! X 1 Teşrinievel 1929 Ak:ın Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA Renkler ( Kadınların erkeklere faikiyeti ) Pek meşhur bir muharririmiz, gözlerindeki bir arızadan dolayı, hiç renk görememektedir. Onca, viliği, gurubun kızıllığı yöle. Bütün manzaralar,—karakalemle yapılmış tablolar - gil açıklı - koyulu gölgelerden ibaretl Meşhur muharririn aksine ola- rak, karıncaların gözleri pek mü- | kemmel tarzda imiş. O kadar ki, | imsanların - görmedikleri renkleri | görebilirlermiş ! Demek oluyor ki, renkler cihe- tinden vaziyetimiz, o meşhur mu- harrirle karıncalar ortası birşey ! Amma, bi mahsus bir kdigerinden ayırt eylemek itibarile, herhalde, karın- calara yakın bir mükeinmeliyet gösterirler. Geçen Agün, akrabadan - bir | Hanım, bana sordü: — Ferit Beyin karısı, doktor- ların ziyafe inde ne renk esvap — Hayır, kiremidi. ştel Ben de te hazır bulunan bütün hanımlar, sanki beyaza siyah de- tüler. Kırmızı ile kiremidinin * biribirinden 'ne ayrı şeyler. olduğunu izah için, koyu- sundan başlıyarak, açığına doğru kırmızının teferruatıni saydılar: — Fesrengi, vişneçürüğü, şarabi, pourpre, al, tavşankanı, kırmızı, kiremidi, #pişmişayvez , mercanrengi, bence, bütün bu renkler, ya kır- mazı, yahut da pembedir. Sonra, bakınız, benim, toptan yekün, “mavi, - dediklerimi, ha- nımlar nasıl tasnife tabi tutuyorlar: / — Lâcivert, * blönül , , Prusya çivitmavisi | “Blörua ,, camgöbeği, . "blölâ- * blöpastel , , havat mavi, — Nefti, yosünyeşili, ördek- kınarengi, zey- | fıstıki, çağla, n eli aai e , benim tek kelimelik ) sarım, siyahım, beyazım, kahu İ | zengim, onların lügatçesinde, 1â- akal 15-20 kısma ayrılmış. İçle- rinde böcekkabuğu mu yok, nabi mi yok, tarçini mi * mohudimi yok, devetüyü ve samani mi yok, tortorel, bisküirengi gil acayip isimler mi yok... Merak edip, bir liste yaptırttım kırmızı" çilekrengi, “buadöroz,, gülkurusu, tozpembe, tenrengi, Halbuki, — itiraf ederim — Köylü borcu Ziraat bankasınca umumi surette tecil ediliyor Ziraat — bankasının — köylünün borçlarını tecil edeceği şayi ob muştu , — Ziraat — bankasından verilem malümata göre umumi sürette — borçların tecil edileceği doğru değildir. Yalnız banka her sene olmadığı gibi hususi sürette tecil müracaatla- rının tetkik edildiği bildirilmek- tedir. Müskirat müdür muavini Konyaya gidiyor Müskirat inhisarı müdür muavini Hüsnü B. bir kaç gün sonra Kon- yaya gidecektir. Hüsnü B. Konyada ve ereğlide yapılacak fabrikalara ait işlerle meşğul olacaktır. Ticaret mektebi Teşkilâtı tadil edilcek yüksek kısım lise olacaktır Ticaret mektebinin âli kısmın- daki teşkilât değiştirilecektir. Bunun için iktisat ” vekâletinde bu komisyon teşkil edilı Komisyon mektep müdüriyeti tarafından — gönderilen — raporları tetkik etmektedir. | Bundan başka mektebin şeh- benderlik - şubesile de — Hariciye vekâleti meşgul olmaktadır. Har riciye vekâleti bu şubenin ders programlarını tetkik etmektedir. Şimdiye kadar mektebin yük- sek kısmından — mezun - olanlar ulümu aliyenin ihtisas şubelerine giremiyordu. Bunun için lise me- zunu olmak lâzımdı. İktisat vekâleti mektebin yük- sek ticaret kısmını koyacaktır. Bu süretle ticaret | Tisesinden çıkan talebe iktisas şubelerine dahil olabilecektir. Yüksek ticaret kısmının lise olmasını Maarif vekâleti talim ve terbiye heyeti tetkik etmektetir. erkek hemcinslerim-- etsek etsek haydi 15, haydi 20, haydi, daha kabadayımız 30 rengi biribirinden ayırt ederiz. Halbuki bir çırpıda 162 rengi lar.... Moda giderse, tacaklar Feministlerin nazarı dikkatini celbederim: Kadınlar, erkeklere hiç olmazsa, renk bilğisi cihetin- lise haline hanımlar sıralıyor- cereyanları - böyle karıncalara rahmet oku- Bazı yük arabaları, otomobiller 'yol ortasında durarak seyrüseferi islâh etmektedirler. Seyrüsefer idaresi bir çok kazalara sebebiyet veren bu gibi ahvâlin önüne geç- mek için kat'i tedabir ittihaz etmişlir. Bundan mada yağmurlu günlerde büyük caddelerde oto- mobil izdihanının olmaması için de tedabir ittihaz edilmiştir. Şehrimizde inşaat Şehrimizde inşaat şayanı kat derecede artmaktadır. Her gün muhtelif semtlerde bir çok temeller * atılmakta ve bir çok binalar bir az daha yükselmek- tedir. İnşaatın artması Üüzerine amele -yevmiyeleri de ziyadeleş- miştir. Bir inşaat amelesi “günde 130 - 250 kuruş almaktadır. Sanayi birliğinin bugünkü çay ziyafeti Sanayi birliği yerli malları ser- gisine iştirak eden sanayı erba- bına bir hatıra olmak üzere dip- lama ve madalya tevzi edeceklir. Sanayi birliği bu münasebetle bu ğün Turkuazda - bir çay ziyafeti tertip edecel Türk Tıp cemiyeti Türk Tıp cemiyeti senelik ilk içtimanı | Teşrinevvel 1929 salı günü saat 18de Beyoğlu Saka çıkmazında akdödecektir. Heyeti idare intihabı icra edileceğinden Yerli mallar Sanayi bankası satış yerleri açacak Sanayi ve Maadin bankası şeh- Ürin muhtelif yerlerinde satış ma- gazaları — açacaktır. Banka bu mağazalarda kendi — mamulâtını satacaktır. Banka şimdiden Malül geriler pazarının bulunduğu yı kiralamıştır. -Pazarın tasfiyesi bittikten sonra magaza açılacaktır. Dul kadınlar yurdu Aksarayda valide türbesi ya- nında Halk - Fırkası ” tarafından inşa ettirilen dul kadınlara mah> sus yurt binası pek yakında cektir. Dün Halk Fırkası müfet- tişi Hakkı Şinasi paşa emanet heyeli fenniye müdürü - Ziya B. | ile birlikte gitmiş ve binanın noksanları hakkında tetkikat yap- Troçki ne yapıyor? Sabık komiser Adadan Şişliye naklediyor Rusyanın sabık harbiye komi- seri M.Troçki bu yazi Büyükada- da İzzet —Hulonun — köşkünde, geçirmiştir. Troçki hatıratını yaz- mak ve balık tutmakla vakit geçir- miştir. Troçki bu yaz Leninin hatıratına ait — yazılarla — meşgul olmuştu. Troçkinin mesai odasında bir kaç daktilo çalışıyor. Daktilolar Troçkinin - söylediklerini - süratle yazıyorlar. Havaların — soğuması — üzerine Troçki Beyoğluna nakletmek üzere Şişli taraflarında bir apartıman aramaktadır. Bir kaç güne kadar Büyük adadan ayrılacaktır. Üsküdar - Beykoz yolu yakında ikmal ediliyor | Üsküdar - Beykoz caddesinin Çubukluya kadar inşaatı bitmiştir. Ancak çubukluda bazı binalârın istimlâki ile caddenin ikmaline zaruret görüldüğünden — emanet istimlâk muamelesine bu günlerde başlayacaktır. Bir taraftan istimlâk yapılacak, diğer taraftan inşaata devam edilecktir. Beykoza-kadar uzanacak olan cadde bu. sene ilk bahara kadar tamamlanacaktır. — Bu — süretle Üsküdardan, hatta Haydarpaşa- dan Beykoza kadar otomobil ile gitmek mümkün olacaktır, Beykoz- Şile yolunu vasleden kısım vilâyet İzeee PS GN Sinematograf sinema sine.. Çok eski bir mecmuada Ahmet Mithat efenbinin bir yazısını oku- yordum. Merhum, bir ecnebi ka- dınından bahsederken " nam madama,, diyor. Bu madama kelimesinden ak- hma geldi. Türkçehe, evelce, madama gibi şapşal, amelmanda, pasakar iken sonradan derlenip toplanıp kendisine çeki düzen veren, çıtkırımlaşan bir çok keli- meler var. Ahmet Mithat efendinin yazı. sındaki — “madama,, yi görünce bu kabilden olan kelimeler birer birer gözümün önünde geçit resmi yaptılar. Meselâ ilk memleketimize gel- diği zaman sinemanın ismi sine- matoğraf idi. Ne sallapati kelime değil mi? Zaman geçti... Biz nasıl şapka giyerek medeni bir kıya- fete girdi isek sinemalağraf ke- limesi de * toğraf . kuyruğunu attı ve daha asri bir şekil aldı Sinema.. — Hattâ şimdi sinema kelimesini uzun bularak sine di- yenler de yok değil Sinematograf ve —madamadan başka tamamile değişen, asrileşen, züppeleşen daha bir çok kelime- ler var,ı Faraza evelce fonograf derdik.. Şimdi bu battal kelime yerine gramolon - diyoruz.. Her halde gramofon söylenişi itibarile, fo- noğrafa mazaran çok daha asri çok daha çıtkırıldımdır... Volespit — diye — bir vardı, şimdi bisiklet oldu... Aranılsa daka bir hayli kuyru- gunu kestirmiş, saçını sakalını traş etmiş, sırtından cübbesini çıkararak smokin giymiş pek çok kelimeler bulunabilir . Hani eski mollalar, softalar vardır. sarığı atıp, aşir okumaktan vaz geçerek dans hocalığına başlamışlardır. İşte bu kelimeler de böyle... “ Zaman sana uymassa sen zamana uy , diyip değişiveriyorlar. Mamafih — hâlâ — İstanbulun pencereleri kafesli mahallelerinde kelime madama , - sinematograf , fono- graf, volespit gibi kelimeler kullanılır... Halbüki - vaktife bu kelimeler en kibar salonlar da ayak ayak - üzerine alıp kemal azametle oturuyorlardı, şimdi sürüle sürüle ta kenar mahalle- lerine kadar boyladılar. Hikmet Feridun Şarap mütehassısı Trakyaya gitti Müskirat inhisar idaresi tara- fından Avrupadan getirilen şarap mütehassısı — tetkikatına — devam etmekledir. Mütahassıs M. Faber Bursa ve civarında tetkikatla meşguldü Buradaki tetkikatını bi- tirmiştir. Dün Trakyaya geçmiştir ki, akıllarına gelenler 162 tane! — den faik! bütün —âzaların teşrifleri rica | ve emanet tarafından müşteraken M. Faber Kırklarelinde tetki- Düşünün , ben , — ve bütün | (Vâ - Nü) olunur. yapılacaktır. kat yapacaktır. Karikatür tefrikası No: 12 İ 4 inci kısım PALABIYIĞIN MACERALARI,!. — Aoruca eve gidip, Hİ Palabiyık, ikide birde kendilerine Ti |yanet eden Gelincikten adamakılı - bir Hatikam almıya karar- vördi babasının gi bir yerden bulup getirdiği — fişe aklı. Bününla hain - Gelinciği — mahvedecekti, incik yuyasında yoktu, fırsattan isti , hemen üşeği / ateşleyip içeri — attı. Azası çök geçmedli; bazıt dümanları yu: adan tüterkan Gelincik de koşa koşa |geldi ve yavasına — ginli. — Biraz - ileride fişeğin patlamasım bekliyon Palabıyığın lli "Tüyormdağı sadıti güm — atiyandi d leri dlüş yerinden zıplağıl. Y İki Glle - kulaklarını Hakikatan bir bir güübürlü il topraklar madı, ha vanin içinden fırlayan taşlar, u, Fazla de ölüp ölmediğini Gerenme Si yazın