün öldürür. müsün? Vallahi hani bir parça gayret etsem ikinci şıkka baş vuracağım ama kendimi tutuyorum... Onu yatarken biraktım, çadır- dan çıkarak bir kenare oturdur Bu gece cuma gecesi olduğu için şehrin ışıkları daha parlak, daha çoktur. Aklımda yalnız bir şey var: O da şayet burada kalırsam elimden bir cinayet, bir değil belki bir kaç cinayet daha çı- kacak.. Bu kahbe ile © budala oğlamı geberteceğim.. ediyorum.. - Onlar bir- birleri ile ne iyi, ne candan an laşıyorlar.. Müşterek tarafları çok (Mabadi var)