seneler büdceleri tahsisatından artmış olan paralar karşuluk olmak üzere ibka olunmasına, Sobranya Meclisi'nin karar verdigi müstahberdir. Belçika'dan aldığımız bir mektubdan: Kanun-u evvelin on ikinci akşamı saat altı raddelerinde, (Kopa)nın binası namıyla ma'ruf cesim bir binanın müsteciri bulunan tüccar (Damanyan)ın, hizmetkar odasından ateş alarak, itfaiye alayının müsamahası neticesi kısm-ı küllisi yanmıştır. Bir ma'kul ve gayr-ı meşru' esbab deveran ediyor. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ HAVADİS-İ HARİCİYE Rusya'da serbesti-i idareye delalet demek olan (Duma) intihabları ilan olunduğı halde, Petersburg'da (Kortilof) mektebinde tecemmü' eden 600 kişinin, intihaba malik olmadığı töhmetiyle tutulub, Petersburg'un muhtelif karağollarına teslim ve taksim olundukları ihbarat-ı telgrafiyedendir. Rusya'da serbesti-i matbuat, hürriyet-i şahsiye, asayiş ve emniyet-i mahalliye gibi derkenardır. Daha belalarını mı istiyorlar? ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Boğazlar Kumandanı Rami Paşa'nın geçende, bahriye neferatı ittifak ve kıyamını haber alamadığı içün azil olunacağı şayi' olmuştur. Bu kadar hafiye, bu kadar casusa rağmen, bir şey arzu olundukdan sonra çabuk olacağından, bu katır ve keçiler beyhude millet parasını öteye beriye israf itmemelerini tavsiye-yi lüzumiye vesile ittihaz olundı. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Lerin Kazası'nda Pisoderi Karyesi'nde Yunan haydud çeteleri dolaşmakda oldukları haber alınarak, üzerlerine sevk idilen asker-i Osmaniye müfrezeleri, bunlardan dördünü müsellah oldukları halde hayyen ve diğerlerini meyyiten elde etmişlerdir. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Zat-ı Şahane techizat-ı askeriye içün lazım gelen meblağın heman Seraskerlikce i'tasını Maliye Nezaretine emir vermişlerdir. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Zat-ı Şahane Hicaz demir yolunun biran evvel hitam bulunmasını arzu eylediginden, hatt-ı mezkurun i'mal ve ikmali içün lazım gelen muhassasanın heman gönderilmesini Maliye Nezareti'ne ve komisyon-u mahsusuna irade etmiştir. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ İstiklal-i milli, ancak istiklal-i şahsi ile te'min edilebilir. Müstakil insanlar yetiştirmek içün de birinci çare, ailelerimizin bu maksadı husule getirecek terbiyeyi memleketimizde tatbik itmeleri ise, ikinci çare, bunu tatbike muhalefet itmeyecek, bu terbiye ile mücehhez gençlerin terakkisine ma'ni olmayacak bir tarz-ı idarenin, adem-i merkeziyet usulünün vatanımızda biran evvel te'sisidir. Hristiyan vatandaşlarımızın bundan nasıl müstefid olageldiklerini ve ne suretde, zira'atde, sanayi ve ticaretde bizi fersahlarla geçdiklerini gördük. O kadar ki, bugün arada hiçbir muvazene kalmamış. Halbuki, vatanımızın istikbali, haleldar olan muvazene-i ictimaiyyenin sür'at-i mümküne ile tanzimine vabeste. Bunun içün iki çare var. Ya Hristiyanların hükumete karşı serbesti-i şahsiyelerini te'min eden imtiyazatı lağv ile, Türkiye'yi başdan başa merkeziyet ile idare etmek, yahut Hristiyanların müstefid oldukları adem-i merkeziyet usulünü şerait-i mukavele dahilinde bütün mütemekkin Müslümanlara teşmil etmek. Birinci usulü tatbik idebilmek içün Fatih'in ve selatin-i sairenin Hristiyanlara verdikleri hukuk-u mülkiyeyi kendilerinden selb etmek, dört yüz elli seneden beri tahkim ettikleri kuvva-yı milliyeyi keenlemyekun hükmünde tutmak, Avrupayı gayr-ı mevcud farz etmek, hasılı yigirminci