Yazan: MURAD SERTOĞLU. Genç zabitle görüşleri ve tabiatları o kadar uyuyordu ki Anna gayri ih hyarî onun. gibi başka bir erkek * -| l:ıımnuıdığını dıışıı.ndu. , TofrıkaNo 28 * X â Dün whnben arkadaş say- hrız. AXkodn.ılu' arasında faz- Ja tekellüf olur mu? Hem kim- bilir? Belki de beni evde sandı- (Raz. Tamam, (amam.. Böyle ola- icak. Mutfak kapısrm açık gö- runce beni yukarıda tahmin et- |tiniz. Bu çok tabildir. Yukarı çıktınız. odama girdi- niz. Fakat tam bu sırada ben İde eve geldim. Bvet, bu tesadüf İsizi cidden müşkül bir mevkie koyabilir. O halde sizin hiç ka> bahatiniz yok. Mesele açıkça İanlaşılıyor. Size karşı sert - ve kaba davranınca siz de şaşır- dınız. Hakikaten inanmıyaca - z0u, sözlerinizi tevil sanacağı- |mı zannettiniz. Fakat görüyor Bunuz ya, bunda — hata etüiniz. ) Cevdet hembevazdişlerini gös |tererek gillüyordu. Anna bu ve- karşısında ne yapacağını |bir türlü kararlaştıramamış bir halde mütereddit bulunuyordu. i lArkasına ( sakladığı — tubamcalı| * jeli terlemişti. Dizlerine bir, hal- İsizlik ârız olmuştu. Artık'ma- |sasına oturmuş cevdetin gözle- 'rine çekinerek baktı: | — Doğru tahmin ettiniz de-|- di. Kapıyı açık görünce yukar- İdasınız zannettim. Tam odaya girdiğim anda — kapıyı mım Llılugımm duydum. Ne kadar ],şıunııga düştüğümü tarif & e. Şğkük e— raSSağığır B Genç zabit kahkahalarla meğe haşladı: yeritmans gnn pa — Size karşı çok mahcup kal (dım. Şimdi kendimi affettirmem ılhm. Rica edenim, şöyle kol- tuğa oturunuz. —<- SAa * Anna halsiz bir halde koltu- iğa çöktü ve tabancayı Cevdete sezdirmeden bir kenara sakladı. | Cevdet. genç kızı eğlendirmek | "mi Mmaksadile yarım saat durma- 'dan diller döktü, fikralar anlat- |ta. Keman çaldı. Onun bu canlı- lığı Annayı da sarmıştı. O da | nihayet gülmeğe ve konuşma- n zevk duymağa başlamıştı. îsu genç zabille görüşleri ve x biatları 6 kadar uyuyordu ki mna gayriühtiyari tanıdığı bü- erkekler arasında anun ka- hislerine yakın hic kimse- nin mevcut olmadığım düşün - tdü. ÜyueetlişEne | M— M Cevâet her şeyden bahsedi Şar, eli aüavan miyande - ve. “kendi zesleğine tamas ettirme- * WPetrof — kaçarlarken bir iz br- Ş_. B AAA Sizi eğer DatkürcöKaRA ND vazı bir yemeğe davet etmek iş- terim, Bir — Hayır, teşekkür - ederim, Ben buraya gelirken yemeği ye- miştim. AAXARRA GA slan | * — Vakıâ vakit epeyce gecikti. Fakat dairede biras fazla iş vardı. Çıktığım vakit her za- man yemek yediğim aşçı dük - kânındaki bütün yemekler tü- kenmiş bulunuyordu. Esasen o- | nun için eve geldim. Burada ha- zır birşeyler bulacağımı biliyor dum. Ya, size söylemeyi unut-| tum. Ben öğle vakitleri eve gel- mem, Yemeğimi, daivede, yahut | aşçıda yerim. Ne de olsa be— kârlık. Bugün tesadüfen geldim. Maamafih bu tesadüfe müteşek- kirim, Evimde sizin gibi bir mi- safir bulacağımı Allah bena il- ham etmiş olacak. —a jiğmamıı lüştüler, Cevdet tabil bir eda ile kalktı. Yemek odasına irdi. Amna yeniden bir heyeca- | na düştü. Ya orada Yanefle raktılarsa diye endişe ediyordu. Fakat yüksek sesle konuşmak- ta devam eden Cevdette mev- *cut olan tabillik ona inşirah ver | mekte gecikmedi. Demek her vey yalunda gidiyordu. — y Anna yalnız kalınca taban - İ“cayı göğsüne sakladı. Sonna a- yıga kalkarak : #ottti bi — Bana müsade ederseniz. gi | Üria MA BeGe H işim n aamul ae — Niçin acele ediyorsunuz? “Mazmatih eğer cidden mm* varsa mâni olmak istemem. Allaha ısmarladık! Akşama , görüşürüz değil| et LÜ GzEmlEa n — va ” — Evet, evet! Amcam baber | gönderdi. Öbür gün e gelecek- , iş. Evde yalnızım. < Eğer sizi | sıkmazsam ! #& — Sıkmak da ne demek"î Bilâkis çok“memnun olurum. | 'Anna veda etmek üzere Cev-|' dete elini uzattı. krmcer yi | mun bu bhik&yesini *»a Haydi Fransayı: #4 unguyet flikarizn e— bir “m “Her : —— Sabal de; nek merhumun H R £ başlıca hikâyesi Hi: Soygun kırda z gısına bidi cıkr acın Bu ne hal, bu insan- ben n insafsı lar ünyada... Gel, geni giyindireyim. Demiş, zavallıyı lunan bir mağazaya sokmuş akat gömleğini, dol ver ki clbiseyi ona göre yam. Büyük olur, İatini giymişe- dünersin, Küçlik gelir düttürü laylâya — benzer- sin.. teranesile 0 da onları ab miş, savuşmuş... Merhum bu hikâyeyi anlattık- tan sonra: sükiy — Menfaat, çeytanın bile gi- remediği şekillere girmekte in- sani bir şeytanete maliktir, der- di. ne - Mihver anlaş - ması her nedense-bana merhu- hatırlattı. Acaba talihsiz Fransa elinde, a- vucunda nesi varsa bepsini ver- dikten sonra şimdi de — sa! müttefiklerile arasını açmakla biricik kurtuluz ümidini de el- den çıkarmak üzere mi bulunu- YOr? — isnaygatütüki " 'Manhaza mescle öyie görün- düğü kadar basit de değildir. Zira Vichy hükümeti için: — » — Yardan mu geçmeli, yoksa gerden mi?., mantuku — bütün fecaat ve dehgelile korkunç bir istifham, işareti şeklinde ufuk- ta belirmiştir. eee » Hali hazırdaki vaziyeti yani statükoyu — muhafaza, — açlığın, | yoksulluğun ve sefaletin tema- disi demektir. Bundan kurtul - maak için eski düşmanlarla sa- bik müttefike karşı işbirliği yap mak ise kurtuluğ, kalkınma Ü- midine ekediyen veda mânasına ; gelen bir - teslimiyet ınınııuıı tazammun edebilir. diyelim, bir an için, faraı muhal kabilinden mihve- “rin Fransız - işbirliğile , Büyük | Britanyayı ve Birleğik 'Ameri- Kkayı amana - getirdiğini farze- delim; bu takdirde — mihverin Iyi eta” ol * saydın eski müttefikine ihanet etmezdin! deyip büsbütün kuşa asır politikada bunların nt Mâür naya geldiğini her halde Fran- İki ucu mülevves | yakında bu-| babanın ce- | ) S İskendenina ihraç hıııu—x_ ti o şekilde yapılmalıdır ki, e- ğer Çanakkele taarruzu çıkar İmeğe itina ile dikkat ediyordu. İBundan Anna da memaun olu- İyordu. Zira bu takdirde kondi- Sine bazı suallersormaası ve ken- İdisinin bazı izahatlar vermeğe mecbur olması icap edecekti. İHalbuki bu gene adama artık |yalan söyliyemiyeceğini düsü - İnüyordu. İçinde garip bir his | jPelirmişti. © her şeyi / anlıyor | 'zannediyordu. ee msteame — | K Bir ara Cevdet genç kıza dik- | Katli dikkatli baktı: —wesas | k — Ne kadar garip! Bana #izi | hep daba evvel de sazki bir yer- | /de görmüşüm gibi geliyor. Bil- | (hassa görleriniz hiç yabancım | İdeğil, — Mmapişbim çöRegekee Anma bütün vücudünün tit - rediğini hissetti. Eyvab, galiba ibeni katırlağı? diye . düşündü. Mümkün mertebe kendisine ta- bil bir eda vermeğe çahşarak Zannederini ki 3meselenin bi susi hir ebemmiyeti Bu şekilde tertibat İskenderuna asker için tarih tayin edebilir misi almak vi 15 inde ateç açacağımım sanı - yoruz.,, SY SS M SK Şu izabattan anlaşdıyor. ki Çanakkaleye hücum işi meslek ve denizcilik Çanakkale istihkâmlarının bi rer birer iskatı plânını — tekli eden Akdeniz — başkumandan bitleri idi. Amirallık erkânıhar derek kabul etmiştir. İyi vey: fena bu plân teknik bir plândı | mak olduğunu “ilân/ edebilelim. çıkarmak niz? Biz Çanakkaleye * şubatın | y Fişi idi Amiral Carden ile onun erkâ- niharbiyesine mensup topçu za- biyesi de bu fikri benimsemiş ve bütün teferrüatını tetkik e- u mâna tir, nibalki | mek) nn İ- çindir. ki, sin - ders| vermesi ve & 1 de ondan faide gi i Lilade ve istifa- de) t Je * Dsanımız. da| revaç-vermdetizi"Biz bu kelime-| yi eştet nde (ekspres- Yon) mfnnesmza izullanmağa, & | peyce bir - zamandanberi alış- miş olduğumuz için, ben de o münsdla kedımyodum, Pakat iti- seliy kirfrenkçesi daba uygundur. Cüntü: (ex, dışarı) (pocssian, busmaki yik ekmali” do: Clda) keltmesi van sı (borç ödemek) ise de bu ke- lime.de bizim lisanımızda - este tik bahislerinde işe yarıyacak hususi bir münada kullanılagel- bir hususi mânada kullanılagel ve hareketinde (mâÂnalı bir ta- vır) demek olur, Hakiki olsun, cüli yani yapma ve gösteriş ka- bilinden olsun!, Biz bu kelime- yiren nazik ve zarif mâünasile telâkki ederek âdeta ıstılah gi- bi. kullanmaktayız. Hatırımda kalan Şu garlı da tamamen Kgrâce) mânasında kultanılmış olduğuna güphe edilemez: (e- dalı bir yosma kararım aldı) maaramda (Cedalı) aynen (Gra-| Ciense) demektir. Ben de edayı İ(grace) diye kullanacağım. ipyae n Sürşgenealk ÜN Sanlette Hifade) ” bünerinden mühim bir iş yoktur, / desem mübalâğa olmaz. şyyırween Herkes bilir. Moamafib ben yine hatıra getireyim ki, san'atkâr olabilmek için birinci gart, heyecana müateit bir mi- zaç ile doğrmuş olmaktır. Pakat, bu söz, âdi mânasile Sinirli ve hasta olmak değil, sağlam ol- makla beraber çok — hassas ol- ÇA sızlar da anlamışlar olsa gerek- TP V SaNl er eDaAAYDARMAND Hulâsa politikada iki eu mü- levves değnek bugünkü Fransa- 'nın siyasi vaziyetine derler. A. Cemaleddin Saraçoğlu ,DÜNYA HARBI TYATİ— ton); ifadede (Be- belâgat kudreti her larına göredir ) Sokratın bundan maksadı da KİT O O (cezbe) ye tutulmuş olmaktar. ! g Pi YA Bu tâbir ve bu nazariye Yunan B ç - Öi (tasavvuf ) felgefesinin mücesi- RIZA T İ'aVPın | & (Plutinus--Pistinus) un tadi- ZK GSi : matile biktün - garlakarip muta- — 26 — mak demektir. İlharna kakili- yet bu derin ve giddetil hassasi- | yet yüzünden olur, günkü ilbam | nim itikadır heyecanın, viedanımuzda, mavayyen ve Sa- rih bir sürste girip, canlı bir fi-| duygu ve hir kayal şek- nmesidir. Yalız, bu tebeddül şuür ve — iresetimizle | olmayıp gizli ve münhasıran (psikolojik) bir faaliyet meticesi olduğu icta düşünmek ve tahay | yül veyadut kıyas ve muhake | me etmek kabilinden hir iş sa- yılamaz. Uhaza, uyku eanasında | vrid olabilir.ve onu davet | k elimizde değildir. Bu se- ki, herkeş artist ve şair Bu meseleleri - iki bin beç yüz sene evvel eni konu mü- zakere eden eski Yunan filozofu | Meşburu (Sokrat — Bocrates), ilhamı; bir anda gelen cinnet ha- valesi olmak üzero telâkki eder- miş. Onun en büyük şakirdi (Eflâtun) — Palton), — bir çok| (muhazara — dialegue) lerin. de ve hususa (Redr -- Phedre) isimli muhadarasında D bir cinmet olduğunu Sokrat zandan söylüyor (*). ——— vastyldk 1*) Sakrat bir satı - mamiş; hep” tadimatunın - gifaki olarak, ve herkesle, her mesele hakkında mübakase ederek be- yan etmişti, Eflüâtun üstadınnı talimalam (Diyalog ) suretvide | #üz ve zarif bir üslüp ile yazap kendi - müclükesalarından —da birçek mühim- fikinler ilâve et- miştir. Bunlarımadedi otumu ge- çer; lâkin, ilei üç ömesimin Ef- las İain) umcanık diyalog- larda, hayli tafsilüt ile münahka- $0 edimiştir. Sokrat, ruluna hai olan bir (Gün — dömon) ' asl öin San'at babillerinde pek çok kat hu sehepler #on derece mü him bir hâdiseyi artaya çıka- Bavvıflarına ; iutikal — etmiştir. *Cezbei aşk) tâbiri bizim hik- maeti. göfiyede /mühim ve ybgıî— ne ilbanı menbandır, ; zikri geçen beyecan her sebeple vulkuar gelebilen $ coşkunluk de- gildir; ancak (heyecanı bedii —— Emotion — esthâtigne), — değil - miz hülettir. Telâş veyahut he- lecan, yani yüreli garpıntısı da değildir. Bir otomabil kazasın - dan sağ, salimm kurtulan veya- hut tayyare piyangosunun bü- yük mükâfatımı kazanan bir a- | damin eoşkunluğu bedil bir hâ- | let sayılmaz. « Bedii bir heye- can akim elmamalı, velhd olma- hdır; yani"(kasır), kalmayıp bir eser — vülcude * getirebilmelidir. Kuru kuruya coşkunluk san'ak- ta biçbir işe yanamaz. O coş- kunluk saikaaile ber ne surette olunsa / olsun maddi bir eseri san'at meydana — koyup — man- atkâr, * ilham - aldığı — anda-| ki mâneviyetini - © eserinde te- bellür etmiş bir aurel üzere bize Bakletmeli ve bizi de ayni su- retle coşturabilmelidir. (Bete - tik) ve (psikoloji) ” 1atılabanda bu kabiliyete » Hohjecliver) ve fextörioriser) derler; yani ma- hiyyeten — (enfisi sübijeetil) | olan bir duyguyu, bör fikri, bir | hayalı maddi bir şekde — sokup | müânadar — bir surette dıarıyn' atmak demektir. İşte, san'at li- sanında, en geniş mânasile, | Mexpression) bu kabiliyete der- der, yimmraei üü ” Bu kelimenin lügat manasını da şu makalennin başlangıcında | arzetmiştim. Buna biz. Üfade) (Seonu sayfa 6 sülun 3 te) İZhemile söz söylemekte olduğu- | Na inanır ve bunu İser — aaman | sözülerdi, Bundan — murad bdlhı kendi dehâsı idi. (Mecnum) ke- | Ümesi de saten cinmin lw' tutulmuş, meezup demektir. Şu takdlicce 'Sokratın, şalr we van- nevi (Jevkalâde de- lü) addetmesi, aynca kendi şah- : tarif etmektex *banrei gili- la ciddi görünmüyondu. Ra- | vur! | Göbbelsin 'pratik usulü | rıyordu. Lord Fisher © zama- na kadar müdafaa ettiği fikre bazı tesirler altında artık mu- e ü î (YENİ SABAH)IN BÜYÜK SİYAS halefet ediyordu. Bütün bun- lara rağmen mesele inkişaf & TEFRİKASI İ Giyor bam menfi — mütalnlar mandan itibaren bütün elimde- Mi menbaları bu işe hasrettim, Bazıları yarı yolda kanaatleri- ni değiştirince ben anları ke- mali azimle ilk kararlarına sü- rüklüyordum. Bu suretle hen, müttefiklerin umumi menfaat- leri vamına Çanakkale seferi- ni muhafaza için gayret sarfi- na mecbur olüyordum. Çanakkale —muharebelerinin hazırlanışma ait bu ilk safha- İ - f ni a . |* — Her hakle benzetmiş ola: Ayni zamanda Amiralık tara- dır. Projenin yüksek salâhiyet çaksunu diye cavap verdi. Sof. | ) fladan verilen bütün emirleri erbabma, ve bahriye âmirle- Hün değE eli şiiaane: Suî de erkâmharbiye ile maiyeti rinin tetkik ve tasvibine arzı A a hazırlamıştır. Benim yaptığım " yirmi gün sürmüştür. Bütün biç Sofyaya geldiniz mi? »e y CHlayır! Tursat Güşmedi. | g9 SKi zırlılılardan elimizde Fakat bundan sonna bu fırsatı lunapları göstermek olmuştu! arıyacağım. . Amma Gueen Elizabeth'in Ça nakkale harbine iştirâkini: tel bu- Çök iyi olur. Orıdı ;da gö | rüşürüz. snar Demeki sisisorada da- gör- meme müsaade edeceksiniz. Çok teşekkür aderim. Korkarım | bu fırmatı sık #ik aramam sizi | rahatsız etmesin. — Ne münasebet'! Pek mem- | nun - olurum. — Babam / sizin gibi gençleri çok sever. Paasen Türklerden çok dostu — vardır. | Birçok zabitler, Tmemurlar sık Bik eviznige gelirler, >>-ixe — Ya! Ne kadar iyi bir tesa- düf, Her halde babanız çok iyi bir adam olacak. | Ve yavaş bir acale ilâve etti: | Bizin kadar iyi, sizin ka - dar güzel bir kız yetiştirmiş ol duğuna göre.. | Wakat bunu söyler söylemez | yüzü gayrihtiyari kızardı. Bir pot kırmış gibi hemen — mevzuu değişti di: akat ben de mdi tam Ööğ vyn AAAT | ne budala- | Zamanı, yaz lif eden erkâmharbiye'idi. Ça- nakkaledeki filoya, on! ra en kuvvetli iki harp gemisi- n son- * fikirler birleşmişti ve hepsi bu gefere taraftandı. O zamana kadar hiçbir menfi ses yüksel- memiş ve hiç kimse bu sefene muhalefet etmemisti. Fakat Avustral, rihinin muharriri, r a k resmi ta- Çanakkale ni iltihak ettiren bahriye bi- harbini hulâsa ettikten”sonra rinci lordu olmuştur. #y3aekee? şu hükmü veriyor: “İğbe; Ça Bu teşebbüsün — tamamile nNakkale faciası, bir - Çörçilin mesleki ve teknik olan mahi- Müfrit * hayalperestliğinden, yetini hiçbir sivil müdahale ile topçuluk bahsinde cehaletin - ihlâl edilmemiştir. Bütün bun- den ve bir genç meczubun u- ları, bana ait mes'uliyetlerden gursuz kanaatlerinin daha ih- kurtulmak yabut başkalarının tiyar ve daha ağır zihinler ü üzerinc lemek kasdile yaz- Zzerindeki tesirinden doğmuş - miyorüum, Şurası — bilinmelidir. tur.,, Yamtekttii t ki Çanakk hücum plânını '? Ümit ederim ki, benim ken ben yapmadım ve bunu ben disine kanşı mes'uliyet duydu tatbik edemezdim , * ğüm Av lya halkı — böyle ) Acı bir hüküm sert, yanlış, noksan ve tarafgi- HaT AE T - ranc mütalealara istinat etmi Fakat bahri makamlar la: yecek ve vaklayı bizzat tetkik fından arlandıktan, yüksek teknik salâbiyet erbabı'ile bah- Fikrini değiştiren amir riye birinci lordu - tarafından | tasvip edildikten sonra tatbik kânuna kadar Ça ettirmeye mecburdum. O za- 'e karşı bir deniz ! RERFEEE ’WWWMWMMWW&( " Çanakkale seferinin sebeplerı ,—_Yazan $ V. Çorçı | | reketine gı—oıımk yolunda it- tifak olduğu görünüyordu. Har hiye nezareti, hariciye nezareti, amirallık birbirine müsavi bir hararetle böyle bir teşebbüsü istiyorlardı. Harp komitası ka- rarını belli etmişti. Vakıâ bu nihai ve değiştirilemez bir ka- rar değikli. Ancak bu vaziyet plânların mevkii tatbika ko- nulması için amirallığa salâ- hiyet veriyar, onu teşvik edi- r biz bu plânları evküne — koymazsak SI haberdar etme- li idik. Fakat erkânıbarbiyenin mesaisi durmadan ilerliyor. A- lâkadar amiral arasında tam bir ittilak müşahede alunuyor duü. Ancak ikincikânunun rına doğru, yan. Rus hükümetlerile ler bir hayl çok emirler yardu tatbik harp me Bonla- ve Fransız müzakere bür ilerledikten, verildikten ve çok harp gemileri, vapurlar yo- la çıktıktan somradar ki, bah- e birinci lordu plân bakkın- da muhalefet izbarına ve bu muhalefeti gittikçe arttırmaya başladı. denizinde ih hmanır hareket Pik ey: . karşı her #tirlü harek imalleri başku- Ku Çlen lan yerd Plân tatbik edebileceğimiz, zerinde erlğmbavhiyenin den inciye tetkikat yaplığı ve bahri efkârın tam muüzaherx tine nail olan bir proje ile hü- cuma geçebileceğimiz - yegâne saha idi, danı Çucen Eliz büyük harp gemi harekâtı felce — uğralamıyor- du. Felce uğratmak için ya ye ni hâdiseler, yahut mantıld de- liller Tâzımda.Carden — plânının büyük teklikderle dolu alâu- i muayyen K Zunu ileri süren yoktu. Büyle dot —Ş"'_l’“lf“'“ hiç bir — bir iedia Heri ülmüş alma bi- oketinde buluna - 1 zayiatın tahdidi ve hanekü- nliyorduk. Bu da tin her an dürdürülnü: ü- ÜrTTE Aag ada ga D her an dürdürüln ü imkâ- zularımı takrik edi- a ti nüma Rus âa- KESSRĞİ ralik biç İ nümayiş Rus taşkumandı nenin işine yarıyacak ve Bal- kanlar vaziyetinde müessir o- Tacaktı. Rusya yard m edemıyoı c Bu fasıla esnasında - ikinci- kânun 26 da - Çanakkale se- ferini hazırladığımız hakkında Rusyaya gönderdiğim telgraf cevap geldi. Harreye Nasarı Sir Edvard Grey bu telgrafi bana u mütalea ile bildirdi — Çanakkeale hakkında Kus Bir muhalefet daha Fakat donanma haş | beth il. nize gönder filosunun zayıflryo ihtiyat kuvvetlerinin kifayet sizliğinden bahsetmeye başla- di, Bahriye birinci londu va bil yük filonum, anavatan filosu nun zayıllaması karkusi!e Ça- nakkale taarruzemun bulunuyordu. Yoksa, nakklede hir topçu kuvvetinin rolleri, ne de diğer teknik me> Cet n ar Di ler rie seleler -hakkında tetkikatta n “yardım istenaesi <AJ bulunmamış, Çanakkale plânm man ve Avusturyallara karsı nn aleyhinde bulunmak için > 3 Nİ eden Rus ordularını za- cap eden kuvvetli delâili topla iadir. a #ebr maya lüzum görmemişti. Hal- hakkındı hiçbir buki bu r onün.en çok iş'arda bulunulmamışlı. Cün- lâkadar olduğu bir bahimti. Za- ):) Rusya Türkiyeye kargı ten daha iki ay evvel Lord Fi- pılaçak bir tanrruzda —mütte er'le ve filo beşkumandanı ile fiklerile doğrudan doğğruy bütün ihtimalleri baş ba birliği yapmaya müktedir de len geçirr mi idik gildi | Bana ileri sür beple ÇArkası var) 28.| a 4 REPRLARIIGÜRGAS vi | muhtrasını aldım. Bu muht- vabi. işte. Bundan — anlaşı ki, Rusya bize yardın: ede melde beraber böyle bir ta- tesvip ediyor ve bunun iecai haklanda büyük Ümit- besliyor Rusyadaki İngiliz sefiri, ha iye nazırma gönderdiği tel- alta şunlar: yazıyordu Rus — başkumandanının bir r öre Rusyanın müttefik ) on Hitler. - Darlan — Talk Tâkatımın 3 bir bıho . tarrakasile GSN Vichyye VT zamaan ma- tırdin, Çahkîbu?i-ht ver! Amiral Darlan İzahat veriyor gfr Mmiral Darlan da pek rişan bir vasiyette i ——Somhuuuw!nlıti, mon İ SaKaşllam n 1 d . Dedi. Mendilile alnının terini! beş dakika evvel yasıma Von. Ribbentrop yaklaştı: el — Tabii Almanca biliyorsun değil mi? diye sordu. Bihııdı Bimi söyleyince: —- — Byvah! dedi. H.uzr Al- mancadan başka dil bümez. Bu; vaziyet karşısında — İtcnuşabil - mek için üerheal Mmu.ülnı meniz İâzımdır. vr ş— # * Beş dık“udıümaneı öğrenmek , — £ — Fakat maşıl olur? İnsan . beş dakikada Almanca üğneve- bilir mi? diye itiraz edecek ol- dum, Von Ii.ıhbenuıp kat'i lı öğreneceksiniz! Bir türlü buna aklım ermi - — yardu. — Nasıl? diye sordum. V. Von Ribbentrop sarışın başı- ni kaşıdı: — Bunu mındıhıı-_ fem değildir. Dedi. ammmmıı- — © halde kime hııuıı— yun? ğj — Bu işi bilse hilse Gülbeks bilir. © içimizde en şeytar Ti- körli adamdır. Kendisine — ban hx w Nahtan — buşka — bir şey istemeli imişim. —Tun bu esvada Göbbels içeriye gir- mez mi? Vaziyeti Cana anlat- tvm D — Bu igşin halli çok kolay- dır dedi. Size beş dakikada de- ğil bir dakikada bile - Führerle kenuşabilecek kadar — Almanca öğretebülrim. : , — Aman bimmet ediver. de- dün. Bu barikalar memleketi Almanyada bir dakikada innz- na yabancı hür dil üğretecek bir makine keşledilmiş zanne- diyordum. Halbuli - Götbeliin buluşu başka türlü idi: — Dikkat et! diye süze bnı- ladi. — Almancada — “Evet, © Ya, derler. Bunu belle kâfi! ; — Anlamıyorum. — Hiç anlamas olur musun? Praosızlar zeki olurlar. — Yani sana Hitler ne sararsa, ne söy- lerne “Ya,, diye cevap veme « ceksin; 1 Böyle şey olur mu? Yü bazı şeylere iiraz etmek lüziün gelirse? a Müşkül! vaziyet *i B.ı cümle ağaımdan henüz çılnıştı İi karıma 100 kilahik vücudile Cöring — dikil- mesin mi? Ne? diye haykırdı. rere itiraz mi edev var? Bir tarattan yanımndaki kapı hafif aralanmış ve Gestapo şe- fi Himlerin altın çerçeveli göz- düklerile kulağı meydana — çık- mıştı. Demek a. da bevi tarassut ediyordu. Haydi bakalım, cesax varsa iliran et! ( 3) ()) Mülâkat X © erken büyük kapı açıldı.” Hitlerin kar uldum. Bana Almanca sert bir şeyler — söyledi. Tek bir kelimesini anlamadım. 4, Sütun ? de) MURAD SERTOĞLU (j Füh- e kendimi (Bonu sahife