ANLATAN: BIR. GAZETECİ —Z — ? Zavsih kran burderece garip mütbişmukadderatı olacağı zihnim, ciddi ve şuurlu bir şe- üilde düşündüğüm zaman, bir Calibenin hemen her zamam |tüürlü almıyordu ko*kadıraıı:ınlı ©o kadar hayat L&)Iu, © kadar normal ve bütün '(düğer insanlara benziyen ve ta-, yaşıyan bir insan hali vandı i insan, deli olmadıkça, bu gül )gibi masum, mes'ut olmağa İâ- İyak ve mizli nadir bulunur dere- İoede zeki kıza asla böyle bir âh-. İtâmali konduramazdı.. Diğer taraftan, Calibenin, ba- zan hakikaten yaşıyan bir ölü- (yü ardıracak garip, karanlık, lesrarengiz ve insana şüpheler İveren fevkalâde kederli anları 'da yok değildi. Fakat ben onun bu tedirgin |ballerini, annesinin küskünlük |tabiatından gelme içliliğe ham- İediyordum. Ancak, her ne olursa olsun, günlerce gözlerimin önünde ce- Teyan edip durmuş feci ve müt- |hiş hâdiselerin bütün esrarı |şimdi Calibe ve Amerikadan ge- “len bu garip kârdeşi üzerinde toplanmakta idi. Onun için, o gün Erenköyün- 'deki köşkte bu ana, kız ve oğlu ilk defa bir arada göreceğim- den dolayı son derece heyecan hissetimekteydim. 'Tam ben böylece derin dü cele> içinde dalıp gittiğim bir sırada odamın kapısı vurularak sıçradım. Helecanla: — Giriniz!.. Diye seslendim. İçeriye teyzenin elinde koca- man bir tepsi ile gııxdagııu hay- retle gördüm. Teyze, hâlâ bana, kendisine yaptığım hakareti unutmadığı-| Du gösteren bir tavırla dargınlık | göstermekte idi. Benim hayre-| timi görünce, yüzüme bakma- | dan dargın bir eda ile: — Affedersiniz!.. Kimse yok da ben getirdim!. dedi. Calibe, hava sıcak, biraz bira içsin di- ye gönderdi. Filhakika tepside buzdan ye- ni çıkmımış şişeleri buğulan - mış iki şişe bira birçok nefis mezeler vardı. — Teşekkür ederim!.. Zah- met ettiniz!. .dedim. Fakat bu- rada tek başıma bira içmek bir. ikramdan ziyade, bir cezaya mediği için!.. — Ah! Calibenin mutfakta çok işleri var!.. Bırakamaz ki!.. Kusura bakmasın!.. Teşekkür ede- hlhakıks. zihnimden geçirdi-! ğim fikirler o kadar sinirlerimi | heyecam geçirmişti ki anında | gelmiş olan böyle bir nimeti | reddetmeme imkân yoktu. Der- hal buzlu bira şişelerini boşalt- maya başladım. Fakat bu bira ziyafeti müret- | tep mi, yoksa kaderin garip bir oyunu mu bilmiyorum. Bu bira ziyafeti - hayatımda | en feci ve müthiş bir gecenin â- deta bir tuzağını teşkil etti: Ben biraları içip bitirdikten sonra bu ziyafete artık kendimin talep ve ısrarile devam ettim. Vakıa, merakla beklenen mi- safir, Kerami gelmedi. Fakat ben akşam yemeğinde | n Sahah ABONE BEDELİ Türkiye — Bcnebi 1400 Krş- 2700 Krg. 780 » — 1450 » 400 »— 800 » 1860 300 » SENELİK 6 AYLIK 8 AYLIK 1 AYLIK TAKVİM € Haziran 1941 CUMA 10 Cemaziyelevvel 1360 24 Mayıs 1357 Gün 161, Ay 6, Yutr 941 - Hızır 32 Öğle Güneş İkindi 851 — 435 — 830 429 izi2 — 1612 — Vasati ilkşam — Yatsı — İmsak meo — 201 635 — Ezant 1838 — Z138 212 — Vasati BEF DİKKAT “ «Yeni Sabah> a gönderilen yazılar ve evrak neşredilsin edilmesin inde olunmaz ve bunların kaybolmasın. dan doleyi hiç bir mesuliyet kabul Kendisi baş| *de Calibe ile karşı karşıya ayni ziyafete devam ettim. rum. Samimi mi idi, bilmiyorum. a Stat mikiahalesi para etme- Nihayet bira fenx halde bey- nime vurunciya kadar içtim. Bu esnada Calibeye neler söy- lediğimi bilmiyorum. Yalnız tey- | e ile beraber Calibenin beni güç | yal Odama girer girmez sızmışım. bir gürültü ile uyandım. Başım kurşun gibi ağır bir halde idi. Yatağımın üzerine so- yunmadan, olduğum gibi uzanıp sızmışım. Beni uyandıran o kadar aca- yerimden fırlamıştım. Odam zi- firi karanlıktı. Başım fevkalâde sersem ol- masına rağmen, aklımda daima tehlike fikri olduğu için gözüm hemen odanın ponceselerine git- 5 aalerlalik bahçeğe bakan cam- larda gördüğüm gşey beni tit- Tetti: Gayet büyük, gimsiyah ve gözleri iri kırmızı ateş parçalar TI gibi yanan garip ve korkunç bir hayvan camlara tırmanıyor, sanki içeriye girmeye — ugğraşı- yor gibiydi. Bu garip mahlükun kocaman gözlerinin bana korkunç kor - kumç, âdeta ateşler Saçarak bak- tığını görüyordum. Birdenbire bütün tüylerim ürpermişti. Yatağın üzerinde dehşetle geriledim ve hemen e- limle ceplerimde tabancamı a- | zedım. Bu kara tüylü, iri hay- van camlara homurdanarak yü- Zünü sürüp durmakta, sanki i- âîüya girecek yer aramakta i- , Tabancamı bulamadım. Gözlerimin, camdaki korkunç mahlüka takılmış, nefeslerim â- deta kesilmişti. Yatmadan evvel ceketimi ya kendim çıkarmışım, yahut çıkar anışlardı. timin cebinde uputmuş olacak - Silâhımı bulamayınca, karan- lıkta odanın içinde gözlerimi gezdirerek, soluk soluğa, cama atacak, bu korkunç hayvamın | taarruzuma karği kendimi mü- dafaa edecek bir şey, bir âlet â- radim . Fakat oda o kadar karanlıktı gn:u türlü birşey göremiyor - YENİ BABAN Calibenin bana birkaç defa| müni olmak istediğini batırlıyo- hal ile odama götürdüklerini ha- | meyal hatırlıyabiliyorum. | Fakat gece birdenbire garip | yip bir gürültü idi ki helecanla | _seı-ım HABERLERİ — 'I'AKVıMD!N ıR —BIR YAPRAK l[lKllYllGll DİYORKİ: Bir mülk sahibi- : nin şikâyeti Koruma kanununun biz ev sahiplerini kiracılarına karşı zam yapmaktan menettiği malümunuzdur. Bizler sulh zamanında aldığımız icarla ancak geçinebilirken şimdi her şey birkaç misli tereffü ettiği halde Aayni iratla na- sıl bir bilinse bu memmuiyetin derhal kal- dırılması Iğzim - gelir. Filha- kika memlekette bazı açık gözlüler (bunların kısmı kül lisi gayri müslimdir) - kendi akarlarını çok fâhiş fiyatlar- le kiraladıklarını işitiyoruz. Bu gibilerle ne komisyonlar ve ne de belediyemiz aslâ başa çıkamazlar, arada ne o- lursa bizim gibilere oluyor. Her esnafa zam müsandesi veriliyor da bizlere neden ve- rilmiyor? Acaba bir ev sahi- bi olmak kabahat — midir? Biz Türkler ticaret işini hak- kile beceremediğimiz için eli- mizde ve avcumuzda bulu- nan paramızla bir ev veya Raşid 4 sene 8 ay Pincanetlarda eczayi tıibbiye ve kimyeviye ticarethanesi sa- hibi Raşid Sevilin 370 kuruşa mal etmiş olduğu jelâtinin ki- losunu 750 kuruştan sattığı ve 800 kiloluk bir partji satışında Bayri kanun! olarak 1280 lira kadar kâr temin ettiği için ad- Hyeye verildiği yazılmıştı. Bilâ- hare ikinci asliye cezada mu - hakemesi yapılan Raşid Sevil 3 sene müddetle Yozgada sürgün edilmeğe ve 750 lira da ağır Para cezası ödemeye mahküm edilmişti. Bu karar hem suçlu tarafından hem de iddia maka- mınca ayrı ayrı temyiz edilmiş ve Temyiz mahkemesi de ikinci asliyenin mahkümiyet karar- m muhtekir Raşid Sevilin aley- hine olarak nakzetmişti. Bundan - bir kaç gün evvel lira cezaya mahküm oldu Jelâtin muhtekm Murakabe Komisyonu- Sevil sürgün, 1550 meselesi görüşüldü Fiyat mürakabe komisyonu, | yası ikinci asliyode tekrar du- YTuşma münasebetile açılmış ve nakız esbabı okunarak bu kara- ra uyulmuştu. Temyiz mahkemesi Raşid Se- vil'e verilen cezayı az görmüş| ve bunun 5 sene sürgün ile 1500 | lira ağır para cezasına — iblâğı lüzumunu — bildirmişti. Karar için bırakılan duruşma dün ikin ci asliye cezada yapılmış ve müddeiumumi muavini Fethi Se zainin talebi üzerine muhtekir Raşid Sevilin 4 sene 8 ay müd- detle Yozgada sürgün edilme - sine, ayrı ayrı satış partilerine vermemiş olduğu iki fatura- nan 25 şer liralık cezaları da ilâ- we edilmek üzere 1550 lira ağır| para cezasına mahkümiyetine, dükkânının 6 gün mükidetle sed dine; 38 lira mahkeme haremnın kendisinden alınmasına karar | kan reisliğinden toplanmıştır. görüşülmüştür. bir ecnebi, Rumanyadan getirt- karuş olmuştur. İzmire gönderildiği, lmonların lığa sevkedildiği Halka Tipi Ayakkabıla- Nuseybin yoluyla memleketi -| mize getirilmesi düşünülmekte- | dir, Iraktaki hâdisat sükünet bulduğu , için fevaklâde ahval dolayısiyle bir müddet , Irakta kalan ithalât eşyamızın mem-| leketimize getirilmemesi için hiç bir sebep imemektedir. İstanbul Gümrüklerinin senelik varidatı İstanbul gü inin 1940 mali yılı zarfındaki varidat 29 milyon liradır. Bu miktar, 1939 mali yılmdaki varidattan 10 ; zam yapmak müsadesi elinde emlâk ve akar namma hiçbir gşey kalmıyacaktır. Bu acı hakikati teşrih etmenizi bek- " lerim. Bostağicıda Bağdad cad- desinde 425/2 No. M ha- nede mukim Feyziye Sun YENİ SABAH — Gazete- “ler yurddağşların - «llerinden geldiği kadar haklarını ko - mükelleftirler. “Ye- ni Sabah,, daima hakkın mü- y dafii olmaya çalışmastır - ve- sütunlarında — kiracıların ob duğu kadar ev sahiplerinin || Müyon lira azdır, ” de haklarını tebarüz. ettiren KA T SAT ZS yazılara daima yer vermiş- (|| MÜTE FERRİK Doktorlar yerli ilâçları tercih edecekler Sıhhat ve İçtimat Muavenet Vekâleti, doktorlar tarafından yazılan - reçetelerde memleke- | timizde bugünlerde bulünması | imkânsız bulunan bâzı ilâçların | zikredildiğini nazarı itibara ala- | rak, Vilâyet Sihhat İşleri mük 1 dürlüğüne doktorların ayni kali-| teğe” yerliilâç bulunduğu tak-| | dirde bunları tercih, etmelerini kip etmiş olsaydı bu sütun - larda şimdiye kadar bu man tıki iddiayı defaatle müda- faa eylediğimizi görürdü. Şi- kâyetmamenin de aynen der- Ci kât'1 bitaraflığımızın vâzıli bir delilidir. | Bira 'sarhoşluğile bir hayal | — Korkunç hayvan kalın ve Ppençesile pencerenin camlarını | tırmalamakta, siyah bir ayı ba- şına benziyen başını iki tarafa oynatmakta ve kıpkırmızı ve iri gözleri korkunç korkunç parla- makta idi. Gözüm karanlığa biraz daha alışmış olduğu için camdaki korkunç bayvanın bir köpeğe | benzediğini farkettim. | — Evvelâ bunun Hacı Beyin kö- peği Raca olması ihtimali akl- | Ma geldi. — Raca!. Diye bağırdım. | Hayır. Raca olsaydı benim se- simi alır almaz, sevinç gi | mesi, havlaması lâzımdı. H ki, bu atayip hayvan birdenbi- re, camin önünde, siyah iri bir ayı gibi, boylu boyuna ayağa kalktı. Camı parçalıyarak içeriye at- lyacak zannettim. O vakit, yataktan yere fırla- dim. Karyoladan y er e atlamam- dan çıkan gürültü üzerine hay vanın tekrar bahçeye atladığını gördüm. | — Dehşetimden âdeta donmuş gibiydim. Pencereden bu garip mahlük | kaybolunca tekrar etrafıma ba-| | kındım. Belki telâş ve heyecanımdan, zaten yerini bilmediğim elektrik düğmesini bulamıyordum. Ne cebimde, ne karyolanın yanmda elime değen küçük ma- | sanın üzerinde bir kibrit kutusu dahi bulamıyordum. Bu masanın üstümü karanlık- ta el yordamile ararken elime kol saatim geçti. Bu saat fosforlu olduğu için hemen saate baktım: İki!.. O vakit titredim, | İlerimizden mat- iri buat umum mü- bir tamimle bildirmiştir. —KABAK ( dürlüğü memur- | tarından — Fel dun Fazıl Tül- bentçi, “Cümhu- riyetten — sonra şıkan gazeteler ve mecmualar,, adında neşriyat tarihiyle uğra - şanlara çok kıy- metli bir mehaz teşkil edecek bir kitap neşretmiştir. Kitap F. Faal Dün asliye ikinci ceza mah- kemesine bir ihtikâr cürmü meşhudu geldi ve süratle baş- ted- kik edildiği zaman Cüimhuriyet devrindenberi memleketimiz - || lanan muhakemesi neticelene- de 550 gazete ve 1008 mecmu- || “ek karara bağlandı. - anın neşredilmiş olduğu görül-| İhtikâr addesinin kabak | mektedir, Bütün bu me_.mml çekirdeği olması bu işin en fan ve gazetelerin isimlerini ihtiva | teZi tarafıdır. Tüccarın - bir eden kitap cidden uzun ve yıp- |j türlü kıyıp da satılığa çıkar- madığı, satamadığı bt nâzenin yemiş nihayet ihtikâr dedi ko- dusuna kendi ismini de karış- tırmış oldu. Bu bakımdan dik- ve enteresan gü yı okuyucula ynen yazıyoruz 'Tophanede Kadirler unda 18 numa c ratıcı bir tedkik mahsulüdür. Bu itibarla Bay Feridun Fazıl cidden tebrike müstahaktır. * İslâm-Türk Ansiklopedisi Son intişar eden 14 üncü sa- yısının münderecatı: 1— Kırım han zadelerinden Ayşe Sultan: Abdüllah Zihni Soysal, 2 — Son Endülüs hükümdarının valdesi Ayşe: Tahir Olgun. 3 — Âiz, peygamberimizin eshabı: Ömer Nasuhi. 4 — Âkib, Hatemülen- biya Ömer Rıza, 5i— Âkid, âki- deyn: Temyiz mahkemesi reis- lerinden Ali Himmet. 6 — Âkif, lisan, şeri', hâdis bakımından davı - rcılarda Niğdeli Vasil; dün öğleden evvel kendi sine bir miktar kabak cekirde- ği almak üzere müracaat eden Gemlik bakkallarından Emine B kabak çekirde; yok. O kadar çok çekirdek ve Ömer Rıza. 7 — İstiklâl Mar- | 'emem ü şı şalri Mehmet Âkif: Eşref E- Demiş ve ne kadar ısrar et dip. 8 — Mütefekkir Akif: Ö-|| 5e de bir türlü müşteriye mal mer Rıza. 9 — Tenkid değil tah | vermek tarafına yanaşınamış. rif: İsmail Hakkı Erenler. tır Bunun üzerine civardaki polis noktasına baş vuran bak kal Emin bir defa da polis Ah- metle gelmiş ve polisin ısrarına karşı yine vermek taraftarı olmayan Vasil; nihayet fiyat * Osmanlı devleti ve Alman Emperyaliami Roza Lüksemburg'dan, Aziz Ziya tarafından tercüme edilen bu eseri karilerimize tavsiye e- deriz. | ra cezasına mahkümiyetine ka- | daresine gönderilmiştir . Nihaye tihtikâr maddeleri arasına| bu kibar eğlencelik te karıştı | vi e öematii nakzen iade olunan dava dos-' verilmiştir. d bi fann getirdiği yözü © veya İ| İKTİSAT ADLİYEDE - rın evsafı ; © buçuk gelirle ancak geçine- Hâki ki biliyor idik. Şimdi ise bu ge. Irakta kalan â dml la;ı ir Ticaret Odası Halbuki vergilere yeniden mallarımız | eden suçlu tarafından ğî.”._mmı İ Iraktaki ithalât eşyamızın| — Bir sirkat suçundan dolayı al- tespit olundu tıncı asliye ceza mahkemesinde muhakeme edilirken mahkümi- yet kararı verildiği sırada hâki- me hakaret — ve küfretmekten ayakkabılarının evsafını tesbil suçlu Ali Topallar hakkında ya- pılan cürmümeşhut üzerine se- kizinci asliyede başlayan dava lenmiş . ve. suç sabit ü Kurştur. müddetle hapsine ve 84 lira pa- rar verilmiştir. Basın kongresi Metresini yaralayan tevkif edildi Evvelki gece Küçükpazarda, oturan metresi Gülizarın evi- ne misafir olduğu sırada kıs - kançlık yüzünden bıçakla ağır surette yaralamaktan süçlu Meh met Eirdoğan- yakalanmış ve dün adliyeye verilerek ikinci sultan Ahmet sulh ceza mahke- mesinde tevkif edilmiştir. Ya- rah Gülizar hastahaneye kaldı- fılarak tedavi altına alınmıştır. MAARİFTE Sivasta bulunan antika Sivasta nafıa garajı yapılır? ken “bulunan 6 antika para Maarif Vekilliği tarafından tet kik ölunmak üzere Müzeler İ- ğ Mwmtakası Reisliğinden: Mıntaka kongresi yarıntsi C' ta Eminönü Halkevi salonund: Tunmasıma bağlıdır. O gün b tının ertesi edilen telimat icabidır. Birlik azası arkadaşlarımızı hatırlatıyoruz. Ali Sonatın Tıbbı Adli raporu geldi Beyoğlunda Büyükziba kağında Sabahatin evinde otu an Nazmiyeyi öldürmek kasdilı Sonatın birinci ağır muhakemesi neticesinde müd . a KIRI — üzerine Ali Sonatın tıbbı adli | edilmişti. adlinin müşahede neticesini bil diren rapor okundu nun toptantısı Naftalin ve limon dün vali muavini Ahmet Kını- | Dünkü toplantıda naftalin işi Bilindiği — gibi | tiği naftalinlerin kilosuna 160 istemişti. Komisyon bu | teklifi reddederek naftaline 70| kuruş fiyat koymuştur. Ayrıca | komisyon, Haydarpaşaya gelen 12 vagon limon işi ile meşgul 12 vagondan 2 sinin İzmirden tekrar şehrimize satı- öğrenilmiştir. Komisyon ,limonun satış fiyat- Ticaret Odası, Halk tipi erkek etmiştir. İsteyenler bu evsafı| odadan öğrenebilirler. İsteyen | her kunduracı halk tipi ayakka- bısı yapacaktır. Halk tipi erkek | ayakkabılarının satış fiyatı 660 Türk Basan Birliği İstanbul martesi günü saat on üç buçuk-| toplanacaktır. Kongrenin açıla-| bilmesi 161 arkadaşın hazır bu-| ekseriyet bulunamazsa - toplan- güne bırakılması merkez idare heyetince kabul 8s0-| yaralamaktan suçlu boyacı Ali cezadaki | deiumumi muavininin ceza tale- binde bulunduğunu yazmıştık . Bu talep üzerine suçlu avuka- tı tarafından yapılan bir istek de muayenesi için duruşma tâlik Dünkü celsede tıbbı Mündere - Kara bataklara dal Yazan; ULUNAY , — Biri gelmiş. Sizi görmeli istiyor. , — Buyursun. Orta boylu, saçı Bagı darmay dağın, - kravatsız, — mintanının tek düğmesi gözük bir Cevval zeki, geng. nazarlarından belli kf Çehresinden cesaret ve a #kunuyor. — Kendi kendimi takdim &- derim; Atilâ Gürbüzçetin. , — Teşerrüf ettim. | — Pek yakında haftalık bir mecmua neşrediyorum brik ederim. izden de bir eser almak igtiyorum. — Fiatı ne vereceğim. Hem — Müşaade buyurun... — Müsaadesi yok — efendim. | Mademki parasını vertyorum... | | — Mesele parada değil. Evve- | 14 ben hir mecmuanın ilk nüsha- sina yazmam. Bir iki nüsha çı- kar, görürüm ondan sonra yâ- Zarım. Sonra bir eser bakkal- dan peynir alınır gibi alınmaz. Muharririn de ufak tefek dü- şüncelerini ele almak lâzım. da- ha tecrübeniz yok. Bunları he- saplamıyorsunuz. — O halde hangi nüshaya ya- zacaksınız? — Dördnücü nüshaya. — Dakor. — Bvet. Mutabıkız. Bir hafta şonra genç elinde bir mecmua ile içeri giriyor. Mintanı iliklenmiş ve bir de kra- vat takmıştır. — Size mecmuayı getirdim. Nasıl bulacaksınız? |Ben mecmuayı karıştırırken bir taraftan da anlatıyor — Büyük müşkülât karşısın- da kaldım. Fakat ehermimiyeti yok. Bütün mânialari Betece - ceğim. — Tebrik ederim. Pek güzel. — Eseri hazırladınız değil mi? — Dördündü nüsha için ha- zardır .Merak etmeyin! Bir hafta sonra genci karşım- da tekrâr görüyorum. 'Yakalığı, kravatı yerinde. Yeleğini giy - miş, üstelik saçlarını da tara- mıiştır. — İkinci numara da çıktı. Bil- seniz bayilerden, — ressamdan, matbadan neler çekiyorum! — Tabii güç iştir. Fakat ce- saret... — Evet, evet. Ölüm var, dön- me yok. Eseriniz hazır mı? — Dördüncü nüshaya hazır- Vdir. Üçüncü numara ile karşıma çıkan genç hayat merhaleleri- nin “hermiyyat,, faslına birden- bire erişmiş bir adam kadar a- ğır başlı, Mecmuasının, üçüncü t u| a u a le -| numârasını yorgun bir tavırla ın üzerin koyuyor; dört köşe omuzlar zaviyelerini kay- betmişler. Ben rayı karıştırırken yor: Üüncü numa- o içini çeki- — Hatırıma hayalime gelmi- 'a vak'alarla karşılaştım.. San- ki meçhul bir kuvvet bütün te- şebbüsüme mâni oluyor. Mec- | catına göre Ali Sonatın şuu - | Yunda hiç bir halel bulunmadığı " Tauayı bizim mahallenin tütün- mürakabe kontrollerinden Ve || anlaşılıyordu. Bunun üzerine| cüsünde bile bulmak kabil de- dada ihbar cdilmiştir. Müraka- || suçlu avukatının müdafaasını Sil... Bayi ile gırtlak gırtl be kontrolü yem asile yapması için duruşma başka bir geldik... Otomobil tutup kenc - Neden — vermiyorsun?.. || güne tâlik olundu. — d:ıfıılmagz kalktım.. M müşteriye kabak çe- müthiş! Her nüsha bana altı ü yüz liraya mal oluyor... Daha Demiş, Vasil de EGH SI DG RJSJ gönderilen yerlerden hesap da — Çok istiyor. Bende © ka- İ alınamadı. — Matbaadan tutün dar yok a hammallara — varıncı; dar Cevabında bulunmustur. Mü ecnebi kelimele- hepsi peşin istiyorl. Kimsede rakabe kontrolü müşteriye so- İ| ediliyor. Bizde itimat kalmamış! Bir taraftan runca o d | k_w.ş.ı v oli n bir kelimeyi Para, bir taraftan yorgunluk, ü- — 40, 50 kilo olsa kâfi. || benimsemekliğimizde — mahzur/ Zünlü Demiştir. Fakat dükkân sa- || yoktur. Meselâ manükür ve pe- lini çenesine dayadı. Dü hibi itiraz etmiştir dikür yerine “insan nalbâand,, 1| nür gibi daldı. Belliki yo T Mrebtiün “eöndkel Si diyemeyiz. Fak abilece- luktan uyuyacak. Uyuşukluğu- mMem, Haa e Gülterle # Gimiz tarzda karşılığı mevcut| mı gidermek için ölsürdüm. Sil- rime göre mahfü var bir kelimenin mutlaka İrenkçe-| Z İ sini kullanmağı lüzumsuz görü ti e! Polis Sabri ile mürakabe || yoruz — Devletle! kontrolü Vedad bu kadar ısra: Dün gazetelerden biriüde Şöy-| — Dördüncü nüshaya vüdetti- Haa Hat ee TakAr || Yebir Gümle vaz ğim halde ne olacağını bildiğim ÖL Bdala buluğarlama iea | — “Vakü » buluzu. TAYNAĞEBar için hazırlamağa lüzum görme- S a Bülmanlare ten || sonunda aha Bratik bir Tor- | iğim yazıdan" aha bi çime meveudiyetini görüp Vasil hak | “Bumu l İ . | dik. Arkasından baktım. Ayak- mevcudiyetini görüp Vasil bak (| — Bunun ne demek olduğunu| Jarını sürür gibi bir yürüyüşü ında cürmü meşhud zaptı || bir çok kişi anlamaz, anlasa da| yardı! “"ı',""”"ı"';* Dü karine ile anlar. Böyle denece- | " Genç. yüzlerce kı ESÜ ün derhal mahkemeye in- || ğine senç, y arabataklı tikal eden bu “kabak çekirde- “Vuku bulan müzakereler so-| ]'İ*'f]“s"lk'?“ âîldâe“'ğdf““k"k' i davası,, ikinci asliye cezaya Ü| nunda daha tatbiki kolay bir| 1*"'na doğru daldı gitli: verilmiş ve suçlu Vasil sürat- || çare bulunmuş. ... denilse daha| — ——— e netirclenen malikeme - || temiz bir lisanla ifade edilmiş Ş u sabit görüldüğünden 25 li- || olmaz mı? Amma işin daha zah Hikâyeler Fa ağır para cezasına mahküm || metsiz şekline taraftar bulunan edilmiş ve dükkânmın da 7 || lar bunu “pratik,, bulmayacak- gün müddetle seddine karar || larmış. verilmiştir Ne yapalım ? Kabahat onların. |: J| Biraz türkçe öğrensinler! Gazetemizde neşvedilmek ü- zere “yeni harflerle,, gönderileri hikâyeler yazı makinesile ya - mılmadığı takdirde dercedilemez