3 Aralık 1934 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 6

3 Aralık 1934 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ZAMAN — Kânunuevel Şehzade Murat : Topları Saraya çevrilmiş olarak harp vaziyeti alan donanma, Saray rıhtımı önünde sıralanan asker dolu sandallar, kara tara- fında parıldayan süngüler, niha- yet onun ağzına kilit vurdu ve başım göğsüne düşürdü. Şimdi Redif Paşa, Topkapı Sarayına gidilmek üzere hazırlanmasını rica ediyordu, — fakat müsbet 'veya menfi cevap alamıyordu. Abdülrir tahtile beraber şuu- runu da kaybetmişe benriyor- dü. Aynı zamanda Süleyman Pa. ga Veliaht dairesine girmişti, Murat efendinin uyandırılmasını “Üstemişti. Rüyasında tahta çık- biğını görerek tatlı tatlı sayık- hyan bu alkol düşkünü şeh- zade, telâş ile odasına giren- lerin yine telâş ilo kendini uy- kudan — uyandırmaları üzerine birden örktü, titremeğe başladı. Yanına gelen kadınlar, saltanat müjdesini adam akıllı vermiye- zek bağrışıyorlardı: — Geldiler efendimiz, gek diler?.. Gün doğmadan oraya ge- lenler ve gelebilenler kim ola- bilirdi. Murat — efendi, taht meselesinin gündüz. ve öğle “ Üzeri halledileceğini biliyordu. Karar bu şekilde idi. Bu ve- beple gece yarısından #onra Vaktile deli İbrabim de, sal. tanat müjdesi akdığı anda aynı — geyi yapmıştı, bir oyuna düşü- rülmekten korkarak köye bu- cak saklanmaya ve “ben padi- gahlık istemem, diye bağırıp kaçmağa kalkışmıştı. Onun ka- ıni taşıyan Murat Efendi de Hcı acı yalvarıyordu. Kadınlar, güçlükle onu tes- “kin edebildiler. Gelenlerin ken- disini tahta çıkarmak istedik- Bu sözler, gözleri firıl fırıl dönen, düdakları - titriyen ve Oayakları geri — geri Murat efendiye biraz kuvvet rmiş olmakla beraber onun B “Beni saklayın!,, diye kadınlara yalvarıyordu buhranı gideremedi. Tahta ç kacak adam, hem yürüyor, bem etrafına — bakıyordu, - birakılsa yine geri döneceği anlaşılıyor- du. Süleyman Paşa, onun bu delice — bakışlarım, — sendeleye sendeleye yürüyüşünü heyecan eseri sanıyordu, vaziyetin ağıre lığına rağmen güler yüz takım- maya- savaşıyordu. Hüseyin Avai Paşa araba içinde idi, üzerinde avniye adıy- le tanılmış olan askeri yağmur- Juk vardi. Zaten sert olan çeh- resi bu gece büsbütün sertleş- mişti, Veliahtin geciktiğini gö- rerek homurdanıyordu. Onun Süleyman Paşa ile kapıdan çık- ması üzerine “bhele gelebildi. diye söylendi, arabadan inerek kandisini karşıladı. Askerce se- İüm verdi ve azarlar gibi ko- nuşta; — Serasker kapısına gidece- ğiz. Vükelâ, ordo efendimize bint edeceklerdir, Buyurun, ara- baya girin. Karanlıkta garip — bir hey- bet hissettiren Hüseyin Avni paşanın sert sesi, Murat efen- dinin sinirlerini kamçılayanı yeni bir âmil oldu. Yine titremeğe ve geri dönmek temayülleri göstermeğe başladı. Lükin er- aaker, onun bileğine yapışmıştı. Adetu zorla arabaya sokuyor- du. İşte o vakit dikkate değer bir hâdise oldu, artık sultan ünvanını takınmış sayılan Mu- rat, taşımakta olduğu o delilik nişaneleri içinde garip bir uya- nıklık gösterdi, başını geriye çevirdi, Süleyman paşaya çu emri verdi: benim daireme gelsin ve bake Tesin. Yeni Hünkâr delirmek üzere bulunduğu bir sırada bile Ve- Kahtların tarassut altında lundurulması İâzım geleceğini hatırlıyacak kadar saray an'a- nasına bağlılık gösteriyordu ve ilk emir olmak Üzere onun kendi. deiresine getirtilmesini istiyordu. Süleyman Paşa: “Baş üstüne efendimiz, dedi ve bir yavaza yeni Hünkârın trndook Si devatti, Hözeyin - Avni de Sultan Muradı arabaya soktu. Miurat sefendi “datesi seviükli bir telâş içinde idi, halayıklar, baremağaları abdest alıp bir geyler okumaya çalışıyorlar, valde sultanla kadınlar süsle- miyorlar ve fakat hepsi, yeni açılan ikbal |(ufuklarından bir şeyler ve çok şeyler umarak altın renkli hülyalar kuruyor- lardı. Beri tarafta, Hünkâr da- iresinde ise vaveylâ iklere çıkıyordu. Pertevniyal başta ol- mak üzere bütün kadınlar, saç- larımı yoluyorlardı, haremağaları| döğüne döğüne dolaşyorlardı. Yalnız bir. kadın, ikinci ve beşinci bazinedarlar, kâtip Ebe rünigâr lakşi fent kalfa, BAA DT b mışlardı, gülüşüyorlardı, ektik- leri veya ekilmesine yardım et- tikleri tohumun verdiği mahsü'den | dolayı birbirini tebrik ediyor- larde Onlarin sik sik. öaünde toplandıkları pencereden do nanma ve asker dolu kayıklar görünüyordu, alaca karanlıkta korkunç. birer gölge hintini öyaKdrN v ködtet bayaak lacı, efendileri nleybinde çahış imaş' alacı a ufak bötlenin yür reğinde bir kucaklama iştiyakı doğuruyordu. “Günirlerinde yüz göstermiş olan Devami var zite | Zavallı insanlar [ Üa Kendi kendine söyleniyordur | resimleri bile vardı, Mektupla- — Demek Maideyi — bizim | rını, resimlerinide geçenlerde aptal Şevket alacak hat Tuh. | yaktın. Amma ben ona takıe Artık apartıman, hamam, yüz | İup kalmadım. Çünkü kimlerdem bin lira servet hulyasına veda | artık olduğuna. biliyorum. Zene etmek icap ediyar! ginliğine zengin güzelliğine güzel. Fakat ahmaklığın sırası de- | Amenna fakat böyle olduktan ğill Muzaffer kendine gel! | sonra! Mutlaka bir çare bulup bu kiki maideyi elden kaçırmama. hsn 1 - | — Muzafler istediği gibi Şev- keti zehirlediğinden emin, mem- muniyetini belli garak evine Şimdi “bir baba dostu, im- Ertesi gü Müzaltör Şerketi ziyarete gitti: zasiyle Maideye şu mektubu — Tebrik edeyimmi seni | yazmıştı: Şevket ? Diyordu. Maide ile | — “Hanım kızıml evlenecekmişsin! — Evet haftaya Manidar bir eda ile: — Eh ne diyeyim hayırlı olur inşallah | — Ne tuhaf konuşuyorsun | — Ben mi? Neden tuhaf konuşuyormuşum ? — Ne bileyim ben Muzaffer? Adetaj Maideyi almam hoşuna Şevket isminde birisiyle ev- leneceğini duydum, kendi ken- dime özüldüm. Sizin gibi asil bir 'aileye bu çaplanı ve ahlâksızın intisabı bana ağır geldi. Merhum pederiniz- den çok iyilik görmüştüm. Bu Satırları onun İçin yazıyorum. Beni tanımanıza hacet yoktı Yalız vicdamımın emrini yeri 'ne getirmek maksadile size di- nişanımız gitmiyor. ——— R yorum ki ihbaratımı tahkik et- — Vallahi doğrusunu ister | meden evlenmeyinir. Beyoğlu- gen, seni severim de. Hani | hun en fena sokakları Şevketi onun için. fanı — Beni sevdiğin için mi ho- şuna gitmiyor? Eğer bir çey anladımsa arap olayım. — Zarar yök bir şey anla- ma! Evlendikten sonra anlar. kıyafetli genç ilh. Muzafferin bu tili Şevket ile Maide dehşetli gürültülere sebep ol- du. İki genç daha nişanlanma- dan ayrıldılar. Lâkin Muzaffer - Maideyi alabildi mi dersiniz. Ne gezer | Hatta bugün eli yaşına gelme- sine rağmen hâlâ miştir. Çünkü kendisi bir saa- det yaratmaktan mahrum, baş- kalarının sandetine musallattır. Amma bunü kimse bilmiyor. Hatta Şevket bugün bile Mu- zafferi en iyi arkadaşı zanne- diyor. Öyle ya, 0 kendisi ikaz etmeseydi de Maide evlenmiş olsaydı kimbilir başı- nn ne felâketler gelmiş ol çaktı. Ve Muzaffer haftanın hiç olmazsa dört gecesini ketin evinde geçiriyor, fakir 've çirkin bir kadınla evlenme- meğe icbar ettiği ” Şevketin evinde | Hey kabpe dünya hey! bildiği vardı. Bunu öğr Tâzımdı. Öyleya şaka di lenecekti. - Evlenmeden berkesi dinlemek, her şeyi iyi- ce tahkik etmek icap eylerdi. Bu düşünce ile Muzaffere varar etti. O, o gece nazlımdı. Son- iç kimsenin işitmesini -miyormuş gibi etrafına Gişelinazarlar fırlattı. Şevketin kulağına uzun, uzun bir şeyler fazıldadı. Zavallı Şevket bunları dinledikçe renkten renge giz yordür — Yal Allahaşkına / doğru di Muzaffer sözlerini şöyle bi- evleneme- — Hatta benimle çıkarılınış Soyadı İistesi Türk Dili Araştırma Kurumunun tesbit ettiği yeni soyadlarından bir kısım daha Ankara 2 (AA.) — Türk Dili Araştırma Kurumunun soy adları hakkında bildireceği C. Tistesile D. istesinin birinci kısmı aşağıdadı Cat-cav, Caköba ey, Cangı k, Cuci, Ci Çaça, Çagatay, Çagritekin, Ça- Çapar, Çava, Çeçen - Çamuka, Çetkin, Çıbık, Çımtay, Çıngay, Çin timur, Çigçi, Çoban, Çoku, Çorman, Çur, Çümendür, Çın- kahç, Çırıka «ka, Çiman, Ço- eyk, Çolpan, Çuglan, Çurga- tay, Çingiliç, Çiçek -ka-, Çin- tosun, Çokan, Çorabatur, Çul- han timur, - Çakar, Çakırça, | pan-ta- Çurku, Dakak, Da- Çalhan, Çam tusun, Çapık, | yan, Demirbaga, Dengiz Dip- Çavdur, Çekçen, Çengz. Ç | bakuy, Dogantimur, Döğer - buk, Carfı, Calayır, Cantimar, | Döker, Dulun -ka-, Duran, Cica, Cucuboğa, Culu, Çagala, | Dursun. Duvc'urga, Dündar, Dariga -kae; Daye -ka-, Demir- daş, Derin, Dolanbay, Donat Dönder, Dalunöcaka-, Çurati: , | srur, Düva, Düyü-tuyu, Dava- Çılgasıt, Cagritekim, Canimkur: | timur, — Dayıkaraca, — Deniz, Bigi, Cavlı, Ciçin, Cucun, Cu- | Derse, Dolbun, Dorman, Dul: ya, Çagan , Çagri bey, Çahan, | kadır, Dumrul, Durman, Du: Çaan, Çakırbey, Çalbay, Çam, | vahan, Düdük. ea gaö arerlrn Halkevinde konferans | Film başına 300,000 ve temsil Dolar!... Halkevinden: Meşhür. Fransiz mügar Bu gün saat (20.30) da Alay | lerinden Lily Pons geçenlerde köşkünde Bayan Saniha Bedri | bir Alman zabitile evlenmişti. tarafından konferans verilecek | Holivudun meşhur. kumpanya- arkasından temsil şubemiz ta> | larından biri, gelecek- ilk ba: rafından (Sakaryanın Tayyare. | harda iki film çevirmek için cisi) ve (Eski adetler) piyesleri | kendisini angaje etmiştir. Film- temsil edilecektir. Yer azlığı | lerin isimleri henöz belli değil- yüzünden tertip edilen daveti. | dir. Bu filmlerin her biri için yelesi isteği olanlar Alay köş. | Lily Pons, 300,000 Dolar yani kü iç işleri çevireninden saat | 4,500,000 Fransız Frangı ala: (17) den sonra alabilirler. Ge- | caktırl. ce kapı tam (20 de açılacak | Holiva'ta dedikodular şim- 've çocuk alınmıyacaktır. diden başlamıştır. Çanakkalede İNasıl Dürdürduük?, Tefrika numarası: 7 Amiral gemisinin İstihkâmlar her nekadar vakit deran tazmim. edilen hücüm benüiz dera edilemezdi. Fakat tehlike sa- gimdiden girilmişti.. Balıkçı SA battı. harbine ölüncn ağrıplarını deni ve akıntı yukarı seyrederek üç tor- pil de patlatnışlardı. elün (14000) yarda mühafaza etmekte Amiral gemisi lizabet, in civarında bile aabih torpil görül- düğü haber verildi. Sant (4,05) te “Lerd Tarklımsın (230) / dant z kalındı. Takriben enat (4,15) te İzresistibl çarptı. Zirınız taryaların ateşi / büsbüdüm ziye henüz zırhlısın düçar olduğu bararın — ehemmiyetinden haberdar o'madığından "Ogin, zirh. nn müzvenete gitmesini bederse sekineyi hattı. harpten ye- değine ahıp çıkmenınsını emretti. Bu canada mütebaki sefaini” harbiye, istihkâmlarla - bataryaların ateşini körletmek için bötün gayretleriy. le bombardımana — çalışıyorlardı. *Viyr, mühribi yaralı sırhlimin, nima geldi. Gemi süvarisi zrklımn kurtulmak ihümali arık kalmamış olduğunu görerek gemiyi terket- meğe karar vermişti. Fakat bu da kolay bir iş değildi. Gürerleye humbaralar yağmakta ve birçok te- İefata sebep olmakta idi. Fakat aubıribin süvarlsi gemicilikte bö. Yök bir meharet göztererek (28) zabit ile S82 meferi muhribe nak- letmeğe müvalfak oldu. Zırhi yalaaz. 15 gönüllü kaldı ki bunlar SÖşim, 5n bir tel bom ba vereceklerdi Saat ancak. (4S0) idiki ( Viyr ) maabribi kurtardığı mürettebatı ami- Tal gemisine gönderebildi (De Ro- bek ) ancak © zaman felâket sehe- binin bir torpil öğrenebilmişti. Bu. n üzerine Heri hat barbinin geri gekilmesi için bemen işaret verildi. Yazan: Ahmet Cemalettin civarında torpil görüldüğü haber verildi Sant (5,10) da/ (Vüjer) muhribine (Orla) zırhlırının yanma gitmesi ve mezkür zırklının mümkün olamıyacağı an: —C daşılınışta. Diğer taraftan * Öşin , zarhlımı giddetii bir makar ateşi altınde kalmış olduğundan mütebeki (10) kişiyi alarak Amiralın emeri veçbir. Je uzaklaşmaya karar verdi. Sast (550) de “İrresistibi, Remeli istih kâmından (1000) yarda mesafede kendi kendine terk olunmuştu. Ka ranlık bartıktan sonra mühripler le sırklıyı çe çıkarmak. için bir teşebbüs yapılacaktı. Amiral “De Robek, yaralı zihe yol ver. başladı. Aslâ beklenilmiyen bu tehlike ve düçar olunan rayist karşısında zıhliların geceleyin ba. hkcı i iben sast altıyı beş geçer ken “Oşia, “İrresistible, den bir mil kadar “mesafede bulonuyordu ki sancak tarafında bir infilâk ol dü. “Orum, zırhlim da/ bir ma çarımıştı. Zırblının sancak tarafındaki ko- mürlüklerle baş ve kıç dehüizleri u ile doldu;. dümen yekesi alar banda ükelede skışıp kaldı, her men yine bu esnada. bir humbarı kıçta ve yine sancak tarafında içeri girerek patladı ve yekemeve Kü ile sancak dümen makine dak- Tezini “su ile doldurdu ki buralara girmek ve tamirat yapmak imkâa - Terine yak İki sahilden ateş yapılamıyacağı aşikâr bulunduğum dan zarhir sant (7,30) de büsbütün Serkedildir. Taporlarım - verdilc riplere. binerek boğaza avdet ettir lerki ba” mübriplerin a bahkçı gürerek “leresim zarklamın izine tesadüf. olunamadı. Gecenin zülmet ve sukütü. içinde bu iki zırhlı boğaz dahilinde derin suda kaynayıp gümişler ve mezarı ebedileri - kümeye malüm olma. bamir MŞN H BEkee srlaşi ire “Orim aha vaberie “aorto, Haa girerek İaat (030) d orada batmıştar Çireslr e aanlara talalarak ieler Çai Gakkale topları mentii — dahlline gürmiş. Bi atiklkmlerın ve "Dardanca, bataryaz Kanma aloşi altlada takriben ahat "T3O da kayaayıp gilmişlir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: