HAZRET İLE GÜZELLER GÜZELİ ZÜLEYHA IYUSUF* Yazan : Muharrem Zeki KORGUNAL — d0 — Koridorda yalnız kalan Poti-| lanmalıyım ki Hakkında böyle| Dün Halkevlerin- far, bir müddet düşündü. Yusu- fu zindana attırmağa karar ver mişti. Fâkat bu haksız kararı ona masıl bildirecekti? Ortada işlenmiş bir suç yoktu.. Sadece | Züleyha tarafından işlenmek is- tenilen bir #ünah vardı. Yusuf, inamlmıyacak derecede beşeri bir kudret göstererek Züleyha- nm tasavvurunu akim bırakmış tı. Bundan dolayı mükâfat gör- mesi lâzımdi. Halbuki vaziyetin nezaketi ceza görmesini icap et- tiriyordu. Herkese Yusufu ka- bahatli göstermek bir zaruretti. Aksi halde Potifar halk nazarın da pek feci vaziyete düşecekti. düşünüp dururken arkasından Bir ayak sesi işitti. Başım çevi-| rip bakınca Yemliha ile karşılaş 'tı. Bu tesadüften tarif edilemi - yecek kadar memnun oldu: — İyi ki geldin Yemliha, dedi. | Sana mühim bir meseleden bah: sedeceğim. Şu odaya girelim de uzün uzün konuşalım. | Az ilerideki odanın kayısını a-| çıp içeri girdiler. Birer şilte üze- rine bağdaş kurup karşılıklı 0-| turdular. Yemliha sordu: | — Bahsedeceğin: mesele ne- dür? — Yusuf meselesi... — Yusufa ne olmuş? — Yusufa şimdiye kadar bir Şey olmadı; ne olacaksa bundan| sonra. olacak. — Bir kabahat mi işledi? — İşte benim'de sana bahse-| mek istediğim mesele Budur. E- vet, kabahat işledi, hem de bü- yük, çok büyük bir kabahat! — Ne yaptı? — Şu birkaç ay evvelki çinkin hâdiseyi ifşa etti;. Züleyhayı | halkım diline düşürdü. — Buna emin misin — Kendim emin değilim. Ba-|. na bunları Züleyha söyledi. İnan. mağa mecbur kaldiım. — Yusufu zduıdmı attırmağa karar ver- lim, — Çok kapalı konuşuyorsun Potifar. in emin değilsin, sonra: da inanmak mecburiyetin . de kaliyorsun. Seni - inanmağa haltsız Bir karar verdiğimden | dolayı bana mugber olmamalı... Yemliha; afallayıp — kalmıştı. Potifarın Züleyhayı cezalandı - racağı yerde Yusufu cezalan -| sırmağa kalkışmasına bir mâna | veremiyordu: Züleyhayı cezalımdırsan | daha iyi olmaz mı? | Diye sordu. Potifar, ellerini uğuşturmağa başladı: D — Züleyhayı cezalandırmağa hakkım yok. — Niçin hakkın olmasın! Sa- na ihanet etmek istiyor. Namu: lu bir koca, baştan çıkmayı ak- hna koymuş karısını cezalandır- mak hakkını haiz değil midir? | — Gerçek söylüyorsun Yem-| liha! Fakat Züleyha ile benim aramda acı bir hakikat var ki, bunu: ikimizden başka hiç kim- se bilmiyor. Sana itiraf etme- ge mecburum ki Züleyha, bende bulamadığını Yusufda aramağa kalkmıştır. Yemliha zeki bir ağtımdı. Po- tifarın ne demek istediğini He- men anlayıvermişti. Sonsüz bir hayrete kapılarak sordu: — Korkarım ki ZüleyHa hâlâ kız bulunmaktadır, doğrü mu| Potifar? — Ne yazık ki doğru.... Fa- kat Yemliha, bu' müthiş &irrı öğrenmiş olmıyacaksın! — Üzülme Potifar! şey bilmiyorum. — Teşekkür ederim. — Bu takdirde Yusufu Zi leyhadan '“âyırmak * “zarüridir. Ancak zindana attırmasan da başka türlü ayırsan Olmaz mı? — Olmaz! Sebebi de şu: Zü- ylka, hakikater halkin diline düşmüş: Yusufu zindana attır- makla halkın Züleyha hakkın -! daki kanaatini değiştirmiş ola-| cağım. Herkes Yusüfü suçlu,! Züleyhayı masum taniyacak ve| bu suretle lekelenen namüsum | temizlenecek. — Yusufün zindana atılması- nı Züleyha; da bu maksatla ıml istiyor? — Hayır!' Onun müksadi tâ-| mamen bağlea... Anladığıma gö-| re şöyle düşünüyor: Yusuf zin- — Söyledim ya, Züleyhanın ifadesi — Yo Züleyha yalan söylü - yorsa? icbar eden delit nedir? | alari söylediği muhak - kak; Yusufa iftira attığı da mu hakkak... Bunt rağmen Yusufu | suçlu olarak kabül etmek mec-| buriyetindeyim. | — Sen gildirdin mr Potifar! Suçsuz bir insana suç isnat edi- lir mi? — Etmek lâzım geliyor. Aksi | halde Züleyha fenalıkta son had de kadar gidecek. Acıkça bildi - reyim ki, Züleyha; Yusufu sevi- yor. Onu zina işlemeğe tahrike çalışıyor. Yasüf, bir türlü razı olmuyor. Züleyha hiddetleniyor, | “beni halkın diline düşürdü,, di- ye iftira ediyor; beni inandırı - yor. Ben de Yusufu zindana at-| tırmağa karar veriyorum. İşte | mesele bundan ibaret. Şimdi be- | ni düşündüren bir nokta var: Acaba bu kararı Yusufa nasıl bildireyim? Öyle bir lisan kul - Yeni Sabah) ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi Şi SENELİK — “1dod K 2700 Krg İ SAYLIK' ÖS0 »— 1460 » B AYLIK — 400 » 800 » TAYLIK — 160005 800 » Perşembe Güneş — Öğle — İkindi 9US 446 8.44 Ezani 4.49 — 12,20: 1618 Vasati Akşami — Yatar — lmsak 12.00 — 158 — 7.07 Ezani 1938 21.28 — 241 Vaeati —) WEF DİKKAT —a €Yeni Sabah» a gönderilen yazılar ve evrak neşredilsin edilmesin — iade olunmaz ve — Bunların Kayholmasın. dan dolayı Hiç bir mesuliyet kabul edilmez. | ha ona kolay dana atılacak. Bir müddet y: tacak. Sonra çıkacak. Tekrar | zindana atılırım' korkusile Züley Hranın davetini kabul edecek. Ö| zaman iltisi, benim sarayımda| | oturacaklar, — beniin' ekm yiyecekler ve katı:köca gibi ya- şıyacaklar. Ben de ömrümün so- nuna kadar' kalbime şüphe ge- tirmeyip onların kardeşane se- viştiklerini - zannedeceğim, ne| feci bir vaziyet, değil mi? Yemliha, hayretinden donacak tı, taş kesilecek hale gelmişti. | Melek gibi saf Ve temiz zannet- tiği amcasının kızı Züleyhada a böyle bir fenalık zubut' edec, q_ım* şu etek: yırtma-hâdisesine uhıt olduğu halde bile aklına kabul ettiremiyordu. Zülevhayı iha- nette bu derece ileri gitmeğe sevkeden âmil acaba ne olabili di? Sâadece kocasında bulama- dığı erkeklik kabiliyeti mi? Yı sufun fevkalâde daha müessir bir ımıl telâkki edilemez miydi? Meselâ Yusuf azıcık çirkin aratılsa idi Züley kolay gönül kap- Yemliha, buna ihti- veremiyordu. - Züleyhanın baştan çıkmasına sebep, muhak kak ki Yusufun eşsiz güzelliği idi. Bereket versin, Yusufun lâkı da vi kadar Yusuf biraz: ahlâk seydi, iki genç çoktan birle: tırır mıydı?. İzdi. 1-göster'- güzel- vücut dan bilfiil ihanet görmem bu lütfu ancak Yusufun yüksek ahlâkma borçlü idi. - Böyle bir delikanlı zindanda nasıl “çürütü- lebilirdi? Potifâr, açıktan açı-| ğa zülüm soluna sapıyordu Yemlihanın — vicdanı buna, bu| müthiş haksızlığa bir türlü razı olamıyordu. Potifara döndü Demek Yusufu mıııl.ıkqw zindana attıracaksın! — Kat'i liha! Kararım budur Yemi On: en senin masum ol- | düğunu biliyorum, buna rağ -| men seni zindana attırmak mec burivetindeyim,, demek cesare- tini: gösterebilecek misin? — İIşte bu cesareti kendimde bulamıyorum. — Bama itimat edersen hük- Ümü kendisine ben tebliğ ede - — Yapabilir misin Yemliha! (Arkası var) | da satılmaktadır. — ŞEHİR HABERLER Hatay kur- tuluşunun yıldönümü de merasimle kutlandı | | İngiltereden Bol Miktarda Pamuklu Mensucat Geliyor |İlk parti İskenderuna geldi, bu vazi- Senelerce ana vatandan ayrı yet mensucat piyasamızın genişleme- yaşıyan Hatay — kurtuluşunun yıldönümü münasebetiyle yurdun her köşesinde şenlikler | yapılarak bu mutlu gün kut-| lanmıştır. Halk gece geç dar bu bayrama iştirak ve Hataylı ile anmıştır. Bu münasebetle Halkevlerin- de de gündüz ve gece bu mutlu konferanslar, vakitlere ka- etmiş yıldönümü — için konserler verilmiş ve halkevleri Temsil kolu gençleri - tarafın- dan verilen temsiller büyük bir alâka ile takip edilmiştir. Zeytinyağ fiyatlari yükseliyor Fiyat mürakabe ti tedkik edecek Zeytin yağı fiyatlarmın yük- dün | ardeşlerimizi sevgi | | Hiçbir komisyonu vaziye- g selmeğe başladığını yazmıştık. | Fiyat, mürakabe bürçsu,. yazi- yeti tedkik ettirmektedir. Bu maksat ile çalışan müra- kabe memuruna iaşe müdürlü- günden bir de kontrolör terfik edilmiştir . Komisyonun — bugünkü" içti- mâamda zeytinyağı fiyatları ile Meşgul olacağı - anlaşılmakta - dir. "Zeytinyağeılar, zeytinyağları- nn yükselmesine sebep olarak teneke've bidon fiyatlarının yük- sekliğini ileri sürmektedirler. Halbüki zeytin yağları yalnız Bü'kaplarla değil, çıplak olarak Bundan: baş- ka yakında memleketimize tene- ke ve bidon gelecektir. Zeytinyağlarına» müsavi- ola» râk pamük, Keten, susam ve Haşhaş yağları da yükselmekte- dir. Haziran içinde 58 - 59 ku- rüş olan pamukyağının bir lit- resinin dünkü fiyatı 65 kuruş-| tu. | İKTİSAT Bir ihtikâr cürmümeş- hudu netice vermedi Fiyat mürakabe bürosuna yapilan ihbar üzerine mürakhbe memurları kepenkleri indiril - miş bir dükkânda cürmü meş hud neticesinde bu dükkânın asfiye halinde olduğunu, içeri- ahipleri olan iki kardeşin hesaplaşmakta bulundukları gö rülmüş, defterler hesabat tetkik edilince her hangi bir ihtil ve bu har alâkadar olmadıği anlaşıl- mıştir. Bu ihbar. olduğu gibi rini indirip: gizliden gizl satan mağazaların bulunmasına olmadığı da fiyat müra teşkilâ bildirilmek. imkân MUT FER ?IK Canavar düdüklü tayya re tecrübeleri Dün çıkan gazetelerder biri Ankarada yapıldığı gibi gehri- miz anavar düdüklü ta; arelerin iştirak edeceği, bir alârm - tecrübesi — yapılacağını yazmıştır. Büu hususda a lar mak; nezdinde yaptığı tahkikata nazaran malümat mevcut değildir. İstanbul. nüfus müdürü işe başladı İstanbul nüfus müdürlüğüne tayin olunan B. Hulüst Eren şehrimize gelerek işe başlamış- tır. B. Hulüsi Eren bugünlerde vilâyet dahilindeki nüfus işleri- ni tetkik etmek üzere kısa bir seyahate çıkacaktır. İstanbul nüfus müdür ve memurları ara- | sında bazı nakiller olacağı söy- lenmektedir. | eeei sime esaslı surette âmil olacaktır î Bu malların ithali için derhal teşebbüslere geçmiştir. Gerek Bir müddet evvel İngiltereye | | ismarlanan pamuklu: men. tın mühim miktarlara varan| Ba Bağdad yolunun yeni- son partisi de son günlerde| den açılması, gerekse İngiltere- memleketimize gelmiştir. ye sipariş edilen ithalât eşya - Mızın böyle peyderpey gelmesi, zaten darlık bulunmayan itha- lât piyasamızı büsbütün geniş - letecektir. l Dün alâkadarlara gelen mal't mata göre İngiltereden gelen pamuklu mensucatın manifesto ları bugünlerde Osmanlı Ban - kası tarafından Mintaka Tica- ret Müdürlüğüne gelecektir. Dün, şehrimizdeki alâkadar- lara gelen malümattan anlaşıl- diğına göre bu mallar İskende- runa muvasalat etmiş bulun- maktadır. Ayni zamanda pa- muklu mensucat - ile belli başli ithalât eşyamızdan kabarık ye- künu bazı partilerin de İskende- egilta geldiği anlaşılmaktadır. Bir katil mahküm Suriyeden de yapağı geliyor Haber aldığımıza göre yakın da Suriyeden şehrimize yapağı sevkine başlanacaktır. Ancak bu yapağılar, şehri- o l d u Talzde kalmiyacaktık, Zira, Min riyeden Meydanıekbere, oradan da şehrimize getirilecek yapa - ğilar, trai satılmıştır. Şehrimizdeki Macar - ticaret ataşesi, âlâkadarlara müracaat ederek eksperler istemiştir. Hafi bir içtima Tahsin Durmaz der beş sene lıa-_ pis yatacak Bir müddet evvel Eyüp - Def- terdar yolunda, para meselesin- den çıkan bir kavga sonunda arkadaşı Osmanı bıçaklayarak öldüren, Hamdiyi de ağır suret- te yaralayan Tahsin Durmaz gider adindaki katilin mühake- mesi- dün'birinci ağır ceza mah- kemesi tarafından — bitirilmiş ve kendisinin cinayeti kasten iş- Mürakabe kkomis- | yonu hafi bir içti- ma akdetti | lemediği naticesine — varılarak / beş sene on' yedi.gün hapse'mali"| ' Fiyat mürakabe komisyonu, küm edilmiştir. dün öğleden sonra, vali rmavini Ahmet Kınıkın reişliği altında hafi fevkalâde bir celse akdet- miştir. Komisyon, mutad içtimaların- Açık teşekkür T İstanbul Verem Müsadelesi k dan birini bugün - yapacaktır. cemiyetinden: Bugün | yapılacak — toplantıda Cemiyetimizin yeniden küşat| kundura fiyatları meselesi et- ettiği Beykozdaki Subaşı verem| Tafında' görüşülecektir. — Bu hususta Sümilerbanktan istenen rapor gelmiştir . dispanseri fakir * hastalarından beherinin ayda * on Beşer lira | vermek taahhüdile - gıdalarinı temin etmek lütfunda 'bülunan | Tan sineması sahibi Bay İsmail Adliyeye verilen mühtekirler Fiyat mürakabe ayı üzümü ismindeki yerli ç: komisyonu, Sekban, C)_pcf-a sinema _saııihı yın kilosunu 180 kuruşa sa- Bay Kadri Cemal, Bezayi tıbbi- tacakken 11 - 12 liraya satan ye deposu sahibi Bay Agop Mi- -bir çaycı ile kayıkta yaptığı kö- kailyan ve eshabı emlâkten Ba- yan Feride Zozik oğluna cemi- |. yetimiz namına - teşekkürü . bir borç biliriz. , — | larına: toptan narh- ü- zerinden fiyat alan Galatada Kürküçükapıda bir kömürcüy adliyeye vermiştir. | — GECE SOYGUNCULARI — "||Parayı değil yemeğe, kapmağa bile muvaffak olamamışlar.. Birinci ağır ceza mahkeme- yumruklarından daha fazla sa- si dün; iki gece ncusu hibini muhafaza ettiğini Hakkındaki kararını bildirmiş, — Tabit Behite, bir taraftan! kendilerini hapis cezasına mah içinde'yüzlerce lira küm etmi; şe kâğıdini iki Hulüsi ve Halit adındaki bu bir taraftan Bütün' gülcü, iki Oyguncusunun Mac azı çıktığı kadar raları bir hayli meraklı ve ken öldürüyorlar, can dileri için de oldukça acıdır. ran y mu, diye Bu iki arkadaş beş altı ay Mağa başlamıştır. Bu kadar evvel, Üsküdarda harşısınıd avizlerden lâmsız divarında b allık ya- tanesi Behi ağzanı kapa pan bir kadın keşfetmişlerdir BAA Ğ ĞÜ OĞ Bu Behice adında ve yalnız », kanmağa savaşmı --. başına: çalışan -bir kadındır Fakat iki erkek r kadını Her akşam ç vakit, çekme- zâpta: muvaffak' olamamış, | cesindeki parfaları bilyük bir kâğıdı patlıyarak paralar kese küğıdma — yerleştirmekte — y a L D am ve tenha, ıssız sokaklardan b sokaktan da bekçi düdükle- geçerek yavaş yavaş evine Sit vi ve koşuşmalar baş göster- mektedir miştir Hulüsi ile Halit Behiceyi bir — Hulüsi ile Halid böylece iki günlük kontrolden sonra plânlarında muvaffak olamı- bir plân tertip etmişler ve bir 3 alleğa eeet Hakaiter akşam karanlık bir Köşede Jar, fakat iki üç gün içinde de kendisini beklemeğe başlamış- yakalanarak tevkif — olunmus. lardır. — Biraz sonra Be- İşr ve birinci ağır ceza mah- hice görünmüş ve tam yanla- kemesine verilmislerdir rından: geçerken. iki arkadaş — Mahkeme dün her iki maz: kadının üzerine atılmışlardır. — munun da suçunu sabit gördü Fakat gece soyguncuları bir şeyi unutmuşlardır. Bir kadın sesinin en kuvvetli bir erkeğin ve kendilerini ikişer sene dör- der ay müddetle hapse mah- küm etti. — — ——7 | | | O vakittenberi hesabı carisi şu vaziyeti göstermiştir: İşaret Sarfiyat 82941 — 0:105 0 18.3.941 — 0:108 3 165941 — 0133 25 12.7.941 — 0144 n it tarikile Macarlara | Taistir . İ (OKUYUCU — LDİYOR Kİ: LA Elektrik idaresi cevap veriyor | “14/7/1941 tarihli nüsha- nızda bir şikâyeti dercedilmiş $ olan okuyucularınızdan V teşin adresini — 22/7/941 ta- rihli nüshanızda görmüş ol- duğumuzdan mesele hakkın- | da tahkikat yapmak kabil ol- muştur. $ Büu abonemize 8/2/1941 ta- rihinde cereyan verilmiştir. K. Bu- cetvelden anlaşıla; SEERMÜ Gimenin sazfıya: tında? veya 17 kilovatlık bir miktara tesadüf edilememiş tir. Ancak bu müşterimiz 16.5.941 tarihinde kıraat edi- len işaret üzerine çıkarılan 25 kilovatlık sarfiyatını faz la gördüğünden, sayıcısının muayenesini talep eti yapılar muayene neti Ssayıcının ayarı munta lunduğundan kendisii ra muayene Üücreti ilâve edil- Vecihe Ateş namına olan bu abonmanın tesisat numa- rası 233590 dır. Ayni bima da hilinde bulunan 233592 tesisat numaralı diğer bir abonemize 18.341 tarihinde T7 kilovat Ve 16541 tarikhinde 10 - kilo- vatlik bir sarfiyat tahakkuk ettirilmiştir. Okuyucumuzun mektubun- da 7 kilovattan bahsedildiğine göre, bu iki müşterinin ara- larında hesaplarım karıştırıp karıştırmadıkları suali varid olabilir. V. Ateşin sayıcısı yakında muayene edilerek muntazam bulünduğu Gihetle : bize fazla bir para ödemiş olması bitta- bi mevzuubahis olamaz. Okuyucunuzun diğer bazı noktalar hakkında şikâyeti varsa. bunları da tamamen bitarafane olarak tetkike â- made bulunduğumuzu saygı- larımla arzederim. Sabah — Elektrik İ- sutunıı - et h Yeni daresini, Okuyucu muzda çıkan bir şikâ kinda gösterdiği bu h: yetten dolayı tebrik ve bearll kür ederi Şaşı!acuk bir iş S aRe Bazı fırmlar bir çuval undan 94 ba zıları 109 ekmek | çıkarıyorlarmış İstanbu leri Be belediyesi müfettiş- mınt ndaki fırınları teftiş - etmektedirler. Şimdiye kadar yapılan teftişler den edilen netice ekmekle rin iyi olduğu kanaatini tir. Fakat fırınların undan çıkardıkları € tarları tehalüf etn zı fırınlar bir çu ve bazıları 109 mektedirler. Bel tin sebeplerini araştı bir çuval mil nekted Sivasta yerli pazar dürlüğü —tar pa- ilmiş ibir- arı bu husust leri Koyul! Sivas zelede icap eden te alınmıştır arda köprü inşaatı (Hususi) — Büy ara uğriyan Koyulhisar deki hi sar, Reşadiye Sivas yolu üzeri; rin yeniden kat'i yapılması için N den verilen tahsis: köprü ekildi yakında vülerin — yapılmasına başlanacaktır Halkevinin motörcülük kursu —| 3 | — Şehrimiz | Sivas (Hususi) halkevinde bir motöreülük kur- su açılmış ve bu kurs - muhitte derin bir alâka ile karşılanmış:- tır, 24 YÜMMÜZ 1901 a mraı SIRALI NDT Dahulıvre Vekilinin bır tamimi Yazan: ULUNAY Gazetelerde Dahiliye Vekfüi Bay Faik Öztrak'ın son derece dikkate şayan bir tamimini oku- dum. Bu değerli hükümet ada- mı bütün valileri ahali ile şah- san temasa davet ediyor; mül- hakatta yapacakları -teftişler- de köylünün, ahalinin vasıtasız olarak dinlenmesini tavsiye edi- yor Kiymetli Vekilimizi canü gö- nülden tebrik ederiz. Bir memleketin en büyük hü- kümet mümessilinde başlıca iki sıfat vandır: Evvelâ bir şehix mur olan adam “Bütün milletin, rahatını düşünen hükümetin va. kilidir. Mukaddes vazifesi her | seyden evvel mülkün — refahı için yapılan kanunları tatbik e- derek halka hizmettir. Sonra devletin, milletin hali ve istikbali kaygusiyle ağır bir mesuliyeti gözüne alan hüküv metin şahsiyet ve şerefini de temsil ile mükelleftir. yde resen me- Bu iki sıfatı birbirine meze - ederek vakur ve hakginas bir baba gibi âcizleri himaye eder. Kudretlerini fena kullanan ka- vileri salaha davet eder. Eski rejimlerde halk ile hü- kümeti temsil edenlerin arasın- da daima bir perde mevcut - idi. Bu bid'at gitgide perdeyi o ka- dar kalınlaştırmıştı ki o zaman- lar bir valinin huzuruna çıkmak müstesna bir mazhariyet teş- kil ediyordu i tarihte adalet faslın- cal, hükümet — hikmetini arada vasıta olmaksızın halk ile temas yesinde temin etmişlerdi. . İ- kinci Halife. Ömter gibi heybet- li bir adamın huzuruna herkes girebil.ır ve derdini söyleyebi- lirdi. İlk Arap-saltanatını tesis & den Muaviyenin yanına — giren bir bedevi yüzünü hükümda - rın çehresine - — yaklaştırarak müşkülünü izah-ederken bede - vinim “ağız kokusu;, na müptelâ olduğunu Hissederek parmakla- riyle burfunu' tiunağa meds bur olmuf> Buyu gören “Bede- vi Muaviyenin eline vurarak : — Çek elini burnundan! de- miş. Sen müslümanların mukad- deratını sırtına yüklendikten sonra bizim gibi ihtiyarların ağız | kokusuna tahammül etmelisin! Cümhuriyet, ne - mutlakiyet reğimi gibi iki mihvere - tabi devlet usulü, ner'de meşrutiyet gıbı millet ve hükümdarlığın bazı haklarından ferağatleriyle teessüs'eden bir Yejimdir. Hüs kümtetle mülletiti kaynaşmasın- | , birleşmesinden — doğan bir | iduredir. Her hangi vilâyette, | kazada bulunan vali ve kayma- Tuya milletin rağından ve birliğinden çe kan bir hühkümet mümessili - dir. Temsil eyletliği milletin yakından dinlemek hal- ka emniyet verir. Uzun seneler mecnun padi- şahlar elinde kalan bu memle- ket, büyük memurlarını, mil bir umacı gibi göstermişti. Mil- let kendini anlayan, derdini din- leyen bir hükümet adamına a- sırlarca hasret çekiyordu. Mil- n ihtiyacını anlamaktan te- en eski devirlerin bu u- yaradılış itiba- afül ed macılarını halk, e de herkesten aykırı zan- nederdi. Millete telkin ettikleri efkat, muhabbet değil, dehşet- ti. Eski valilerin şahsiyetleri! allük eden şu fıkrayı kaydedi- yor ktiyle Konyaya — bir vali n edilir.. Memuriyetine hirde zülhd ve tamınmış muhterem- bir duğunu haber alarak der. Mübarek adam v tamir ettirmek üzere oldu- inin damına çıkarır. Daha o zamanlar Konya - evlerinin damları kiremitle örtülmiyerek sıkıştırmak — suretiyle için ev sahibi vali pa- lâkırdiıya - tuta damda ştırmağa başlar ve paşanın bundan alındığını hissedince: — Paşam! der. Sizi burada kabul etmekliğim tabil hayre- tinizi celbetmiştir. Bizim evk> rin damları topraklaörtülür. Bi- raz sonra çıkan otların kökleri toprağı çatlatır, dam akmağa başlar. Sizin ayağınızan - bastığı yerde ot bitmediğisi söylerler de Ben de onun içi burada kabul ettim!. şayı ULUNAY