g —— n L i S 28 Mayıs 1929 Te Muharrem Feyzi — Tefrika Nomerusu : 26 | Viyanada nakliyat ilmi haftası ikta feyezan SAvasturya nakliyat ilmi cevi: | arazl vası bir deniz halıni aldı . git 3 Höğrindek 8 ada Jasradan Londra- gazetelerii z Tevkifhaneyeavdet! tarihine kadar Viyanada “ticaret (, gağtradan Londra- gazetelerine (Ğ& Yeni af ve tecil kanunu dola- | mektebi alisinde nakliyat haftası | p . Di bebirleri taştır | yasile sulh ve ceza mahkemelerinde | Namile bir hafta tertip eylemek- | | V10 L e SA DDD İ ct edilen davalar, hemen kâ- | tedir. Bu hafta zarfında Avustur- | Bir G TA l Dü D at noktasından mu- | — Bunlar bir. seneliği hesap et- / milen | tecil — kararına - iktiran yı:l L ecnebi :“:"'““"'"' ta- | Nebirlerden yükselerek taşan Blğsieleriti et | mekli ü mede, be; etmektedir. rafından şömendöferciliğe llar We ç Cü v Tn Üa Yü $e ,,;:;, :I';:Ğ,:. Kazanacakların, | Tecil kanumu mahküm ve maz- | konferanslar verilecektir. eĞ _:’ü ,_î_:k İ Büer BZ retine ne derece medyı munları memnun ettiği kadar ceza | — Halk konferans nihayetinde iş- Kari idari ve iktisadi cihetten mu- zafferane — muvaffakıyetlerini de Hiram Abramsın zekâ ve meha- retine borçludur. Fakat Abrams san'atkârlar - birliği üyük filim müesseselerinin rakabetine karşı muhafaza için çok çalışmıştır. Abrams münhasıran — kudreti san'atkaraneye dayanan şirketin lerini bütün cihana sürmek in yeni bir fikri iktisadi bulmuş idi. Abrams fikrini tatbik için geceli gündüzlü durmadan çalış- tığından vücüdünü fena halde yıpratmış ve bu süretle fikrine kendini kurban vermiş ve altı sene içinde vefat etmiştir. Şarlonun muvaffa- kiyetlerindeki esrar Abramsın vefatı Şarlonun şir- keti için gayet büyük bir ziya ol- muştur. Şirketin ta temelinden sarsılması ihtimali var idi. Bereket versin halefi kendisinin yokluğunu hissettirmemiştir. Abramısın ha- lefi Josel selenk idi. Mumaileyh 'uzun müddet Abramın yanında | çalışmış ve selefinin takip ettiği fikir ve usulü lâyikiyle öğrenmiş idi. Sehenk (teleffüzü şenktir) şir - ket müessislerinin istiklalini kat yen tahdit taraftarı değildir. Mu- maileyh film işlerinde müessis san'atkârların işine karışmamak sayesinde bunların mahsulti sanati olan filmlerin dalma yüksek bir | seviyyeyi muhafaza edeceği ve ayni zamanda para kazanılacağı kanaatında idi Hem san'atı köruma hem de | para kazanmak işlerini telif etmek | için san'tkârlar daimi surette | serbest ve mustakil bırakmaktan | başka bir çare göremiyor idi. — | Zaten İngilizce tabiri olan “To- | make money ,, yani para yapmak | yalnız Amerikada ehemmiyeti olan bir şey değildir. Cihanım her tarafında şiddetle caridir. | Mister (Schenk)in fikrine ve | kanaatına göre filim sanatının en | birinci saftaki sanatkârlarının en büyük hatası yalız para yapmak kırsına kapılmış olmalarıdır. Bunlar gayet yüksek ücretle girmiş oldukları parlak kontrat- lara bakarak şimdilik kazandık- lan haftalık bin yabut iki bin daların füsunkârlığına kapılıyorlar 've bir senede ne ımıu kazana- caklarını hesap Tetrika nümerosu: 2 dahi hesap ve kitap ediyorlar. Halbuki bunlar para yapmağa kapılmakla sanatın icabatını ihmal ediyorlar. Çünki kendilerini zor- hyarak senede altı, sekiz ve hatta daha fazla filim çevirmekle kud- reti san'atkâranelerinin gevşediği- nin farkma: varmıyorlar. Bunun neticesi olarak filimler san'at cihetinden muvaffakıyetsiz oluyor. Bir san'atkârın fevkalâde şöhreti bir defaki muvaffakıyetsiz- liğe mukavemet edel ü ikinci bir muvaffakıyetsizliğe dahi tahammülü vardır. Lâkin üçüncü- sü de ne şöhret ne de milyonlar kalır. İşte Mister Sehenkin en ziyade ehemmiyet verdiği nokta burası idi. 'Tehlikeli devir United Artists Corporation ,, yani " Müttehit san'atkârlar şir- keti , her san'atkârın fazla para kazanmak hirsiyle san'atın ica- batını ihmal etmek gibi az çok geçirdiği buhran devrinde kendi mensuplarını korumak- için her türlü tedabiri ihtiyatiyeyi ittihaz etmiştir. Şirketin kabili tesavvur her türlü tedbirlere müracaat neticesi olarak birliği teşkil eden san'atkârların bir kazaya düşme- lerine meydan — birakılmamıştır. Birlik san'atkârlarının filmlerinde ademi” muvaffakiyet — felâketine oğramaması için ittihaz olunan tedbirlerden biri de şu i Birlik, azası olan - san'atkârlar- dan senede ancak bir. yahut iki film talep ediyor idi. Lâkin yapr lacak filmin kıymet ve keyfiyet Vitibariyle gayet yüksek olması şart idi. Filmlerin gayet büyük itina ile hazırlanmasına sükün ve huzur. içinde icra olunmasna ehemmiyet veriliyor idi. Filmlere, gayet müdakkik ve tenkitkâr — tamaşağerler — hey'eti karşısında icra olunuyormuş gibi fevkalâde dikkat olumuyor ve en ufak falsolara bile mahal bırakıl- miyor idi. Her hanği filim san'at- | kârı bu prensipi sonuna kadar tutar ise şan ve şöhretinin istikrar bulacağı muhakkaktır. Bir sanatkârın şan ve şerefi in daima büyük kudret ve ka- liyet ibraz eylemesi ve ayni zamanda — ticaretin — emreylediği basiret ve teemmüle dikkat eyle- mesi şarttır. (Mabadı var) 27 mayıs 1929 İREKLÂY ÜcReTi Muharriri: (Vâ-Nü) Ecce! Bey amca! Artık çoğa varıyorsun! ihtiyarsın, babamın 20 yıllık şerikisin diye, sana, bu kadar hürmet gösterdim. Bunu —Feyzi gelsün de nerelü oldu- Zunu o zaman mi- diyivireceğün, ha?. ibetli Zade gene pek işite- | mez.: — Evett - diyerek işi savuştur- mak istedi. Fakat evefi Üzerine, — hepsi birden, kahkaha — makaralarını koyverdiler. Hacı Bey, Ahmede: — Nahi İşte Gordünmü ba- islimal etme, ya... banun ne -dedi. akılda — olduğunu? O Feyzi mehellebicüsü nasul senün aklunu, fikrünü çeldü ise, babanun da aklınu, fikrünü lü... Dekmil dicaretünü o me- reyünü fikrünü, evlâdunu ayalünü de ona biraktu.. Rutubetli Zade, Hacı Beyin ya- nında oturduğu için, sine rağmen, , şerikinin - bütün davaları deruhte eden avukatları maddeten — mütazarrır. etmiştir. Mamafih, tahliye edilen mahküm ve maznunlardan bir kısmı, henüz bir kaç gün geçmeden yeni cürüm- ler irtikâp ederek tevkifhaneye avdet etmektedirler. Dün de üst üste 10dan fazla sabıkalı, bu suretle tevkifhaneye iade edilmek- tedir. Dün İnkı- müzakeratta bulunmuştur. Müzenin 15 haziranda açılmasına imkân olmadığı anlaşılmıştır. >* Mekteplerde imtihanlar — Bütün Orta, Lise ve Muallim mektepleri meezuniyet imtihan- | larına 1 temmuzda - başlıyacaklar ve 15 inde nihayet vereceklerdir. * Şükru Kaya bey — Dabiliye vekili Şükrü Kaya beyin, Millet Meclisinin. tatilinden sonra Avru- paya gideceği haber alınmıştır. Şükrü Kaya beyin istirahat ve tedavi için Almanyaya giderek bir ay kadar kalması muhtemeldir. İzmirdeki komünist yor — İzmirde komi ait tahkikat ilerilemektedir. munlar bir haftaya kadar mahke- meye verileceklerdir. * Yüksek tedrisat müdurlüğü— rif emini Abdüllâtif Nevzat beyin tayini ihtimali kvvetlidi >* Tayyare kongresi — Kopen- hağda toplanacak olan tayyare kongresine tarafımızdan Muhittin Nami B. iştirak edecektir, * MCM. reisimizin ziyafeti MUM. reisi dün bir öğle ziyafeti verdi. Berlin, Paris sefirlerimiz ve |vekiller hazır bulundu. * Japon askeri heyeti — Japon askeri heyeti Erkânı harbiye reisi tarafından kabul edildi. Halepte bir şaki tutuldu | Halepte otomobilleri soyan ve iki jandarmayı öldüren Salih | isminde azılı bir çete reisi der- | dest edilmiştir. Bu adamın şim- | diye kadar yaptığı şakavet hadsiz hesapsızdır. Yag fiatları Piyasada yağ fiatlar düşmek- tedir. Bundan bir hafta evvel toptan olarak 190 kuruşa satılan yağlar 10 kuruş eksiğine satılmak- iderüm zahir | - evlâdım Ahmedimün biricük giy- metli refiki, benüm de makamı ferzendimdür... Baramı da, bulu- mu da, garimi da gızımı da “ona iki gözüm gapalı gör, hiç gork- madan diyarı gurbetlere 'gadar /giderüm dört sene, kâtip diye dicaret- hanemde gulladım, ne yalan söy- liyeyim, nah şu gadarcık bir zi- yanını görmedüm... Ziyanı şöyle dursun, bilâkis faidesini gordüm. İşlerümü yenü nizama, intizama göyuvirdi... Rutubetli Zade, elini, Şam işi yeleğindeki gümüş ve salkımsa- çak kösteğine götördü; sa: çıkarıp baktı: — Makamı ferzendim — Feyzi hey nerede galdı ki Feyzi bey oğlumu, | tirak edenlere nakliyat ve işletme tesisatı gezdirilecektir. Cemiyet haftanın tafsilâtlı " programlarını alakadarlara gönderecektir. x Dün bir kadın zevcini so- kakta dövdü — Dün. Ankara caddesinde, Vilâyet — konağının 'tam karşısında, herkesin gözü inde şık giyinmiş genç bir hanımın — gözlüklü bir erkeği adam akıllı dövdüğü görülmüştür. Erkek, yediği dayağa müte- vekkilâne ses çıkarmıyor, sadece ihata eden kalabalığı ahitsiniz ya, demekle — iktifa ediyordu. Dayak yiyen erkek, ketebeden Adil efendi, dayak atanda zev- cesi Sühaylâ hanımdır. Dayak, geçimsizlik — yüzünden sokakta” vukubulan kavganın ne- ticesidir. x Âli iktisat meclisi mdelisi âlisi haziranın bi Ankarada taplanacağından mec- lisin şehrimizde bulunan azaların- dan bir kısmı yarın, diğer bir kısmı da öbür gün şehrimizden hareket edeceklerdir. Vehbi, Raif Necdet Beyler öbür gün Ankaraya gideceklerdir. * Ziraat Bankası tetkik heyeti bügün — Avrupadan — gel Ziraat bankasının Avrupaya tetkik seyahatine gönderdiği heyet bu gün şehrimize gelecektir Hatıratınızı ebediyen muhafaza ediniz ÇArtist ressam) JUL KANZLER Sanayü nefise fotografları stüdyosu, amatör, san'at işleri, 1928 senesi Paris beynelmilel sergisinde büyük ikâfat ve altın madalya kazanmıştır. Beyoğlu İstiklal caddesi No. 67. Tel. Beyoğlu 4054 » ALTINCI TAYYARE PİYANKOSU 5inci keşide 11 Hazirandadır Büyük ikramiye 50000 Liradır Ayrıca: 25,000, 15,000, 12,000, 10,000 liralık ikramiyeler ve 10,000 liralık bir mükâfat.. le cem'an 3,900 numara kazanacaktır. Bu keşi söründen harice çıkmaz, söz virdiği zaman daim — mugannen | vaktönde gelür idü... Diye sözüne devam edecekti; lâkin, Hacı Bey, lâfa, daha evel- den başlamış bulunuyordu: Rutu- betli Zadenin “vaktünde gelür idü , dediği esnada perdeyi © kadar yükseltti, öyle bangır bangır - bağırmıya — başladı. ki, Ahmet beyin babası, sözüne niha- yet vermek mecburiyetinde kaldı. Hacı Beyin, yamruğunu, önündeki masaya vuraraktan söylediği söz ler şunlardı: — Yere batsuuun! Yere bat- sunun! Yere — batsun, — bacağı girilin O da ” gelemez olsun inşaallahl... Gelecekmüş de ne hayra dokunacakmuuuuş ?... Hele bak, bak, bak arazideki deve ve atların hali pek fecidir. Hindiye sedleri yılalmıştır. Na- sıriyeden taşıp gelmekte olan su- ların geceleyin Basraya yetişece- gine intizar olunuyor. İ Sular altında kalan l İngiliz teyare kuvetlerinin bulun- duğu ( Şaybah )ta ki sedlerin sularm —hücumuna — mukavemet yonu burada olduğundan suların istilâsı yolcu nakliyatını sekteye uğradacaktır. 4 Bir kız zehirle kendini öldürdü İzmirde Sineklide İştipli Hüseyin ağanın barakasında oturan İştipli üvey kızı Esma, çi bir miktar afyonu a teşebbüs etmiştir. edeceği şüphelidir. Tayare istas- 1 kızın afyonu içtikten sonra hal ve yaziyetinde — görülen — vehamet üzerine kendisi bir. otomobille Memleket — hastahanesine — gi rülmüş ise de hayatını kur- tarmak — mümkün — olamamıştır. Zehirin tesirile hastahanede vefat eden Esmanın - sebebi intiharı olarak şu vaka zikir edilmektedir İntihar hadisesinden bir gün evel Esmayı dayısı Refik efendi yabancı bir şahısla bir arada gör- müş ve, ona iki tokat atmıştı. Kız mütcessiren afyonu içerek hayatına hatime çekmiştir ticaret BÜYÜK garısını gızmı gör imüş de diyar gürbetlere gider imüş ... Aklına şaşayın, emü, Rutubetlü Zade !... Nah bu golları baldırları, saçları, göğüsleri orta mali gibi açuk sacuk dango garılara ” benzetsün diye mü garınla gızmı Feyzüye gör giderün... O Feyzi keratasu, öylesine sırnaşılk, öylesine baş- belasu, öylesüne musallat... — Eceeel Bey amcal Artık, çoğa vanyorsun! İhtiyarsın, baba- mın 20 yıllık şerikisin diye, sana, bu güne kadar sade hürmet gös- terdim; önünde elpençe divan durdum, diye hürmetimi sui istimal etme ya.. Her şeyin bir 'haddi derecesi vardır... Nedir bu artık? Bıçak kemiğe dayandı!... Demine denberi, aksilenip — durüyorsuml. ( Mabadı var )