ANLATAN: BİR GAZETECI — — Melâhat helecanla sordu: ne Fakat Nen var?. T Rişi — Nasıl hiç?. Câmi, sonra, garip garip ba- karak mühendis Yüceltene dön Bi — Yücelten!. dedi. Sizde has- fa olan bir kadin var mı?. Mühendis hayretle sordu: — Niye sordun?.. — Bilmem.. Ben katalokta doktorun telefon numarasımı a- radım.. Tam telefon ederken Bizin odanın kapısı birdenbire açıldı.. İçeriye yüzü ölü yüzü gi- bi sapsarı, başı beyaz bezlerle sarılmış genç bir kadın girdi.. Fakat orada beni görünce he- men kapıyı kapayıp dışarı çık- tıl; Mühendis alıklaşmış bir hak de Câminin yüzüne baka kal - mıştı: — Başı bezlerle - sarılı m?.. Bizde böyle hasta kimse yok!. Hemen atıldım: — Yüzü ölü yüzü gibi sarı bir kadın mı, dedin?.. — Evet!, Gayet zayıf bir- ka- dın.. Şüphesiz hasta!.. Mühendis- — hayretle başımı salıyarak: — Hayır! Bizde hasta yok!. dedi. Hizmetçi kız düşüp de ba- sını yarmış olmasın?. - Acayip geyi.. Câmiye tekrar sordum: — Sen bay mühendisin hiz - metçilerini tanımıyor musun?. — Tanıyorum!. O değildi Bu gayet zayıf, narin yapılı bir kadın!. Hayır!.. Bir şey değil, beni ürküt! — Sen başına sarılı olan şe - yin sargılar olduğuna emtin mi- oluyorsun? — anlıhı bilmem!.. Fakat.. Evet, evet kapüşon, iyi buldun, © aralık birdenbire yatak - dasından boğuk bir radyo sesi duyduk: Mühendis hayretle: — Ah! Radyo!. diye bağır- dı Kim kurcalıyor şimdi bu mü nasebetsizi!. Yüceltene: — Hizmetçiniz değil mi? Dedim. — Hayır!. O elini sürmezi. —O Hepsinin hayreti. arasında he- men fırladım.. Süratle: yan sa- lona, oradan, Câminin açık b- raktığı kapıdan radyo sesinin gelmekte olduğu tarafa dngrm koşmaya- başladım. Yatak odasının kapısını yıl - | dirim süratile açtım ki odanın hole açılan kapısından beyaz pardesülü bir hayaletin hızla| çıktığını gördüm. Hemen - rovelverimi - çektim. Ve kudurmuçşasına bir hid - detle: — Durunuz!.. Diye bağırdım, Hayal Aarkasından — kapıyı şiddetle kapamıştı. Fırlıyarak kapıyı açtım. Koridorda nereye gideceğimi gşaşırmıştım. Birden apartman | kapısının kapandığını. işitince hemen koridorun sağında gör - düğüm bir npıyı açtım. SENELİK # AYLIK B AYLIK 1 AYLIK 16 Mayıs 1941 CUMA 19 Reblülâhir 1360 3- Mayis 1387 Gün 186, Ay 5, Yıl: 941 - G, sz2 — 450 — SAT Ezami 443 dd0 16.07 — Vasati Akşam — Yatar — İmaak 1200 — 151 TAT 1930 2110 — 237 b Dİ EKAT «Yeni Babahz A gönderilen yazılar| ve evrek neşredilein sedlimesin iade elunmez ve bunlarin — kaybolmasın- dan dolayı hiç bir. mesuliyet kabujı edilmez. Hrzar ti Ezani Vasati | yüzü sararmıştı. Hacı Bey san- Duvarlarda elektrik sını aramaya başladım. Koridordan vuran ışığın ha- lâmba- fif aydınlığında düğmeyi bul- düm Çevird'm. Apartman kapısının — önünde | olduğumu gördüm. Kapıya doğru koştuğum za -| man, dışarıda asansörün işledi- | ğini işitince kapıyı yıldırım sü- ratile açtım: Asansör süratle aşağıya ın— mekte idi. O vakit merdivenlerden dör- der dörder atlıyarak koşa koşa inmeye başladım. Kabil olmadığını bildiğim hal de.asansöre yetişmek ve kaç - makta olan hayaletin yine Ca- libe olup olmadığını görmek is- tiyordum. Merdivenlerden süratle, âde- ta teker tokmak indiğim sırada her an muvazenemi kaybederek yuvarlanmama- ramak kalıyor, Merdivenlerin trabzanlığını tu- tup dönemeçleri dönerek tekrar basamakları atlıya atlıya ini -| yordum. Üçüncü kata gekliğim zaman asansöre binilecek kapıda asan sör kayışının hâlâ hareket ha-| linde olduğunu gördüm. Fakat | © anda asansör kapısından, aşa ğıdan yukarıya doğru, ağır bir | kokunun âdeta şiddetle yüzü - me fışkırdığını hissettim. Ayni koku: O, ozon gazına benziyen ayni koku.. Fakat bu koku - birdenbire o kadar kesif ve ağır bir surette yüzüme çarptı ki bir an nefes alamadım. Birdenbire duraladım. Sendeledim. Sonra tekrar ketidimi topla - dim.. Falat, zanki, birdenbire si; -| nirlerim donuyormuş, her tara- fım birdenbire - tutulmuş gibi zayaklarım — biribifine — dolandı, | taş merdivenlerin üzerine yüzü koyun yuvarlandım. Düşüşüm o kadar şiddetli ol- du ki derhal'kendimi kaybet - y Ş 10 gi ae Dehşet verici bir uyamış..* Kendime — geldiğim” — zaman amcam Hacı Beyi buldum, Hayretle döğrulmak is| ğum yatağın içinde sanki | vücudüm Aalçıya konmuş gibi| kaskatı kesilmişti. | Vücudümü kımıldatamıyor - dum. Hacı Bey karşımda; — dehşet| dolu gözlerle yüzüme baktıakta idi. b Haci Beyin yüzündeki değişik | liğe son derece hayret etmiş-| tim. Zira onun o yaşına rağmen daima dinç ve renkli görünen | ki birKaç sene birden ihtiyarla- mış gibiydi. Ti çok yorgun ve uyku-| suz, yüzü sanki bir hastalıktan kalkmiş gibi çökmüştü. z endişeli | gözlerle bakıyordu. Yerimden Kımıldanamıyarak: | — Hacı Bey!.. Sen misin?. Dedim. O hayretli bir sevinç- le gülümsedi: — Benim!. sın?: dedi. Sen nası- ÇArkası var) Necip Serdengeçtinin çenaze- merasimi | Dün göz yaşları içinde yapıldı / Vefatını teessürle haber ver- İstanbul Şehir- Mecl si reis vekili Necip Serdene tinin cenaze merasimi dün sa-| bah şebrimizde yapılmıştır. Merhumun — cenazesi oğlu Belediye Hastahanesin - den kaldırılarak 12.10 da bele-| diyeüin önüne getirilmiş ve bu- rada -beş dakika durdurulmuş-| tur. Müteakiben cenaze, oto- mobille "Beyazıt camiine götü- rülmüş ve burada cenaze na - mazı kılındıktan sonra Bakır- köy aile 'makberesine defnolun- muştur. Merasimde vali ve belediye reisi doktor Lütfi Kırdar, be- lediye ve vilâyet erkâünı, merhu- mun akraba ve arkadaşları ha zar bulunmuştur. Merhüme Cenabı Haktan mağfiret - dilerken ailesine en P mürakabe - menmruruna Trüşvet | | de yaklanmış, ihtikâr ve rüşvet| Bey-| _İ! !.E! MAAR!F ı VEKİLİ | Dün Validen izahat aldi Bir kaç gündenberi şehrimiz- | de bulunan Maarif Vekili Ha- san Âli Yücel dün vali ve bele- diye reisi doktor Lütfi Kırdarı ret etmiş ve belediye imar müdüründen İstanbulda inşa e- dilecek okullar hakkında izahat almıştır. Vekile yeni inşa o- lunacak okulların plân ve ma- ketleri gösterilmiştir. Bundan | sonra Maarif Vekili, Belediye | İmar Müdürü ve Maarif Müdü-| Tevfik Kutu da beraberine alarak İmar Müdürü tarafın - dan yeni inşaatın. yapılacağı yerlere gitmişler ve tetkikatta bulunmuşlardır. özürü kabahatin- den büyük Hem ihtikâr yap- | mış hem de rüşvet teklif etmiş — Dün, bir manifaturacı — bir" manifatura ihtikârı için cürmü- meşhut yapmağa: — gelen fiyat Verirken — cürmümeşhut halin- suçları ile adliyeye verilmiştir. | Mahmutvaşae' — “yokuşunda,| Filli mağazası -sahibi Osep'in, basma ihtikârı #yaptğını haber| alan fiyat mürakâbe memurları, dükkâna. -gelip » -cürmümeşhut tertip ettikleri #irdda; dükkân sahipi Ösep möğurun: — cebine gizlice 120 - lira/ koymuş; farkı: na varanı müralabe- memuru ise bunu red ile'şahidler huzu - runda ikinci: bir'cürmü:meşhut tertip etmiştir. İKTİSAT Dünkü ihracat Dünktü ihracatın yektinu 200 / bin liradır. Dün, mutad memle- ketlere mutad matlar satmıştır. Toprak mahsulleri. ofi- sine alınacak,memurlar Toprak — mahsulleri - ofisine müsabaka ile yeniden memur | alınacağı yazılmıştı. Müsabaka imtihanı, dün öğleden sonra ya | pılmıştir. | Ticaret Vekâleti iaşe müs -| teşarlığına bağlı Ticaret - ofisi-| ne de müsabaka imtihanı ile reniden —memur — alınacaktır.| tihan yeniden memur alına- caktır. İmtihan günü, 22 Ma - yıstir. BELEDİYEDE Dışarıda çalışan memurlar Dahiliye - Vekâleti — İstanbul | vilâyetine gönderdiği bir tamim- | de bazı memurların resmi işle- rinden ayrı saatlerde hususi müesseselerde çalıştıklarının an- laşıldığını bu tarzı. hareketin | doğru olmadığını, — binaenaleyh, | bu şekilde hareket eden memur- | lar hakkında takibat yapılacağı- | | nı bildirmiştir. * Sinemaların - teftişi İstanbul belediyesi sinema- larda son günlerde yaptığı tef- tişler neticesinde — sinemaların temizliği hakkında menfi bir kanaate varmıştır. Bazı sine - maların koltuklarının - bilhassa | | kirli olduğu tesbit edilmiştir. Bu | sinema sahiplerine derhal tebli- | ğat yapılmış ve haklarında. ceza | zabıtları- tutulmuştur. DENİZLERDE (Bizim motör ) yüzdürüldü Geçen Pazar günü Haydar - paşa önlerinde batân Edremit belediyesine ait 110'tonluk (Bi- zim motör) motörü,: » Mintaka, Liman. reigliği vesatti ile yüz-. samimi taziyetlerimizi bildiririz. dürülmüştür. C ZELEERSEALO N RR DA Ç | Son sınıf:- talebesi YENİ SABAH HWM Tıp Fakü teşkil o Yardımsever bayanlar cemi- yeti İstanbul — şubesinin te: ettiği faal komite bugün saat 15 de Eminönü Halkevindi toplantı yapacak ar. Haber dığımıza göre faal komite gö - nüllü hi namesini hazırlamıştır. limatnamede evvelce Sıhhat Ve kâletinin Kızılay gönüllü hem- ri için hazırladığı tali- matnamenin — esasları aynen mevcuttur. | Gönüllü hasta bakıcılar kur-| suna girecek bayanlardan şim - diye kadar orta tahsil aranma- sı düşünülüyordu. Bu hususta| verilen bir kararla kursa ilk| mektep mezunları da girebile -| cektir. Cemiyete girenler — icin hazırlanan hüviyet varakaları taahhutnameler azaya tevzie başlanmıştır. Tıp Fakültesindeki Ba- yanların faaliyeti Diğer taraftan - öğrenildiğine | göre Tıp Fakültesi dekanlığı bir harp vukuunda Fakültenin kız talebesine hasta - bakıcılık| vazifeleri vermeği — kararlaş- tırmıştır. Dün bu hususta Tıp Fakülte- si dekanı Kemal Atay ile görü- şen bir arkadaşımızın aldığı Malümata nazaran dekanlık bu! hususda” “üç”program hazırla- mağı düşünmektedir. İlk kısım ikinci kı sım- üç-vevdört üçncü- kısım ise| bu sene'son sınıfa getecek son sınıftalebeleri — için olacaktır. görecekleri R HABE BPERAC Künaki ” DARAL lıı îia. aıuâ nde kız 4 taîebe için de kurslari rasfiye Heyeti bunuyor beş saatlik “hasta nasıl bakı lır,, kursundan- sonra dekanlı- ğin talebi üzerine yardımsever bayanlar cemiyeti — tarafından kendilerine yolla; bayan. | ların — yetiştirilmesine N caklardır. Tıp talebe lar için açılacak kur: yısta başlayıp 24 Mayısta bite | Hazirana k devam edecek- tir. Bu h a tetkikat ve ça. şmalara devam edilmektedir. Sipahi Ocağının mü- zahareti Yardımsever bayanların yap- tığı çok güzel ve yerinde teşeb-| büs memleketimizin her tarafın | tan büyük alâka uyandırmış ve muhtelif kadın cemiyetlerinden müracaatlar yapılmasına başlan mıştir. Bu cümleden olmak i- zere dün İstanbul Sipahi Oca- ğında ocak azalarından bir çok bayanlar toplanmışlar ve yar- dım sevenler cemiyetine azami müzaherete karar vererek bu hususta görüşmek üzere Be- yoğlu Halkevi reisi Ekrem Tu- ra müradaat etmişlerdir. Bayanlar aralarında Bayan Fikriye Zekâi Cankardeş, Ba> yan Melâhat Aksel, Bayan İs- Met Akgün, Bayan Beraet Mao- va, Bayan İsmet Sadak ve Ba- yan Aloiciçten müteşekkil ol- mak üzere bir heyet seçmiştir. Bu heyet” Sipahi Ocağı azası bayanların yardım sevenler ce- miyete yapabileceği yardımlar| hakkında Beyoğlu Halkevi ile temaslarda bulunacaktır. ET. FİYATLARI Komisyon koyun fiyatla- rini 5 kuruş indirdi Fiyat mürakabe. komisyonu, dün tekrar toplanmıştır. Dün- kü toplantıda et fiyatları etra- fında — görüşmeler cereyan et-| miştir. — Müzakereler sonunda| koyun eti fiyatları 5 kuruş da-| ha indirilmiştir. Yeni fiyatlar | cumartesi gününden — (yarın- dan) itibaren tatbik olunacak- tır. Yeni narha göre karamanın perakende kilosu 60 dağlıç, ve kıvırcığın 65 kurüştür. Kuzu eti için bir karar veril- memiştir. — Portakal Salih “Baltayı taşa vurdun ağam ! ,, diyen genci yaralıyarak öldürdü Diüm Adliyeye — bir meşhud intikal etti. Bu; hiç yoktan yere çıkan, neticede 28 yaşında bir gencin de haya tına mal olan bir cinayet va- kasıydı. Yapılan tahkikat neticesine cürmü ve suçlunun - verdiği ifadeye göre bu cinayet şöyle işlen- miş Galatada “Portakal,, lâkabi ile tanınan sabikalılardan Sa- lih evvelki akşam Galatada Necatibey caddesinden geçer- ken tam işkembeci dükkânı- nın önünde karşıdan gelmekte olan 28 yaşlarında kadar gü- zel bir delikanlı ile karşılaş - mıştır. Ziraat - Bankası Rasimin Lokantasında sonluk eden bu gencin Ali oğlu Kadirdir. Hakikaten oldukca yakışıklı bir delikan- lidir. 'Tâ uzaktan Kadire gözlerini diken Portakal Salih tam gen cin yanından geçer bir şekilde göz kırpmış ve işa- ret etmiştir. Bu işareti gören Kadir, he- men ters yüz dönmüş ve Por- takal Salihe: Baltayı taşa vurdun a- arkasında gar- ğam!. Diyerek üzerine çullanıver- miştir. Sabıkalı Portakal Sa- Hih alt alta üst üste boğuşur- ken bu acar delikanlıdan mü- kemmel bir dayak- yiyeceğini; zaten yemekte olduğunu gör- müş, . Bir aralhık fırsattan is- tifade ile cebindeki sustalıyı çekerek var kuvveti ile Kadi- rin oyluklarına saplayıvermiş- tir. Etraftan yetişenler kanlar içinde yere yığılan delikanlıyı derhal bir oto ile Beyoğlu hastahanesine - kaldırırlarken diğer taraftan kaçmak istiyen caniyi de yakalıyarak hemen vak'a mahalline yetişen Top- caddesindeki — noktaya nişlerdir. Yaralı Kadir Beyoğlu has - tahanesine kadar götürülm fakat kapıdan içeriye alınırken ölmüştür. Cesedi Mmuayene e- den adliye doktoru Enver K: ran morga kaldırılmasına lü - zum görmüş ve raporunu ver- miştir. Tahkikata el koyan müddei umumi muavinlerinden Kemal Özçoban suçlu Portakal Salihi sorguya çekmiş ve dün öğl birlikte et- akile havale den sonra — evra müddeiumumiliğe miştir. Sorgu hâkimliğine suçlu ifadesinde - Kadirin benim göz k mama kızmasında — bi yoktu. Ben ona bir şey yap - || mamıştım. Nedense kızdı, üze- rime çullandı. Kendimi müda- faa ve onu korkutmak - için biraz çakımla yaralıyayım de- dim. Fakat biraz fazla kaçır- mış olacağım ki öldü Demiştir. Bunm üzerine suçlumun tevkifine karar ve - rilmiştir. verilen TEEME : 'r—rım EERA OCRKREL. mmm | muavini Yusuf Ziya Kalafatoğ-| | Türk Hava Kurumu sesyete Şilebinin devri 30 mayısta toplanacak Sösyete şilebinin Denizyolla- rına devri muamelesi ilerlemek- tedir. Sosyete şilebinin müdü- rü Tahir, dün, Denizyolları ida- resine gelerek Umum — Müdür lu ile görüşmüştür. Umum Mü-| dür muavini, Denizyolları- mü-| Mmessili olarak Sosyete — şilep| müdürü ile müzakerelerde bu-| lunmuştur. Haber aldığımıza göre Sos - yete şilebinin tasfiyesi için 30 Mayısta idare heyeti. toplantı- sı yapılacaktır. Sosyete şilebi- nin bu tarihte Denizyollarına devri muhtemeldir. Mayıs 1941 S A . Denizyolları tarifelerînde gışıklık Birçok hatlarda ücret- ler ucuzluyor Denizyolları Umum Müdür « Miğü, Münakalât Vekâletinis tensip ve müsaadesile, tarife « lerde esaslı değişiklikler yap « mıştır. Yeni tarifeler, | Hazi « randan itibaren tatbik mevkii- ne konacaktır. Bu değişikliğin ilk tezahürü, bilet ücretlerindedir Şimdiyel dan böyle, yani 1 Hazirandam| itibaren tatbik edilecek tarife- başma olacaktır. Bu hale ran bir çok yakın iskeleler navlunları hayli ucuzlıyacak - tır. Bundan başka Fuar müna « gebetile ihdas edilen yüzde 5 tenzilâtlı biletlerin, İzmir Fuarı zamanlarında her — yıl, hususl bir karar ittihazına lüzum göl rülmeden tatbiki kararlaştırı! - mıştır. Halbukt şimdiye kadar — Fuar münasebetile yüzde 50 tenzi - onu sayfa 5 sütun 7 de) Hava şehitleri günü Bütün yurt dün kahra- man şehitlerimizi andı (Bap tarafr 1 inci sayfada) Merasimde, Vali Muavini Ah met Kınık, Merkez - Komutanı General Fevzi, Parti Reisi Re- | şad Mimaroğlu, Fatih kayma- kamı, tayyare subayları namı- | na bir heyet ve çok kalabalık | bir halk kütlesi hazır bulun-| muştur, Merasimden evvel siyah bir tülle örtülmüş bulunan tayya - re şehitleri âbidesi etrafına 20| kadar çelenk konulmuştu. Bun- lar arasında vilâyetin, beledi- yenin, İstanbul Komutanlığının | Türk Hava Kurumunun, hava subaylarının - gönderdiği — çe lenkler nazarı dikkati celbedi - yordu. Merasim başlıyor Merasime saat tam 14 de bir borazan neferinin caldığı bir (Ti) işaretile başlanmıştır. Bu işaretimüteakıb hazırla - nan kürsüye ilk defa tayyareci subaylar namına söz söyliye- cek olan tayyareci asteğmen| Âdil Kartal gelmiştir. Hatip| heyecanla dolu ve cok gür bir sesle sık sık alkışlanan bir hi- tabe irad etmiş ve bilhassa de | miştir ki: Atatüirküm yaktığı: lavılam — Ulu Önder Atatürk'ün yaktığı kıvılcım İnönünde do- ğan koca bir güneş oldu: Bu ateşle yananlar, arzdan — Ka- natlanarak göklerin ni: hayetsiz derinliğine - fırladılar. Onlar vatan göklerinin sınırla- rını kanlarile çizdiler. Aziz şehitlerimiz, Bu alev sınırlarla- bıraktığı- 1 nız göklerden bugün çelik ka- natlarile binlerce güneş doğ- dü., İ Meliha Ağyni Sözen kürsüde | Âdil Kartaldan sonra kürsü-| ye gelen Meliha Avni- Sözen| namına: | bilhassa| verdiği bir hitabede | demiştir ki: “— Aziz vatandaşlarım, İstiklâl ve hürriyet sevdası| her kuvveti yıkan, sonsuz bir aşktır. Burada gün ihtifallerini şehitlerimiz larınızı g Yurddaşlarım, Su anda Türk havalarını mü: bulunan | 'a subaylarımızı yın.Onlar Türk parçalıyan| bu- | hunn('(l kün sanlı ginı göklerin nihayetsiz yüksekliklerine u -| laştıracaklardır. Türk arının — korkusuz çocuk i hava subay ları, bugün, bir milletin ayak- landığı sizin şerefli - adlarınıza alk sünüdür, kahraman şehit- | in alkış gi H günüdür. * Bu uğurda ölenler her türlü zevki vatan sevdasında bulan, | bu hızla havalanarak kahra-| man olan Türk gençleridir. Ölüm her nefes alanın nasi- bidir. Bu soğuk hakikati - hiçe sayarak ıvlumun dahi yalan o- duğunu isbat eden şanlı kahra- şkile sarhoş ikarak öldü- ler. Onların huzuruna, bugün bü-| tün bir millet dile gelerek ve| onların yüksek huzuruna — geb| dik. | dan aşağıya bakıyor vi Abmet Halit Yaşaroğlunun hitabesi İstanbul halkı namına; “şehir meclisi âzasındat ve Şişli Halk evi reisi Ahmet Halit Yaşaroğ- hu şunları söyledi: — Aziz yurttaşlar, / Her yıl, mayısın on beşinci günü, yani bugün ve bu saatte bütün yurtta olduğu gibi, milli ve hazin bir vazifeyi ifa içm İs. tanbul halkı da burada, hava şehitlerimizin bir sembolü olan gu kırık mermer sütunun kar- şısında, toplanıyor, aziz şehit- lerimizi minnet ve tazimle yâd- ediyoruz. Şu dakikada gözleri- miz bu mermer sütuna dalar - | ken, hatıralarımız da ufukları aşa aşa onlara kavuşuyor ve gönlümüz onları kucaklıyor. Yarı kalan bir — yolculu Türkiyenin ilk hava şehitleri ol-. mak şerefini kazanan iki keğ - ramanın adına dikildi. Bugün Süriye topraklarında, Salâhad- dini Eyyübi türbesinde cesetleri göm mer “sütunun yüksekliklerinde ebedi ruhları uçuşan ve bütün bir milletin kalblerinde de şan- h hatıraları yaşayan - Fethi ve Sadık isimleri yarınki Türk ço- cuklarına milli bir destan ola- rak-kalacı Bunlar çilk- hava şehitlerimiz, ilk- hava kahramanlarımızdır. Onların, — semaları — kaplıyan büyük hatıralarıdır ki o yü liğe erişebilmek — için birçok kahramanları a dan sürüklemiş ve ebedi) laştırmışlardır. Her karış toprağı şanlı ecda- dımızın asil Kanizrile yoğurul - muş olan kara parçalarımızla, her avuç suyu fedakâr denizci- lerimizin birer zerresini taşıyan denizlerimiz taşıdıkları bu '3r sürü Şşahamet ve şahadet hatı- raları dolayısiyle ufuklarımıza ve göklerimize aşağıdan yuka- rı gürür ve iftiharla bakı lardı. Halbuki şimdi gökler miz de ayni gurur ve iftiharla bulutlarını kabartarak yukar necip ruhlarını sinesinde taşıdığı aziz şehitlerin varlıklariyle övünü- yor. Aziz yurddaşlar, Havalarına hâkim olamıyan milletlerin yaşamak hakkından mahrum büulundukları bir de- virde yaşıyoruz. Yurdunu ve yurddaşını istiklâlinden mah - Tum etmemek için canlarını feda eden hava şehitlerinin manevf huzurunda . bulunuyoruz. Şu anda, birbirine hissin tesiri altındayız: Dün a- ramızda yaşıyan, bugün Tür't istiklâli ve Türk varlığı uğrun- da göklerin ebediyetleri içinde, gömülü olan bu sevgililer için kalplerimiz yaralı ve gözlerimiz yaşlıdır. Fakat bunun yanıbaşında da: tarihini kahramanlık destanla - riyle süsleyen ve yarınki nesle birer şeref ve şan örneği olaralf şehitliğin en yüksek mertebesi- ne erişmiş bulunan hava kahra- manlarına - malik olduğumuz için de göğüslerimiz kabararak 'Sonu sayfa 5 sütun 7 de) nt iki ğun ! ifadesi demek olan bronz ku-. şaklı bu kırık mermer sütun! fâni' olan, şu mer-ı