13 Haziran 194 © Yazan: MURAD SERTOĞLU ?Bunu bana sorma Cevdet! Eğer sana verecek 0luı sam | pamussuzluk ve alçaklık yapmış olu-! pnların isimlerini ( rum. Buna sen de razı olmazsın.,, | ge Tefrika No. 48 | Demek kendisini ivi takip ediyorlardı. Belki bü-| 'tün geceyi Cevdetin evinde ge- çirmiş olduğunu da biliyorlar- 'd.. Yoksa Yanef onlardan 'he mi ediyordu. Yoksa bu şe, 'tan adam Cevdetle arasında hâ- l olan yakınlığı, -doğan aşkı | hissetmiş, öğrenmiş mi idi? YMektubu arka arkaya İdefa okudu. Vakıâ mektupta | böyle birşey yoktu. Fakat mek- Aubun umumi havasından böyle birşey pekâlâ — hissediliyordu iBilhassa bir takım malümatlar- | #dan bahsetmesi son derece ma- | midardı. Onlarca bu malümat ne lolabi. Ya sonra tehdit? Buna neden Müzum hissetmişlerdi? Kanun *bari ilân edilmenin nlümo Ymahkümiyet demek olduğunu | biliyordu. Hiçbir itiraz hakkı | Ybırakmadan ölüme mahküm e- | 'dilmesi, ona çok ağır geliyordu. 'Demek komita için şimdiye ka: dar yaptıklarının hepsi unutul- muştu. Bu uğurda hayatını teh- likeye atması, birçok yararlık- lar göstermesi hiçbir işe yara - mıyordu. Kendisine en meşru bir itiraz hakki bile verilmeden, | 'muhtemel fikir ve mütalealarını dinlemeğe kile lüzum görmeden | “öldüreceksin!,, emri veriliyor . 've bunun için de 24 saat gibi kı-| sa bir müddet tavin ediliyordu. | Bu adamların kendi hayatına | bu derece-tesahüp etmelerine ne hakları vardı ? Akşamüstü Cevdet hakika- ten erken döndü. Hemen ona mektubu ve tabancayı göster - di ye, terçüme efti. Genç zabit mektubun mealini dikkatle dinledi. Tabancayı da âtina ile muayene ettikten sonra lAnmaya iade etti: — Bu tabancayı sen sakla! gsana lâzı molur. İyi bir taban- | (cadır. Mektuba gelince ehemmi- jyet verme! Yanef denilen serse- Ti blöf yapıyor zannederim. 'a verdikleri mühlete de eheni-| #Fi miyet verme! Bundan maksat - darı her halde seni ürkütmek | “olmalı. Maamafih her ihtimale karşı dikkatli hareket edelim. | Benevde iki nefer bırakacağım. |Ben yokken herhangi bir su - İretle birşey yapmağa cüret e-| (derlerse boş bulunmuş olmiya- lım. | Anna genç zabite sokuldu —Korkuyorum - Cevdet! Bu | adamlardan korkuyorum. — Ö-| pümde bu kadar açık ve bu ka- dar ışıklı gördüğüm saadetime Mâni olacaklar diye korkuyo -| yumM. Cevdet teselli etti: — Çocuk olma Anna! Hiçbir gey yapamazlar. Bunlara bey- 'hude yere ehemmiyet verip İdini üzme! Onlar sen benim ya- mımda iken birşey yapmağa ce- garet edemezler. Bu adamlar ancak pusu kurarak, insanı ar- Kkasından vurmakla' bir iş bece- | Biz de dikkatli hare- rebilirler iket edeceğ — Sen Yanefi Ceydet lânet bir 'ninle sevişti; fığımı öğr Tur zu kestirir ve bizi vurdurur. tanımıyorsun | O kadar kinci, o kadar lamdır ki, benim imi ve seninle kdq cek olursa kudu - Ne yapar yapar, yolumu-| Bu suretle senin de hayatın tehli- keye gir Göreceksin, bütün bunlar korkulu Nir rüya gibi ,.uuk Ben telgrafı gönderdim. Ve reket emrimin acele u.ııım.m rica ettim. Cevabın üç dört gün değil, hattâ iki gün zarfında ge- lebileceğini söylüyorlar. Şimdi ne yapalım. 24 saat yarın öğle vakti bitecek! Madem ki, o kadar endişe hissediyorsun, kendilerine bir cevap yaz. Meselâ daha iki gün mühlet iste. Bir bahane uydur. — Kim ile haber gönderece- ğimi bilmiyorum. Muhabereyi temin eden adamı ben çağırta - mara. Orlar gönderir. Ya ya adar gelmezse? î ı | hakikaten | - Doğrü! O halde başka bir çare düşünelim. Sen her halde | onlarla temasa girebilmek için bir çare bulm yi rik hsın. Ve bu çare- bulabilirsin zannederim, Annanın aklına - birdenbire | papas Boris geldi — Bir ça landı. e buldum. Diye mı- Evet bir vasıta bilirim. bi — Bunun kim olduğunu sora- ir miyim? Sorma Cevdet! Bunu söy- lememi isteme 'ger sana on- ların ismini verecek - olursam namuzsuzluk ve alçaklık vapmış olurum. Buna sen de razı olmaz-| sın. di ma! Gideceğim yerdir. Fakat ya bu yer tehlikeli ? Ya orada seni bir tuzağa işürecek olurlarsa? | — Hayır.. Bu hususta kork- yer emin bir Sana bunu bir kâğıda yazıp vereceğim.. Öğleye kadar | okumazsın. Eğer avdet edersem mesele yok, Avdet etmezsem 0 Za iman istediğini yapabilirsin. Anna büunları söyler söylemez Cevdetin masasına geçti ve bir kâğıda birtakım yazılar yazma- ğa başladı. Bittikten sonra kâ- ğidi katlıyarak Cevdete verdi. | Cevdet bunu cebine koydu. -— Ö i'lı' 4O ocuk Esirgeme kurumu- nun Galata nahiy hanedeki Kıliç / i içinde bir çocük diz ndüz bakım evi ve yurdu vücude ge rıdan dolayı içten hararetle tebrik ede-| riz. “Yeni Sabah,, karileri temizin, bilbassa her gün mek ve yavrularıni © odalarında yalnız bırakmak ıztı- rarında bulunan iş sahibi erkek | ve kadın işçilerin, K e çük bir| ğ mukabilinde, Ç kları- | e git-| elerinin vücude getirilmesi ysunda yapmış olduğu de- vamlı neşriyatı hatırlarlar. Bugün memnuniyetle görüyo-| ruz ki Çocuk Esirgeme kurumu bu lüzumu çoktan takdir etmiş| ve bu sahada ilk hayırlı ve mu- vaffakiyetli adımı da atmıştır. Yurdumuzun en başlı Çocuk! koruyucu - bir teşekkülü — olan (Çocuk Esirgeme kurumu) nun ayni hayırlı eseri — İstanbulun başka semtlerinde olduğu kadar bu faaliyeti programlı ve sis- temli bir çalışışla bütün yurda | teşmil edeceği de muhakkaktır. Çocuk Esirgeme kurumu bu tarzda verimli ve elle tutulacak | derecede hayırlı eserler Vücude| getirdikçe Türk milletinin se | mahatinden emin olabilir. Halk müsbet eserler karşısında hiçbir | zaman hissiz kalmamıstır. Ken: disine bakan, menfaatini göze ten müesseselerle daima alâka- dar olmuştur. | Çocuk Esirgeme kurumunu son başarısından dolayı tekrar tekrar tebriki bir yurd vazifesi | sayıyorum. C. SARAÇOĞLU * —— . Anna sabah erkenden evden| çıktı. Doğruca kilisenin yolunu | BEM "’Ş"ı' Kiliseye )ıı;ırdızı bamanW Floryada Tenis sahası sabah âyini nihayet bulmuş, | apılıyor kiliseye gelenler çıkıp ;;.:mişıerî n ıy ':ıîu 5 ği i K p stanbul — belediyesi — Florya di. Anna kendisini artık tanı-| | (iCGOVİ. OÜ Vesi K orua! yan kilise hademesine Bo ba- bayı sordu. Kiilse hademesi ni kiliseye girdi — İçeriden büyurun! ceyabı- verdi. Bunun üzerine Anna| ve dar koridor-| lardan dolaşarak kizisenin arka tarafına isabet eden hpstisf dai- reye girdi. Papaz Boris baba, Annayı odasında karşıladı D (Arkası var) Askeri kıt'aların hareketi basla Madan evvel bizim tekrar ta arruza geçmemizin beklenmesi münasip olur. Bu intizar dev- resinde Gelibolu — sahillerinin muhtelif sahillerine geniş mik- yasta bir ihraç hareketi yapı- hyormuş gibi göstermek, baş- hca harp sahalarındaki sahra toplarını uzaklara sevkeder ve bu da bizim mayn tarama a- meliyesine karşı çıkan engel- leri izale eder.,, İşte amiralın martın 21 inde düşüncesi bu idi. Fakat bu tu- rihten sonra Aamirallığı vâki ihbarı üzerine onda büyük bir değişiklik olduğunu anladık ve bu tahavvülün neticelerini da- ha evvelki satırlarımızda gös - terdik. Martın 22 inci günü Gudn E- lizabeth içinde bir konferans aktedildi. Bu konferansta Ami- ral dö Robek, Amiral Vemis, Sir Hamilton, Genera! Bird- vord, General Braitvait hazır bulunmuşlardı. hakkında Gener hatıratında şu & Bu. kon Sir F tırla anB umilton 1 yazar İçtima başlar başlamaz dö Robek'in ilk sözü, emrim altın- daki bütün askeri kuvvetlerin iştiraki olmadan hareket çemiyeceğini bildirmek oldu “Zaten bu içtimaa iştirak et- meden evvel, General Birdvord ve General Braitvait ile ben şu karar vermiştik: Bahriye erkânı kendilerine ait bahis ü zerinde kat'i rını bize bildirmeden ve meselâ Çanak kale boğazını yalnız denizden zorlamakla geçmek - fikrinden geçtiklerini öylemeden biz ne karadan bir taarruz a- leyhinde bulunacaktık de kara ve deniz taarruzlarının birlikte yapılmasından ba decektik işte söyledi. “Artık vaz, bahriye erkânı mün ya hal yoktu. Binaenaleyh derk radan hücum plânını tetkik et mek üzere müzakereye gir Taksim gazinosunda bir yazlık bar yapılmasına karâr vermiş - tir. Buz satış Şübzleri' çoğaltılıyor Buz tevziatını taahhüd eden bâyi tevziat işlerini kolaylaştır- mak maksadile şehrimizde daha 25 buz satış şubesi acmağı ka- rarlaştırmıştır. İ DÜNYA (YENİ SABAH)İN BÜYÜK SİYASİ , da kaybolan Suriyenin YEMNİ SABAR C%Ğ.Ğâa İYENİN. rıhîem, bur*Y emrq İNE Bİ 3 KUK RİH Ban p ! ü Kf d LATENEEE SERKA SETDASELA HAZAR den sonra Surt iye v yüzünden elden giden devlet - Kemâl ve zevali. Eski devirlerin karanlıkların- mazisi- ni tarih, ancak İsa doğmadan r evvel tesbit edebili- B ) ami) lerden oldukları kaydedilen Suriyeliler o zaman müstakil kabileler teşkil etmiş- ler ve her kabile kendine ayrı reis vevahul krallar tayin eyle- mişlerdi. Bu suretle Şobâ, H: mat, Azpad, Maaşa, Geshi Beyt Rahob, Dimşik hükümet- leri teşekkül eylemişler ve son- raları Şobâ hükümdarları diğer devletlerle bir nevi konfederas- yon akdederek - bir birleşik hü- kümet tesis etmişlerdir. | Bunlar meyanında en çok ta-| nınan Hadadezer'dir. Bu hüküm darın peygamber Davud ile mu- asır olduğu anlaşılıyor. | Komşu devlet İsrail hüküme- ti olduğu için Suriye hükümda- rı birinci ve ikinci Ben Haddad, ile yahudiler arasında müthiş bir mücadele - başlamış ve bu mücadeleye Beni İsrail peygam- berleri de karışmışlardır. Suriyenin kâh lehinde, kâh aleyhinde cereyan eden bu mü- cadele hükümdar Hazael'in za- manında Suriyeyi büyük ve kudretli bir devlet şekline koy- , muştu. | Ondan sonra” Suriye “za'f devresine giriyor ve Asüriler tarafından istilâ ediliyor. Astri istilâsını Kalde istilâsı takip e- diyor. Nabopolassar bütün o ha- valiyi zabt ve Ribla şehrini ken- dine merkez yapıyor . | Buhtunasar'dan sonra Suriye İran tarafından (: " Dârayı İskender mağlüp edince Suriye Makedonyali “ cihangirin mali olmuştu. | İsşkenderin vefatı üzerine bü yük imparatorluğu — generalleri arasında taksim edildiği zaman memleket Laomedon'un — hisse- sine isabet etti. Seleucus Süriyede hüküm - ran olunca büyük bir devlet etti. Antakya isminde büsl HLA rgeme — Kurumünü İsadaıı evvel Suriye - Maııız haldığı istilâlar- İskender- istilâsı - Annibal Suriyede - u'"ulate!ıf devletler teşekkül ediyor - Arap ıslllâsı- Suriye - Romt erinde, Pevilerinin merkezi - İkinci Mervanın hezimeti ( YAZAN — L&EL& NAY Üzmnemmans” tün yeni bir paytaht kurdu. Bu hükümdarlar arasında üçüncü Antiyoküs gerek Batlamyosların cenuptan, gerek Gol'lerin gi- malden taarruzlarına — mukabe- leye uğraşmıştır. Komşu dev - letlerle ittifaklar akdetmiş, kâh p olmuş ve nihayet Suriye | tekrar ecnebi istilâsına uğra - mıştır. Antioküs Theos'un - ölümün- den sonra Misırlıların istilâsına uğrıyan Suriye İsâdan evvei 200 senelerine kadar müthiş muha- rebelere sahne oldu. Şimdi isti- lâ sırası Romalılara gelmişti. —| Bu esnada Romalıların baş düşmanı olan Annibal Suriyeye iltica ederek Antakyaya gelmiş ve kral Antiyoküs'ü Romalılar- la harbe teşvik ediyordu. Roma- nüfuzunun ağırlığın hissetmiye başlıyan kral, istilâya mukave- met edebilmek - için etrafında müttefikler arıyor, kızını Bat- lamyos ile evlendiriyor, damadı- na - Filistini veriyordu. Fakat Romalılarla “vukubulan — harp neticesinde Antiyoküs cenuba doğru çekilmiş ve bu fena plân düşmana istilâ kapılarını açmış- | tır. l Bundan sonra Seleucide'ler - den birçok hükümdar — gelmiş, fakat hepsi Romanın mânevi nüfuzu altında bulunmuşlardır. 93 senesinde Suriye şark impa- ratorluğu şeklinde bir Roma e- yaleti haline ifrağ edildi. — ’ 581 de bir çok — kabilelerdi müteşekkil olan araplar El Mü zir hamında bir reişin kumanda- sında olarak Antakyaya hücum ettiler. Bir çok esir alarak | dı. Bu güzel ülkeyi İdrar ma ederek göle çekildiler. Bu taarruz 537 de bir defa daha te- | kerrür etti. Antakya bunun ö- nünü almak için ağır vergiler kabul etmeğe mecbur oldu . Suriyenin arablar tarafından a 633 de birinci Halife E ir tarafından teşebbüs e- Süfyan oğlu Yezid, | oğlu Ebü Übeyde'nin İutatldağmk verilen Tellm ö duları Suriyeyi tamamen fethet- tiler. | Şam islâm cümhuriyetini hü- kümdarlık şekline çeviren birin- ci Muaviyeden son Emevi hü- kümdarı Mervan Hımara ka- dar saltanat merkezi olmuştur. | Abbasiler devrinde Beni To- lon hükümetinin tesisi üzerine' 877 de Suriye müstakil oldu.| , Beni Tolon'dan ve Ahşidi'lerden sonra Beni Merdas, Beni Bori, Beni Zengi Suriyede hükümran oldular. Nihayet Salâhaddini Evubi Suriyeyi — Mısira — ilhak| etti. Bu vaziyet Mısırın Yavuz Sultan Selim tarafından fethine kadar devam etmiştir. Türkler Suriyeyi aldıktan sonra vilâyet- lere ayırarak ayrı ayrı valiler- le idare ettiler. Mısır valisi Meh- | met Ali Paşanın oğlu İbrahim | Paşa, Sultan Mahmuda isyan eylediği zaman Suriyeyi Mısır- la birleştirmişse de 1841 de Su- riye tekrar Türklerin vilâyetleri , olarak kalmıstır. Geçen Büyük Harp Suriyeyi | tamamen Türklerin elinden al- i galip Avru- | pa devletleri istedikleri gibi par- | Çaladılar. Fransa senelerdenbe- || ri Suriyenin birçok yerlerini | kendisine nüfuz mıntakası yap: | mıştı. Türkiyenin harbi k.ıybet- mesi hepsinin Suriye İat'asında | olan emellerini kuvveden file çı- kardı. Filistin İngiliz, Surıy Fransız himayesine girdi. lizler Filistini Siyonist yahudı lerin vatanı olmak üzere tekef-| fül ettiler. Oraya ilk İngiliz ko- | (Sonu sayfa 4 sütun 2 de) TEFRİ Çanakkalede : Kararsızlık yüzünden hezimetler ki plânlar birtarafa atılıyor Hiç güphe yok ki amiral dö Robek 21 Mart öğleden sonra, Yazan: — V. Çörçil deriyeye gittiler ve Âkdeniz et gin de pek acele edilmişti. rafında asker taşıyan.. bütün Şimdi amiralın ve-bahri ma- Bemiler de oraya doğru yol kamların noktai nazarlarını almaya başladılar. anlamaya çalışalım: General Leyman Fon Deylet. Ficali ve - saköylere v * ÇÜUT A N göre harp zamanında harp ge ile bütün erkâmharbiyesi İsken meselâ bir sivil, yahut bir as- ker 18 mart muharebesi gibi 49 bir deniz çarpışmasının otuz kişinin hayatına ve iki yahut üç eski gemiye mal olduğu hal- de son derece mühim neticeler vermesirden dolayı memnuni- yet beyan etse Amiral dö Ro- bek son derece müteessir olur ve bütün movcudiyetile yese düşer. Bu teessür ve heyecanlar a- mirallık dairesindeki geniş ma- sanın etrafında toplananlarda da vardı. 24 martta General Hamilton Sanders yahut gece, kendi kendine bu 141 milerinmn Hdi bir Kati y kararı ittihaz etmişti. Bu gayet tur. Bunlar, umumi menfaât — Fakat evvelden düşman da mühim bir karardı. Bu karar ge- martta kendisine ve devletin umumi politikası Mühim bir karar ittihaz edi- rek amirallığın, gerek hükü- çekilen bir telgrafta şu satılar uğuruna her zaman istifade Yordu metin siyasetini bertaraf edi - ı ve feda edilebilir, tehlikeye a- — O güne kadar - Türkiyedeki yordu. Halbuki amiral bu siya- eceğiniz her — tılabilir harp makinelerinden i- Alman askeri heyetinin rcisi o- sete ve bu plâna o zamana ka- — türlü r hu barettir. Bu kânaat ve bu zih- Jan, fakat hiçbir fili kuman- dar taraftar olduğunu izhar ve sunda, oraya gelecek olan Ge- niyetle bir askerin hayatı her danlık deruhde etmemiş bulu- ilân etmişti. Filonun harekâtı- neral Hamilton ile anlaşabilir- noktadan bir bahrivelinin ha- Nan General Leyman Fon San- na ait plânlar - ki gerek ami- - siniz.,, Fakat bu satırlara, de- yatı kadar kıymelidir ve tah. ders artık iş başına geçiyordu. rallık ve gerek bu amiral ta- niz tarruzunun tamamen terki rip edilecek bir ihtiyar kruva- — 21 martta harekâtın buh- mamile tasvip etmişler ve üze- ve yerine yalnız karadan bü - zör, bir kale v kar, Tanlı bir devre sini gö- A rinde ittifak etmişlerdi. Şimdi cum edilmesi gibi bir mâna iza- şı harcanan topçu ve mühim- "en Harbiye Na ver Pa- bir tarafa atiliyordu. fe edilemez mat kadar kolaylıkla - iyi bir General Leyman Fon San- imdi filo mücadeleden İki vahim karar dava uğurunda - kulanılabilir. dersi xlîl'î',lff';' qxıımr—,!lı Bi ri çekilmek isteniyor, m -— - B Fakat o yaşta ve ç er Paşa, Alman genera- Te bRREme A Detüyı gel MOR O NL AD tarihli kon - bir andir: cin bütün bu ihti. — İine YALMAĞAL M yordu. Halbuki o gün bu ka- fera iki vahim karar itti- Yar gemiler mukaddestir YKT _k"“*:“î“'““ bü. dar gayri müsait şartlar altın- haz edilmiştir gemiler bir zamanlar denizle- Gi Kümandasını tövdi etmişti. da ordu tamamile tesadüfe bağ — 1 — Deniz taarruzu yerine Tin en güzel gemileri idi ve a- peteral Loyman Don Sandere h ve gayet geniş mikyasta bir ordunun umumi bir taarruzu- - Miral ilk defa onların güverte- —Gi ;""*'"l“_"*" n Ka h n harekete atılmış olacaktı nu ikame'etmek sinde bahriyeye ayak atmış- — d€ deruhte etti. Alman gene- Ordunun Çanakkale muhare- — 5 Orduyu İskenderiyeye © K kitabında di Yorikiz O28ma belerine sevki kararı, oradaki gönderip orada böyle hü- — Bu amiralda, senelerin ver- ta kadar Marmaranın iki sahi amiralımıza 18 mart deniz ta- cuma müsait olacak veçhile — diği mesleki kanaat ve zihni Jine taksim edilr M rruzdan. — BC amirallığın yeniden teşkilâtlandırm: şekil bir geminin ziyaında $e- fırkanın bütün teşkilâtını ktiği telgrafların ve hattâ * Bu ise en aşağı üç haftalık Tefsizlik ve itibarsızlık gibi bir mamile değistirm. tupların ruhuna muhalif- - bir zamana muhtaç bir işti. Ha- telâkki uyandırmıştı. Sinesinde yordu. Bu fırkalar Amiral, kumandanlığı de- kikatte ordu bir taarruza p o kadar hayatı barındıran bu kadar tamamile muhalif esas j ederken kendisine veri- mek için çok fena teşkilâtla il gemilerin dalgalar altına n y ha sa l & len talimatı aynen kabul et - mış olarak gelmiş ve geç kal- Datışı ona sefilâne ve tabiat manın hudut muhafızlari gibi Ç n Halbuki bu talimat maştı. Halbuki donanmayı böy . hilâfı gibi görünüyordu ahil boyunca - yayılmışlardı. mdi reddi le bir taarruzdan alıkoymak i- — Bu ruhiye karşısında (Arhası var) İAT E ÇA RERÜEA I ai ei ÜURURÜKU UND A BAA ST v | | | | | Şimdilk — —— Bukadar ! Harbin muhtemel inkişâfı lmanya'nın bundan son- ra takip edeceği harp, stratejiği herkesin — merakını! giddetle celbetmektedir. Filhakika Girid adasile bir« likte bütün Balkanları istilâ e- den ve esasen Avrupanın her tarafına bugün filen hâkim va- zâyette bulunan bu büyük mem- leketin İngiltereye karşı nihaf zaferi kazanması uğrunda te- kip edeceği siyaset elbette her- kesin alâka ve merakını celbes der, Çekilen kuvvetler Smı inkişaflar Almanyas nn küvvetlerini temer- küzle meşgul olduğu — intibamı vermektedir. Meselâ General' Weygand'ın — kumandasındaki) orduların sayısı indirilmiş Fram| sayı işgal eden Alman kuvvet - lerinin miktarı azaltılmış müta- reke ahkâmına göre Pransadan| alınan bazı haklar iade edilmiş- tir. Koyun gelecek yerde izim Türkçede çok güzel : bir darbımesel — vardır. “Koyun gelecek yerden - kuzu esirgenmez.,, İşte Almanyanın Frarsa kar- şısında takip ettiği siyaset bi le bir plâna pek uygun gelmek- tedir. Almanya, Fransaya karşı mü tareke gartlarını hafifletmekle ü harbi kazanmak yolundaki mitlerine kuvvet verecek bir yapmış oluyor. Filhakika - bu süretle - biraz kuvvetlenecek olan Fransa İn- ” giltereye karşı ©o kadar fazla mukavemet eseri gösterebilir; İngiltereyi o kadar hırpalıyabi- lir. Bütün bu yıpranıs Alman- yanın o kadar Tehindedir. Zira bu nisbet dahilinde İngiltere zayıflamış oluyor. ,Balkanlarda alkanlarda » Almen kuv- — — vetlerinin möçhul bir istikamete doğru yavaş yavaş çekildiklerini görüyoruz. — Ye- rini İtalyan işgal kuyyetlerinin — deruhte etmek üzere olduğunu ögrendik. Gerek bu fili hareket, gerek- se Almanyanın Türkiye hakkın de gösterdiği dostane temayül- ler harbin bundan sonraki mih- rak merkezinin her halde Bal-, kanlar cephesinde olmayacağı- nı göstermektedir. Almanya için harbi kazanma- nın yegâne yolu İngiliz gdâları- nı zaptetmek olduğuna göre bu yoldaki hazırlıklarmı tamam - lamak için şarkta bir sükün ve sulhün istikrarı tabildir. İşte bu muhakeme karsısında Almanyanın İngiltereyi istilâya teşebbüs etmesi ihtimalinin çok kuvvetle tebellür ettiğini gör- mek mümkün olmuyor MURAD SERTÖĞLU Basın Birliği azalarına Istanbul Mıntakası Reisliğinden: Mıntaka kongresinin 13 Ha- ziran 1941 çuma günü (bu; saat 14 te Eminön lonunda toplanacağını, hesap ve muamele, bütçe, dilekler encü menlerinin raporlarını müzakere ile idare heyeti, haysiyet divanı azasiyle umumi kongre murah- hasları ve yedeklerini seçeceği: ni sayın arkadaşlarımıza hatır latır, hazır bu'ınmalarını rica e deriz. ANANAKARAKARARANARKARANI Türk Basın Birliğ li Arel müdürü Za- üseyin Sadettin Bankası Galata şubesi Osman Dardağanın hemşi: deleri ve Zeyrek orta okulu y direkti fizik muallimi Nes jet Besenerin kardeşi, müteah- hit Mehmet Muratoğlu ve avu- kat Münir Eğribozun damadı yol müteahhidlerinden | NATIK BESENER henüz pek gene nda iken vefat etmiştir. Ce bugün 11.30 da Taksimde Alman has- tah inden kaldırılarak cena- ze namazı Beyazı! miinde eda edildikten- sonra - Şehitlikteki mahalli mahsusuna defnedile - cektir. enabı Hak âilei kederdidesis ne ecir ve ersin. Âmin. Â