Bulgaristan mu'allimin-i İslamiyesine Mu'allim efendiler: Bulgaristan'da bulunan mekatib-i İslamiyemizin ve mu'allimlerimizin hal-i esef iştimali son zamanlarda efrad-ı milletden bazı ma'arifperveranenin nazar-ı dikkatlerine çarparak, ıslahı çareleri düşünülmeğe başladığı malumdur. Bu babda hususi cem'iyetlerde uzun uzadıya bahisler cereyan ettiği gibi, gazete sütunlarında dahi epeyce makaleler neşr olundu: Ancak iş hep kuvvede kalmakda, fiile çıkamamakda idi. Bu sene mekteblerimizin cidden ıslahı zamanı gelüb geçdiğini çokdan anlamış olan bazı zevat-ı kiramın, gerek hususi, gerekse gazete ile vaki olan teşvikatı üzerine, bu meselede en ziyade alakadar olan zevatdan milletin hal ve istikballeri karanluk olduğu halde, yılmak, usanmak bilmeyiz. Güzide bir sınıfdan, mu'allimlerden mürekkeb bir kongre akd olundu. Evet bu birinci kongrede bulunan mu'allimlerin adedi pek az idi; fakat açdıkları bu çığırın, şahrah-ı terakki olacağını, birçok meslekdaşlarının bu yolda kendilerini takip ideceklerini ve bu sayede kuvvet peyda iderek, Bulgaristan Müslümanları içinde milletin -ma'arifce, olan her türlü ihtiyacatını tamamıyla görüb anlayacak, bu ihtiyaca visal içün her türlü mevani' ve müşkilata göğüs gerecek- mühim, hem de ehemmiyeli nisbetinde lazım bir sınıf teşkil ideceğini, bir mu'allimini islamiye sınıfı vücuda geleceğini ümit idiyorlardı. Çünkü vatandaşlarımız olan Bulgarların, bu gibi cem'iyeti çokdan te'sis ile semerat-ı nafi'asını çokdan iktitaf etmekde bulunmuş olduklarını, halce bizden farklı olmayan bir avuç Bulgaristan Ermenilerinin bu hususda bizi geçmekde olduklarını gören Müslüman mu'allimleri, bu sınıf-ı mümtaz, tabi'eskisi gibi uyuşuk uyuşuk duramayacak idi. Mu'allim kardeşler, Bu cem'iyeti pek büyük bir maksadla te'sis ettik. Mekteblerimizin ıslahını bizden iyi düşünecek, nevakısını bizden iyi görecek efrad-ı milliyemiz henüz pek azdır. Bunun içün mekteblerimizin ıslahına çalışmak, dinen, insaniyeten en çok bize borcdur. Vakıa biz şimdiye kadar çalışmaktan geri durmadık. Fakat münfereden çalıştığımız içün husule getirdiğimiz netayic-i hayriye şah(sı)mızla kaim idi. Küçük bir sebeb, adicesine bir partizanlık, hem bizim hal ve istikbalimizi, her türlü emellerimizi mahv-u ifna etmekde, hem de mekteblerimize pek büyük darbeler urmakda idi. Bunları bizim çokdan görüb ittihad itmemiz farz idi. Meslekdaşlar! Biz kimsesiziz. Bizim için düşünecek yine biziz. Bulgarların başında bir sahibleri, faal, ma'arifperver bir hükumetleri olduğu halde, yine çalışmaktan, böyle bir cem'iyet, cem'iyet-i mu'allimin teşkil etmekten sarf-ı nazar itmiyorlar. Bilakis var kuvvetleriyle mekteblerini, meslekdaşlarını düşünüyorlar. Biz de ittihad ve ittifak idelim. El ele verelim. Saife-i cehaletle biz ve dolayısıyla mekteblerimizi harab, bizi partizanlığa alet edenlere zamanın ihtiyacını anladalım. Mekteblerimizin muhtac olduğu vesait-i maddiye ve ma'neviyenin istihsaline çalışalım. Usul-u cededenin tatbiki içün teati-i efkar idelim. Mümkün olan her şeyi bugünden, olmayanları yapabilmek içün eden vesaili şimdeden düşünelim. Bu suretle hem kendi hal ve istikbalimizi te'min, hem de mekteblerimizin ıslahı çarelerini taharri etmiş oluruz. Cemiyet Hey'et-i Merkeziye'si Rusçuk'da Tahir Lütfi Efendi'nin riyaseti altında bulunmakdadır. Her türlü muhaberat, cem'iyetin katibi, Rusçuk Mekteb-i Rüşdiyesi mu'allimlerinden Ali Hıdır Efendi namına gönderilmelidir. Cemiyete dahil olacaklar, leffen gönderilen tercüme-i hal varakasını doldurub cem'iyete göndermelidir. Tahir Lütfi ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Oтгoвopeнъ peдaктopъ Рeшитъ Юнузoвъ. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Дpyж. пeч. "Paбoтникъ" - Новдизъ