1 e BERE LA ) SS SŞD ELRDECARL A A, 2 eT A İbir adan veş yapmıştı. de ği zaman şu cevabı © güreştirselerdi, iyi ba Cazgır yanılıyor mu i y güreş belli edecekti. Cazgır gibi düşünen birçok kimseler de vardı. Hattâ pehlivanlar da böyle dü- lardı gece, münakaşalarla kes sabahı dört gözle az gecesi olduğu için buk oldu. zeş öğleden üç Sant evvel yapılacaktı. Halk, daha sabah n çıkar çıkmaz kol- nında yer tutmak için şti. beyler yola çı! | Agalar, müiyetiyle i. Çolak Mol- ber kazan 'la, Mollalarla — ber İdibinde bekleşiyorlardı. Molla, goyunmuştu. bekliyordu. Sırtında gömlek ezgin olup olmaığına dikkat edi- 'yordu. Gözl. altına bakı- yor, yüzünün hatlarına dikkat ediyor, könuşuşuna ve keyfine göz gezdiriyordu. Cazgır, daha hâlâ şüphe icin- e idi. Bir türlü tereddüdünü si- lemiyordu. Fakat, Mollanın ha- rici âleminde bir şeyler görme- mişti. Bilâkis Mollayı, canlı ve giri bulmuştu. Nihayet, güreşe başlamak za- jmanı geldi.Cazgır, meydana çı- Aap davul zurnaları susturdu. Ve “Beslendi: — Güreş başlıyor.. kimse müdahale etmesin.. reş Pomak güreşidir. Pomak güreşi demek kıran kırana demekti. Ne göz silmek, ne suya gitmek, ne yağ tazele- Hariçten Gü- İivanla ve hem de yüz okkalık beş buçuk saat kira- Müderris Efendi, hanın kâh- Cazgırdan fikir almak al- | mek yoktu, Bundan başka - bü-| tün oyunlar istenildiği tarzda serbestti. Meselâ: Hasma. durup durur- ken boyunduruk - vurulabilirdi. Müdafaa vasıtası olarak boyun duruk kullanılmazdı. Hasım, hasmını boğabilirdi. Alaturka yağ güreşinde Po- mak güreşi demek itirazsız gü- reşti. Sonra, Pomak güreşinde mağlübiyet çivi yukarı olmalı idi. Yani hasmın iki sırtı yere yurmalı idi. Öyle, gedik açıldı, göğüs yıldızladı falan yoktu. Mağlübiyet tam çivi yukarı o- Tacaktı. Çakır, Molla yağlanıyorlardı. Her iki tarafın adamları pehli- vanlarını kemali itina ile yağlı- yorlardı. Keçebentleri titiz bir Ssurette yoklayıp - bağlıyorlardı. #Paçabağlarını fazla sıkarak bağ damak ta iyi değildi. Çünkü, pehlivanın sıkı bağdan ayakları tutulurdu. Bu, bağları bağlamak ta bir ustalıktı. Paçabağlarının altına keçe koyarlardı. *Bunlara keçebent bağ daha ziyade ete dokunarak gıkar... Sonra, keçebentlerin bir iyiliği daha vardır., Pehlivan diz Şehir Tiyatrosu Temsilleri Tepebaşında Dram kasmında BU AKAŞAM saat 2030 da EMİLİA GALOTTİ SON HAFTA * Hstildâl caddesinde komedi kısmında |BUGÜN GÜNDÜZ saat 14 de ÇOCUK OYUNU BU AKAŞAM saat 20.30 da LEIRALIK ODALAR makları arasında Faka Si dökme keçeben lâsa, bir peli bentleri, keçebent çal; den ven verirdi. ri ea mühim oyun yerlerir olduğu için her rafına çok ehemmiyet Osmanın ve gerekse taraftarları pehlivanlarının pa- çalarını el ve yağlıyorla Molla, zaten - ker dam dan olduğu için kişlerinden, kasnı kendisini bolca ve itina ile y ağ- lardı. Molla, güreşi muvazeneden kaz bir adamdı. Ne kadar yağlı olursa onun için o kadar avantajlı idi. / Çalır, hasmının ne Zunu bil yaman i için o da yağ- parmaklar kolay, kolay tutuna-| nn keçe-| | pehli- İşte, bu sebeple gerek Çakır | Mollanın | paçalardan ele geçmemek için | Im:hd-m.ı t ı korktuğu şak akat, bu Mo Künt ha Sikmitf Tiy eci ile ken bir de taşlama diye bir oyun ortaya koyuvermişt Çakır, bir şeyden — ümitleni- yordu. Mademki, güreş kıran kırana' ve Pomak işi idi. Bu, bu- daha | küçücük Mollayı boğa, h naltarak İeşini yenmek evlâ idi. Çakır, Mollayı boğmıya, elin- den gelirse bastırıp kurtkapa nında ezmiye karar verir Daha sonra, Kemanede yum- 1 karın- doğru sıki ve ba arla Mollanın ci- getirmekti. Osman, k le ezerek yenmiye rar vern i. O, Mollamın ö | manevralarla, oyunlarla yenil- miyeceğini anlamıştı. Çünkü dün gece Künteci Ki İ mil ile karşr karşıya gelen Ça- | kır, Künteciden epeyce fikir al- mıştı. Aralarında şöyle bir ko- | nuşma olmuştu. | — — günteci be, nasıl oldu bu ] iş be?.. (Arkrası var) Profesyor Amatö Sporcu ve idarecile- Senelerce milli futbol eki mizde yer alan ve son günler kadar alkışladığımız — Beşi takımımm eski ve yeni kaptanı Hüsnü Savman anketimize ce- vap veriyor: 1 — a) profesyoneller yaşa- mak için sporu kazanç membar yapan kimselerdir. — (Bunlar daha doğrus usan'atkârdırlar. ) t b) Amatör ise; evvelâ kendi bedeni kabiliyetini inki son- ra da mensup olduğu müessi nin derece derece müsab: na iştirakle zevk duyan kimse- dir. Şu halde ikisi birbirinin aksi iki mevzudur. Profesyonellik — zannedildiği kadar basit bir iş değildir. Av- rupa seyahatlerinde gördükle- rimizi nazarı itibara alacak — 0- hlursak bunun b: bir teşkilâta istinat ettiği mey- dana çıkar, Yalnız şunu hatırlatmakla ik- tifa edeceğim: Çekoslovakyanın meşhur İs- parta takımının senelik bütçesi 250 bin lira olduğuna göre v& Pragda 30 bin kişilik büyük bir stada sahip bulunduğuna göre bunun göründüğü gibi ba- sit bir iş olmadığı muhakkaktır. Bugün böyle bir teşkilâtın ku- Tulmasına ne zemin ve ne de za- man müsaittir. 2 — Yukarda söylediğim gi- bi bizde halen profesyonellik yoktur. 3 — Bir amatöre verilen yol masrafı ve dolayısiyle zaruri masraf bugünkü şeraiti hayati- ye bakımından elzemdir. Çok iyi takdir edilir ki Bu işle uğraşan kabiliyetli sporcuların — yüzde yyüzü muavenete muhtaçlır. Bu itibarla mensup bulundu- ğu klübün kendisine sarfettiği zaruri masrafı profesyonellik çerçevesi içine almağa hakkımız olmasa gerek. 4 — Tazminat kelimesinin ih- tiva ettiği mânayı değiştirme - mek lâzımdır. Bir sarfiyat bir zaruretten doğar ve o ancak za- ruretin mukabili olur- « Spor * Anketimizz tellik mi? lük mü ? rimizin cevaplarını neşrediyoruz Toplayan: Oğuz Güney 5 — Takımlarımızda ecnebi profesyonel — oyuncuların yer alması karakter ve oyun üzerin- iyi neticeler verir. Sebebine gelince: Profesyonel bir oyuncu tam bir şuurla kendine mahsus fut- bol bilgilerini ortaya döker. nirlenmez, asabına hâkimdir . Bu bir amatör için elzem olan bir vasıftır. Gönül ister ki en küçük takımlarımıza varıncıya kadar üçer dörder profesyonel oyuncu ile takımlarımızı takvi- ye edelim. Bu futbolümüzün kalkınması için en bi bir âmil olur, ka- naatindeyim. Bununla berabe de sahalarımızı da ikmal etmek icap eder, Yukarda söylediğim gibi imi kısaca tekrar ediyorum. Profesyonellik her bakımdan muazzam bir teşkilâttır. Amatörlükle bu kelimenin münayı birbirinden tamamiyle ayırmak lâzım gelir. İstanbul Bölgesi Futbol A- | janlığından: Lig maçlarına girmek için ev- velce tevzi edilmiş olan serbest dubuliye varakaları bitmiş - ol- duğundan 16 ve 28 gubat maç- ları karnelerini almak üzere alâ- kadarların Bölge Spor servisine müracaatları lüzumu tebliğ o- Tunur. Mektepler arasındaki spor temasları 12111941 çarşamba günü lar: Saha komiseri: Z. Akandere. Ticaret L. - Muallim M. saat 14 de. Hakem Ş. Tezcan. Işık L, - Şişli Terakki L. saat 15.15 de Hakem Ş. Tezcan. 12111941 çarşamba günü E- minönü Halkevi salonunda ya- pılacak maçlar: Saha komiseri: M. Argun . Kandilli L. - Evenköy L, 14. Hakem 8. Açıköney. Cüm- huriyet - Işık L, Saat 14.30 da 8. Açıköney, hak -| — etmekle... kümte- er bil- güreşir- idarane hare- | Şeref Stadında yapılacak maç- SABAHTAN | SABAHA Âvrupayı abluka | (Baş tarafı 1 inci sayfada) olsa, hattâ Hindistan kapılarına dayansa bile mukadder akıbet- | ten kurtulamıyacağını beyan et- | miştir. Hitler için bir tek çıkar | yol var: İngiltereyi mağlüp et- İngiltere, ne Balkanlarda, | hattâ ne de Hindigtanda mağ-| Tüp edilemiyeceğine göre, İngi- | mek liz donanmasını imha etmek, İn- | idaresine el koymak lâzım- | dır. Bu olmayınca Alman mu- kırilacak, yeni 1 yıkılacak? Orduları 89 m, tayyareleri bol, hatti 1 içinde olmryan yumy.ıyı İngiltere nasıl yene- cok? İngiliz Başvekili, Amerikadan | bu sene de, gelecek sene de, ö bür sene de asker istemidiğini kendi ordularının dört milyo- na çıktığını söyledi, Hattâ fazla orduya ihtiyaçları — olmadığını bile ilâve etti. Demek ki Alman- yanın hiç olmazsa beş milyon- luk ordusunu yenmek de mevzuu bahis değildir. O halde abloka mı? t Abloka bugüne kadar, yani Şu on yedi aylık barpte henüz Almanyayı amana düşüremedi . Fakat Almanyanın buğdaydan daha mühim ihtiyaçlar karşısın- da ne halde olduğunu bilmiyo- ruz. Bunu İngiliz erkânı çok iyi bilirler ve belki bundan dola- yı ablokaya güveniyorlar. Fil- hakika Alman gazeteleri, Av-| rupa ticaret ve sanayiinin Al- man sistemlerine göre tanzimin- den, böyle olursa “Avrupanın kendi kendisini uzun müddet idare edebileceğinden — bahse başladılar, Pakat —Avrupanın ticaret ve sanayii her memleke- tin ihtiyacına eğre tmümi bir tanzime konulsa'bile bu koca di- yarın sonsuz eksikleri vardır. Bunlar için Asyaya ve Amerika- ya muhtaçtır. Bu ihtiyaçların başında ben- zini geliyor. Tayyare, tahtelba- hir, tank, hattâ harp gemisi ve ziraat makinesi benzin ister . Rumanyanın bütün petrolleri senede beş milyon tondan iba- rettir. Rüsya geçen Sene — Al- manyaya 140 bin ton benzin ve- rebilmiştir. Almanyanın — sun'i petrolü iki misline çıkmış bile olsa İtalya ile birlikte senede | 30 - 35 milyon tonluk. ihtiyaç ancak depolardaki benzinle ve gimdilik temin edilebilir. Bu koca Alman ve İtalyan makinesi, bu son derece mükem- mel işliyen her şeyi hesaplan - mış, en iyi ustalar elinde işli - yen harp makinesinin yağı, ben- zini tükenmiye başlarsa yavaş yavaş ötesinden berisinden ram- pa ettiği görülür. O zaman © milyonlarca ordular —sağından solundan gelecek hafif darbele- re mukavemet edemez, çökerler, Geçen dünya harbinde böyle olmuştu. Bugün İtalyanın başına gelen de, bu akibetin başlangıcıdır. — Behçet SAFA — Tek tip ekmek meselesi İstanbul — Belediyesi İktisat de yirmi ve yüzde kırk çavdarlı ekmek — nümuneleri, — belediye kimyahanesinden alınan tahlil raporları ve iktısat müdürlüğü tarafından tesbit olunan fiyat listesiyle — beraber — hükümete | bildirilmiştir. — Fiyat — listesi-| ne göre yüzde yirmi — nis- betinde çavdarlı ekmek fiyatın- | da 10 para ve yüzde kırk nisbe- tinde çavdarlı ekmek nisbetin- İ de 20 para fark etmektedir. I2 Şupar ıslk -- — DA[ DAN DALA: ÂŞIK GÖZÜ —HĞ MeRD üK Sevgilisini nasıl görür - Romantik, sporcu, mütefekkir, kıskanç ve Bobstil âşıklar., Modası mevcut.. geçmiş Romantik fakat gene bir Aşık... in, hayalin artık bir pul o(mu(vwvuy çoktan 'ml:ımlâ' Taştan di zularını para hi Sanki paraya doymaz, düşkünü bir muhtekir.; “Paralı olsun da ne olursa olsun,, diyen diği; kat gel gelelim, romantik âşığın gözü duman, hali yaman. Mehtabe bakar ağlar, su sesi düyar sızlar. Her yerde, her geyde, onun buluttan nem ka> pan narin hayalini görür: — Benim sevdiğim kız, haki- katen ismi gibi dürdane... Bu zamanın kızlarının hiç birine benzemiyor. Onda öyle ince his- | ler, öyle anla var ki.. baştan baş; tan başa bir h: Ben, onu bir kız, bir kadın olduğu için değil; taşıdığı romantik his- lerin derinliği için seviyorum.. Ve ölünciye kadar da seveceğim. © buna lâyıktır.. * Doğduğu gündenberi hayatı meşin top sanacak kadar hasta bir sporcu.. Fakat yaşı kemal bulup ayak- , baş- larından fazla kalbi emeklemeğe | başlayınca; bu sefer şişman ha- kemler gibi ağır ve battal bir kıza tutuluvermiş.. Herkese dert yanar: — Azizim o'ne kız.. O ne spor- culuk.. Biz erkekler bile kabil değil onun kadar spor düşkünü olamayız.. Onu muhakkak ala- cağım.. Karım sporcu, ben spor- cu; saadetin iki katlı ekmek ka- | İBELEDİYEDEL| dayıfı... * Sporcunun aksine; ayaklar, kollar:doğduğundan beri, demir atmış Haliç omurgaları gibi; yerinde saymış, durmuş.. Fakat zihin.. Allah açıklık vermiş, pu- pa yelken fikir deryasında dur- madan yol almış.. Tam bir fikir adamı.. Bir gün nasıl olmuşsa | olmuş, bir adaya yanaşmış, bir | kızı sevivermi: ali imiş; fikii Zaten onun ide- z kı sevmezmi; Sevdiği kız da fikirden yana ma | gallah hava civa.. Değil yüksek tahsili, ilkmektep 8) Mmesi bile yok.. — Gazete neye yarar denilse hemen cevabı ha- Zar: “Annem paket sarar. ,, Lâkin âşık gözü bu, hele göz- lüklü bir mütefekkir âşık gözü olursa: — Allahim o kı mediği tek bir mevzu yok... O kadar kuvvetli muhakemeleri, © kadar inandırıcı fikirleri var ben asıl buna hayran oldum. Fikri seviyemi yükseltebilmek için onunla evleneceğim. * enim tahtı nikâhım- saçının bir telini göste!l sin Alimallah yapacağımı bir ben bilirim.. diyen cinsinden... Kıskanç mi kıskanç.. Allah da gönlüne — göre ver- miş.. Sevgilisi sokakta fıkırdak, evde kıkırdak, dansta, fırıldak, her 'gördüğü erkek karşısında ŞEHZADE F e R CAİ Ekspres Hayd hadetna -| FERAÂAH TEL : 1.000:000 Mraya Mma) olmaş mevsimin cn mükemmel Türkçe sözlü #ilmi 1. HALİME (Beyaz Esire ) Türkçe Caolh bir tarih; yüksek bir aşk; heyecanlı bir mevzu; çıldırtan bir kıskançlık, 2. PARAMUNT: H'ta f———-vızın _-__N i Reşat İLERİ bir gidgıdak.. AÂşığın güsü büyülenmiş bir kere: — Bemim beğendiğim kız, zaahalemirin en ciddi kızı.. Şim- diye kadar biç bir erkek eli değ- memiş, nasıl değsin ki sokakta gezmez, dama bilmez, | Tiğe gitmez. tam ideal bir kadın. Allah herkese nasip etsin.. * Âşık bostil.. yani moda & künü... Krs da fıkara Bir gün yokluktan mantosunu ma giymi: nn atkısımı nu ne ne ise, bu garip hal, bobstil men beyni balasından, kalbi cananından vurmağa kâfi geli- vermiş: — Monşer » ne esas kız.. sas kelimesi bobstil liszanında çok güzel, çok muvafık, Mmünasip mânasına geliyormuş..) O kadar zarif, o kadar modern giyinmişti ki.. Gü ten an- hyan her zevkiselim sahibi gibi ben de hemem bu esas kıza hay- Tran oldum. Ve şimdi | monşer.. Lâf değil tam mânasiyle bir âş! Sevgilim de tam benim dü k, yani gibi ileri fikirli. Moda, icat zevk ve o gafa, eğlence hepsi onda.. halde sorarım size: Bu kızdan daha “esas” biri bulunabilir mi? — Evlenmeliyim âşıkım | misafir- | (E-. tam | değil mi azizim.. Evet evlenmes liyim.. Zaten kararımı çoktam vermiştim.. Kararımın modasi geçmesin diye nişan, nikâh hep- Bi bir arada bu hafta içinde yapılacak... d Ya kadınlar! , Acaba onlar sevgili buhsinde aldanmazlar Mi? Evvelden beri söylene gelen bir söz var: “Kadınlar mantara basmaz.,, yani kadınlar aldan - Maz.. Fakat şimdi; bir karış yük- geklikte mantarlı ayakkaplar. bobstil erkeklerden — kadınlara | intikal ettiğine göre artık on- lar da mantara basım: aldanmağa başlamışlardır. Reşat İLERİ K Bayan Neclâ Güçlücre: Bir yazım hakkında gönder- mek zahmetinde bulunduğunuz kiymetli mektubunuzu — büyük bir dikkat ve memnuniyetle 0- kudum. Sizin de takdir ettiğiniz! gibi “kızlarımız,, arasında az dal olsa bu çeşit anormal ve züppel bir ekalliyet vardır. Öz bir Türk kızı olmak do- layısiyle bu yolunu şaşırmışlara karşı duyduğunuz nefrete ben de bütün kalbimle iştirak edi- yorum. Bu vesile ile hakiki bir. Türk kızına yaraşır ciddi ve se- vindirici düşüncelerinizden do- layı; sizi tebrik etmeme müsaa- yani | denizi rica edeceğim.. R. İleri t © Mahalle Hfalye teşki İtfaiye tarafından, p: runma işlerinde çalıştırılacak | tandaşlarm yetiştirilmesi çılan kuralar messilerini tamam- | Tamışlardır. Şimdiye kadar bu| kurslarda 3800 vatandaş yeti ti- | rilmişi 210 muhtelif mantakaya dağılmıştır. Fiyat mürakabe bu-e-:u | şefinin tetki Fiyat mürakabe bürosu gefi | Mühsin Baç et ve ayakkabı sa- hak- tışalrile maliyet fiyatları | kında büroya verilc: hakkında vekâlete izal mek üsere bu raporları hâmi- len Ankaraya gitmişti ileyh bu husustaki vekâlet nok tai nazarı etrafında direktif alarak şehrimize avdet edecel ve ayakkabı satışlarile et m selesi hakkında önümüzdeki £ ta içinde kat'i karar verilece tir. lm-A Müma-| Yapılan köy okulları Maarif Müdürlüğü tarafından tesbit olunduğuna göre İstan « bul vilâyeti dahilinde bulunan köylerde, köylüler kendi parala- Tı ve messileriyle 32 ilkvokul bi- nası yaptırmışlardır. Bunlar Si- livride 8, Yalovada 3, Kartalda 22, Beykozda 3, Şilede 8, Bey- oğlunda 1,'Çatalcada 3, Bakır- köyünde 4 tane olarak inşa o- lunmuştur. Bunlardan 9“tanesi 23 nisanda merasimle açilacak- tır. Şahrimize gelen yeni pillerin satış fiyatları eç ve İngiltereden gehri- mize 140.000 bin yil gelmiştir Bu pillerin satış fiyatları ma- liyetlerine göre tesbit edileceli ve mürakabe komisyonnun ö nümüzdeki perşembe günü yar | pacağı toplantıdan sonra — ilân edilecektir. Sincmanın BAŞI 21359 Atrika ve Akdenizdeki General DÖ GOL'ün hür milletine hitabı 'YUNANİSTAN HARBİ Bu muhdegema fümlere ilöveten ayrıca îÇEMB utları Sinemanın €en güzel kadını HEDY LAMARR en büyük artisti SPENÇER TRACY Metirasını ebediyen unutamıyacağınız derecede nefis ve gaheser bir film yarattılar: Ü-BU KADIN BENİMDİR Oellinal nüshası Buakşam MELEK 'te 'TÜRKÇE SÖZLÜ Nüshası Yarın Akşam İPEK sinemasmda Bu filmi gürmemek sinemaya hiç gitmemiş olmakla birdir. DİKKAT Yarın gece için MELEK'le loca kaltakların bugün sabahtan ilibaren aldırılması rica olunur, 'Telefan: 40868 gz Bugün matinolerden itiharen İstanbulun en büyük 2 sineması ÇEMBERLİTAŞ! son harp; o Türkçe ERLİTAŞ'ta Yaşasın Tatil Celecek pragram: Her Bd sinemadaDEANA DÜRBİN'in ilk Aşkı kalmamıştır. Numaralı TEL - 22513 * sözlü ve şarkilı