İKİNCİ KISIM İstanbulu nasıl fethettik? Yazan: iskender Fahreddin Sultan Mehmet, Karaca paşaya yazdığı mek- tupta: «Asker kalbini vatan muhabbetinden başka bir şey işgal edemezl» demişi Karaca paşa, bütün rum köylerini ve bir kaç ufak kaleyi üç gün içinde zaptederek Bizanslıları telâşa düşürdü... ihtiyarı Viahi Karaca Paşanın muvaffakıyeti.. Orben in topu Bizans surlarına yaklaşmıştı. Ş Sultan Mehmet, topun arkasın- dan, emin ve işgüzar bir kuman- danı Bizans havalisinde tetkikata memur olarak göndermek - isti- yordu. Halil paşayı çağırdı. — Bizans etrafındaki köyleri şimdiden — zaptetmek — istiyorum, sen ne dersin ? Diye sordu. Veziri azam Padişahın fikrini tamamile anlıyamamıştı. Bu işi yapmak emin ve —muktedir lâzım... Kimi tensip buyurdunuz? Sultan Mehmet, bu vazifeyi jyapacak adamı evelden kararlaş- tarmıştı. — Karaca paşayı göndermek istiyorum, dedi, zannederim ki © da sizin kadar emin ve açık gözdür! Halil paşa ( Karaca ) nın ismini duyunca canı sıkıldı. «— Bilmem © bu mühim vazifeyi becerebilir mi? Diye cevap verdi. Karaca paşanın ” cesaret ve kabiliyeti herkesçe malüm ve müsellemdi. Fakat, Halil paşanın (Karaca) ile arası açık olduğun dan, Padişah, bu vazifeyi bililtizam ona tevdi etmişti. Karaca paşa iki bin kişilik, ufak küvvetle yola çıktı. Sultan Mehmet ( Karaca ) ya hususi talimat vermişti. Padişahın, Karaca paşayı Bi zans etrafına göndermekten mak- sadı, işgal hadisesi kadar mühim olan erzak ithalinin biran evel önüne geçmekti. Bizapsllar , sur — haricindeki köylerden gelen erzakla geçi yorlardı. Sultan Mehmet , evvelâ Bizanslıların erzak — anbarlarını ele geçirecek ve bunun tevl edeceği neticeye göre tedbir alacaktı. Karaca — paşa - Bizans haricine muvasalat eder çok kısa zaman zarfında: YA 2 — Bizon, 3 — Mezemberya, surları etmez, la isticvap etmeğe başladılaı 4 — Ahyolu Ve bu havalideki bütün rum köylerini zaptetmişti. Ahyolu civarındaki anbarlardan Bizansı bir seneden fazla idare edecek erzak elde edilmiş Bu hadise Bizansta bi heyecan uyandırdı. Kostantin — sur haricine bir heyet göndererek Karaca paşayı elde etmek istedi. Karaca paşa sözünden dönmez, vatanını sever mert bir askerdi. Gelen heyetle görüşmer üzel kadınların yüzlerini siyab örtülerle kapatarak, el geri gönderdi. Karaca paşa bazen (Propontis- Marmara ) sahillerine kadar ine- rek, uzaklarda nümayiş yapan Venediklilerle Katalanlar'ın beş on parçadan ibaret donanmasını seyrediyor ve hergüönkü müşahe- delerini Edirneye sailerle bildiri- yordu. Sultan Mebmet bu esnada Cinevizleri elde etmekle meşguldu. Karaca paşaya şu emirnameyi göndermişti: * Karacat! Sana tevdi ettiçim vazifeyi hüsnü ifa ettigini. musip — icra- atınla görüyorum. Asker kalbini vatan muhabbetinden başka bir şey işgal edemez. Seni — satın almak için gönderdikleri heyetle temas etmedigine çok memnun oldum. İşgal edilen köylerdeki erzakın hüsnü muhafaza edil mesini ve Bizanslılara - ikinci bir — tehdit — daha — yapmış olmak — için, — işgal — ettigin havalideki ufak kalelerin de zap- tına teşebbüs etmeni arzu ediyo- Karaca paşa Padişahtan bu mektubu alınca dört gün içinde üç kaleyi birden zaptetti. Gerçe bu. kaleler, Bizans sı ları gibi yüksek degildi.. Fakı içindeki aöbetciler Türklerin sav- leti karşısında bir günden fazla mukavemet edememişlerdi. Sur haricinde bir avuç Türk askerinin böyle ufak kaleleri birer birer zaptetmeğe başlaması, her de Kostantini çıldırtan ilk mühim işgal badiselerinden bir olmuştu. —— (Mabadi var) bir | | şikâyet edelim? Haliç şirketinden şikâyet Taksim maliye tahsil memuru M. İzzet B. den şu mektubu aldık. Merciinin nazarı” dikkatine — vaz ediyoruz: Cuma günü Köprüden 16,30 postasını yapan Haliç şirketinin 3 mumaralı vaporuna — bindik. İzdiham pek Ffazla olduğundan birinci mevki — bileti - aldığımız halde — vapurun — güğertesinde ayakta beklemek mecburiyetinde kaldık, Kasımpaşaya geldik, vapur henüz çımasını iskeleye vermekle beraber Kasımpaşaya çıkacak kırk kadar yolcunun ancak 5 ve yahut 10 tanesi çıkmıştı ki iskele me- muru vapura binecek olan yolcu- ların kapısını açarak yüzlerce halk vapura hücum etti. Bu sırada isim- leri ve adresleri tarafımdan zapt edilen 20-30 aile ve çoluk çocuk bütün vapura binmek isteyen yol- cuların ayakları altında (aman evlâdim vah çocuğum) baj maları âdeta — vapurun ( harp sahasına çevirdi. Bu esnada hamile bulunan ailem halkın ayak- ları altında kalarak bayıldı. Vapurda Kasımpaşaya çıkması lâzim gelen yirmi kadar yolcu iskele memurunun barıt muame- lesine karşı ayni vapurda kalarak | Fenere kadar gidip ancak bir saatten fazla vapur beklemek suretile tekrar Kasımpaşaya gele- bildik. Haliç şirketinin devam eden bu kargaşalığından - kime Biraz uzaktan geçse olmaz mı? Şirketi hayriyenin her sabah Anadolu postasını yapan (74) nu- maralı — vapuru, vapurların her zaman takip ettikleri yolun bil fına İstinya ile Yeni köy arasında sahile pek yakın bir yerden geç- mekte ve bu yüzden yalıları, yaz- macıları, ve kayıkçıları dalgalariyle mutazarrır etmektedir. Hattâ bizim (50) liralık yazma- mız da bu yüzden dalgalara karı- şıp kaybolmuştur. Keyfiyet bir kaç defa şirkete bildirildiği balde biç bir semere hasıl olmadı. Bu hale bir nihayet vı lesi için liman ve şirketi hayriye ida- | resinin nazarı dikkatini celbetme- nizi rica ederim efendim. Yeniköy: Yazmacı Ali İstanbul üçüncü icra dairesinden: Beş yüz lira — mukabilinde merhun muhtelifülcins yatak odası takımları, gardiroplar, ve aynalı dolaplar, komodinler, aynalar ve büfeler, konsollar ve oda mu- şambaları, kanape takımları ve karyola ve şilteler ve perdeler ? ve sair eşyayı beytiye şehri halin 19 uncu pazar günü saat 10 dan 15 e kadar Beyoğlunda Suterazisi | sokağında 29 numaralı hanenin önünde açık artırma suretile sa- | tılacaktır . Taliplerin yevm ve | yaktı mezkürda orada hazır bu- lunacak memuruna müracaatları ilân olunnr. Beyoğlu sulh icrasından: Bir boredan dolayı " mahcuz buluman beş masa ve iki kanepe ve bir ayna 18/1/930 tarihine müsadif | Cumartesi günü saat on Beyoğlunda Galatasaryde Venedik | sokağında 34 mumarlı dükkân pişgâbında açık artırma süretile | satılacağından talip olanların mez- kür — tarihte —mahallinde — hazır | bulunmaları ilân olunur. Kapı açıldı. Içeriye, yeşil fraklı, fıraşı uzamış bir adam girdi. Kalabalığı görünce şöyle bir duraladı. Kasabadaki konferans salonunu dolduran halk, hürmetle ayağa kalktı. Reis: — Teşrif ettiniz. demek, yok daş? — (diye yeşil fraklınm elini sıktı; sonra hazırana döndü İşte, bu yoldaş, merkezden geldi. Men'i Müskirat Cemiyeti tarafın- dan, müskirat hakkında halka lütfen — konferans — verecekler. Buyrun! Konferansçı, asabi bir konfe- ransçı imiş zahir ki, ilkönce bir şaşkınlık, bir. hayret — gösterdi; SA BeEü htdi. Ölülür — Votka hakkında mı? - diye sordu. Reis: — Hay hay! - dedi. Ve, yeşil — fraklı / konferansçı başladı: — Arkadaşlar! Mademki Sovyet hükümeti'ndeyiz; yaşasın Sovyet Hükümeti! Kahrolsun kapits Kahrolsun emperialism! Dej yoldaşlar? Hazırun, bu tepeden inme mu- kaddimeden mütahayyir: — Evet, doğrul! yoldaşlar, — votka, y Amma “niçin müthiş zehir?, diyeceksiniz. İzah edeyim... Hazıruna bir nazar gezdirdi. — Amma niçin müthiş zehir? Gözleri kör ediyor... Eder elbet... mütehakkim bir Gene takındı. tavır yapılması lâzımgeldi; kafalı millet hâlâ yoldaşlar!Gözlerinizi çoktandır gelmiş. Bir kova votka için bir kilo kadar tuz kullanmak lâzmgeldiğini henüz kimse öğre- nemedi. Biri sordu: —İri tuz mu, döğülmüş tuz mu ? — İkisi de olur... Lâkin, müş tuz müreccahtır. Bir başkası sordu ; — Soda kullanılacak mı ? — Tabi fincan dolusu. Hattâ, hattâ... Bir baş soğan da lâzım, Bir köylü karısı: — Ammaniiin ka yapmak için bir baş da soğan lâzımmış ha?.. İşte bunca zaman- dır kaçak içki yaparım da bunun farkında değildim. Demek vot- Muharriri: Valantin Katayef — Yeşil fraklı: — Siz hâlâ uyuyun! - dedikten sonra devam etti.- Elbette bu tuzsüz zehirli - votkadan insanm gözü de kör, kulaâğı da sağır olur... Adamakıllı yapın da bakın. Birşeycikler almaz Allahın iznile.. Reis, şaşkın, usulla : — Yoldaş! Yoldaş. Konferansçı, hiç oralı değil : — Bazı cabiller de, sözde, lez- zeti iyileşsin, sertleşsin diye yap- tıkları içkilere tütün koyuyorlar. Hazırun, hep bir ağızdan: —Vay! tütün konulmuyacak mi? ... Echeller. Tütün, votkanın içinde baş ağrıtır. Halis — votka ir votkalarımı Tuble... Kendiniz yaparsanız mut laka bir hatâ edersiniz... Benim votkalarımı içiniz... Bir rubleyel.. Rcis, dehşetle yerinden kalkar. Dışarı firlar. Hademeye: — Buadamı nereden getirdin? — Dedinizdi ya... Otelin 8 nu- marasından, — Tu .. Ben sana 8 mi dedim? 18 dedimdi... kimmiş bu? — Kapısının üstünde “Votkacı, yazıyordu. Votka hakkında kon- ferans — yerilecek — demiştiniz ... Onu çağırdım. Derhal kabul etti. Mütercimi: (Hikâyeci) Şark tamiratı Bulgarlar fakir bir millet midir? Laheyde- il fa toplanan tamirat konferansı Alman tamira- 'tından ziyade Avusturya, Maca- ristan ve Bulgaristan — tamirat mes'elesiyle meşguldür. Almanya- “dan ümit ettikleri kadar tamirat alamıyan küçük itilâf devletleri mezkür üç maglüp devleti sıkış- tırdıkça — sıkıştiriyorlar. - Bilhassa Bulgaristan ile Macaristanı iyice soyup soğana çevirmek istiyorlar. Bulgar ve Macar ricali devleti şiddetle muhalefet ediyorlar. Bu münasebetle Bulgaristan hariciye mazırı M. Burof hükümetin masa- rifi devlette ne kadar eli sıkı olduğucu göstermek için demiştir ki: Bulgaristanda — kralın senevi tahsisatı 6000 İngiliz İirasıdır. Baş hakim haftata ancak 5 ingil kirası alıyor. Biz o kadar fakiriz ki 97,000 harp malülundan her birine senevi ancak 6 İngiliz lirası veriyoruz. Yetimlere günde ancak 3 pens veriliyor. İstanbul Emvali eytam idaresinden: Hatice Mevhibe ve ayşe Faika hanımların i: ikraz ettikleri mebaliğ mukabilinde idaremiz uhdesinde vefaen mefruğ bulunan Zeyrekte kasap Demir han mahallesinin Pir Mehmet ve cedit 24 numaralarla murakkam paşa sokağında atik 14, tarafı ifra- zen ahıra ferağ olunan mahal, bir tarafı Demir han camil şerifi ile mahdut ve 1024 lira kiymeti muham- meneli 1280 zira ar: haddi Me satılıktır. 12/1/930 tarihinde ıpılan müzayede neticesinde 600 Tirada kalmıştır. âyıkında görülmiyerek müz: yede bir ay daha temdit edilmiştir. Fazlasına talip olanların ilân tariainden itibaren bir ay zarfında her gün saat on beşe kadar idaremize müracaatları ilân olunur.