Belhiden ayrılmadan ev- vel Mahatma Gandhi köylerde bir veda ziya- reli yapar; bunlardan birine beni de davet et- mek nezaketini gösterdi Gandhi'nin faaliyetlerine dair Vi Mahatma Gandhi'nin faaliyet- leri birçok cepheye ayrılır. - Fa-| ökü Hint cemiye- | 1 islah ve kismen | de yeniden bina etmeye Ben bü fanliyeti başlıca üç mü- him kasma ayırıyorum: Hariyan smifını kaldırmak, Hint vatanının başlıca bir cüzü ve esası telâkki ettiği köyleri ıslah etmek; din bakımından biribirinden ayrı ve ekseri biri- birine muarız olan cemaatler e- rasında vahdet temin etmek. Köyleri ıslah azim ve güç bir | teşebbüstür, çünkü esası iktisa- | di olması zaruridir. Bizde “aç| ayı oynamaz,, derler. Ben inanı- yorum ki aç köylü için ıslah ke- lâmesinin hiç bir mânası yoktur. Bunu Mahatına pekâlâ görmüş- | tür. Ve bundan dolayı ea gvıelı köy etmiştir. Bir kısım Gandhicilerin makine sanayine ve hariçten gelen eş- yaya itirazları bu noktadandır. -Bu meseleye daha esaslı bir su- rette üçümcü kısımda temas e& deceğimiz için şiradi Delhi civa- rında Mahatma ile beraber zi- yaret ettiğimiz birkaç köyden bahsedeceğim. Delhiden ayrılmadan evvel Mahatma köylere bir veda ziya- reti yapar. Bunlardan binine be- ni de davet etmek nezaketini gösterdi. Bu ziyaret esasen bü- tün ailesile ve bırhayh misafirle beraber yapıldı. Köylere bir mil mesafe kalıncaya kadar araba- larla gittik. Sonra indik yürü- dük. Ben Mahatmanın arabasın- da idim. Kütibi Mahadev onu, bir battaniyeye sardı, arkasına yastık koydu. Köşesinde iki bük- Tâm oturan bu ihtiyarın vücu- dunun zafı ile dimağının kudre- ti arasındaki büyük ve garib farkı 6 gün en çok anladım. çükü bu uzunca araba seyaha- tinden istifade ederek ondan bir. çok şeyler sordum. Ve suallerim o gün en çok Hariğanlık mese- lesine temas - ediyodu. İçtimai vesiyasi bakımdan, hattâ biraz- da iktisadi bakımdan (Harijan) | hk meselesi Hindistan için çok müküm olduğu için en evvel bu- nu anlamıya çalıştım. Esasen Harijanlığı kaldırmak için Hin- duların müesses bir cemiyeti vandır. Bu cemiyetin kâtibi u- mumisi Dr. Malkani bu husus- ta tarihi ve istatistiki malümatı bana wermişti. Bunun esasını ikısaca anlattıktan sonra Mahat- ma ile mülâkatımıza geçeceğim. Hindistanın ilk halkı ırkan Ari değildir. Lisanları, harsleri, medeniyetleri — bambaşkadır. Bunlara umumiyetle (Dravidi- an) ismi veriliyor. Ekseriyeti bugün Cenubi Hindistandadır. Cenubu ben gezmedim. Bu me- deniyete ve halka dair uzun iza- hata girmiyecezim. Yalnız renk- lerinin çok esmer, hattâ siyaha yakın olduğunu, ve tipleri Mon- gollara çok yaklağtığını söyle- mekle iktifa edeceğim. Hindistanı Ariler istilâ ettiği vakit bu yerli halkın ne mede- miyetimi, ne de suratlarını be - ğenmemişler. — Ariler, Hindu Medeniyetini kurduğu — zaman bu halkı mümkün olduğu kadar hariçte irakmak — istemişler. Ve asıl Harijanlığı renk farkından dolayı doğmuştur. Ari ırkı beyaz renkli imiş, bu rengi muhafaza etmek istemiş, koyu renk adamlarla teması yini ihyaya teşebbüs ABONE BEDELİ Türkiye — Ganebi 7400 Krg. 700 K, 760 » W80 » 400 » — 800 » 150 » — 800 » 17 Bürüncikânun 1940 BALI 47 Zilkade 1850 4 Birincikâman 1366 Gün SöZ Ay VZ yek: BAD WKamim W0 Güneş — Öğie z28 — T28 — BAS — Ezani | B20 — 1820 — 1520 — Vasati Alggam — Vati — lmsak 1200 — 139 1250 1742 1921 — 683 DİKKAT XYeni Babaha & çönderilen yazılar ve evrak neşredilein edilmesin ada olunmaz ve bunların kaybolmaların- den doleyi klç biz. Mmesüliyet kaburi edilmen. 'SENELİK 6 AYLIK 3 AYLIK TAYLIK Tkindi Ezanl Vasati varır. | " YAZA I L İSE EDİR | HALİDE EDİB | e O — kesmiş. Bu tıpkı Birleşik Am rikada cenupda zencileri be lardan ayrı - tutmaya | cemiyete benziyor. Harijanlık c Sası yalnız renk meselesi d ğildir. Hindular dört Caste, Brahmen, Asker, Tüccar Köylü diye dört taksimli bir ce- miyet kurdukları zaman bu| Z- dört Casteden bir çok insanları hariç tutmak istemelerinin ba | ka sebebi de vardır. Brahmen- ler kendilerini en yüksek ruha- Bu ni insanlar telâkki ederler. ruhaniyeti muhafaza için tem ettikleri insanlara ve gıdaları- na çok ehemmiyet verirler. Onlar et yemez, Harijanlar et yer, hem de leş dahi yer. Hin- distanı kısaca bir müddet için (Budizm) istilâ ettiği vakit bu irk, Ve ruh tefevvukuna güb- müşler, ortadan kaldırmak iste- | mişler. Fakat onlar da iktısadi ba-| kıman sınıflar idhas etmişler . Hayvan öldürmek ve hayvana taaltük eden bütün iş ve sana- yi en aşağı bir meslek telâkki e- dilmiş. Bütün deri sanayii y panlar, avcılar, kasaplar, balı Çılar en aşağı bir meslek sınıfı| telükki — edilmiş. Biraz sonra| Hinduizm, Budizmi ortadan kal- dırıp tekrar Hindistana hâkim | olunca, bu meslek sahiplerini ta- | mamen Caste harici telâkki et-| (Arkası var) SABAHTAN | SABAHA Milli tasarruf ruhu- | | nun emri ; (Bağtarafı 1 inci sayfada) maddelerin Almanya eline ge—w çeceğini muhakkak görerek -| Teddetmiştir. Ona mukabil Tür- kâyede henüz hiç bir maddeye vesika konulmaması, parasını verenin her maddeyi tedarik ©-| debilecek vaziyette — bulunması | bir saadettir. Bizi, gerek - i maddelerinde, gerek diğer bazı | maddelerde müşküle — düşüren bu maddelerin azlığı olduğu ka-| dar bazı kimaselerin telâşıdır. E- vini altı aylık bütün ihtiyaçları- 1nın bir ambarına çevirenler ek- | sik değildir. İki yerine beş kilo | #kmek alanlar bazı mmtakalar- | da ekmek buhranı çıkarıyorlar. Tasarruf haftası münasebetiyle halka arttırma öğütleri verilir- ken bu çeşid arttırmanın milli/ menfaatlere ne kadar zararlı ol-| makta bulunduğunu da anlat- | mak lâzımdır. Evvelki gün tasarruf hafta-| m münasebetiyle Tedyoda mu- tuk söyliyen Mümakalât Vekili | B. Cevdet Kerim dedi ki: | “Nüfusumuzun sür'atle arttı-| rılması ve vatanda boş kalan her kolun çalıştırılabilmesi — ve çalışan kolların daha hızlandı- rılabilmesi çarelerinin aranıp bulunması hepimizin, hassaten vazife ve mesuliyet almış — va- tandaşların en büyük borcu, milli tasarruf ve iktisad ruhu: Tun emridir. , | Nüfusun artması, işsizlere iş | bulunması, çalışanların hızlan- | durilması.... Milli tasarruf ve iktısadda bu üç çarenin başta geldiğine $üb- he yoktur. Ancak acaha — biz| bu çareleri ne Gereceye kadar | temin edebiliyoruz? — Nüfusu - muzun çok sür'atle olmasa bile | arttığına istatistikler delildir. On üç Bene zarfında nüfusumuz | beş milyon artmıştı. Nüfusun artması refahın, Bervetin — ve| sıhhatin arttığına da bir delil- | dir. Hele bir kaç gün evvel neş- redilen bir istatistik doğru ise| pek sevinmekde haklıyız: Eui genenin ilk dokuz ayına mahsus 111981 çift evlenmiştir. Halbu- ki 1927 de evlenenler 21.372, | 1938 de 29.251 kişiden ibaretti. İki sene içinde evlenenlerin bu kadar artışı bizi şübheye dü- #ürüyor. Vükaa ondan evvelki On sene içindede muntazam bür tezayüd vardı. Fakat hiç bir vakit bu dereceyi bulmamış- a Evlenenlerin artması demek de huzur ve sükünun, emniyetin, refahın artması demek olduğu- na göre, şu yirmi beş Bsenelik sulh devrinde memleketin başda mailli tasarruf ve iktasad ruhu- nun emrini yerine getirerek her bakımdan ileri hamleler yaptı- ğma hükmedeblliriz. !'İğ'f“ C p Uı'.L;âı;ğ Bir frenk darbı meseli Freaklerin: “Folöket yolunda tahtında gizli münası: Bir kere geldi mi düzünesi- le gelir!... tokerlemesidir. Arnavutlukta — ve iyan krtalarınm yüksek ku- ada heyetleri sanki birbirle- riyle talihsizlik müsabakasına çıkmış gibi düşmana hergün sa- yıları biraz daha yükselen mal- zeme, cebhane terkedip çekllir- lerken şimdi bahis mevzuu bile olmayan, tükin tahakkuku artık bir zaman meselesi haline gelen yeni bir. felâketle karşılaşmak üzeredirler. Filvalâ 12 Adada bulunan İtalyan garnizonları da ergeç bu üsera kafilelerine ka- rışmak üzere bulunmaktadırlar. | 1985 yümda 12 Adnda bir| tedkik seyahati yapmış olan Phent ismindeki Viyanalı gaze- teci daha o zamanlar neşrettiği yazılarında İ Rodos- ta (3000), Lerosda da (3000) kişilik bir askeri kuvvet bulun- durdukdarım söytüyordu. İtalyanın harbe girmeden cv- bu takviye etti- Zi muhakkak olduğuna göre bu mıktarm bir hayli çoğalmış bu- Tunacağı . Demek o- luyor ki ba gün 12 Adada asgari iki fırkalık bir. kuvvet bulun- duğunu tahmin etsek İtalyanla- rın Arnavutlakta kaybettikleri (10.000), Mısırda da verdikleri (30) küsur bin esire, 12 Adada | bulanaa kuvvetlerinin de ilâve| | edileceğini talımin yalmış bir gö-| rüş olmaz. Felâket geldi mi hakikaten zincirleme geliyor. A. C. SARAÇOĞLU HARB VAZİYETİ | Afrikadaki harb İtal- yan topraklarına intikal etti (Baş tarafı 1 incl sayfada) Muharebenin ilk gününde tahmin ettiğimiz gibi Htalyanlar ancak hudud, boyundaki ikinci hatta tutunabildi. Fakat bir halta zarfında alti İtalyan; kolordusundan — ikisinin — bozulması| ve Grazyani ordusunun altıda birini esir vermesi bu mukavemet hakkın- da da müsald mütalea beyanına mü- said değildir. Nitekim İngilir kuv- | vetleri mukavemeti cenupdan kana- rak Capuzzo nı.mh'dzn Libyaya girmişler ve Bardiadaki Ttalyan kuv- vetlerini de İhataya teşebbüs etmiş- lerdir, İtalyanlar bu hattan da pe- kilmeğe mecbur — kalırlarsa mncak Tobruk ve Derneyi terkettikten son- ra tekrar bir mukavemet gösterebi. Jirler. Fakat her mükavemet evvel- kinden daha zayıf ve daha zaylatlı olacaktır. Afrikadaki #talyan mağifibiyetinin sebebini biraz Ga deniz hükimiyeti meselesinde aramak — mecburiyetin- deyiz, Denizlerde — serbestiye malik olmayan devletlerin giriştikleri müs- temleke muharebelerinden hiç biri müsbet netice vermemiştir. Cünkü muharebe zaytatını telâfi ve ikmal kabil değildir. Cihan Harbinin birin- Ci We iktnci senelerinde Afrikadaki Alman mütsemlekeleri bazı tevessü alâmetleri göstermişti. Fakat bu za- hiri muvaffakiyet deniz ablukasının tesiri altanda yavaş yavaş ricate ve nihayet inhilâle tebeddill etti. Bu bakımdan düşünülürse Grazya-, ni ordusunun Müsıra taarruzunu csa-, sında batalı bir hareket telâkki ede-, bilii Şimdi dağılan kolorduları, tertedilen —malzeme ve mühimmatı telâf) için İtalyadan Trablusa imdad göndermenin imkfnsızlığı İtalyayı Afrikada pek fema variyete düşüre- bilir, — AAA — Millt piyangonun yılbaşı, keşidesi Mülli Piyango idaresi 11 ikinciteş- rin 1940 da bir yaşını — bitirmiştir. idare bir senelik faaliyeti esnasında piyango sistemini tekâmül ettirmek. için büyük bir faaliyet sarfetmiştir. Bu arada Avrupadan müteharrik kü- reler getirtilmiş, piyango biletlerinin fiyatlarımı indirmiş ve buna muka- bil dağrtılan ikmamiye mikdarı çoğal- tulmıştır, Ayrıca onda bir bilet usu- lü kaldırılmaş plânlar daha kıza müd detli tertib olunmuş, yalnız tam ve yarım biletler ihdas olunmuştur. Mülli piyango idaresi mutad plân- lar haricinde fevicslâde gürilere mah 'us fevkalâde piyangolar tertib ot-, miştir. Behçet SAFA Halkın mili piyangaya gösterdiği Mesardaki | | Ders saatlerinde mek teblerinden kaçan talebeler cezalar diıriliyor Şimdiye kadar bun- lardan 84 tanesi yakalandı Mektop - talebelerinin de saatleri asında — kal da dolaşmalarına oli: tasi- le yapılan tah: devam et- mektedir. Şimdiye kadar bu şekilde 84 mekteb talebesi ya- kalanmıştır. Bunlar, polis tarafından men- bulundukları mekteplere teslim olunmuştur. Mekteb in- zibat meclisleri bu talebeleri derhal 3 gün tardı muvakkat cezasiyle cezalandırmakta ve ayni velilerine haber vermekte- dir. Şimdiye kadar polis vasıta- siyle yapılan taharriyat netice- sinde elde edilen neticeler Maa- rif Vekâletine bir rapor halinde bildirilmektedir. Üniversitede tasarruf günü — (Baş tarafı 1 Inci sayfada) | kısa bir tarihçesini — yaptıktan sonra geyelerini ve yetiştirdiği elemamların memlekete fayda - larını uzun uzadıya - teşrih et- miştir. Mekteb direktörünün çok alkışlanan hitabesini mü- teakib profesör Subhi Nuri İleri söz almış ve alâka - ile dinlenen bir konferans vermiştir. Mek- tebin askerlik öğretmeni, milli iktasad ve tasarrufun askerlik bakımından ehemmiyetini teba- rüz ettirmiştir. | Müteakiben mekteb talebele- rinden bazıları söz alarak mil- | İt iktısad ve tasarruf mevzuu et- | rafında alâka #oplayan hithbe- ler irad etmişlerdir. Sazt 15,30 da merasime niha- yet verilmiş ve müteakiben ektebin lise kısmı için tesis 0- | lunan talebe kooperatifinir res mi küşadı yapılmıştır. Koopera- tife bağlı bir talebe tasarruf sandığı da tesis olunmuştur. g-maam Talebe burada para toplayabi - lecektir. Üniversitede İstanbul Üniversitesi İktısad fakültesinin de iktısad ve yerli mallar haftası münasebetiyle bazırtadığı “İktısad günü,, dün Baat 16 da iniversite merkez binasında kutlanmıştır. Merasimde üniversite profe- Bör ve doçentleriyle kesif bir talebe kütlesi hazır. bulunmuş- bur. İstiklâl marşı ve açış nut- kunu müteakib profesör Yusuf Kemal Tengirşenk ve doktora talebesinden İffet Oruz birer hitabe irad etmişlerdir. Üniversite doçentlerinden Zi- yaeddin Fahri Fındıkoğlu “Ta- Barruf terbiyesinin içtimai şart- ları,, mevyuu etrafında çok alü- ka toplayan bir konferans ver- miş ve müteakiben iktısad fa- külltesi birinci sınıf talebesinden Âkil Serdaroğlu, dördüncü sı- mf talebesinden İbrahim Özki- raz birer hitabe irad etmişlendir. Merasimin son &özü — iktısad fakültesi dekani Ömer Cel tarafından söylenmiş ve bu su- Tetle merasime nihayet verilmiş- târ. 04 Portakal ihracatı mu- vakkaten durdu Dün muhtelif memleketlere -140 bin tizalık ihracat muamelesi kay - dedilmiştir. Bu maddeler meyanında Rumanyaya külliyetli mikdarda man dalina sevkedilmiştir. Portakalın li- | sansa tâbi tutulması üzerine Ruman- yaya yapılan portakal sevkiyatı mu- vakkat bir müddet için durmuştur. —| e ——— ——— alâka günden güne artmaktadır. Bu- | mun sebebi halkın milli piyangoya verdiği paranın mühim bir kısmınım (Milli Müdafna hava kuvvetlerine ve- vildiğini bilmesidir. Milii piyange idaresinin bu sene- kâ yıbaşı piyangosunda da bilet alan lar dehine büyük tadilât yapılmıştır. Şimdiye kadar tertib olunan yıbaşı | ptyangolarında tam biletler 100, onda bir biletler 10 ve 20 de bir biletler 5 Hraya setilmakta idi, Halbuki bu sene yılbaşı piyangosunda tam bi- letler 10 we yarım biletler B llraya | indirilmiştir. DİYORKİ Münakalât Vekilinin dikkat nazarına in hayati denilebile edilmiş — bul kendilerince şa; ğunu ve t itir kata lüzu lan istidanamem hakkında gerek etice elde edemedim. madığını söylediler, 4 Müdürlüğe vaki olacak B| min de belki ayni su- || r lanacağını tahmin etti- Bim için iki seneyi mütecaviz bir | zaman evvel Vekâlete müracaat ve şikâyet ettim. Lâkin vekâlet de || meseleye — «lüzumu — derecesinde ehemmiyet vermiyerek istidan: memi P. T. T. öderesine havate İ ile iktifa etti. | Mecburiyeti kanuniyeye r: j o zamandanberi cevabsız | | sabık vekile, gerek P. T. T. umu- Şi ml müdürüne husust mektuplar- |i la müracaat ettim. Hiç bir ! Şimdi aşağıdaki noktaları yeni || Münakalât Vekili muhterem Cev- || det Kerim İncedayının dikkat ve || insaf nazarlarma arzetm; — | Resmi muamelede daima hakkı ve hakikati iltizam lâzım değil ! midir? Hakikat hilâfı iş'arlarla mensub oldukları idareyi yanlış yola sevkedenler tabli meydana çıkarıp tecziye edilirler. Teşkilâ- tı Esasiye kanunumuzun 82 inci maddesinin ikinci ıda (sah- sa aid olarak vukubulan müracaa- tının neticesi müstediye tahriren W tebliğ olunmak mecbüuridir) denil- miş olmasına rağmen istidaname- [ min iki seneyi mütecaviz bir za- g| man cevabsız. bırakılması — doğrü İ| mudür? —— | Nunsosmaniye, Şeref sokağı ı No, 38 Kaysori posta me murluğundan mütekald Badi isti - Endürüst 'ge :| x | | sene € P. T. T, idaresi istan- B| hrendi Haa a İ fahi bir di ati Bl ö n a re sölr ea verimiş ve felefonla yapılan ie- İ c y aa a K elirez. vl.,î hızmat orin- n belediyelere Çen memurların !ekaud hakları Hazırlanan yeni kanun mevkiüi tatbika vaz olunuyor Devlet memurlarının — bele- diye hizmetlerine, ve belediye | memurlarının devlet hizmetleri- ne girmesi üzerine tekaüd hak-| larının tamamen kaybolmasını zaruri kılan 1683 numaralı ka- nunun tadili hakkında hükü- met tarafından hazırlanan ka- nun lâyihası Büyük Millet Mec- | lisi tarafından kabul olunmuş- tur. Bir kaç güne kadar neşroluna- rak meriyet mevkine girecek olan ve belediye memurlarının devlet hizmetlerine ve devlet| memurlarının belediye hizmet- | lerine girdikleri takdirde tekalld haklarını mahfuz tutan yeni ka- nunun tadil olunan maddesini aynen aşağıda veriyoruz: “Tekaüd sandığı teşkilâtı ol- mıyan mülhak bütçeli dairelerle hususi idarelerden ve mülga şehremanetleriyle İstanbul ma-| halli idanesinden ve Ankara L& lediyesinden maaş alan memur | ve muallimlerden umumi müv: zeneye dahil hizmette veya u- mumi müvazeneden bu idarelere ve yahud bu dairelerin birinden umumi müvazeneye nakli me-| muriyet etmiş ve edeceklerin | evvelce umumi müvazenede ve idarelerde geçen hizmetleri te- kaüd kanunlarında derpiş olu- nan hizmet müddetlerinin hesa- bında sayılır ve bunların teka- üd ve yetim aylıkları son bulun- dukları idare bütçesinden veri- lir. 871 sayılı kanunun 14 ün- cü maddesi hükümleri mahfuz- dür. kaf, Ziraat Bankası ve manetlerinde 1 ha- ziran 928 ve 1 haziran 930 tari- hinden evvel geçmiş hizmetle- rin tekaüd hesablarında sayıl- ması bu müddetler için tekaüd nidatı verilmiş olmasiyle meş- ruttur.,, Dün Sultanalımed ceza mahkeme, vak'asış cürmümeşhud ha di. Duruşması yapıldı. safahatına göre mesele hakik; üçüncü sulh 'ne bir Karagümrük insana mı ve hayret — verecek kadar enteresandı. Karagümrük; Ç nba — cad- desinde Gü sinem; ce- reyan eden bu vak'a dinlenen hidlerle iddiacı ve âyni zamı da suçlu bulunan Mehmeâ Muzaf- fer adımdaki gencin ifadelerine göre etmiştir: hatsı: erlerinden memnumiyet göstermemiş ve sine- hmed Muzaf- ine başka bir müş videki boş yerlere oturtulmuşlardır. Gallba bu işe hem Mehmed Mu- zafferin, hem de Salâhaddinin can- ları sikılmiş ve Mehmed Nuz: dayanamıyarak: — Yahu doğru oturun be!.. Ayıp- tar be. Kızlardan ne istiyorsunu! Siz #inema seyretmeye mi geldiniz? Sarkıntılık etmeye mi?.. Demiştir. Zaten kızların önlerin- den kaldırıldığına kızan Salühadâ- din bir de böyle JAf işitince matine- nin sonunu dar bulmuş ve paydos olur olmaz sinema kapısının önün- de Mehmed Muzafferin gırtlağına yapışmıştır — Sen misin ulan be?.. Bana de- din ha. Mehmed Muzaffer ise: — Git be kardeşim. Sen kabadayı bir delikanlıya benziyorsun, Dayak yemeden şuradan aç başı kir dü- meni bakayım... abadayı delikanlı /— Hem kızlara takılmış, hem de si- nema memuruna bıçak çekmişl!. Diye işi külhanca tatlıya bağla- | Fakat n anlar m addin 1âf dlığın dokunul! artık. Biraz da bir delikanlı. kafasını güçlü Mehmed tuttuğu gibi almış, basmı Derken et- garası Üzerine götür ere olan 1662 li polis Mustafa Bozkurd yelş- yiyince payı, bi rafa biri miş, fakot bir yumruk da o in şakası olmadığını, bu meselede 1 bulun- ar. Hele biraz son- Ü| arslan gibi hid - ddinin büyük ustalıkla li bile olmayan min- ceb cakısım — çıkarıp cirafa umı görünce o da tabancasını çetin bir kabadaşülık da bir At o bağırmıştı. saldırmayı elinden! Sulâhaddin ken- ncıktan bir asında po- (bancasının Simsiyah namlı de- iğini görünce süt dökmüş kedi gibi asım cebine komuş ve tıpış tıpış karakolun yolunü tutmuştur. İşte dün hâkim Münibin karşısına gelen bu kabadayı delikanl kendi- sini şöyle müdafaa ediyordu: — Ben kızlara bir şey yapmadım. Hep bunlar iftira, Asıl dayak yi- yen benim.. davacıyım, diyordu. Neticede şahidlerin ve polisin ifa- Geleri ile vak'anın yukarıda oldağu Bibi cereyan eylediği sabit oldu ve #a karar verildi: «Suçu sabit gürülen Salâhaddinin 1 küçük olduğundan 16 gün hap- sile derha) tevkifine ve Mehmed Muzafferin de beraetine karar ve- rilmi O ar keme ik polisin yanında mah- den çıkan iddinin arka- undan üçüncü sulh mahkemesi hâ- kimi Münib şöyle sesleniyordu: — Bundan sinemada nasıl oturulacağını öğrenirsin artık zan ederim, Bu senin kulağına küpe olsun €e mi?, ınra | | olan ağı | tereffü gö | olunmuştur. Yazanı ol. Salib Murad Üzüllek Keşif!_erdh_îira!ar Patlayıcı maddeler v Pamuk Barutu En müthiş patlayıcılar kararsız olmalı ve tam reaksiyon kendi içinde vaki olmalıdır. Kimyagerler bu tipten madde ararlar. Her molekül kendi “kendini patlatabilen neviden olmah. Pikrik asid maden kömürü katra- nundan çıkarılan asid fenik ve ban- zolden çıkarılır, Asidfenik — evvelii Sulfurik asiri ve senra da azot aslâlle muamele edilirse küçük pikrik asid billürları hasıl olur, Ameliyenin ea tehlikeli noktası bu bilürların 60 de- recede kurutulmasıdır. Fabrikada çae- lışan işçiler sarıya bayandıklarındam dolayı (kanarya) ismini alırlar. Pik- rik asid 121.6 derecede eritilip ka- hplara dökülür veya mermilere dol- durülür. Bu şekline bidit denir. Orta devirde top barutunda yapyır lan ilk terakki Şonbeinin pamuk ba- rutu veya Nitro - Selluzdur. Sellaz nebatların sulb kısımlarım da, hücrelerin cidarlarında bulunam maddedir. Krbon, hidrojen ve oksı- jenden mürekkeb olan bu madde azot asidile birleşir. Azot asidi azot ile oksiğenden mü- dan dolayı - pamuk diğer şekillerile bir- leştiği takdirde bunların karbon, hidrojen ve oksijenle birleşmesine sebeb olur. Pikrik asidde olduğu gibi Nitro - Sellr Afi miktarda pat- layıcı maddeleri havidir. Pamuk barutu pamtk veya odum elyafını azot ve sulfrit asidle muame leye tâbi tutarak yapılır. Nitro - Selluzun — teşekkülünden sonra asidden arta kalanlar iyice izale edilmelidir. Aksi takdirde madde pek kararsız olup idaresi de müşküldür. Bu zorluğun izalesi için birçok araş- Islak pamuk barutu emniyetli olup az miktarda kuru pamuk barul patlatılır. Bu barut köprüleri, ları atmak için kullanılır. Şidk patlıyan — pamuk — barutunu rudan — doğruya — top namlısında kullanmak esiz değildir, namlıyı bozar. Bunun için aseton içinde hal- ledildikten sonra ip veya şerid ha- linde kurutulur. Bir mikdür Nitre - gliserin veya madeni pelteler ilâvesi- le Nitro - Selluzdan kordit yapılır. Nitro - Gliserin 18486 — senesinde Sobrero tarafından — keşfedilmiştir. Sabun endüstrisinin pâk mahsulü olan gliserini şzot asidile muamele ederek yapılır. Bu madde kesafeti 16 ve tasallüb noktası 13 derece yağlı mayidir. — Patlayıcı hassaları — derhal — keşfedilmişse de patlayıcı olarak istimali daha son- radır. Bir mayi olduğundan — dolayı kolay kolay nakledilemiyordu. No- bel bu mayü Kieselgubr denilen bir tozla absorbe ettirerek bu malzuru ortadan kaldırmışlar, Dinamit adile maruf olan bu patlayıcı madde altın maden ocaklarında ve kayaları par- çlamak için büyük mikyasda kulta- nulmaktadırlar. Et ıhtıkarı mı? e E n Belediye iktısad müdür- Jüğü harekete geçti Et fiyatlarında anormal bir mesi üzerine bele- diye iktısad müdürlüğü derhal tedkiklene başlamıştır. - Beledi- yenin yaptığı tedkikler üzerine et fiyatlarının Balıkpazarında dağlıç 70, kıvircik 75, kuzu 90 we karamanın 55 olduğu tesbi Bu fiyat Beyo; we İstanbul cihetlerinde bazı te- reffü ve tenakuslar gösltermek- tedir. İktısad — müdürl yatlarda anormal - bir yi gördüğü takdirde ete azami fi- | yat koymak üzere teşebbüslere Birişecekti vow- ihtikârla mücadele için yeni tedbirler (Baş taratı 1 incide) Başmüfettiş Lütfinin de zar bulunduğu içtimada bazı tikâr hâdiseleri tedkik edilmiş ve bunların önümüzdeki top> lantıda karara bağlanması ka- bul edilmiştir. Bundan başka makara satışlarında da azami fiyat haddi konulması karar- laştırılmıştır. Bu fi ko- misyonun perşembe cağı tesbit edilecek - tir. Mürakabe komisyonu vekâlete 'yat mürakebe komisyonu doğru- dan doğruya Ticaret Vekâletine bağlanmıştır. Komisyon, vekâ- letle resen muhaberede buluna - bilecektir.