tarihinde 10.000 sandık afyon göndermiştir. 1850'de 50.000 sandık ve 1875'de 90.000. Bugün Çin'de her sınıf ahali afyon çeker ve hatta Mandarinler bile, misafirlerine bu kara habdan ikram etmek adet adet olmuştur. (Niğopu), 400.000 nüfuslu bir şehir olub, 2.700 afyon tiryakisi var imiş. Afyon kullananların dehşetli derd ve belaya duçar olduğu muhakkakdır. İlk evvel zaifiyet başlar. Çehre solar, yanaklar batar. Çalışmak onlara hakiki bir azab gelmege başlar. Buna ibtilaya bir sevk-i tabi'i peyda olur. Mukaddema Çin kanaatkar, kavi'ül bünye, işgüzar ahaliye malik idi. Bu ahali şimdi tenbel, rüşvetci, cani bir halk olmuştur. Bir Çin muharriri yazdığı bir eserde "Cenub dağları üzerinde çıkan bütün fidanlar kalem olsa, afyondan hasıl olan zararımızı yazamaz. " demiştir. Çin ahalisinin ahlakını bozan Avrupa medeniyeti ve medenileri olduğuna, bundan büyük delil olmaz. Ya diplomasi zehri? Bu afyondan da müdhiş! Bundan en ziyade bizler zehirlendik. Kabahat kimde? Yine bizde.. Çünkü bizim Avrupacılar, Frenklik ma'arifetlerini ögrenmege, sınayilerini tatbike meyl gösterecekleri yerde, onların rezillerinin en rezil ahlakı ve adetlerini taklide meyl-ü inhimak göstermeleriyle berbad olduk. Bize her şeyden evvel lazım olan hüsn-ü ahlak ile sanayi' ve marifettir. Onların modaları, rezaletleri onların olsun. Otomobillerine, balonlarına, elektriklerine, telsiz telgraf, telefon, makine, tıb, hendese, riyaziye, nebatat, ma'deniyat, zira'at fenlerine herkesden evvel bizim vukufumuz olmalıdır.. Halbuki asıl bunlar yok.Tanca'dan çekilen telgraflar, Fransız zabitanının üniformaları üzerinde olduğu halde, yerliler tarafından "pis domuz Fransızlar" i'tabıyla tahkir edildikleri ve buna artık tahammül edilmek reva olmadığını ihbar idiyor. Garib şey, Fransızlar artık el altından degil, asker ve zabit resmi elbiselerini labis oldukları halde, alemin memlekine çıkub gavga çıkarmağa çalıştığı, hukukşikenlik ve hakaret addolunmuyor da, ahalinin bunlara "pis, domuz Fransız" demekle iktifa ettiklerini bile çok görüyorlar. Fas'da eyi bir hükumet, vatanperver bir padişah olsa idi, bunları kuyruklarından tutub, ya dışarı veya sivri sakallarından yakalayub domuzluğa atması icab ider. Bu da hakk-ı hükumet olur idi. Zebunkeş medeniler zaifleri görünce (Lafonten)lerinin (La Fontaine) tasverinden daha büyük bir kurt ve canavar şeklinde kuzuyı yimegi murad itdüklerinden sebeb, her gün, her dakika hazır bu koyun sürüsü önünde kurdları korkudacak çoban ve köpekler olmayınca, çobanın yağmurluğunu taşıyan eşekin vaziyeti, gözlerini kapayarak "hayırdır inşallah rüyadır"dan başka bir şey degildir. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ -{ SON TELGRAFLAR }- Budapeşte 15 Macaristan Millet Meclisi küşad idilerek, Sarı ve Kırmızı Kitab namıyla iki layihadan lems-i mezkure takdim edilmiş, birisi Makedonya hakkında yapılan nümayiş-i bahri ile maliyenin ıslahı ve Makedonya ıslahatı hakkında olduğu, diğeri ise Fas hakkında Avrupa devletlerinin almış oldukları vaziyet ve konferansda verdikleri mukarreratı havidir. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Belgrad 15 Meclis-i meb'usanda Başvekil Balkanlarda halin ve hamit