Bombay kadınları- nın her sınıfı ilehem ferd hemde kalaba- lık Halinde temas ettim Bu da bir çadır altın- da idi ve saz şairlerinin ipek a5- kılar altında şür yarışı yaptık- ları günlerin bir hayali gibiy- di. Gerçi Şairler burada saz çalmiyor, ve şirlerini irticalen söylemiyorlar, hattâ eserlerini yazılmış getiriyorlardı, fakat ne de olsa bir şiir müsabakasıydı. Çadırın içi o kadar kalabalık- tı ki bir çoğu ayakta duruyor- du, Kapının yanında kırmızı at- las, üstü klaptan işlemeli bir se- dir önünde bir nargile vardı. Ve © sene henüz Hyderabad'da Baş- vekil olan ihtiyar bir Hindu me- rasime buradan riyaset ediyor- du. Kendisi ordu lisanında çok kuvetli bir şairmiş. Sedirin üs- tüne bağdaş kurdu, nargilesini içti ve şairleri dinledi. Müsabakaya dahil olan şair- ler sedirin etrafındaydılar. Ev- yelâ divan şairlerinin tarzında- ki şiirler okundu. Bunları şarkı Böyler gibi okuyorlardı ve her hangi mısrar halk beğenip al- kışlarsa şair kalkıp bir temen- 'na çakıyor; tekrar oturup oku- yordu. Bazan şairin kendi alkı- — Şa değer bir mısra okuduğuna kani olursa etrafına, “hani yine alkışlamıyorsunuz?,, der gibi bakmıyordu. Ve her zaman halk alkışlıyor ve şair sık sık et- rafa temenna ediyordu. Bu eski usul şiirlerin farisi klişeleri ba- | aa yabancı gelmedi, saki, bülbül, | mesim, gül, sünbül ve saire ve gaire.. Fakat şürlerin okunuş tarzı bana çok yabancı geldi. — Yeni tarz şairler başladığı za- — man kullanılan kelimelerden pek ——azını aplıyordum. Her halde tek — farisi klâsiklerinden tek klişe yoktu. Fakat bilmem neden 0- — kumuş tarzı bana daha âşina geldi. Artık şarkı söyler gibi okumıyorlardı. Alkış daha şid- detli ve daha sık oldu. Çadır- 'dan gece yarısında çıktık. Mü- gaare sabaha kadar sürecekti, fakat ben ertesi sabah karanlık- fa yola çıkacaktım. Dönerken köprünün üstünde durduk, şehre baktık. Uzaktan — göl elektrikler içinde pırıl pırıl — yanıyor, asfalt sokaklardan 0- tomobil sesleri geliyor ve bir — yerde bir çadır altında müşaare devam ediyor! Y Bombay Wardha'dan Bomba'ya gelir- ken uzun süren şimendifer - se- yahatinde her gördüğüm şeyin mânasını buralardan ilk geçti- ğim günden fazla bir dikkatle anlamağa calıştım. İstasyonlarda İngiliz azdır. $ E $ & Fakat İngiliz - yerli münasebeti çok değişmiştir. İngiliz artık hâ- kim çkalliyetin bir ferdi olduğu- vu göstermiyor. İstasyonlarda zengin, — fakir ve dilenciler vardır. Zenginler — küçük bir ekalliyet, umumiyetle hizmetçileriyle seyahat ederler. Orta ve fıkara sınıfı ayırd et- Yeni Sabah ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi 1400 Krg. 2700 Krg, 7860 » 1450 » SAYLIK — 400 » 800 » YTAYLIK — 160 » 300 » 6 Şubat 1941 PERŞEMBE 9 Muharrem 1360 24 Ikincikânun 1356 Gün 36 Ay 2 Yil: 941 » Kasım 81 Güneş — Öğle — İkindi 130 — 759 — 942 — Ezani 8.08 — 13.28 .12 — Vasati j Akşam — Vatsı — İmsak 2.00 133 — 11586 — Ezani 18.80 - 20.02 — 6.27 — Vasati DİKKAT | Sabahe Ve evrak negre olunmaz ve bunların kaybolmaların. SENELİK 6 AYLIK öi 'dan dolayı hiç bir mesullvet kabuj| SYi Yektiği zaman mezdim, llmez, gönderllen yazılar UBAT 1941 YAZAN : HALİDE EDİB mek müşküldür. Her halde yüz- de doksan dokuzu fıkaradır. Er- | kekler rengârenk sarık - sarar, | bere giyer, kadınlariyle beraber | seyahat ederler, istasyona çok erken gelir, bazan saatlerce otu-| rurlar. Fıkara kütlenin bilhassa kadınları Hindistanda “Yenileş- me,, nin çok vasi bir sahaya ya- yıldığını gösterir. Sari giyenler ekseriyettedir. Beyaz bir kefe- ne benziyen, yalnız gözlerinde birer delik olan baştan geçip a- yaklara kadar uzun örtüler a- zalmıştır. Bunlar sari kalaba- lığı arasında insana ölmüş - bir mazinin hortlakları gibi gekir. Sıcak dalgası başlamış — ve Bombay'a yaklaştıkça kendini olanca kuvvetiyle hissettiriyor - du, Toz, toz.. toz... İnsanın bur- nu ağzı, ciğerleri toz içinde, sı- | cak, nefes aldırmıyacak bir de- | recede. Gerçi elektrik yelpazele- ri mütemadiyen dönüyor, fakat verdikleri hava insanın burnunu yakıyor. Bu elektrik yelpazele- ri bana bir şey hatırlattı. Eski yelpazeci Hindu acaba nerede? Garbin makineleştirme tesiri al- tında bu adamın zengin sınıfla- ra yelpaze sallamaktan, kurtul- duğuna insan memnun olmak is- tiyor, fakat bu adamın issizler ve açlar kafilesine iltihak etme- miş olduğuna kani olmak şar- fiyle. | Bombay'da — hâkim — Faiz Tyebgi'in misafiri oldum. Garb | medeniyeti bir kaç nesil evvel evlerine girmiş, mukallidlik dev- releri geçmiş, bu yeni medeni- yette kökleşmiş insarların yaşa- dığı bir ev! Her halde bu sınıf Türk ailesi 0 kadar çoktur ki insan kendini burada hiç te ya-| bancı hissetmiyor. Bombay kadınlarının her sı- nifi ile hem ahenk hem de kala- balık halinde temas ettim. Aris- tokratlar ve zenginlerin kulü - bündeki konferansa valinin ka- rısi riyaset etti. Genç ve güzel bir Lâdy'ydi. Ve kulübün bah- çesinde verdikleri çay ziyafeti Londra ve Newyok'ta verilen bu | nevi ziyafetlerden yalnız yerli kostümlerin ihtişamından dola- yı başkaydı. Unity yâni vahdet kulübünde konuştuklarım — her cinsten ve sınıftan kadınlardı. Hayatını içtimai ve milli mak- sadlara vakfetmişler arasında milyoner de var orta sınıf ta. Her halde iş kadınları burada ek seriyette idi. Nutukları atlıyo- rum. İki kabartma resim gibi hafızamda kalan iki tabloyu hiç unutamıyorum. Konferans masasının sağında uzun, yassı vücudlu, çok bafif, siyah tül sarili bir kadın oturu- yordu. Konferans devam ettiği müddetçe elindeki sitar'ı yâni Hindistana mahsus bir telli sa- a parmaklariyle okgadı durdu. Ellerini bu teller üstünde ses çı- karmadan dolaşırken seyrettim, bana muhayyel bir ağ ören ö- rümcekleri hatırlattı. Yanakları gökük, çenesi sivri, gözleri ateş- li bir Hindu kadınıydı. Konferans biter bitmez, Hin- duların marşını çalıp söylemeğe başladı. Derin ve azıcık boğuk bir kontralto sesi vandı. Bande materam derken d harfini öy- le uzun bir çekişi vardı ki ne- karatı söylerken halk huşu için- de dinledi. Ve kalabalığın bu münidar sessizliğin derin huşuu, | içimi alt üst ett. Bu marşın| güftesi mâna itibariyle hariku- lâde sayılmaz, fakat bir milleti alt üst eden bir marş güftesinin | mutlak harikulâde olması lâzım değildir. Uyandırdıkları heyecan dinliyenlerin içlerindeki idealin sesi olmasından ileri gelir. Ve Banda materam'ın Hindistanda- ki sözle ifade edilmiyen hayati mânasını bu kadın Bande geli- mesinin d sini dişlerinin arasın- da kalbini cekip koparıyormuş (Arkası var) No. 68 — |K a bahat kimdeimiş? OKUYUCU 4 DİYOR Kİ: Posta, Telgraf ve Telefon umum müdürlüğünden aşağı- daki tavzihnameyi aldık: Gazetenizin 27/12/940 ta- rihli nüshasında münteşir “Trabzon — postahanesinden bir rica,, başlıklı yazı üzerine yapılan tahkikat neticesinde: 'Trabzon (Yeni Sabah) ga- zetesi bayiinin fazla meşguli- yeti ve ihtiyarlığı hasebiyle daima gazetelerini lâalettayin kimselerle postahaneden alb- dırdığı, Kaybolduğu iddia edilen iki gazete tomarının esasen kay- da tâbi olmadığından menfa- at kasdiyle bayiin postahane- ye gönderdiği kimseler tara- fından alınarak kendisine ve- rilmediğine ihtimal verildiği ve ahiren gazetelerin itimat- nameyi hâmil olanlara teselli- mi cihetinin temin edildiği an- laşılmıştır. Malümaten bildi ririm. Umumi müdür Yeni Sabah — Posta, tel- graf ve Telefon umum mü - dürlüğünün bu meselede gös- terdiği hassasiyeti takdirle kaydederiz. Mürakabe komisyo nunun bir raporunu mahkeme reddetti Komisyon kaşer peynir- lerine hem 9O kuruş narh koymuş, hem de 110 kuruşa satılabilir diye rapor vermiş Bundan bir müddet evvel İs- tanbul belediyesi Beyoğlundaki orman müessesesinin 90 kuruş luk kaşar peynirlerini 110 ku- ruşa sattığını tesbit ederek mü- essese hakkında ceza zabtı tut- muşlar ve mahkemeye tevdi et- mişlerdi. Mahkemenin — devamı esnasında müessesenin avukatı fiyat mürakabe komisyonuna müracaat ederek, 115 — kuruşa satılabilecek kaşar peynirinin de mevcud olduğuna dair bir ra- por almıştır. Fakat mahkeme bu raporu doğru ve mantıki bul- mıyarak reddetmiştir. — Bunun üzerine orman müessesesi 25 lira para cezasına mahküm ol- Mmuştur. MAARİFDE | Yabancı dil okulu tale- besi maaş alamıyormuş Üniversite yabancı dil okulu talebeleri dün rektö ü racaat ederek — tahsisatlarının gimdiye kadar- verilmemesinin sebeblerini sormuşlardır. Tale- be her ay tekerrür eden ve kendi lerini müşkül mevkide bırakan bu vaziyet devam ettiği takdirde tahsile devam imkânını bulamı- yacaklarını ilâve etmişlerdir. 20x Yardımcıi öğretmen- ler neden maaş alamıyorlar İstanbul okullarında vazife gören yardımcı öğretmenlerin maaşları henüz verilememiştir. Bir çok öğretmenlerin şikâyeti- ne sebeb olan bu hâdiseyi tah- kik ettik. Vaziyet şudur: Yar- dımcı öğretmen — maaşları için her ay vekâletten vilüâyet maa- rif müdürlüğüne bir havale gel- mektedir. Bu sene havale gelmiş ve kifayet etmemiştir. Bu iti- barla yeni bir havale gönderil- mesi için maarif müdürlüğü ve- kâlete mürcaat etmiştir. Çocuklar için yeni bir kreş Belediye — Süleymaniyedeki medreselerden birini süt çocuk- ları için bir kreş haline ifrağ et- meğe karar vermiştir. Bu hu- m 7 oe nın dor İktıisat Fakültesi okulu talebe Üniversite Rektörü Cemil Bil-| sel dün Üniversite fakültelerinin | son sınıf talebesine yerdiği Gay ziyafetlerinden — dördüncüsünü İktısad fâkültesi ve diş tababeti okalu göğ'amıf ; talebesine, ver-| miştir. K Çayı müteakib talebeye kısa bir hitabede bulunan Üniversite Rektörü talebeyi fakültelerine rını söyle - İktisad fakültesi son sınıfından muhte- lif talebelerin tebarüz ettirdik - leri talebler bilhassa şunlardır: 1 — Üniversite profesörlerin- den çoğu Türkçe bilmiyor. Do- çentlerin yaptığı tercemelerden istifade etmek çok güçti İngiliz yakınşark ticaret birliği reisi İngilizlerin yakın şark ve, Balkanlar ticaret birliği reisi| Lord Glinconner bir kaç güne kadar şehrimize gelerek bura-| dan Londraya gidecektir. Lorda vekâlet edecek olan Lord Ber- mingann şehrimize gelerek An-| karaya gitmiştir. Ankarada mü | zakerelere yeniden başlanacak- tur. Diğer tarafdan haber aldı- Hamıza göre İngilizlerin memle- ketimizden alacakları 40 bin balye tiftik nisan sonuna —ka- dar pesin para ile teslim edile-! cektir. ——— lsviçreye 120 bin liralık arpa satıldı Dün mMuhtelif memleketlere 250 bin liralık ihracat yapilmiş ve bu meyanda İsviçreye 120 bin liralık arpa satılmıştır. Bul- garistanın Burgaz tarikile gön- derilecek bu malların sevkine bugünlerde başlanacaktır. Diğer tarafdan dün Basta yolile Ifakdan - neft, sellüloid. demir boru, damir fıçı vesaire gelmiştir. Çuval ve kanaviçe birli ğginin senelik taplantısı Çuval ve kanaviçe ithalât| birliği umumi heyet toplantısı | dün Ömer Abid Hanındaki bir-| lik merkezinde icra edilmiştir. Toplantıda bir şenelik hesab ve mesai raporları okunmuş — ve yeni idare heyeti intihabatı ya-| pumiştir. Beyazıd postahanesi ihtiyaca kâti değilmiş Üniversite gençleri, Üniversi- te muhitinde bulunan Beyazıd postahanesinin - -Üniversitenin ve muhitin ihtiyacına kifayet etmediğini ve bumun tevsii için alâkadar makamlara müracaat olunmasını Üniversite vektör- Tüğünden rica etmişlerdir. Rektör bu ricaları muvafık bularak posta ve telgraf idaresine mü -| racaat etmiştir. Maarif şüazası yeniden toplanacak İki sene evvel toplanmış olan Maarif Şürası Maarif sahasm-| da ıslahat yapmak diyle | bir çok tedbirler almıştı. Bu | tedbirlerden bir kısmı şimdiye kadar tatbik olunmuş, diğer bir kısmı henüz tatbik olunamamış- tır. Bu itibarla Maarif Vekâleti, | Şürayı bir defa da evvelki top- lantıda verilen kararların tatbi- | katını tedkik etmek üzere yeni | bir toplantıya davet etmeği dü- günmektedir. Militf piyango çekilişi Eminönü Halkevind: | Milli Piyangonun 5 inci ter-| tib 1 inci çekilişi T7/2/1941 cu- ma günü saat (17.30) da Evi- miz salonunda yapılacaktır. Bu keşidede bulunmak isti - ti susta tahkikat yapılmaktadır. yenlerin giriş kartını büromuz- | dan almaları rica olunur. | niversite çayları- düncüsü b ği gDA e 00 ve diş tababeti sinin dertleri 2 — Türkçeyi öğrenip te ko-| muşabilen ecnebi profesörlerin | şiveleri çok bozuktur. Bunları anlamak - güçtür. 3 — Profesörler dersde mü- temadiyen ecnebi memleketler- den misaller veriyorlar. Bu mah- zurludur. Çünkü biz yabancı memleketlerde değil, kendi yur« dumuzda çalışacağız. 4 — Memleketin iktısadi ha- yat ve vaziyetini esaslı şekilde ftedkik için hususi bir büro ku-| rulması lâzımdır. Diş Tababeti Okulu talebesi ne istiyor? Diş Tababeti Okulu talebesi de okulun bir fakülte haline if- rağını rektörden istemişlerdir. Türk hava kurumuna yapılan teberrüler Türk Hava Kurumu İstanbul şubesinden: Hamiyetli vatandaşlarımızın Hava Kurumuna - teberrüleri günden güne artmaktadır. Ma-| nifatura, kazmir, iplik, tülbent tüccarları yüz elli bin lirayı te-, cavüz eden taahhüd ve teber- rülerini tamamen Hava Kuru - mu şubesine teslim etmişlerdir. Şimdi de İstanbul vilâyet| merkezinde teşekkül eden yar- dim komitesi azaları faaliyet rine devamla eczahane, ecza de- poları ve alâtı cerrahiye mües-| seselerinin sehipleri, kereste ve yapağı tüccarları birlikleri ile temas ederek Hava Kurumuna yyadımın deecesini tesbite bas- Jamışlardır. Bunların da diğer tüccarlar gibi bu hamiyet mü- sabakasına ayni derecede işti- rak edeceklerinden emin bulu- nuyoruz. Para vercenler: | Moris ve İbrahim Şayo 500, Haci Yasef Karakaşoğlu mah-! dumları 440, M. Rifat Ceritoğ- 'Tecimer 150, Çuhacı oğlu İsak Kohen oğulları 1500, Salti Franko 2150, Ahmed Hamdi Toptaş 1500, İsak Dano 1000,İ Edvard: Hanni ve Güstav Han- ni 1000, Ardaş Çiçek 100, Bo- veles ve Banh 750, İstelyanos Yeremiya mahdumları 500, El- yazar Russo 400, Serkis Girit- liyan 400, Gigimes N. Kambur- oğlu 300. Müşteriyi soyan garsonlar (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bu haddise üzerine Örfi idare Komutanlığınca, İstanbulda bu- lunan bu çesit yerlerde Örfi ida- renin teessüsünden ev ra vukua gelen ve emniy yisi ve inzibatı muhil mahiyette görülen bu ve buna mümasil ha- diseler hakkında yapılan tetkik- de Hatay ickili lokantasında vu: kua gelenlerin diğer mahallerde- kilerden ziyade nazarı dikkati calib bulunduğu ve vakaiyin he- men hepsinin lokanta müstecir i ve — müst leri tarafından ! müşteriye karsı ika edildiği ne- Gümrüklerdeki Fransız ticesine varılarak lokantanın ka- patıldığı ve faillerin de Örfi ida re mahkemesine tevdi olunduk-| ları ve bundan - böyle bu gibi di- ğer yerlerde de bu kabil hadise- lerin zuhurunda müşteriler ta- rafından ika edilmiş olsa müsebbibleri hakkında aynı su- vetle Örfi idare kanunu ahkâmı- na tevfikan muamele yapılmas nn kararlaştırıldığı anlaşılmış tır. dalı Binâenaleyh müessise sahib- lerile halkın bu husuta çok dil katli müteyakkız hassas ve te birli bulunarak emniyet, asayiş ve inzibatı mahalliyi ihlâl edici bu gibi hallerden tevakki ey- lemeleri icab etmektedir. Türk ingiliz mali anlaşması Dün İstanbul gümrükle- rine tebliğ edildi ü nn iz İngilizlerle geçen ay i Ankarada imzalanan mali laşma dün şı darlara tebliğ ec barla İstanbul müameleler yeni anlaşma kümlerine göre cereyan etmek- tedir. Yeni anlaşma karşılıklı tica- ret ve tediye işlerinde mühim kolaylıkları ihtiva etmekte - ol- duğundan İngiltere ve sterling | memleketlere| mayin civa olduğu bir çok tec- Mühim miktarda mal sipariş ve| bazı grupuna - dahil rilmiştir. Şehrimizdeki bankalar — akreditif — işlerindi mühim kolaylıklar yapmakta- | dırlar, Havagazinden zehirlenme ha_diîekri Belediye şirketleri her ay rapor vermek mecburiyetinde tutacak Havagazi ile zehirlenme hâ- diseleri üzerine İstanbul beledi- yesinin bu işi ehemmiyetle tah- kike başladığını yazmıştık. Be- lediye diğer taraftan havagazi şirketlerinin gaz şebekesinin dai ma mükemmel bir şekilde bu- temin etmek maksadiyle yeni tedbirler almak İlk ola- rak alınan tedbir havagazi şir- | ketlerini şebekenin vaziyeti hak- kında belediyeye her ay resmi bir rapor vermeğe mecbur. et- lundurulmasını lüzumunu hissetmiştir. mektedir. Bu suretle belediye ” şebeke- yi daima bir kontrol altında bu- lunduracak ve herhangi bir hâ- dise zuhurunda, hâdiseden gaz girketleri mes'ul tutulacaktır . ihtikârla mücadele lu ve Rıza Eralp 200, Hasan Ticaret Vekili vatandaş- lara düşen vazifeleri işaret etti SAT İhtilkâr vatandaşlara düşen an- rimizdeki alâka- lmiştir. Bu iti- İlim Köşesi Yazan: Prof, Sallh Murad Uzdilek Keşifler, ihtiralar Civa buharile türbin n Civa ile suyun hassaları arar sında mühim farklar var. Civa sudan on üç buçuk defa ağır- dır. Civa kazanların yapılmak- ta olduğu çeliği ıslatmaz; maz- raflıdır; buharı zehirlidir; kolay okzide olur. Civadan gayri mayiler üze « rinde araştırmalar yapılmış ise de civadan iyisi bulunamamış- tır. Kömürden elde edilen ener- jiye yardım edebilecek biricik rübeler neticesi olarak anlaşıl. miştir. Bu netice ile bunun tâtbik sa- hasına çıkarılması arasında u- zun zamnlar geçmiş ve emekler sarfedilmiştir. Bir çok tecrübe- lerden sonra Amerikadaki Ge- neral Elektrik fabrikası 1915 i- le 1917 seneleri arasında çalı- gan bir türbin yapılmıştır. Civa için iyi bir kazan yap: mak kolay olamamıştir. Civa- nin kaynama - şartları suyün kaynama şartlarından farklı « dır. Bunun füline aid nazariye- ler cam tübler içinde sıkıştırıl. miş hava tazyiki altında civayı devrettirerek ve muhtelif şekil lerdeki cam tüblerde kaynata» rak tetkikten geçirilmiştir. İtimada şayan bir civa kaza- ni yapıldıktan sonra- 1923 sene- sinde, Hartford elelitrik küm - panyasında civa Ve su buharla- rını terkib eden türbinler yapıl- mıştır. Bu makine civa bultariy- le çalışan ilk türbindir. Türbin üzerinde yapılan mütemadi tec- beler bu türbinlerin istikbali- nin parlak olduğunu gösteri - yor. Bu tecrübelerden sonra yine Hartford elektrik kumpanya-- sında ikinci ve daha iyi bir tür- bin yapılmıştır. Bu - türbinler randımanları su buhariyle çalı- san türbinlerin randımamından daha yüksektir. 1914 de hayal gibi telâkki edilen civa buharlı türbinlerin yakında taatımfür edeceğine — imanabilizir. Açık göz bir muhtekir e B S " Tet la mücadele işlerinde, Deli olduğunu ileri sü- vazifeler hakkında Ticaret Vekâleti şeh- rimizdeki alâkadarlara dün ye- rerek mahkemede beraet kazanmak istaed DB nn Sinlmii Pi Fişat mümünbe. bürem me felerin tatbik. edilmesi için| Türlarının' piyanada' yaptıkları halkımızın teşvik ve ter | kontroller neticesinde — yeniden dilmesi bildirilmektedi! bazı ihtikâr suçluları müddiu- zifelerden en mühil radan yukarı olan mübayaatta | satıcıdan muhakkak surette fa-| tura istenmesinin prensip ole- | ilmek- en| 1 bu maddenin tes-| rak kabul edilmesi ihtikârla mücadelede ne işaret edilmektedi: Diğer taraftan halk ve taı ler terafından yapılacak c zayi Maması ve müşkülüta uğram: maları kümlerde zı tadilâl icra edi miştir. Bu tadilâta göre cürmü meşhud esnasında muhtekir verilen paralar mahkemenin ne ticesine kadar emaneten aliko- derhal — sahibine nulmayal iade edilecektir. malları çıkarılıyor Gümrüklerde bulunan sız oşyalarının çıkı caret vekâletince mü miştir. Bu itibarla malların pey| derpey © tir. Yardım cemiyetinin toplantısı Öğretmeniere yardım cemiy: kilmesine başlanmış. ti dün Maarif Müdürlüğünde bir toplantı yapmıştır. Toplantıda kongre hazırlıkları gö çmü | larında ihbarı ya-| ol-! mevcud kanuni hü-| Fran- | mumiliğe teslim edilmişlerdir. Bu muhtekirlerin muhakeme- sine dün başlanmış ve pil ihtikâ- rından suçlu - olan-bir muhtekir garib bir müdafaada bulunmuş- tur. | 175 kuruşa satılması icah e- | den pillere 32 kuruş fiyat taleb eden Yenipostahane caddesi G0 numarada Kevork Tabakoğlu. kemede elinde bulunan pil- Eskinazi isminde - birinden ın aldığını ve bunun kendisi- ne bahalıya malolduğunu iddia etmiş ise de bu iddiasını tevsik edememiş ve bu müşkül vaziyet- ten kurtulmak için cebinden iki deli raporu çıkararak mahkeme- ye şunları söylemiştir: “— Beni hiç bir suretle teczi- ye etmeğe hakkınız yoktur. Çün- | kü ben deliyim. Pillere fazla vat taleb'edişim de bir cinneti muvakkate buhranı esnasında -| kazaen - olmuştur.., Muhakeme bunun — üzerine Mazhar Osmandan alınan bu raporları tedkik etmiş ve suçlu- nun müşahede altına alınmasına karar vermiştir. Diğer taraftan Mahmudpa- şada 153 numarada manifatura- kongrede — okunacak raporlar| ci Zare Parlak, kadife ihtikârm- tesbit olunmuştur. Diğer mmr—'W dan, Sultanhamam 2- 2 numara- tan muhtaç olan cemiyet âza-| da manifaturacı Timur oğlu larına f para verebilmek| Hayım Avaranyan patiska va için bir yardım sandığı tesisi de kararlaştırılmışlır, hasse ihtikârından müddeiumu: miliğe teslim edilmişlerdir.