-{ MÜTALAAT-I SİYASİYE }- "Rusya İhtilali ve Tatarlar" Rusya'da her gün demir yollar, katarlar soyuluyor. Postalar uruluyor. Adamlar öldürülüyor. Yakayı ele verenler bilmukabele asılıyor, kurşuna diziliyor. Hep ekseriyet getti gidiyor. Hükumet ne yapacağını şaşırmış, emniyet fevt olmuş, asayiş hiç. Daha doğrusu hükumetsizlik berkemal! Rusya'nın içinde bu kadar milyon Müslüman var. Bunlar ne yapar? İhtilale ve ihtilalcilere karışır mı? Hayır! Vakıa Moskof hükumeti, cahil ahaliye karşı dahili ihtilale başka bir suret vermek isteyerek, her yerde olduğu gibi ahali-yi asli ve mahalliye nisbeten, bir avuç mikdarında olan Ermenileri Türkiya'da olduğu gibi bu def'a da tatarlara karşı sevk etti. Biçare Müslümanların köylerine hücum idildi. Erzak ve anbarları yakıldı. Çoluk çocukları kesildi, uruldu. Bu esnada hükumet yine el altından Tatarları teşvik etti. Hatta silah ve müsaade verdi. Tabii bir mikdar kıtal ve cinayat meydan aldı. Ma'mafih hükumet-i müstebide ve zalime asıl maksadına nail olamadı. Zira Müzlümanlar, bahusus Tatarlar akıllı adamlar imiş. Derhal tedabire müraca'at ettiler. Fesadın önünü almağa muvaffak oldular. Tatarlar yigirmi kadar gazeteleriyle, bahusus namdar ve meşhur [Tercüman], ahaliye şimdiye kadar ettigi hizmetlerin ser tacı sayılmağa şayan olan pend ve nasihatleriyle Müslümanların kıtal ve ihtilale iştirak veya alet olmalarına meydan vermedi. Moskof politikası, tebaasını ayırub birbirine kırdırmak ve böylelikle tahakküm etmekdir. Bahusus "Ey ahali! İslamlar kalkmış Hristiyanları kırıyor. Asıl düşmanlarınızı bırakub, birbirinize mi düşüyorsunuz. Şunları terbiye idiniz. Hükumet de sizinle beraberdir." diyerek, çılgın ve mutaassıb ahaliyi Müslümanlar üzerine musallat etmek politikasına müraca'at ettigi anlaşıldı. Lakin faide hasıl olmadı. İhtilal Moskofun ocağına incir ağacı dikecek gibi, hala eyeden eyiye devam idiyor. Tatarlar ihtilale degil, silaha muhtacdır. Tatarlar ilk evvel neşriyat ile tenver-i efkara çalışmalı. Ve bu meyanda miller ve mezheb işlerinde ifşa ve ihanet olunmamasını ilk evvel Müslümanlar arasında esas ve mukaddes bir emel gibi telakki ve kabul ettirmeli. Millet kendi menfa'ati namına sır saklamağa alışmalı. İşte İslamlara düşen ilk vazife bundan ibarettir. Zira, bir şey, daha millet arasında intişar itmeden bir hain hükumete gedip birkaç para yahut kuru bir hatır içün haber verir ise, Müslümanlar ne yapabilir? Halbuki Rusya, Türkiya, Acemistan'da bulunan kaç Ermeni var ise, millet işlerini gizli tutmakda