Sahife 10 S İ Akçam 1 Teşrinievel 1929 —| Bol keseden vaailiri Bir büyük ikramiye düş- sün, o zaman görürsünüz İspanyada bir genç vaadını yerine — | getirdi, fakat sonra intihar etti İspanyada her altı ayda bir çekilen büyük ikramiyeli tin piyankosu vardır. Bu piyanko biletleri pahalı olmakla beraber büyük ikramiyesi bir kaç milyon peçetadır. Bir peçete 33 kuruş olduğuna göre ikramiyeyi kaza- 'nan birden bir milyon liradan fazla para alır. Piyankonun geçen keşidesinde büyük ikramiyeyi kazanan biletin dörtte birine M. Paskual Lektura, isminde biri sahip bulunuyordu. Bu zat hissesine isabet eden bir milyona - yakın — peçetayı almış, sonra intihar etiniştir. Paskual'ın — intiharının — sebebi çok gariplir. Genç adam piyanko biletini aldıktan sonra bir müddet bir gün kahvede otururken beraber bulunduğu arkadaşlarına: —Eger piyankoda taliim yaver v olursa bir milyon -kazanacağım. O vakit bu bekâr hayatından kurtulacak, beğendiğim bir kızla evleneceğim... demiştir. Arkadaşlarının “Kazanırsan bize| ne verirsin?,, sualine Paskual “Ne | isterseniz,, cevabını vermiştir. Arkadaşlarından biri bir oto- mobil diğeri, bir seyahat masrafı, içkiye meraklı ol- — duğundan bir kaç yüz şişe en alâ) — şaraplarla şampanyalardan iste- miş bu sözleri işiten garsonda — kaç senedeu beri tanıdığı bu ©/ Müşteriden bir kahvehane işlemek üzere bir sermaye istemiştir — Paskual bütün bu talepleri riş vir piyanka çıksın hepinize istediğinizi veririm,, demiştir. Arkadaşları bunu kabul etmişler, ve Paskualden sözünde duracağına dair senet — talep et- mişlerdir. Paskual alay tarzında bütün isteyenlere birer pullu senet yaz- miş ve şahitler önünde - imzala- mıştır. Üç ay sonra piyanko çekilince 900,000 küsur Peçeta almıştır. Bu haber üzerine arkadaşları vaadini gence hatır- latınışlardır. Paskual önce mese- vermek rek kimseye bir istememiş, fakat arkadaşları senct- leri çıkarınca ister istemez vaadini yerine getirmeğe mecbur olmuştur. şey gün Paskual Bol keseden vaat yüzünden intihar eden Paskual Lektura tir. Bıraktığı mektupta şu satırlar yazılıdır: * Arkadaşlarım — beni — iflâs ettirdiler. — Onların - hatırı için 50,000 peçetam heba, oldu. Kalan, 850,000 peçetayı ben ne yapa- yım? Asıl kiymetli olanı — onlara verdiğim para idi. Büyük bir para kazandıktan sonra bunun mühim bir. kısmını kaybetmek bana okadar acı gel di ki intihara kadar vardım. Piyanko bileti alanlara tavsiye ederim, kimseye hiç bir vaatta bulunmasınlar.. , Çiflikte bir adam yandı Geçen — hafta — Diyarıbekirde numune çifliğinde m: vini elindeki lambayla makine motörünü muayene ederken her nasılsa benzin tutuşmuş ve ken- disine sirayet etmiştir. Bu vaziyet karşısında muvaze- nei akliyesini bozan mumaileyh feryada başlıyarak, çiftlişe doğru koşmuştur, bu feryat üzerine im- dada koşan çiftlik halkı mahru- kun, kendisini Nümune Hasta- nesine nakletmişlerse de — zevallı genç, vücudunu tahrip eden yan- ginin — iztirabma — tahammül ede- miyerek vefat etmiştir. Şarap depoları Müskirat inhisar idaresi Şişlide asına mahsus depo- şarap muli: bir yapacaktır. Bu depo şimdilik bir tane ola- cak içine şarap konarak kapa- nacaktır. Her sene bu civarda bir lecektir. rağbete başlamışlar İngiliz gazeteleri 1913 senesin- denberi İngilterede nüfusun teza- yüdüne ragmen sarhoşluğun mun- tazam bir surette azalmakta ol- duğünü haber veriyor. - Ahiren neşrolunan istatisik malümatına nazaran 1913 senesinde sarhaş- duktan dolayı 188,B77 kişi mah- küm olmuştu. Halbuki geçen sene — ancak 55,642 kişi mahküm olmuştur. 1920 senesinde İngilterede ser. hoşluktan dolayı mahküm olanlar on binde 26 kişi olduğu halde geçen sene bu nisbet on binde T4 kişiye inmiştir. 1913 senesin: de nmisbet 10000 kişide Si ü Umumi ve daimi surette müşa- bede olunan - bu tenakus ayıklı ğin hakiki surette arttığına şüp- he birakmıyor. İçki kullanan ve kadınların sar- hoşluğundan — dolayı — bilmiyerek çocugunun üzerine yatarak ölü- müne sebebiyet vermekte azab- mıştir. Sarhoşluğun azalmasının başlıca başlıca sebebi meyhane ve bira- hanelerin yerine içkisiz. eğlence yerlerinin çoğalmış olma: Vaktiyle İngilterede başlıca eğ- hane- mahiye- itiyadına lence yeri meyhane ve bi lerdi. Eğlence yerleri tinin değişmesi - balkın tesir etmiştir. Harbi umumide müskirat üze- rine vazolunan - tahdidat içkiye alışmıyan bir batın yetiştirmesine hizmet etmiştir. Şimdi bu batın hayata — karıştığında!! — serhoşluk azalmıştır. Müskirat salış saatlerini ziya- desile tahdidi ve fiatlerin yüksek olması da serhoşluğun azalmasına tesirden hali kalmamıştır. Japonyada Türk sergisi Türk - Japon cemiyeti - tarafın- dan gelecek martta Japonyada açılacak olan sergi allınlari tisat vekâleti Ticaret müdürli iğünden bazı malümat istemişti Tüccarlarımızdan bu sergiye işt rak etmek istiyen tüccarlarımızla müesseselerimizin adresleri sorul- müştur. Halbuki şimdiye kadar bu sergi için ticaret müdürlügüne hiç bir muracaat vukubulmamıştır. Tevhit lâyihası müştereken tetkik edilecek Vilâyetle Emanetin tevhidi lâ- yihasının emanet ve vilâyet encü- menleri tarafından — müştereken tetkiki lâzım geldiğine dair da- hiliye vekâletinden yeni bir emir gelmiştir. Her iki encümen öni müzdeki perşenbe günü birleşe- rek lâyihayı tetkik edecekler ve hazırladıkları / mütalâayi “süratle vekâlete bildireceklerdir. Pariste garip bir hırsızlık vakası ol Vataştar ; İd'üş ax evel M. Niga ile zevcesi — sayfiyeye gitmek — için — bir otomobile binmiş- ler, indikleri zaman | takside madam çan- tasını unutmuştur. Çantada az para ile 250,000 frank kıymetindeki elmas- ları — bulunmakta imiş. Bir kaç saat sonra çantanın or- |tada — olmadığını gören madam Ni; otomobilde unuttu- ğunu anlamış, polise haber vermiş, fakat taksinin bilinmediği için ya- pilan tahkikata rağ- men elmaslar bu- hnamamıştır. M. ve madam Niganın bindikleri otmobilin — şoförü Vicente 'çantayı bul muş ve elmasları ile ride satmak ümidi ile saklamıştır. Fakat tali kendisine yar olmamış , bir kaç hafta evel sıcaklardan fazla mütcessir olmuş ve füceten ölmüştür . | Karısı Roza dül kalınca / bir kaç para sahibi olmak emeli ile elmasları almış ve - bildiği bir elmasçıya gitmek üzere yola çık- mıştır. Fakat daha ev venlerinden inerken sağ bacağı ile kolu kırılmıştır. Roza apartımanına çıkarılmış ve tedavisine başlanmıştır. Oğlu 19 yaşında bulunan Gaetano, an- nesini tedavi için para lâzım ol duğünü anlamış ve elmasları sat- mak için annesinin tarif ettiği kuyumcuya gitmek üzere evden çıkmıştır. Elâzizde bir otomobil uçuruma yuvarlandı Elâzizden - Diyarıbekire - gelen bir kamyon Maden virajlarından ticesinde seksen metroluk - bir uçuruma yuvarlanmıştır. Kamyon- da on sekiz yolcudan beş kişi fena halde yaralanmış şoför ök iş diğerleri hafif snrette zede- lenmiştir. Bu mecruhlar arasında vilâyet yatı mektebi müdürü Ali Rıza bey de bulunmaktadır. Tet No7 — Şanlok Halmes'in I Mariletleri Mubariri Mütere Cami (Va-n Şarlok Holmes, mütevaziane: — Kimse söylemedi! - dedi. - kendim buldum. " Güzleri, hayretinden büyümüştü : O — Hayret! Bunu - bilebilmek Bundan on sene evel, bu — mevkide, bir lini bina ettirdim. M tat! O şatonun da — balkenu yoktu. Evet! Şatoyu aldığınız zaman “balkonu yoktu. Onun balkonu “olamazdı / : sı karşısında hayrete düşmüştük. — Buna nereden hükmettiniz? Ne demek İstiyorsunuz? — Ne demek istediğini, yarın akşama , yani , posta arabaları gelerek bizi götürünceye kadar delâili ile ispat edeceğim! Aman üstat! -diye yalvardım. söyle kuzum, hangi vasıta ile bunu isbat edeceksm? — Kurşun kalem vasıtasile! —No? — Kurşun kalem vesilasile! — Nasıl kurşün kalem? — Bayağı kurşun kalem. — Allah, Allah! — Görürsün( ... 000. Muammanın halli Ertesi akşam, saat on bir bu- çukta, Cüstadın arzusu üzerine, M. ve Mine. Denis ile ben, 13 g __»_w___.'. “numaralı odada buluştuk. Bizzat Şarlok Holmes de oraya tam on bir buçukta gelmeyi vadederek , azıcık sokağa çıkmıştı. On bir buçuk oldu, gelmedi; on ikâye yirmi kaldı, gelmedi; çdyrek kaldı, gelmedi, on kaldı... Meraktan çatlıyorduk: Acaba, büyük üstat ne olmuşt Bir kazaya filân uğramasın? Bir cinay&te kurban gitmesin?! On ikiye yedi kaldı. Tam bu esnada idi ki, içinde bulunduğumuz 13 numaralı odanın kapısı açıldı. Memnuniyet avazlarımız arasın- da, büyük hafiye gözüktü. — Ancık geç kaldım. amma, kabahat - benim değil! - dedi. - Medium, uykuda imiş. - Uyandırıp giyindirinceye kâdar epi zaman geçti. Mamafih, 12 ye 7 olduğu için, mühlet var. Sonra, girdiği kapıya döndü. Dişarı doğrü. seslem — Buyurun, efendim. İçeriye, uzun boylu, zaif, esmer, siyah ve nafiz gözlü bir yabancı girdi. Bu kimdi? Bereket versin ki, Şarlok Hol- mes, merakımızı halletti: — Size meşhur medium Ame- rikalı Homo - Suerton'u takdim edeyim | - dedi.. - Dün akşam, komşu / tiyatroda iken kendisini uzaktan görmüş ve tanımıştım. Ne hoş bir tesadüfl Onun saye- sinde, esrarengiz sesin mahiyeti hakkında kat'i fikir edineceğiz. M. Homâ - Suerton, malüm oldu- ğu üzere, Yazıcı bir medium dur. Yani, ervah ile muhabereyi yazı süretile —temin —eder. — Ervah, biz fanilere söylemek istedikleri- ni, onun kalemi vasıtasile bildir- Elmasların sahibi geçerken yanlış bir manevra ne- | |Sarhoşluk azahyor | Adam öldüren elmaslar! İİnğilizler içkisiz eğlencelere Çalınan elmaslar kimin min eline geçmişse öldürmüş veya yaralamıştır madam Niga Gaetano caddede bir. taraftan diğer tarafa geçmek için yürüdü- sırada gelen bir. otomobili görmemiş, ve yere düşerek ağır Sürette mecruh olmuştur. Gaetano hastaneye kaldırılmış, fakat üzerinde bu - kıymettar mücevherat çıkınca polise haber verilmiştir. Gaetano cevap ver meğe müktedir - olmadığı için, validesi Roza - isticvap edilmiş, meşsele meydana çıkmıştır. Roza bu meşum - elmasların ellerinden — çıktığma — memnun olmuştur. Madam Nigaya gelince elmas- larma kavuştuğu zaman helâl para alındığı için bir türlü satılar madıgını ileri sürmüştür. 1927-28 senelerinde'kanser vakaları Tıp kongresinde okunan raporlar meyanında 1927 senesi içinde bütüm memleket dahilinde 384 erkek ve 430 kadın, keza 1928 senesinde 318 erkek ve 250 kadında kanser vakası görülmüş ve vakayi 1928 senesinde en çok 60 yaşın- da olanlarda müşahede olunduğu gibi ekseriyeti kadın olmak üze- re de birinci derecede bilâ sanat geçinen eşhasta ve ikinci derece çifçilerde görülmüştür. iriler . Otelci, çığlık attı: — Ha! Anladım, ahladım: Ni- io kurşun kalemden bahsettiği- nizi şimdi anladım. arlok Holmes devam etti: — Evet, meşhur. medium, çu masanın başına geçecek! Şu kânte ların karşısına oturacak! Su ka> lemi eline alacak. Saat, 12 yi çalınca, rah, onun vucuduna Cek; elindeki kurşun kalemi tah- rik edecek; ve, bize, esrarını faş- edecektir. | Üstat, bu sözleri söylediği sırada, medium, onun dediklerini ( tatbik eyliyordu. V— ye 2 vart Çabuk, | Homo - Sucrton! kaleminizi alesta bulundurun! Homo - Suertor, cebinden kar