Mollanın — domüz: topundan bürane bir surette ve hem de tehlikeye düşüzerek M seyirciler- - üzerinde ür hayret — ver heyecan do- ga: vesile oldu. Höle Kel Aliço:. Mollaya. ba yılmıştı. Olduğu - yerde ihtiyar kurt Ür tir mrıyordu inden / gelse meydana çıkıp çok mahir Bir usta'olan ve fevkalâde tatlı Molla ile güreş -tutu- Aliço domuz topundan sonra iylenmeğe- başladı: — A be!.. Nüsıl söktü'domuz — Böyle terso dönülemez bet. Diyordu: Z İhtiyar pehlivanlardan- birisi liçoya' sordur: — Ba oyumu Armavut' oğlu Zil mi usta?. — A be; o* Yürük Ali de'ne li be usta — Öyle derler.. — Yürük Alinin Kivami oğlu| — Nâsıl güreşgi idi usta?. — Ben bile güç çıkardımdı — ortadan be!.. — Onların Bursada bir güre- gi varmış değil mi usta? — Hâ; ben bulundum o-gürek; te.. Misırli Halim Paşa, Herge- leci İbrahimle- Rüstemi güreş - firmiyti. Aman Allah iki usta pehlivan ayni okkada cıva gibi adamlar ne tatlı ve ustalıklı gü- |) vestiler.. Bu Hergeleci de yaman bir pehlivan!. madi meydandan bu herifi be!, — Adalıyı kaçırmış Gelıholu gürgzindı | —A beişte Molla da bunlar || dan.. Eğer güreş zamanım ol- || saydı, zevk için bu Molla ile gü- reşirdim.. — Usta, bu güreş 'ne- olacak | | dersin?. İ — A be karanlık be!.. — Şöyle böyle!. — A be Yüsuf yenemiyecek Mollayı be!.. — Öyle, Molla korkuludur da be! Bilinmez iki dirhemlik yerinden || belki Yusufu atar Dedi. İ | — Aliço, Mollayı çok beğenmis- || ti. Bilhassa; Mollanın güreşte | kendi taktiğini hasmına kabul BEŞİKTAŞ Güler sinemasında 26 Mayıs Pazartesi akşamı BÜYÜK TEMSİL Meruf film rejisörü | Yalmız bir defa için KANI, Esere, eski Darülbedayi, İs- tanbul ve Hâle Operetleri, Halk tiyatrosu.san'atkârlarından mü- “teşekkil büyük: bir grup.iştirâk edecektir. — A be, Koca Yusuf çıkara- | VEDAD ÜRFİ / Piyesini bizzat M—MML&W - 160 | ettirmesi Aliçoyu takdire sev-| ketmişti. Yusuf, bir tünlü güreş takti- ğimi Mollaya: kabul ettirememis- t Her ne yaptı ise hep boşer git | mişti. Koca Yusuf, çok mağrur ve | sinirli: bir adamdı. Fakat böyle olmakla beraber sakin; kibar, temiz: yürekli- hakikaten pehli- van:kalbli bir adamdı. Yüusuf, kuvveti ve okkası ka- dar sağlam ve ağır kalbli idi. Hiç bir vakit Adalı gibi gaddar değildi. Durup dururken hasmı- m boğmaz, durup durürken has- mina eziyet etmezdi. Daima gü- reşi kendi usulünde ve raconun da. yapardı. Yüsuf ayni zamanda sevimli | bir adamdı. Hasmı derhal kabul eder. kimsenin kalbini kırmaz- di Hacı Hüseyin bağında: Molla- nin: idman güreşi yaptığını bu- ber-alımca derhal özür dilemiş- ti. Koca Yüsuf hasmına ne pacaktı? Oyunlarını hep tatbik etmişti. Fükat, Mölladân” hep mukabele görmüş> ve müdafda görmüştü. Daha Molla- güzeşe girmemişti. Avtik- Molla; güreşe girecekti. Kel Aliço:dar sabırsızlanmıştı. Mollâ, hep hasmının oyunlarıma güzel ve' mahirane” — oyunlarla Diyordu. Bir sıralarda. Mollâ nan birdenbire güreşe * girdiği görüldü: O, Koskoca Yüsutu | gapraza almış sürüyordu: Yusaf” çaprazdan- kurtubmak mant çolak' kolü arasına” sikiş- tırmış habire" yürüyordu. İki hasım meydan yerini harmanladılar.. - Nihayet; Yü- suf birdenbire dönerek: çapraz daa sıyrıldı ve yere yattı. J_ HERGELECİ içim uğraştı. Fakat Möllâa, lıı_vl Cihan pehlivanı KARA AHMEDİN USTASI OLAN İBRAHİM Türk Başpehlivanla- rının en üstatlarından ve mümtazlarından KOCA YUSUFUN en çok korktuğu pahlivanlardan biri ve bir türlü ortadan çıka- ramadığı bir pehlivandır. | HERGELECİ İBRAHİM Adalı Hâlili meydandan: kaçırmış ve Pariste çeti güreş- ler yapnaş bir pohlivandır. Yakında “YENİ SABAH,, sütun- larında” M. Sami' Karayet'in kaleminden okuyacaksımız. —Bek- 60001 ü- | Sır hasmının altından kalkış| l idi: Başka bir pehtivan' olsa” Yü- Mollanın altından şaheserdi. —Ay an Yusüf, — çırpındı. v v attı — Hayda Molla-be!.. Molla, hasmını — mukabelesiz akmadı, o da bir nara salla- — Hayda maşallah be!, ” İki hasım daha karşı karşıya gelip bağlamrken Yüsufun bi enibire çapraza girdiği görül- dü, Yüsufün bu seferki çaprazı müthişti, Mollayı yirmi, yirmi | beş adım kadar sürdü. Molla bir türlü kurtulamıyor- dü: Aynmi zamanda” tehlikeli” va- | ziyette- idi: | Çünkü hasmı çengellemeğe | çalışıyordu. Mölla bir türlü çap- razı sıyıranmıyordu. Nihayet Yüsuf, çengele yetiş- tirdi. Molla, çengeli yiyince yer- | den kesildi ve uçar gibi hava- lanıp düştü. Böreket' versin çok” tetik olan Molla, çengeli yer yemez döi müş ve biltünhızile yüzüstü ye- re düşmüştü Koca: Yüsuf dâ: olanca kuüv- vatile ve ağırlığile" Mollanın üze rine sakut etmisti. Bü düşüş mütkişti. * Molla, yerc dwser düşmez birdenbire yayından firlamış bir ok gibirfırladı, hasmı da üzerin- dem uçtu. Dört elli düşen Yu- suf” kKaçarak. ayağar kalkarken Möllüdâ; ayağa: kalkraışti. Bü çapraz:ve bu düşüş, sonra da yay gibifirlayıp bir anda a- herkesi- hayretlere- düşürmüş- | tü. Möllanm: bu: kadar” ağırlıktan kurtülüp — kalkması bir” harika sufün altindâ bu düşüşle nefesi tiklamarak' ölür kalirdı: Möllâü> aya*a kalkar' kalkmaz tebessilm ederek çırpındı ve bir ' nara savurdü: e. ' — Hayda: Yüsuf: be!.. Molla-haklı idi. Bu-nara-onun | hakkıidi. Hangi bir pehhvan Yüsufun: bu.acı ve zehir çapra- | zandan- kurtülup böyle kıı)kzhı- Tirdi. ocanumuünmenn (Arkası var) * şiktaş Şeref stadında ile İstanbul takımları ar devam edildi. Az bir kütlesi önünde y rın ilki Fenerbahçe ile Demir - spor arasında idi. | Fenerbahçe 3 — Demirspor 1 Takımlar: Fenerbahçe: Cihad; mer, Mürad; Ali Rıza, Zeynel, Aydın; K. Fikret, Naci, Ya - şar, Niyazi, Ömer. Demirspor: Abdülkadir, Na - ci, Mennan; İbrahim, Fahri, Ce lâl; İskender, İsmail, Rauf, Mehmet Ali, Murad. Hakem: Selâmi Akal, Oyuna Demirsyor - başladı. Top; biraz ortalarda — dolaştı, durdu ve nihayet sağdan inki- şaf eden neticesiz bir fener akı- nile kendini avudda buldu. Sarı - Lâciverd kaleden vu- rulan topu kapan Demirspor- | Tular derin ve seri paslarla ra- kip kaleye yüklendiler. Bir an- | daFener kalesi karışıverdi. To- Milli Küme Maçları ee e —Ğ Fenerbahçe Demîrsporu Gala-!| tasaray da G. Birl Milli küme maçlarına dün Be-| Muam-| iğini yen di pu yakalamak için ileri fırlıyan Cihad emeline kavuşamadı ve boş kalan kaleye çekilen şütü Murad yarak muhakkak bir golemâni oldu. Böylelikle büyük bir tehlikeyi atlatan Sa- | rı - Lâciverdliler hemen ken - dilerini toparladılar ve soldan Ömerin bir kaç Eskişehirli mü dafiin arasından söküp orta- ladığı topu Yaşarın sıkı bir şüte tahvil etmesile ilk golleri- | ne kavuşuverdiler. Bu sayı De- mirsporlulara hız verdi. riden Müradı bulan top Lâciverd kaleye doğru ortalan dı ve çok müsaid bir gol pozi: yonuna giren İskender bu fır satı heba etti. Zamanla gayretlerini arttı. ran Eslâşehirliler Fener kalesin de tehlikeler belirtmeğe mu- vaffak oluyorlarsa da bir türlü netice temin edemiyorlar. For- vetlerin kale önlerinde fazla-pas yapmaları Demirspor - takımını gayesinden uzaklaştırıyordu. | Vakı çok kanamaya mahkümdurla: (Sönü sayfa-6 şütün 3 tey HARP VAZİYETİ Gırıî hâilesi (Baş tarafı 1 Harp meydanları, terakki- | nin de sahneleri idi. Orduyu kökü millete uzanan bir a benzetenler, onun bütü vetini memleketin yalnız v. gından değil, teknik kabiliyeti: den:de aldığını ifade etmek is- temişlerdir. Üstünlüğü sayıda aramak zamanı çoktan: geçmi tir. Muharebe, ateş — kuvvetii ve- bununla- da- ilgili mâneviya- ta dayanıyor. Kanlı denemeler, — yalmız- do- nanma ile değil, hava kuvvetle- rile de desteklenemiyen yakın denizlerde emniyetin hava hâ-| kimiyetile do mümkün olduğu- nu isbat etmektedirler. | Müdafaası düşünülen bir a- danın, mukadderata terkedilen mahsur bir kaleden - farkı yok gibidir. Bir- kale, beslendiği müddetçe hayatiyeti- haizdir. —| Yunan - adaları, karalardaki orduların âkıbetinden mütcessir | olmuşlardı. Deniz' hâkimiyeti' de bu acıklı vaziyeti. değiştiremez- | di. Hangi ada vekaç gün hava! saldırışlarına- mukavemet' ede -| bilirdi! Yunan ana — toprakları | elden” gidince; artik ufak: üslör | de tutunmanın: mâması” ne idi! | PFakat, Girit?” Bu — Akdeniz| emniyetimde- ötedenberi em bü- yük Totü oymyan önemli'üs, bü-| yük Britariya can damarlarının geçtiği" bu-denizin ruhunu- teş -| kil eder dönanmanım seyrüse- fer- serbestisinde- ilgilidir. Ora- nin - birakılması; — donanmanın harekâtim” taciz' etmekle' kal - maz; iki” korşu kürre- parçasını | tehdit edem kuvvetlere" de- yü-| rünür- yollar açabilirdi. O sebeple, Girit, bu andâ çok kanli bir harp sahnesidir. İki taraf da bu topraklarda akan kanım istikbali hazırlıyacağına inamıyor. Büyük” Britanya - zimamdar- rı Giritte kat'i bir müdafaa izumunu. tebarüz ettirdiler. Tdarruz ordüsu da çehermem - lerle çarpışan bir azim ile Giri din muhtelif üslerine, hattâ. ge- lişigüzel yerlere- konmaktadır, | Almanlar, ötedenberi talimat- namelerine mal ettikleri gibi, | neye mal olursa olsun, ileri, da- ima ileri atılmaktadırlar. Girit kalesi, donanmavar ol- dukça- mahsur- sayılamazı. İn- gilizler, kat'i bir müdafaaya im- kân vermek- için bu üssü deniz- den - takviyeye mecburdurlar. Almanlar ise-,işlek” buldukları hava yollarile kuvvetler: kaydı- rarak- vaziyete' hâkim-olmak i: tiyebilirler. Bu sayede, Girit, çok kanlı ve devamlı boğuşma- lara cevelângâh olacaktır! Giritteki müdafaa kuvvetle- rinin 3 tümenden mürekken bu- lünduğu tahmin ediliyor Bu kuvvete, yurdları taarrıza: uğe | rıyan cengâver adalıları da ilâs | ve edebiliriz. Almanlar için ikmal yolu bi- raz çapraşıktır. Bugünkü mu - harebelerde — topçusundan - ve| zırhlı kuvvetlerden Müstağni kalanlar, hedeflerine- güç yi rürler. Paraşütçülerin ve hava piyadelerinin taşıdıkları silâh - ların tesir daireleri çerçevelidir. , tayyareler - bombalarile | topçu-işini görmeye uğraşmak tadırlar. Fakat, topçu ateş de: teğine dayanmıyan kuvvetle ikleri umulmadık erpilerek fikirleri Paraşüt bi mıntakalara tethiş, panik ikaı, muvasala yollarını tehdit vazifesi alırlar Son haberlere - nazaran Al: paraşütçüleri adanm birçok yer lerine dağıtılarak halka dehşet almak maksadı takip etmekt dirler. Paraşütçü, her şı vvel indiği muhite intibak et- mesini bilmelidir. Düşman bir mıntakada paraşütçü için h ta karışmak güçtür. Onun i adanın birçok yerlerinde gu rilla devam etmekte Almanlar, bellibaşlı üç bölge- ye mühim kuvvetler indirmiş - *İerdir: Mâlemi, Resmo ve Kan- diye. — Malemi'deki kuvvetler mişlerse de, Kandiyede " müdafaa vaziyetine getirilmiştir. Di noktalara karşı yapılan mukabil taarruz ların muvaffak olduğu anlaşıl- mıştir. Hava tehlikesine karşı mem- leket içi ordüları, yani pasif koruma teşkillerini vücude tiren halk kütleleri harek men müheyya - bulunurlar. Gi rit kadınları da bu. müdafaa kuvvetleri arasında yer almak- tadırlar. Britanya-hava kuvvetlerinin adada- artık barınamamalarının sebebi, hava üslerinin daimi bir ateş-altında bulunmalarıdır. Al- | manlar, ada-üsleri de-dahil, Av- rupa cenup doğusundaki. birçok | meydanlardan istifade etmekte-| dirler: Bü-mevdanlardan hava -- | | meti W_,W_-UMMN,&&WWWW—WW.W* sexsa SİYASİ TETKİKLER SAA LAĞ R EASRARSA Bündan evevlki müsakabe - mizde Leh” altunlarının; Türki- ye topraklarından da — göçmek suretile, Amerikaya on bir fe dakâr Leh vatanperveri tara - fından nasıl nakledildiğini ve bu nakil işinde geçirilen lııvı an ve korkuları anlatmıştık| Bügün d ıı.m.mımn,mı Hollandalıların altunlarını Almanlardan nasıl kaçırmış ol duklarını göreceği ve ÜN — Lehistan, nazi ordüları Va: şova kapılarına yaklaştıkları radadır ki altunlarını Amerika- | ya kağırmayı düşünmüştü. Hal buki Danimarka ve Hollanda madi” makamları daha. açıkgöz ve durbin davranarak Bay Hit- ler memleketlerine daha el u- zatmadan milli. servetlerini em- niyet altına almayı ihmal etme- diler ve iki memleketin tamam (160.000.000) a varan” altur stoklarını Amerikava diler, , * Norveç altınlarına gelince.... Halbuki- talihsiz Norveç hükü- altunlarını Almanlardan evvel davranarak — Amerikaya nakledemedi. Tâarruz pek baş- tam inme geldiği için Nörveçli- | ler'gafil avlanmışlar ve-Alman- lar memleketi -istilâ ettikten.son va d (3000:000) sterlimer baliğ olan: Nörveç: milli- banktasının * altun, ihtiyatı bulumuyordu; © Bu-işten haberdar olan naği- ler-altün:külgelerini: bulmak-için | (Oslo)- yı altüst ettilerse-de hiç birşey bulamadılar. Tönlarca a- girliktâa. altun çubuk ve külçe- let” sanki ' sırra” kadem” basmış- | lardı, — ,, Nörveç kadınlarının | e — fedakârlıği ” Nazilerin 'Norveç- altunlarını elde edememeleri tabii idi. Zi- ra vatansever Nörveçli kadınlar hattâ çocuklar altun külçe ve çubuklarını yüklenerek" uzak ve tenlia: bir'fiyor'da ağaç dal- larile peçelemmiş: bir” şilepe”nak- letmişlerdi: (Bomma)- ismindeki: bu- şilep ayrışığı bir gecede gizlice- vira demiz” ederek- Nevyorka, müte- veccihen. yola çıkmıştı. Bügün hâlâ (Bömma) Nevyork lima - nında' yatmaktadır. v | Z İsveç altınları > — Diğer şimal komuşları' gibi İsveç de-ani bir taarruza ugra- mek korkusile milli bankasın - daki altün ihtiyatını (Mörmac- sezi" isimli gemiye- yüklemişti. Ba vapür aslen İngitlereli olan kir kaptanın idaresinde idi. Ma- atteessüf (Mormacsea) Norvec- tefTorndjhem)limanıma uğrayıp yük alırken Almanlar ansızın limamı zaptediverdiler: Geminin süvarisi kaptan (Mac Male) derhal seyir defterini - ortadan yole etti. Zaten vapur İsveç ban- dırasını hâmil bulunduğundan naziler hiç bir şeyden şüphelen- mediler ve-gemi de serbest ser- best' yoltma devam edebildi. , Fransanın altınları Zaptedilmez sanrlan- (Majino) hattimın arkasında kendisini çok emin' zanneden — Fransa mm zam ihtiyatlarını (Bank dö Frans)ın gizli dehlizlerinde mu:- hafazada hiçbir du. Fakat P: ve ileri hare maz, Bay (Hitler) in bu mese- lizindeki: altunlür bir 'azörüne göç et & kr kruv - (100) vazör de alâ rivayetin mily İngiliz lirası kayn Şınlarını emii (1 Dünkü atişar etmi lanan hava & ket hedefi, ( Norveçte | Danimar - ka ve Hol- landanın altınları a &merıkaya nakledil- d, Ama zavallı Nor- veç altınlarını güe- helâ kaşırabildi ” zönder. Naztler İsveç ve Fransız atlınlarını daelde edemediler manlar Fransada: da altün. yı: ginlarına- Kavuşamadılar. İsviçrenin altınları İsviçrenin altun stokuna, ge- lince bunların Alp dağlarında e- min” bir yere görnülmüş. olduğu söylenmektedir. ve — külçelerin | gömülü olduğu —mahalli ancak birkaç kişinim malümu bulün - maktadır. Bü sırra- vâkaf kim- seler-o çeşit adâmlâardir ki, her ne” olursa- olsun” milli servetle «laliaelün. olünü ü smnr Üönsete | ierdir, onlafı Avrupadamıdikik. melerine ne imkân vardır, ne de ÜN - eeit Amerikaltlar ne: d“ıywtaıw Almanlar Amerikalıları dün-| ya altımlarının yüzde" doksam- nr elde Bulundurmakla: itham e- diyorlar. Hattâ-nazi: zimamdar- ları harpten sonra altün sikke usulünü- büsbütün- ortadan! kal- dıracaklarımı: bile: her- vesileden ,Ni oldum, Tşı gösterdikleri bu' istiğna ister sami« isterse yapmacık, A- merikallar bu iddiaya biyık ale tından - gülmektedirler. eli Muhakkak olan bir şey varsa, o'da dünyada meveut altun mik' tarının yüzde sekseninin bugün Amerikada” bir kale- civarında mükemmelen muhafaza edilmek teolmasıdır. Kale bir takım mu« hafızların nezareti - altındadır, Bü'muhafizlâar Amerika- nın en iyi ve et seri nişancıları arasından seçilmiştir ve' bunlara nazi” iddialarından bahsedilbeek olursa kısaca: vA| Zesaretleri varsı gelsin. ler! demekle iktifa etmektedir. ler. . . Altün sikkeyi ortadan kaldir. ımak iddiasına gelince bir aralık Sövyet Rüusyada da- parayı: or- tadan kaldirmaak: için birtakım teşebbüsler yapılmış. fâkat bir netice-elde edilememişti. Asır - lardanberi dünyaya hâkim olan altünun, her ne-denilirse deril- sin, bu hâkimiyetini - idamede devam edecekinden şüphe edi- lemez. Dithya altınının büyük bir Kıs mı bugün Amerikada emniyet altırda bulunmaktadır. Müsele burüda. Şimdi burada bir: sual hatıra gelmektedir: — Acaba: niçin dünyap altün- ları Amerikaya hicret: etmiş. tir? Bu! suale- verilecek: cevap ba- sittir: Altunlar Amerikayar ken- di arzularile: hicret etmiş değil- rikayar kanunsuzluk; - cebir ve zor siyaseti. kovmuştür. “Şii- detim girdiği' yerden serveti ka- çar, namyd hetr zamamı için doğruluğunu muhafaza edembir iktisadi. hakikattir. Binenaleyh altunu- Avrupadan Amerikaya Kovam âmil: Avrupadan” kovu; - lanca altunlar dartipış; tıpışıAv- | rupaya:döner verozamana kadar istifade ile ilerile sürmektedir- | ler. Kedinin. yetişemediği ciğere dâ zahiri bir istiğnaya rağmen altun hasreti. çekemlere avuçla- ' yalamaktan — başka: birşey, pis- demesi: kabilinden - nazilerin * kalınaz. Çocuk Esirgeme Kır Kurumun öir senelik fa ıl < geti takdirle karşılandı" ” Çöcuk Esirgeme Kurumu İs-! tanbul merkezinin- yılık- kongre- si dün saat' 14*de-merkez” bina- | sında akdedilmiştir. Kongre - reisliğine — Cövdet Hamdi Bâlim- seçildikten sonra merkezin bir senelik mesaisini ve İstanbul içinde mevcat 35 şubenin faaliyet raporu Dir Fethi- Erden tarafindan” okun'- müuştür: Ranorun mühteviyati- na nazaran Cocuk esirgeme ku- rumunun- bu senek iyeti, cidden nazarı dikkati celbede - cek derecede inkişat rülmüştür. Ezcümle' bu de tamam 11 yeni müle: rum teşkilâtında faal lamıştır. al için- - Beyoğlu kaz. m nahi m esi il mektep - çocuklarının dişlerini tedavi eden bir (diş bakimeyi), 5 — Sarıyer kazasının. bifttün muhit çocuklarını tatmin edebi- lecek- muntazam bir şekilde te- sise muvaffak olduklari (Ço- cuk bahgçesi), 'mi 6 — Eminönü kazasının şim- dilik- 10 bikes- yavruyu- barın: « dıracak bir şekilde tesissettikle- ri- (Alemdar Çocuk Yuvası), 4 T — Kadıköy kazasının' şim- dilik: küçük: bir kadro ilet çalış- tıklarır bir: (Süt' damlası); —- )| 8 — Kadıköy kazasının fakir çocukların tedavisini: yapan' ve ilâçlarımı meccanen' temiin' eden bir- (Çocuk: dispanseri); temitr et < dını” çaliş- e (Örme nış ve rapor ta: bütçesini lira 11 & kuruş tasdiki yeti intiha- an intihap Bayan ktalarıdır. I B. Reşit Çavdar, Bn. Refika Hu ( lüsi Bi n Reşide Mit- YAK n hat Re an Dr. Semiramis melerile de- mükelleft Kironaaiin deniz sahası dardı ara ha-| — e— aa Si rekâtile- hemah çalışma ka- | — e " biliyeti gösteren Alman hava güü filoları; denizde aldıkları'bu.çok İ Cazip ve /1 I O K önemli rolü ifa için de büyü Eı sikllar AV]'.İ_ q 1& R l( gayretler sarfetmektedirler, E- ü x K ğer- çıkarma - denemelerinde- bu U E R d hava yardımlan sayesinde u |) Buthafta SU M sinemasında vaffak olunursa, bundan böyle gok daha- mühim teşebbüslere intizar edilebilir. Girit musaraalarının şu:gün - lerde korkunç bir: şekil alacağı muhakkaktır. Netice hakkında bu çarpışmalardan sonra -karar verilebilir. —e ——— —- « I Şayanı-hayret Parisin MOULİN BLEU HALLO JANINE £ yetefilminde- takdim ediyor. Büyük- vay Revüsünde HK viziyon” fizadir, Bügüm saat'll de tenzilâtı ma&ue