YAZ ezrer GNH DreaNİN GARÜÜĞ ÜT LA AM Z UD — Aflalım, Adalıyı bana dü- OĞ —ai | r. | ç l Çok geçmedi, Mollanın düa-| — Diyerek, derin bir Haz duy-| Bi kabul olünmuştü. — Adalıya| muştu | Molla düşmüştü. -Diğer peh-| — Mollanın babası, tilriyen du- Kvanlar meyus olmuştu. Adalı| daklarile sordu. | bu işte kazanmıştı. Çünkü, kü- gük Molla, ona düşmüştü. Adalının Mollaya eş düşn gi bütün pehlivanları düşündür müştü.. Nihayet Adal, Molla- yı bir iki elde yenecekti. Sonra da finale kalan pehlivanım yor- gun gövdesine binecekti. Eşler tutukduktan gonra, ilân | sırası geldi. Ahali sabırsızlıkla | bekliyordu. Cazgır, ortaya — <-| kıp eşleri şu suretle ilân etü: | a Çolak Molla, Rüstem., — Adah Halil, — Koca Yusuf, — Filbeli Kara halde Rüstem pehlivanm isra- riyle güreşe dahil olmuştu. Fa- kat, Kara Osman hasta idi. Fi- lbeli Kara Ahmedin de o kadar | keyfi yoktu. Aliçonun son güre- | ginden sonra sağ kolunda sancı | Ve gizı vardı Mollanmn babası, çok sevi mişti. Oğlunun yarna yaklaş tı. Alnıtdan öptü. Molla da ba- basıma elini öptü. | Mollanm babası, oğlunun sır- Lm okşıyarak şu süretle düa ,_oğmm Allah seni utan - Mofla, babasmın bu hal ve tavrı üzerine insirah bulmuştu. Gönlü ferahlamıştı. Pehlivanlar, peşrevlerini yap: tıktan, parsalarını wpııdkau sonra yağlanmağa a &. Adah Halilin bağlanması çok Ahmalkâr idi. Hasmmı o kadar, hiçe sayıyordu ki, kisbetimin di- kiş yerterini bile bağlamağı te- nezzül eddediyordu. Adalı Halilin, Molla ile bera-| ber parsa toplarken Basmına e- hemmiyet vermez bueğeüaı, seyircilere karşı aldığı tavır o kadar barizdi ki, Çolak Molla "bile Adalının bu hal ve tavrın- | ' Fakat Molla, Adalıya fena 'halde . Molla, o kadar |dikkatli, o kadar aı ile yağla- kmyordu ki, en küçük noktalar- na varıncıya kadar yağlan- yordu. Adıh âdeta durmuş, Moga- yağlanmasını bekliyordu. ıınnı. yağlanırken bahası da sır mı pişireceğiz be?.. Molla, hiç aldırmamıştı. Caz- Zır dayanamadı. Söze karış'ı: — Abe, Adalı.. Bırak yağlan- zın be! Dedi. Nihayet, meydana çıktılar.. Ha- kiki peşrev başlamıştı. —Adalı Halil, iri gövdesini iki tarafa Bavurarak iri ve zasırlı ellerini| oyluklarını kısa ve sert darbe- lerle vurarak çırpınıyordu. Molla, bir ceylân çevikliğile ayaklarının baş parmakları ü- zerine yükselmiş gayet canlı bir peşrev vapıyordu. Herkesin gözü Mollada idi. Yine herkes Adalı, ne yapacak diye düşünüyordu. Ve, yine her- kes Adalının hasmını bir ham- lede altına alıp ezerek yeneceği- ne kani idi. Helâllaşmalar oldu. Ve gü-| reş ciddiyetile başladı. Adalı! dimdik duruyordu. Molla da, mutad olduğu veçhile hasmmı enseden bağlamış, başını - tersi tarafa çevirmiş, sol kolumu sal-| hyordu. Yani, hasımına bakmı-| yordu. . Adalı Halil, Mollarım böyle Tükayd duruşuna dehşetli suret- te ınmıu Derhal Mollaya sü-| Yar ratli bir hamle ile çapraza gire| mek istedi. Fakat Molla, kurulmuş bir| yay gibi olduğu yerden açıldı ve Şiddetle hasmın çaprazını defey ledi. Mollanın bu hamlesi ©o de- rece şimşekâsa idi ki, Halil bil ne olduğunu şaşırmıştı. Adalı, Halilin çaprazı meşhurdu. Adalının çaprazı böyle boşa, gidince btün seyirciler hayret- lere düşmüştü. Molla, hasmının çaprazını böyle atlatınca, tekrar ense bağlıyarak, başını ters ta- ıâh cevirerek eski vaziyete gel- Mollanın babası, ihtiyar caz- gırın yanına oturmuş büyük bir heyecanla oğlunu seyrediyordu. Mollanın, çaprazı söküp atma- & ve, şiddetle kargılayıp defey- OÇOLA DAT aa AUDAĞ KAT TUT AA S TAARERTAREK AN:M Ökü u;;ımu mişsan ?.. O, pehii ha neler olacak! sallah !.. ndir. Bak da-| Allah Mümini| | n ol bey baba!.. — Valtahi üsta, Molla, bu g dan Çi Ona, varımı, yokumu veririra.. Dedi. Adah, Mollaya siddetli bir| hamle ile tekrar sıkı bir çapraza | k istedi. Ve, bu sefe i çok zarph idi. Fakat Adalının girdi raz beş adım sürmedi, Mollanın | bir yan baş oyunu ile Adalı uç- tu.... Öyle bir havalamp uctu ki, az kalsm yüz üstü yere düşityor- du. Seker adımla ve kösteklen- miş ve sersemlemiş bir adam tavrile bocaladı. Lâkin Molla, derhal hasmının poşine düştü ve, Adalıyı arkar sından çaprazladı Vaziyet acayipleşmişti. Mol- la, hasmını köstekliyerek altana 'a çalışıyordu. Adah bu, arşısında hasmının iki inden yapışarak kendisi- ni kurtarmağa savaşıyordu. İstanbul! Üç sene evvel Arkaraya nak- , ledilen İstanbul menkul kıymet- | ler ve kambiyo borsasının yeni- den İstanbula nakli hususunda hükümetçe hazırlanan kararna- menin, evvelki günkü Resmi untede intişar ettiğini yazmış- Iştanbul borsasınm açılış me- dün saat 10.30 da ya - pılmiştir. Evvelce de yazdığımız gibi borsa, yeni bir bina buluncaya kadar İstanbul zahire borsası - nın birinci katındaki salonunda fasliyette buluracaktır. Dünkü mer-sim işte bu salon- da yapılmıştır. Merasimde, Am- karadan gelen bir kısım acente- lerle sarraflar ve borsa komiseri namına Hakkı Beşe bulunmuş - an menkul kıymetler kı Beşe, a6)ş yapmak üzere söz ala- rak bu busustaki kararnameyi okumuş ve demiştir ki: Faposnl —— SPOR Bisiklet müsabakası Beden Terbiyesi İstanbul Böl- gesi Bisiklet Ajanlığmmdan: 1 - 6.4.1941 pazar 60 kilometre A gl e . İ <u 3-2041941 ,, 100 i &- KSİML Ç GŞ Ve | B Gölümü , 180 —e l 1 — Bölge seri bisiklet yarış- ları ile mesafeleri yukarıda gös- terilmiştir. 2 — Bu koşularda altıncıya | | kadar derece verilecektir. 3—Bu koşular 19 mayıs Edirne İstanbul koşusuna ve hazirunda yapılacak Türkiye birincilikleri- ne hazırlık mahiyetindedir. 4 — Birinci yarış 6-4-1541 ta- rihine müsadif pazar günü saba- | M saat tam 10 ba şalamak üzere Mecidiyeköy - Tarabya - Yeni- köy - Kefeliköy - Tarabya - Me- cidiyeköy arasında iki defa gidin gelme olarak 60 kilometrelik bir mesafe dahilinde yapılacaktır. 5 — Yarışa iştirak edecek ko- gucuların hazırlanmış - oldukları halde yarış saatinden evvel yarış yerinde hazır bulunmaları ve isimlerini hakem heyetine kay - dettirmeleri lâzımdır. 6 — Geç kalanlar yarışa iş- tirak edemezler. Mektepli maçları İstanbul erkek mektepleri fut- bol lik heyeti başkanlığında! lemesi, cazgırı heyecana - getir- mişti. Cazgır, bunun tzerine: — Aferin, Molla! 2-4-D41 çarşamba günü Beşik- taş Şeref stadında yapılacak maçlar: dün açıldı 'Borsada ilk muamele Ergani Tahvilleri iizerinde oldu K MOLLA M.SAMİ KARAYEL AMAD Bi detli ve işma, bir kaç hey geldiler. Adalıi gitmiş, b kendi tehliki Mollanın, — bu a Adalıyı düşü: . Mol ddütiler m kkında olanları ( e| danın çok ay- yni zamanda olduğu halde 'ev kuvvetli oldu-| ğuru lollanın zehir. Tker, vıu, sa o vakit güreş tirecekti. İhtiyar cazgır, katli güreşi ta beş altı di dalının ve Mollanın © kadar dik- Mollanım, babası şaşkm bir halde idi. O derecede heyecanda idi ki, vaziyeti bir türlü tahlil edemiyorda. İlitiyar cazgır, sakalmı bir kaç kere sıvazladıktan sonra: ÇArkası var) OrsSasi — 14T sayılı borsalar kanu- nunun 55 inci maddesine müste- | niden 1 nisan 1938 tarihinden | itibaren üç sene müddetle mu- vakkaten — kapatılan İstanbul menkul kıymetler ve kambiyo | barsszmin 1 vüman, YDt tarihin- | den itibaren tekrar açılması ve ) | nisan 1928 tarihindenberi faali- yette buluzan Ankara menkul kaymetler ve kambiyo borsası - nin da 1 nisan 1941 tarihinden | itibaren kapatılması İcra Vekil- leri Heyetinin 27-3-941 tarihli toplantısında kabul edimiştir. | Yeni borsa cümlenize kutlu olsun.,, Bundan sonra hazırıma şeker | ikram edilmiştir. Yeni İstanbul borsası sabahları 10-12, öğleden sonra da 14-16 arasında faali - yette bulunacaktır. Dün, küşat resminden gonra borsada ilk muamele, Ergani tahvillerinin alımı satımı üzerin- de cereyan etmiştir. Yurtta Sabah Açmalar ve Hacımercan. dereleri Sakaryaya akıtılacak İzmit, — Vakıt vakıt taşarak Arifiye köy enstitüsünü, Arifiye istasyonunu ve elma meydanhıî Zını sular altında bırakan açma- lar ve Hacımercan derelerinin Sakaryaya akıtılmamı için su işleri müdürlüğünce bir proje ha zırlamış ve güzergâhtaki istim - lâk muamelesi ikmal olunmuş tur. Bu projenin tatbiki için zumlu tahsisat Maarif Vekâle- tince gönderilecektir. Fasif korunma tecrü- beleri muvaffakıyetle başarıldı Mersin, — Evvelki gün bura- da 55 dakika süren bir pasif ko- runma teerübesi yapılmıştır. 'Tehlike işareti verilir verilmez beş dakika içinde şehir tama - men karanlığa gömülmüş ve atılan mefruz bombalaırdan çı - kan yangınlar itfaiye tarafından dethal söndürülmüştür. Koru - ma teşkilâtında vazife alanlar kendilerine düşen işleri muvaf- | fakiyetle başarmıştır. aman ee samam ö sozanaaaamarman Şişli Teraklti - Sanat o. saat 14 'Yüce Ülkü - Taksim ,, 15.15 Ticaret - Pertevniyal ,, 16.30 İstanbulspor kulübü idare heyetinden 29-3-1941 tarihinde ilân edi- lip ekseriyet nisabı yapılamadı - ğaından tehir edilen fevkalâde kongremiz 2-4-1941 cuma günü | saat 4.5 da klüp lokalinde yapı- lacaktır. Kayıtlı âzanın teşrifle- Saha komiseri: Halil Vurak ri rica olunur. | Alman hemen Yahudiyi |Körler ve dilsizler cemi- JABAH Bag tarafı 1 İnci sayfarla) Zunu söylemişler. Mükem - ir. ti Mu vurur asâ ile Kı-| toprak | zel olan da de-| karaya çevir- | alledecek sı nerede? | mın yerimi bir hudinin bildiğini söylemişie maş: olduğunu öğrenemezsin ki... Amma, Yahudi elile para işareti ya pınca Alman derhal pazarlığa ş ve birkaç milyon mark | üyesine ramı olmuş. — Yaha - ları cebine yerleştirdik - Almanm kulağına eği- | lerek asünm bulunduğu yeri ha- ber vermiş: — Londra müzesinde!.. * İngilterenin istilâsı, galba ya Musa,, ya kaldı. Bu iş için en iyi zamanın gecelerle gün | düzlerin müsuvi olduğu hafta- ları gösteriyorlardı. Şubat ve nihayet mart mükemmel adrie- düyordu. Hepsi geçti. İstilâ te- şebbüsünden eser yok. — Vakın Alman Führeri, son nutukların- da buadan arük bahsetmez ol - duğu gibi Alman matbuati da bir istüü teşebbüsünü unutmuş görünüyor amma ların hâlâ bütün Ümitleri şimal ve Mauş Cenizlerindedir... Haftalar ve aylar geçtikçe ve mihver devletleri Avrupa kıta- Bında mahsur bulundukça İngil- tere kuvvetleniyor. Bu kuvvetin yakın bir âtide ne hal alacağına dair birkaç rakam: Amerikada “Bir, Kundsen temmuz 942 den evvel 3.300 tay-| yare verecektir. Detroit'de Reut her fabrikaları - ki şimdiye ka- dar senede 4 milyon — otomobil vapıyordu. Bir plân hazırla - mıştir. Bu plâna göre günde 500 tayyare verecektir. “Avusturalya 500 bin kişilik bir ordu Hazırlamış, bunun alı renin zahire ambarı olduğu gibi | birçok harpfabrikaları da açmış- | tır. Meselâ 3000 amele çalışan | Bren mitralyöz fabrikası... Avus | turalya şimdi 3500 pilot yetiş - tirmektedir. Kanada, İngilterenin müthiş bir ilk madde ambarıdır. Ayrıca top, tank, motör ve tayyare ya- pıyor. 16 tersanesinde harp ge- Mmileri inşa edilmektedir. Bunlar denizaltılara karşı 64 korvet yapmış ve teslim etmişlerdir. Kanada İngilterenin en büyük tayyare mektebi — halindedir. 4500 pilot yetiştirmiş ve 30 bin de yetiştirmek üzere bulunmuş- tur. Ya Hindistin? Şimdiye kadar İngiltereye 500 bin asker veren bu koca âlem en büyük harp sanayiini tamamlamak üzeredir. Ağır toplar burada yapılıyor. Askerleri Libyada döğüşmüştür. Bütün dünyaya yayılmış olan bu kaynaklardır ki - ilkbaharda deniz, kdra ve hava teşebbüsünil | İngilizlere temin etti. Gelecek ilkbaharda neler olabileceğini ve İngilterenin kuvvevi nerelere va- ,racağını tahmin etmek kolay iş değildir. Behçet Safa yeti bir mektep açıyor Kürler, dilsizler cemiyeti önü- müzdeki ders yılında bir mektep a karar vermişlerdir. Cemiyet bu kararın tatbikine geçmiştir. İlk olarak okuma çafına ge - len talebelerin kavdına başlan - mıştır. Bugüne kadar 32 talebe kaydedilmiştir. Cemiyet ayrıca bu çocukların yazın başıboş dolaşmamaları i- Çin de bazı tedbirler almıştır. Diğer taraitan önümüzdeki mayıs ayında cemiyecin orkes - trası Ankaraya giderek, Ankara halkevi binasında bir konser ve- recektir. Buradan elde edilecek hasılat cemiyet işlerine sarfedi- lecektir. İzmir dilsiz ve körler cemiyeti fesholundu İzmirde bulunan dilsiz, körler cemiyeti azasının azlığı ve bır fasliyet gösterememesi yüzi den feshedilmiştir. Bunun üzeri- ne bu cemiyetin azaları da İs - tanbulda bulunan cemiyete mü- racat ederek kaydolunmalarım istemişlerdir. Burada kayıt mu- amelesine "aslanmıştır. (;_garlar - Beşi İneti inkâr- PDA d indenberi polisin büyük bit ı vakası nihayet dürdü intikal etli. Bunun çok mevzu ol ben de inceden | oldum. Onun me | ğer ne güzel, ne enteresan ve ne kadar komik taraflârı vürmış.. İşte size de aynen yazıyorum Adliyenin asliye ceza koridor- ları önünde birdenbire bir fer- yat dın. Arkasında siyah bir manto, başında da siyah bir başörtü| var. Kenar kanapelerden birine oturmuş, hayır oturmuş değil.. yart uzanmış İklar geçiriyor. Başucanda genç bir polis de dikilmiş duruyor. Daha geride diğer bir kadın.. ve bileklerinden biribirine zencirle- bağlanmış iki erirek de bekliyor- | lar. Merakla yaldaştımı. Bak - tun, Genç kadım murik maril söy-| elniyor: nı düşünere eye alâkada - Sizin neyinize.. bizim neyi- mize idi kasa soygunculuğu?... Otuz yıllık namusuymu berbat et- tiniz. Bir beşibiryerdeye beni | mahvettiniz. Tabiü derhal kırlak kesildim ve peşlerine takıldıık Geride du - Tan kadan biraz ilerledi, onu ko- Rından tutarak adetâ tartaklar gibi, tersler gibi kaldı. — Hussana be... Höyle şeyler honuşulur mu hadliyede hiç... Diye hımhim; burnunun de- Hklerinden konaşarak yürüme- YELYe yürütmeye: haşiadi. bayı. Vaktile de meseleden kısmen haberdar olduğum İçin bunla - rın Tahtakaledeki kasa hırsızlı- Zımn faili olan Çilt karı kocalar olduğunu derhal anladım. Ka - lemleri, kayıt muamelelerini he- | men hemen hep birlikte yantık. Nihayet üçüncü sulh ceza mah- kemesi reisi Münip beyin huzu- runa çıktık. Şindi sorgu Başfayardu: — Eölk bakalımı.. Adın ne?. Neseksin”., En bastaki minimini mavi gözlerini süratli — dolamelarla dört bir tarafta gezdiren, külçü- cük vüzlü; sarı, kumral benizli ve ufak tefek bir adam. Yaylan- mış gihi birdenbire ayağa kalktı v2 Cevap verdi: — Yusuf. Karacahisarlıyım. Soyadın nedir? — Altıntaş. — Nerede oturuyorsun? — Tahtakalede Mektep saka- | ğında 18 numarada.. — 'Ne iş yaparsın. — Tahtakalede Menaşe Kan- za hanı odabaşısıyımı. — Pekiyi otur.. Sen kalk bakalım, adın ne?, isi; uzun baylu, zayıf, kara kuru bir adam. Ağır ağır, | yorgun bir eda ile kallıtı ve ce- Yap verdi — Azız!.. Araçlıyım!.. — Soyadın ne?. — Er.. — Nerede oturuyarsun?. Tahtakalede — Kahveciler inda 18 numarada. — Ne iş yaparsın? — Ayni sokakta kahveciyim. — Otur. Sen kallı bakalım hanım. Hıra him kadın kalktı. Ayak- larına basamıyor gibi büklüm büklüm bükülüyarda. Küçücük, basık burnunu ikide bir elleri ile tutup tutup konuşarak: — Ha dada. Hiresonlu- vum. Humvalı köyünden... — Ne dedin?.. — Hatma.. Hatma... — Bu sırada süralle ayağa kalkan Aziz Er: — Fatma diyor, efendim.. Fatma.. Kumyalı... Deyince hâkim kızdı ve ona e- Hle sert bir işaret yaparak: — Sen otur! diye haykırdı. 'Tercümana hacet yok. Ben işili- | yorum da, anlıyarum da.. Sonra kadına döndü: Soyadın ne?, Hattaş Ataş mı?.. — Evet.. Kaç yaşındasın?. Hotuz Hekiz, — Evlimisin ?.. Nerede oturu- yorsun?.. — Haziz Hefendile birlikte, — Kocan mı?.. — Hevet!.. — Otı Sen kalk bakahm.. Biraz evvel yultarı karido! ayılıp bayılan bu genç iri; güzel ce kadın ağır, edalı bir pozla yerinden kalktı. Nazlı bir gelin gibi: — Buyurunuz efendim! dedi. — Adın ne.. nerelisin?. bir halde Baygın -| l!. e ;nıuaı -415 koptu. Genç, güzetce bir kar| | kurb ibirlik | —— Yazan : (— D.R. KOR — Araçlıyım efendim! Has - beyler köyünden. Adım Aliyel, — Nerede oturuyorsun?.. — Yusuf beninz efendimdir. | Ba_h.— otururuz — Kocan mı?.. — Şey efendim!.. Hükümetçe | tasdikli amma. nüfusa geç medi. — Pekâlii otur. Bundan sonra. iddianame. o - |) kunda. Bu iddiaya- göre Yusuf | © Benim kendi. biriktirdi Altıntaşın odabaşısı olduğu Tah» | takaledeki Menaşe Kanza hanm | da 8 numarada Şalom Mizralile» re #it yanhanedeki kasayı; dör: | dü ebirliği ederek 22 mart pa | zar günü handa ki olmadısı bir sırada karıp içinden 2500 li- rayı almakla suçludurlar. Bu iddiş üzerine ilk önce Yu: guf sorguya çekildi. Çini mavi gözlerini yine fildır fildir gezdi- | rerek ve iki kolunu açıp ellerini, gererek: — Asla.. haşa.. benin malü- matım yoktur. Her gece geç vakit hanın kapısım ya kahveci Mustafa; yahut asansörcü Şa - ban kapatarak amahtam getiri ler bana. Bizim evde nek yel ler. Geçem hafta da Şaban ge - tirdi ve masanın üstüne koydu.. Sonra bilmem ne oldu? Belki bi- zim banma; Aliyeyi bu azizle karısı kandırmıslar.. - böyle bir | şey yapmışlardır. Benim habe - rim yolu Ondan sonra da Aziz Ralktı. ©O da şımları söyledi: — Efendim.. Aliye hanım; bi- zim hanıma geçen pazartesi nü getirmiş iki çıkı para ver - miş. “Bunlar benim: eski efen- dimden kakdlı. Sende kalsın sak- la!,, demiş. Sonra dün: gelmiş. |, “Efendirmi hapsettiler, onu kur- ftarmak için para lâzım!,, diye para çıkadarını geri - istemiş. O | zamana kadar benim. haberim | yoktu. Fatma geldi bana söyledi. | Ben de “Ver bana hükümete ve-|; reyim,, dedim. “Hayız ben İten- dim vereceğim,, dedi. Fakat biz haber vermiye kalmadan polis - ler nereden haber almışlarsa aı-A maışlar bizi gelip yakaladılar. Pa- | raları da aldılar. Benim başka | bir şeydlen haberim yok! Bunu takiben karısı hamllım'| Fatma sorgaya çekildi: üye hanım paralarım hetirdi sakladım. Höya heski'ho- | . Hemen| di sababtan geldi. Heri hixtedi. Ben de vermedim. Hükümete ver | mek hiçin. Hama dake İtevvel | polisler bizi tuttular. Fatmanın polisteki ifadesi o-| kundn. Orada her şeyi bülbül gi-| — Beni höğdüler de hondanı| höyle söyledim. Diye cevap vendi. Derken sıra Aliyeye gelmişti. Yine nazlı naz- h kalkarak, sanki. düğün. olma> | sını hikâyesini anlatıyormuş. bi kasayı nasıl soyduklarını bi - rer birer anlattı: — Birkaç ay evvel Mizrahiler birçok kaçak mal getirmişler. | Yusuf efendiye 1000 lira vâdede- rek saklamışlar. Sonra geçen| lerde bu malları yerli yerine alıp | kaldırmışlar, Fakat Bizim efen- diye vâdettikleri parayı verm W çin plân yapmışlar. Omun Fatma hanıma ve bana birer b şibiryerde vâdederek bizi de İtan: dırdılar. Nihayet geçem pazar saat 1130 da ben, Âziz efendi, Fatma hanım üçümüz hana git- tik. Kocamım bana öğrettiği gibi | haber ver. | Sinden: ilmiyen para - Kasayı anları - Ema- Mahkemede tevkif yaptık. Bodrumdan bir keserle bir uzün sivni demir aldık. 50 numarali yazıhanenin yanmdaki amılıtarlar yerinde suvacı A Beyin yazıhane anahtarı varmış, ar anahtan Müzrahilerin yazıha« ini de açıyormuş. Bu tarif ile gidip o anahtarı aldık. Yukaza çıkıp 38 numaralı Mizrahilerim yanhanesini açtık. İçeriye gi < rince Aziz efendi. sivri demiri anım yanma — soktup- kescile vurdu.. Yan tarafından karıp aç- ti Paraları çıkardi; çıkandı. Txi mendile sarıp- Fatma hamma verdi. Gerisin geri döndük. Wa- kat Benim hiç aklım başımda dee ! gildi. Çok fena olmuştum. Fatma hanıma verdiğim' paraı iser920'Iiradir: Başkta bir paradır Rendi servetim. Şimdi ige onuda Buna karıştırıp- inkâr ediyor. Bana d& öyle yaptı. Kızdımı Gi- dip polise-haber vercasktira. Pa kat korkttum. Felefön sokağında kirİbrabim efendiyerişi'anlattım. — Ben gidip söylemiye cesa. ret edemiyorum. Biri polise sem Dedim, o-dü gitti haber verdi. ler. Hepimizi yakaladılar işto. | Mesele bundhw iBaret. Bi bezis Biyerdeye Rurban ettiler beni. | — Hâkim Münip bu itiraf üzeri- re dördü Hakkında da tewkif Rararı verdi. O sırada dört mev- kuf bir ağız patırtısına başladı: Tar. — Satlen hep sen heyilmisizi Bu Rişleri yapa Diyen Hımhım Fatma Yusufa çıltışıyor. Aliye dez — Ne vardı paramı inkân | edecek? — Biyehâlâ ona gatıyor; hamemma alhmamalttar kıvramyardu. Fa- kat nolis ile kapı alftna indikleri ve jandarmayı gördülileri za - manx hepsi süt dökmüş kediye dönmüşlerdi. İmral: mahkümları anan ae Adada bir vapır iskelesi yaptlar Tmralı Adasındaki mahltüm- lar kendi — mesaileriyle adada bir vapur iskelesi. inşa etmişler ve Adliye Velkâlbtine müraca- atla Buraya da vapur işlemesi- | ni istemişlerdir. Adliye YVekâle- ti Devlet. Denizyollariyle — bu hususta temasa. geçmiş ve ge- lecek haftadan. itiharen İstan - bulla Mudanya arasında u;'eîs vapurların, haftada bir ö he ralıya, uğramasına karar venil- Hemşire, kursunu biti- rernlere diplomaları me- rasimle verildi İzmit, — İzmit Halkevinde açılmış; olanikinci yardımı: heze şire kursuna: iştirak eden Ba « yanlar kursu muvaffakiyetle bi« türmisler ve diplonaları dün &ea dilerine merasimle verilmiştir. | Askezli işteri | DAVET Yerli Eminönü Askerlik Şube- Aşağıda adları: yazılı yedek subayların kayıtları tetkik. edil- mek üzere'nüfus cüzdanları ve | ellerindeki- vesikalarla 2777 nu« mava-ile şubeye müracaatları. Naklıye teğmeni. (44939) Ce« Iâl oğlu Feyzettin 324 İstanBul. Topçu teğmeni (44683) Mus- tafa oğlu Selim 327 İstanbul. Ölçme teğmeni (40677) Ah - met oğlu Abdurrahman 325 İs- tanbul. Bu akşam MMELEK ginemasında Zevk ve Nöşfe Hraliçesii Bu senenin en çok sevilen yıldızı ANUN SOTHERN (ÇAM SAKIZ'!I FRA NCHOT TONE taraftaaan dayanılmaz derecede komik sahnelerle çevrilen Kocam Güzeller Peşinde Nefis komedisi takdim edilecektir. HNlâve olaratk yemi FOX DÜNYA Havauadisleri. YVarlerinizi evvelden - aldırmız. Tel.: aogaa. — TEREK KAREU”