v —— —> — Şiirde <Mistik firar> evecs ÜD eee airler!.. Sahte Edebi Ş Bahisler duygusu YENİ SABAH Sahte şairlerimiz, 'manzumelerinde daha esrarlı,"daha “derin sembolik bir kıymet bulunduğunu vehmediyorlar. Bu konuda ısrarsetmenin lüzumsuzluğu meydandadır; fakat bBöyle manzumelerin ortaokulun okuma kitablarına -kadar sokulma EMİYET hayatının insan oğ- K dunu belli'bir çevreye bağlayıp 'onu-maddlalışkanlıkların aşın 4 zevklörine terkettiğingünden- Hheri gerçek, şilr, bir masal dünyasını dzüntülü - bir şarkı halinde -. tekrar #edip Yürmüştur. — Onun' bazan bütün büyüzü silinmiş ve o-sosyal derdlere vhevrilen bir ayna-olmuştur; bazan da «havzı hayalin> sularında dalre dai- ve genişliyen bir rüya oyunu — ve: “ürgüsünü hayalin dokuduğu Bir fi- dür yapısı halinde görülmüştür. Fakat şiir, ister kendi Kapalı âle- aninde “dağınık: güzellikleri — inbikten #aweçirip süzen bir meharet; ister bel- Hi bir-zamana aid sosyal devirleri ak. “ettiren' bir ifade şeklinde görülsün, Yonun kaynağında dalma bir <macera düygusu> ve bir «mistik firar» arzu- Su vardır. fnsan oğlu yaşadığı müddetco bu sHâni âjemden normal ve dilediği an- da kaçıp — kurtulamadığına göre », #aman zaman kendi kendinden Kaç- Yüyor, Pükat Şalr, hayülinde kurdu- gu bir teorld ameliyeslle Kkendisini yi No'yEeRUZ Budaksız Zzihnt Maceralara YöREtMEK “Yirsatını “bülmüktadır. O 'ne yapsın Ki yer yüzlndeki seyahat, ALaDikli Ve "Vasitalı Sldüğü'veya dü- ge KA GA z eeaemnaın mayı denemiştir,-Onu; bu dinlendiri- Ci gayeye ulaştıran yegâne vasıta, Şübhe'yok' ki, şiirdir. Teknilç-bir medeniyetin gelişmesi- 'ne katlanmak zorunda kalan XX inci asır; insanı böyle bir «mistik firar> zevkinden mahrum etmiş gibi görü- | İslâm Aleminden Haberler: | İran -Rus münasebatı ve Kavam: sesil — 6 Aralık salı sabahi' Baş - bakanlıktan Çekilen Kava- Mussâltana, bu çekilişi ile dünya efkârı ümümüyesine Tranın hiçbir zaman müstevlilere #let ola smyacağını bir' daha anlatmak is- 'temiştir. “Buntun sebebi mahüd Ve meşhur 'zalisteviilerden Rüsyanın, — taribi düşmenlik rolünde devam etmesi *le fatis 'ile"'dolu piyesin Donju - danı o'masıdır. 1989-1945 ikinci ci- han savaşında İran — müttefikler twlafırida “yer aldığı ve onlarla be- YTaber Bavaşa-girdiği halde mih - wWer devletleri kadar zarar görmüş tür, Acabaniçin bu hak dışı ola yaın menfi tesirlerle tezahür etti Hğini görüyoruz. Bu niçine cevab vermek için tarih sayfalarını bi- Yaz karıştırmak lâzımdır. 1723 .de İranın bütün Hazer vi lüyetlermi zapteden Çarlık Rusya ordu!arı *yeni bir Asya fütuhatına * başlıyurlardı. V Anna İvanotna yedi sene #on- Fa Nadir Şahın dirayetli ve BPlânlı itraatı sayesinde , istilâsı altında olan bu yerleri Bakü da dahil T- Tana terketmiş ve güneyden doğu ya bakışlarını cevirmeyi daha ny gun bulmuştur. Hindistana doğru parolası yeri 'e Sibizya bataklıklarının ve si - teplerinin tercihi Katerina” zama- manda daha belirli bir suretle gö- Tünmüşlür. — Nitekim o devirde (1796) Çar, Çin imparatorluğu i ,le dosl geçinmeyi esas bilmiştir. “Rusyenin 1800 tatihlerine Kadar Hark devletlerinin — Kalkınmasını yânı olarak kendi siyasetinde e- 'Baslı değişiklikler Yapması, İngil- tererin müstemleke siyasetihe' bir çevab 'olduğundan bütün Avrupa 'devletleri bu “hattı hareketten 'en dişe etmişlerdir. Kaçarlar hanedanı (1797-1925) 'odan Şah — Fetih Ali zâmanında (1793-1333) Avrupa ve Mısırdati Olaganöstü karışıklıklardan Rus - 'ya, azami derecede İstifade 'etmiş tir. Çarlık Rusya, mühtelif tafihler de Şaha gönderiniş olduğu mürah has ve elçilerle İranın Fransa ve İngittere ile anlaşmasına meyfan Vermemiş ve bu devletlefle Yapı- lan muahedeleri kendi hayat sa- hası için zararlı görmüstür. O devirde 'Rusya, İngiltere ile Fransa arasındaki rekabeti 'gör>- Tek ileri için bir takım garib dü - günceler — besleyordu. Fransan'n Mısırda ve İngilterenin Hindistan da görülmeleri ona, Osmanlı im- paratorluğu ile İran topraklarınm kendi gahasına ithal edileteği za Dinı veriyordu. Bu bayal mahsulü düğündele 7in ilk adimıni Fetih Ali Şâha For Ya imiatattırılan «Gülstans aat bedesi olmuştur. Bu muahede 'le, Güriston, — Dağıstan ve Şirvan fyaletleri bilâkaydüşart Rusyaya terked Jiyordu. Bunu Baküdaki petrol hazinesi takib etti. Saint - Petersbourg sa ın çekilişi rayında mütehassıslar. Çara gizli Taporlarını sunarlarken — <Hedef, Rusyayı birinci devlet yapacdak - lan Faküdür, asaletmeab> cümle- Yazan ——— M.Kemal Şaveysi sini uzutmamışlardır. Rusiar İçin her gayenin — başı, kan Ve bariittür. “Nitekim Rus'ih- tirastarı Bakü meselesini büyfilta rek savaka müncer oldu. Çar”or- duüları Tebrize kadar “gelerek 'şeh Ti işgai tettiler. Zafer,'Ruslara bü tün saadetli (!) günleri o kadar yakına getirmişti ki Fetih Ali şeh birkaç 'defa Mtihara teçebbüs et- ti've dünya devletleri, bilhassa İ- Yan topraklarını cenubdan tazyik eden İngiltere bile — kıskacını ve tazyikimi gevşetmek zorunda bal- dı. 184) da 'Ruslar Hazerde Vor- sanlar dolaştığı bahanesile Asta - Tgbada hükim olan —Aşurad ada- #im tegul ettiler, İatsanhık dünyasında bu kadar gülünç bir Hedia tasavvur edile - Mmez! Bütün “malzemesi ve maişet- leri Rutlar tarafından temin edi- Ten''ba Kofsanlar, Ruslar için de ğil biltis İranlılar için zararlıdır. Kuvvet İ bir idare mekanizmasın- dan'malırdm olan İvan üç Avrupa devleti. (Rusya, “İngiltere, Fran - a)- n eliride istismar edilmiştir. Bu tarihlerde indi — sebeblerle patlak veren: Kırim harbinin, İ andaki menfaatlerden doğduğun müverrihler kaydederler. Rusiarın İrana "doğru kaymaları ve Hindis *tanın karçısma çıkmaları SiVasto pol muharebesinin bir sebebidir. Eğer tbu savaşta Çâr kazanmış olsaylı, Boğazlardan ziyade Tüpil- tere Smparaforluğuna. — milyatlar getiren Hindistan tehlikeye düş Müş olucaktı. Ruslar, bu hâtbde uğradıkları bezinletlerinin aciğımı, İran'a dostmuş gibi görünerek bu devleti İngiltereye Kkarşı debkhe al dırmakla çıkdmak istediler. Ne- tice niâtân Ve 'Hitdistanda isyanlar , İştilâlar Ve Kariğiktiklar halirde 'göründü. “Hindistantlaki mekhur #ipahi İsyamı, 'Afganistan at thuhasarası, Basra 'kör bü "devirde 1- n Haddi 'zatında Çarlik Rus- yarzlın tertiplediği 'oyunlardır. 1862 de imzalanlan Köpet “anlağ ması, Rusya ve İrtini 'dost ve kom 1 İsyanilar, şu iki devlet (!) hâlimde birbir; lerine Yaha — yaklaştırıyordu! Bu mecburi anlaşmada o zamanki Şah Nasuz!ddin — haklidır. Çünkü Sü- veygş Kanalırm açılma “senelerin « de Hircistana giden Ümldburnu (Cenubi Afrika) yolunun iflâs et- tiğini Eören Tügllizler, “Fransaya Karsı Yrak, Sükiye ve İrandaki A- Yab' aşh'dtletmi'her ne / bahasıha olursa öleün ayaklandırmak İsti- yörlardı. Tnçilterenin Bahreyn adalarinı ansızın İşgal etmesi, İranı Rusya ya bağlamak için atılan adimjar- (Devamı 6 ncmla) | Nâzım Kemal yülarımızın ağıtıdan bizi kürtarama- dığı için Tâdal ve bulüsuz bir soyâha 'tin zevkini vermökten Çok “üzaktir! Hürriyet iştiyakinin en (köklü “bir şekitde “hissedildiği bu devirde insan Oğlu, €sefle söylemek “azımdır- kı, Maddenin esiri olmuştur. Onu, içinde yuvarlandığı daşırı siyası Ihtiraslar. dan”ve Yuhu gevgeten könfor İbtila- sımdan Kurtaracak olan — kaynağına götürülmüş Şiir değilse “örtada Bütün Yimld Kapıları kapanmış ” demektir. Gerçi XX inci yüzyiln sağır ve pragmlatist dünya görüşünün — yük- selttiği duvarı, kelimelerini “zedeliye- Yek şiirin kuvvetile yıkmak “İstiyen Şalrin durümü- gülüne 'olduğu Kadar acıklıdır. Pakat o, Karşısına dikilen Bütün güclüklere “ Yağmen — vüyasını görmekte'devam ediyor; ve inzivasın 'da eüceliğini örten yalnızlığa — bir Tanrı Vehmile' sımsıkı “sarılmış dü- Yuyor. Şalrin acdı bir gaflete benziyen bu dürümu; hakikatte onun mevcudiye- tinim esaslı Bir husüsiyetidir. Zira o, '(Çanturu altına çevirmek hünerini gös 'teren bir sihirbazdan Yarksizdır. Bu. Yün Açin”muztarib Meanlığın teselli- 'ye mühtac olduğu bügünlerde şiirdemt Yuhlara sükün Veren bir mucize bek- Temek - boş da olsa oyalayıcı bir ha- yal sayılabilir. Şalr, devirden devire değişen küt- denin zevkine boyun seğdiği —zaman Adeta'düygü ve igörüşlerini yadırga. müş ve'şahisliğini kazandığı andan i- tibaren <benliğini> “zafere- götürmek için <Agora> mın düşünce ve duygu- larını azımsamamışsa bile hiç olmaz /88 onları kendi şilr ikliminde tama- mile' eritmiştir. Jİşte "dâhi şairlerin, amırları aşan kudreti bu zaferde giz- Hidir. Şairin 'tabiat ve insan Karşısındaki davranişı, hleret ve bir Kurtuluş vâ- Gile dölüdür. /O sanki 'bu füni dünya- 'ya imice ve hisli'bir'telle bağlıdır. Bu ince *tel fazlar gerildiği “takdirde o, MHAtiften'sesler' işitmeğe başlar, ve © 'Zaman 'Gezbeli bir vukla kendisini çıl gin bir tirzuya, 'emistik bir macera> Hevesine Kaptirir, Şair, böyle anlar- dadir ki'asıl şilri terennlim eder. 'Son günlerde gârbde'olduğu Kadar bizde de şaşkın dünya manzarasına Uygün “bazı Sayıklamalara benziyen gür tarzının, geçici bir temayülün 1- tadesi olduğu muhakkaktır. Zira bu yoldan gidip değişen zevke elverişli Şiirl getirdiklerini sanan şairler bile 'ölçü yerine erythm3 1 yâni iç dhengi ikâme €den gürdbetlerle 'dölü aksak bir 'nazim sişteminin 'artık tehlikele- #ini Kavramış bulünüyorlar, Küldeden düha çok “şairin yenilik Heveklerine Kendini teslim eden şiir- ler, 'sabunKöpüğü gibi dokünuldüğu 'rida ortadan kaybolan şiirlerdir. He- le birfnin fealitesini 'bütün. çirkin. Hiği ve bödürlüğile kekeme bir lisan ve bir'solukta tesbite Çalışan 'man- zümelere Şilr demek günahtır. Nu- rullah Atacın, Türk şiirine yakışır bir yenilik getirdiğini söylediği Or- han Veli'nin şu manzümesine bakın: Gel benim canımın içi, gel yanıma; İpek çorablar alayım sana; Tahsilere bindireyim, Çalgılara götüreyim seni. Gel, Gel benim altın dişlim; Sürmelim. öndüle saçlım, yosmam; Mantar topuklum, bobsitilim, gel, 'alelâdo vo bayağı bir halk türküsi 'nün #mantar töpuklu ve BobSltil> bi #evgiliye “yapılar” dâvet” bundan da- ha güzel bir gekilde fade edebilece. ği şübhesizdir. Bugilnür Türk Şiiri- ni tertbt! ederiter herhatde'Orlan Veli ve Oktay'Rifât gibi kimseler 'değil- dir. Yenlliği gekilde arıyan ve şifre'lü- Zumlu unsurları ” yakası şçılmadık «vesikalı yârım» gibi düsük bir gö- istidadını “gördükçe, tehlike skarşısında irkilmemek mümkün olmuyor Tüşten devgiren “bu “Bâhte galrlerin, tefsirine güc Varilır bir İbhamın ar: kasında gizlendiklerini — görüyoruz. Zira onlar, sağ “düyünün anlâmını Çözdüğü Manzumelerinde daha- “es. Yarlı, daha derin Benbolik bir kiymet bulunduğunu vehmediyorler, Şiirimizin kronolojik kasa bir tab- losunu çizmek' maksadile Paris rad- yosunda Pransızcaya tercüme — edip okuduğum . şlirlerin yanında bu soy- dan - olanlarının: gülünelüğü — bugün Bütün . Çıplaklığile: ortaya çıkmıştır. 'Bu' konüda Yarar etmenin Tüzümsüz- lüğünu anlamıyor değilim; Yakat böy le manzümelerin “örta Okulun okuma kitablarına kadar'sokulma “tstidadını görünce, geno tsekâların zevk Tamı- na Marüz Kaldiği'tehlike karşısında irkilmlemek 'elimden gelmiyor. Şurası muhakkak Ki doğmatik bir Börüşle hareket 'etmek İnsanı büyük yanlışlıklara götürebilir. İklimine'ısı. nAmadığımız 'bir'$ilri topyekün inkâr etmek peşin hükümlere Kapilmaktır. Bu yüzden titiz davranmak, tedkik Konusu olan — mekzümeleri — inceden inceye elemek ve şalrin “düriyasına girmeğe çalışmak kaçımimaz bir za- Yürettir. Pakat mendi Kendimizi " al- datmiyalım./ Yenisanat namina pi- “yasaya ” sürülen — bu 'nevi * eserlerin boşluğu meydandadır. Ve 'sdhte 'galr- lerin Maskesi ârtık düşmüştür! Bit- tabi en Kesin Hükmü yine zaman've. recektir. Şairde * Orhar Velinin' manzüme- sihde gördüğümüz -*nd'bir Ferçek “endişemi, “ne 'de “kalblaşmış bir. Mâna kuşkusu solmadığına 'göre o, ç macerasına> — gınırsızliği ba- Kişlamayı kendisine en Büyük gaye bilen bir fânldir. Şair, madde ve mâna ikiliği orta- sında Saf bir Yuh olamamanın aza. bini yaşar, Ve bu acile — kopardığı çıRliğı, onun' her şilrinde belirsiz bir halde gizlenmiş bulursunuz. Gerçek ve Büyül gairlerin hemeh Hepsinde bu #mlstik firars düygüsü Mevcuddur. Götthe, Pavst eseriktle in sanlığı sembolize'ederek 've 'düriyanın Çeşlâli hazlâri sçinde yüvarlamp Yölü. murşaşırmış bukman dofe instinin, asil Çivaşağılık zevklerden, hareket 've dil gikcenin en'tivi neğ'enine döğru yük “eldiğini” anlatır. Şübhe yok Ki bi Yastaflik “gayret, Bir emiktik firar Güygüsurldan “başka - birgey “değildir. Yine meşhur Fransız şairi Mal- Tatmit'de bu 'emlatik firar> 'düygüsü- 'nu açıkca görüyoruz: Kaçmak oraya “kaçmak... ' Hissediyo: vum - kuşlar, Bilinmet Köpüklerle göklerin ortasın- da Bulunmanın haziyle Dayılıp oturmuş- dar! Sevimli şair Yahya Kemalde de bu düygüya rastlıyoruz. Onün «Deniz> isimli manzumesinden aldığım şu iki misra büna “en'iüzel Bir Misüldir: Mademki deniz ruluma sır verdi s0- sindeh Gel kürtul o dar varlığının hendese- sinden! Gerçek şair, Hangi temüyı İşlerse işlesin, Mkelimelerin — igerisinde saklı 'düran büyülü ülemi harekete getir- mesini bilir: O, #anat çilesini karan. lik ve esrarlı bir mâbedin “dehlizle- 'Tinde doldurur. “Şafrin süfkühda yük- selen güneş ve gecesini “aydınlatan fyışığı biraz rutubet ve biraz yosun kokar, Şair, fâniliğinden -soyunup ebedi- liğe ermek için eti ile mücadele ha- Tinde olan bir kahramandır. Onun bi- ricik zaferi; tablatin bütün güzellik. lerini çilesini doldurduğu bu mübedin dehlizlerine sokmuş olmasındadır. O, bütün Hayati 'boyunca bir ömlstik fi- Tar> afzuslle yanan bir sihirbazdır. Bdebiyat tarıkinde yer'alan Büyük Şütlerin Çöğünde “bu Emİstik Yirar> düygüsu ve bü metafitik endişe 'dal- ma göze çarpar. Bu Güyku; — Tirik parnaSyen 'veya senbilist olsun, bü- tün- gefçek “şalflerin — Çalkehilinı” ve ezgin 'rühlarinda “yaşattıkları Köklü bir üuygudür. Bu! gebebden “dolayı, hedetsiz bit yenllik uğrunda şilri en kaba Ve el objelerin bir Wfadöst Yapmak cnun Sahakini genişletmek değil belki dd- ha Çok “davajtmak ve Mevcüdiyetini tehllkeye düsürmek olur, r Aâşım Komal Ssa * Dokuzuncu Devlet Resim ve Heykel Sergisi 'nkara Haklevinde 2-Ocak 1948 d& IX. cu Devlet Resim ve Höykeli Sergine bu defa (116) Tössam ej (5) heykeltraşımız katılmış — bulü-i nuyor. Bu sene sergi geçen senelere| nazaran insana ferahlık verici yenf liklerle dolu, Evvelâ en şöhretli bir| ressamla, en genç, sergiye ilk defa| katılmış-olan bir;sanatçiyı hömleni yan yana veya alt âlta görebiliyo-| Paz O Gski, şöhretlerin baş köğetere olurtulma hastalığı bu suretle kall dırilmiş olüyor. Bu da sergi İçin bir| kazariç. İkinci ve çok önemli bir ye milik de, Jürinin Tessamlürımızdan| müsavi ”sayılarda resim almış olma| sımdadır.'Bundan evvel ki sergilerde 1se usul ressamın Şöhretine göreydi. Meselâ Çallı“mı, şöhretli bir sanat| çırolduğu Açin onun beş İlâ onbeşi tablosu 'en baş köşelerde panoları doldürür, 'sergiye İlk katılan gençi sanatçının ancak (1—2) — tablosu dütfen yaşıksız köşelere — sıkıştıriliye-| rirdi. Yürinin bu -zihniyeti Söküp| atması-da lehinde bir not. Halkevinin salonu oldukça ferah| 'Oldüğu için panoları süsliyen “tablo- dar'balık İstifi gibi değil. Göz yorul| Ynaldan bir kıyaslama 'yapma imleâ) vanı bulabiliyor, 'bu'da “teknik”ka-| zanç. ' Yalnız katoloklar sayılı mik| tarda basıldığı ve ' bilinen kişilere) verilmiş olduğumdan-haik ressamla| rimızı tanıyamiyor. Ya fazla kato-i lok basmlalı veya her sanatçının - danv bir etiketle Belirtmeli ki halkı mız ressamlarıni taniyâbilsin. “Bu| ressatilarımız için de'iyi bir rek- ağm ölür. Yüriyi; 'D. 'grupundan Z.| Paik "İzer; Akademiden Löopolt Le vi, Güzel Sanatlar Birliğinden Çal H, Şeref Aktik ve Müstakil resstm| TaHBirliğinden 'de Kemal Zeren teş kilkediyor.' Geçen sene olduğu gibi. 'bu sene 'de müsübaka yok. MNi E- Kitim Bakanlığınca alımacak resim| leri Yürl *seşiyor. İyi ve çok yerinde 'bir ustl, Sade Bir nokta Üzerinde| durmak İstiyoruz, “Acaba geçen”se- nelerde tablöları satın ahınan 'sanat| çılardari tekrar “tablo Satın alındı. ni? Jürl 'bu 'Seçme IŞi “yaparken| genç sanlatcılar İçin ne düşütidü? Faraza Vanitan gönderilipte seret- ye gifme hakkını Kazanan bir'Yessal Tman tablosu (kıymet) se'tarafsız 6 Tarak (teşvik) için satır almar mi?) Bunlar Bizce'meçhul ölan'taraflar. (SERGİ): Ressamlarinız sâp ol süylar Türk'zevkinin 've Tirv 'Anla-| yığmın Garbtan Hiçte geri”ölmüdı- kanı güzel “Kömpozisyonları "temiz ve aydınlık rehklerile bize her sene ispat ediyorlar. Nüler, “pöfteler, na türmörtlar, Peyzajlar türlü anlayış darla: Çalışılmış” çeşitli — (307) *tane €ser*Kış içinde Ankârada dört mmev) simi yaşatan aydınlık bir bahçe| Byüboğulları'gene bütün' dikkâti ü- 'zerinde topluyor.'Gerek Bedri Rah- ml'de 'gerekse Ereni'de başka bir ha va Var. çe'ferahlik veren bir'mem leket türküsü gibi Msanı 'sariveri- yorlar. Eren'in (151) kırmızı biber- lerini, Bedri -Rahmi'nin (148) -Ko-| rasunu bir türlü, garip olmalarına| yağmen unütamiyoruz. Türgut Za-i im'in masal havası içindeki- nurlu yüzleri (903)'Ortaöyünunda 'genel kopya — edilemiyecek “Kâdar - tek, Genç ressam İsmail Altınok — (12) nuümaral pörtresinde'renk armonist| nin ve Hadenin güzel " bir-örneğini Şöref Akdik kadar üstalıkla Vermiş| bulünüyor. Altınok'un toplumu yan, 'Rilayan (13) Eskişehir'de pazarı da| Başarılmış“bir sanlat 'eseri. 'Mülik Aksel'in ((7 Ankarali kır, Tarı|; 'Perran'Atademirin — (92) Pemi bü baharları, Vecihi'Berkteoğlü'nun. (AT ' Kfzantemleri, Nürullak 'Berki in (48) Çömlekçisi, Cemal Bingöb-| “ün 60) “Sonbaharı, 'Mahumut Cui da'nın *(65)“Elmalar, (66) Ayvalar| vev8T kanpuzu, Çallı'nın (67) ikin eWselim Türbesi, sahalarımın - titiz| etkilefini taşıyor. Gene genç ressamlardan| Abünullah Çizgen'in — (77) Mevlâna Gümüş kapı've Kemal Çizer'in (78) Bekleyişi başarılı etütler. Abdullah| ta kendine has bir samimilik var. Bu genç sanatçının müştakil sergi- sini bekliyoruz: Bahara muhakkak Halil Dikmen, Feyha-| gx Duran, Güzin.. Ovran, Refik| Epikman. Hamld. Görele, Nuri - İlç m. Hikmef Onat, Numan Pura, Ereümlent Kalm.k, Arıf Kaptan, Ze| ki “Köcamanı, Hikmet Onat, Nu-| Mari Püra, Ayetüllan Sümer, Ce ma) Tollu, Saip 'Puna, Esref Üren, (Devamı 6 netda; nat 4 * » Bahiswsleri “Bir Pazar misabiri,, Yazan: “Afif 'Yesari Bir Pazar günüydü, evde tembel fembel otürüyordüm, kâpı - Çalıridı, ihtiyar, ufak tefek, ham hım - bir adam: — Bay R nin evi burasim? — Hayır. » — Şu halde, Bay R 1 nerede bula bilirim?. Bilmediğimi, Bay R 1 de tanıma diğanı söylememe — rüğmen, uzak Taşmak dilyetinde değilmiş gibi, ka pinın kenarina yaslanıyor, bürnün dan solüyarak, üfacık, boncuk gibi gözlerini yüzüme dikmiş bakıyoör- du: — 'Demek'Bay R 1 tanimiyorsü- nuz?,, — Tanımadiğimı az evvel ârzet- Tülştim sanıyorum,, Mamafih, yan- Gdüki eve, yandaki evin yanımdak! eve veyâ köşedeki tütüncüye sora sanız belki size gösterirler,,, Diye başımdan savmak İstedimse de, mu Hatabım oralı ölmadı ve büsbütün Bevşeyerek 've kendisini kapıya yas Tayarak sölüumasında —devam etti, Hava #oğuktu, sışarıda, kapı aralı Bından girerek yüzümü yalayan kes kin bir'ayaz vardı, Üzerimdeki pija mayla ve sıctık bir odadan gelmis olmanın tesiriyle hafif bir titreme içinde adamcağızın gitmesini bek- liyordum, Kapıyı yüzüne kapaya- Mmazdım ya,,,, — Demek Bay'R 1 tanimiyorsu Nuz!,, Bu çok fena,, Çok Yena, * Adamcağız, böyle diyerek, başını esefle iki yana salladı ve,,, “Vedâ e- derek gitmeğe hazırlandı,» diyecek siniz 'değil mi,,,, Ne gezer, kendini büsbütün bırakıp gevşeyerek, sozu- #a ve ayaza rağmen, Kros—Kontri den yeni çıkmış bir koşucu gibi sı fırı tüketerek, havı dökülmüş sap- kasını çıkarıp yelpazelenmeğe baş Jadi, Ben'işin nereye varacağını bil “memekle beraber, titremekte — de- yvam ederek neticeği merakla- bekli iyordum, Bu süretle bir İki “dakika daha 'savdık, Adâmcağızın hâlş git “meğe niyeti yoktu. 'Onun yörgun “görüşünden, nemli yüzünden; hayli fizak yerden gelmiş ve yorulrmuş ol duğü netlcesini Çıkartayak bu yaslı “adâamı bir kahve içmeğe ve dinlen meğe düvet ettim, Dâvetimi tered Gütsüz ve hattâ birazda memnuni- 'yetle 'kabul ederek, içeri girdi, Oda micaktı, buna rağmen misafirim pal tosunu Çıkarmatlan, köşede pence Tenin önündeki hasır koltuğa ken- dini biraktı. - Solümasi geçmiş, ilk yorgunluk devresini atlatmış - gibi görünüyordu, “Kahivelerimizi — içer- 'ken 'göz “ucu İle onu tetkik ediyor- dum: Ufak- tefek, çelimsiz hissini weren ve yaşı hakkında *tahmin yü Tütülemeyen tiplerdendi; en dikkâ ti geken'tarafı gözleri idi, Küçük bi 'ter boncuk gibi parlak, fıril firildi- lar, Etrafa şüpheyle, ve hâttâ'desi seyle bakiyordülar; Veyâ bana öyle (gibt geldi, Misafirim, — yorgunluğu iden “attıktanı sonra; bakışlarını 'Odamn “içinde — gezdirerek yüzüme sapladı, Bir başlangıç — yapmış ol- Tak-için: — Aradığınız bay RKifmdir?: di ye sordum, Suajim, onu o kere he Şecanlandırdı ki, nefesinin -tıkana cağından, veya daha kötüsü, kah- 'Weyi Hâlinin üzerne “dökeceğinden korktum. -Misafirim, eliyle boğazmı tütarak bir müddet öksürüp tıksır Gıktan sonra, nihayet sükünet bula rak tabil hâlinde döndü ve: — Bize herşeyi anlatayım, dedi, aten bende bunu bekliyordum, Mi Bafirim, kendisini benden başka kimsenin dinlemediğinden 'emin ol inak istiyormuş gibi, etrafına şüp- heli bakışlar- fırlatarak sözüne baş dadı: — Efendim, bay R; yi, uzun za- 'mandanberi ariyor, fakat bir türlü bulamıyorum. — Seyahate'çıkmış'olmasın? Ken disini ne zamandanberi 'göremiyor- sunuz?,, — 1337 den beri efendim,,, — 1837 den 'beri mi. Desenize, a- 'radan'epey zaman geçmiş! — Öğle,, Fakat ben “ümidimi kaybetmiş değilim, onu' bulacağım, — Rir alacağımız mı Var?.. Muhatabim, tekrar şüpheli 'ba- kışlarinı etrafta gezdirdikten & ra, mühim birsır “tevdi ediyor- muş gibi: — Bay.. dedi, safsatayı bırâl hm..*bir gihâyet arifesindeyiz Bu'defa, Hayret etmek — sırası bana gelmişti: — 'Ne ğibi cinayet ?... Fakat ben Polis Hafiyesi döğilim... Hem, müs takbel maktül kim, câni Ktm ?.. Bu u hakikaten merak etmiştim" Ratil ben olacağım... Maktu le gelinice, bu Olacak... Allâhın T9nlle bay N e HAYfEte düştüm kı, bu Sefer,vaz' kaldı YBen, kahveyi holu Din üzerine döküyordum j “ Beki takihde ilk defa, işliyece- Bi cinâyeti tammadiğı *birine ha- ber veren #lk eâni #letkarşı karşı y bulnuyordum, Sözlerinin ciddi P osmadığını anlamak âçin yü- | Züne baktım; — Ciddi İdi-MEBEİKİ si Güm, sesini mümkün dar yümüşatarâk: ' — Vaz geçin canim “didim, csa ' Seri 1537 'den'beri, mezk'ir 7a* hay * li yâştanmiştır,” höle aha hâ Bıra “dölAyİĞİyle “büsbütün fi tü 1 ketmediyse'İiklen —üzratlle pence petiteyedir *belki... Blinizi'bir sefi ' din kaniyle'mi Kirleteceletiniz?. (1) fatia Aktörü edasile*söylümüştim, İtirar etmeliyim ki- tiradı'bir vesbu deyiş, —misafiriz üzerinde Yeter “derecede 'tesir yaptı. Dür- w Bun duürgun, Ççamurlu kunduraları | ni gözden geçirdikten sonra Haklısmız... Dedi; onu öldür Memeliyim... ? Öldürmeyin ya, bırakın bi Müddet daha yaşasın. bir- süretle 'Onu #lümden daha beter bir ceza ya müliküm etmiş olacaksınız! Bunu söylerken, sesindöki cid- di ifütiesinin Bizzat Benim üzerim de zile*tesir yâptığına Siückat et- tim, ve mühâtâbıina, bu Büy 'R ye karaı neden bu “derece Hinçlı olu Şunun #ebebini Sötdüm Mülafırim, elindeki findanı Massya 'Hirakarak hağır “költüğa Yerleğti ve Şunları anlattı: — Üzün zamandan beri tanıdı- ğim bu'R . ile, mecburi şârtlar al tında döst ölmüştük. Fakat “daha ilk “tani&mamızda “bu Zâtın” bana husümet Beslediğini amlalim. Düydüğüyr Hinç ve'iztikâm his Tetiför ne 'derece Yerikde Ve haklı 'olduğumu anlatadaklâtım Yeyit e- 'dedektir. *Bu Uğürduz Vay 'R. Misafirim, son”dörece Yübik 'bir in Bandı. — Seneler hareadığı mi etiniden kağırmama “ döbe, muştu. | Tasâavvür #din" ki; © Mi-tamamlamak-siçin-seneler Camıştım;“onu' birdenbira Çurmaneın - verdiği. üzümtüyle daha #ikhmi-da kaçıracaktım. Ese tin mevzuu «İâsan Hadlarır — na 'dâirdı... Boşmızı azırtmazasam ese Yin tezini hülüsa edeyic; Eserde, fşağı yakarı deniyordu ki: Yeryü Fü Mmsanları, el ele vetip, hudut, din, t mefhümlarına rer yuf Borüsu 'gekerek kardaş olsa- lar, dünyada ne harb. ne Harb ba hr Ke/gaların ve' HaYbEtin “Yoğu nu tipraklar Bukaudır göz önünde tür: Ççareye tevesğülle, hürb üfatin> ih tiyaç “kalmıyactiğını vbölittedbiştim. ÜÖyle “va, 'umadem (kisâdöm — ile /Havva'ya ve dntanların kardeş ol duklarma — inanıyorduk bunda i- Nanılmıyacak ttaraf 'yoktu. ” Esetin ikinci kısmında, “dünya Tümetleri. nin'inhisar altna salınışı tenkıt e- diliyordu, “buhda, 'müdafna” edilen tez suydu: 'Meselâ, #lektrik ve 'Bu np Allahin kuüdretinden 'Vâf mesimide,“Kkendi' hi mehdelâri .yıp, kilovat hesâbına vurarak birer makbuza işley Bullarına dayamak, derelei nu, Kaynakları aat hsaal akçe tutarile halk tarafından deli ödenmesi mecbur Hale ge | meniti “#âhis ve Yersiz Biz iş oldu- ğu belirtilmişti... Amek hülâsaten izâ bu eserde, itiraf etme Zun Çölişma Senelerinin Manıri velgöz vurunun S VAPAL Bir gün -daha: doğrus: eserimin son müsveddel, den geçrirken, eserde büyük eksiklik bulunduğunu gördüm. Vet,'bu eksiklik, yaban örüekleri- nE bilümüm “av hayvanlartna'dâir di? Meselâ, #vâre “avi yabâri ördekleri — birer kurgun düşürüp, lüks lokantalâra yok pa hâsına satjlan bu Sersöri mahilük- ;; lar, pişitip kotarildik! 'ne'Birn& gürnitür Konülduktan son va, ateş bahasına müşteriye sunul- malarıanın ne-derece yersiz ve hak Yco “Bir $i olduğunu temarüz ct. türmeği —unütmüştüm. en orujMAT tarafı, va ve re vuçü ve"Üzeri- Eserlmin İzlörce Bayfası an Yazılârda bir defa, hitei tek”defa bile ilmi herkatıgi'bir is- 1 tilâhın; ve-hattâ-iddianın bulunma (Devamı 6 ncıda) () Bu Gümle, bir piyesten hat ( rımda kalmış olacı