Arkada sınız bir gün Size : e— Sen beni küçük görme .Yakında ben olacağım 4 Sayfa mı, 6 sayfa mı? Baş tarafı 1 incide) Fe heyeti reisi muhlterem Re Mimaroğlunun gazeteciler şere- fine verdiği ziyafette arkadaş- larım konuşma mevzuları bu idi Ve tabii arka hiçbiri | kanaatinden diğeri lehine feda- | kârhk etmek is baaları büyük olan, ellerinde stok — bulunan arkadaşlarımız tahdidin zararlarından, ötekiler | faydalarından bahsediyorlardı. Yemekte “Ulu: tanbul mümessili Atay benim yanımda du. Münakaşaya o da karıştı gazete sayfalarının azalıp ço - ğalmasile hiçbir suretle alâka - dar olmıyan bu arkadaş vazi - yeti kâr - zarar hesabları dışın- | da ve apayrı bir noktai nazar - dan mütalca etti. Dedi ki: — Ben; memleket gazetecil ğinin hattâ beynelmilel fevkalâ- | de vaziyetin tesirile iki " gruba | ayrılışını ve iki grubun ayrı a: m iddialarla salâhiyettar ma -| kamdan karar isteyişlerini Tür- | daşlardan istikbale şamil mütaleası, fırsatını veren bir ha- | nin, toptan ve reket olduğu için çok — faydalı telâkki edenlerdenim: İlk mer - halede, demokrat devletler teş- kilâtı esasiyelerinde masuni: ti çok sarih hükümlerle teyid dilen yazı hürriyeti hakları ile, büyük ticaret müc: line gelen gazete, ara: zada işaret edilebilir. teşkilâtı esas lerinde büyük kendileri büyük ticaret mi seleri tesis iktidarında olan v tandaşlar için mi, yoksa mali| kabiliyet bahis mevzuu olmak-| sızın bütün vatandaşlar için mi kabul etmislerdir? * Ayni suretle; bir büyük tica- | ret ve bir büyük kazanç mü: sesesi halıne gelen gazete, git -| tikçe kazanç adamlarının, ya -| hud kazanç adamlarından mü W rekkeb grupların meşru ve gay-| ri meşru tesir vasıtaları haline gelmez mi? | Bu iş şu ötekinde böyledir, yahud filan memlekette filan, falan memle kette falan iş adamının veya ti: cari, sınai iş gruplarının elleri ne geçen büyük gazeteler, o | memleketlerde sosyal hayatın | dinamizmini şöyle durdurmu: lardır, memleketin haricf e yetini kendilerini ve kendi grup | larını alâkadar eden menfaat - lerle ve şu suretlerle tehlikelere sürüklemişlerdir! tarzında mi - saller vermek hattâ hafizamda — İsmim Madam Roza Ham- mermandır. Zevcim pastırma ta- ciridir. Dedi. — Mersi Madam Hammer- man. Benim: zevcim de peynir taciridir. Lâkin şimdi yalnızım, zevcimin işi olduğundan — bana refakat edemedi. İsmim Alob- | rahat, Şloslidir | Ben hemen Fredrihe: — Arkadaş doğru söyle uy- kun var mı? dedim. — Neden sordun? — Bize eğlence çıktı. — Ne gibi? — Bizi yaban adamı telâkki eden nezleli herifin karısı ile hayvan yerine koyan öteki ka- dını hiddetlendirelim, — Sen bilirsin. ni- eyi açtırm. Üi hallerini rtfat. mağa başlamışlardı. Ben muhaverelerini kestim : — Pardon madam. - Bize bir Kaç paralık pastırma verir mi- memlckette şıvyı.gîı li ee Şırketı Hayriyeden mevcud yüzlerce —misalden bir| teki ile dahi bu iddiayı tedkik | etmek istemem. İ Bu; toptan demokrat memle - ketlerin” gazete mües | büyük! mütenasib bir kuv- vetle hissettikleri 'ea büyük 1z- tırablarıdır. | ssesinin Türkiyede vaziyetin böyle ol- | mayışı, Türk gazetelerinin — bu-| gün en şayanı hürmet milli mü- esseseler gibi milli davanın nünde — yer olmaları, | prensip meselesinin büyük ga: teler lehine halli takdirinde is -| tikbalde de böyle k: mid etmemiz il ldir. Evvelce meslekte yetişmi elinde bulunan gazetelerimiz, ya | vaş yavaş >seleşmekte, en almış alacağını ü- fi bir sebeb hemen hepsi arkadaşların | mües: t ile iş adamlarının sermayeleri makta ve belli başlı gazetecile- | rimiz bu müesseselerin ücretli| veya maaşlı memurları haline gelmektedirler. Yarın gazete hiç alâkal: zengin 50.00 O LİRA | | dile telif eden apayrı bir for W mül bulmak Jâzımı | Neşet“Âtay, sözünü şöyle-bi- || tirdi İ Evinin önüne ağac diken bi | adam günün birinde bunun göl- | gesinin evini güneşten mahrum | edeceğini, dallarının uzağı gör | mesine mâni olacağını peşinen hesab etmek mecburiyetindedir Gazete için de böyle! Demokr tik cemiyetlarin teşekkül ve ilk inkişaf devirlerinde, bahçeye di: | kilen fidanlar gibi göze ve kalbe inşirah veren gazeteler -| dak salâcak kadar büyüdükleri | memleketlerde, 1 b.şııen* ve sosyal emniyeti gölgeliyen | tehlikeli müesseseler haline gel- | mişlerdir. 'Türk gazeteciliğinin | böyle bir istikbale doğru inkişa-| fımı-önliyecek — merhalenin tam'| başındayız. sosya büyüdükçe, gazete kârı arttık -| 9,00 - Program ga vaziyet daha aleyhte değiş -| 9.03 Haberler miyecek, gazeteler bunları ta -| 918 Müzik b mamen kendi menfaatleri lehi- | ** İT ne kullanmak istiyen büyük iş ,, 39 TürEannL | adamlarının veya büyük iş grup | 1233 aö Tik " 3A larının ellerine geçmiyecek mi- | 12.50 2115 Konüşm: dir? |12.0: 2130 Müzi Bence; — salâhiyettar makam| —— e e Meselenin müsbet VE müfid hal- |18.00 Program — |2330 Kapaaı: li için evvelâ; 18.03 Mi etenin niçin çıktığını tes bit etmeli ve , kararını bundan vermelidir. e bir fikir ve bir hayır | midir yoksa bir t sesesi mi? son müesses caret Mül Bir fikir ve bir haber m sesesi ise dört hattâ ( 3 kifayet eder. Fikir ve haberden haşka şeyler de satan bir tica - ret müe bu - takdirde ona bugü n- da, ticaret odasının teşkilâtı için de bir yer vermek, o zaman da gazetenin efkârmumumiyeye tel- kin hürriyetini kazanç maksa - saatir rılması üzerine ııııılı'vrı—ın yölcı şamba — sabahından yeni ilâve ve tadilleri gösterı üzerindeki pul bedeli şelerimizde dağıtılabaktır. seydini: çok iyi olurdu. Ben de nberi fare gürültüle nlar şitiyordum. Meğer hayv astırma kokusuna — gelmişler yi iyi!. Çabuk madam bir ka paralık pastırma! Bak! Bak! kokusu buraya geliyor. Dedim. Kadımın bu defakı hiddetini görmeli idi. Ayakla ile tepiniyor. Ellerini yençerenin kenarına vuruyor, hiddetinden ağzından çıkan Jâkırdılar anla gılmıyor idi. Biz Fredrih ile kahkahaları kopardıkça - pastırmacı ile mu- dam peynirci hiddetlerinden nı yapacaklarını şaşırıyorlardı. F redrih lâkırdıya karıştı ve na geleni söylüyordu. Madam peynirci: Aman ne kadar da tevbi- adamlar var imiş! Ah sim- vcim burada olsa idi. Şu çap kınların haddini bildirirdi, Dedi. Fredril — Haddine mi düşmüş! Koca- nız mösyö peynircinin burada giniz. Ah bunu akşamdan söyle- | bulunmaması hakkında çok iyi ışıkları maskeleme tedi nazara alımarak son kış seyrisefer tarifesinde 1 tbaren tatbik mevkine konu nü iskelelerle vapurlara asılaca Kış tarifesine ek olarak tertib edilen n 2 kuruş 10 para muükab -| “Yenı&ahuh“ ilân fiyatlar Kr. Başlık maktu olarak — 750 i rinin kaldı- htiy 1 9i | cak olan B 'en cedvel yarınki pazartesi aktır. ulamın bütün a rzu ve bu tarife oldu. Yoksa day nakkak idi. Dedi. Madam pastırmacı başını içe- ri çekerek — Canım bu ne uykusu? Bi- raz kalk şu çapkınlara bir gey | söyle. Akşamdanberi yapmadık- ları rezalet kalmâdı. . Bittim. Bittim! bayılacağım Dedi. Madam pastırmacının nezleli kocası galiba uykuya imış, karı, kocasını uyandır- mak üzere patırdı, gürültü edi- yordu. En nihayet bizim araba- nın içerisine Kkadar tesir eden şiddetli bir aksırık sadasından herifin uyandığı anlaşıldı. Kula- ğımı o tarafa verdim. Herif: — Oh ne güzel rüya? doğrusu yiyeceği mu- YENİ SABAH 29 Birincikdasa 1940 Maçkada BORSA 28 Birincikânun 940 İ| Açılış ve kapanış Londra 1 Sterlin 5.2 New - York 100 Dolar 132.20) | Cenevre- — 100 İsviç. Frc. 29.7725 Atina 100 Drahmi —— 0.9978l Sofya 100 L 1.6225) Madrid — 100 Pe 129315 Belgrad 100 Dimar 3,175 Yokohama 100 Yen 31.1875 | Stokholm — 100 İsveç kr. — 31.0975 ESHAM ve TAHVİLAT l Ergani 19.77 Sivas - Erzarum 1915 İ Merkez Bankası peşin —— 10925 MÜJDE: (| Hakiki Kırmızı halkalı | Meşhur | kapımda otomobilim olacak .. aparlımanım » -Dostluğum şeref verecek.,, derse hiç şaşmayın. cebınd Çoakı « EN PMAİLLİ PİYANGO' NUN 1rIAL YILBAŞI bileri vardır ) TAKSİTLE -SATIŞ OSMAN ŞAKAR. $" GALATA BANKALAR CAD.&7-59 TEL: 41578 BEYAZIT ÜNİVERSİTE CAD.28.. KADIKÖY İSKELE CAD.33/2 'e Nuhakkak ZARİF HEDİYE TİKU isimli KURTULUŞ Dolma Kalemleri gelmiştir. Fiyatı her yerde 450 kuruştur. Fş Sıhhaum sev Bir ihtikâr suçlusu İzmit (Hususi) — Burada 14 kuruşa maliyeti olan makarayı terzi Kemal isminde birine 100 kuruşa satarak ihtikâr yapan iplikçi Osman Bayraktar hak- kındaki kararı Temyiz mahke- mesi tasdik etmiştir. Osman Bayraktar Sürde iki sene sür gün edilecek ve 500 lira da para cezası ödeyecektir. nler- Namlı Kayserili ( APİKOĞLU ) Türk || sucuklarını her erde arayınız. Taklidlerden sakınınız. Taşra siparişi muntazaman | gönderilir. | Kızılay İstanbul deposu direktörlüğünden:$| OY 15/1 ve 16/1 No.l: UN | KÂĞITLARI | Mağazamızda düzünesi 1922 ve Destesi Ferakende olarak satılmaktadır Adres: Kızılay Han No. 20, Yenipostane karşısı 18T kuruştan - İstanbul Sahibi: A. Cemaleddin Saraçoğlu — Neşriyat Müdürü: Macld Çetin —- | B memnun oldum. Mari dinle nlatayım. W Diyordu. Kimbilir herif gali- ba rüyasında pastırmalık beş on | öküz mü aşırdı. Ne yaptı? Pas-| tırmacının göreceği rüya eııwq pastırmaya aittir. Kadın kocası- na bağırdı — Şimdi rüyanın sırası değil. | Başını pençereden çıkar da şu iki serseriye lâkırdı anlat. Bi-| raz evvel üçüncü kompartiman- | da bir peynircinin zevcesi ile ta. nıştık. Güzel güzel kadın ile ko-| muşuyor iken çapkınlar pençe- reden başlarını çıkararak yirmi- şer paralık pastırma istemezler mi?, Herif. — Lâkin Mariciğim, şiradi ya- ldığı yer: (H. Bekir Cürsoylar ve Cemaleddin Saraçoğlu matbaası) | nımızda pastırma olmadığını ni- çih söylemedin, parası ile değil mi? Elbet isterler, dedi — Ne söylüyorsun? Yirmi otuz paralık pastırma satmağa | utanmıyacak mıisin? Sana sö; lüyorum. Çabuk heriflerin ter yesini ver | nim - pastırma için bir şey söylemeğe hakkım yok. — | Kadın pastırma meraklısı ko- | casının bu suretle hiddetini tah- | rik edemiyeceğini anladı | — Hakkın var! Haydi p: a için bir şey deme. Lâk çin söyledikleri,. an Maricigim ne söyle- diler?, — Ah bilsen! Mutlak şu he- riflerin kemiklerini kırardın. Turkıye İş Bankasma para ya- ” tırmakla yalnız para biriktirmiş olmaz, ayni zamanda taliinizi de denemiş olursunuz. leler: 4 Şubat, 2 Ma- 1 Ağustos, 3 İkinciteş- rin tarihlerinde yapılır — Söyle, ne dediler? Ah dilim varmıyor. hakaret.... Kadın sözünü tamamlıyamadı. yutkuna yutkuna ağlamağa ba İadı. 'Bu rol herifin üzerinde derhal tesirini gösterdi. Karısına: — Mariciğim şimdi beni de ağlatırsın. Allahtan bulun ğep- çapkınlar! Doğru söyle, ne gibi hezeyanlarda huhmdlllar” Kadın hıçkırıklara biraz fası la vererek — Dinle kocacığım dinle? Bu pkınlardan işitmiş eri anamın, baba- duymadım! akşam bu ç olduğum söz min ağzından bile Ah anneciğim her sen tabiatin kadar güzi e veremem güze der, babam da doğru kızımız çok güzel.,, Diye- vek valdemi tasdik ederdi. Hattâ beni sana vermiyeceklerdi ama ne ise ben razı ettim, Şimdi ise bu çapkınlar... Mösyö pastırmacı karısının Bana Kumbaralı ve kumbarasız hesaplarında en az elli li- Tası bulunanlar kuray dahil edilirler. — Eyvet evet. — Sebep ne idi? Ben Fredrihe: — Arkadaş şimdi zanneder- sem komedyanın en mükemmeli başlıyacak, karı koca bir güzel- lik iddiasma kalkıştılar. Dedim. Hakikaten böyle oldu ya, herif: — Sen o kadar güzel değil din, şimdi güzelliğinden bah setmenin sırası mı? Benim eve« beynim de senin ile izdivacıma asla muvafakat etmemişlerdi. Lâkin ben senin ricalarına daya- namadım. Kadın bizim söylediğimiz lâx kırdıları çoktan unutmuş, artık kocasına çene yetiştirmeğe kalk- miş idi. Dedi ki: Şimdi uylc olur. Bir ayna âl da yü bak, Beni görenler de Allah için söylesinler. (Arkası var)