Komi n: Yazar tacı Aşkı vıııiıı | MURAD SERTOĞLU l Anna, arka kapıdan yavaşça içeri giren Yanefle gözgöze geldiği zaman gayri ihtiyari bir keyecan duydu Tefrika Boris baba Annayı sakin bir| 1. Anna, o zaman | garip bir müşahedede bulunda | Boris babaya karşı içinde eski imamıştı. Onu ken- disine çok yabancı hissediyor- | du. Boris baba sordu: — Ne istiyorsun kızım ? — Sizinle biraz görüşmek ih- tiyacındayım. — Buyurun! — Yaneften bir mektup al- dım. Bana verilen mülâzim Cev- deti öldürmek vazifesini bugün öğleye kadar muhakkak surette yapmam bildiriliyor. Halbuki buna imkân yok. Bana bu iş için daha üç gün izin verilmesi lâ- zam. Bunu talep etmek - istiyo-| rum. Yanefin nerede olduğunuı bilmediğim için size müracaat etmeğe karar verdim. 'Tam bu sırada arkadaki kapı yavaş yavaş açıldı ve Yanef içe- riye girdi. Annanın sözlerini ta- mamle duymuş olduğu için Bo- | ris baba yerine kendisi cevap verdi: — Bu talebin sebebini sorabi- | lir miyim? Yanefin sözlerini duyan An- na şiddetle irkildi. Geri döndü. | Yanefle göz göze geldiler. Yek- diğerlerini kin ve nefretle süzü- yorlardı. Anna bir anda bu re-| zil adamın yüzüne bütün alçak-| lıklarını haykırmak istedi. Fa | kat kendisini tuttu. Kendi saa-| deti için bunu yapmaması lâ- zamdı. Nasıl olsa Cevdetle be- raber gidecekler, çok uzak- bir | yerde yuvalarını kuracaklardı. Bunun için susması İlâzımdı. Yanefe ne 0 akşamki rezilâne hareketinden, nede ağabeğisi | zavallı Dimoyu ihbar eden mek- | tubundan bahsetmemesi lâzım- di. Yanef de Annaya düşmanca bakıyordu. Anna bu bakışlar al- tında gayri ihtiyari sarsıldığını hissed'yordu. Yanef her halde bir şeyler sezmiş, bir şeyler öğ- renmiş olacaktı. Soğuk kanlılı- inı kaybetmemek için bütün e- herjisini sarfederek cevap ver- di: — Cevdeti ancak iki üç gün zarfında mutlak surette öldüre- bileceğim bir vaziyette yakalı- yabilirim. | — Cevdetle temasınızın o za- mandan beri bir hayli ilerlemiş olduğunu tahmin ediyorum. Bi- -naenaeyh yanına her zaman 80- kulabilir ve ker;disini öldürebi- lirsiniz. Bu vaziyet karşısında işi tehir temek istemekteki mak- sadınızı öğrenebilir miyim? müşkül bir mevkide kalmıştı. Nasıl bir zevap vere- Anna zeğini bir türlü kestiremiyor- du: — görünüşe göre öyle! dedi. Fakat bu son günler zarfın da evinde pek az kalıyor. Yanına ebilmeme imkân olmuyor. Yahut eve geldiği zaman bun- dan haberdar olamıyorum. f çirkin çirkin güldü — Halbuki mülâzim Cevdet n günlerde n hemen e- vinden çıkmıyor, Bunu farket- memiş olmak, sizin gibi çekir- dekten yetişmiş bir jmitacı için affolunmaz bir gaflettir Anna hiddetten yüzünün yan dığını hissediyordu. Yanef de vam etti — Üstelik sizin de büyük ze kânız sayesinde ona adam akıllı uz etmi; uzu da öğ rendik! Ona ziyaretlerinizi nız gündüz d e unuz, Şu haldı ! elini k 1 fırsatlar var d F a fade € | şey! Ben bu imkânın mevcut | | No. 48 | 3 — Vaziyeti takaır edemiyor- sunuz. Uzaktan belki kolay gö- rünüyor. Fakat hakikat — böyle değildir. Sonra onu mutlak u- rette öldürmem lâzım.- Bunun için de daha iyi bir fırsat kolia- mam tabidir. Bu fırsatın iki üç gün içinde mutlak surette hası olacağına kaniim, Bunun için müsaade istiyorum. Yanef ne söyliyeceğini karar- laştırmak ister gibi bir kaç sa- niye düşündü. Sonra devam et- ti: — Hayır, size bu mühleti ve remiyeceğiz. Zira Cevdetin sağ bulunduğu her dakika bizim için muzırdır. Bilhassa buradaki mev cudiyetimizi de — öğrendikten sonra, Zira mülâzim Cevdet be- nim Kalkandelende bulunduğu - mu> öğrenmiş bulunuyor. Bir hain kendisine bunu haber ver- miştir. Vaziyeti şimdi anladı - nız mi? | Yanef bunları söylerken göz-. lerini Annanın gözlerinden ayır| miyor, bu suretle onu itham et- mekte olduğunu ihsas ediyordu. Bunu Anna derhal anladı. — Açık konuş Yanef, ne de- mek istiyorsun? — Demek istediğim şey gayet açıktır. Cevdet benim burada| olduğumu her nasılsa öğrenmiş bulunuyor. Eğer öldürülmiyecek —— olursa beni tevkif etmesi ihti - | mali küvvetlidir. Bunun için va- zifeni bugün yapmaz, Cevdeti bugün öldürmezsen benim ha - yatım tehlikeye girmiş olacak -| tır. -| — Buna imkân yok! | Yanef birdenbire kızdı: — İmkân mı yok? Çok garip' olduğuna kaniim. Bunu yapma -| man, ancak yapmak isuememek şeklinde kabili izahtır. * | istemesi için ortada sebep yok- | Yalnız ayranı değil, buzlu şer- Her — Sabah| | Teyakkuz, (İdllIıR teyakkhuz... S on günlerde yerde 'Türk yurdu ve Türk mil-| leti hakkında çok sitayişkâr | cümleler sarfedilmeğe başlandı- ğını ajar yoruz. s haberlerinden öğreni Türkün dürüstlüğü, verdiği söze sadakat hususundaki has- , sulhperverliği her v sile ile tebarüz ettiriliyor. Eski silâh arkadaşlığından dem vu- ruluyor. Bu sözlerin ve dostluk tezahürlerinin, aksi sabit olun- caya kadar, samimiyetinden Şüpbe etmiyoruz. Şimdiye ka dar kimse hakkında fena fikir- ler, tecavüzkâr emeller besleme- miz için son dostane teza- hürlere — Demek ki nihayet hak ve hakikat meydana çıktı: Türkün sergüzeştler ve ham emeller peşinde koşmadığı nihayet an laşıldı diye vicdani bir haz düymamız bile pek mümkün-| dür. | Fakat, teyakkuzu elden — bı | rakmak ne kelime, teşahhus et-| miş tayakkuz kesilmek şartile. Bunun sebebi dostluk ve ademi tecavüz teminatına inanmamak değildir. Yukarıda da söylemiş olduğumuz gibi kimsenin kötü- lüğünü istemediğimiz icin kim-| senin de bizim kötülüğümüzü | her tur. Yoktur amma vine teyak- kuzda devam,” sonuna — kadar , devam. | Mâlüm a “Sütten ağzı yanan ayranı üfliyerc't içer,, derler.| beti bile, ne olur olmaz. kabilin- | den üfliyerek içmek lâzım gel ilği bir asırda yaşıyoruz. Teyakkuz, — şu kanlı bâdire- daima te nin hitamına kadar yakkuz .. A. C. SARAÇOĞLU Amerika ile ticari muvasalamız — tarafı 1 İnci sayfada) | ile ticaretimizin muntazam bir gekilde icrası temin edilmiş ola-| caktır. Ayrıca Amerikaya doğ- | ru seferler halinde Türk vapur- ları da gönderilecektir . Bu senenin ilk dört ayında A- merikaya ihracatımız - 9.214.000 ve Amerikadan ithalâtımız ise, ayni müddet zarfında 1.430.000 lirayı bulmuştur. Keşif ve gözetleme tayvareci- liği: Ordu ve donanma nam ve hesahzıa iş gören bu sınıf hava- cılığın diğer sınıflarının kıdem- lisi ve onların menşei sayilır. Yayyarecilik yok iken ordu keşif hizmetleri çok uzaklarda haber alma ve nisbeten yakın - larda jise süvariler vasıtasile ya- pılıyordu. Tayyareler ordu hiz- | Mmetine girince keşif hizmetlerin- | de sürat ve kolaylık hâsıl oldu ve süvarilein bu ağır yüklerin- | den büyük bir kısmını tayyare ler üzerlerine alınca süvariler de dost piyadelerle daha sıkı iş ortaklığına zaman ve imkân bu- dular. Motörlü yer vasıtalarının gör | dükleri keşif hizmetleri bile ha- va keşiflerinin yanında sönük kalır. Çünkü bir cephe teessüs | ettikten sonra bu gibi keşifler düşman örtme kıt'alarının mü- dabale ve mümanaatlarına ma- | ruz kalır. Havada bir hudut yoktur. Gerçi dafi silâhlar ve düşman | av tayyareciliği hava keşif hiz- | metlerine müni olmağa çalışa- caklarsa da yakın keşiflerde dost avcıların himayesi ve u- zak keşiflerde hava şartları ve kullanma tekniği bu himaye ye- rine kaim olacaktır. Hava şart- ları her iki halde de vazifeye mâni teşkil etmiyedek derecede ise girlenme ve korunmağa yar dım eder. ei Keşif ve gözetleme tayyare- il komuta — makamlarının ve bundan dolayı ordu ve donanma besliyen memleket- lerde keşif tayyareciliği esas- tır. Memleketlerin coğrafi — vazi- yetlerine göre istikbalde yap - Maları muhtemel harplerin ta- arruz ve müdafaa şekillerinden birinde kullanacakları keşif tay- yarelerinin miktarı Pek o ka- dar değişmez. Bu tayyarelerin miktarı ordu teşkilâtına tâbi ve ordu ikeşif hizmetlerine göre teşkil ve tertip edilir. Uzak ve yakın keşifler: Keşif ve gönetleme tayyareleri vazife itibarile sevkulceyşi keşif, tabi- Yazan : £ Emekli Hava Bnb. Bedri CELÂSİN ye keçfi, yahut uzak keşif yakm keşif diye ikiye ayrılırlar. Bu vazifelerin hususiyetleri kullanı- lan tayyarelerin vasıflarının ve taşıdıkları silâh ve malzemenin biribirlerinden oldukça farklı ol- mMasını icap ettirir. Bundan başka emir ve komu- ta yani bu vazifeleri nam ve he- | sabına yaptıkları komuta ma - kamları da değişir. Gerçi emir ve komuta derece derece yükse- lerek bir makamda birleşir fa- kat umumuiyetten hususiyete geçerken öyle teferrliata tesa - düf olunur ki bu işlerin hep ay- ni kanaldan geçmesi işleri ka- Tıştırır. Bundan dolayıdır ki u- | zak keşifler ordular nam ve he- sabına yakın keşifler kadar ve icaba göre tümenler nam ve he- | sabına yapılmaktadır. Tayyare vasıfları: Bu izahattan da anlaşılacağı üzere uzak keşifler için çok ha- vada kalan ve yakın kesiflerede orta derecede havada kalan tay- yareler kullanılır. Ve keza top- çu gözetlemesi piyadeye refakat tayyareleri — yakın keşiflerde kullanılan veya onlara benzi - yen tayyareler taarfından aypı- hr. Bu hizmetlerin ber birine ay-| rı ayrı elverişli kir tip tayyare yapmak mümkündür. Fakat | yüksek takatlı bir motörle mü- cehhez ve çok havada kalan bir tayyareyi tam yüklü veya yarı yüklü olarak kısa - zamanlara | Münhasır işlerde kullanmrak mu- vafık ve iktisadi değlidir. Buna mukabil hafif çevik tayyare ler bu işleri pekâlâ yaparlar. Silâh ve teçhizat: Keşif ve gö- zetleme tayyarelerinin silâhları Kanatlardan ileriye gözcü ma -| hallinden geriye ve kuyruk altı zaviyesine atacak veçhile gövde #itında olmak üzere üç yerde| ) İki kişilik üç kişilik: | Bundan dolayı zamanında — üç| | kişilik keşif ve muharebe tay - | yesini bilmeği ve gemilerin sınıf- | İarını tanımağı icap ettirir. Tel- | bir-şey yerden göründüğü gibi | görünmez. Bunun | hava hallerinin ve yüksekliğin Ve yerleştirilmektedir. Bu tayyare- ler telsiz ve fctoğraf makinesi taşırlar bomba da taşırlar. Fa- kat esag vazifeleri bombardı - man değildir. Daha altı yedi sene gibi yakın bir za- man evveline kadar keşif tayya- releri iki kişilik idi. Bu tayyare- | leri vazife esnasında avlamak | pek kolaydı. Gözcü vazief ile| meşgul iken âni bir baskın bun- ları düşürmeğe kâfi geliyordu. yareleri bunların yerine geçmiş tir. Pilot tayyareyi kullamr, makineli nişancısı tüfeklere sarılmış etrafı düşman av tayyaresini gözetler. Gözcü de vazife serbestisini kazanır ve icabında kuyrukaltı tüfeği de nişancısız kalmaz. Böy | le bir tayyareyi avlamak kolay | değildir. Buna binaendir ki, üç kişilik tayyareler yer muharebe- sine de müdahale edebilir, bom- ba da taşırlar, Vazifelerin yaptlması: Keşif hizmetleri birçok bilgilere ve | onların tatbikatınm yapılmış olmasına ihtiyaç gösterir. Bun- ları burada izah etmek mümkün değildir. Şu bir iki cümle ancak bize bir fikir verebilir. Kesif hizmetleri: Sevküldeyşi ve tabiyevi bilgilerle deniz tabi- siz kullanmak mikyaslı fotoğ - raf almak hava muharebe usul- başl vasıflardır. Havadan hiç içindir. ki, düşman tehlikesi yokken bile verdiği heyecana alışmıyan kim olursa olsun doğru bir keşif ya- pamaz. Netice: Keşif ve gözetleme tayyare- ciliği ordunun gözü ve göz bebe- ğidir. Bunun bir branşı olan piyade refakat tayyareciliğinden başka bir yazımda bahsedeceğim . (ARAİĞi M Düşman bir ihraç hareketi yap tığı zaman vakıâ her tarafta bir mukavemete Mmaruz kalabi- lecek, fakat hiçbir yerde tam bir kuvvetle ve hiçbir ihtiyatla karşılaşmıyacaktı Martın 23 üncü günü İngiliz kabinesine kemali teessüfle Çanakkaledeki — amiralımızın taarruzdan çekinmesi haberi- ni ve amirallığın hiç olmazsa bir müddet de taarruzunaan vazgeçmek mecburiyetinde ol- duğunu bildirdim Lord Kiçner işi eline alıyor 'Tâ 1914 buhranındanberi, kralık bahriyesi birçok vazife- ler yüklenmiş ve o ana kadar bu vazifeleri hakkile başarmış- tı. O sırada başvekil, harbiye nazırı, bütün kabine isteselerdi 1 ak arekstinden büsbütün vazgeçmek fikrini i- leri sürebilirler ve onun yerine Türklerin İskenderun limanla- rını işgal ederek bu hezimeti örtebilirlerdi. O ana garp cephesindeki harel mukayese edile de ölü ve ve hicbir kıymetli gemimiz bat " mamıştı. Vakıâ böyle bir vaz- bulunmak geçmenin aleybinde p : çok ku' tli deliller vardı, fakat verilecek karardan hiç müteessir olmıyacaktım Böyle bir meselede delil serdet meye mahal kalmadı. Harbiye azırı Lord Kiçner, işler fena dince daima yüksekten atar Bütün salâhiyetleri nefsinde cemetmiş olan bu zat. Çanak kale harekâtından dolayı kim İ kaç cümle ile işi eline aldı v P Çanakkale taarru kara kuvvetlerinin bir münakaşa Kiçner mutabık idile bu bi 1 ri izale raber ne k düt etmiş- DÜNYA HARBİ PPLİRKİ DA (YENİ SABAH)IN BÜYÜK SİYASİ TEFRİ cası | Çanakkalede : Kararsızlık yüzünden hezimetler nenin, ne de harp komitasının zabıtlarında karadan taarruz kararına ait kat'i esaslı bir kayit yoktur. Halbuki denizden hücum ka- rarı verildiği zaman, böyle bir hücumun tehlikeleri çok mah- dut, neticesi pek pahalıya mal olamıyacak olduğu uzun uzun münakaşalar - yapılmıştı. Şimdi daha mühim bir teşebbü- se sessiz sadasız karar verili - yordu. Bu şaşılacak bir şey- dir. Üç ay evvelki karar. ne- kadar sağlam, haklı, emin idi. Halbuki şimdi?. Garip telgraflar >rd Kiçner, Gelibolu ya - rımadasını askeri kuvvetlerle d etmek kararını verdiği zaman harekâta haz nmak ve başlamak için bir haftanın kifayet edeceğini düşünmüştü. Bu sırada Amiral dö Robek Türkler üzerine deniz tarafın- dan tazyika devam ederek on- ların denizden müdafaalarını zayıflatacaktı Lord Kiçner ( a aledeki amiralliğimize göyle bir telgraf göndermeyi bana teklif ett Hiç şüphe vok ki iskât edi: hkâmları tah lır. Bu rip etmek lâzım için ETAZdİ —— V. Çörç 142 etmek ve gemilerimizin geç - di- mesini temin edecek ğer teşebbüslere girişmek aımdır. Bir kere Çanakkale geçildikten sonra Gelibolu as- keri kıymetini kaybedecektir. Bu Lord Kiçnerin yazdırd telgraf suretidir ve aynen gön- derilmemiş, bazı noktaları de- giştirilmişt. Nihayet askı Tuzun 14 nisandan evvel yapılamıyacağı anlaşıldı, hareket o kadar geç da ve daha 23 martte Lord Kiçner, kabinenin içtima salo- nundan kumandanımız Hatail- tona şu telsrafı çekti T filo boğazı zorlaya mıyacak olursa sizin askeri ta nisanın on dördünde başlamak hesabında olduğunu- zu öğrendim, Size derhal haber vereyim ki bu tarih pek geçtir hangi tarihte kara harekâtına başlıyabilece i Ğ isterim.,, rek iğrenmek Generalin verdiği ce kısa idi: “Ben henüz harek etmedim. ( kalırsa bu iş buraya varmasına CD A ap pek t tarihini ünkü £ 29 uncu firk bağ te anla nın (Bana gönderdiğiniz kat'i tali- matın 2 inci maddesine müra- caat) Bu mühim meselenin halli ile meşgul olduğum şu sıralarda talimatınızdaki dirayet ve fe- raset beni muzaaf bir surette müteessir ediyor...,, Kiçnerin gönderdiği talima- tın 2 inci maddesi şudur “Geliboluda ciddi bir askert harekete başlamadan evvel, bu tahsis edilen bütün Bri- tanya kuvvetlerinin, bütün he- yeti ile harekete iştirak ede - bilmeleri için tamamen toplan- mış olmaları lâzımdır.,, Birbirine zıd kararlar sefere şey ilâvesine lü- 16 şubatta 29 uncu fırkanın sevkine karar veren Lord Kiçner, nakliyata tahsis edilen vapurları dağıtan Lord tubu gönderdi: a ğer bir telgraf aldım: ederek kat'i hazırlanmak ait olunca şiddetli bir taarruza geçmek emelindeyiz. ruzun hedefi şunlar olacaktır sız filosu yakın kıt'alarına hava ta İarı yapmak teşebbüsünde bu- lü Ç Martın 15 inde bana şu mek- —Havacılık Bahisleri — Keşf tayyareleri — Ordunun gözü olan bu kıymetli vasıta nasıl çalışır ?. Keşif tayyaresinin vasıfları “Kara harekâtı için hazırlı - ğımızı hızlandırıyoruz. Bu si- rada donanmanın, mühimmat harcamalarını te - min etmek üzere istihkâmlara mümkün olduğu kadar şid- detle hücuma devam edeceğini ümit ederim.,, Türklerin Diğer taraftan Çanakkale - niralden 25 tarihli di- “Ordu ile müşterek hareket neticeyi -temfhe izere, hava müsa- Bu taar- 1 — Filonun hareket yapa- cağı sahayı tamamile temizle- mek. Bu saha Kefezdeki mayn tarlasını himaye edecek sahadır. tarıyacak — gemileri 2 — Tayyarelerin yardımile iki sahili daimi ve sistematik bir kontrola tâbi tutmak. suretle gizli top tahrip etmek ,tayy: im edeceği Çuen aşırma endahtile Çal tihkâmlarını yıkmak, Bu € ve obüsleri J bir Fran- selibolu ve Bolayırın € 2 “Saros körfezinde Uz- aktır.,, kkalede kristalden | bir duvar yükseldi ı Şimdilik — —— Bukadar! Sovyet Rusya ve Almanya As8 Ajansı, bazı mahfik “Jerin Sovyet Rusya ile Almanya arasında bir çarpışma vukuu ihtimali etrafında son günlerde ortalığa yayılan Sayk aları tekzip etti. Sovyet Rus- yanın harp dışında olduğunu, Almanyaya karşı taarruz hissi beslemediğini ,Almanyanın da böyle bir gaye peşinde olmadır Zımı zannettiğini bildirdi. Biz burada yalnızca bu şayia- ların hangi sebepler yüzünden çıkmış olabileceğini tetkik ede- ceğiz. Hadiselerin tası D ikkat edecek olursak ya- kın tarihlerde vuku bu- | lan bazı hâdiseler, filhakika zi- hinde böyle bir mümkün olacağı intıbainı tevlid etmiştir. Bu hâdiseleri birer birer kaydedelim: 1— Bir çok Alman kıtalarının Finlândiyaya çıkarılmış — oldu- ğu bildirildi. Bilâhare bu kuv- vetlerin Finlândiya yoliyle Nor- veçe geçecekleri iddia olundu . Faka* bu kat'i şekilde teyit o- lunmadı. Geçen seneki harp do layısiyle -Finlândiyalıların Sov- yetlere kırgın oldukları " düşü nülecek olursa buraya Almam kıtalarının sevki hakikaten mâ- nidar bir harekettir. 2 — Baltık devletlerini ilhak eden *Sovyetler buradaki deniz ve hava üslerini takviye ettiler. Kızıl ordu. bir çok ihtiyatları silâh altına cağırdı. Ordular Leningrad ve Moskova gibi mıntakalarda talimler yaptılar. Bu talimler — bilhassa havadam indirilen paraşütçü kıtalarına karşı müdafaa esası üzerinde cereyan etti. 3 — Her vesile ile “Rumanya- nın gasbedilmiş haklarını istir- dad,, edeceğini söyleyen — Ru- manya başvekili general Anto- lerini bilmek atıcı olmak belli- NtSco, Hitler tarafından kabul edildi. Memleketine dönünce Rumen gazeteleri bu “gasbedil- miş haklardan,, daha hararetle — bahse başladılar. Bu topraklar : arasında bilhassa Besarabya ve Bukovinanın mevcudiyeti hitta- bi hatırlardadır. Bundan baş- ka Rumen demiryolları hemen hemen tamamiyle askeri nakli- yata tahsis olundu. Bir çok si- vil tren seferleri tatil edildi. 4 — Yunanistanı zaptetmiş & olan ve Bulgaristanı işgal ab tında bulunduran Alman kıta- ları — buralarını boşaltıyorlar ve Sovyetlerin de söyledikleri- ne göre Şimali Şarki Almanya- ya doğru gidiyorlar. Bulgaris - tanda ecnebi askeri kalmıyacak. Yunaristanda da Alman işga! kuvvetlerinin yerini İtalyan is- gal kuvvetleri a'mağa başlamıı bulunmaktadır. 5 — İngilterenin Moskova el- çisinin alelâccle Londraya git- mesi, Sovyet Rusyanın demir- yolları nakliyatını kontrole tâbi tutması, Sovyet Rusyadan A —— manyaya pek az ham madde ve petrol gitmesi, Sovyetlerin Balkan harekâtı esnasında Al manları bazı ahvalde takbih e& der hareketlerde — bulunması —— bilhassa Almanyanın Japonya- ya göndereceği bildirilen tayya- re ve sair harp malzemesinin —— transit olarak kendi toprakla» : rından - geçmesini menetmesi, Sovyet aleyhtarı olan Hessin bir vazife ile olduğu iddinsiyle İngiltereye gönderilmiş veya- hut gitmiş - old hakkındaki iddialar iki memleketi yekdiğe- rinden uzaklaştıracak emare lerdir. Acaba ne olacak ? 1 pışma ri lâyim bir sebep olm val ne g.ıslcıı D S şte bütün bu noktalar, a atılan bu çar- yetinin zihinlerde mü- Uuba tevlid etmesine ktadır. Bakalım ah k? ERTOĞLU orta Kiçner, karar neticesini 10 marta kadar uzatan Lord Kiç- iboluya deniz- ner ve nihayet bu fırkanın harp €N tazyikın - hattâ bu mah- nizamına muhalif olarak va - düt A dakosluda . Bibi purlara: İrkâp - edilmesincmes C İYİ n ticeler yerel bilece- çıkarmıyan — Lord Kiçnerdi. ©h Dü Büretle amiralın taarru> ŞkADyan. A zu genişletmek cesaretini bu- M ve tehlikeleri arttı: lacağını ve neticede ordunun ı boyun eğmekten veyahut bu teblikeli bir teşebbüse girmesi. 5 Çanakkale seferinden vazgeç- P€ mahal kalmıyacığını umu % mekten başka:birşey yapamaz. Yordum. Fakat neye yarar ki, dı. Fakat seferden vazgeçmek amiral, 26 tarihli telgrafında kararın: asla razı olamazdı,. bildirdiği mahdut leni: Bilâkis kararında sabitti. Fa - hareketlerini bile takipten çe kat hâdiseler de teakup ediyor- - kindi. du, (Arkası var) _) Iİ RİARTÖRİ RELA Kadm yüzün- den cinayet (Baş tarafı 1 incide) ralamıştır. Suçlu derhal — kaçı- miş ve yaralı tabanca sesine gelen devriye tarafından sürat- ldırılmış İ ölmüştür. açan Ha- araş- hi de bir Hâdis yati şapılan t i müte nayeti vin âleti kte Fi y ı Ş etmiştin. öl ınca müa- y lu raporu - nu | Müddeiumu - milik t ta başlamıştır.