ğ SAHBALAHIN HAYKIRIŞI | Yazan:0ĞUZ ÖZDEŞ Bek (Baş tarafı 8 ümcü sayfada) | kaşık.. lâzımdır. Hem çocuklar yatakları, elbiseleri ayakkapları çabuk dekitirler, kabı kaşığı kı- YENİ SABAR rlik - Evlilik | milli, içtimai, ahlâki, insani bir vazife değil vecibedir Memleketimizde çok çocuklu- lara yardım mümkün müdür ve ORSA 15 İkincikânun 941 Londra 1 Sterlin Nevw - Yprk 100 Dolar Tramvay, tünel va da bulunan eşya Elektrik tramvay ve tünel işletmeleri umum müdürlüğünden | 16 Ikincildinun 1941 —.. — otobüs arahaların- —ii melttlğğüli — Dünkü kszman 60nu- — ” bunu Zehranın keskin bir çığlığı | rarak bir çok ziyanlar da yapar- | kolay bir iş midir Cenevre — 100 İsviç. Frc. 206875 || 1940 Yılının Birincikânun ayında tramway, tü- Bünun için sen, Arapların müş-|- takib etti. lar. Böyle eskiy | — Biz bunun mümkün ve tatbiki (| Atina 100 Drahmi 0993İ| nel ve otobü: terak” ve mukaddes — imanlarını| — — Geliyorlar!.. yenilemek için ne lâzımdir. Bu| kolay bir iş olduğunu görüyo - || Sotya 100 Leva 1:6225) otobüs arabalarında bulunan oşçyanın Bazdün.. Bir kadın asla eski ko- * ana baba ve çocukların çamaşır- | Tuz. Yalnız hakiki çok çocuklu- Madrid 100 Peçeta — 12.9375) müfredatlı listesidir cagından su istiyemerz.. Biraz sonra, Şeyhin çadırına | yarını yıkamak, yemeklerini pi-| Yu iyi tayin etmek lâzımdır. Bu- |B Çeğmad — 100 Dinar — DBüzu — iyemez, y akşgae | 'okohama 100 Yen 5 Zehra başını yukarı kaldıra-| Pir Arap girerek: . | sirmek, süpürüp temizlemek, ne| gün hükümetimizin kabul ettiği || K omme M0 ven D S Muhtelif cins çentalar a rak Zübeyre uzun uzün baktı. — Şeyh. Dedi. İbni Haldün| küyük iştir. Bundan başka ço-| Çok çocuklu mefhumuna göre nuvi Müuhtelif cins çamaşırlar » — Çöller aşarak buraya gel-|, Fabilesi, kabilemizle savaş için | Cuklara hizmet etmek, bakmak | bunu tatbik etmek mümkün de- * € TAHVİLAT Kadın ve erkek için çift ve'tek — eldivenler 146 dim.. Benden bir yüdum suyu , Seliyorlar. Haber göndermişler.. | 4, »e zabmetli bir iştir. Bir fa- | Zildir. Çünkü hükümetimiz zen- |) rani ipere s0N ee e reietediii GÜ Göük | çidila n | e A a Gür bir ses çadırın içini do- | kir ba fcania A o makak gtü YARir ge SAA * Mit Ka a Dadn 10e 7 1 Kadın ve erkek için çift ve dek ayakkabı me dskazpinler 20 Ha e laştı. Eimanolderi çei GE üüÜ |: kügüle 18 olumad oledir BEl e - TERürE A çe B Zübeyr acı, acı güldü. la ve hizmetleri yapmak mümkün çük ne olursa o Ş Vi Z . Kadın ve erkek için şapka, bere ve iasketler aaama şen benden esirgel — — Bütün kabile toplansın.. | Xi dür? Ne tarafından baksa -| altı Çocuğu olanı mutlak olarak Askerlik işleri I' Büstörli Te Rr e — 8 > N — galştin. Savaş var niz çok çocukluların hali ”/ pek | çocuklu - © ımaktadır Aİİİ ü şebülkark: D el 2 -- acı ve yardıma lâyıktır. Bunla-| Bizce mutlak olarak çok Çocuk- 1 — Hu yü lNbi Gülkln ge nı":cı BZ A 8 a ” — Bu yıl askerlik çağına gir- Kek ve çocule işlü AM ĞÜN gaü | —Cevab versene?.. Niçin sus- Her iki kabile kum deryala- | y babn ve anaları dünyayı ken | luları nişan ve madı miş 337 doğumluların ilk yoklama- Kurnaş parçaları Ş tan?. Bu çöller, bu sahralar, in- | Un ortasında karşılaştılar. — | Gilerine haram eder, yiyip iç-| tif kâfidir. Ancak yukarıda ar-| yarına 17 2. kânun / S#i tarihinden Kitap ve evreklet “ a hiç acımıyor — değil mi?. | , Güteş ufka yaklaşmıştı. Gök | xe> gece gündüz çocuklarına | zettiğim şekilde şartları haiz ve| itibaren buşlanacaklar, Göztük â | ""’:l dî :'“ı kıyîmnm_ da bir| Bafif kızıllaşırken, atlar kişne-| bakarlar, Fakat ne/kâdar bak- | hakiki çok çocukluların sayısı, | 2 — Bü doğumlular hattanın tek Dolma kalem i ğı':- Hu Gürüaslüta di.. Kırbaçlar şakladı.. Ve bü-| <o1ar cemiyetin yardımıı olmaz- || Mikdarı pek az olacağından hat-| *yılı günlerinde (Cumartesi - pazar Kadin ve- erkek ibi-santleri; ğ v Hiç yük bir delişet içinde süvaş bağ-| ,, perişan, hasta, zayıf olurlar, | tâ zannederim ki bugün hükü -) hariç) 9 dan.12 ye kadar nütut cüz- K â Df şeyhinin yanina güsener/ P ada a Kenilleri; de, godultları da -ölü -| meti'mülüsir 05 : gözülüülürü H aha Tokakahalık tikir öber | | O Bile vama » ©O sana bir damla değil, derya-| — İğSan nâraları, küm deryala- | mün pençesinden kurtulamaz -| Yol vergisi muafiyeti ve Sıhhat | ye müracatla yoklamalarımı yaptır-| — — Yiyecek maddeler i Sebii, Ve 'a senden hic rında saatlerce inledi - durdu..| ,,, Vekâleti büdçesindeki tahsisatı | maları, (Tahsilde olanlar okul ida- Altın bilezik 1 Ti enltmeklenı.. Atlar kişnedi.. Palalar parladı.. | —— Çocuklar, istikbaldeki büyük- | ile yardım hemen hemen mürm- | resinden tasdikli vesika getirecek - Bu eşya sahiplerinin — Galatada, 'ünel — avkasında Twamvay — tared ( T Vücutler biçildi.. Ve kanlar ak- | y çin fideleridir. Çok çocuklu a- | kündür ve buna icab ederse a-| İerdir) hareket dairesine müracatları WÜOÜRİYET | — © öldü.. 'e e aö a s ar-| — 3 — Gelmiyenler hakkında Asker- | — Öldü mü?, Acıdım.. Neden ileler bu insan fidelerinin bere-| sağıdaki mükellefiyetler ve yar- | , C LA e a Ortalık kararırken, İbni Hal-| ketli tarlalarıdır. Nasıl ki yeşil| dımlar da ilâve edilebilir. maddesi tatbik edilecektir. öldü?. dün kabilesi muzaffer oldu. Hineanlmialn Ganamak ai D dlabiskökÜle Zei ü İ BÖ T Kuşaa ö € rlamıza bakmazsak mah- — Mazereti olmıyan bekâr-| — 4 — Şubemize mensub 312 - 335 * AA v FD Ç y ree GA l sul harap ve türab olursa, insan | lardan vergi almak. doğünlu ihtiyat ve sabastlı eratın Kimsesiz Arab veya Habeş kız Kim öldü İpek yastıklarla pırı, pırıl| fideleri de bakımsızlıktan harap| — 2 — 28 yaşından yukarı ço-| Yoklamaları da T7/ I, kânun/ 941 | çocuğu arıyor — Kim öldürdü?. B aa ” z ü den itibaren başlanacaktır. j ; Kiriğan !, parıldayan çadırım kapısı önün-| ye türab olur. Ve memleket için | cuksuz evlilerden az mikdarda eli | Hayırsever bir bayan evlââ gibi bakıp büyütmek için S l "ek sen katilsin ?. de, iki Arap ve ortalarında, el-| bundan daha büyük, derin ve| vergi almak (mazereti olmamak sw;m_“;u M;':“ (""' r::"“î $ 10 yaşına kadar kimsesiz Habeş veya Arab bir lız — çocuğu —NK U BÜ Kocü katili ! leri bağlı olarak Zübeyr, dur-| tehlikeli zarar olamaz 3 — 30 yaşından yukarı bir| Pazar hariç) 9 dan 12 ye kadar yok- İf “TYOr. İsteklilerin "Yeni Sabah,, idare çefine-hergün ondan — Bunun cezasının ne oldu-| İe: Sonra iki Arap kenara çe-| — Çok çocuklular bilhassa fev-| çocuklu evlilerden pek az mik-| lamalarını yaptırmalarını. on ikiye kadar müracaatları. aei Bllğei kankan?: kilerek, Zübeyr - çadırım içine| kalade hallerde, harb halinde| tarda vergi almak, (mazereti o- | — 6 — Gelmiyenler hakkında Asker- | — Elbette!. Ölüm! "“â';:;xî:'eî’jğhüu yar- | VAS gösteren buhranlardan, pa- | mamak şartiyle), :ııı:ığeı'ıîıy:ıâî:î:nmeı[ ncü TASHİK | — Peki? Ğ v G , süllü kır- | hahlıktan en çok müteessir 0-| — Bu suretle hem gok çocuklula- - M Defterdarlığı: drmdkü K | L — A D l Güastan Tüler sietliiyor, | nlaraier MebolA li nüfuslü (2 <a yardım etimiş, hem de vatan. 17/1/941 sız H a LA fithşinnili din?. - SAd , Ş, e l rinde intişar eden eksiltme ilânında ihmle günü 2-- 1-- 941 olar K göz kamaştıran açık mavi ipe n B ü 20/1/941 313 ğ BN kr-görrüük içim! ile için gıda ve mahrukat, elbi-| daşları evlenmeğe, - evlileri ço- eniK Üt üeü & — 1i — Oüeolerik, A ü ler, bir deniz gibi dalgalanıyor-| ,, maddelerindeki pahalılık o| cuk a SöR di 21/1/941 318 - .. yazılmıştır. Keyfiyet-bu sur — - Zübeyr kahkahalarla — güldü. | 4, TeT ŞAİA lı : : I'* fü l“l::"'aga_in Y:S“' B 22/1/941 314 retle tashih ve tavzih olunur. L b . adar hissedilmez, fakat çok ç iç olmazsa iki çocul Za 9 :md;:_:'fb:â' elarak diz-İ — Büyük bir mabedi andıran:bu / cuklular için bu pahalılık kat'i| yâni çok çocuk yupmsğ:;a vp;“:îı- Zeti öi nn Yaaarcı söyle ç$ dekor icinde, " yatağında / yarı|” ve korkunc bir felâkettin ( netice milli nüfusu artırmağa 21/1/941 315 İ — Biygaleni böskası GöğlE . Cplak- Yatan Şbir ;kadin yLafiibe) | Hağüsa Bulkde veiharbde ço: İ 'da teçvik etmiş olurum. 28/1/941 316 ene ecı S aS' [nâca Kevd, bu gaç Şimdi ORUk VÜ Â gülümsedi. cukluların yardımma - koşinak OrltanTanman 29/1/941 316 cadüne — sarılacaktı.. — Demek'.| — Gel bakalım Şeyh Zübeyr, ö ci 30/1/b41 317 İstanbul elektrik tr ö Fi Beni görmeye-geldin!. Bune lü- | geği g CFSi n © 31/1/941 318 stanbul elektrik tramvay ve tünel işlet. z ğ tehlikeyi haber vermek için o| — Yalan mı?.. z üdürlüğü barr K boeeama Bi çe " VN ö , Meleei ea e e : ü — Beni tanıdın değil mi? dum su istemiştim.. Ne için mi?, — Niçin cevab vermiyorsun? 5/2/941 KAT me imtihanla göstereckleri ikabiliyisle #ği görüye 5 y İ yasın b ve santte 28 kuruş ile 3 tenekeci ustasına ihtiyaç vardır. B Ç yorun Soyi, Kocami 56-|. — Tandım!. Zehra!. Merhamet ve insanlık seviyeni| Demek susuyorsun.. Anlıyırum 6/2/941 320 a eT CU x Mürünsdetir v Ünea dehedir AKE a d n isteklilerin nüfus hüviyet cüzdanı hüsnühal varakası ve şimdiye ka< NK Rner N y ea ya — Tabi esirim olduğunu bi-| ölçebilmek için!.. Sen güldün..| ki artık hakikatı inkâr edecek KĞU İ dar çalışmış bulunduk! esesel dürdüm.. Buraya da, bu habe- | g; p ı KUN GÜ Ş ; inl lecel 20797941 T v çalışmış bulundukları mücesseselerden aldıkları müddeti hizmet ve- Bur la, a iyorsun?, —— Ve o badar maztuğdln Ma| Ka | ae Endeğ d TUR e bi sikalarile birlikte idarenin Metro han zemin katındaki zat işleri müdüs Ti sana bildirmek için geldim..| — — Şüphesiz.. Mlarği kortümeluzünn. Bile in; e Z iarahAr a lüğüne müracaatları Tüzumu bildirilir. 4258 EAD Yüradan- Söce Kabilem öl| —— — Buraya niçn geldiğiti?.. | kâr ediyordun.. Yalan söylemiş-| — Ve Ben Zllbeyr.. Sözlerimi 13/2/941 322 - GAO n — Tabii onu da.. Ölmek için!.| tim.. Çünkü, bazan yalanın da| iyi dinle. Ölünceye kadar bu- 14/2/941 323 t . . Ül> — Beni öldürecek kimmiş?.| — — Yo.. Bunu bilemedin Zü-| çaadet getirebileceğini zannedi-| rada, yalnız bagına kalacakâın.. 11/2/941 323 [stanbul Beledıyesı İhnları — Bütün Kabilem!. Çoluk, ço- | beyr.. yordum.. Fakat ne çıkar,. Koca-| Ve artık yalnız sen, sahraların :ğjğ;ğ:; ğf: e cuk, genç ihtiyar.. Hepsi.. —Ey Şeş_vh.. Bır_az evvel, su-| mı gene öldürdüm.. haytarışına cevab - vereceksin.. 20/2/041 5 Eski 1794 plâk No: lu otomobilin Taksimde mezarlık sokağında — 26 — Niçin?. suzluktan bitkin bir halde kar- — Öldürdünüz mü?, Kendi-| Anladın mı?.. Boşuna kaçmak 21/2/941 . No:,Ju garajda Niko Kalaycıoğlu nâmma kayıtlı olup vesaiti makliye res. — Hepsinin sana kinleri var..| şında duran kadın, şimdi Zgene | niz mi?.. isteme.. Çünkü çöl insan gibidir 24/2/941 326 minden” 60 Tira bo:î:ıdur. Mükellefin borcunu ödememiş olmasından dola Çünkü sen onların en mukad-| karşında. Amma başka türlü — — Eyet!, Kabilemin arzu ve| hiç acımaz... 25/2/941 KN Kai marrkşerodar v & l Peyaşa geç l aa V des eşyalarını çaldın.. qegfl mi?. _Vî sen hiç aklına ge-| muvafakatini alarak.. " Zehra çadırın kapısına doğru ğğjğ;ğ:; ;ğ?] ciz altına alınarak 21/1/941 tarihine “müşedif salı günü saat 4 de satılas — Tabii!, Kabilen, kabilemin | tirir miydin?.. Bir gün bir ka-| . — Niçin öldürdünüz?.. yürüdü ve sonra geriye döne - ka/ame 528 — | SAĞt ilün olunuz, (255) en mukaddes insanını, Şeyhini| diün karşısında, böyle, elleni| — . Senin için!. Senin saadetin| rek; 3/3/941 328 | - öldürdü.. bağlı olarak duracaksın.. ve senin yaşayabilmen için.. — Allaha ısmarladık; dedi, 4/3/941 ÜŞ y B o bursdan Zükeyes Ve ) / — — Yalan!. Ve süzülerek dışarı çıktı. 5/3/941 329 HY s b h R A D Y o a Hlsük hir sayağa hasır ol.| — — Sevab vekmeklannedan &-| — ” vağın ai — V çei ee A, şAoki 30 eni sabah,, n — Bu yalanların ne yazık ki| Kiniyorsun?. Seni dinleyen ben-| — Zehra büyük bir huşunetle Bütün atlar ufuklara doğru ToRİSM e NAL Ç 18717100 ÇARŞAMDA boşa gidecek... Ne felâket.. Bir| den başka hiç kimse yok.. Ge-| doğruldu. Ayağa kalktı. Tülle-| uçarcasına koşub giderken, Zü- TURİiT Hi Ilan Iya arı Şeyh karısı yalan söylüyor..| ©€ kendi şatafatlı çadırında i-| ri beline doladı.. beyr yaşlı gözlerini havaya kal- 12/3/941 332 KH FK 8.00 Program | 1840 Müzük Hem de bir yudum su için!... | Mişin gibi gülerek cevab ver..| — — Yalan öyle mi?.. dırdı ve inler gibi bir sesle: 13/3/941 332 î*ı*ğ mw 1915 Müzik | K ; ğ Hattâ istersen, eline şu kırba-| — — Yalan!. — Bir yudum su için!. dedi. 14/3/941 333 Kr. 19:30 Haberler Zübeyr çadırdan dışarı çıktı çille i K Ü SER e 17/3/941 333 840 Ev kadına| 1945 Müzik kendi cı da alabilir ve bana (Yalancı) | — Beli kıvrıldı.. Biraz yürüdü. VA az Hüi dEEE el l e BZ aNK j Ahmed., Şu kadını kabile-| Ö© Pağırabilirsin. . Sonra bir kutu alarak Zübeyre O günden sonra, o civardan ae eü M Birinci sayfada santimi 500 İ 1230 Program | 2100 Müzk | * D A doğru uzattı. her hangi bir kervan veya -su- Ruhsatlı|| İkinci » » 350 12.33 Müzik 2130 Konuşma H TEDEGİNN y ç — Gerçi sen bana “yalancı,, | — — Bunun içinde ne var biliyor| samış bir insan geçse, Zübeyr 0- 20/3/941 385 Üşbedk ” — 300 Üİ 1250 Haberler | 2re5 müzik Ve tekrar içeriye girdi. dediğin zaman ben hakikaten| musun?, na kuyudan su verir, ve: Ği ü zadar 2ETal 2 g ö , * Sahibi: A. Cemaleddin Saraçoğlu Dördüncü ,, e 100 13.20 Müzik 240 . Fiğbeci Zehra ağlıyordu.. Kolundan| yalancıydım.. Şöyle ki, kocamı| —— ?.. — Bir yudum su!. TTatGAtmkala aei gea Beşinci 15 2245 Müzik tutan Araplarla ilerlerken, u-| o zaman öldürmemiştim.... O| — — Şeyh İbni Hldün'un kafası.| — Sedasiyle haykıran sahrala-| pastmığı yer: (H Bekiş Gürseylar (| Altıncı — ” 50 | a.00 erSeram | 2580 seapanış zaktan bir silâh sesi geldi. Ve| zaman yalnız, sana korkunç bir| — Ve kutunun kapağırı açtı rın yegâne bekçiliğini yapardı..| ve Cemaleddin Saraçoğlu matbaası) 18.08 Müzik , BE at - li ae ai kiekeidi n aS SRSE Kİ On, on bir sene sonra ki ben 'on yedi, on sekiz yaşına geldim. Annem elân yirmi beşte dolaşı- yor. Zanedersem bizim seneler gok koşuyor, onunki biraz ten- belce. Bilmem neden yine yaş meslesi meydana çıktı. Valdem ikide birde bundan bahsetmesi- ni sever. Bir aralık damadına: — Ya oğlum. Yirmi sekiz ya- şında olduğum halde saçlarım a- Barmağa başladı. Dedi. Müstakbel kocam hay- retinden gözlerini açtı. Kırkı goktan aşmış olan annemi iyice süadü, artık sabredemedi: — Lâkin siz on yaşında iken Mi kocaya vardınız? Kabil değil, kırkı atlamışsınızdır. Dedi. Bu defa darılmak anne- me düştü. O da suratı astı. Ben dışarı çıktım. Evimizde bir hiz- metçi kız vardı, Hizmetçi elinde tepsi olduğu halde odadan içeri . Ben de onu takib ettim z fam adamın yanına geldiği McAda yüberi v birden ayağa kalktı: — Madmazel desti izdivacını- z taleb etmekliğime müsaade buyurur musunuz? Dedi. Hizmetçi kız: — Ben mi Dedikten sonra gülmeğe baş- ladı. Herif bu istişkalden daha zi- yade sıkıldı. Çoktan odadan dı- Şarı fırlıyacak, fakât mahcubi- | yetinden yerinden kımıldanamı- yordu. Ortalıkta bir süküt. Bil- mem kaç-dakika bu -vaziyette kaldık., En nihayet adamcağız yavasçacık yerinden kalktı. Ba- bama: — Müsaadenizle. Diyerek kapıdan dışarı çıktı. Adam çıkar çıkmaz babam: — Lâkin bu ne dikkatsiz a- dam? Söylediğim lâkırdıları hep veresiye dinliyormuş. Ben böyle adamı istemem, Dedi. Annem de: — Ya terbiyesizliğine ne di- yelim. Beni âdeta bir kocakarı yerine koydu. Ben kızımı koca- Ya veriyorum diye kocakarı mı addedilirim? Yediği halta bak çapkının! Yok yok, ben böyle güvey istemem. Dedi. Babam bana &ordu. — Mari kocan olacak adamın hali hoşuna gitti mi? Geçen haf- taki namzed ne kadar münasib idi. Neyse bir defa oldu. Ey söy- le bakalım bu adama - varacak Tmisın ? Ben bilâtereddüd: — Hayır. Size ve anneme ha- karet eden bir adamı ben ne ya- Bir çalgıcının seyahatı pacağım? Deyiverdim. Bu iş te böyle geçti. — Vah vah Madam Mari! Ba- gınızdan ne kadar çok şeylep geçmiş! Sonra? — Sonra bir ay kadar gelen giden olmadı. — Pardon madam Mari! Tabii | kimse gelmez, ilk namzed ha-! linizi ötekine berikine olduğu gi- | bi anlatmağa vakit bulmuştur. — Adam bırak! Ne olursa ol- sun benim umurumda mı? Bir pazar günü annem ile gezmeğe çıkmıştım. Bulunduğumuz şeh- re yakın bir yerde büyücek bir nehir vardı. Ö gün nehir kena- rında dolaşmakta iken bir ba- lıkçı kayığı gözüme ilişti. Kayık sahile pek yakın idi, İçindeki üç kişi balık tutmakla meşgul bulunyordu. O tarafa doğru yaklaştık, ba- lıkçılardan ikisi yaşlı başh, biri delikanlı ve güzel idi, — Aman madam Mari! Hele bir güzel adam hulabildiniz. 133 — Oğlunı, ben daima doğru söylerim! Neyse o delikanlı ba- na baktı. Ben de ona. — Valdem başka tarafa gi- delim deyib duruyor, ben kulak asmıyordum, O gün akşamla ka- dar oracıkta vakit geçirdik, er- tesi pazar yine orada idim. — İş ilerlemiş madam Mari! — Şöyle böyle derken bir pa- zar yalnız idim, ta kayığın ya- nına kadar sokuldum, delikanlı da benimle lâkırdı etmeğe vesi- le arıyormuş. — Aman madmazel dikkat e- diniz denize düşersiniz dedi, ben lâzım gelen cevabı verdim. Ar- tık bu pazardan sonra her vakit konuşmağa başladık. — Amma cesaret ha ? — Bak amma sonrası fena olmadı? Derken bir gün birbi- rimizi almağa karar verdik. — Ne kadar çabuk! — Size öyle gelir, bir de ba- na sorunuz! En nihayet babam ve annem işten haberdar oldu- | lar. — Size darıldılar mı? — Vakıâ babamın biraz canı sıkıldı ise de bana lâkırdı anla- tamadı. Onlar da muvafakata mecbur oldular. Evlendim, bark landım, iki de evlâd sahibi ol- dum. — Ha demek dün akşam beni nehirden kurtaran adam? — Evet evet! İşte kacam | (Ekers) i bu suretle tanıdım. — Öyle ise tebrik ederim ma- | dam i! Hakikaten insani - yetli bir adama varmışsınız. Madam Marinin hikâyesi pek uzun sürmüştü. Hikâyenin hi- | tamını müteakib kadın: Ey oğlum! Epey başını ağrıttım, vakit geçmiyor diye gzamı . Vakıâ uyku za - manı değildi. Her şeyiniz hazır. Ben aşağıya iniyorum. Dedi, — Kocanız, oğullarımız gelmi- yecek mi madam Mari? — Onlar gece geç vakit ge- lirler. — Yarın yine erken mi gider- ler. — Hayır. Yarın pazar olduğu için bir yere gitmezler. — Oh pekâlâ! Çünkü ben ya- rın erkenden yola çıkmak nive- tindeyim. — Hele dür bakalım. Kocam gelmedi. Sabah görüşürsünüz. Madam Mari, bir eksiğim o- lub olmadığını anlamak maksa- diyle odanın ötesine berisine bir defa daha göz gezdirdikten son- ra: — Geceniz hayır olsün oğlum! Diyerek odadan dışarı çıktı. Vakıâ madam Marinin hikâye- leri epeyce uzun sürmüş ise de her nasılsa uykum gelmemişti. Kadın odadan çıktıktan son- ra ben yatağa uzandım, gözle- rimi kapayıb uyuyuverdim. Uy- kum o kadar hafif olmamakla beraber gece yarısı ayak ucum- da bir patırdı hissettim, hemen gözlerimi açtım. Etrafta kimse- yi görmedim. Fakat patırdı e- lân işidiliyordu. Biraz korkma- ğa başladım. Binaenaleyh ya - taktan fırladım. Masanın üze- rinde donuk ziyalı bir yağ kan- dili yanıvordu. Belki karanlıkta etrafı göremüyorum mü!lâhaza- Biyle evvel emirde kandilin fi- tilini düzeltmeğe karar verdim. Masanm yanına yaklaştım, elim ile fitili düzeltmek üzere iken til elime yapıştı. Can acısiyle e- Himi silktim. Fitil bir tarafa fır- layıverdi. Ben de bütün bütün karanlıkta kaldım. Bu sırada çatırdı, patırdı yanıma doğru gelmeğe başlamaz mı? — Artık korkumdan ne yapacağımı şa- şırmıştım. Bağırmak- için nefe- simde kuvvet bulamıyordum. Halbuki bu halde kalamazdım. Bir taraftan karanlık, bir taraf- tan esbabını anlayamadığım pa- tırdı. Artık ne olursa olsun de- dim: — Madam Mari! Diye bağır- dim, sesim alt kattan işidilmiş olmalı ki, birar sanra madam Mari, zevci ve oğulları odadan İ- | çeri girdiler. Beni karanlık oda- nn ortasında görünce; — Ne oldu? Dediler. Ben yatakta uyu « — - makta iken patırdı işittiği mi esbabını anlamak üzere ayağa | kalkıb kandili düzeltmekte iken sönüb karanlıkta kaldığımı, an- lattım. Bunun üzerine madam — | Mari güldü. — Merak etme -oğlum. O pa- | tırdı her akşam alar. Balıkçı e- — | vi değil mi? Her turafı fare do- — | ludur. O kadar kedi besledik, — ? kapan kurduk, yine önünü ala- madık, (Arkası var)