— .. tlmş frkra değildi 7 Y İNT NN Akşam 1 Teşrinlevel 1929 Aruzdan ve heceden sonra Şİ'RİN YENİ ŞEKLİ Son altı ay zarfında çıkan şiir- lerin bir istatistiğini yapsanız, gö- bunların yarısından fazlası,ne aruz vezniledir: ne he- ceylel - Masralarının kimi arşın boyunda, kimi tek kelimelik; kimi kalın harflerle yazılmış, kimi ka- çıncadası - gibi, incecik... Hattâ öyle edebi mecmualar gördük ki, şürleri, münhasıran bu neviden! Bazıları, - harici manzaraya al- danarak - bunları, * serbest na- zm , samyor. — Halbüki, zehap Şalaiet vit zim, malüm olduğu üzere, mevcut bir veznin muhtelif şube ve unsurlarından musralar vücuda getirmektir. Fa- Faza, serbest nazmı dilimize ge- tiren Ahmet Haşim Bey, yazdığı bunevi eserlerinde, mısralarını yal- maz aruz kaidesine muvafık düşür- mekle iktifa etmezdi; hattâ, aynı bakr in hududu baricine çıkmamağı da esas tutmuştu. — İlk nazarda, yeni şiirleride, becenin serbest 'nazmı sanmak mümkünse de, iyi araştırıldığı vakit görülür ki, Jarın vezinle alâkası yoktur: 7-7 nin, 4-4-5 in, 4-4-3 ün, 6-5in Bin, Tnin unsurlarından ve mi- sillerinden — mürekkep — bulumak şöyle dursun, — hiçbir. parmak- hesabına tabi değildirler. Daha kısası: Bu şüirler, vezinli değil- di manzum değildirler. O haldecee... *Yeni şürlere niçin şiir diyor- lar? Onları niçin âlelâde düz salırlara yazmıyorlar; ve nesrin bir şubesi addetmiyorlar?.. sualile karşılaşırız. Her manzumenin şiir olmadığını, arlık, edebiyat dersi görmiyenler bile işitti. Nazmın ceset, şi'rin de ruh olduğu, bernekadar. basma- kalıplaşmış. adileşmiş bir. tarif ise de, pek doğrudur. Yeni tarz vezinsiz şiir yazanları, bir dostum, ruhu cesetsiz yaşatmak istiyenlere benzetti. Vezinsiz şiir cerey: ortaya atan Nâzım Hikmet Bey ise, mesleğini, şu yolda anlatmak- tadır. “Eski / şürlerin mısra ve beyit sonlarında, fikir biterdi. Halbul Edebiyatı - Cedide'den itibaren, kalıpla muhteva — yekdigerine uymamağa başladı: nazım cümlesi olan misra ” yahut beyit bil ermez oldu. Enjambemant dedik- leri tarz ihdas edildi: Bir beyitten öbürüne atlanıyor; mıs- ram tam ortasında bir nahiv sümlesi biterek öteki nahiv cüm- lesi başlıyordu. Tevfik Fikret'in “Halükun Vedar, isimli şüri ve diğer birçok eserleri buna misab dir. Demek oluyor ki, şiir, daha © zamandanberi, kalıbma sığama- mak alâmetleri göstermiş. Benim tarım, — Edebiyatı — Cedide'den başlamış — bir. tekâmülün — tal neticesidir: Vezin çerçevesini bütün parçaladım; kırıp attım. * Niçin nesir gibi alelâde düz satırlara — yazmadığıma — gelince: Şiir nesir değildir de — ondan! Nesrin muayyen edebi şekilleri mevcuttur: Roman, hikâye, fıkı ilh, gibi... Bunlar, bünyeleri nokta- sından ayrı ayrı şeylerdir. Roman, uzatılmış hikâye , - hikâye , uza- Kuruluşları ve vazifeleri arasında telleskop, gözlük) 've mikroskop kadar fark vardır. * Şür de, muayyen nesir şekil- lerinden bu derece esaslı ayrılır : Hisleri ifade eder. — Bu suretle, farzımın, nasıl olup da eski na- zımdan ayrıldığını ve niçin İâalet- tayin nesir sayılamıyacağını anlat- muş oluyorum . — * Adi satır halinde yazılıp da yrun ve kısa mısralara ayrılması, B Yirmi sene evel kadın - erkek dünyanın meselesi hiç de bugünki gibi düşünülmüyordu. mesela o örüre — meğin c camllllik İpeon kadınlığın — istiklâli — için açmış olduğu —mücadele her tarafta Ümevzuu bahis bulunuyor — idi. İngilterede süfrajetler” başlarını kaldırmışlardı . Her tarafta süfra- iet kadınlar nümayişler, ictimalar, açık yerlerde büyük yapıyorlardı. - kadınların gan” faaliyeti dehşetti. Havvanın. kızları o vakit şöyle bağırıyorlardı: Esir kadının zencirlerini parça- lamalıyız. Bugün ise vaziyet tama- mile değişmiştir: Şimdi erkekler kadınların hakimiyetine karşı hak- larını muhafaza için bir cihan koöngresi yapmağa hazırlanıyorlar. Kongre bu ayın sonlarınde Viya- 'nada meşhur Hofburg sarayında toplanacaktır. Kongre hey'eti mü- rettibesinin — karargâhı - Heyden Sehuss caddesindedir. Kongre için muhtelif sınıflarda ki halk tabakasına 200000 davet- 'name gönderiniştir: Yalnız davet- namelerin posta ücreti için 5000 |şilin verilmiştir. Kongre hey'et İngiltere, Fransa, Lehistan, Alman- ya Çekslovakya, Skandinavya ve Cenubi Avrupadaki perukâr sa- lonlarına ve diğer umumi mües- seselerde 50000 lavha talik ettir- miştir. Bu lavhaların başında şu | sözler yazılıdır. “ Kadınlara karşı kendinizi mü- dafaa ediniz. Tehdit olunan bu- kukunuzu muhafazaya çalışınız. | Köngrenin umum cihanın tazari dikkatini celbetmesi için ne lâ- zamsa yapılmıştır. Kongreyi tertip edenlerin iste- dikleri nedir? “Erkeklerin buku- | kunu siyanet için bir. cihan itti> Alman marşı Marşın ilk el yazması yüzünden çıkan mesele Almanların meşbur milli marşı * Deutsehlând über Alles , Ak manya her şeyin fevkinde - yeni bir mes'ele tevlit etmiştir. Bu marşın ilk el yazması abiren Berlinde bir müzayede esnasında satılmış ve her Almanın kalbinde yer etmiş olan vatanperverane manzümenin - kıiymettar yadigârı üç buçuk İngiliz lirasına — satı- mıştır. Dahası varı Bu mühim eseri milli bir ecnebinin eline geçmiş- tir. Alman gazeteleri bu eseri ihmal eden milli müzeler idarele- rini ve Alman koleksiyoncularını şiddetle ittiham ediyorlar, Alman milli marşının ilk el yazması Herr Hofman son Fab- lerslebenin kaleminden çıkmıştır. Maruf Alman şairlerinden bulu- nan bu zat “ Almanya her şeyin fevkında,, marşını 1841 senesi 26 Ağustosunda Heligulane ada- sında/ istirahatta bulunduğu bir sırada yazmış idi. O tarihte bu L , L okunuşu - kolaylaştırmak - içindir: Satırların sonunda durulacak; kalın yazılar yüksek, ince puntolar ise, nisbeten alçak sesle okunacak.., Bütün bu. yukarıki tafsilâttan anlaşılıyor ki, yeni şiirde, veznin rastığı boyası yokl Rastık boya olmayınca da, bu tarza şöyle bir heves ediverenlerin foyası çabu- cak meydana çıkıyor. Vülâ Nureddin Erkeklerin hukukunu korumak için. “Kadınlardan sakınınız ve tehlikeye giren hukukunuzu muhafaza ediniz,, Dünyanın her tarafına 200,000 ;laveliye gönderildi, bunun için 5,000 şilin posta parası verildi Kongrenin akdedileceği viyananın şehremaneli binası hadi vücuda getirmek ... Kongre reisi sigurel Höberth gazetecilere şu izahatı vermiştir. “zamanımızda ahlâk sukutunun korkunc kavgalarının artmasının €n büyük sebebi kadınlara veri- len hüriyettir. Kadınlara bir çok yeni hukuk verildi. Fakat buna mukabil er- keklerin kadınlara karşı olan va- zifeleri eksilmedi, hattâ arttı.. Bu gayri tabii vaziyetten dolayı ka- dınin içtimal hayattaki mevkü erkeğin üstündedir. Neticede biz erkekler tedafüi mevkide kalıyoruz. Bir çok fena kadınlar kocalarını ve - âşıklarını yolunacak bir. kazdan başka bir şey addetmiyorlar. Böyle hasis emeller besliyen adınlar, — kadının himayesiz oldu- ğu zamanlarda yapılmış kanun- lardan istifade ediyorlardı. Ka- dınlara karşı erkeklerin - hukuku- 'nu muhafaza için vücude getirilen| cihanşümul — teşkilâtin — ismi “Aeguitaş,, t Hindistanin en büyük afeti ço- çuklar arasında izdivaca mezahibi cariyenin müsaade etmiş olmasıdır. Çocukların izdivacı gayet zarif Batınlar yetiştirdiğinden bu yetiş- tirdiğinden bu geniş memleket baştan başa bir sahnci sefalet olmuştur . Dini tesirlerden dolayı şimdiye kadar bu fecaatin önü alınama- mış idi. Filvaki İngilizler kocası vefat eden kadınların kocalarının cese- diyle birlikte diri diri yakılması âdeti faciasını menetmeğe muvaf- fak olmuşlardı. Fakat çocuklar arasındaki izdivaçlara bir türlü mani olamamışlardı Çocuklar — arasında — izdivacın lindistan halkının sefa- letini mütemadiyen arttırdığından nihayet İngilizlerr bu meselede cezri ı.mkîdâmye mecbur kab mışlardır. Hükümeti Hindiye tarafından teşkil olunan bir komite memle- ketin her tarafını gezerek tetki- katta bulunmuştur. Komite raporunda on dört ya- şından küçük olan kızların evlen- Mesi menedilmesini tavsiye etmiş- tir. komitenin tavsiyesi bir kanu- na ifrağ edilmiş ve kanun tabi | Hindistanın en büyük felâketi Çocuklar arasında izdivaçlar men'edildi Hindistanda 16 yaşından aşağı 25,000,000 evli kız varmış Bu teşkilâtın otuz binden fazla azası vardır. En mühim ve kuv- vetli şube - teşkilâti İngiltere ve Amerikadadır. Çünkü kadınlara erkeklere faik hukuk en ileri giden memleketler bura- larıdır. Bundan dolayıdır ki kon- greye en ziyade Amerika ve İngiltereden murahhas gelecektir. Yalnız İngiltereden 1600 murah- has geleceği kongre merkezine ildirilmiştir. Amerikadan gelecek — murah- haslar için meşhur “ Bremen , transatlantikinde binden ziyade yatak tutulmuştur . Murahhasların bir çoğu şimdi- den Viyanaya gelmiştir. daki büyük otellerin bütün daire- leri murahhaslar için — evelden tutulmuştur . vermekte Şimdi en ziyade merak olunan nokta nedir biliyor musunuz? Er- keklerin bu hareketine karşı kar cebhe Hindistanın büyi mecli- sinden geçmiştir. kanun / Hindistanın - gayet büyük sefaleti. içtimaiyesini tah- fif edecektir. Deyli Meylin Allahabat muha- biri Hindistanın başına büyük bir beliyye olan çocuk izdivacı bal kında şu feci malümatı. gönder- miştir: Bugün Hindistanda on altıdan aşağı yaşta 25.000,000 evli kü çük kızdan beş yaşından küçük olanlar 218,000 ve on yaşından küçük olanlar 2,000.000 dır. Henüz beş yaşında olmadığı halde dül kalan kızlar. 15,139 ve 15 yaşından küçük olduğu halde dul kalanlar 396,556 dır. Tetkikatta bulunan komitenin reisi Sir Moropant Joshi — oluş memur olmiyan 7 Hintli ile bi Avrupalı ve digeri Hintli iki dından mürekkep bulunmuştur. Komite tetkik seyahatı esna- sında gayet garip ve feci hallere tesadüf etmişti Mesela (Gnserat)ta ki (Patidor) lar arasında izdivaç on sene de bir defa icra edilmektedir. Her '©n senede ne kadar erkek ve kız çocuk var ise evlendirilmektedir. Hatta bunların arasında üç dört yaşında Kızlar dulu vardir. a MEMLEKET MEKTUPLARI Konyada spor ve mev- slmsiı_başlayııı kış Konya 27 (Hususi) — Son bir kaç sene zarfında Konyada spor | şayanı dikkat bir derecede iler> lcmiştir. Gençlerimiz bilhassa fat- bola fevkalâde çalışmaktadırlar. Ancak bu sporcuların ” başında bir idare adam yoktur. Onun için zaman zaman bu yokluk kendisini göstermektedir. Meselâ geçen gün Adana spor- cularından bir kaç fatbolcu genç buraya geldi. Burada üç maç yaptılar, İlk iki maçta Adanalılar 0-2 Konyalılara galip geldiler. Üçüncü bir intikam maçı yapan Konya mühteliti, bu müsabakada fevkar lâde bir asabiyet gösterdi. Oyun daha başlar başlamaz kavgalar gürültüler baş gösterdi.. Nihayet iş tekmeye silleye bin: Adanalı ” gençlerden bir. kaçı ayaklarından ve başlarından ya- ralandılar. — Halbuki — meselenin gürültüzüz patırdısız kapatılması gayet kuvvetli bir imkân dabilin- de idi Şimdi bu meseleyi bir - tarafa bırakalım da size biraz da Konya civarındaki inşaattan bahsedeyim. Bir dağ tasavvur edin, etrafı tek- uçurum... Bu dağa küçük küçük keçi yolları var.. İşte Ha- dım kazası büyle bir sarp tepenin üstündedir. Evelce buraya ne arar banın ne de otomobilin çıkmasına imkân yoktu. Bu sene Hadıma 40 kilometroluk mükemmel bir yol yapılmıştır. Bir hafta evel kaza merkezine ilk defa olarak otomobil girdi, Bilmem İstanbulda da öyle mi? Burada adam akıll soğuklar baş- ladı.. Bir fırtına. bir yağmur sor- Herkes kışlık odun ve kömürü- sü ile gezme- Onun için pab Şehrimizde güzide bir heyet 15 günde bir çıkmak üzere “Ye- ril isminde bir mecmua neş- retmeğe karar vermişlerdir. iZmirde ucuz et İzmirde et fiatlı düşürmek ve halkın ucuz et yimesini temin etmek - için beledi tarafından mühim teşebbüslerde bulunulmuş- tur. Bu şarait altında et fiatlerini ucuzlatmak kabil olacaktır. Bunun için Belediye; hayvan tüccarı Caferaki biraderlere mü- racaat etmiş ve kendilerile anlaş- mıştır. Bu anlaşmaya göre Caferaki biraderler; belediyenin göstere- ceği mevkilere şimdiki narhtan on kurüş noksanına et satacak- lardır. 'Caferaki biraderler; bunun için belediyeden — hiçbir. müzaheretı istemeyeceklerdir. Yalnız belediye satış yeri gösterecektir. Yakında et satışına başlanacak- tır. Caferaki biraderlerin et fiat- lerini (10) kuruş tenzil etmesine mukabil diğer kasapların da narkı mühim miktarda tenzil edecekleri tahmin olunmaktadır. Kurnaz bir hırsız nasıl kaçtı Sabıkalı bir hırsız İzmir hapı- sanesinden - kaçmağa — muvaffak olmuştur. / Hırsızın sadı Konyalı Mehmet oğlu Osmandır . Osman evelce hırsızlıktan mah- küm edilmiş iken af kanunundan * istifade ederek serbest bırakılmış fakat yeni bir hırsızlık yapınca yakalanarak tekrar hapse girmiştir. Kurnaz sabıkalı, hasta olduğun” dan bahsederken kendisini hasta- nedeki mahkümlara mahsus kısma naklettirmiş, fakat yolda kaçmağa muvaffak olmuştur. Hapisaneden çıkınca aj zacağını — söyliyerek kelepçeyi çıl ihtimamsızlığındı tes bo- vin Jeki T etmiştir. — rtmiş ve jandarmanın — —