İ Hekimbaşı Abdül “*şg’g Mollanın Hatıraları Hönci Sultan Mahmudun İstanbul sarayını .İıırakarak yeni teşkil ettiği Asakiri Mansu- İ Muhammediye ile Ramı Kışlasınag'ıtmc- ul halkının göz yaşları ve feryadü figanı- Fatihin Eyüp Seccadesindeki keramet. Bu münasebetle yapılan büyük alay- s'ıaıı—'ı | İstinsah eden: REŞAT EKREM KOÇU B | ftekimbaşı Abdülhak Mollarım Hicri 1244 (Müddi 1828) yılına ait bir hatıra defteri vardır. Bu defterin orijinal kıymetini bü- tün genişliği ve güzelliği ile güz önüne koymak için, vak'anüvis Lütfi Etendi tarafından kaleme ziman Osmanlı impacatorluğu- nün bu devre ait resmi tarihi- nin ikinei cildinde 1MA vekayli- ni şöyle bir karıştarmak kâfidir. «ihracı Nvai saadet - kırk dört Rebiülevvelinin beşinci pazarte- Si günü Sultan Mahmut Ham| Bani Beşiktaş — sahilsarayından İstanbul sarayına nakfi ve livzi Haadet enval tazimat ve tekrimat lle Rami kışlasına geçirilip orası Tevkibi hümayuna makar oldu. JTarafı padişahiden ihtiyarı kül- feti sefer buyurulmuştur. Bu se- beple Rebliin on ikinci günü vüzera ve ulema elbisel seferiye ile Hazreti Halit camij şerifin- de menkibei celilei — velâdeti Hazreti Fahrülmürselin — kıraati resmi İcra olunmuştur.» 1244 de, imparatorluğun — va- ziyetini bir kaç satırla şöyle çizeriz: / Mora isyanı bastırılmak üzere dir. Navarinde Padişah ile Mi- Hır valisinin donanmaları, anlaş- maş Rus, İngiliz ve Fransız do- nanmalarının devletler arası hu- kukuna mugayir olan bir baskı- na uğrıyarak — mahvedilmiştir. Babillinin protestosuna, ) ingil- tere, amiralini azlederek —özür dilmek suretile; Fransa, sükütü cevaba tercih ederek; Rusya da harp ilânile cevap vermişlerdir. Halbuki e sırada, İkinci Mah- mut, yeniçeri ocağını lâğvetmiş bulunmaktadır. Asakiri Mansu- rei Muhammediye, henüz arzu edilen şekilde yetiştirilememiş, işte, bu sırada Lütfi Tarihinde basit bir kaç satır altında çok muğlâk ve mübiem olarak nak- ledilen vak'aya şahit oluyoruz: Mahmudu Sani, 1244 yılı Re- biülevvelinin — beşinci pazartesi günü saraymı terk ederek zanr | cağı şerifi alıp Rami kışlasına Bidiyor ve askerinin yanı başın- da, kışlada yerleçiyor. ve tam bir yı, kışlada kalıyor. O za- man ordu hekimi olan Abdülhak | Molla da, hükümdarın bu bir yıllık kışla ikametinde cereyan eden hâdiselere ve Mahmudun günlük hayatına “ait bir hatıra defteri — tutuyor; ve bize çok kaymetli - bir vesika bırakmış oluyor. Ben, bu kıymetli hatıraları, bugünün dilinde anlaşılamıya- | cak derecede — çetrefil görüı.ıın4 yerlerini düzelterek, bugün için | famamen yabancı kalmış Nxıı kelimelerin — de kıı-sıhklzrmı koyarak ve-ancak pek hurda tarih çalışmalarında kıymet ala- bilen bazı Jüzumsuz kayıtları hazfederek istinsah ettim. Ta- rihi Lütfinin 1244 vekayiinden de lüzumlu gördüğüm notları ilâve ettim. Abdülbak Mollanın Hicri olarak yazdığı tarihleri de Milâdi tarihe tahvil ettim. Bu kaymetli hatıra defterinin Akuyucular tarafından Vüzimge- len ehemmiyet ve Jezzetle oku- | nacağından eminim, y Reşat Ekrem Koçu Huzur verahayta sefer ve fihad yorgunluklarını tercih | A.)NE ıı:nm Türkiye — Kenebi BENELİK — 1400 Krg. 2700 Krg, SAYLIK — 760 » 1460 » BAYLIK — 400 » 800 Y AYLIK — 150 » 800 » 14 Şubat 1941 CUMA 16 Muharrem 1360 1 Şubat 1356 Gün 48 Ay 2 Yıl: 941 . Kasım 98 Güneş — Öğle 120 — 749 940 — Ezant 7159 — 1826 — 1620 — Vasatt Akşam — Yatar — İmeak 1200 — 132 — 1140 — Ezant 1840 — Zzüli — 6.19 — Vasati DİKKAT €Yeni Sabahz a gönderilen yazılar | ve evrak meşredilsin edilmesin olunmaz ve bunların kaybolma! dan dolayı hi bir. msasuliyet kabul edilmez. | den Sultan Mahmudu Han E- fendimizin asakir ve bendegü- ni ile İstanbul çehri haricindeki Rami çiftliği nam mahalle ve sonra Tarabyaya gittikleri ta- rihten İstanbula döndükleri za-| mana gelinceye kadar, mevkibi | hümayunlarında her gün olan vekayü, asakiri hassai şahane-| leri tabibi olan Abdülhak kul-| ları günbekün kaydettim. 15 eylül 1828 (6 webiülev- vel 1244) Panartesi İşbu bugün, saat üçü otuz üç | dakika geçe, uğurlu saat olmak-| la, Gazi Mahmut Han Efendi- miz sancağı şerifi alıp Eyüpte Rami çiftliği nam mahalde yeni | yaptırdıkları büyük kışlaya | teşrif buyurdular. Sancağı şerif alayı üzere bir alay tertip olundu. Cümle ule-| ma, rical ve vüzera alaya işti- rak etti. Fakat, rical divan es-| vaplarını giymeyip başlarına| gal ve al kaput giydiler. Ulema da, başlarına gecelik tabir olu- nan yumuşak Tavük ve kapüt giydiler -ve kılıç kuşandılar.| Mahmut Han Efendimiz — dahi| başına şal sarıp ve kaput gi mişlerdi ve mücevher kılıç | ganmışlardı. Asakir hassai Mu-| hammediye ııbıt;:ıu yalın kı- hç olarak yanlar Yürüyor-| lardı. İstanbul halkı © derece| ağlamakta idi ki tahammül o- lunmaz. Hemen Cenabı Hak bi- zi düşmanımıza galip eyliye. AÂmin. Kışlaya teşrif olunup - kışl: nin dört kulesine kırmızı ba rak asıldı. Sancağı şerifi Rami çiftliği kışlasında sağ tarafın- daki kuleye koymağı kararlaş- tırmışlardı. Odasını — gnyet ile, cennet gibi süslemişlerdi. Mah- mut Han Efendimiz, nakip Ta- tarcıkzade Abdullah — Efendi, Şeyhülislâm Abdülyahap EFfen-| di Hazretleri, Rikâp kaymaka- ü Ahmet Hulüsi Paşa, Asakiri Mansurei Muh: Seras- keri Mehmet Husrev Paşa, Ka- zazker efendiler hazaratı dua. ve sena ile sancağı şerifi odaya koydular. Eyüp tarafında olan| küle de Silâhtar ağa hazretleri- ne tahsis edilmişti. Padişaha, kışlada büyük kapı üzerindeki bir kaç oda ayrılmıştı. Asker, kışla etrafında olan tabya şek- lindeki W ça- a Süvarı ©- fındaki kulelere varıncaya ka- dar olan odalara taksim - olun- du. Sancağı şerif kulesinin al- tında olan dairecik de bana ve- rilmiştir. Yanımızda olan oda-| lara hünkâr imamları olan e- fendiler yerleştiler. xışıamuî ç dul'ı boş kaldı. Sancağı şerif | hizasında olan kuleyi hassa| bostancıları nazırı Sait Muhip Efendi oturdu. Diğer kule tara- fı, matbahı âmireye yakın oldu- ğundan, kule altı mutfak emi Tahir Beye tahsis edildi. Ende- runu hümayun gilmanı, asker-| lik talimi ©-| görmediklerinden daların birer eski ağaları geldi- ler. Haremi hümayun ağaların dan da yirmi kadar siyah ağa- lar, dört tane müsahip siyah a- ğalar geldiler. 16 Eylül 1828 Salkı Bugün hava güzeldi. Mah- mut Han bostancı süvarilerin- den iki bölük asker ile Davutpa- ga sahrasına talime gidip geld: | | 17 Eylül 1828 Çı Bugün hava lâtif İdi. akP'at Sultan Mahmut bir yere çıkma- dı. Akşam namazını sancağı şe-| rifin bulunduğu odada kıldı. Fakat oda küçük olduğundan | namazdan sonra, cümle ağalari le kışla içindeki camie gitti. Endurunu hümayundan — çıkma | hoca Şakir Efendi sancağı şerif şeyhi tayin edilmişti. Tevhidi | gerife başlandı. Padişah tevhi- di şerifte bulundu. Askerimizin selâmeti için, yatsıya kadar de- vam etti. Sonra gayet yanık bir dua okundu. başlandı. Cenabı Hak duamızı kabul eyliye. Âmin. 18 - 19 Eylül 1828 perşembe| ve Cuma. Perşembe günü hava güzel- di. Padigah bir çıkmadı. Akşam tevhidi şerif oldu. Hava, Yatsı namazına| 19: ARKIZ —ŞEHİR H, YENİ SABAH ABERL SAEREA NT âm,_mln ERİ— cuma günü de güzel olda. Cuma Belediyenin yeni masraf bütçesi Bugln Şehir Meclisine veriliyor İstanbul Belediyesi masraf bütçesi, Vali ve Belediye Reisi Doktor Lütfi Kırdarın riyase- tinde yaptığı bir toplantıda da- imi encümen tarafından tetkik ve kabul olunmuştur. Hazırlanan yeni masraf büt- çesinde geçen Seneye nazaran bir hayli tadilât vardır. Görü - len lüzum üzerine bütçenin ba- z fasıllarına ilâveler, buna mu- kabil bazı fasıllarında da ten- kisat yapılmıştır. Yeni bütçe- de muhtelif fasıllara ayrılan tahsisat şöyledir: İktısat işlerine 108.881, sıhhat işlerine 1049669, veteriner mü- dürlüğüne 28290, fen işleri mü- dürlüğüne 661920, imar müdür- güne 358728, İstimlâk - imar Mmüdürlüğüne 20100, mezarlık- lar müdürlüğüne 36500, te- mizlik işleri — müdürlüğüne 535780, —müteferrik ve müs- tahdemin müdürlüğüne 24560, evlendirme işlerine 14640, muh- telif masraflara 1704400 lira ay- rılmaktadır. Bu suretle yeni be- lediye masraf bütçesi 4802528 liraya baliğ olmaktadır. Diğer taraftan belediye fev- | kalâde bütçesine de 1816349 lira tahsisat ayrılmıştır. Masraf bütçesi şehir meclisi- nin bugünkü İçtimaında meclise tevdi olunacaktır. Bu kadar da olur mu ? Baker ayakkabı satış- larında yüzde yetmiş kâr ediyormuş Ayakkabı ihtikârından suçlu Beyoğlundaki Büylik Beyker mağazası hakkında tahkikat ge- nişletilmektedir. Fiyat müraka- be bürosunun tahkikahı esna- sında müessese bu ayakkabıların harpten evvelki senelerde de yüzde 65 - 70 kâr haddiyle sa- Tıldığını binaenaleyh fiyatlarda hiç bir suretle ihtikâr yapılma- dığını iddia etmiştir. Müraka - be bürosu bu iddianın doğru o- lup olmadığını tahkik etmek üze re mülessesenin maliyeyc verdiği kazanç tet- kik ettii karar vermiş ve tahkikatı bu yolda idare etmeğe başlamıştır. Beyker müessesesi maliyeye, harpten evvelki satış- larında temin ettiği yüzde 65 - 70 kâr nispetini noksan olarak gösterdiği tahakkuk ederse hak kında vergi kaçakçılığından tah- kikat açılacaktır. namazına Eyüp camli şerifine gidildi. Nöbetçi olan küçük imam efendi, sefer esvabile but- be okudu. Padişah mamazdan Bonra Hazreti Halidin türbesi- ni ziyaret etti. Cuma günleri padişah camie çıktığında, hassa oda ağaları da gelip bilhassa seccadesini ser- mek gibi hizmette bulunurlar- mış. Bu sefer, gayet hafif olmak | için, hassa oda ağalarını saray- da bırakmışlardı. Seccade — yayılması — unutul- muş.. Padişah camie girince, türbeden bir seccade istenildi. 'Türbedar: “Türbede padişaha lâyık bir seccade yoktur. Ancak üzerinde Fatih Sultan Mehmet merhumun namaz kıldığı bir seccade vardır,, diyip memura teslim etmiş. Padişaha camide © seccadeyi sermişler. Bu tesa- düften herkes bir hayır umdu Hep ağlaştık. Hayır dualar et-! tik. Bu cuma namazında bir alay tertip olundu: İptida ça- vuşlar, sonra yedek atlar, sonra kapıcı bağı ağalar al kaput ve şal ile, sanra birkaç baş Misır atları, sonra rikâbı hümayunda, asakiri mansure ve hassa bos- tancıları binbaşıları ve zabitleri yalın kıhç yürüdüler. Sultan Mahmut mehabetli, al kaput ve şal ve kılıç kuşanıp teşrif etti- ler. Arkalarından peyk ve solak ve hasekiler çel tüfekle, pek heybetli olmuştu. Onların arka- bfir İ'femh Şerbetçi lala ve| Kaftancı lala geliyorlardı. SDKT LN Belediye temizlik — işleri Gdürlüğü, şehrin — çöplerinden mümkün mertebe istifade etmek ve ayni zamanda bunların gayri sıhhi mahzurlarını maksadiyle bir tanesi mü- Mmak üzere iki çöp fırını tesis et- meyi düşünmekte idi. Bu barla temizlik işleri müdürlüğü yeni sene bütçesinde 286 bin liralık munzam tahsisat istemiş- ti Bu tahsisatla ayni zamanda çöpçüler için Fatih ve Emin- önünde modern çöpçü kovuşları yapılacaktı. Fakat belediye bu Beneki vaziyeti nazarı itibara alarak temizlik işleri müdürlü- ğünün istediğ munzam tahsisatı vermemiştir. Bu itibarla çöp fırınları ve çöpçü kovuşları inşa etmek fikrinden şimdilik vaz ge- gilmiştir. Çöpçü bulunamıyor Diğer taraftan temizlik işleri müdürlüğünün çöpçü kadrosu ENi milyon lira serma- yeli bir Ticaret Ofisi teşkkül ediyor Dün Ankaradan alınan haber- lere göre 50 milyon lira ser- maye ile teşekkül etmekte olan büyük ticaret ofisi teşkilât pro- jelerinin ikmal edilerek Başve- kâletin tasdikine arzedildiği öğ- renilmiştir. Bu projeye göre ©- fis geniş salâhiyetlere sahip o- lacak ve ithalât ihracat işlerin- de yeni bir devre açılacaktır. Yüksek — sermayesinden — isti- fade ederek hariçten mühim miktarda ithalât maddesi geti- rerek dahilde büyük stoklar vü- cüde ğetirecek Ve icabinda bü malları piyasaya sürerek nâzım bir rol oynıyacak- olan-afisin dahildeki piyasalar için de rolü mühim olacaktır. Ofis istihsal mmtakalarından yapacağı mübayaatı . istihlâk bölgelerine tevzi edecek ve gıda maddeleri Üzerindeki — ihtikâr vak'alarına meydan verilmiye -| cektir. Ofisin merkezi İsta.nbulr da olacak ayni zamanda. İzmir.| mersin ve Samsun gibi büyük | şehirlerimizde şubeleri de bulu- nacaktır. BELEDİYEDEI Otellerin î sınıflandırılması İstanbul Otelciler Cemiyeti, | şehrimizdeki otellerin sınıflara taksimi için bundan bir müddet evvel belediyeye bir proje ver -| mişti. Bu projenin tetkikine ik- | tısat müdürlüğü — tarafından | başlanmıştır. | Mısır çarsındaki attarlar| Misir. çarşısında bulunan at- tarlar Dahiliye Vekâletine müra caat ederek çarşının hâl haline ifrağı esnasında kendileri için de bir yer ayrılmasını istemişler - di. Dahiliye Vekâleti bu talebi be- lediyeye — bildirmiştir. Vali ve Belediye Reisi çarşıda bulunan esnafı tesbit ettirmiş ve bunla- rın 17 dükkân olduğu görü müştür. Bunlar için hâlde müs- takil bir rılmıştır. HALKEVLERİ | i Hastabakıcılık kursu Eminönü Halkevinden: | Evimizde 14/2/1941 tarihin- den itibaren bir hastabakıcılık kursu açılmıştır. Pazartesi — ve cuma günleri saat (10) dadır. rın üçer vesika fotağrafı ile bü- ları rica olunur. Kongreye Davet Kızalay Cemiyeti Beşiktaş şu- besinden: rine tevfikan yıllık kongresi 22 şubat 941 cu- Martesi günü saat 15 de Beşik- taşta Akaretlerde Halkevi salo- nunda aktedilecektir. Bütün a- (Arkası var) zanın teşrifleri rica olunur, iti-| Devam etmek istiyen bayanla- ramuzda kayıtlarını yaptırma- | Çöp fırınları tesis meselesr Beledıye şımdılık bu ışten vazgeçti 400 kadar noksandır. Şimdiye kadar yi | men çöpçü temin olunamamış - | tır. Hattâ kadroyu tamamlamak | yer tefriki kararlaştı- ! Umumi nvizamname hükümle-| Za şubemizin| gayesiyle kadın çöpçü de alın- önlemek | mış, fakat kadınlar da çöpçülüğe Kadıkö- | fazla rağbet göstermemişlerdir. yünde ve diğeri Kâğıthanede uı—* Temizlik işleri müdürlüğü | çöpüç temin etmek maksadiyle çöpçülerin maaşlarını arttırma- ğa karar vermiş ve maaşlar 20 liraya çıkarılmıştır. Çöp mütcahhidinin bir marifeti Belediye temizlik işleri mü - fettişleri son günlerde sahillere çöp hücum ettiğini görerek bu- nun sebebini araştırmışlardır. Neticede çöp müteahhidinin şehir çöplerin Hayırsızada ci- varına dökmesi İlâzımgelirken bunların Sarayburnu açıklarına döküldüğü ve buradan da rüzgü- rın tesiriyle sahillere sürüklen - dikleri görülmüştür. Belediye çöp müteahhidine bu hareketin- den dolayı 2000 lira ceza ver- Mmiş ve kendisine ihtarda bulun- muştur. uymıyan şoför cezalandırıldı Kasımpaşada oturan İsmail adında bir şoför, çift numara- ların çalıştığı bir gün 2501 mu- maralı arabasını çıkarmış, milli| korunma kanununa göre asliye| ikinci ceza mahkemesine veri - lerek dün 50 lira para cezasına mahküm edilmiştir. »06- İstanbul mıntakası tic ret müdürü *Ankaraya gitti - İstanbul Mıntaka Ticaret Mü- dürü Sait Rauf Sarper dün ak- şam Ankaraya gitmiştir. Tica- Tet müdürü Ankarada üç gün kalacak ve bu müddet zarfında vekâletten muhtelif işler hak- kında direktifler alacaktır. ç80 1lik Kadın: Hırsız odasına gi lamış, fakat parasını bulamamış Kasımpaşada oturan Behice adında 80 yaşında bir kadın, bir müddet evvel evinin alt ka- tını Salim Demirel adında bi- risine kiralamış, fakat biraz sonra kendisiyle geçinemiyerek çıkarmıştır. ğ Ancak Salim Demirel, evde oturduğu müddet içinde, kadı- nın, bir gün çekmecesine 100 lira sakladığını görmüş ve bu- nu arkadaşı sabıikalılardan Ni- yazi — Süngürele anlatmıştır. Bunun üzerine Niyazi, bir gece yarısı, ihtiyarın evine git Miş ve kapıyı zorlayıp açtık- tan sonra yukarı kata çıkarak uyumakta olan kadının üzeri- atılmış, başındaki namaz nü, tıpkı sinemalarda sümüz gibi bir tıkaç ha- setirerek meydan vermeden muştur. Niyazi bundan ihtiyar kadının hareket: ni olmak ş ve kalın bir urgan haline getirerek — Behicenin ellerini kollarını bağlamış - ve başın yorganı örterek otrafını ar ğa başlamıştır yazi, — bir türlü para Mmamış ve evin her ta ma karışık ettikten dını o halde bir: ler savura savur miştir Ertesi günü evde bağlı ola- rak bulunan Behice, başına ge- lenleri polise anlatm tah- kikat sonunda Niy el tevkif olunmuş, a Salim Demirel de kr—nduıııı teşvik suçundan beraberce bi- rinci ağır ceza mahkemesine verilmişlerdir. 80 lik ihtiyar da dün mah- kemeye davacı olarak gelmişti Suçlu Niyazi kendisini göstere- rek: V— — ——— T EDARAREAL VND ŞU, s | t Korunma Kanununa | Koska istimlâki tamamlandı İstimlâkler Belediyeye |320 bin lireya mal oldu İstanbul — Belediyesinin — bir müddettenberi meşgul olduğu | Koska istimlâki tamamlanmış- tır. Belediye istimlâk müdürlüğü şimdiye kadar bu sahada 180 dan fazla binanın istimlâk mu- amelesini tamamlamış ve bu iş için 320 bin lira sarfetmiştir. İstimlâk muamelesi tamamla- nan bu sahadaki binaların - ta- mamen yıkılması için belediye yakında faaliyete geçecektir. Diğer taraftan istimlâk saha- sı dahilinde bulunan ve Beyazıdı Veli zamanında inşa olunmuş bulunan hamam da belediye ta- rafından satın almmak istenmiş ise de, hamamın şimdiki sahibi 70 bin lira istemiştir. Bu fiyat belediye tarafından çok fazla görüldüğünden hamamın istim- lâkinden vaz geçilmiştir. Belediye heyeti fenniye müdür- lüğü şimdiye kadar yıkılan bi- naların taş ve topraktan ibaret enkazının kaldırılması işini mü- teahhide havale etmiştir. Bu temizlenme işi iki haftaya kadar bitirilecektir. Bu itibarta yolun genişletilme- si sür'atle tamamlanacaktır. Çocuğu çiğnedikten sonra kaçan şoför yakalandı Çemberlitaşta oturan şoför Kâzım dün idaresindeki 1167 nu maralı hususi otomobil ile A- tikalipaşa camii önünden geçer- | ken, Ahmet Ziya Erol adında | birine çarpmış, ağır surette ya- | ralamıştır. | — Yaralı Gureba hastahanesine | kaldırılmış şoför - yakalanmış- tır. Bundan başka, Fatihte Davut paşada oturan Ahmedin 9 yaşın, daki oğlu Hayri, karşıdan kar« şıya geçerken Şoför Cemalin i- daresindeki taksinin altında kal mış, muhtelif yerlerinden yara- lanarak Cerrahpaşa hastahane- sine kaldırılmıştır. Şoför — ka- çarken yakalanmıştır. rip kendisini bağ- — Allah için söyleyin, böy- le "ozlerı görmez, kulakları iyi işitmez bir kadının şahadeti Ü- zerine beni buraya göndermek doğru mu? Benim böyle — bir şeyden haberim yok, ne kadı- nın evini bilirim, ne de parası- m!.,, diyordu. eis, bunun üzerine ihtiyar Behiceye '— Bak bakalım, seni bağla- yan, evini karıştıran adam bu- mu?.,, dedi. Fakat kadın, uzaktan tanı- yamadı, bunun üzerine jandar- ma suçluyu kadının yanına gö- türdü.. İhtiyar, Ni ce, büyük bir kork! ve: bunu, beni gene bağlayacak.. Tanıdım, ta- “— Aman tutun, nıdım, tâ kendisi! dedi.. Ve bundan sonra başına ge- lenleri anlatmağa başladı: “— Birdenbire odaya birisi girdi, beni kıskıvrak dı, evi karıştırmağa başladı. 'Tabii bir şey bulamadı. Çün- kü paralarım koynumda idi?! Bu sözleri duyan Niyazi, bir- denbire di, elleri titremeğe başla dizlerinin hağı kesilerek sıraya çöktü . Suçlu hâlâ inkâr ediyordu. Diğer suçlu Salim de haberi ği söyledi ve — mu- hakeme şahitlerin dinlenilmesi için başka bir güne bırakıldı Biraz sonra dışarıya çıkarı- rılan, Niyazi kelepçeli elleriyle şakaklarını avuçlamış, her hal- de koskoca evi aradığı halde, kadının koynuna bakmağı ha- tırına getirmediğine yanıyor- du. İhtiyar kadın ise, bastonuna ve etrafındakilere dayanarak önünden geçerken: — Aman dostlar, dikkat e- din, kurutulup üstjüime atılma» sın!,, diye mırildanıyordu. İlim Köşesi Yezent Prof. Sallh !_uni Uzdllek Koşifler, ihtiralar Azotun rolü u Şili sahilindeki teraktinitertn çok eski olup bunların kuşlarız bıraktıkları maddelerden ü yoksa uzvi nesicler teı Tncek telindn gaü faaliyet neticesiyle mi mıyduı geldiği belli değildir. , Yüz sene kadar evvel w.ı dilmiş olan bu terakümler kıya metli bir azot gübresi olup Avi rupanın işlenmiş topraklarına nakledilmektedir. Gerçi bu teraa| kümler büyük iseler de bir bunlar da tükenecektir. Şim ye kadar 50.000.000 tondan £: lası ihraç edilmiştir. Modern &n düstri ve medeniyet bu madde. ye çok bağlıdır. Çünkü Avrupaı mün yorulmuş olan topraklarının bu azota şiddetli ihtiyacı var « dır. | İngiliz âlimlerinden Crookes, Şili terakümlerinin çok sarfo, dilmekte olduğunu ve bir güz tükeneceğini 1898 senesinde bür tün dünyaya ilân etmişti. Havar dan azot istihsali usulü bulan « madığı takdirde insan gıdasınız ve binaenaleyh nüfusunun azak lacağı muhakkak görünüyordu | Fakat Crookes, bu terakümlerin cesametini aslından daha a4 olarak tahmin etmişti. Bu yan lış tahmin Şili terakümlerine in« hisar etmiyor, geçen asrmn Sön- larında yeryüzündeki — petrol miktarı da yanlış tahmin edil« mişti. Dahâ cesur ve faal olam yirminci asır başka petrol mem« baları bulduğu gibi azot memi baları da bulmuştur. Bündan maada Crookes ihtirlarını ve teli ditlerini içtimai spekülâsyonlar« la süslemek suretiyle ikinci bit hata işlemiş oluyordu. Ona gös re beyaz ırklar en medeni olanı lardır. Bunların gidasında buğs dayın büyük bir rol oynaması, yüzünden azot fıkdanından eti çok ve çabuk müteessir olacak ırkın beyaz ırk olduğunu iddia, etmişti. Onun iddiasına göre daha aX buğday — sarfeden Çinlilerle Hintliler sür'atle çoğalıp dünyar ya hâkim olacaktı. Bu tehlike | nin gelmemesi için Crookes, il« min yardımına iltica ediyordu. Büyük bir âlim olan bu za€ ilim adamlarının dikkat nazar« larını havadaki azota celbetmişx ti. Havadaki azot tükenmez ad- edilebilir. Beher kilometre mu« | rababı yerin üstündeki havada | 3.000.000 tondan fazla azot var; Bundan sonra ilim adamları bol azot membat olan havaya dön« düler. Buradan azot istihsali yollarını araştırdılar. (Azot tes- biti) denilen bu usule yarın tex mas edeceğiz. AARA—— — Depo buhranı Deposuzluktan limanı- mıza gelen mallar va-< purlardan çıkarılamıyor Basra ve Tuna yolile yapıla cak ihracatta mühim güçlükler baş gösterdiği ve bu sebeple bir çok ihracat mallarımızın ha- rice sevkedilemediği cihetle şe- hirde bir depo buhranı baş göz- terdiğini yazmıştık. Depo buh- ranı son günlerde daha ziyade artmıştır. Vapur kaptanları alâkadar ta cirlere malların konşimentola- rını ibraz ederek malların tah- liyesi için kısa bir müddet bırak mışlar ve bundan doğacak za < rarların tacirlere raci olaca- ğını bildirmişlerdir. Banka de « polarında da yer bulamıyan bu tacirler gayet müşkül vaziyette kaldıklarından alâkadarlara mü racaatla boş duran bazı güm - rük antrepolarının kendilerina muvakkaten açılmasını — iste - mişlerdir. Diğer taraftan frsa- tı ganimet bilen bazı bususi de- po sahipleri ardiye ücretlerini fahiş bir surette yükselterek bir gün için dahi olsa tacirlerden bir aylık ardiye ücreti istemeğe başlamışlardır. Fırsattan istifa. de ile ihtikâr yapan bu depo şa> hipleri hakkında alâkadar ma» kamlara da bazı ihbar ve şikâ» yetler yapılmıştır,