Güyanda kürek mahkümlarının hayatı | 2 (Dünkü kısmın hülâsası ) Çetansız muharrti M Alber. Londar Güyana. giderken yolda bimlği vapura 11 kürek firarisi geliriliyor. Dransı Sölosunün ssrarı üzrüne bunlar alınıyor. Konsolos - vaptırdan çıkarken kürek kaçkınları bağırıyorlar .J — Teşekkür — ederiz konsolos efendi, bizi buradaki eşkenceden olsun kurtardınız.... dedi. Kon- solas : Allah diyerek sandalına atlladı, ırdan uzaklaştı. Üç gardiyandan! göbeklisi mah- kümlara seslendi: — Haydı bakalım, birer birer aşağı inin. Mahkümlar mardivenden anbarla güverte arasındaki kata indiler... Burada gardiyanların aileleri bu- lunuyordu . - Kadınlardan — biri mahkümların halini görünce acıdı: — Vah zavallılar, ne hale gel- selâmet i. Altın dişli gardiyan kızdı; karısı olduğu anlaşılan kadına hiddetle bağırdı — Sesini kes Göbekli gardiyanın çocuğu ba- basına yaklaştı, kolundan çeke- rek: — Gördün mü baba, “sana iş çıktı... dedi. Mahkümlar kenarda sıralandılar. Gardiyanlardan biri emir verdi — Torbalarınını , — ceplerinizi başaltın. Torbalarla ceplerden pek az | gey çıktı. Bir iki çakmak, bir kaç parça bez, kiprit dolu bir kutu nihayet bir ustura.. Gardiyan tekrar sordu: — Yanınızda başka bir şey yok mu? Hahkümlardan biri en kıymet- tar eşya olarak bir pusla çıkardı, istemiyerek önüne bıraktı. Bu iş te bittikten sonra kürek kaçkın- larını en dipte, pervanelerin üs- tünde bir yere naklettiler. Nasıl kaçmışlar? Akşama doğru kürek mahküm- lanı ile görüştüm. Zavalklar : tah- talar üzerine bitap bir halde se: miş yatıyorlardı. İçlerinden yalnız ikisinin çehresinde zekâ alâmeti ardı, ötekiler kayvanlaşmış gibi Fakat bepsi insana acımak hünni veriyonda. — Nereden geliyorsunuz, Ka- yenden mi? Diye sordum, içlerinden biri Marinburgtan .. 18 ay evel zin- dandan kaçmıştık, Felemenklilere bizmet ediyor, hayatımızı kazanı- yorduk.Fakat Felemenkliler garip adamlardır; işleri olunca kürek firarilerini kullanırlar, hattâ kaç- | mak- için teşvik ederler, fakat işleri biter bitmez tekrar Fransız memurlarına teslim ederler.. Biz de işin sonu yaklaşınca teslim edileceğimizi anladığımızdan kaç- mağa karar verdik.. İptida bir sandal satın aldık. Çuvalları dikerek buna bir yelken) yaptık. Hazırlık tamam - olunca Venezüellaya hareket ettik. Bir defa oraya kapağı atınca sonrası kolaydır. Venezüella — hükümeti kürek mahkümlarını teslim etmez. Orada çalışarak bir iş sahibi olmak kabildir. Denize açıldığımız gün hava iyi değildi. Venezüclla istikameti- ni tuttuk, rüzgürm sevkile ilerle- meğe başladık. İki gün sonra Venezüellaya va- sıl olmamız lâzımdı, halbuki orta- da kara namına hiç bir şey gö- rünmüyordu. Ertesi gün keza... O akşam müthiş bir fırtına çıktı güç hal ile yelkeni toplayabildik. Sandal ceviz kabuğu gibi sallanıp durüyordu. Dalgalar / tarafından götürülmemek için bir ellermizle sandalın kenarına sun sıkı tutun- muştuk, öteki elimizle de sandala dolan suyu boşaltıyorduk. Korkmıyorduk ... Kurtuluşla küreğe avdet ihtimali arasında korku giremez. Geceyi şöyle ge- çirdik. Ertesi gün, yani dördüncü günü etrafa baktık gene karadan eser yoktu. Beşinci altıncı günler de keza.. — Yiyeceğiniz var mı idi? — Yiyeceğin ne ehemmiyeti var? İnsan icabında bir hafta da aç kalabilir... Yedinci gece hava kudürdü. - Dalgaların çılgin gibi hücum etmesi kâfi gelmedi, tu- fanı andıran bir yağmur yağmağa başladı. isamere 714029 Pazar günü saat 16 ,30 da Gülhanenin sekizinci müsame- rei tıbbiyesi icra edileceginden arzu buyuran etibba - beylerin teşrifleri rica olum Tayare piyanko mi Mevcut numüneleri veçhile mik- tarı ( 1,196,000 ) adet olmak üzere (9) nevi (Noter) evrakı bastırlar caktır. Bu tab'iyata girmek isteyenlerin ey akçelerile beraber 8 Nisan esi saat 15 de piyango vde müteşekkil müba- _g GÜNÜN HABERLERİ |X Maaş Layıhası Heyeti Vekile saat 11 de top- lanarak dörde kadar müzakeratta bulunmuştur. Bu içtimada Barem lâyihası ve bu Jâyıhanın tatbiki için karşılık gösterilen bazı ver- gilere cüz'i zam İâyihaları mü Meselenin zakere — olunmuştur. mamda — müzakeresine — devam olunacaktır. * Tütün inhisarı bir mütehas- sıs getirti — Tütün inhisar ida- resince tesis edilecek olan karton fabrikasının projesini ihzar etmek üzere Almanyadan bir mütehassıs celbedilmiştir. x* Doktorların ziyafeti — Dok- torlar dün Sıhhiye vekili şerefine bir çay ziyafeti vermişlerdir. * Adliyede mülâzcmet müd- deti ne vakitten başlar? — Meclisin | tefsirine göre avukatlık kanununda | yazılı olan“mülözemet,, hukuk fa- küllesinden mezuniyet istihsalin- den sonra yapılacaktır. Mektebe devam sırasında ve yahut devam- dan evel adliyede geçmiş olan hizmetler mülözemete — mahsup edilmiyecektir. * Kitapçılar şirket yapacaklar — Kitapçılar cemiyeti yeni bir şirket | teşkiline karar vermiş ve şirketin esasatını tesbit için bir. encümen teşkil etmiştir. Akif, Ahmel Halit Beylerle İlyas ve Mihran efendilerden mürek- keptir. Şirketin esasatı tesbit edil- dikten sonra heyet tekrar Anka- raya gidecektir. * Amerika kruvazörü bu gün gidiyor — Limanımızda - bulunan “Raligh, Amerika kruvazöründe dün akşam Amiral Dayton tura- fından bir veda ziyafeti verilmiş ve ziyafette erkânı bükümetten bazıları ile bir çok maruf zevat | hazır bulunmuşlardır. | Amerika kruvazörü bu gün | limanımızdan Akdenize gidecektir. x* Sadettin Bey geldi — Sanayi ve maadin Bankası müdürü Sadettin Bey Ankaradan şehrimize gelmiştir. * Tahdidi teslihat konferan- sına gidecek heyetimiz— Cenevre beynelmilel tahdidi teslihat ken- feransında — hükümetimizi temsil edecek olan heyet Hariciye Ve- kili Tevfik Rüştü Beyin riyase- tinde Riyaseticumhur Kâtibi umu- misi Tevfik, Bern Sefirimiz Münir Beylerl dan Cevat Paşadan mürekkepi Heyeti murahhasamıza Hari Vekâleti birinci daire mü Numan Rifat, kalemi mahsus Heyeti Vekilenin diğer bir içti- | Encümen kitapçı Sudi, Hilmi, | eden mm GÖNÜL Sinem: sçan VMELEK' 07 inan KONFETİ olunan filimi bütün temaşageramn zlkış ve takdirlerini ka KONF ETİ için hasmsi sürette ürümiş mükenimel bir muz çalmaktadadır. Son derece merak aver realist tabloları havi Suyantr Geteleri tlimisin mü Novarrosuu pe ALHAMRA »- itmektedirler.. İlâveten: HA- OLD LOYDin 2 kısımlık bir komedi: Meşhur Rus vazi'i sahnesi PUDOVKİNİN eseri LENGİZ EYLARLARI filmi eiyevin bülün Avrapada sinema | deminin ea büyük muzaleriyelini ihrax etmektedir. Talebe Eİl kii ASRî Sinemada klasik güzelliğile büyük mehareti sanat- kâranesile bütün İstanbul halkını teshir BiLLi DOV u GENÇ KIZ KALBi MÖSYÖALEBER'T kimdir kir Ramon B 5 JEOLOJiİi 9HENDESE 1 önci kitap Orata mektepler için Bu akşam uzaffer sinema yıldızı muazzam temsili filmin ilk iraesi İSTERSE lir 22 K JİLDA GREY Gelecek hafta OPERADA İki Süngü Arasında Bu ayın en mühim edebi elerinden biri de Aka Gün- düzün "İKİ SÜNGÜ ARASINDA,, isimli romanının intişarıdır. Aka Gündüz bu romanında, çok derin içtimai bir meseleyi çok heyecanlı ve sürükleyici bir mevzu içinde tahlil etmeğe muvaffak olmuştur. Eski bir aile evinde, mahkeme- lerde, kadınlar hapishanesinde, tımarhanede geçen vakayı baştan Psonuna - kadar — merakla” takip etmemek kabil değil. İki Süngü | Arasındaki - Eminenin aşkı da şimdiye kadar hiç bir mizm tahliline muvaffak olmadığı ruhi bir hadisedir. Üç renkli bir kapak içinde cilti olarak fiatı bir — Tiradır. Resimli Ay matbası tarafından neşredilen bu eseri her münevver türke tavsiye ederi $ romancı- tapları Seri: 10 Kuruş 10 Kuruş Müracaat — mahalli DEVLET MATBAASI anlatmağa başladı : yaat komisyonuna müracaatları | dürü Kemal Aziz ve Şifre müdürü — Hayır Felemenk Güyanında | ilân olunur. — — | Suat beyler refakat edecektir SMış Yeri Tetrika nümerosu:50 5 Nisan ast stelâ olan Derlenip toplandı. 'anında onun za'fından şehevi bi BENiİN HATIRATI Nâkili: (Vd- « Teşhir illeti »ne yakalanan bedbaht, hayasız, namussuz, ve saire l sancıyan, bir zavallı ıda don olmadığını, bil- münasebe, demin öyrendi Vaziyet öyle idi ki, karşı tarafta bulunsa, genç kadı hayasızlık, oros; Tük, azginlık, kızginlik, - bilmem daba ne “hk,, ve nc * larla ithama kalkışır. Halbuki, huk , | ) nazarımda, edepsiz, olmak Şşöyle dursun, bilâkis, kadar merhamete şayandı. ben, böyle tefevvühatta buluna- mazdım. Zira, -evvelâ, zalanın çocukluğunu, terbiyesini, fitri | nezaket / ve nezahatını iyi biliyordum. Bu tarzı hareketi, “edepsizlik, *ahlâksızlık,, , “hayasızlık,, , “nar mussuzluk,, ve sair de izah edemezdimi - Buna imkân yoktu! Hem, üstelik, doktordum da. “Teşhir illeti, diye bir hastalığın mevcut bulunduğunu - biliyordum | baht, nazarımda, “edepsiz,, , “namussuz, , “oporspu, şöyle dursun, bilâkis, vallıdır; ve, midesi sancıyan ayağı kırılan, karnında ur çıkan, vereme yakalanan bir bigünah kadar n merhamellir; beşeriyetin islihza ve tel'inine değil, rahm Ü şefkat ve ihtimam ve tedavisine Tâyıktır. Arkadaşım — Fazıla - hanım da, şüphesiz, bu kötü illete yakalan- mişti, - İşte, — karşımda, ağrazını görüyordum. Bir müddet daha, aymı vaziy muhafaza - ettikten, pıiirak pıtirak terledikten, kızarıp morardıktan sonra, sükün buldu. akı ve karası- tal bütün soluduktan, Gözlerinin bir hal aldı. Ayaklarını, masanın demir çen- berinden yere indirdi. İskemlesinin — dört | birden yere bastırdı. Eteklerini düzeltti. Ve, yaptığı harektten, kendisi | de utanmış gibi, mahcubane, bize baktı. Kocası, oralı değildi. Yüzü denize dönük, demin açtığı muhavere zemi, üzerinde hararetli hararetli konü- mesnedini şuyordu. Ben de, meselenin farkma var- mamışım, münhasıran “onu dinli- yormuşüm - gibi bir tavur takm- dim. Arkadaşımı küçük düşür- mek istemedim. biriken halk, genç kadının bir buhran geçirdi- ğine kail olarak ve bu buhran Sağ tarafımıza menfaat istihracına - kalkıştıkları için, biri birlerinden utanarak süklüm püklüm dağıldılar; masa- ları boş bıraktılar! Yalnız kalmış gibiydik. Hattâ, genç erkekle başbaşa kaldığımızı / iddia etsem - cai Zira, Fazıla, yorucu aşk ve şehve anlarından sonra — kolu kanadı gevşemiş kadınlar gibi, oturduğu iskemlenin üzerinde süzüldü. Bey- nelnevmvelyakaza dedikleri - halo geldi. Şüphesiz ki, kocasiyle konuş- tuklarımızı, işitmiyordu. Fırsattan bilistifade, gönç erke- ğin sözünü kestim ; — Böyefendi görüşmek istiyorum | randevu verin! ( Mabadı var ) Sizinle hususi bana bir