YUNAN KRALI VE AVRUPA'DA EFKAR-I UMUMİYE Ma'lumdur ki Yunan Kralı, Avrupa'ya seyahate çıktı. Krallık bu seyahatden maksadı şübhe yok ki Avrupalıların hususuyla Balkan mesailinde şimdi en ziyade nüfuz ve alaka sahibi görünen Avusturya ve İtalya'nın teveccühini, müzaheretini kazanmakdır. Kral'ın Viyana'da, Roma'da, Londra'da, Paris'de, mahafil-i siyasiyede istid'a eyleyecegi mesail malumdur. Bunlardan birincisi henüz Yunan palikaryalarının hırs ve amaline göre kat'iyyen hal edilemeyen Girit meselesini bitirmek, yani Girit'i Yunan mülk-ü resmisi olarak Avrupalılara tanıtdırmak. İkincisi Bulgaristan'da yaşayan Rumları güya zulümden kurtarmak; Bunun açıkcası Bulgarlar tarafından zabt idilen Rum kilisalarının Avrupa müdahalesiyle istirdadına muvaffak olmak. Üçüncüsü ise Yunanistan'ın Romanya ile olan ihtilafına bir hüsn-ü netice verdirmek. Yunanistan'ın şu üç meselede de her ne belaya düşmüşse ancak kendi hırs ve tama'ı yüzünden düşmüş olduğu müsellem-i alemdir Mesela Girit meselesini ele alalım. Yunanistan'ın Girit'de en ziyade on beş seneden beri ika' eyledigi fısk ve fesad, bu kadar harb ve cidal doğru mudur? Yunanistan'ın Girit'de takip eyledigi meslek-i siyaset, namuskarane bir siyaset midir? Vakı'a siyasetde namus ve istikamet aramak abesdir. Fakat ne olursa olsun bir insan gibi bir hükumetin etvar ve hareketinde de biraz da merdlik, biraz da bir hak görülmelidir. Mesela Rusları kendi memleketlerine doğru istiladan men' eden Japonların, şu asırda, her siyasetinde bir medeniyet, bir adalet, bir civanmerdlik revnüma degil mi? Bir de Yunanistan'ı düşünelim. Girit Adası'na Yunan hükumeti tenfiz içün müsellah çeteler göndermek, kadın, çoluk, çocuk kırk elli bin Müslümanın hun-u ma'sumunu dökmek, sonra yine vechine bir maske-yi siyaset takub Avrupa'ya "Ey Avrupalı medeniler! Bu zalim Türklerden Girit'de, Makedonya'da bizi kurtarın" diye bağırmak da siyaset mi? Bu gibi siyasetler ba'zen büyük büyük muvaffakiyetler te'minden hali degilse de, bu muvaffakiyetlere itimat pek de haiz olmasa gerek. Zaten Yunan hükumetinin gerek Girit'e ve gerek Makedonya'da iddi'a ve takip etmek istedigi hukukun tamamıyla boş olması degil midir ki, şimdiye kadar pek de her istediklerine muvaffak olamadılar, bunca fırsatlar, bunca müsa'adata mazhar oldukları halde Girit'i hala mülk-i resmi idinemediler? Eger mezarında hortlayası sabık Bahriye Nazırı'yla hempaları zavallı Türk milletinin Sultan Aziz cennetmekan tarafından bırakılan donanmalarını, o koca zırhlıların katranlarını hepsini yalayub yutmasaydı, zaten