MUSAHABE - 4 - Geçen gün vakıf-ı ahval ve zaman olan bir dost ile, bir meclisde veraset-i saltanat hakkında konuşuyorduk. Dostum diyordi ki: [A birader, bu veraset-i saltanat hakkında niçün bu derece bütün gencler telaşlı ve sinirli görünüyor. Zat-ı şahanenin irtihalinden sonra, ister Mehmed Reşad Efendi, ister Yusuf İzzeddin Efendi, veya ki hakan-ı hazırın küçük mahdumu Burhaneddin Efendi padişah olsun, bunların hepsi padişah olmayacak mı? Bize lazım olan bir taht üstünde oturmuş, tac giymiş ancak bir padişah ise o başka. Bize lazım olan padişahların şahsı, şahsiyeti degil, milletimizin bir millete Allah'ın, vicdanın bahş etmiş olduğu millet hakkını tanıması, milletimizin mukaddes bir padişahdan evvel, mukaddes bildigi kanun-u şer'i ve adaleti tanıması ve ana imtisal eylemesi lazım degil mi? Biz hala bu hukuku tanımadıkdan, ana imtisale yanaşmadıkdan sonra Mehmed Reşad Efendi gelmiş ne olacak, Burhaneddin Efendi gelmiş ne olacak? Hem daha bir şey başka var. Mesela farz idelim ki, İstanbul'da heyet-i hazıra-yı rical-i devlet, yani Mabeyin erkanı ve vükela, hakikaten Burhaneddin Efendi'nin padişahlığını kabul iderlerse veyahut zat-ı şahane bizzat hayatında bunu te'min iderse, acaba Avrupa mutlaka müdahale idebilecek mi zan idersiniz? Ve yahut milletde bir ihtilal zuhuru ihtimali var mıdır dirsiniz? Bence yokdur. Zira mademki bütün kuvvet re's-i karda bulunan ricaldedir, millet ses bile çıkaramaz. Ve ilh...] * * * Dostumun bu düşüncesi, bu zan ve tahmini pek de gayr-ı muhtemel bir şeydir dinemez. Fakat bazı fevkal'ade ahval vardır ki, onların evveliyatıyla, akıbet arasında hiçbir münasebet görülümez. Ya'ni ahval-i ruhiye-yi milel, alaim-i cuyaya benzer. Şimdi lodos eserken, arkasından poyraz gelecegi zan ve tahmin idilirse de, ba'zen de pusula birdenbire dönüverir de, bir günbatısıdır kopar ki, rad u sema birbirine girer zan idersin. Dostumun hesabı da bence bu kabildendir. Dostumun didigi gibi, vakı'a biz millet daha henüz millet olduğumuzu tanımamışız. Fakat şu muhakkakdır ki, bizim bu bu zillet ve cehaletimizle, padişahların ahlak ve mesleki arasında büyük bir münasebet vardır. Vakı'a bir de padişahın şahsından ziyade, mer'iyet-i ahkam-ı şeri'at gerek, bu doğru. Fakat bu kanunun kuvve-i kudsiyesi millete bir hak olursa, millet de hak nedir tanıyamayacak. Mehmed Reşad Efendi'nin padişahlığı esnasındaki fark