" başlangı “bir ihtiyar gibi nefes nelese yol yolundan geçip, caminin kapısında / temiz, çok daha yaşatıcı olduğu- “mu derhal hisseder: Şişlinin ıssız “leri, başka bir dunyanın insanla- H ZELPAZE İllİ Setâmi İzzet BEŞİŞEŞŞEMERŞREŞEŞRRER ŞA Numara : 16 Otomobille, Beyoğlu caddesin- den geçerken, etrafınıza dikkatle bakınız. Kaldırımlarda dirsek dir- seğe dolaşan, göğü: iğüs göğse gelen, camekânlara hayran, hayran ba- kan, kadınlara söz atan, otomo- arkasından küfreden, tram- vayı çekiştiren erkekler; karınca sürüsü gibi, birbirleri peşinden giden, bazen sıntan, bazen somur- tan kadınlar. görürsünüz.. Bu in- sanların vgayesi — nedir, nerden gelip nereye giderler. Bu caddeye çıkmalarında — esbap - varmıdır? bilinmez... Boyoğlu caddesinde, günün her anında bir insan akını vardır. Bu akın, şedit bir anafor gibi, Galatasaraydan Ağacamüne kadar kaynar durur. Fakat bu kaynağın menbar neresidir, man- sabı neresidir?.. Bilinmez... İstiklâl caddesiyle, Taksımın mda, yol birdenbire tenha- laşır. ve Beyoğlunun ortasındaki insanları, — kaldırımlara — gögten düşmüş zannedersi Bu kuru, kozmopolit, kötü ka- labalıktan kurtulduk. Artık köp- rüden geçiyorduk. Halıcın durgun suları, güneşin şen pırıltılarını bile | mağmumlaştıriyor, ziya huzmeleri meyüs meyüs kırilarak — dağıl- miş bir yuvanın — yaralı ” kuşları ğibi, oraya buraya serpiliyor, tek tük kayıklar gidip geliyor, güdük bacalı bir vapur, tiknefes almağa çalışıyordu. <.. Norosmaniyenin gölgeli indik. İnsan, Beyoğlunda uzun zaman oturduktan, yalıız Beyoğlu ve Şişlide gezdikten sonra, İstanbul tarafına geçince, teneffüs ettiği havanın, çok daha saf, çok daha ye sakin yerlerine gidin, bir de İstanbul tarafının tenha ve dur- .u.. mahallerinde dolaşın.. Derhal anlar ve hissedersiniz ki, Şîüııı sessizliğinde bile, i kaynayan bir vardı Beyiğin tatilmüm eğlelecii, Yantanası, gösterişi ne kadar sah- teyse, sükünu da o kadar yapma, © kadar cali Nurosmaniyenin, yarı — gölge, yan güneşli avlusundan geçtik, Be- destanın geniş kapısından girdik. Kapalı çarşının içinde, bir sah- rıncın rutubetli serinliğ vardır. Kı- şın soğuğundan, yazın sıcağından bihaber yaşayan bu çarşı sakin- larını- andırırlar. Bu hi: verem, çarşımın mağara karanlikliği ve kurunu ulayı hatırlatan iptida- Ve bu iptidailik, bilhassa 'de canla: Si size Bedet Muhagfiri CELLAT fetrika numar; ee Törelsit Bu boğuşmanın başlıca saik ve müsebbibi, Leclere'di; zira, daha ilk günlerden İtibaren, köpeğe karşı - beslediği kin şuurlu idi musammemdi; — halbuki, o za- manlar henüz sıska ve çelimsiz olan köpek, sahibinden bilâsebep ve metotsuz olarak nefret edi- yordu. Piç, gençken, ve tecrübesizken, ince ve kurnazca usullerle, sahi- bine zarar vermiye — muvaffak olamıyordu. (Buna, bilâhare teşeb- büs edecekti. ) Biçare köpecik' şimdilik, sahibinin yumruklarına, tokatlarina, tekmelerine, kamçı- larına inkiyat eylemekteydi. Bu “ANKARA POSTASI Kuyumcuları geçtik “incuciler, tarafından Bedestene girdil Uzun yıllardan beri şekli, ürfü ve âdalı değişmemiş olan bu çarşıdaki insanlar, eshabikehfin ahfadı gibi, taş kovuklarda çömel- mişler, ve asırlık bir uykuya dal- | mışlar, nura, güneşe, hayata bigâne yaşıyorlar. Bütün servetlerini ihtiva eden, küçük — birer tahta sandık başında oturan bu müslüman ve öz türk, temiz ruhlu insanlar, kader — bile — unutmuş - gibidir. Bedestenin ak saçlı, İekesiz nasıyelerine Ezrail bile elini sür- meğe cesaret edemiyor sanırsınız. Bedestenin dört köşesinde, ası ların gözü vardır. Yıllardan beri duvarlarda, kutularda, sandıklarda küflenen antikalar, çubuklar, ka- malar, kemerler, yelpazeler, tes- pih ve kaşıklara ” bakarken, bin yıl, sizi seyrediyor zanmedersiniz. Bu derin sükütun koyu gölge- leri ve ratip se Sacide esnafından, ihtiyar hacı efendi halim, — selim, —müşfik —neza keti ile biraz sakinleşti, yelpa- zeyi beğend,, Çıktık.. Sacide, gözlerinin ka- maşmasını gidermek için gözleri- ni kırpıştırarak bana teşekkür etti. Otomobile bindiğimiz zaman: — Beni hiç unutmadığın , beni her zaman düşündüğün için sana mimettarımı, dedi. ikmal edilmişti Paramont filmleri sahibi İPEKÇİ KARDEŞLER hesabına ERTUĞ- RUL MUHSİM beyin çevireceği ikinci milli film için Biri 16-18 yaşında digeri 20-22 , ve digeri 22-24 — , Üç hamıma ihtiyaç vardır. Sine- mada oynamaya haveskâr hanım- ların resimlerini adresleriyle bera- ber Melek sinemasında Rejisi namına göndermeleri rica olunur. Şehremanetinden : Bedeli keşfi dairesi binasının elektirik tesisatı kiplerin şartnameyi ve keşfi müdürl İstanbul Ticaret mıntıkası müdiriyetinden: Istanbul Umum Garsonlar cemiyetinin Türk medeni kanununun yetmişi 'den emir buyurulduğu ilân olvnur. - | KÖPEK | 29 Haziran 1929 işkencelerin birinde, sağ kulağı sakatlandı; — adaleleri — dumura uğradığı için, artık dik duramaz | oldu; gözünün üstüne doğru sarktı. | Bu sakatlanan kulak, Piç'e, zalim | sahibini, daimi surette kinle ve nefretle yadettirecek bir hatıra mahiyetini aldı. — Mütemadiyen | intikam almıya yelteniyor; fakat, | bunda — muvaffak — olamıyordu . Daima mağlup , daima makhur daima münhezimdi. Bununla beraber, sopa ve kırbaç | yediği sırada öyle kindar ve teh- dikâr — hırlayışı rdı ki, yenibaştanı yağmuru altında humurdanışı tokat alırdı. Fakat, İstanbul Vilâyeti Şehremaneti ilânları görmek içi girmek için ihale günü olan 18 temmuz 929 perşembe günü levazım maddesi ahkâmına nazaran feshi iktisat vekâleti celilesin- Havayı Darülaczeye —muktazı — (8000) adet Yumurtanın kapalı zarf usu- lile münakasası 25 Temmuz 929 tarihinde saat on dörtte icra edi- lecektir. taliplerin teminat akçe ve teklifnamelerile müracaatları, Ka Darülaczeye muktazı (4000) kilo Sade tereyağının kapalı zarf usu- lile münakasası 25 Temmuz 929 tarihinde saat on dörtte icra edi- lecektir. taliplerin teminat akçe ve - teklifnamelerile — darülaczeye müracaatları. Darülaczeye 'ayyare piyankosanun zirde aa darı müharrer — yüz adet - biletii ozavi olduğunu ve keyfiyetin pıyanko müdü: riyetine bildirilliği mührem ehaliye ilan olumur. - Binaenaleyh ehalinin piyarıko müdürünün mezeniyeti - olmadan bu bi detleri satın almaktan İçtinap eylemesi İszüm gelir, 1410 11 serisi> 3950 ilâ 9960 - s101 ilâ 8105 5136 ilâ 8140 - SASI ilü 8454- TANSI ila LNS - TOOS1 ila 19095 - 19886 ilâ 19890190506 ilâ 19570 - 9N331 ilâ 25 - 20556 İlâ 320560 - 34341 ilâ 24310 - 28486 ilâ 38460 - 49386 ila 46390 52581 ilâ GA0 - 52586 ilü 52580. 1/5 1 serisi : 16434- 59206 ilâ bazoz. 204 lira 44 kuruş olan Üsküdar açık münakasaya konmuştur. Ta- her gün münakasaya Piç, annesinin hayatiyetine tevarüs etmişti. Felâketler, onun nefine netice verdi; açlık, onu şişmanlattı; bu hayat — mücadelesi, — Piç'te fevkelbeşer bir zekâ nemalandırdı. Annesinin hile ve desisesine, kurt | babasının da vahşi cengâverliğine tevarüs etmişti. Somurtkan, müte- cessis, daimi surette hücumlara ar deydi. Küfürlere havlamayla, dayağa | ısırışla mukabele ederdi. En müt- hiş işkenceler bile, Piç'i yıldır- maz; inletmez, diger köpeklerin yaptıkları gibi, acı acı, biçare biçare. ağlatmazdı. Hayvanın bu hali, Leclere'i büs- bütün küplere bindiriyor; ona her gün yeni bir ince işkence iyordu. Piç'i aç bırakı- yordu. Öbür köpeklerine bütün balık verdiği esnade zavallıya ya- zım balık veriyordu. Fakat, Piç, | hakkını ötekilerin ağrından kap- | iniz, sinekleri koğunuz, fazla SATiE isınan. Bütün bu şeyler için vantilâtör kullanınız. VERESiİYE Olarak takdim eder Metro Han Tünel meydanı: Beyoğlu — muhtelif mnevileri Beyazıt: İstanbul Fnnlâk ve Eytam Bankası İstanal şahesinden: mahalleri - serinletiniz.. Pazarlıkla kiralık emlâk Esas No. Mevkü 87 Nn Tez — Sarpıcıda 200 dönüm ĞE — Çırpıcıda 669 dönümden 16 - Şişlide M7 Sirkecide atik Hocapaşa Cinsi Bedeli icarı senevisi Melk e soy, Otlakiye 100 Tarla 50 Garaj 2100 Maliye şubesi binası — 250 Balâda yazılı emlâk pazarlıkla kiraya verileceğinden - taliplerin Bankamıza müracaatları. İstanbul ithalât g ümrügünden Marka - Kilo.M Cinsi eşya sandık 1 GE — 239 Pamuk mensucat Fıçı 12 ED K 545 Kimyevi boya Kangal $ ST H 208 Galvanizli tel Kap — 1 bila — 86 Kirli yapağ Sandık 32 MA — O — Demir ve pirinç çakmak » — 1 SF G 137 Hamur yoğurma makinesi Parça 73 0 O — Muhtelif cins ipekli mensucat Sandık 2 DEC — 229 Fotoğraf alâtı ve hikmeti tabiye alât » O1 CMCİI25 Kesilmiş yazı kâadı » D LFF 30 Perdelik tül Bağ — 8 TMM 784 Demir kanape yayı demet' T ŞP C S0 n A Çazaba . sandık 1 HS/NSCİSI Boyalı düğme balya 5 RB 638 Pamuk sandık 4 KZ 277 Muhtelif şapka » 1 PD 210 Pamuk mensucat Ş F Pirinç alektirik aksamı « 3 JM ” » » 4 3HS 264 Pamuk mensucat » 12 JO — O Muhtelif demir makine aksamı sandık 1 VL — 60 Galalit tarak balya 2 VV 123 Pamuk nensucat 1 PHİLP 136 Kaput Bâlâda muharrer eşya 29/6/929 bezi tarihinden itibaren cumartesi pazar- tesi çarşanba günleri saat 10 ile 14 ten 17 ye kadar İstanbul İthalât Gümrüğü satış ambarında bilmüzay mak usulünü biliyordu. Kilerlere dalıyor; tenekeleri deviriyor; er- zak çalıyordu. Daha bin bir türlü şirretlikle insanlara ve köpeklere tefevvuk ediyordu. Bir gün, Leclere, Pi ten sonra ondan pek aşağı köpeği okşadı. Piç, dayanamadı; Babette'in üs- tüne atlıyarak, bir ısırışla onun bacağını kırdı. Bunun - üzerine, Leclere de, artık ebediyen alille- şen topal köpeği vurup öldürmek mecburiyetinde kaldı. Piç, bütün diğer köpeklerle giriştiği kavgalarda galip geliyor- du; hepsined, sözünü geçiriyordu. Beş senelik emektarlığı esna- sında, ne kimsşeden ufak bir iltifat gördü, ne de, minimini bir neva- ziş. Yalnız bir. kere, efendisini ziyarete gelen Sunrise isminde bir missioner, daha ilk defa olarak | yede satılacağı ilân olunur. | gördüğü Piç'in başım okşamak Mcmıştı de, âlemden fenalık gör- miye alışan Piç, bunu da fenalığa makrun sandığı için, başına uzanan | | eli ısirivermişti | Köylerde ve ileri mevkilerde Piç'i gören insanlar, onu tehdit | ederler; — köpekler ise, — diken diken, kabartırlardı ve beyaz dişlerini gösterirlerdi. Piç'e bir tekme attı; fakat, hay- van, bu sefer, artık illâllah diye- rek, kurt babasından mevrus çe- adamın kaba etle- ; ve dişlerini kemik- lerine kadar işletti. “Yaralı, kö- peği öldürmek istedi; fakat, Lec- İere, gözlerinden kıvılcımlar 5: rak, belinden kamasını çekti; ve | köpeğinin önünde durdu. Piç'i | başkasının öldürmesi? Ne B Tik çenel rinde kapadı | sebet! Ne münasebetl Leclere, ( Mabadi var )