bir tek çapraz budama ile ö- İmüne ve altına aldı. Bekletme - İBon ve solük aldırmadan şak Büntesini taktı. Altı dakikada İâçırıp sırt Üstü yere vurdu. olla, göz açıp kapamadan inin işini bitirmi iyordu. aheğisi mağlüp olunca, a- kalka — Bana bak...Ben, daha tut- yaadan «&en tuttun.. Beni — gafli. fayladın.. Saymam bunu. Deyince, Mümin: — Ziyanı yok, bir daha tu - Yahm. Haydi. Dedi. Tekrar tatuştular.. Bu, sefer İde daha tutuşmanın beşinci da- kikasında gene evvelki oyunla tek çapraz budama ile ağabeği- Bini 2itma aldı. Ve, hemen şaka « geçirdi. Bekletmeden hava - kandırıp aşırarak vol'sirt üstü yere vurdu. Tam dokuz dakika- da. Ağabeğisi mahcup bir halde: — Ne olacak.. Farzetti ki, be- xi ve benim gibileri mağlüp et tin?. İşte bu kadar.. Adalı Ha- Hü, Koca Yusufu, Filibeli Ka- ra Ahmedi, Rüstemi filân tuta- mazsın Ya., İşte senin olup ola- cağın bu kadardır. Sen pelili - van — olursun amma, bu kadar olurgun.. İlerisi yok.. Dodi. Mümin sesini Çıkarmamıştı. Yalnız, dinliyordu. —Ağabeğisi Bözlerine gunları da ilâve etti: deme, anladın mı Mümin?.. Diye de ihtarda bulundu. Üste de şaları sordü — Sen, bakikateri Künteciyi yendin mi? — Bvet.. — Çalırla berabere mi kal -| dm?. — Evet.. —Altıbuçuk saat güreş yap- tın ha?., — Ne ize gü ma söyleme ediyorum.. Dedi. Mümin, hiç oralarda değildi. Babasına meseleyi açmamıştı | , Büyük ağabeyisi babasının ya-| VAZAN î'rî SA a müw&m g%m%a Mi ü muşlardı. Kavalaya lerdi. İstanbulda, Dudülinda bü - yük bir düğün güreşi — vardı. Başa, el allın konmuştu, Hal- buki Kavala güreşinde başa 0-| tuz altın vardı. fste caba idi. İşle bt sebeple A dalilar, Yusrflar Hâh.. İstanbul Büreşinda kalmışlardı. Kavala tgüreşinde başta geno Üaküpte olduğu gibi, Klnteci, Çalar, Hayrebolulu vardı. Kavala çok kalabahk olmus- ftı Panayırda otuz bin kişi fazla insan vardı. Bütün bun - lar güreş meraklısı idller. Fakat — başpehlivanlar gel-| mediğinden dolayı herkesin ca- n sıkılmıştı. Molia, keyifli idi. Önüne kim gelse devirecekti. | Küçük Mollalar sevinç içinde | tâller. Her halde Mümin bu se- fer başı alacaktı. Fakat Cazgı- Tn verdiği bir haber Mümini kederlendirdi. Cazgır Mümine ga haberi ver mişil. — Molla, baban, ağabeyin de gelmişler.. Ağabeyin de tutacakmış... Bu haber, Mümini şaşırtmış- | tı. Şimdi ne yapacaktı? Babası orada idi. Meydana mamıl çıka- caktı. Müderris efendiye — gelip fikir damıştı. —mda'nsdeudl_hhımvu) — Zannetmem.. Eğer Adalı Do kargı karşıya gelmiş olsam, ve onunla kozumu paylaşmış ol gaydıra, belki babam © vakit be | ni mamır görür vo takdir eder- di. Fakat, bu şekle kızacaktır.. — Ağabeyin — neye güreşe- İ cek dersin? — Her halde büyük ortaya. — Ben, Benin yerinde olsam | büyük ortaya çıkarım!. — Pehlivanlar ramı olmazlar kt. — Başa çıkarsın vesselâm? — Ya babam biraksflik ya - parsa.. — Kaorkma, ben öalerim. Dedi. Molla Müderris efendinin söz lerine iteat etti. Daha İleri gi - .üâhâ 1M KARAYEL * 'Yol masrafı da | s'ümfı' N derek eğer, babası kendisi Ted ederse razı ölacak, katiyen | güreşi bırakmıyacaktır. Mollanın bütün emeli — Adalı| Halili, Koca Yusufu mağlüp et- | mekti. Bu suretle tam başpehli 'van olacaktı. O vakit te babası | red edecek € Güreşler başladı. Mümin ne | ağabeğisine ve ne de babasına | gözükmüyordu. Daima kaça - | mak bulunuyordu. at, Kavala güreşinde yü- reği atan tek»bir kişi vardı. O| da Müminin ağabeğisi idi. O gü reş meydanında Mümin ile kar- gılaşacağından korkuyordu. Müminin ağeğeğisi kardeşini araştırıyordu. Nihayet anun bu- | Mümin ağabeğisile karşılaş- | tı. Her vakitki gibi terbiyeli ve | gakindi. Ağabeğisi sordu: Mümin, —güreşe - girecek misin? | — Elbette, neye gekdim bura | a. | | — Nereye gireceksin.. er, Adalı filân gelmez- se başa.. Gelirse başaltına. , | | | — Sen nereye gireceksin a- | ğabeyi? başa gireyim? — İkimiz ortak ve danışıklı| |nareket edersek başı kurtarı -| riz. — Yoco... Ben, danışıklı gü- | reş yapmam. | — Abdal, iki kardeş birle -| girsek başı alırız. | — Ben, yapamam.. Dopdoğ-| ru gürezirim. Karşıma sen de, | Çıkmış olsan ciddi tutarım. | Dedi. | Müminin ağabeğisi ne di -| yeceğini gâşırmışti. — Tehdide| kalktı: — Meydana çıkarsın amıma | | babam da Beni red eder. Mey - dana çıkayım deme.. Dedi. Mümin cevap verdi: — Ben pehlivanım, meyda - na çıkacağım.. Eğer babam red ederse ona da razı olacağım. Dedi. Konuşma burada bitti. Ağa-| beğisi hlddetle ayrılıp gitmi ti. Babasına kalk Kavaladan gidelim diyemezdi. (Arkası var) | | a mında — kredisi düşmemesi için Müminle olan güreşini, hattâ | Müminin muvafak Mmemesini İstiyo: altınış dokuz, yetmiş ol yordu. Sarp, elli ayaklı tekmik, ve, çabuk daha usta ve pişkin kir güreşçi olmuştu | Mollanın içine işliyen Çakır | Bgüreşi, onu daha ziyade ıuuı* vermişti. O, Çakırı ı(zmı.uıı bir hamlede yenmek istiyordu. Medrese mollalari, tekmil takım Kavalaya — gelmişlerdi. | LAf değil, Çolak Molla medre-| #eyi temsil ediyordu. Kavala güreşine, Üsküp gü-| reşlerine gelmiş, bütün pehli-| vanlar gelmişlerdi * | İşin garfbi, İştanbulda büyük güreşleç olduğu için bütün baş pehlivanlar İstanbulda toplan - [ TİYATROLAR İ1 Şehir Tiyatrosu Temsilleri | I'epoba;vmd.ı Dram kısmmda 1 U AKAŞAM saat 2030 da MEŞALELER | Yazan: Henry Batallie * İstiklil caddesinde kasmında BU ARAŞAM a | komedi | sPOR-— rini bil-| , ie Kız mektaplerinin voley-ğ bol maçları Eız mektepleri arasanda tertip | “| edilen voleybol müsabakalarına | dün Eminönü Halkevinde devam | edildi. İlk müsabaka Kız muallimle Iğık Lizeleri arasında yapıldı Puyan cetveline nazaran — Üçlün- | cilliğü muhafaza eden kız mu- allim mektebi bu seneki karşı- laşmalarında pek sönük oyunlar | ile hiç bir muvaffakıyet güste- Temeyen Işığı, hâkim bir oyun- | dan sonra 15 - 5, 15 - 5 gibi farklı olarak iki defa arka ar 'ya mağlüp etmeğe muvaffak ol- | &. İkinci müsabaka Erenköy ile Eminönü arasında yapıldı. Kız mektepleri arasında dördüncü yaziyette bulunan Eminönü bakada her zamanki üstlün yunlarını göstererek rakiplerini 15 -6 ve 15 - 7 mağlüp ettiler. Üçüncü karşılaşmayı Kandilli ile| bas| renköyün bu karşılaşması mü- himdi. Erenköylüler bu müsa- - y | İKTİSAD Almanyaya ihraç edilecek eşya Dünkü nüshamızda Almaı dığını yazmıştı! Ticaret Vekâleti, dün, birl er kâtibi umumiliğine telgrafi gönderdiği bir emirde te esinin ni bildirm cat işinin | | Çuval geliyor 1 milyon adet çuval ve k viçenin Basraya muvasal tiği haber alınmıştır. Bu mallar, pek yakında mem- leketimize getirilecekti: | -- gün Halkevinde yapılacaktır. A gağıda isimleri yazılı hakem ar kadaşların da saat 10 da Halk evinde bulunmaları rica olunur Adil Giray, Naili Moran, İl | Bami Puleter, Ömer Besim Ko- galay, Ali Rıza, Hüsamettin Gü- Te- i| veli, T Böke, Fürüzan ile Boğaziçliler yaptılar. Faik / kil, Ner Tekil, Selim Duru, | oynayan Kandilliler, Boğaziçini | Recep Ozan, Çerasi, 1. Bakır 4 - 15, ve 8 - 15 mağiüp ettiler. | Pethi. Kır koşusu Kır koşusu Fatih Halkevinden: Bakırköy Halkevinin - tertip 23.2.941 pazar günü sast 10 kır koşularının — birinci: G evimiz önünden başlamak ü- 41 de yapılacağından kc zere 3 kilometrelik bir kır ko-| guya girmek isteyenler gusu yapılacaktır. Bu koşuda | 10 da Ba y Halkevinde derece alacı a mühtelif mü-| zar bulunmalıdır. Ko; fi tir. Kayıt her | ekmeğin harpten evvelki zama- | | yanların batan vapurları 250 | İngilizlerin Akdeniz ortasına — Sen, başa girersen ben de| * | kalelerini yakından tehdide baş- | liz donanmasına kumanda eden | 'Tobruktan Türklerin çekildiği- | ka | ticaret filosunun üç misline ya- | nakliyatından on defa fazladır. TIINI qAPAn vemamamaz SABAHTAN ” < SABAHA Mihverin deniz kaybı artıyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) aden, içeceğinden bahsetti ve na nazaran pahalılaşmadığını, İngilterede herşeyin bulunduğu- nu, fakat münakalenin bozula - bileceğini, ancak denizler hâki- miyetinin ellerinde — kalacağım | söyledi İngiltere iaşe maddelerinin yarıdan fazlasını dışarıdan ge- tiren bir adadırıve 44 milyon nü- fusu vardır. -Her gün limanla- rına yüzlerce vapur girip çık- mazsa İngiltere aç kalır. Bugü- ne kadar iaşesinin bozulmaması stoku olduğundan değil, Alman tahtelbahirlerinin — gördükleri igin devede kulak oluşundandır. Geçen hafta izarfında batan İngiliz vapurları (müttefiklerin- ki ile beraber) 29 bin tondan ibaretmiş. İngiliz ithalâtı geçen bir sene zarfında evvelki seneden fazla idi. Milyonlarca ton ithalât art. miştir. Buna mükabil geçen:bir ay zarfında Almanlarla İtal - bin tonu geçmiştir. Buna da doğru Şimali Afrikadaki ilerle- Ti sebep olsa gerektir. Bu Ttalyanın bütün müna- lamıştır. Tobrukun zaptı. - İtal- yanın elinden mühim bir Akde - niz limanını altıştı. O - kadar mühim ki bugün Akdeniz İngi- amiral bundan otuz sene evvel ni ve İtalyanların bu mevkie sa> hip olduğunu İngilizlerin bu kadar hayati bir noktayı İtalyanlara kaptımakla rinin cezasıni - çekeceklerini id- dia etmişti. İtalfa Habeş Har- binde bu Üşlere Bahip olarak | İngiltereye —kafa — tutabilmiş- tir. Fakat Gç aydanberi sıra ile | Tobruk, Derne ve Bingaziyi kaybeden İtalya Şimali Afri - Bingaziye kadar sokulan İm- gilizler burada her türlü havaya mahfuz; mükemmel bir | -harp'deniz üssü ve hava meyda- ru bulmuşlardır. İşte bu Üsten ederek iki saatlik bir uçı iya - Pantelarya ar: | sip Trablusa yiyecek ve mühim- m: n gemilere hücum &- diyorlar. Gene bu liman İngiliz i gemilerinin üç dört saat- lik akınlariyle İtalyan nakliya- tını kesmelerine medar olmak- tadır. Şimdilik iki taraf da bir hayli SI vapur kaybediyor. Bu zayiat ge- | çen birkaç hafta içinde müsavi gibi idi. Umumiyetle İngilterenin çok aleyhine olsa bile İngiliz ticaret filosu İtalyan ve Alman kındır ve nakliyatı onların deniz işitince — kızmiş, | i son limanlarını de — bı-| | rakmak üzeredir. mamer a DeD UBAT 1941 Trablwsgarp - Bmgazı Burada münasebet düşmi Ken bu hayat memat mücade- lesinde vazife almış olan fedakâ Türk subaylarının — isimler zikretmek isterim. Merhum Enver Paşa ve Ata- türkten başka ezcümle gu ze- vat mevcuttu: J Ali bey (Eski Münakalât Ve- ) kili), merhum Süleyman Askeri Paşa, doktor İbrahim Tâli' bey, Nuri bey, Cemil bey, Fethi bey, merhum tayyareci Badık bey. Bütün zabıtan harp olmadığı zaman yerli halkı ta- lim ettirmekle meşgul olurdı Dr. İbrahim Tali' bey ise © yoksulluk ve imkânsızlık e yaralanan arkadaşları tı vi ederdi. Hemen hepimiz mi teaddit defalar yaralanmış — ol- duğumuz için İbrahim Tali' bey © yaratıcı kabiliyetiyle bir şeyler icat eder, yaralarımızı iyileştirir ve hayatımızı kurtarırdı. Bu şe- kilde hepimizin hayatını bir kaç defa kurtarmıştır. İtalyanlarla yaptığımız lerin pek fazla olduğunu söyle - miştim. Her biri bir kahraman- lk destanı olan bu gazaların hepsini #anlatmağa — maddeten imkân yoktur. Yalnız size en mühimlerinden bir kaç tanesini anlatacağım. Bir gün karargâhımızda gene yiyecek namına bir şey kalmaı- mıiştı. Ayni zamanda kurban bayramı idi, Yanımıza merhum Atatürkün emir çavuşu geldi. Ve bizi çağırdığını tebliğ etti. Ben, mülâzim Sadık, Urfalı mer- huni Tevfik ve Brosa kabilesiyle Ubeydat kabilesi şeyhleri çadı- rına gittik. Env da çadır- da bulunuyordu. Bizi — güler yüzle buyur ettiler. Enver pa- ga önünde bulunan haritada parmağı ile bir noktayı göste- riyordu: | — Arkadaşlar! Sizler de dahil | olduğunuz halde karargühta bil. fmum zabitan ve efrat açız. Yi- | yeceğimiz tükendi. İtalyanlar da kaç güğdür gıkı sıkı kapanmışı kuvvetle de içinde iki fırkanın barındığı Derneyi — zaptetmek | güç bir iştir. Binaenaleyh depoya gidecek, bize Tâzım olan erzakı taşıyaca: Depo | yerinden yaralılar için lüzumu olan pamuk, sargı ve yı da unutmamalıyız. 'Tali' bey bilhassa bunu''istiyor. | Bu sözlerden bir sey anlamı- yorduk. Bu k: ydanberi çar | için ar. Bu kadar | 30 Yıl evvel cereyan eden bir kahramanlık destanı ANLATAN: Kıdemli Yüzbaşı LAŞA . Bu arada merhum Ata- türk gözlerinden rahatsızlan - mıştı. Enver Paşa kum hasta- lığına tutulmuştu. Bazı arka - daşların da kulakları bozulmuş- tu.. Enver Paşanın bize bizzat ku- manda etmek istemesi bazı iti- razları mucip oldu. İleri gelen meşayih: — Yaseydi Enver Paşa! Siz gitmeyiniz! Biz gider lâzım ge- len erzakı ve ilâçları - getiririz, dediler. Fakat o dinlemedi: — Ben buraya oturmağa de- ğil, harp etmeğe geldim. Çok rica ederim israr etmeyiniz. Şe- hit olmak şerefinden beni mah- rum etmek istemeyiniz!. Daha fazla israr ederseniz darılırım , dedi. Esasen böyle vakitlerde p: ya ısrarda bulunmak, tamamiyle beyhude hir gayretti. Onu ka- rarından hiç bir çey döndüre- mezdi. Paşa tabancasını çeke - rek: — Haydi! Ben hazırımı! Der- hal gidelim! diye çadırdan — gıkie tı. Biz de kı takip ettik! Bizim harekete geçmemiz İ- talyanların ileri gözcüleri tarar fından sezilmişti.. Derhal üze- rimize kurşun ve gülle yağdir « mağa başladılar. Bunlara çök a- lışık olduğumuz için hiç kimse perva göstermiyordu. Enver 'ps- ga top seslerine davul ve maki- neli tüfek seslerine zurna izmini takmıştı. Bu sesler duyuluncaz — Seninkiler gene davul zur naya başladılar. diye gülümse - di. Derneye doğru — hazırlanan plân mucibince ilerlemeğe baş- ladık. Biraz sonra —karşı kaledem yüzlerce İtalyan askerinin çık- tığını görmiyelim mi? Onlar da barp etmeğe hevesli imişler bele ki, Bu bizi son derece sevindirdi, Müstahkem kaleler karsısında | can sıkıcı beklemelerden kurtul. muştuk. Biz yüz yirmi beş kişi kadardık Karşımızdaki kuvvet en aşağı iki alaydı. İki taraf yeke diğerine doğru 200 - 300 metra kadar yaklaşmıştı. Onlar da- bik zima gibi süngü takmış olduliları için şiddetli bir süngü muhareber sinin vuku bulacağı anlaşılıyonu du. (Dovamaı yarın) pıştığımız ve ccza dolu bir depomuz oldu- ğunun farkında değildik. Yekdi- ğerimizin yüzüne hayretle bak yorduk. İçimizden biri nihayı sordu: | Behçet SAFA Derl ithal edilecek Hükümet, Gderi ihtilâtı için deri ithalât birliğine sterlinglik akreditif açm Bu mallar, İngiltereden ve İngi-| liz lirası sahasına dahil memle- ketlerden, şamali Amerika il& cenubi Amerikadan getirtilecek-| tir Diğer ta: n Ticaret Vek leti, birliklerden, ithal cekleri malların listesini mişti, İlk defa ol deri, itha- rliği listesini hazırlıyarak takdim etmiştir. iz Bir teşekkür bamız Bay Halit Mmlı'ıiiı-w Talinasebetile gerek cenaze Mmel gerekse bilvasıt c ve gülarına gazet em nizin d r ederiz. Merhumun © 75 bmî — Affedersin paşam. Fakat | bu depo nerededir? | Enver paşa parmağını h: | ni Üüzerinden kaldırmadan — ce-| | yap verdi | — İste şurası.. | | — Hepimiz hari şildik.. En- ver paşa parmağını — Dernenin | basmıştı. Bizim tered -| | üzerine | düdümüz paşanın bosuna git - mişli Malümy k ambarları & Dernededir ktir. barlarımız deme On | danberi nasıl geçiniyoruz? Şaşkılığımız bir anda geçmi De redel ver paşa bize b ambarlarını rdu hay! Paşa devam etti: | diye | | | ; | Hazırız cevap vera ustafa Kemal gözünden buz miyece z olduğu —için ben Kumanda edece geap > ŞİMDİ Et meselesi Kasaplar Camiyeli Umumt Kâtibinin izahatı| Son günlerde perakende et| fiyatlarınm bazı semtlerde 90/ kuruşa çıktığı, hattâ et buluna- | madığı büle yazılmıştı. -Dün bu hususta fi Til yeti umumi kâtibi demiştir ki: — İstanbulda et yok Ancak Hyıki veçhile Yani müvaridat, istihi ran azdır. Bu sene lerindeki besi hayvanları da az olmuştur. Gelen miktar miyor. Esasen 15 - 20 gün : ra bu da kesilecektir. Bünd: sonra İzmirden mal gelecektir. İzmirde halen 20 - 30 bin b koyun vardır. Fakat bunlar da fiyatları yüksektir İzmirde perakende bir yun eti 75 kuruşa #Satıl dır. Bu mallar, İs! e kaça satılacak? kuh da kuruşa eti mezbahada t şa mal olmaktadır. lerde bu mevsinic kuzu gelirdi. Bu sene bu da yok _'lllvn ŞARK Sin EN GÜZEL ve GÜLDÜRİ NAN Ll ARABA(iıMN K Yarın ak İLK GECE Her filminde bir ERROLL FLYAN ile Güz aheser Bu akşam L A LE de göreceksiniz 'Kundura fiyatları İhlikâra mani olmak için | merbank, kunduracılar ceniiyer | rı raporlar, müşterek bir rapot PARİS KAHKAHALARA BOĞAN JENNİ (Sekak Çiçeği ) —e fiyatlar tesbit ediliyor | Kundura ihtikârıma mâni ol mak için fiyat mürakabe Ko misyonunun ayakkabı fiyatları satışlarına meşru kâr nisbetleri koyacağını, bunun için de Sü«s Hi ve dericilerden maliyet fiyat larını bildirir bir diste istendiği ni yazmıştık. / Bu teşekküllerin hazırladıklar halinde, dün, fiyat mürakabt bürosuna verilmiştir. Buna naş zaran kundura s.ıu.q_larmd-ı Ba iyat mürakabe komis nun bugünkü içtimamda Kun « de imkân yoktur irde, et istihlâki azalır tanbul daha fazla fiy dırmaz. Zi JUGO: < ilibaren size emasında Eklek CÜ Aşks zeştini tol tir RİNİZİ PEYLEYİNİZ. son olarak IZI DÜNYAŞ'(A r eserinde bir aslan olan el JOAN BLONDELL'ö yarattırd