3OCAK 1948 YENİ SABAH SAYFA 15 Meclisin dünkü toplantısı (Baştarafı 1 incide) ı yon seçimine geçilmiştir. Ancak yapılan seçimde yeter “sayıda ek- Beriyet temin edilmediği için se- çimin önümüzdeki oturumda tek- rarlanmasına karar verilerek gün demin diğer maddelerine geçilmiş- tir. Söz alan Başbakan yardımcısı Faik Ahmed Barutcu Çanakkale milletvekili Nureddin Ünenin dev- let işlerinin teftiş ve kontrolü hak kındaki sözlü sorusuna cevab ve- rerek aşağıdaki konuşmayı yap- mıştir: Nureddin Ünen arkadaşımız, ha len yürürlükte bulunan teftiş teş- kilâtının ihtiyaca kâfi olup. olma- dığını, kâfi değilse hükümetce bu bu hususta ne düşünüldüğünü soru yorlar. Sorularında hangi' katagori me- murların teftişleri mevzuubahis e- dilmeşi olduğu için, cevabı da u- mumi mahiyette olacaktır. Bu gün devlet teşkilâtimda askeri olanlar: da dahil 29 teftiş kurulu vazife görmektedir. Bu kurullârda fiilen: vazife almış olan 670 müicttişimiz çalışmaktadır. İl ve ilçelerde t tiş görecek olan — memurlarımızın yekünu 25.380, bucak teşkilâtında. kiler 28.500, ki bunlar ceman 54.900 tutmaktadır. Diğer teşki- lâtlardaki memur sayıları da ek- lenince bu rakam 70-80 bini bul- maktadır. Teftiş kurullarımız bu memurların teftişine imkân bula- mamaktadır. Henüz beş yıldır, tef tiş görmemiş olân teşkilâtımız Mmevcuttur. Yalnız 946 yılı içinde teftiş kurullarına yapılan ihbarla-| rın yekünu 4581 re baliğ olmakta-| dir. Bugün teftişlerimiz daha ziya- de yapılan bu ihbarlarla birlikte müvazi' olarak — yürütülmektedir. Teftiş kurullarımızda bir ıslahat yapılması zaruridir. Ayni zaman- da hususi bir yetişme tarzına lüzum gösteren müfettişliğin de da | ha cazib bir hale getirilmeni lâzım: dır. Halen bu mesele bakanlıklar arası bir komisyonca incelenmek- tedir. İcabederse bu: hususata: yeni bir tasarı da hazırlanacaktır. Hi kümetimiz teftiş işlerinin: düzeltil mesi için gerekli hazırlıklara: baş- lamıştır. Bundan sonra söz alan soru sa- hibi Nureddin Ünen yurtdaşın ina nının devlet işlerinin düzgün yü> Tümesine işlerin de düzgün- yürü- mesinin kuvvetli bir mürakabe, bağlı olduğunu söyliyerek devlet teşkilâtında ve âmme hizmetlerin- de bulunanların keyfi hareketleri- Hin devleti esas gayesinden uzak- laştırdığını bildirmiş ve memleke»| timizdeki teftiş teşkilâtının çok bo, zük olduğunu yapılan şikâyetlerle sabit olduğunu belirterek - aksak- lıkların devletin kendi işlerini ken di teşkilâtiyle kontrole kalkışma- | lan doğduğunu bunun için müs takil meclise bağlı bir teşkilâtın | kurulmasını teklif etmiştir. At yarışları Mes'elesi | Bundan sonra İçişleri Bâkanı, Feridun Fikri Düşünselin at yarış larındaki müşterek bahislere dair sözlü sorusuna cevab vererek aşa- ğıdaki konuşmayı yapmıştır: Hükümetimiz at neslinin ıslahr ve at yetiştirmenin teşviki için ya rışlar tertibine tarafdardır. Ancak bunda vatandaşların maddi ve ma- nevi bir çok zararlara uğramaları di terviç edilemez. Hükümet bu husustaki mevzuatı yeniden ince- lemiş ve bunun ihtiyaca kâfi gel- mediği — görmüştür. Bu bakımdan bu hu usta yeni bir tasarı hazır- lamaktadır. Tasarının: hazırlanma kadar da iller bu husustaki gerekli tedbirleri alacaklardır. | Söz alan Feridun Fikri: Düşün- | sel de hükümetin bu ilgisini mem | niyetle karşıladıklarını hıldlmmkw | bu tasarıların bir >> evvel Meclise sevkini- temenni etn:.ştir. | Eski Şirketi Hayriye emeklileri Bundan sonra Ulaştırma: Bakanı Şükrü Koçak Cihad. Babanın eski Şirketi Hayriye emeklileri hakkın- daki sözlü sorusuna cevab vere- rek şunları söylemiştir: | Şirketi Hayriyenin Denizyolla» rı idaresi tarafından satın alınır 3- sı hakkındaki anlaşmada emekliler ve memurlar hakkındaki hüküm- lere göre girketin tekaütlük sandı- ğinin arzu edildiği takdirde Deniz | yolları tekatit sandiği ile birteşti- | rilmesi imkâmı mevcuttu. Ancak 0 | zaman Şirketi Hayriye memurları bu birleşmeyi istemiyerek sandığın t afiyesi cihetine gitmişler ve her *& sandıktaki hissesini almıştır. Ancak sonradan: emekliye ayrıl- mş olanlar bu: yüzden — sıkıntıya duçar olmuşlardır ki bunların ye- Künu bugün 113 kişiden ibarettir. Hükümet bu vaziyeti de göz önün- ae tutarak bu. hususta bir tasarı| azarliı r yüksek Meelisindir | Söz alan CihadiBaban da bu ta- | arının bir an evvel Meclisten çıka | ılması temennisinde bulunmuştur. undan Ssonra İsmail Çevik, Reşat | Aydınlı oturumda bulunmadıkla- rından soruları önümüzdeki oturu ma bırakılmıştir Avrupada kamplarda bulunan yurddaşlarımız P- 1t KALanlın ak Meclise sevketmiştir. |ma'bu!fönun nereye tahvis edileceği Avrupada kamplarda bulunan yurt daşlarımız hakkındaki — sorusuna cevab vererek şunları söylemiştir: e— Arkadaşımızın sorduğu me- sele ile hükümet ötedenberi meş- guldür ve bunun için bir cok teşeb büslerde- bulunmuştur. İkinci Ci- han Harbi esnasında muhtelif ses beblerle bir buçuk milyona yakın insan Garbi Avrupada: birikmişti. Bunlarla meşgul olmak üzere harb den sonra kurulan Birleşmiş letler Teşkilâtı nezdinde bir mü tecilar komitesi kuruldu ki komi- tenin gayesi' kamplarda bulunan bu mültecileri' memleketlerine ia- de etmekti. Fakat mültecilerin bü yük bir kısmı ait oldukları mem- leketlere dönmek arzusunu göster mediler. Bu mülteciler arasında T bin! kişi kadar da memleketlerine değil, Türkiyeye gelmek arzusunu izhar ettiler ve bu arzu komite ta- rafından: hükümetimize-- bildirildi. Hükümet mes'eleyi yerinde incel mek üzere iskân umum — müdürü başkanlığında: bir heyet gönderdi. Kamplarda- inceleme- yapan” heyet Kasımda Türkiyeye döndü ve bu husustaki raporunu hükümete ver di. Rapora- göre 7770 mülteciden 4700 ü İtalya ve İsviçredeki kamp- larda, geri kalanları da- muhtelif yerlerde kamp dişinda: yaşamakta | idiler. Bükümet bu mültecilerin du | rumunu incelediktem sonra Türki- | yeye kabullerine karar verdi. An- | cak bu hususta bazı şartlar da ile- ri sürüldü ki bunlar arasında men- sub oldukları memleketlerde harb suçlusu, vatan haini- olmamaları, | Türkiyeye geçici mülteci - olarak | değil, daimi olarak kalmak üzere gelmeleri lâzım geliyordu. Mülteci lerin bugüne kadar memleke ze gelememiş - olmalarının sebebi bunların kabulünden evvel lüzum lu tahkikatın yapılmasıdır. Men- leketimize gelecek olanların yüzde 40 v dertal müstahsil duruma- ge- | çebilecek vaziyettedir. Geri kalan ların iskâm ve iaşesi için hükümet 1,5-2 milyon liralık tahsisatı iste- mek zorunda Kalacaktır. Verdiğim | bu izahattan da anlaşılacağı veçhi- le mültecilerin memleketimize gel- mesi için hükümetimiz tatib olma- mış, bilâkis kendileri istemişlerdir. Şunu da Belirteyim ki Türk vat: nı Harb suçluları vatan hainleri i- çin hiç bir zaman sığınak olamaz. Eğer bu işten Türkiyeye bir sual tevcih olumacak olursa bu sual da-| ha ziyade Birleşmiş Milletler teş- yna raci” olacaktır. Bundan sonra & hübi Sait Köksal) «cevab veren ba- kanlara teşekkür etmek — gelenek | olduğu için ben de Dışişleri Baka-| kkür demiş. ve | hatibin sözleri itiraz seslerile kar- | şılanmıştır. Hatib devamla | | z alan sörü sa- nına t ederim — Türk ırkından bir cok vatan daşlar senelerdir bir çok kamplar- da ıstırab çekmekte, hükümet bu- na ötedenberi vâtaf olduğu halde ancak yurda- kabul için bir karar vermektedir. Fakat hükümet bun- da da uzun bir vade kabul etmek- tedir» demiş ve bu mültecilerin feci duruma işaretle aldığı bazı mektubları ve telgrafları okuya» rak işin artık gecikmiye taham- mülü olmadığını belirtmiştir. Bundan sonra gündemde bulu-| nan 12 milletvekilinin-teşrii masu- niyetlerinin - kaldirılmasımın deş re sonuna bırakılması hakkındaki | komisyon raporları okunmuş ve kabul edilmiştir. Milli Korunma mahkemeler Müteakiben Amerikan — yardımı gereğince memleketimize askeri malzemeden gümrük res alınmaması hakkındaki - tasarının birinci müzakeresinden sonra Mil- li Korunma mahkemelerinin Ada- let' Bakanlığı teşkilâtına alınması hakkındaki tasarının müzakeresi- ne geçilmiş ve söz alan Kemal Öz- çoban göyle demiştir: « — Milli Korunma mahkemele- riniir kaldırılarak- Adalet Bakanlığı Teşkilâtına- alınmasına- taraftarım. Ancak fevkalâde şartlar içinde çı karılmış olan Bu'kanun tam olarak tatbik edilememiş ve kurulan teş- kilât da işlememiştir. Zaman za- man tatbik edilen el koymalar mil letim sinesini tecrübe tahtası hali- ne getirmiştir. Suracoğlu ve Receb Peker hükümetleri- zamanında tat bik-edilen bu usullörin Hasan 8: ka hükümetine de geçmemesini te. menni ederim; Milli Korumnma: mah kemeleri yüz paralık fiyat farkın. 'dan meydana gelen ihtikâr dosy larile dolmuş, fakat asıl - büyük muhtekirler kanunun iyi tatbik e- dilememesi yüzünden takibattan kurtulmuşlardır Hâtib bundan s: ma formuna ten 'a Milli Korun ederek bade- ni; Milli Korunma mahkemelerinin yerine- kurulacak-— mahkemel, nerede kurulacağını ve Mi runma yargıçlarının maaşlarını ni- alamadıklarını — Adalet Ba nından sormuştur, Adalet Bakanı Şinasi Devrim, Milli Korunma mahkemeleri yeri: ne kalm olacak mahkemelerin lağ vedilen mahallerde faaliyete geçe- ceBini ufak bir gecik vareveların Tevekkeli ormanlar f*yar Bursadan harab olmamış!.. (Baştaranı ! *ncider imzasız yazıların benim — tarafim- dan yazılmış olduğu zehabı meslek daşlarımca verilmek isteniyor. Ben memuriyette Devrek ilçesinde bu- lünürken Cumhuriyet — gazetesine abone idim: Bayi kanalile, bir gün bayide oturup ve postadan yenı elen gazetelerin açılmasımı bekli- yordum. Bu arada «Yeni Sabah gazetesinde (Atatürke yapılan ikasdin içyüzünün» tefrika edile- ceğini gördüm ve bayie bundan böyle- banim için ayni zamanda Yeni Sabah i de ayırma- sını ricarettim. Kısa bir zaman sonra- gazetenizde orman yolsuz- lukları. meselesi imzasız olarak çık mıiya, başladı. Ankaraya işler hak kındar temas etmek üzere geldiğim de iki meslekdaş ayrı ayrı <Yeni Sabali» daki bu yazılardan bahse- derek bana mânalı mânaliı baktı- lar. Bir gün s Şevket Ra- şid Hatiboğlu ile karşılaştım. Aras dan bir güm geçince eski bir zira- atçıya: tesadüf ettim. — Konuştuk. Benden söz arasında Şevket Râşidi Hatiboğlu şimdi ne yapıyor dedi. Hülâsa bu hâdiseler ve- buna te- kaddüm eden tafsili uzun sürecek diğer vak'alar bu- yazıların bana hamledildiğini açıkça — belirtiyor Kasım ayının yirmisinden otuzunu kadar rapor alarak İstanbulda: bu- lunan ailemin yanında — geçirdim. Bü on gün içinde orman yolsüz- lukları hakkındaki — yazılarınızın artması ayrıca calibi dikkattir. Basın kanunu hükümlerini tama men bilmiyorum. Ancak, imzası belli olmıyan yazıların neşredile- miyeceğini zannediyorum. Yazılarınızın siklet merkezini teşkil eden Nâzım Batur ve Ş. Raşid Hatiboğludur. Birincisi mes- lekte bana- karşı daima hayırhah naplıkla muamelede bu lundu. Mes'ul makamlara getirdi, müfettiş yaptı. Omun kabiliyet, malümat ve çalışkanlığına hayra- nım. Şevket Raşid ise memleket çapında bir vatanperver ve mem- leket çocuğudur. Onu. tanıyanlar bir defa onun konuşmasını dinle- seler, onun imanına ve memleket severliğine kani-olurlar. Vatan ga- zatesinin bir başmakalesinde Şev- ket Raşid Hatiboğluya- Anadolucu ve saire izafe ederek hücum eden Ahmed Emine ne kadar kızdığını hâlâ hatırlıyorum. Şimdi benim yapmadığım ve yan mama karakterlerimin müsaade | etmediği bu imzasız maktubların | kime aitse muteber gazetenizde bu zatın ilân edilmesini sizin mesle- ki şeref, vekar ve- vatanperverli» | ğinizden bekler, naciz bir şahsın şerefini korumanın baha- biçilemi- yecek bir karakter kıstası olduğu- nu hatırlatırım. Selâmlarımı ve | yi tememnilerimi lütfen kabul edi- niz. gazete ve uluvvic Nizameddin Akova «Not — Maazallahi teâla bu im- zasız yazılar, benim imzam tahtın- da gazetenize gönderilmiş ise, bu alçaklığı irtikâb edenleri adalete tevdi etmek Üzere yazıların şu ad- resime gönderilmesini rica ede- rim. Ankara, Avrupa otelinde orman müfettişi Nizameddin Akova, Sayın Nizameddin Akova artık rahat edebilir” çünkü- bu- mektubu: okuyan her karide bir kanaat Ha- sıl olmuştur ki <Yeni Sübah» da orman yolsuzlukları hakkında za- man, mekân ve olaylara' dayanınn © gürekli neşriyatı yapan her hal-| de bu vekimli müfettiş ve onun veciz kalemi değildir. Gazetede çıkan her yazının al- tında bir imza görmek istiyen ve gazetelerde intişar eden imzasız yazıların gazetelerin malı sayıldı- ğindan ve o yazılardan şu veya bu zatın değil de doğrudan doğruya «Yeni Sabah» mes'ullerinin sorum lü bulunduğu — müte'arifesinden, hattâ' sabırsız görünen- müfettiş, hiç olmazsa iki meslekdaşının yü- züne dikkatlice bakmasının ve si- nemada eski bir Bakanla karşılaş- manın bir kimseye döğru dürüst yazı yazmayı öğretmeğe kâfi ge- leceğini sanmaması icabederdi. Sonra gönül ne kadar arzu eder di ki'bu kadar basit, bu derecı normal olaylardan bile ahkâm çı karan sayın müfottişi velveleli 18- kandalları dillerde destan olan bazı orman işletme — müdürlüklerindeki: yolsuzluklarla yeni Zirat Bakanı ve orman: genel müdürlüğü tara- fından dahi tasdik ve itiraf olu» nan, âyyuka çıkmış usulsüzlükler hakkında da o hassasiyeti göster- sin. Halbuki Bay Nizameddin Ako- va (Nâzım Batur - Şevket Raşid Hatiboğlu sistemi) nin memleket ormanlarında: yaptığı- tahribattan aşlarını tamamen olduklarını gö tle lif etmiştir. F almış demi: kanunun örüşülmesini tek klif kabul edil, rek tasarı müzakere ve kabul o- lunmustur. ve orman — mahsüllerile — geçihen yüz binlerce yurddaşı ne elim bir vaziyete düşürdüğünden tamamile habersiz olmalı ki yakında Divam Âli huzurunda hesab verecek eski genel müdür Nüzım Batur'un: ha- raretli bir- hayramı ve - kendisine karşı, daima hayırhah ve uluvvice naplıkla. (!) muamelede bulundu- Bu için olsa gerek, <memleket ça- pında bir vatanperver ve memle- ket çocuğu» saydığı Şevket Ra Hatiboğlunun samimi bir hü kârı olduğunu gizlemiyor. Ne diyelim? Allah âfiyet ver- sin. Bu zihniyette bir - müfettis, Nâzım Batur âyarında bir motör genel müdür ve Şevket Raşid Ha- tiboğlu çapında da bir bakanla or manlarımızın -bugünkü haline de şükretmek insaflı bir hareket 0- lur. Zira bu şartlar içinde bugün yurd ormanlarında ayakta kalmış tek bir ağacın mevcudiyetine dühi şaşmamak elden gelmez. * Sayın Nizameddin Akovaya, bi- ze bu mevzua yeniden şöyle bir kere daha dokunup geçmek ve a- lâkalıların bir kere - daha: dikkat nazarlarını bu hazin mesele üzeri- ne'çekmek fırsatını - verdiği için teşekkürler ederken kendisinden eski genel müdüre karşı duyduğu hayranlıkla «memleket çapında bir vatanperver» saydığı esbak baka- na karşı gösterdiği alâkadan kü- Çük bir kısmını milli bir servet kay nağımız olan ormanlarımızdan da esirgememesini temenni edeceğiz. Bilindiği gibi ferdler fânidir; ge- lir, geçerler. Fakat bir Allah ves di'ası olan ormaplarımız bu yurs dun en önemli servet kaynaklarığ dan biridir, Bu itibarla kendileri: ne hatırlatırız: Bir orman müfet- tişinin başlıca” vazifesi şunu bunu korumak için kaleme değil, orman larımızı tahribden kurtarmak- için vazifeye sarılmaktır. Adnan Menderesin iktidara hücumu (Buştarafı 1 incide) nutkunda- iktidar partisine — giddetle hücum etmiş, büdcedeki israflardan ve tasarruf imkânlarından bahsede- rek ezcümle demiştir ki: «— Varsın onlâr yine büdceyi ol- düğü gibi çıkarsınlar. Varsın onlar yine demagojiye sapsınlar, — Çünkü iktidar, murakabesiz geçen uzun hül. kümranlık yıllarının saktm. itiyadı rile malüldür. Hamle ve hareket ka- biliyetini tamamile- — kaybetmiştir. Çünkü sırtı mazinin bütün ağırlığile yüklüdür. Bu gidişin dürması, ya ik- tidar partisinde bir zihniyet değişik- liğine veyahud'iktidarın tamamen de. gişmesine mütevakkıftır. Kararsızlık ve intizar içinde bocalar gibi görü- nen Halk Partisi hükümetlerine, intizarlarının beyhudeliğini söylemek isterim. Adnan Menderes; sözlerine devam- Ja şöyle demiştir: — Türk milleti haklarının : kimler tarafından ve ne şekilde henüz: ves rilmemekte olduğunu iyt bilmektedir. Aztl ve' çalışkan Türk- milleti. ve 'Türk vatamının kaderi gerilemek, sı» kıntı. ve iztirab çekmek olmamalı; di, Bu asti gayenin istihaali uğrundar bu sükünetle ve kanunt yollardan hares | ket etmeke azmindeyiz. Demokrat Parti, memleketin daha: hür ve- das ha müreffeh bir hale gelmesi yolun« da- hor türlü engellerii yok edecektir. Hatib, son olarak: göyle: demiştir: — Demokrat Partinin temsil ettik Bi ulvi hareketl dürdürmağa' kimse muktedir olamıyacaktır.» Ankara kus sefaretinde- (Rastaru çok haberler bir yandan devam eder ken” bundan: 109 gün evvel — burada Sövyet sefaretine ald' verdiğimiz bir haber de yavaş yavaşı aydınlanmış. bulunmaktadır. — Yine bazı yabancı kaynaklar bu haberleri teyld mahiyette yorumlarda — bulunmakta« dır, 10 gün evvel Sovyetlerim Arikas ra kültür atagesi İzayetin Moskova» ya dâvet edildiği; fakat kendisinin icabet etmiyerek Türki- nak istediği hakkında bu. rada ısrarla dolaşan şayialar hilâfı- na Sövyet sofaretini: bugün — temsij slahatgüzar Erşof, bunun a- eder bu. dâvete yede- kat eden sıldız. ve İzayefin Sövyet sefaretinde vazifesi başında bultmduğunu ve bu- mim aksini iddfa- edenlerin o gece Karpiçte yer İzayefle ko- nuşmalarının mümkün olduğunu söy lemiştir. Bügün aldığımız. haberler göre © zaman verilen bu haberin ma hiyeti itibarfle Sovyet sefareti bugün bir maslahat K yiyen tir. bir esası olduğunu, güzar ve beş ikinci kâtible — tedvir edflmekte olduğu bir hakikat oldu- Küna göre bu ikinci kâtiblerden Ha anof'un karımı Möskovaya dâvet e- âllmin falrat dist bu dâvete dea- bet etmiyerek Türkiyede kalmak (- gin müracaatta bulunmuştur. Söy- ayrıldı (Bastararvı tncide) moydamna gelinerek Demokrat Par- Ünin “ertiblediği öğle yemeği yendi, Celâl Fayar bundan sonra Kürakö. ye elli altmış otamobille birlikte gel di. Karaköydi kalabalık — bir- halk Celâl Dayarı kergiladi ve- uğurladi Bözüyük istaeyanunda- da- Bozüyük- Tüler kalabalık bir kütle teşkil edis Teen Eskişehire — 16,15 te rda CO Bayarı İl ve İlçe kurülü üyeleri ve - Demokrat nensubları karşıladılar ve ken görüşmelerde bulundülar. Bu le Eskişehire gelmelerine aid V Ciâl Buyardan söz aldılar. Ken- eden Eski letvekili rlar dül, idare Farti disile Bursaya- giderken ehit Demokrat Parti mil. Kemal Zeytinoğlu ve- De-| mokrac Parti İt İdare kurulu üyesi | Halil Yasin ve Bilecik — Demokrat| Pard Başkanları Eskişehirde" kaldı- lar. z Di P. başkanı ayın 25 inde Eskişe- hir il kongresinde bulunacaktır. H ğe — D. P. Teşkilâtının Vatana hücumu (Baştarafı 1 inoldoy yisile Vatan gazetesinin yapmış ol- düğü neşriyat — hepimizce olduğu halde, bunu bir gazetenin şahsi görüşü olarak telâkki ettik ve| üzerinde fazla durmaya lüzüm gör dik. Ancak iki gündür bu neşri- yatın şekli deşimiş bizlerin ve tah mih ederiz ki bütün partililerin iz- zeti nefsini renclde eder bir mahi- yet kesbetmiştir. Komünistlere a let olan bir zümreden ve - büyük| köngreyi toplatarak Genel Merkez | kurulunu işten uzaklaştırarak yeri | ne geçmek isteyenlerden bahsedili yor. «Eğriye Eğri, Doğruya Doğrus düsturumu taşıyan ve her fırsatta millet menfaatinin ön plânda tu- tulduğunu belirten bu — gazetenin böyle imzasız ve âfaki neşriyatta bulunmasını biz millete karşı ye- rinde bir hizmet olarak telâkki ede meyiz. Eğer Demokrat Partili kim seler arasında bazı gazetelerin açık ladığı şekilde bir fikir ihtilâfı var ise, haklıyı ve haksızı kardeşçe bir zihniyet içinde tefrik ve hal etme| sini bu parti pek alâ bilir, Ortalığı Isnatsız velveleye veren bu gazete- nin kendi mes'ulleri, her halde bil mediğimiz bir sebebe alet olmuş o- lacaklar Bügün ocaklarile birlikte topla nan Bucağımız İdare kurulü — hep birlikte; Vatan gazetesinin eski hiz metlerini samimiyetle göz önünde tutarak, böyle yıktcı bir neşriyatı i- cab exdtiren ciddi sebepler var ise bunların daha mertçe açıklanması- 1, terdiz msanların zan altında bi rakılmamasını kendilerinden taleb etmeğe karar vermiştir. Bü gibi çir kin bir gayeyi güdenler kimlerdir? Komümistlere alet olanlar kimler. dir — Mitet artık gizli kapaklı her seyden nefret: etmektedir. Partiyi | ikiye bölmek gibi bir cinayet — hiç bir hakiki Demokratın aklından geçemez. Her halde kenarda asla tasavvur edemeyeceğimiz böyle bir istidat eğer mevcud İse, bilerek ve' ya bilmeyerek Vatan gazetesinin buna zemin hazırladığı bizce şüphe götürmez bir hakikattir. Binaena leyh bu meselenin isbat veya tavzihi ni Demokrasi mücadelesinde şeref H bir mazist olan Vatancılardan: bekleriz D: P Şehit - Muhtar, — Bülbül - Böstan, Yenişehir, Eskişehir—İnö- nü, Cihangir, Gümüşsuyu, Harbiye| ocakları ile D: P: Taksim Bücağı. refakat malüm İzmit Beledîya Reisinin muhakemesi devam ed yor (Baştarafı 1 incide) Ka ve seyrüsefer müsaadesi verdik. leri için hakkında «memuriyet vazi- fesini sulistimal> den- dâva- açılan. İzmit Belediye Relsi“ Kömal Öz Hle| zabıta memuru Şadi Erol'un dürüş- malarına dün & numarali Müli Ko- runma edil- mahkemesinde devam Fahreddin Kerim istifa etti (Baştaran 1 tncide yeliği ve kurultay delegeliğine seç mişti. Muhtar Üniversite kanunu-- nun bu vazifeyi kabule müsait ol- duğu hakkında Rektörle yaptığım: temas üzerine memlekette- çeşitli partilerin- teşekl ile- başlıyan yeni Demokrasi gelişmemizde bu zifeyi bir memleket hizmeti: ola» rak kabul ettim. Bu defa” partinin İstanbul il kurulu başkanlığıma- se im çeşitli tepkilerle kars Partili, — partisiz bir çokl larım. ve talebelerim. beni. samimi iltilat ve tebriklerile tal- tif ettiler. Hakkımda gösetridkleri teveccüh ve sevgiye burada teşek kürü vazife bilirim, Bir kısım va- tandaşlar da ilim adamının siya- setle aktif bir şekilde meşgul ol- masının ilmi çalışmalara zarar vı rebileceği ihtimalile ihtirazi fikir serdettiler. Geçen yıl milletvekilliği namze- di gösterildiğim zaman profesörlü ğü tercih ettiğim halde bu vazife- yi kabul edişimin sebebini anlıy: madıklarını söylediler. Bu arada bazı haksız târizlere de uğradık. Yalnız onların cevabını - verdiğim | için tekrar edecek değilim. İstan- bul Hukuk - Fakültesi - profesör: lerinden Bay Şevket Mehmed Ali tarafından Hukuk Fakültesine bir takrir verildiğini haber aldım. Şu- nu tasrih edeyim ki diğer profe- sör ve doçentler tarafından veril- miş bir takrir yoktur. Kendi fakül temin yönetim kurulu üniversite- ler kanununun otuzuncu maddesi ahkâmına göre öğretim üyelerinin deruhte edeceği görevlerden olma- dığı hakkındaki kanaati kendileri- le yaptığımız yazılı fikir teatisinde tecelli etmiş ve bir itirazım olduğu takdirde durumun profesörler ka- ruluna arzedileceği Bana - bildiril- mişti. Bu suretle il başkanlığına seçilmekliğim üzerine profesörlük- le bu vazifenin beraber yapılıp ya- pılmıyacağı hakkında başlıyan mü nakaşaya toptan cevab vereceği- mi yalnız şahsım - itibarile değil mensub olduğum üniversite öğre- tim üyelerinin siyasi haklarına ait bir prensip kararını beklediğimi söylemiştim. 5 Ocakta toplanan Senato şah- sım ile ilgili olmıyarak profesör- lükle milletvekilliğinin birlikte ya- pılmiyacağı konusunu / incelerken siyasi partilerde alınabilecek vazi- feler üzerinde de bir prensip ka- rarına varmış bulunmaktadır. Bu karar bu güne kadar mübhem ve muallâk bulunan bir meseleyi ay dınlatmıştır. Şöyle ki (Üniversite profesörlerinin me: murlar kanununun 9 cu maddesi- | ne tâbi bir memur sayılmalarına imkân olmadığı, üniversiteler ka- nununun memurlar — kanunundan ayrı bir sistem takib ettiğini tes barüz ettirerek profesörlerin siya» setle meşgul olabilecekleri, siyasi partilere girerek fonksiyonları is tişari olan kongre, kurultay dele- geliği ve buna benzer işlerle siya- si- hayatta- kendilerinden beklene- Bilecek rehberlik vazifösini yapma larına kanuni bir mümni olmadığı: tebarüz ettirilmiştir. Olgunluğuna inandığım Üniversitemizta. rankad- des gatısı altında ne hoca ve ne de- talebenin siyasi — propagandalarla mâbedin kudsiyetini zedelemiyecek lerine eminim. Almanyada: dünyanın en büyük marazi teşrih âlimi Firahow, İngil- terede Laski, Fransada Pasteur Valöry, Radeau, Besançon, Sovyet lerde beyin cerrahı Böurden. gib ilim otoritelerinin ve diğer bir gol bilginlerin siyasi hayatta faal ro oynadiklarını biliriz. Daha bir kaç gün evvel memleketimize — gelen İran Parlâmentosu Hariciye Ko misyonu reisi üniversitenin felsofe profesörüdür. Bizde de bu suretle bu meselenin açık olarak halledil- mesinden memnuünuz. Yalnız sena- to siyast bir partinin- idaresile meşgul olacak icrai bir işi, meselâ parti. başkanlığının 30'cu middes de düşünüler ve-bur madde ile ma- hiyet ve hududü belirtilen işlerdem addetmemektedir. Benim şahsi kae aatim bu maddedeki' işir hocala» rın saat 5'e kadar devam etmesi icabeden çalışma santlerinden ay- rılarak verilem sekiz saate münha» sır olduğudur. Bir hocanın 5 dem sonraki zamanını üniversitenim şe ref ve haysiyetile mütenasib fah- ri memleket hizmetlerine hasredebi leceği Kanaatindeyim. Geçen gün Çekoslovak — Cüumhurretsi- Beneşim bir makelesini okudum. Memleket Münevverlerinir siyasi partilerde yer almasından edilecek faydaları açıklıyordu. Siyasi- partilerde alı: nacak vazifeleri hududlamak ol dukça güç bir jştir. Senatonur prensip kararma- bu: noktalardan tam olarak iştirâk etmemekle bes Taber ömrümün 22 yılını hocar ola rak binlerce talebe — yetiştirmeğe akfetmiş, binlerce hastasile meş. gül olmus, memleket iç ve-dışında ki ilmi- çalışmalarında- yer almıs bir profesörü sıfatile yüksek bil! müessesemizin kararına — hürmet etmeği vazife telâkki ettiğim. için yönetim kurulununizhar ettiği ka naate itiraz etmemeğe karar ve: dim. Kürsümde, dışında esasen ara vermediğim- çalışmalarıma. devam: edeceğim. Genel sekreterlikten. yazıma ka şılık gelince yeni başkan seçilecek ti C. H. P. Direklerarası oc>ğmm tertibettiği gece C. Hi P: Direklerarası Somt Otuğ idaro- heyeti" buşktanı” Kdij Vardark tarafindiır- milHP'biz” gece- tertiblene miştir. Bir geceyt yaşatlr yükselt tahsil geneliği' millt şiirler: söylemiz vexmili'oyontar oyaamıştir Gec vakte kadar-neş'e-ver samimi- yet'içinde devam edentoplantıya- kar Jabalık bir düvetli kütlesi iştirâk ete mişti K. Önerin Vatana verdiğiceven (Baştarat» 1 imcrre fikirler atmakta; bu arada — Kenan Önerin bazır komünist faaliyetlerina Alet edilmekte olduğunu iddia etmek tedir, | Dün akşam kendisini evinde ziya- rot ettiğimiz Öner;' «Vatan> gazete- sinin ithamlarına şöyle cevab ver. miştir: «Memleket; Vatan gazetesi — baş- muharriri ile beni, tarif ve izaha ha- cet kalmadan pek iyi tanir. Bu ada- min, dedikodusu ile rahnedar olacak herhangi bir benlik, zaten yok de- mektir. Doğduğu gündenberi, gizli efendiler emrinde çalışan bu adaın, herkesin bildiği ve kendisinin de iti. | raf ottiği mahrem telâkkiden sonra; yonl baştan gömlek ve efendi. de- #iştirerek, bir buçuk sene — taptığt yola, göz kapadıktan sonra, yeni blr hayatın yolcusu olmaya başlamış va | debelene debelene bugünkü noktaya| vasıl olmuş bulunmaktadır. Ben, yı e| kötü tertib edilmiş bir kos medi gibi, hayret etmeden seyreder: müş> olarak; İstanbul” Ktsmi mills- vekili seçimine iştirâke muvafâk Mt alabilmek” için, saçma: zihniyr nin delili olârak Taninci H? Cahtlin Kanaatlörile- ihticto edecek kadar sapıtmış; fakat- bumr mütcakib mire gidip' geldikten ve R. Pekerin beyanatını” dinledikter sonra, gaze- tesinin sürümünü devam — ettirebil mek için; görüş ve inadından röcd büyüklüğü (1) gösterebilmiştir. Bu moşhur gazetecinin; on beş günden. Beri; takibettiği taktık milletin hak kında gösterdiği muhabbetten Ürken lerin benliğine birar su sernmiş ol- mak için, bu muhabbeti sarsmaltam Başka/ bir maksada mütevecetir de- gildir. Halbuki, — bent sevenler, bür gazetecinin ölçünile bant takdir ede- ceklerse; ©- takdirin ifnde edeceği Ghiç» bile; ancak bana zevk verebilir. Amerikanın fevkalâdeliklerini dima: ğana: sığdıran bir gazetecinin (1) de. Bi yeni doğmuş: bir. çocuk masti- ginda- bile- sebeb ve mahiyetini- bil- mediği, hâdiseler karşısında' — tefsir ken, bu gazeteci, — <Amerikanvüti$ bir dehâ ile; hâdisata baskalarından'| aldığı: direktife- uygun” münalar ver. | miştir, Dünkü duruşmada- müteahhid: Ze Aksöyet” şahld- olarak dinlenmiş muümaileyli” ifadesinde: it Belediyesinden elde ettiği' plâ- Packard> markalı. otomobil-| nıldiğini İtiraf etmiştir | Neticede- mahikeme - Zekt> Aksoyat | ile şoför Fevzi Burgu hakkında da Ahvar açılması için dosyanın savcılı- | | W ve im kanın Kullı Fevzinin Ba- tevdline karar İzmit Belediye Reisi mada> bizzat hazır miştir. dünkü durüş. bulunmiyarak ae vukati tarafından temsil edilmiştir. lendiğine göre Hasanof'un karısı vak tile. Rusyadan kaçan ve adlı kitabı okur« merikada «Hürriyeti seçtim: ken Sovyet sefareti alâkadarları tax rafından görülmüştü. Moskovaya dâ- vetin sebebi de bu olduğu sanılmak. tadır. Diğer taraftan Hasanof'un bu- gün Sovyet sefaretinin sıkı bir kon: trolüi altında bulunduğu israrla söy lenmektedir, Kendisinin ükıbetini öni mekle,; halkı aldanmış sanacak. ka» | dar, kendini beğenmekte ' israr edi- | ve. am- | yör. Ben' kim, komünizm. kim. hangi mr kaptiracak. kadar- belâhet” göster Evet! Ahlâk ve di bağdaşamıyacak avrılıklar bulunduğuna emi komlünizmin iğfaline mişim yaradılıgım- da bu € ile pek nim. Bu adam, basma: kalıp klişe» | lerle bende olmiyan- vasıfları, — bana; klemekle- efkârı: umümiye- nazarın. | Ja nası büyüvecefini anlamak, haş: kası fcin Rabil- favzolunsa- bile- be- nim için mümkün değildir. Ru- efen- dL dalma: boyunun ve varlığının Üsi tüne gıkarak, — hayalinden: kendine pâyeler vermekten baska birsev yap nak elinden - gelmediğini; — havatlle herkese- öğretmiş — bulunmaktadır. Galiba: nazarında, en- büyük- suçun, bakikat olarak güvendiği sacma fi- irlerle beni İğfal edememesinden ileri geliyor, Meselâ, kısmi seçim Je karşıma geçen bu adam, her vas kit olduğu gibi, aksi tahakkuk eden ve mütulea> bayanına: kalkışmak ga ribedir. Müllet: ve momleket hayatina- mü- casir hüdiseler karşısında” böyle- biş Çocuklük. derece- derece — çok kötü hedeflere götürebilir. Efendi hazret.. leri, bilmeden, ve öğtenmeden vazls yeli fesada, gölürcecek mütalealarla, gazetesinin sürümü: bili, memlekete iyilik değil fenalık: etmiş olur. Yaptığı hareketlerleş — bilhassa; okuyup yazısa- bilmiyenlerin tutuşturuları kâğıdlarla — memlekete bizmet ettiğine inananlar, bu- hizmet ü* artirsa eline Terine- başlamadan- evvel, işi kavras mak mecburiyetinde — olduklarını us nutmamalıdırlar. Bu mesele bir. fnz dik- voyarmotörişideğii vatan- vemil lob âğvasıdır. Bunu da ona: öğretee cek senelerdenberi parti içinde fosadl karıştıramların dedikodusu de Bi salâhiyettar insanlar tarafından gru malümattir. Ortada m gayreti varsa, bunun verilecek di bir komünl parti ve memleketin yükseli başka- birşey düşlinmiyenler değil, bu- fanliyeti sad çıkarmak aramalıdır » ânden içinde anlamak için fe. nde istiyenler — aras