Ko A D .RLCR İstanbul G. Dillonun Mezar Taşı. Il alk vo tulüat tiyatrosundan İstan- ulun bir numaralı sanat tiyatro- £i olan bu piyes “Öfke” yazannm Anthony Greghtonla birlikte kaler amış olduğu bir eserdir. On "()'— ke”sini geçen sere Anka'a ? yatrosunda gürmüş olaıvîar ()ebome- un bu müşterek çalışmadan çoK Şey kazanmış olduğunu farkedeceklerdir. müesseseleri ve muhafaz. tı hiçe sayan alay ve hicivier yok. ' rada Gömülü” seyirciye, fazla tefu'- daşamıyacakları, hiç lJarı bir aile "cember"ı içinde, hadise- lerin zoruyla sıkışıp kalmış, oraya a- deta “gömülmüş” iki insanın çilesini, tarafsız bir açıdan, bir “hayat dili- mi” şeklinde gösteriyo: Bu talihsiz iki msandan biri Geor- ge Dillondur. Genç kaabiliyetli, ama kaabiliyetini bir türlü çevresine ka- bul ettirmeğe muvaffak olamıyan bir sanatk azdığı piyesler 'bir türlü ıikamıyor. Çalıştığı )erlerde bır türlü dikiş tutturamıyor. oğlunu harpte kaybetmiş, iyi yetli tomiz ruhlu bir kadın Mrs. El- Not evine alıyor, oğlunun yerine ko- herkes onu hor görimekte, ona bir tu- feyli muamelesi yapmaktadır. Silik, kılıbık, herşeye gşüphe ve istihfafla bıkmıya alışmış günle ni azete o- x gımar p: Elliot, hatta mizac ve kafa itibarıyla kendisine en yakın görünen gı ze Ruth Gray bile onu yadırgğamakta- dırlar. Ne care ki George Dillonun gi- deceği, sığınacağı başka bir yeri yok- tur. Her şeye, türlü istiskal e haka- retlere rağmen, Mrs. Elllotu7” şefkat e himayesine bağlanarak. genç Josie Elliotla inanmadığı bir aşk oyununa &girişecek, bu evde kendisine her ba- kımdan eş ve arkadaş olabilecek tek insar Ruth G y olduğu halde onun- la birlcşemiyecek hele eîğerlermden rahatsızlanıp bir sanatoryum t gönîüktcn sonra, dönduoü bu eve, ar- tık minnet enmez bir hale geldiği icin, i.ster lstemez “gömülü” kalacaktır. Öteki t a.lıhmz insan da Ruth dir. Büyük Lir hüsniniyetle glrd ğl bütün gönül ışlerinden iflâs cderek çıkmış, Kendisini anlıyacak, duyacak bir erkeğe rastlayamamış, daima i miyetinin kurbanı olmuştur. Yalnız yaşamanın güçlüklerinden, tek ba.pı— na anlamıyan, anlayamıyan insan Ja dolu eve “gömülü”dür. & o, George Dıllonu sevdikten, onu diri diri gömüldüğ Tn ü- bir hayata tek başına atılmak cesare- tini gösterebilecektir. Sahnedeki oyun ç yaşamıya son derece lüzum gös- t teren böyle bir esı' eğişik ve kompozisyona çok müsa, ıt rolleriyle, yeni Karaca Tiyatro kı_drosu c.ok ddh& iyi oynayabilirdi. Fakat baz lerde değfişiklik yapmak şartiyle... Eserin en ağır yükü George Dıllon n Güngöre ha pasif rollerde takdire değer me- zivyetlere sahib olduğunu isbat etmi olmasına rağmen, bu rolün istediği ic taskınıığı tanmyonu verebilecek tam- bir aktör için, durgun ve ağır eserin mihverini gevşetmiş, esere ha- kim olması gereken beşeri dramı tün acılığı, burukluğu ve derinliği ile duyuramamıştır. Buna ka. rşılık Ruth Gray rolünde Lâle Oraloğlu, sözleri ve sahneleri daha az olduğu halde, duygulu, ifadeli ve zeki bir oyunla aynı plândaki he- şeri dramı daha vazıh bir şekilde du- yurmıya, hatta müellirlerin maksadı- nı Ve eserin ikrini daha çok ken- di oyunuyla seyirciye anlatmıya mu- vaffak olmuştur. Diğer rollerden Josie Elliotda Şük- n Akın, canlı bir zamane kızı tipi cııemcmekle beraber, rolün ana hat- Lâle Oraloğlu Muvaffak oldu... larını kavramış olduğunu gösteren bir oyun çıkarmıştır. Mrs. Elltotda Nevin Akkaya ile Norah Elliotda Aysel Gü- re) ve Percy Elliotda Kâmuran Yüvce, ltınaıı. ölçülü oyunlarıyla gerceknğı an tipler canlandırmışlardır. Melih Cevdet Andaym temiz türk- çesi, Öz Somerin güzel dekoru, Yıldız Kenterin rejisörün parmağım hic ha- tırlatmıyan, rahat ve tabii mizanseni “Burada Gömülü” temsillerinin zevk- le seyredilmesini temin eden bellibaş- Iıdunsurlar arasında sayılmak iktiza er Cicili bicili “Müfetüs" kücük Sahnede Haldun Dormen Ti- atrosu, yeni mevsim temsille- rine klâsik bir komedi ile başlamakla, galiba, büyük bir ihtiyaca cevap ver- miş oldu: güldürmek, mızda insanoğlu, öyle asık ne o kadar güç şartlarla dolup taşı- yor ki tiyatro seyırcısı. uyatrodn ol- sun. biraz m neşelenine- ği gercekten bllynk bîr ihuyac halin- de istiyor, Bu b:ıkımdım Haldun Dormenin memleketimizde daha evvel İstanbul Şehir Tiyatrosu ve Ankara Devlet Ti- yatrosu sahnelerine çıkarılmış olan Göogolün meşhur “Müfettiş” ini hatır- lamış ve onu yeniden sahneye koymuş olması isabetli bir hareket sayılmalı- dır. Yahız 20 kişllik eşhası ve cok ha- reketli sahneleri olan “Müfettiş”i Kü- çük Sahnenin bir kücük oda hacmın- deki sahnesine sığdırmak kolay bir iş değildir Hele ona dekor ve kostüm bakımından muhtacç olduğu yerli ren- &i vermeğe kalkınca iş büsbütün gilc- leşir. Haldun Dormene dekor bhakımın- dan, Duygu Sağıı'oğlumın büyük yar- oşyayı da, resim ha- lhıde. dekora ekleyı ce iş kolaylaş- mış. Tibi şu ki Kılcük S ostün aynı cesaret gösterlımediğı realiteye az çok bağlı kalındığı icin, san anki baş- bir kılıkla sahneye cıkarılmış olduğu- na, tsmsıh görmeden de hükmedebi - Hirsini Sahnredeki oyun . serde başrolü, yani Miüfettişi oynu- " yan Erol Günaydın. süphesiz kan- biliyetleri ve mezıyet.leri olan bir rübesiz ve ciddi bir kompozisyon an- lıyışından uzak. Herkesin kendisini lı!e.t.ş sanmasından, seyirciden ev- vel kendisi hayretler icinde kalacak A4KİS, 11 KASIM 1959