1 Teşrinisani 1929 hT ror ikamı J Anadolu yıldızı, Rüstem beyin üzerine yürü- yerek haykırdı:«Yalan... yalan... hepsi yalan! BİZANSIN SON GÜNLERİ Yazan: iskender Fahreddin gine onun yanına gideceksin; gine onun koynuna gireceksin, değil mi, alçak?» «.kaç aydan beri, benim kim olduğumu hâlâ anlamamışsın! işte | sana söyliyorum, ben (Karaman oğullarından) Yusuf beyin kızıyım.» Rüstem — bey Salinaza ne cevap verecekti? Haf- talardan beri bu genç kız için ya- RiP tutuştuğun- dan - bahseder- ken, şimdi onun semtine uğramak aklına bile gek memişti. Bizanslıların E- dirneye geldik- leri günden beri Rüstem bey (Klio ) nun pe> şinde koşmaktan, Safinazı — görme- ğe vak — uliyor muydu Safinaz, dili uzun bir kazı — Cevap ve dedi, ne susü- yorsm ? —Ne söylesem in susuyoru, — Kabahatin O kadar büyük K, itiraf etsen de affedilmez... Fakat onların bu- raya gelişi benim için çok iyi oldu; bu vesile ile senin ne kadar yalancı bir erkek olduğunu öğrendim. Artık bana aşlının ulviyet ve kudsiyetinden bahsetmeğe ceşaret edemiyeceksin! Rüstem bey yor değildi. Anadolu yıldızını, daha bir kaç gün evvel Padişahtan istemeğe #işebbüs etmisti. Sâfinaz, bu teşebbüsün — mevsimsiz olduğunu ihtar ettiği için, Rüstm bey bir iki ay daha Ssabretmeğe karar vermi n İkisinin sarasındaki rabıta bu derece esaslı ve samimi iken, birdenbire, Bizans elçilerinin ge- livermesile Rüstem beyin yolunu şaşırması, Safinazı haklı olarak endişeye düşürmüştü. Sultan — Mehmedin - Bizans ci- varında seyahata çıkacağı şayia- sını herkes gibi Sâfinaz da işit- mişli. Padişah — Edirneden — ayrılırsa Sâfinazın hâli haraptı. Sarayda bu üzel kızı çekemiyenlerin adedi fazlaydı . Evvelâ ilk tekmeyi kumayun dan yiyecekti kendisinden evel gözdelerin de araya iftira ve ve perişan gelmiş darbesine uğrayacak olacaktı. Anadolu: yıldızına, Padişahtan korktukları işin kimse - ilişemi- yordu. Sâfinaz: Bizans saçık görünce gitti, degil mi? — Vallahi bildigin gibi degil Sâfinazcığım! Ben onlarla Padişa- bin emrile temas ediyorum. Ne yapayım, sarayda benden başka Tumca bilen kimse yok. — Yunus bey neci...?! - — — Yunus bey hangisile meşgul olsun? Bahusus onun, muahede tahriri gibi mühim bir işle uğraş- tığını pekalâ biliyorsun! Benden şüphe etmeni çok manasız bulu- Yorum: seni ne kadar çok sevdi- gimi hâlâ anlamadın ma, Safinaz? Rüstem bey Safinazı yakasını orospularını — açık aklın - başından ın en muhteşem Bizans dilberi liyordu.7? kurtarmak için yalan söylemeğe mecbur olmuştu. Ayağa kalkt Sevgilim, dedi, başka bir diyecegin varsa söyle... mühim iş için huzuru humayuna rüm. Beyhüde vakit geçi yelim. Sifinaz şiddetle üzerine yürüdü. — Yalan... Yalan.. hepsi ya- lanl gine onun yanına gideceksin. gine onun koynuna girecek: alçak! . Rüstem bey genç kızın kolla- rından iterek bağırdı: — Artık yeter.. bukadar ha- karete tahammül edilmez! Had- dini bil.. yoksa.. âfinazın dizleri titre detinden dişlerini sıkarak ağla- mağa başladı. — Sözünü tamamla bakayım, dedi, yoksa... ne olacak? Sen bana ne yapabilirsin..? Rüstem bey kapıdan çıkarken tekrar içeriye girdi. — Benmi? -dedi- ben istersem, seni cellâta kadar gönderir ve boynunu vurdururum...anladın mı? Ben Padişah sülâlesine mensup bir asılzadeyim; sen ise daima bugünkü —mevkünde — kalmağa mahküm bir zavallısı — Ben zavallı değilim...ben de senin gibi, belki de senin sülâlen- den daha yüksek bir asılzadeyim. — Haydi susl.orta malı sen de. Sâfinaz saçlarını yolarak hay- kırdı: — Düşman - eline bir insanın asaleti ile kadar gülünç bireşey tasavvur olunmaz... Fakat şimdi anlıyorum ki, sen bakar bir. körsun! ve benim kimin kızı olduğumu hâlâ anlamamışsın! İşte sana söyliyo- rum; ben, sizinle Anadoluda har- beden (Karaman oğullarından ) Yusuf beyin kızıyım. Rüstem bey agzmı bir karış açarak bağırdı: — Vay.! demek, sen Padişa- hin düşmanı olan bir adamın kır zsın haaa..?! esir düşen ögünmesi (M: var) BANKA KOMERÇİYALI İTALYANA Sermayesi — Liret - 700,000,000 İhtiyat akçesi Liret 540,000,000 Merkeği İdare: MİLANO İtalyanın başlıca şehirlerinde urya, Maca Yugoslavya, nanya, Bulgaris'an, Mi Gemabiri Mattehides i, Üragmay, Arjatin, ve Kulumbiyada ülyasyondar İSTARBUL ŞUBE NERKEZİ Galatar Voçvaak cnddesi Kanakoy Pales (Telaf, 6KL AYAIS ) Şehir dahilindeki gcenirler İstünimlda : Akdemiiyan hanında Telet, SRSL. Beşağlunda : İstiklâl cahlesi Tetef, YOĞü. Kamibiyo dwiresi Barsada Telel TüNE, İZMİRDE ŞUBE İstanbul dördüncü noterine: Tasfiye memuru bulunduğumuz Yuda Leon Evimeleh ve şürekâsı sirketi - münfesihasına ait olup T tanbulda Sultanhamamında Aşir efendi caddesinde 87 numaralı | mağazada mevcut manifaturaya | mütedair emvâl ve eşya ve zimemi matlubat ve mağazanın icar ve intifar bedeli malüm ve makbuzumuz mukabi- linde Madam Sultana Evimelehe bey'i kati ile bey ve füruht ve teslim temlik eylediğimizi ve mezkür ikkân ve emvâl ve eşyada tas- '€ masasının bir güna alâka ve atı olmadığını ilân eyleriz. Tasfiye memuru — Tasfiye memuru avukal: Sadi Riza avukat Ahmet Arif Tasfiyo mamuru — Tasfiye memüru Tüccardan hecardan: Halil Ali Marko Varon Tasfiye memuru —— Tasfiye mamuru Toccandan — — Samuel Vantorare Armenak şekerciyan FELEMENK BAHRİSEFİT BANKASI İstanbul Şubesi İdare merkezi:- AMSTERDAM 5,000,000 FL Mezun sermayesi 'Tediye edilmiş sermayesi * | 5,000,000 FL. İhtiyat — akçesiz 3,000,000 FI, Galatada, Karköy palasta 'Telefon: Beyoğlu 3711/5 İstanbul tali şubesi : « Mer kez Postanesi ittısalinde Alla" demeci Hanz telefon : İs 560. Bilumum banka muamelâtı Ermniyet kasaları icarı MÜHENDİS A. M. M. Lv. Türkçeye vakıf bir mühendis, her nevi tetkik, ekspertiz. ve sanayi veya meadine ait işlerin idaresini deruhte eder. Beyoğlu 259 numaralı posta kutusuna yazılması. Mektepli Kumbaran Sahite 9 Boynuzları taktığı yetişmiyormuş gibi, üstelik, bir temiz da) anç bir orkek oldu Gü için, kazısı Gitta, aa elinden el İmen diyor; çıkardığı di ve hinlir Jan İatikam almak üzere, kendine bir Aşık buluyor: Geceleri, kocasını / sarhoş ediyor; onun koynundan usulla süzülüp delikanlır Tofano, güyet hi 0 sarhoş Süsü vererek gibi görünüyor. Kansı şokar kapıyı sürmeliyor. Kadın, Töndüğü zaman, yalvarıyor, yakarıyor, bahçedle gezmeğe çıktığım söyliyor. Anr ma, mafila, Toğmo'yu — kandıramıyor. Erkek: “Ne zaniye şey olluğunu — mey: Jana çıkaracağın. Seni - konukomşuya rezil edeceğimi, diyor. Bupun / üzerinc, inlikara karar Yerdiğini söliyorek, kadın, kuyuya yaklaşıyor. Gece, göz gözü görmiyecek derecede karanlıktı * Kadın, elyordamı ile etrafı yok- hıyıp kuyunuyıî“ıımndı Bulunduğu” nu anladı. İçine düşmemek için, t gösteriyordu. Burada, kocaman bir taş olduğunu biliyordu. Onu buldu; ve: — “Yarabbil Kusurlarımı affet!,, a çıkme diye koca taşı/ güüümmedek kuyuya attı. Bu sahne - öyle faciaengiz bir tarzda cereyan etmişti ki, Tofano, karısı Gitta'nın hakikaten kendi öldürdüğüne inandı. Fena halde korktu. Omu katil sonacaklar şüphesiz ki asacaklardı. — Zi kıskançlığı" yüzünden mütemadi rezaletler çıkardığını herkes bili- yordu. Hemen aşağıya indi. Kovayı ve ipi ahp karısını kurtarmak maksadile kuyuya gitti. Fakat, bu ane kadar kapı yanında saklanmış bulunan Gitta, kocası dışarda iken içeriye girdi; kapıyı iyice sürgüledi; pencereyi açarak, avaz avaz şirret şirret haykırdı: — Şarabı. susuz iç diye kim söyledi sana be adam? Nedir bu rezalet?! Evinin yolunu ne zaman öyreneceksin? P: vakitlere kadar ak da yedi hatuncağızın senden çekti Tfano'nun — hayrtini — düşünün. Hemen kuyu - başından aynlıp eve döndü; fakat, kapıyı kapalı buldu. j — Etme, eyleme, kan, aç! — Utanmaz, arlanmaz! Bir de aç diyorl Bu zaman eve gelene kapı açılır mı imiş? Açılmaz elbet! İalime acımıyor musun?” Yalmız başıma evde kapanıp kalıyorum.. Sarhoş herif! Ayyaş kacal Sokakta kal'da aklın başına gelsin! Sabah- iyin, konu komşu seni burada görüp ne mal olduğunu anlasın- lar! Her gecel Her Nedir bu?.. Artık bıçak kemiğe dayandı. Tofano artık kızdı. Kapıyi tek- melemeğe, pencereleri taşlamağa başladı. Bir arbede, Gürültüyü duyan |komşular, ev- lerinden fırladılar. Kadın hâlâ bağırıyordu: sokak- yalnız — Hem sarhoş sarho; larda , sürter ; beni evde bırakır; hem de böyle sabal eve gelince camı çerçeveyi indi- rir. Adamcağız , temize - çıkmak için, başından geçenleri kem küm anlatmağa — çabaladı . Lâkin , bu sözler , konukomşuyu , bi hassa, Gitta'nın akrebalarını hid- dete düşüre — Vay küstah - vayl Namuslu kadıncağız bakkında neler uydur rüyor. Bir de ona orospuluk is- nat ediyor. Hem suçlu hem güçlü! şayet kendisi içerde olsaydı da karısı dışarıda olsaydı ne diyecekti , —© aba?! Sus! Hâlâ da söyleniyor! - dediler. Tofano'yu yere yıkdılar. Resimde görüldüğü gibi, zavallı boynuzluyu bir temiz patakladılar. sokaklarda dolaşırsın. Beh taze Mütercimiz ( Vâ - Nü ) Her baba çocuğunu mektebe verirken ona bir de Kumbara al- malıdır. Kumbara hem çocuğu urcubura para sarf kurtarır, için haâğçlanmayı öğ- retir. HÖhalde ço- cuğunuza Ve kum- bara alınız. | Türkiye İş Rankası İ — <— L