Calcutta'da Abdurrah- man Sedkının misatiri oldum.. Kendisi Hind Hilâliahmeriyle Doktor Ensarinin heyetiyte İs- tanbula gelmişti.. Ve Arya - Samaj'ın nasyona- | lzmi çok dardı. Hiristiyanlar kadar müslümanları - bilhassa müslümanlığı — milli vahdete mâni telâkki ediyor ve bu iki dinin de saliklerini Hindistandan söküp atmak istiyordu. Hris- tiyanlık — aleyhine mücadelesi müslümanlık aleyhine müca - delesi kadar şiddetli olmadı. Her halde Hıristiyan zümrelere bü- yük bir zararı dokunmadı. Çün- kü memlekete hâkim ekalliyet hıristiyandı. Müslümanlığı da söküp atmak mümkün değildi. Çünkü yetmiş küsur milyon Hindlinin kabul etmiş olduğu bir dindi, ve bu yetmiş küsur milyonun . ekseriyeti - hariçten gelen müslüman müstevlileri- nin cinsinden değil, islâmiyeti kabul etmiş yerlilerdendi. Bun- dan başka da islâmiyet Hindis- ftana kendi başına bir hars, bir görüş getirmiş ve cemaat olarak Hindulardan - sayı azlığına rağ- men - daha çok kudretli idi. Ve başlıca kudretleri de şu idi: Hin- du cemaatini birbirinden ayıran sayısız Casteler vardı, islâm ce- maati yekpâre bir cemaatti. Bundan başka da bilhassa hu- dudlarda — müslümanlar, Hin- distanın en dövüşken, ces- sur bir unsuruydu. Bütün bu realiteye rağmen Arya - Sama- jin en çok hücum ettiği, müca- delelerinde en çok ölüp öldür- düğü müslümanlardır. Gerek her ne bahasına olur- sa olsun, Arya - Samajın müz- lümanlığı söküp atmak. için mü- gadelesi, gerek öteki unsurlarla mücadelesi onun milli mefküre- sini dar bir cemaatçilik hu- dudları içinde hapsetmiştir. Bunların. bilhassa “İnekleri koruma cemiyeti,, diye vücuda getirdikleri teşekkül, memleke- ftin ziraati bakımından faydalı oamuşsa da, bu koruma keyfi- yeti sığır eti yiyenleri imha şek- linde de tecelli etmesiyle milli bakımdan Hindistanı kanlı mü- cadelelere sevketmiş ve alt üst etmiştir. Dayananda öldükten sonra Arya - Samaj muhtelif hızıbla, ra ayrılmıştı. Hindistanın için- deki bu “ayrılık,, kumandasına' ayak uyduranlar gidebilecekleri hududu — geçer geçmez sıra “Birleşin,, kumandasına gelmiş- ti. Hakikat halde Büyük Harb- den sonra “birleşmek,, temayü- lü çok kuvvetlenmeğe - başladı. * Ve bu birleşmenin saiki Arya - Samaj'ın ortaya attığı milliyet mefhumundan bambaşka, - fa- kat hakizat halde çok kuvvetli olan bir milliyet hissinin inkişa- fiyle meydana çıktı. - Hindliler tam bir istiklâle kavuşmuş, mo- zayike benziyen Hindli unsur- lardan bir terkip yapabilmek için mütekabil anlaşma ve iş bir- üğinin lüzumunu — hissetmişler- di. Bunu yapabilmek için bir- leşebilecekleri esas noktaları tesbit etmek, bunların haricinde birbirlerinin başkalıklarınâ hür- met lâzımdı. ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi 1400 Krg. 2700 Krg. 760 » 1450 » 3 AYLIK — 400 800 » 1AYLIK — 150 » 800 » 29 İkincikânım 1947 Çarşamba 1 Muharrem 1350 16 İkincikânun 1356 Gün 29 Ay 1 Yıl: 941 . Kasım 88 Böle SENELİK 6 AYLIK Güneş 158 — T0s git 1327 Akşanf — Yatsı * 12.00 134 18.22. 1955 DİKKAT İkindi 9A4 1605 lmsak 12.10 631 Ezani Vasati Ezani Vasati «Yenk Sabah» « gönderilen yazılar Ve evrak neşredilsin edilmesin olunmaz ve bunların kaybolmalarıı 'dan dolayı hiç bir. mesulivat kabul edilmı YAZAN : HALİDE EDİB No. 60—' Bu esasları Harbden ortaya atan, ve Hindistandan yekpâre bir vatan kurmak - için çalışan — Hindular tarafından Mahatma Gandhi, müslüman - lar tarafından Dr. Ansaridir.| Fakat bu birleşme ve milletleş- me cereyanının çekirdeği — hiç| Şübhesiz Calcutta'da başlayan | on dokuzuncu asır içtimat, dini ve siyasi teşekkülleriydi. sonra Calcutta'da — Abdurrahman Sıdkının misafiri oldum.. Ken- disi Hind Hilâliahmeriyle Dok- tor Ansarinin heyetiyle İstan-| bula gelmişti. O da bir Hinâ| Nasyonalistidir, — “Müslüman,, mecmuasını çıkarır ve Büyük harbden sonra Hindistanın — is- tiklâl davasında hapse girmiş bir adamdır. Hepsi bilhassa zikrediyorum. Çünkü bu Hin-| distanda bir nevi istiklâi madal- | yası almağa — muadildir. Fakat | 1935 de siyasetten tamamen çe- kilmiş çuval ticareti yapıyor - du., Yeğeni ve yeğeninin karısile oturuyondu. Çünkü hem bekâr hem de sıhhati-bozuk bir adam- dır. Her müslüman gibi onun da evi açıktı, Hindu ve Müslüman, gazeteci, muharrir ve üniversi- te mensubu bir çok dostu vardı. Eve döndüğüm zaman veranda- sını akşamları dolu bulurdum. (Arkası var) | MAARİFDE | Silivride dört okul açılacak Vali muavini Ahmed - Kınık,| maarif müdi Tevfik Kutla | birlikte dün Silivriye gitmiştir. | Silivri mıntakasında inşa oluna-| cak yeni köy okulları için mü- nasib görülen arsalar tedkik ö-| Tunacaktır. Diğer taraftan öj tendiğimize göre Silivride bı.rv orta mekteb tesisi de düşimül- | mektedir. İlk tedrisat kadrosu Şehrimizdeki ilk tedrisat kad- rosunun ihtiyaca küfi gelmedi- #ini gören Maarif Vekâleti, şeh- rimize yeniden beş Müfettiş göndermiştir. Bu itibarla şehri- mizdeki ilk tedrisat müfettişleri kadrosu 30 a baliğ olmuştur. Maarif Vekâleti şehrimizdeki | yüksek okulların her sene, se-| nei devriyelerini tesid etmelerini doğru bulmamaktadır. Vekâle- 'tin son bir kararına göre senci devriyeler bundan sonra 5 veya | 10 senede Bir yapılacaktır. | BELEDİYEDE | 5 milyon liralık istikraz Belediyenin, Belediyeler Ban- kasından yaptığı 5 milyon lira- hk istikrazın 4 milyon lirası Unkapanı - Eminönü istimlâkle- | rine sarfolunmuştur. Üü — Örfüi idare mahkeme- sine verilen kabadayı 25.12.1940 gecesi Kumkapıda bekçi Dursunu, vazife sırasında | bıçakla yaralayfarak tabancasını | alan ve 28.12.1940 günü de ayni tabanca ile Taksimde Mavik içkili gazinosuna giderek kasada | ki paraları almak için garson| Cemale ateş eden ve bu suretle gekaveti andırır hale cür'et eden | Mehmed oğlu Atıf Sert hakkın- daki davaya Örfi İdare Komu- tanlığınca elkonmuş ve kendisi İstanbul Örfi İdare mahkemesi- ne tevdi edilmiştir. 61 ton çivi tevzi edildi Slovakyadan memleketimize gelen 61 ton çivinin tevziatı Mın- taka Ticaret Müdürlüğü tarafın- dan yapılmıştır. Bu - çiviler ev- velce maliyet fiyatlarına konul- muş olan azami kâr hadlerine göre satılacaktır. Çivilerin mü- him bir kısmı resmi müesse- selerin ihtiyaçları için ayrılmış- tır. YENI SABAH Çamur rekorunu kıran bir sokak Pangaltı Hamam mevkii bulumuzun şerefli ve mutena bir yeridir. Buna diyecek yok. Her- kes bu hakikati taslimde tereddüd etmez, Gelelim müterakki olması lâzım gelen bu mevkideki yan so- kaklarının haline bir nazar ede- lim: Hele bir Eşrefefendi adlı bir sokağı var ki, yazının tozu; kışı- nin çamuru — Türk elinin hiç bir köşesinde yoktur. Pislik rekorumu çoktan kırmış. Çamurlu dağ yol- larına rahmet okutturuyar. Vaktile Sivasın dillere destan olan çamurları bunun - yanında vaz r. Buna inanınız, Diyorlar: 'aktile İstanbula gelmek için Mu- suldan yola kalkan bir tatar ağa- sı, beline kadar çizme giydiğimi Kören ve sebebini sorana, — Sivasdan geçeceğim cevabını vermiş imiş, Tatar ağası bugünkü Pangaltı — Eşrefefendi — sokağının halini görmüş olsa idi çizmesini gırtlajfana kadar yaptıracağına şüp he yoktur, Penceremden - bakıyordum. Bu sokaktan geçmek mecburiyetinde olan zavallı hayvanlar bile, titrek, mütereddid adımlarını atmakta kan ter içinde kalıyor. Biçare sa- tıcı, atının önü sıra yürüyemez. Yular elinde, kendisi yan yaya kaldırımdan yürümek mecburiye- tindedir. Hele arabadakiler, arka- larından kırbaç korkusüu - olmazsa adım atmanın imkânı yoktur. Ri- yaziyesi zayıf olan, kayıp çamura batmadan, yolun — öbür tarafında geçebilmek için az düşünmez zan ederim. Bu söylediklerim ayni hakikat- tür, Tarif ile anlaşılmaz bir derd. Ahvalin müstesna — şemiti içinde belediyemizin gailesi ve kapata- cak delikleri çoktur, amenna! Di- leğimiz, yalmız önayak olup şu sokağı adam akıllı yaptırmak için- dir, Her ne pahasına olarsa ol- sun, mülk sahipleri de beşer onar lira yardımda kusur etmiyecektir. Netice, Eşrefefendililerin ist hamı pâk ayakla evlerine girip çıkmalarına matuftur. stan- POr. P. Taşoz. Fatih Halkevinin güzel bir eseri Binada açılan bir dis- panserde hastalar mec- canen tedavi edilecek Fatih Halkevinden: Fakir halkın meccanen mua- yene ve tedavilerini Lemin için | halkevi binasında bir dispanser açılmıştır. Dispanser en değerli | hekimlerimizden bir grupun mü | zaheretile 3/2/941 de faaliyete başlıyacaktır. Muhtelif hastalık- ların muayene gün ve saatleri| ve hekimlerin isimleri aşağıya çıkarılmıştır. | Dahiliye: &| £| Pazartesi günleri saat 16 da Prof. Dr. Sadi Irmak. Salı gün- leri saat 9 da Pro, Dr. 'Arif İ met Çetingil. Cerrahi: | Salı günleri saat 15 de Prof. Dr. Kâzım İsmail Gürkan. Çar-| şamba günleri saat 12 de Do-| çent Dr. Hâzım Bumin Kadın ve doğum: Cuma günleri saat 14 de Do-| çent Dr. Naşit Erez. Siniy ve akıl: Pazartesi, perşembe — günleri| saat 15 de Prof. Dr. Fahreddin | Kerim Gökay. Perşembe günleri saat 13 de| Prof. Dr. Cevad Kerim İncedayı | Göz. Salı günleri saat 14 de Do-| çerrt Dr. Naci Bengisu. Cuma| günleri saat 13 de Doçent Rr.| İrfan Başar. | Çocuk: Cumartesi günleri saat 16 de| Dr. Fahreddin Fehmi. Burun, Boğaz, kulak: Çarşamba günleri saat 10 da| Prof. Dr. Vahdeddin Özan, Bevliye: Perşembe günleri saat 15 de| Dr. Ali Eşref Gürsal. Mühim bir konferans Beyoğlu Halkevinden 31/1/941 cuma günü 17.30 da Beyoğlu Halkevinin Tepebaşı| merkez binasında İzmir mebusu | profesör Mahmud Esad Bozkurt | tarafından “Atatürk ınkılâbı- nin anlarmı,, mevzuunda mühim bir konferans verilecektir. Umumun- gelmesi - serbesttir. Davetiye yoktur. IBKA Hükümetin ısfed oımmamu ; iği ucuz z ekmek için yeniden tecrübeler yapılıyor İstanbul değirmencileri bun- dan bir müddet evvel Bı—ıedıye& İktısad Müdürlüğüne müracaat | ederek Toprak Mahsulleri Ofisi-| nin kendilerine verdiği ekmel buğday fiyatlarında bazı teref-| füler olduğunu, bu itibarla ek-| mek fiyatlarıga 20 para zam ya-| pılmasımı istemişlerdi. | İktısad Müdürlüğü bu busus-| da tetkikat yapmış değirmenci-| lerin talebini doğru bulmıyarak reddetmiştir. İktisad - Müdürlüğü Toprak| Mahsulleri " Ofisinden son on beş günlük buğday satış fiyat- larmı istemiş ve bunların vasa- tisini almıştır. Bu vasati geçen 15 günlük vasatinin aynidir. Bu itibarla ekmek fiyatlarında hiç, bir tebedâlil - mevzuu bahis de-| Zildir. Ucuz ekmek için yeni tecrü- beler yapılmıştır. Malüm olduğu üzere Başve - kilimiz Doktor Refik Saydam bundan bir müddet evvel söyle- diği ,.bir nutukta şehirlerimiz için yüzde kırk çavdarla karış- tırılmış tek ekmek sisteminin teşmili hususunda - çalışıldığını söylemişti. Başvekilin bu nutkunu nazarı itibara alan Vali ve Belediye Reisi Doktor Lâtfi Kırdar İkti- sad Müdürlüğüne yüzde kırk çavdarla karıştırılmış onlardan | ekmek nümuneleri imal olunma- sını emretmiştir. İktısad Müdürlüğü bu husus-| da fırıncılar cemiyeti reisi ile görüşerek nümunelerin hazırla- nacağı fırını tesbit etmiştir. Bu nümuneler, İktısad Mü - dürlüğü tarafından tetkik ve lediye kimyahanesinde tahlil ve şehrimizdeki kat'i satış faaliye- ti de tesbit olunduktan sonra hazırlanacak raporlar Başvekü- zarlanmasına esaslı ” bir âmil| olacağı tahmin olunmaktadır. Sıhhat Vekâleti de ekmek nümuneleri yaptarıyor Diğer tarafdan Sıhhat Veki leti Belediye İktisad Mü ğüne müracaat ederek yüzde| on beğş ile yüzde yirmi arasın- da çavdarla karıştırılmış * un-| dan bir ekmek nümunesi imal| olunmasını istemiştir. Belediye | bu nümuneyi de hazırlıyacaktır. Zannolunduğuna göre bu el mek tipi hastahaneler icin di günülmektedir. | | -| | Belediye ile Evkaf arasında Vakfa aid çeşmelerin Belediyeye devri me- selesi lhlıll' doğurdu ı!eımıymın yapuğı fedkiklere nazaran “şehrimizde vakfa aid 1992 çeşme vardır. 1928 sene- ginde çıkan sular kanumma nazaran bu çeşmeler - vakıfla- riyle birlikte belediyeye devro- lunmuş ve diğerlerine aid va- kıfların devri henüz yapilma- maıştır. Belediyenin hesabatına — göre bu çeşmelere aid vakfiyelerin senelik varidatı 20 bin lira ka- dardır. Halbuki vakıflar idaresi çeş- melere aid vakfiyelerin cami, medrese ve sair vakıflarla - bir- likte olduğunu bu itibarla çeş- me vakıflarının bunlardan ayrı- larak belediyeye — devrolunamı- yacağını iddia etmekte ve bele- diyeye —müşkülât çıkarmakta- dır. Belediye ile Evkaf arasın- da, bu ihtilâfın halli için yeniden müzakereler — başlamıstır. | MÜTEFERRİK | Peynir fiyatları yükseliyor mu ? İstanbul iktısad belediyesi müdürlüğü peynir hakkında ha-| fiyat | zırladığı son bir raporu Mürakabe komisyonuna vermiş tir. b Öğrendiğimize göre raporda bügünkü vaziyet nazarı itibar alınarak peynir fiyatlarının bil mıktar yükseltimesi istenmek tedir. Peynircilerin haksız oldukları — anlaşıldı Peynir mıntakalarında yapı - lan tedkiklere aid Ticaret Oda- sının hazırladığı rapor müraka- be komisyonuna verilmiştir. Be- lediye, Borsa ve Ticaret Odası- nıin raporlarında peynir toptan- cılarının zam - talebleri — yersiz görülmüştür. — Çünkü istihsal mıntakalarında satışlar iddia e- dildiği gibi bir hal almayıp pe- rakende satışlar 40 kuruş üze- rinden cereyan etmektedir. Ko- misyon Buzhanelerdeki peynir- ler hakkında perşembe günü bir karar verecektir. Belediye büyük çamlıca tepesini satın alıyor Buraya müsaid bir | zamanda bir otel ve | gazino yapılacak | İstanbul” belediyesi/ Büyi Çamlıca tepesinde modern bir| otel ve gazino yapmağa karar vermişti. Avrupa'harbi - beledi- yeyi, bu güzel projesini şimdi- | lik tehir etmek mecburiyetinde | bıraktırmıştır. | Fakat belediye şimdiden bü-| yük Çamlıcanın otel ve gazino yapılacak — kısmını —hazineden satın almağa karar vermiş ve| bu hususda hazineye müracaât etmişti. Hazine belediyerin bu | teklifini kabul etmiştir. Bu iti-| barla bugürlerde belediye ve maliyenin mümessillârinden mü- teşekkil bir heyet Çamlıca tepe- sine giderek hazineden alınması | kararlaştırılan 16 bin metre mu- | rabbandaki sahaya kıymet bi- çecektir. Şehircilik mütehassısı Prost | bu sahada inşa olunacak otel ve | gazinonun projesini hazırlamak- tadır. Proje inşaatın mümkün olacağı zamana kadar saklana- caktır. | doktor ea Şirket vapuru bir motörü batırdı ve bir tayfa boğuldu | Dün sabah saat 7,30 da| Beykoz Serviburnuna 32 — boş| aril götürmek üzere Haliçten| 'eket eden Şile limanına bağ-| li ve kaptan Muharrem Gürkanın | idaresindeki 14 — tonluk motör | Çıragan sarayınm 250, 300 met- | re kadar açıklarına geldiği da kıç tarafmdan Şirketi Hay- riyenin İstinye adındaki amele vapuruna carpmış ve derhal bat | mıştır. Kaptan Muharrem kan kurtarilmış ise de motörün | biricik tağyfası olan Ali boğul -| muştur. Ve cesed henüz bulu- ıştır. Tahkikata ve araş- a devam - olunmaktadır. Dört ev yandı- | Bakırköyünde — dünkü | yangın L Dün sabah 9.40 da Bakırkö-| yünde Yenimahallede Öçalan s0- kağında Maltepe askeri lisesi| muamelât memuru Cemalin 0o-| turduğu 17 numaralı evin so- basını fazla yakmak suretile| hasıl olan ateş ve alev bir yan-| gin halini almış ve ahşab ev| | birdenbire artan rüzgârın da| | tesirile kâmilen | tir. Bunu müteakıb bitişik — bu-| tutuşuvermiş- lunan manifaturacı Mehmed, Bayan Münire ve tren memur- larından Hakkının müstecir ol-| | dukları 12, 14, 16 sayılı evlere| rağmen yagın; ancak bu evler, kâmilen yandıktan sonra sön: rülmüştür. Evlerin hiç biri göortalı olmayıp tahkikata de-, vam olunmaktadır. | sirayet ederek yapılan gıyre(e'[ |Gümrük ve İnhisarlar| vekilinin tedkikleri Şehrimizde bulunan Gümrük ve İnhisarlar Vekili Raif Kara| deniz dün vali ve belediye reisi| Lütfi Kırdar ile İstan- bul parti başkanı Reşad Mimar- oğlunu makamlarında ziyaret | etmiştir. Vekil dün öğleden son-| ra İnhisarlar umum müdürlü- | ğünde meşgul olmuş ve alâ- kadarlardan bazı işler etrafın- da izahat almıştır. Balıkçılara fazla buz verilemiyecek Balık ihracatçıları belediye- ye müracat ederek son günler- de pek fazla tutulan toriklerin ihracı için belediyeden günde| 3000 kahp buz istemişlerdi. Mez bahadaki büz fabrikasının nor-| mal istihsaline göre balıkçılara günde ancak 500 kalıp buz. ve- | rilebilmektedir. Bu itibarla - ba-| lıkgıların talebi kabul edilemiye- | cektir. yeni Dün — Sult sulh ceza n nün — muhi suçlusu Bartın! her cürmü şar ay hepse Yapılan iddiay; için nüz gençtir ve f: bula geldi gele ve sefahete alu Jınca âdeta bir deli- 'a ! ız'ııın'ıl' bunun tur: müş bulm kalabalık lokantalara bir teri sıfatile girmekte ve orada iyi bir yemek ile karnımı doyu- rup hesabımı gördüğt zırelarda —Layırlı Müşteril — Lokantalara paltosuz girip yeni palftolarla çıkıyatmüş ! | gözile civarı bir paltı uygun || line nakta imiş. minı tik- > getirip pal- vuşuyormuş. || tosunu garson- giymekten de k alıyormuş. Fakat nedense son defa bu- na cesaret edememiş ve para verip sigara ısmarlıyarak gar- sonu dışarıy vmıştır. — İşte bu emniyet hareketi onun için bilâkis bir tedbirsizlik -olmuş ve yakayı ele vermiştir. İğte dün bunun muhakemesi yapıldı ve suçlunun - ayrı ayrı iki lokantadan yapmış olduğu hırsızlıkların her biri için altı mahpusiyet verildi. Fakat yaşının küçüklüğü ve sabıkası- nın olmaması dikkate alınarak bu cezası indirilerek yalnız üç on gün hapsine karar veril- Üstelik cici p: lara tuttura: büyük bir Z9 Tkincikânen 1941 urad Uzdilak eşifler, ihtiralar Renkli film Maruf İngiliz Makşı fizikçilerinden 1 1861 senesinde kırmızı, | yegil ve mavimtrak menekşeyi münasip erkib etmekla diğer herhangi bir rengin husu- le getiril ğini — bildirmişti, Arnerikadaki Kodak fabı renkli fotoğraf üzerinde yirmi ene çalıştı ve bir çok. paralar sarfetti. 1909 senesinde Bert- han adlı bir Fransız bu mesle- yi halletmeğe muvaffak olmuş- a da teknik müşkülâttan do- layi, bü keşif talbik sahası bu- |lamadı-.Bu mesele jile alâkadar olan;Kodak kumpanyası bu ih- tiraıti” beratini Sâtih aldı. Bir çok masraflardan” sonra niha- 'yet 1928 senesinde Kodak fab- rikasının sahibi olan Eastmam renkli sinema — filmi yapmağa muvaffak olmuş sinemanın mu- cidi olan Edison ve diğer arka- daşlarına filmi göstermişti. Tiyatrolarda — çekilmiş — iki renkli filmlerde filmip iki ta- rafından istifade edilir. Bir ta- rafına bir renk ve diğer yüzüne * diğer renkte resim çekilir, Fa- kat bu usulün dışarıdaki man- zaralar için tatbik kabiliyeti yoktur. Kodocolor sistemi denilen w sul pek basit olduğu kadar ta- biiye pek te yakındır. f/1.9 ade- seli Cine Kodak fotoğraf ma- kinesine sahib olanlar adesenin önüne bir fitre koyarak çektik- leri resimleri kumpanyaya gön- dermeleri kâfidir. Siyah - be- yaz film olarak çıkacak olan bu film sinema perdesinde siyah - beyaz resimleri gösterir. Eğer projektörün önüne fotoğraf ma- kinesi adesesinin önüne konmuş olan renk filitresi gibi bir filtre konursa perdede bütün renkler görünür. -Makineye veya pro- jektöre takılıp çıkarılabilen bw | filtre birbirinden ayrı ayrı, kır mizi, yeşil ve mavi satıhlardan mürekkeptir. Kodakolor'un — muvaffakıye sırrı filmdedir. Filmde adeseye bakan yüzü tulâni silindirik a deselerle kaplıdır. Bu adeselet filme çelik raleler arasında gö mülmüştür. Bunlar. pek dar olup. genişlikleri gazetelerde gördüğünüz yarım kuvvetd re simlerin noktalarından dardır. Yâni takribi kuturları milimet renin yirmi ikisinde biri kadar dır. Ancak mikroskopla görüle bilir Filmin diğer tarafında bil diğimiz emülsiyon fotoğraf ma kinesinin düğmesine basıldığı zaman cisimlerden çıkan ziya şuaları üç renkli - filitreden ve sonra fotoğraf adesesi (objek- tif) inden geçerek bu küçük a- deselere gelirler. Burada kırı- lp geçen ziya şuaları filmin ö- bür tarafındaki hassas filme te- | sir ederler. Burada adese ve filtrenin ro) lerini yarına bırakıyorum. ingiltereden mühim miktarda feneke ve' lâstik yeldi İngiltereden beklenen mühim bir parti idhalât malı dün Sü- veyş tarikiyle gelmiştir. Bu mal- lar meyanında 16 bin sandık te- neke levh: bin otomobil lâs- tiği ve külliyetli mıktarda tıbbi ve kimyevi ecza bulunmakta -< dır. Otomobil lâstiklerinin tevzi- atı önümüzdeki hafta Emniyet müdürlüğünde vilâyet, — beledi- Ve MınLııx Ticaret müdür- essillerinden teşekkül edecek bir heyet marifetiyle ya- pılacaktır. Tevmat ilk olarak resmi mü- esseselerin ihtiyaçlarına göre yapılacak geriye kalan kısım- da Ticaret Vekâletinin verdiği direktiflere göre hususi ihti. yaçlara ayrılacaktır. Dün bir Yunan vapuriyle de film, vernik, ambalaj kâğıdı ve linotip makinesi gelmiştir.