Aglarsâ, anam aglar. YAZAN : Hüsamettin Nut Zekâi evlendiği - gündenberi hir sene geçtiği halâe eski arka daşlarının biç birini arayıp sor- mamis Baydi hepsi yöyle — dursün.. Onlara nasal olsa birer maz aydurür, işin içinden yine ah min alöyle Fakat S di.. Ona ne diy den övvel hemen bütün günle ni be geçirdiği bu sedık arkadarını üydür- mak öyle kolay bir şey değildi Uzun vsun düşündü Fi verdi.. O gün karisiyle an- mesinden bir gece için rak Sadinin Çamjıcadaki evleri- ne-gitti. © geci büyük bir neşe içinde | Birbirlerine söylene- çok şeyleri biri hâ kadar uyuma- n Sadi asrar ediyor- — Ne vlur Zekâi bu gece de | mikün değil karım ile | bir gece için ayrıl - ? söz Mü,, -Me- Ni bir kahkaha attı: Kokkoca erkek te merak 'na: çok raklan y ç | Ask olsun Zekâi.. - Demek | Ben kadıklara bü kadar inanı - | yarsın ”. Kadım sevgisinin hir | d ömürü kadar kısa, olduğunu r, mouğun ?.. <— Belki doğru söylüyorsun.. Fakat benim karim senin bildi- ğin kadınlara henzemez, © Hepsi birdir. n öyle zannedersin am- ma, benim karım bambaşka - dır. Evcelâ; beni çok sever, son- ra da âelişcili meraklıdır.. Badi yine uzun uzun güldü.. — Zekâi.. Ne toy çocuksun.. Hiç kadın kismmaın muhabbeti- ne güven olur mu?.. Zekâi hâlâ srâr ediyordu. — Piç te öyle değil. Benim karım orlara benzemez.. - Bana gok düşkündür. geçe eve gitmezsem ağlamaklar gözleri kan çanağına döner.. Sadi bir şey söylemedi.. Bir an düşündü.. Sonra icten gelen bir isyanla: — Azizini dedi.. Sana bir şey söyliyeyim mi?. Ben onu bunu Bak atalarımız bile kalanı ya- — Oliabilir.. Fakat bunun rımla zerre kadar — münasebeti yoktur.. — Ben aksini iddiz ederim. nlirsın.. Kai adamı ahi bir münahkaşaya tutuşmuşlardı. Bi- Trisi karısının sevgi ve muhabbe- tinden son derece emin, - diğeri ise bu darbımcaclin mâna ve ve- cizesinin ber kadına' şâmil 'ola- cağı itikadında.. T Nihayet münakasa- bitti. Bir | übe yapmıya karar vermiş | derdi.. Çünkü Zekâi arkadaşının küvvetli kanaati karkısında pek Binirlenmişi).. kendisini sevdiğine şüphesi olmamakla beraber buna mecbur olmuştu.. Bu tecrübe sonunda hem kari- gının kendisini ne kadar sevdi- Bini anlıyacak, hem de arkada- ganı mahcub edecekti * © gün Zekâi evden çıktı.. 'Tecrübc başlıyordu.. Her zaman- ki gibi yazıhanesinde çalıştıktan sonra kirsseye görünmeden doğ- ru Çamlıcaya - Sadilere — gitti. Saklandı. Bir gece, iki gece.. Zekâinin eve dönmediğini gö- rep-karışiyle anncsi - büyük bir telâşa - düşmüşlerdi. - İlk akılla- | yor. rına'gelen şey- bir kazaya kur- ban gitmiş olması idi.. Annesi: nin ağlamaktan gözler görmüyordu. Karısı karakol karakol rek kocasının hayat ve mematı bakkında malümat elde etmeğe çalışıyordu. Dördüncü gün bütün ev halla artık ümidi — kesmişlerdi. rübe arlık sona ermiş sıra netice almıya geli bir şey Tec şimdi Ze di Şimdi nasıl olacak?., neme ve ka- itimad edersen olanı biteni 'a gördüklerini ve rini burada hbize anlatırlar. — Mükemmel.. Haydi güsin- Çünkü sabrım tükendi.; Da- fazla bekliyemiyeceğim dinin anesiyle karısı kazır- rini giderler anlarlar.. şittikle- landılar.. Doğruca Zekâinin evi- ne gittiler * İkisi de gördüklerini ve işit- tiklerini anlatıyorlardı — Büyük hanımın hali çok cınacak derecede.. Artık dökt gü yaşlar gözlerini kurutmuş.. Yakasın, göğsünü yırtmak - tan giyecek sağlam bir entarisi bile kalmamış:. Saçlarını, yola yola başında saç kalmamış,(Gö: leri sanki yerinden oynumış.. Ağ z kilitlenmiş.. Ne yiyor, ne içi- Merhametli komsular - bir kâse çorbayı, bir bardak limo- natayı zorla ağzına tıkam: lar kursağına bir lokma şey gir- miyecek.. Tesbih çeken sofular gibi "ev- Kahm, evlâdım, — evlâdım,, dan başka ağzımdan tek bir kelime çıkmıyor.. Ne teselli dinliyor ne de kimseyi tanıyor.. Öyle acıdık öyle fena olduk ki beş dakikadan fazla yanında' ka- lamadık ... Zekâi bunları dinlerken yüreği eziliyor, kederinden kıvrım kıv- rım kıyranıyordu.. — Bir taraf- tan da bu tecrübenin pek paha- hya mal olduğunuü anlamaktan doğan bir medametle Sadiye i- çin için küfürler savuruyordu. Karisının ne halde - olduğunü sormağa, bir türlü cesaret ede- miyordu. Hiç güphesiz - sevgili karısı da ayni-acmacak bir hal- de idi. Epeyce bir tereddütlen sonra sordu: — Ya karım! Karım nasildız No yapıyordu. O da tabil ağlı- İ yordu değil mi?.. Vah zavallı kayıcığım.. — Tabii ağlamaz olur mu?. Onun da iki gözü iki -çeşme idi — Zayallı karıcığım.;. Merha- metli karıcığım.. Bilmez miyim hiç beni ne kadar sever.. — Vallahi sizi sevdiğini ve bu sebebden ağladığını — söylersek yalan söylemiş oluruz.. Evet o da ağlıyordu amma sizin ölümü- nüzün bu şekilde olduğuna ağ- hyordu.. — Anlıyamadım — Ölümünüzün şeklini tesbit edemeyince hâkime baş vurmuş.. Hükim: “ölümü isbat et' sana ilâm vereyim.. Demiş..— “Uzun seneler kocaya varamıyacağı i- çin “kör olası herif burada ra- hat döğekte canın Cıksaydı''da benim de gençliğimi zehirlem seydin ne olurdu,, diye hüngür büngür ağlıyor.. Zekâi'artık alt tarafını dinli- yemedi:” Takati kesilmişti.. Bu 'acı' tecrübe neticesinde — balisi kaybetmişti. Büyük bir kederle Sadiye sordu: — Şimdi ne olacak?.. adi — bahsi — kazanmaktan duyduğu bir gururla: — Basit.. Dedi.. Şimdi doğru eve gidersin.. Anneciğinin elin öpersin.. Karıcığını da sevgi ile kucaklarsın.. Bunlar hayatta o lağan işlerdir.: Ölen ile ölünme: ya... — Demek karım beni sevmi yordu.. Dört günlük yokluğurz üzerine hemen kocaya varmaz; | Ü veni NEGRİÇAT_I Bizin eve|— “8İ-Nida - İçine bi düşünmüş.. YETRALACANRRAEİYTAR UTRAL ZL Katya Kcon Tolsto) Ali Kâmi Akyüz tarofından di limize çevrilmiş ve Hilmi kitab ından güzel bir şekilde tılığa — çıkarılmış- Milletlerarası şöhretlerin e- rine düşkün olan okuma sever karilerimize tavsiye ede- riz, un bu eteri ür. Saray ve ötesi Üstad Halid Ziya Usaklıgğilin bu sürükleyici hatırat serisinin | birinci cildi Hilmi Kitabevi ta- rafından neşredilmiştir sm- | Miyet ve hararetle tavs e deriz, Zamanımızın bir kahramanı Lermontofun - bu eseri İmel tarafımdan tercilme — edil- miş ve Hilmi Kitabevi tarafın- dan neşredilmiştir. Tavsiye ©& deriz, Ayni SOLDAN SAĞA: 1—Bir nehir, 2— İsim - Sirt. 3 — Yemiş safar - Kışın 4 — Dayanan. 5 — Afrikada bir nehir - Budala. 6 — Tehlikeli bir hayvan « Rusça «Eveto 7 — Bir rabıt edatı Yakor, 8 — Isıtır - Bulgar parası, 9 — Adak YUKARIDAN AŞAĞIYA : 1— Ot - Mevcud, — Hiddet 3- Köy kızlarının Genişlik, 4--Feryad ; Hayvan ölüsü, 5 —Örta, parmakları: - bahar kavışlı- nlmiş. T7 Kuvvetli işik verir 8 — Üçmak -için kulladılır. 9 — Sevgili - Büyük tencere. (Evvelki bilmecemizin halli 11123456789 1İRİEİCİEİPİEİYAYİ Fenalık. ÇORBALIK Komprimeleri ÇAPAMARKA En iyi çins taze sebze ve bububatla tavük — suyundan —mamul — olması itibarile çok yüksek kalori ve iştihaâver lezzeti camidir, Bir tecrübe iddiamızın doğruluğunu isbata kâfi gelecektir, Büyük Bakkaliye Mağazalarında Bulunur. Üniversite Rektörlüğünden : Ceza Hukuku, Medeni Hukuk, Devletler Umumi! — Hukuku, Devletler Hususi Hukuku, Umumi Felsefe ve Mantık, Türk Edebiyatı- Tarihi, Al- man Filolojisi, Umumi iİktısad ve İktısad Teorisi, Maliye ve Maliye Ka- nunları, İktisad ve İktısadi Doktrinler Tarihi, Anatomi, Hayati ve Tıbbi Kimya doçenlikleri açıktır, Namzedlerin 5 Nisan cumartesi. günü yabancı dil imtihanı ve 15 Nisanda esas imtihan yapılacaktır. Döçenllik imtihan ta- Mmat> hükmünce tezlerin 6 Nisanda verilmiş olmas lâzımdır. İsteklilerin sıhhat rapöru, 5 foloğraf, nüfus teakeresi ve ilmi hüviyetini gösteren fişleri ile (fişler tedris işleri kaleminden istenecektir), 27. Mart ” 1941 — taribine, kadar Rektörlüğe müzacaâtları. (786) —a T M e e 2|AİZİAİRNMİPİALİA 3İMLAİKİLİN(E(MİAL 8 I(NALEHI i Si 9F'E'NwE' muş olsaydın -başka - türl hareket ederdin?. Haydi kalk Sen sağ olduktâ karının seni se- veceğinde şüphen olmasın.. Pa kat sözlerimi dinlemez de bu tecrübeden sonra karına karşı muhabbetin'eksilirse işte o za- man betbaht olursun.. Seniyine karını eekisi gibi bütün varlığın- la sev, yalnız “ağlar: lar, kalanı yalan Bözünü de yabana atma.. Hüsameddin Nuri | Diyerek kocasını bütün bütü-| ne kızdırıyrdu, Bir aralık usta (Tofen). karısına: — Defol içeriye, şimdi senin de kafanı kırarım. Diyerek Kkâarısını oda kapısın- dan içeriye itti. Sopa ile üzeri- me hücuma davrandı, Ben ken- di kendime: — Ustamın elinden sopayı a- hp savuşmaktan başka çare yok diyordum. Tam'bu sırada başıma bu hal- lerin gelmesine sebeb olan mür- yö (Sak) 1n bizi ru-geldiğini gürmiyeyira mi? He- men ustamı Aman usta affedersin te ak) da geliyor hesiz aldığı erzakın parası recektir. Dedim. Ustam cevirdi; Mi kândan içeri gi payı elinden bıraktı, ise de bana hitaben: Beni batırmağa mı geldin? ânda bir dirhem-mal birak- böyle mi sende değil ben 'dükkâünda yokkeni i. kandır)p Yallarımı veresi- almı Dül mâamı 60, büyük şişesi 100 kuruş- tur, ! | metgâhında - bulunmadığı " Eksiltme 19/2/941 tarihinde de, arlık pek saygısızlık ediyor- lar! Fakat şimdiden sonra ge- nin de bana lüzumun yok. Ta- sını, tarağını topla bugün dük- kândan defol git. Dedi. Mösyö (Sak) ustamın pek öfke ile söylediği - sözleri dinledikten sonra: —— — Bana baksana usta (To- fen) hiddetin kime? - Dedi, — Kime olacak? — Hayır işi anlıyalım. — Anlıyacak bir şey yok! Bü- tün dükkân boşalmış, çekmece- | de beş para yok. Haylaz çap- kın beni kül etti! — İyi amma dükkânı kim boşaltmış? Sakın benim aldığım bir kaç parca şey için hiddet etme, parasını vermeğe gel - dim. Ustam p Tâkırdisim dü- yunca biraz yelkenleri su; dirdi. Tezgâhın önüne giderek gelmişti. Birinci bardakları bo- Taghud kirli paçavra ile öteyi be- riyi silmeğe başladı. Camekân- ları, yağ tenekelerini gözden ge- çirdi, ara sıra can sıkıntısını i- ma eder bir tavır ile başını sallı- yordu: Mösyö (Sak): — Hele bir bardak şarap ver> Bir de sen iç te öfken geçsin. Dedi. Ustam — Öyle değil mi ya mösyö Sak? Zaten dükkânda beş on parça eşya vardı, Onu da vere- siye verdikten sonra biz ne y yip ne içeceğiz? Çapkına veresi- ye vermemesi için sıkı sıkıya da Tenbih ettim, kat ben aldığım şeylerin sını vereceğim. Hele şarap- nızı içelim, Ondan sonra kâ- 1 kalemi-eline al. Aldıklarımı bön söyliyeyim sen yaz. Dedi. Üstam mösyö Sakın pa- ra vereceğine - kanaat - getirdi. Ustamın pek çabuk keyfi yerine pa 1 tarihi: 1889, Sermayesi ans adedi Zirai ve Ticari her Para biriktirenlere 288 plüna göre ikramiye dağıtılacaktır: 4 aded 1.000 Liralık 4.000 - Lira 4 » 600 » , 2000 » LA LA .BD 40 » 100 » 4000 » düşmiyenlere ikramiye 5 Şubat 941 Açılış ve e Z kepa < Londre — 1 Sterlin New - York 100 Dolar Cenevre — 100 tsviç. Frc. 20.687: Atina 100 Drahmi 0.9071 Sofya 100 Leve 1 Madrid- 100 Peçeta Belgrad 100 Dinar 211875 Eronu 31.006 Esham ve tahvilât Tahvilât üzerine muamele ol- mamıştır. “Yokohama 100 Yen Stokholm 100 İsveç İLÂN Hendok Asliye Hukuk mah- mz Adres: Hendeğin Kemaliye M. den Hamdi oğlu Mehmed'e. | Hendeğin Dereboğarı mahal- Tesinden Mehmed oğlu.Ali Gü- müşabatlı tarafından yine Hen- değin Kemaliye mahallesinden Mukayyid oğlu Hamdi mah- dumu Mehmed aleyhinc — a- çılan ipolek bedelinden alacağı olan 475 liranın. tahsiline dair olan dayanın, mumaileyhin ika- ve bulunduğu adresinin de — mer- Ziraat Bankasında kurâbarali ve ihbartız tasayrırf hesablarında eh İi az 50 lirarı bulunanlara senede 4 defa çıktılı takdi, Kur'alar senede 4 defa 1 Eylül, 1 Haziran tarihlerinde çekilecektir. ü: 100.000406 Türk lirsen. — Bube” li: 285 nevi banka muameleleri. 00 Yira İkramiye veriyer. çekilecek —kur'a ile açağıdaki. 100 aded 50 Liralık — 5.000 Lira: 120 ». 40 » 4.800 » 160 4 20 g 3,200 bir sene içinde 50 Kradan de ök 20 Sazlasiyle verilecekkiy, 1 Biriecikânun, 1 Mart ve 8.00 Program | 18.03 Müzik ; 1 803 “Haberler | 1840 — Mizik | 218 Mizik — | 1015 Konugmar A5 v kadım | 1930 Haberler/ 45 Müzik * : i Yi arbeman | A YRANİ ] 1233 Müzik Hİ 1250 Haberler | 20- li ğ ç Müzik ' 1305 Peşrev ve Z saz semsileri Konüşme 1320 Müzik üzük L Haberler * Müzik 18.00 Program Kapanış | | hul olduğundan gazete ile ilâ 'nen tebliğ olnnan davetiye ve — giyab kararı üzerine gelmediyi cihetle gıyabında yapılan muş hakeme sonunda; meblâğı miledf deabih 475 liranın 96 on ücreti vekâlet ve masrafla birlikte tal siline 13/12/940. tarihinde ka, rar verilmiş olup tarihi ilândan itibaren müddeti kanunisi zaza- finöa temyiz etmediği takdirde hükmün iktisabı kat'iyet — ede, ceği tebliğ makamına kaim ol mak üzere ilân olunur. Esaz 940/192 karar 181 İktisad Vekâletinden 1 — Vekâletimizce İzmir ve öde el dokuma tezgâhinin ambalâj işi 2 2 — €2250> aded el dokuma te <4500> lira ; olup: muvakkat temi yaplrılmakta olan «2250> itmeye konulmuştur. an tahmin edilen ambalâj bedeii >d gb atı «337,53 liradır. 3 — İbale 10/2/942 pazartesi gilnü sast 15 de Ankarada Vekâlet nasında toplanacak komisyonda yabılaca, saate kadar - teminatların yatırmalafı lözımdır, 4 — Bu hususa müteallik şartaame ve resim vekâlet dürlüğü ile İstanbul ve İzmi: mıntak: 472) İstanbul P. T. T. tdare ihtiyacı için 330 kilo kalay binası karşısında Valde hanı içinde (l depo muhasibliği odasında toplanacas yapılacaktır. Muhammen bedel 1287 lira muval Taliblerin şartnamelerini görmek ve re çalışma günlerinde Büyükpostahaı levazım kısmına eksiltme gün ve saz ber Ticaret Odası ve muvakkat temin Müracaatları. «687> Şaltır boşaltmaz kendiliğinden i- kincileri doldurdu. Çekmeceden boş, fakat kirli bir kâğıd par- çası çıkardıktan sonra sapı kı- ktır. Tabblerin mezkür gür — we levazım — mü- a iktisad müdürlüklerinden — parasıa Müdürlüğünden : — alımı açık eksiltmeye arşamba konulmüştür. günü saat'15 de Büyük — po: kinci katta 23 No. da idaremi müdürlük' alım satım komisyonunda kkat teminat 96 lira 53 kuruştur. muvakkat teminatlarını yatırmak üze- ne binası birinci katta idari kalem: atinde de 940 mali senesi için mute- t makbuzü ile birlikte komisyona Şaraplarımızı unuttuk buyuru <. nuz bakalım. İkinci kadehler de bosaklı. Üçüncü de ustamdan! caba. — Başka? : — Beş kilo papates, 1 — Bir buçuk mark. ! — Ne münasebet? Bir mariç yirmi fenik. — Haydi © da öyle olsun. — Beş kilo ekmek, Tık, rengi kaybolmuş bir kalemi |— — Ji yayuk mark. 4 eline aldı. Azaldıkça su katila| — - — gizin hatırınız için bir mark katıla âdeta beyaz bir hale ge- | » vv oi vazıyorı Mmiş mürekkebe kalemi batırdı, | “lik fenik yazıyorum. Kâğıda kalem ile hücum edecek-| — Tesekkür ederim. miş gibi bir vaziyet aldıktan| — — Üç buçuk kilo pirinç. sonra: — İki buçuk mark. — Buyurunuz mösyö (Sak). — İki buçuk kilo un. Dedi. — İki mark on fenik, — Bir buçuk kilo fasulye. — Camekânin içerisindeki kı- ğ — Pekâlâ! Bir buçulk kilo fa-| Yintı peynir, pastırmalara da pa- : sulye bir mark, z| Ya verilecek mi? — O! peşin para vereceğim,| , — Aman mösyö (Sak)! On- * © kadar olur mu ya? lar en âlâ peynir, pastırmadır. — Affedersiniz malüm ya fa-| Pazarda bu defa da aradım, bir sulye pahalılandı. türlü bulamadım. Neyse onlar — Yok! Sekgen fenik yaz, | için de bir buçuk mark yaza - — Haydi doksan olâün. rıma, Aldığınız bakkaliye bundan - Beş para fazla kabul et-| ibaret değil mi? mem, — Bvet! Yekünu? p — Peki canım dediğiniz olsun. | (Arkası var) A