TÜRI(ÇE YE ÇEV1REN BOŞA sım—ı 'GAYRETLER GİLİZ BÜYÜK ELÇİSİ SİR NEVİLE NEHDEW"“’ —..Hüseyin Cahid YALÇIN İ —T76— Hitlere bunlardan biri ter- sih etmek imkânı açıkça ve- riliyordu. Bu en son Şanaı isi.| Fakat şimdi Rusyanın iştiraki | temin edilince artık Lehistanın| dördüncü bir taksiminden baş ka bir şey Hitleri memnun ede miyordu. Bu gerait - içinde, ben hâlâ onun ” taarruzu 26 ağusto 1 eylüle talik ettiğini anlıyamı yörüm: 25 ağustosta bana tevd ettiği tekliflerin altında -gizli bulunun “sebeb hakikatte ne| idi ajestenin bül ürnetinden | en müsaid bir cevabı aldı. Böy- Je olmakla beraber, bunun plân-| ları üzerinde hiç bir tesiri olma- dı. O halde bu teklifleri neden yaptı? Harbi düşününce haki- katen son bir tereddüd mü his- setti? Yoksa Ssadece Alman kavmini harbden içtinab için son dakikaya kadar gayret sar- Tettiğine kandırmak - fikri il mi böyle hareket ediyordu. amafih 28 ağustos akşamı avdetimden sonra cere- ydet- ine yan etmiş meden evvel, derek 01 tevdi edilmll: bir me Zunun umumt — muhtevi-| hsaya bir telkin tti. Almanyantı Fransa ile hiçbir kavg: dığı söyleniyor, Lehistana iyade müzaheret gö steniyordu da yapıl- yatlar Leh hü-| eti tarafından Müsaid bir| r1 halde n aylardanberi müzaker te olduğu halde fena hal te bunu ma rine hü- göni ajın bir cevabı gibi te- Jâakki etmeğe meyyal bulünmüş- bahı, Herr Forsterin ağustos s Danzig devletinin Reichsoberl-i | Danziş devletinin Reiehsober-| hauptlığa yani devlet reisliğine tayin edildiğini ilân etmek oldu. | 'Ayni zamanda Lehistana karşı Alman talışidatı nihat - saf na erişmi Bundan majı hükümetinin cevabını hâmilen | benim Almm avdetime ka- nlük bir sükünet gö- | Ağustosun 28 inci günü| ymra saat beşde Lon- drayı terkettim ve o gece on| ik dairesinde kabul edile- vek kendis tercü-| mesile birlil cevabını verdim. Hit daha davrandı. e getirdiğim cevabdan gayrimemnun görünmedi. Maa- mafih bunu itina ile tetkik et- 4 bir cevab vereceğini | di. Konuşmamız bir saat-| ziyade sürdü. Tekrar sefa-| haneye döndüğüm zaman he-| men tu hemen gece yarısı olmuş- Zannederim ki Hitlerle mü- mın içinde man bında bu mülükat yoktur. ri makul harehk andım ve intihab keyfiyetinin kendi elinde bulun- duğunu söyledim. Sulhperverane zakereler İngilterenin - do: iğini, bana her zaman söyle- mişti. Diğer tarafdan, Lehista- na karşı bir taarruz hareketi harb demek olacaktı. İngiltere- nin Almanya ile el ele Napolâon aleyhinde döğüşmüş oldukları günlere dair yazılan ve Hitler rafıı haysiyetine v ğu sırada, yors kelimelerle t exh. demezsini ihtiyar mareşâl İng taptan bir fıkra târihlerde A ington'a ben alınan bir k ederek his-! at ettim. O an"l! ın şeref ve| verilmiş ı'7c mdan habe ardeşim Wel-| erdim. — Bu imü tultamı ımı._ımı avz dlarım, iler Pâbi, * Almanyada olduğu mareşal diye maruf kalmıştır. Bu hikâyeyi Hitlere hatırlat- tım. O sırada üzerinde muvak- kat tesir yapmak olabilir. Fa kat hiçbir n t Burada (: zikredebilirim ki gerek gerek - ertesi tekrar ziyaret etti bıni a aldığım zaman, ciddiyet ve ehemmiyeti hakicın- da üzerimde bir tesir yapılma için ti. yüz Fak: met topla girci C, divet beni öyl bir di bir Maji il vabı nız) ret tarafından okunmuş olduğu ta- Sefarethaneden dairesine kadar ancak üç nadığımı fa betsiz bulduğu; ularının yahud. endişi de gülü taktımı. mülâkattan çıka kamıyacağımdan ledim. Maamafih, ilk Jk“hm tirdiğim cevab Hitler felâketinden içtinab etn kadar kolayi ebilmiştirm. havayı ., Hitler, vüdetmiz Mmez bir tim. Bu cev: daki Alman sı hiçbir gey ilimal edilmi gansölyelik dört yardalık bir mesafe vardır. at Berlin bir haftalık 1 içinde ık Kati z bir kalabalık avlunun hali karşısındaki — köşede anmuştı. Arabam bu avluya| cekti. Halk sakit olmakla| a hiçbir düşmanlık uk k 'mv——ın sa "IHJJ bir ihi ! dizilmişti. Trampet * karşılandım. Drv Moec: Hitlerin k AND. si ve 'nuho_('u Brüchner mer- muş old işOllaraunk bu kadar vahim buhran esnasında münase- söz ağızdan ağıza dolaşmıştı. Mi ği ma- nalı buldum. o daki- kada Majestenin hükümetinin cevabı ne olabil ni pek iyi merak ediyordu? Fakat ihti-| mal ki- bu sadece. Meissner'i lesinden ibaret 'n, Meissnere daha Almanyada bir gül ta- korktuğumu jestenin hükümetindi Hitler sakin, hat- gibi görünmüştü. | haberler| gösterdi. tilâ arar gün aldığım müsaid gibi in doğruya müzakere açmağa ha-| zar bulunduğu za: nı tevlid et- vet edildiğim zaman işiteceğim | şeylere hiç hazirlanmamış bulu-| nuyordum üzeri intişar| eden Alman teleri Lehi tanda altı Almanın katledild diğini yaztmı: ı v lerin zayıflamakta olduğu kor- kustle müfritler tarafından uy- ü muhtemel olan bu hikâye Lehistanın umumi seferberlik haberlerile - birlikt Hitleri a Şe en abiliyetli âmi undu- biraz gülphelenmiem n Bolki iktiza ederdi. Herhalde, ilk olduğu < 1 (VI num h abda istanın m mi lliyetlerin h altına olduğu beyan (Arkası söyledim. Bu| serler | sen bastıran müelliflerin niha- İ | | 'nde beni bekliyorlardı. Dr.|. yakamda bir çiçek ile gör- mekten pek memi duğunu ledi. Berlinde aa koyu| mızı bir gül takardım. Yal-| fünihe tekaddüm eden üc| aalı gün müstesna idi. O| ymdraya avdet e- n'u Tempellof- bazı Al- | | raber mil | müfettiş PEP SABA ——w———,a Çok değil mi ? Rumanyaya yerleşen Alman kıtaatı için Rumen matbuatı — Bunlar Rumanya ordusunu | tensik ve talim için gelmii: ri muallimlerdir... Hükmünü vermişti. Vakıâ hazari kuvveti k 400 C muına bir ordu içii 50.000 muallim şimdiye kadar işit hili me edeceği son gelen| öreniyoruz — ki anya ordusunu talim ve tensik için bu 150.000 muallim de kâfi gelmemiş ve 200.000 Alman askerinin Ru? men topraklarına geleceği haber verilmekte bulunmuştur. Bazı kaynakların tekzib, bazılarının | da teyid ettiği bu haber şayed tahakkuk ederse terhisden ev- vel sayısı 400.000 i aşmayan Rumen askerlerine hocalık et mek üzere Rumen toprakların- da tamam 350.000 Alman aske- ri bulunuyor demektir. saba göre her Rumen neferine hoca olarak bir Alman neferi bet ediyor ki bu vaziyet kar- şısında en hüsnüniyet sahibi Rumen meslektaşımızın bil. Gerçekten fazla!.. Düşünecek de acaba söyliye- bilecek mi? Bu suale cevab vermek büs- bütün ayrı ve mevzuumuzun tamamile haricinde bir mese- ledir. A. C. SARAÇOĞLU W HALKEVLERİ | Kitab sergisi Zlu Halkevinden: ördüncü Türk Kitap Sergisi 15 - 1 - 1941 tarihinde Evimizin Tepebaşındaki merkez binasında sergi salonunda gçıla- caktır. — Sergi 30 -1 - 1941 tarihi- ne kadar devam edeçektir. rgiye iştirak etmek is- tiyen kitapçılarla, eserlerini şah yet 10 - 1 - 1941 akşamına ka- dar Evimize müracaat eyleme- leri ve eserlerinden birer nüsha göndermeleri rica olunur. 5 — Bu eserler sergiden son- 'a sahiplerine iade edilecektir. BEvimiz kütüphanesine hediye e- dilecekler memnuniyetle kabul olunacaktır. Davet Darüşşefaka mezunları kuru- mundan: İdare heyetini yenilemek üze- re 29 - 12 - 940 pazar günü sa- at 10 da Eminönü Halkevi bi- nasında fevkalâde toplantı yapı- lacağından — Darüşşefakalıların gelmeleri ehemmiyetle rica olu- nür, yeniden | | | | YENİ k',x" AATE FRANSIZ hezimetinin Haziranın dördüncü günü Dünkerk işgal olunuyor ve ferdası günü Somme Üzerindeki büyük Âlman taarruzu başlamış bulunuyordu Mayısın 23 üncü günü gencra! Billote, Ypres şehrinde - İngiliz Generali Gorta ve Belçika Kralı Üçüncü L&opolda General Ga- melin'in plânını izah etti. Bu plân mucibince mayısın 26 ıncı günü Şimalde Pransızlar, cenup- 'ta da İngilizler hep birden taar- ruza geçecekler ve bu suretle Somme gediği aşılarak iki müt- tefik ordunun birbiriyle iltisakı temin edilmiş olacaktı. Vakıâ bu plân tehlikeli bir plândı. Lâkin Fransızları kurta- rabilecek biricik çarenin bu plân olması çok muhtemeldi. Maatte- essüf Şimaldeki harekâtın aşağı yukarı bütün yükünü üzerinde taşıyan General Billotte bir oto- mobil kazası neticesinde mayı- sın 28 inci günü öldü. Mayısın 25 inci günü Belçika — kıt'aları Şimal mıntakasından çekildiler, İddialarına göre bu ric'atin se- bebi Alman tazyiki imiş. Mütte- fiklerinden tamamiyle ayrı dü; mekten endişe eden İngilizler i- cabında teması muhafaza etmek ve Billotte yerine geçmiş olan Blanchard kuvvetlerine iltihak edebilmek için hudutta kâin bir Belçika köyünü işgal etmek maksadiyle oraya iki fırka gön- derdil: İngiliz Generali Gort Fransız Generali Blanchard ile görüştü ve Fransız Generali kendisine “Belçika ordusunun ric'at hazır- lıklarında bulunduğunu,, söyle- di. Gort bu haberi derhal âmiri İronside'e yetiştirdi. O da: — Biz de ric'at hazırlıklarını yapalım! cevabını verdi. * Müttefikin taarruzu başlama- dan birkaç saat evvel Belçika or- dusu teslim oldu. Mayısın 28 in- ci günü sabahın &ekizinde Fran- sız Başvekili Reynaud radyo ile halka: — Dunkerk yolu Almanlara açıktır. Haberini verdi. İlk İn- giliz cüzütamları Lys üzerine geri çekilmeğe başlıyarak Os- tende ile Dunkerk arasındaki hil noktalarından gemilerine binmeğe başladılar. Yalnız ka- lan Fransızlar da gemilerle çe- kilmek teşebbüsünde bulundu- lar. Artık Almanlar için dahilden bir taarruza maruz kalmak en- dişesi kalmamıştı. Nefes alma- dan General Weygand'ın daha ilk günlerdenberi (Fransa har- bi) ismini verdiği Somme mu- harebesine hazırlanıyorlardı. Ge neral Weygand mayısın 29 unda yapılan bir kabine toplantısın- da Somme muharebesinin yapıl- ması mümkün olan sonuncu Mareşal Pdtain harp olacağını açıktan açığa be- yan etmişti. Fransız Generali bu harbe insan ve malzeme ola- rak elinde bulundurduğu bütün kuvvetleri atacaktı ve şayet harp kaybedilecek olursa her hangi bir ric'at artık bahis mev- zuu olamazdı. * Haziranın birinci gand bu hakikati, Pariste topla- nan müttefiklerin yüksek mec- lisinde hazır bulunan Churchill'e tekrar etti ve kendisine imdad kuvvetleri gönderilmesi husu- sunda İngiliz devlet adamını sı- kıştırdı. Haziranın dördüncü — günü Dunkerk işgal olunuyor ve dası günü Somme üzerindeki yük Alman taazruzu başlamış bulunuyordu. Taarruzun ilk nü Pransızlar — hatlın — bü imtidadınca, inanılmıyacak - de- recede giddetli bir hücuma mu- kavemet ettiler. Weygand bu mukavemetten memnun bulunduğunu beyan et- ti. Reynaud radyo - vasıtasiyle 'ümitlerinin sebeplerini,, bütün Fransız efkârıumumiyesine bil- dirdi. Haziranın altısında pek çok Fransızlar nikbin bulunu- yorlar ve tarihlerinin dolu oldu- ğu yeni bir mucizeye intizar e- diyorlardı. Reynaud, kabinesinin en zayıf unsurlarını tasfiyeye karar ver- di ve tasfiyeye Daladier'den bas ladı. Baudoin'in salâhiyetlerini tevsi ile Harbiye Nezaretine müsteşar olarak General dö Gol' ü getirdi. General dö Gol henüz elli ya- gında bir kumandandı. Ve daha 12 gün evvel generalliğe terfi et- mişti. Bu zat daima motorize bir harp lehinde bulunmuş ve bu istikamette mücadele etmişti. Fransadaki nikbinlik -havası haziranın dokuzuna kadar de- vara etti ve Reynaud bu tarihte Birleşik Amerika Devletlerinden yardım istemek için Ruzvel ilk müracatini yaptı. Weygand kırk fırkalık bir kuvvet topliyabilmek için büyük | gayretler sarfediyordu. Bunun için de Majinot hattının ge ve gittikçe tebarüz etmeğe baş- lıyan Alplar hududu da dabil ol- | duğu halde bütün garnizonları | boşalttı. Bu müddet zarfında Al- man kuyvetlerinin sayısı müte- | madiyen artıyordu. Düşman 100 millik bir cebhe üzerine — 100 fırkadan fazla bir kuvvet yığ- mıştı, Oise üzerinde 40, Soissons karşısında 10, yukarı Aisne ve Farls Soir'ın ıohık L başmuharrlri ıeîge Lazareff Şampanya'da 40 Alman fırkası vardı ki bu hesaba derhal taar- ruza hazır bir halde bulunan İ: viçre hududundaki ve Sigfrid hattında Alman motorlu kıt'ala- rı dahil değildir. Fransız kıt'a- ları gece gündüz istirahat etme- halde Fransızlar bir dakika uyumıya bile vakit bulmadan | harbetmişlerdi. Nihayet tevakkisi kabil olmıyan | netice kendini gösterdi ve Al-| manlar Abbevil cihetinden Fraa sız hattını yardılar. Weygand yeni bir müdafaa hattı yarat- mak için insan kudreti fevkin- de gayretler sarfetti ve hükü- mete derhal Paristen çekilmesi- ni tavsiye etti. Hükümet Tours şehrine çekildi. Hattâ Genel Kurmay heyeti bile 120 mil ce- nuba nakletti. Haziranın onuncu günü Rey- naud General Weygand'ın re- fakatinde cepheyi teftişe çık İki gün sonra Weygand, Loire | üzerin vekil Reynatı — Artık hiç bir ümit kalmadı. |. Daha feci bir vaziyetin önünü a- labilmek için harbi derhal dur- durmalıyız. Dedi. * iranın 11 inci ya Fransaya harp ilân ediyor- dü. Mussolini'nin kararı Fransız milletine hiç bir tesir yapmadı- ği gibi bu harp ilânı keyfiyeti hiç bir vakit hâdiseler üzerinde bir tesir vücude getirmiş te de- ldir. Haziranın 12 inci günü Rey- Üme- Tours fikrini kabul etmeden tin nakledilmiş olduğu gehrine döndü. Başvel — Fransanın ruhu mâğlüp ol- mamıştır. Diyordu. — Başvekil, Mareşal Pötain'e müracaat ede- rek kendizeri iknaa çalstı. Fakat ihtiyar Mareşal da tıpkı Gene- ral Weygand gibi: — Askerlik bakımından artık hiç bir mücadele imkânı kalma- tur. Cevabını verdi, Bunun üzerine Reyna | liz başvekili Çorçili telefon ba- şına çağırdı ve derhal tayyare ile gelmesini rica ettikten kabinesini bir toplantıya davet etti. Nazırlar asabi, telâşlı ve ü- mitsiz idiler. Reynaud her ne ba- hasına olursa olsun mücadeleye devam edeceğini bildirdi. Man- dell ile General dö Gol Başveki- lin fikrinde idiler. Hattâ General dö Gol hülkümetin Brötanya eya- letine çekilmesini — tavsiye etti. Onun kanaatince bu sarp arazi- nin müdafası kolay olacağı gibi deniz yolundan iaşesini de te- min etmek mümkündü. (Arkası var) h. | ki Biarre köyünde B.w—l ünü İtal-| naud mücadeleden — vazgeçmek | mıştır. Binacnaleyl muhasamatı | Ka SSRE ş zum bissedildi. Şehrin nüfusu durdurmaktan başka çare yok-| d İngi- | nra | | | Bayfa : 3 SŞİMDİLİK BU KADAR Biraz da halkı dü- şünmenin zamanı gelmiştir S Birkaç gün evvel kazancı mali- dud olan vatandaşların refahını kısmen olsun temin edecek bir çare olmak üzere kira bedelle- rinin muayyen bir nisbet dahi- linde indirilmesini tavsiye otmiş- tim. Filhakika büyük gehirlerde oturan geliri mahdut vatandaş- ları cn ziyade üzen şey kira be- dellerinin yüksekliğidir. Hele Ankarada, eline geçen paranın yarısım kiraya yatıran vatan- daşların sayısı pek çokkur. Ni- tekim bu fahiş kira yüksekliği- ni hükümet te takdir ettiğinden Ankarada memuriyet alan va- tandaşlara ayrıca “mesken zam- mı,, unvanı altında bir miktar para ödemektedir. Hükümetçe asla kantrol cdil- miyen kira bedellerinin bu yük- bir çok zengin vatandaş- Jarı bu işi istismara sevketmiş Taksim meydanımı nazarı itibara alalım. Buraya on sene zarfında kurulan apartımanların bedeli bir milyar lirayı geçmiş- tir, Bunun sebebi apartıman ge- lirinin her hangi bir işin temin edeceği gelinden daba yüksek olmasıdır. Vaziyetin bu gekli al- ması, sermayenin sabit kıymet- lere tahvili iş sahasını da mec- ti buren — daraltmış, dolayisiyle bundan iktisadiyatımız da çok müteessir olmuştur. Bizde binaya yani bu mevi sa> bit kıymetlere yatırılan sermaye yüzde on gibi çok yüksek bir gelir getirdiğinden, sermaye sa- bibleri evleviyetle bu işe rağbet etmekte ve hiç bir riski, hiç bir tehlikesi olmiyan bu kârlı işe sermayelerini yatırmaktadırlar. Halbuki Avrupada bu nevi sa- bit laymetlerin geliri yüzde ya- yım ile bir arasındadır. Diyelim ki Ankaranın hükü- met merkezi ittihaz edilmesi ü- zerine bir çok yeni binaya lü- azla arttı. Ve hasıl olan iltiyacı kargılamak için müm- kün mertcbe fazla sermayeda- rın bu kârli işe rağbet etmesini temin için bu yüksek kiralara göz yumuldu. Fakat arlık bu vaziyet geçmiş - olmalıdır. Bu gün Ankara hükümet merkezi olalı 20 yılı buluyor. Sermaye sabibleri hükümetin gösterdiği Jütuftan kâfi ve vâfi derecede mütena'im olmuşlardır. — Biraz da halkı düşünmek zamanı ge- miştir. Üstelik “mesken zammı,, diye hükümetin bütçesinden bey- hude yere bir sürü para çıkması- na da bir nihayet vermek lâzım- dir, MURAD SERTOĞLU ( MACERA ROMANI Teirika No. —— CİNAYET Mi, YOKSA İHAR MI? Akşamın Saat altısı. Hava soğuk, her taraf bi, tam kış mevsimi. Derin bir koltu ral uyul tada bir hak kazar esnasında dairenin, s0 rültülerinden uza leniyor. Çünkü korkunç bir ka buz ömülen | 1 bu izin | hatça din- bir siyle | yaptığı mücadele kendisini epey yormuştu. Evin içerisi de sımsıcak, zında man ç iyor -E kağın gü-| biyle. Bu adam isminizi söy yordu. Bunun üzerir mızı düşünerek derhal sizi haber- | retmeği münasip gördüm. — Hüviyetini öğrendiniz mi? — Evet, ismi Pol Riyö. Bü- tün kâğıtları üzerinde idi! | — Ne vaziyette? eli mi? — Galiba ölmek üzere. | görmek istiyorsanız hemen bir| | taksiye atlıyarak Bojona gidi- niz. Ora; rum!.. | Fakat yerde, daha 7 zili, odanın Be, saatte Me- rali k Bir lâhza cevap verip verme-| mekte tereddüt etti. Nihayet a- ğır bir hareketle telefonun ahi- zesini eline aldı. Ve bo; dir sesle: — Kiminle kont ura dedi idaresinden adüfen Goren'den geçiyordum. On beşi yirmi iki treninde ölüm halinde bir genç bulundu!.. — Peki bana ne diye haber ve- miyorsunuz? —MH arkadaşlığı hase - bir lâ düşür a kalım, bu da ne di Polün katledilmesi sebebini anlayama- | dim!... Halbuki, Meralin annesiyle beraber kin bir çocuktu. ni ve oturan Pol Bu şekilde dı, Servet cihetinden, mükemmeldi... Öyle is: Polis hafiyesi, başını ka : “Bu işte var!,, Ğ ye düş inı antonu a- radı. 'Telefonün ucunda şefi, başı fettiş Rive'yi buldu Merkanton mu? şimdi ç tı, — Ne kadar oldu? Daha bir iki dak kendisiyle görüşüyordum. mek mi istiyordun? Şimdi ban lefon münasel en bir te- tiyle konuşa acak- tım — Nasıl şey bu? Merkanton, hukuk fak tesinde okuyan — yeğenin trende bir taarruza söylemişti de. — Bana bundan ahsetme- di. |a imi — bulandırıyor. ton, telefonu Ga- i Ve bu beş dakika evvel c ordu. Anladınız değ iyle! Hakik n malümat to ral telefonu bırakarak dü- daldı. | Merkanton polis benüz çıktı ise, k ren'den telefon ede mek | kuııu 1 değildi. adam n: xh)ı ismini söylemişti? artık daha fn_ı Miüfetiş Apartmanın kapısından ç n kaldırımın yanında bi nden iki mü na çabuk gid kadar iyi, dedi. l R &;â”;î _ııhrx İ»Zrbıık—rinı_ Kır balolarında Kaldırımdı dedi. cevap vermedi. ı yakmakla meşguldü. salladı. Endişeli ve güze öti ederken tanışmış- etmişler ve aralarında a uyanmağa başlamıştı. nihayet yalnız ola- nuş, gezmişlerdi. Ara- alâka ciddi bir hal al- z bir aşk doğmuştu!. Temizliği parlaklığından oku- | nan kestane renkli gözleri va kumral sağlariyle çok çekici bir güzelliğe mali't olan Jizil (Arkası var)